Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE İKt 9 Aralık 1967 CUMHURİYET •••••••••••••••••••• • OGRETMENLERİN sürüp giden çilesi Fakir BAYKURT tuz kırk yıl önce olması gereken «gerçekleştirmeler», bugün de hâlâ, toplumsal dinamizmin çekirdeği sayılan sağlam güçler tarafından, yeni baştanmış gibi ele alınmakta, egemen azınlığın gece bekçisi karanlıkçı güçlere karşı bunlann savaşı verilmektedir. Aslında, Mustafa Kemal hareketinden sonra müthiş bir şekilde kaçırılan fırsatlar; halkçı ve devrimci güçlerin dolaylı bir yenilgisidir. Ama bir kere yenilen, her zaman yenilecek değildir. Tutucn güçlere karşı girişilen bu seferki savaş, daha derinlerden ve sessiz gelişmekte ve önlenemez bir zafere doğru koşmaktadır. Bir tarihsel gecikme olan bu zafer, daha genig bir kadronun emeği ve omuzlan üzerinde oluşmaktadır. Öğrenciler, öğretmenler, bileümle ülkücü aydınlar, emekçiler bu savaşa alın terlerini, göz nurlannı katmaktadırlar. Kıyasıya bir savaş ki, öğretmenler kesiminde olup bitenlere bakınca blle, ne denli büyük, ne denli derinlerden gelme ve ileriye nzanık olduğunu hemen anlayabiliriz. Ve hattâ insan daha ileri giderek, bu seferki zaferde, tarihsel gecikmeyi kapatacak bir hızhlık bile görebllmektedir. buhranın vardığı sonuç Ağianacak halimiz Şimdi de, bir Makariostnr tutturduk gidiyoruı: Kızıl papaz, alçak papaz, kara panaz, kaatil papaz, Bizans papazı, km»b. papm«... Sıfatlardan sıfat beğeniniz. En sonra tsmet Paşa da bır Amerikalı gazeteciye : . . m»«ir.in« Makanosa güvenilemez dedi diye çazetelerde Makarios hazretleri mansete çıktı. Pasa, Makarios'un kuvvetıni sn sozleriyle ortaya gayet güzel koymustur : !».,.„.•,„ \ « Makanos'un kuvvetı. ıki devleti (Amenka ve B « y « ^ > kendi gıtenna lyı kullanabılmes.nden geliyor. Bmm zorlugumuz Müdahale hakkı Sezai ORKUNT ••>• • ••a • ••• • •a* O Daha güçlü olarak... gene biraz geç olacaktır, ama birtakım yokluk» larla 3940 yıl önce olmasından. bugün olmasının üstünlükleri çoktur. Otuz, kırk yıl önce hemen hemen yok ola belli başlı Sol yayınlar»ı, tutuklanarak, yargılanarak, kerpiçleşmls bir bağnazlığı (taassubu) kırarak yayınlayan ve o büyük gecikmenin temel açığnu kapayan Muzaffer Erdost ve arkadaşlan, ancak yeni yeni, devriraci güçlerin önünde birer ışıldak gibi parlamaktadırlar. Uzak köylerde, kasabalarda öğretmenlerin şimdi ellerinde bu ışıldak yayınlar vardır. Sadece «özel okullar» konusunu değil. cıkmaza saplanmış topyekun eğitim düzenini protesto için yürüyen öğrencilerin ceplerinde de bn yaytnlar vardı. tyimserliği besleyen başka bir gözlem, öğretmenler gibi bu gençler de artık «Çamlıca» tepesinin çok berilerinden, Antalya'nın Serlğinden, Antebin, L'rfanın, Ardahanın, Arhavinin köylerinden çıkıp gelmektedirler. Köy Enstitüsü kanallarını tıkadılarsa da, halk gücii başka delikler, yarıklar bularak, özsuyunu yer üstündeki toplumsal savaş alanma doğru surmektedir. Hattâ bu yüzden tarihsel gecikme hüzün verici değil, toplumun hazırlıklannı iyice pekleştirdjği için güven vericidir. sal savaş cereyan etmektedir. Önceleri biraz yavas, sonra birden bire uyanmaya başlayan gençler, öğretmenler, öteki sağlam güçler; halk kitlelerini de etkllemeye başladı. Bunun bilimsel belirtilerinl tartışmak işini yetkill kimselere bırakalım. Ama egemen azınlıkta ve onlaruı çıkarlarmı bekleyen takımda öyle bir telâş var ki, bence bu çok •nlamlıdır. Bu telâş yüzünden, ilkokul yapılan üç guney doğu köyünü ağalar yıkıp başka kuytulara taşımışlardır. Okullar ortada kalmıştır. Kalsın. Onlar köyleri taşıdılarsa, sadece onlaruı olmayan devlet, luz oğlan bebelerio kapatıldığı kuytulara okullan taşıyacaktır. Ve bir yerde bn kaçmaca kovalamaca bitecek, ağalaruı ağalıği usulca «ona erecektir... Türk eğitimlnin belinde bacağında, müzmin bir romatizma gibi sancıyıp duran «öğretmen kryıraı», artık sadece görünürde meveut «kanuna nygunluk» ölçülerlntn de dişma çıkmış, bir hesap günü kurulduğunda, ilgililerini (suçlularmı demiyorum şimdilik) asla kurtulanıayacaklan hallere getirmiştir. Yüzlerce örnek arasından alınmif şu birkaç örnek, durumu daha iyi belirtecek ve telâşa düşraüşlerin encammı daha iyi sezdirecektir: karamsar olanlar G örmeyenler veönümüzde büyuk birblle farkuıdadır ki, toplumu B da iyimserlik, atasözündeki gibi, geç olsun güç olmasın» iyimserliğl değildir. Belkl pılmakta, Bakan dünktt İmzasını bugün geri almaktadır. amsun'un Engiz köyünden beri tanıdığım bir öğretmen var. Bu arkadaş edebiyata, öz Türkçeye düşkündür. Dışardan Eğitim Enstitüsü bitirme sınavlarına yazıldı. Her dersi verdi, ama öz Türkçeye düsmaıı bir öğretmen not vermediği için tek dersten bütün haklarını kaybetti. Sonra Ankaranm bir ilçesine geldi. Bu arada Müfettişlik knrsuna yazıldı. Doğuda cok çetin bir il'e verdller kendisini. İki yıldır çalışıyordu. Öğretmenlerin önderiydi. Bütün öğretmenleri uyaracak yazılar yazıyordu. Hemen göze battı. Bir buçuk yü önce bir soruşturma açtılar. Ama disiplin cezası veremediler. İşi adliyeye getirraek istediler. tl Yönetim Kurulu «meni muhakeme» karan verdi. Danıştay da onayladı. Müfettişln kalması gerek değil mi yerinde? Hayır! Alıyorlar oradan! Hem de öğretmenliğe indirerek! Başka bir ile verlyorlar. İlin de bir köyüne. «Yahu eşim öğretmen?» diyor, anlamıyorlar. «Kıdem?» diyor, dinlemiyorlar. Okuyan çocuklarım?» diyor, işitmiyorlar. Kansı bir yerde, kendlsi bir yerde... Ankaradaki Bakan konuşuyor: «Haksız yapılmış bir işlem varsa gösterin...» Enez'deki sendikacı öğretmenin «sosyalist» liği suç sayılmış. Vermişler adliyeye. Adliye yok bir jey demiş. Ama bu karar yetmemiş. ilin ileri gelenleri, sürelim şunu il dışma demisler. Yazraışlar Bakanlığa. Şimdi siz Bakanlık olsanız Adliyenin sorumlu görmediği bu öğretmeni il dışma sürer misiniz? Diyelim ki surersiniz. Edirneden abp nereye verirslniz? Çanakkale, Balıkesir, Afyon... Hayır, tâ Hakkâriye! Anayasanın 20. maddesinl bilen bu öğretmen, ortada hiçbir kanunî fol ve yumurta yokken, daha ötelerde bir Türk okulu olsa, oraya kadar sürülecekti demek! H «•• !••• !••• Türlii çesit sürgünler... •'' anıdığim öğretmenlerden bazıları, 1965 se• çimlerinde aday oldu. Şimdi iktidardakl partinin listesinden girip de kazanamayanlan, okul müdürii. ilkoğretim \c Millî Eğitim Müdürü yaptılar. İçlerinden şube müdurü ve genel müdür olanlar bile var. Ama başka bir aday öğretmenin başına gelene bakın: Yeni ders yılı başlayalı aylar olmuş, öğrenciler kitabı yarılamış, bizim öğretmeni bir sürmüşler: Tam altı il aşın bir ilin on altı saatlik bir köyüne! Nakil emrini gördiim, ne yazıyor biliyor musunuz? • Kendi isteği üzerine...a Yok kendi isteği! Telâş bu kadar artınca devlet işlerine yalancılığı da sokuyorlar görüyorsunuz. Batı Anadoluda, gene bir öğretmen okulu var. Kasabanın halısım, ticaretini, her şeyini 2030 klşi eline almış. Bir öğretmen, Eğitim Sosyolojisi dersinde bazı hesaplar yaptınyor: 200 tezgâhı kendine bağlamıs hir tüccar. orta derecede bir halı emekçisi aileden 320 defa fazla kazanmaktadır. Eğer bir kooperatif kurulabilse emekçi ailenin geliri •', 180 artacaktır. Tutarlar mı öğretmeni? Şikâyet, tahkikat, hemetı Bakanlık emrine! eş altı günlük bir gezi yapıp geldim Merkeze. öztekin Yiğit'ten sonra TÖS'ün genel yönetim kurulu üyesi Nafiz Sentürk'ü de sürmüşler Balıkesir'den. Balıkesiri bilirim. Bir «milliyetçi» vardı, kırdığı yumurU kırkı geçmişü. Tutulacak bir yeri kalmadığı için ildeki müdür bu «milliyetci» yi sürmüş. Encümendek) politfkacılar dururlar mı «Bizden bu gitti, TÖS'ten de Nazif gidecek madem!» Yahu bir sebep yok, olur mu? Olur olmaz, yazmıslar Ankara'ya, Nazif yürümüş. TÖS kurulduğunda. «Imam Hatip Okulu öğretmen:yim, TÖS'te bana da görev verir misiniz?» diye gelmişti. Bölgc temsilcisi yaptık. Eşi Tekelde memurdu. Çocuklan vardı. tki btnden fazla öğretmenin derdiyle haşır neşir olup gidiyordu. Akıllı, ağırbaşlı idi. Kendlsi için hiçbir şey istemiyordu. Beş kuruşluk çıkar düşünmüyordu. Alıp attılar.. Sucu yok günahı yok öğretmeni Enez'den al, Hakkâriye sür. Ocakları dağıt. Bütün bunlar insana karşı işlenmiş suçlardandır. Sadece birkaç partizanın gönlünü almak için masum Nafiz'in huzurunu bozuyorlar. Kimse unutmasın ki, insana karşı işlenmiş bütün suçlarm öcü alınır. Bakanlar, bakana yakın olanlar üç günluk Ikbal için bu tarih gerçeğini unutmamalıdırlar. w B ve bu durum da tahaddüj etmiştir. kı haftayı aşan buhranlı bir Adada işlenen cinayetler, dfindevreden sonra Kıbrısa sı ya kamu oyu tarafından takbih olâhlı bir müdahale ihtimali lunmuş. Türkiyenin fiilî müdahalesi vıcdan'.arda gerekli desteğini de. ımkânı da kalkmış bulunmaktadır. Bundan sonrakı bir bulmuştu. müdahalenın de ne askerS ve Büyuk Devletlerde. süratli bir ne de hukukî hıç bir mesnedı müdahalenin gerçekleştirilmesini kalmamış. daha doğrusu bütün tasvibedecek üstü kapalı müsait bir tutum müşahede edilmişti. mesnedler heba edılmıştir. Her buhranlı günlerden sonra Türk kamuoyu, köylerine kadar, olaylar karsısındakı tutumların gençliği ile, ordusu ile, bütün parbir tenkıdı yapılır Leyhe ve tileri ve basını ile son vahşetin karaleyhe pek çok soz soylenır. Ya şısında hükümetin dınamik kararpılması lftzımdır da.. Kaldıkı. Kıb larının samımî destekçisi olmuşrıs meselesı her yönü ile üzerın tur. de çok söz kaldıracak bir konu Cilâhlı Kuvvetler, bir hafta içinhaline gelmiş ve getirilmıştır. de hazırbklarını yapmışlar, görevi ifa emrini beklemiye geçmişBu itıbarla, bızde bu sütunlarda • Müdahale hakkını» münakaşa lerdi. etmek istiyoruz. Bu emir. maalesef hiç bir zaman verilmedi ve tereddıitlerle Birleşmiş Milletlerin. ^merikanın \e kısmrn de NATO'nnn diplomatik müdahalesine âdeta zemin bazırumlar, Larnaka Lımasol lanmıs oldn. yoluna hâkım Boğazıçı ve Geçıtkale köylerını tecrit etmek, mücahitlerin desteğını «ağlıyan bir hafif cephane ımalâthanesim ortadan kaldırmak uzeskeri yönden, karada, denizre tertipli bir harekete teşebbüs de ve havada mutlak bir üsetmişlerdır. Temmuz ayında. bu tünlük mevcuttu. Morâl ve eköylerde Rum polis devriyesi ğitim yüksekti. Yapılacak ijin inan dolaştırmak istemişler, fakat Ba cına, komutamndan erine kadar rış Gücüne intikâl eden oiay herkes, varmıştı. Müdahale. bir yılüzerine bu tesebbüsü tehır etmış da Türkiyenin kara yollaruıda vulerdir. 14 Kasım 1967 günü ya kua gelen kazalardaki kadar can rattıkları bahanelerle hareket kaybına bile uğramıyacak, asgarl başlamış ve 15 Kasım günu tah bir zayiatla yapılacak şartlan haiznbatı ve medenıyetın yuzunu di. Dünyada böylesine müsait sikızartacak bir vahşetı gerçekleş yasî ve askeri şartlan havi bir ortirmışlerdır. Basındakı resımler tam az bulunurdu. dikkatle ıncelendığı zaman, GrıYunanistan, tecavüze cesaret gösvasın bu hareketinın Lefkose hütermedikçe, Yunanistanla bir çakumetının ve hatta Atına hükümetının malumatlan dışında ya tışma bahis mevzuu değildi. Boy le bir ihtimale karşı her türlü aspılmıs olduguna ihtimâl vermek keri tedbirin alınmıs olduğu da göpek güçtür. rülmekte idi. Eğer bu Yunan haBinaenaleyh, Grıvas değil. bu reketi, en fena bir ihtimâl olarak rada Lefkoşe hükümeti baş so TürkYunan harbine gideceks* rumludur. Evveice çok denen bu da göze alınacaktı. mış. Lefkoşe hükümetinin dıplo Bunun dışında harekât, Kıbru matik ikaz ve hatta tehdıtler üzennde yoğunlaştırılacak, baçtan den mütenebbıh olmadığı. bılâ itibaren Türk Yunan meselesi kıs her hareket sonunda daha da yapılmayacaktı. güçlendiğı ve küstahlaştığı göAdada, askeri müdahale yolu ile rülmüştü Ortaçağın haçlı zihnı fiilî bir durum yaratıldıktan sonra yeti elân bu kafaların her zer sartlar ister direkt olarak, ister resıne sınmıs bir haldedır Hal arabulucular yolu ile empoze ediböyle olunca, mazıdeki olaylar Iecek ve Adadaki Türkün güvendan sonra Adada islenecek yeni liğini ve haklarını sağlıyacak esascinayetlere Türkıyenın vereceğı lar müzakere olunacaktı. Bunun cevap. müdahale hakkını fiılen tekniğinı diplomatlar düşünecekkullanmak suretıle Makanos yö ti. Bu meyanda, Anayaja ihlâLnetimini anlasmalara, Adadakl lerile beraber. Ekonomik baskının Türk halkının güvenliğine ve kaldırılması, fiziki ayırım veya haklanna saygı göstermiye ve kantonal, federal veyahut konfebunu ciddl, sürekli bir teminat deral sistemlerden biri, tahribatın altına sokmıya mecbur etmek ol tazmini, cinayetlerin maddl bedelmalı idi. leri tespit ve yürürlüğe konulduktan sonra Türk Kuvvetleri Adadan çekilecekti. Bu hareket, hiç bir zaman bir I Mesele ne idi? R MuKak üstünlük  kullanabilmesi için ba|ıms.z politika yolunu seçmesı gerekır. rika'va veva Rusva'ya kapılandığı zaman hareket kabılıyeti kal EMEKLİ AMtRAL maz.Son olaylar bir kere daha Türkiyenin hem bağımsız dıs politika ve hem de bağımsız millî savunma stratejisi uygulaması ge(SAVAŞ) ve ona bağlanacak bir reğini ortaya koymustur. (İSGAL) hareketi olmıyacak. devŞöyle ki : letler hukııkunda ve anlaşmada Kıbrıs'a bir müdahale lüzıımu siddetle iki kere duyulmnştur. yerini bulmuş duzeltici mahiyette Birincisi 1964 Erenköy olavlarında, ikincisi 196Tde Boğazıçı Gebir müdahale hakkmın kullanılmaçitkale olaylannda.. Türk Ordusunun müdahale isteği, savaş keysı olacaktı. fini tatmin etmek icin değildi elbet» Burnumuzun dibinde lananIılar Türkleri öldürüyorlar. Kıbrıs'taki millî mukavemeti yok ettneye çalısıvorlardı. Jenosit suçunu önlemek için antlasmalann bize verdi ği mesrn hakkımm kullanacaktık. ürkıye Kıbns mesdesinde, 1964 yılında müdahale hakkını kullanmak için askeri »rmçUnbarışçı anlayışını bugüne kamızın yetersiz olduğu ortaya çıktı. Demek ki, Kıbrı* dâvasım yüdar bir çok def'alar ispat etrütecek bir millî savunma polltikasından yoksnndnk. Gazetemmn miştir. Islâm dininde, bir yanağa «Millet Yapar. kampanyası bu gerekçeyle açılmıs, Millî Savunmayenen tokatla karşıhk öteki yananın eski ve yeni üveleri bu bareketi desteklemiş, siyasi etkilere ğı da çevirmek zaafı yer almamış rağmen dâ\a yarütülmüştür. tır. Islâm âleminin peygaraberi, 1967 yıhnın geçen ayında müdahale noktasına geldiğimiı «»man gerektiği zaman kılıncın nasıl kulda islerimizin askıda bnlnnduğunn yeniden gördük. Şöyle ki : lanılacağmı da göstermijtir. 1 Bofaziçi Geçitkale köylerine Grivas'ın hucnmn AnkaraBir millet, haklı bir dâva için da bir baskın teslri yaratmıs, Hükomet ne yapacağını bilememis, tahrik olunduğu zaman barışın hasürekli trreddütle Hava Kuvvetlerimizin elini kolunu bağlamıstır. variliğini yapmanın zamanı geçmı; Ovsa Grivas'ın Türk köylerine hücum edeceği daba önce günlük demektir. Bir milletı savaştan fazgazetelrrin sayfalarına bile düsmüs, Kıbnslı mücabitler bn konula vıpratan husus, şüpheler ve teda iktidar çevrelerini uyarmıslardı. Kıbnslı mücahitlere Ankarareddutlerdir. Basiret ve teenni iyi nın Kızılay mevdanında toplum polisi eliyle sopa attırdı bizim ikbirer haslettir. Aşırı basiretin, aşıtidar.. Ams istihbarat servislerimiz uyuyor mu idi? Hiç olmaııa rı soğukkanlıhğın anlamı iıe başGrivas'ın «muhtemel hucumu»na karşı hazırlanmış bir plftnıınız kadır. vok mnydu? 0 Her yönden yıkıntı Içlnde Olaylar, siyasi iktidarın Grivas saldınsı ksnjısınds hazırlıksız bulunan Ada Türkünün azve nykuda yakalandığını gösterivor. mi ve morall yükselecek. or2 llk şaskınlık geçip de Meclisten savas yetkisinl aldıktan tadan kalkan güveni ve yok sonra ve müdahaleye doğru yöneldikçe sn manzarsyı gördük : edilen haklanna ciddi hir çöMüdahale için yasadığımız çağa göre oldukça uzun bir hazırlık züm yolu bulunacaktı. süresi gerekli idi. Ordu, bir Kıbns miidahalesine veya bir Türk # Türk kamu oyu beklediği, Yunan savaşına göre değil, NATO stratejisine gore yerledtirilmlsözlediği manevi tatmine kati. tlk leününden baslıyarak bütün hszıriıklar gazete sayfalanna vuşacak, ırkdaşlarına yarKünü giinüne geçtiği için vazıyoruz : Birliklerin yeni bir konnj'a dım etmenin sevincini dugeçirilmesi zaman yiyen bir dâva haline gelmistir. yacaktı. Ve daha kaygı verici bir nokta : # l'zun seneler beklemede buNATO içinde Yunanistan'la müttefik olduğumuzdan ve Ynnan lunan askeri birliklerde desubaylan tzmir'de görevli bulunduklanndan, ordnmuzun tertibi ğişik savas tansiyonunun ve iç isleri diişmanımız tarafından biliniyordu. Bu, ciddî bir memeydana getirdiği kaçmılmaz sele yaratmıstır. morâl sanıntısı ortadan kal3 Bir üçüncü dâva, hem Türk Ordusunnn ve bem de Ynnan kacaktı. ordusunun içinde bulunan Amerikan servislerinin bir savaş süre• Kuvvetten başka bir şey ansinde oynıyacaklan rolün ne olacağıdır? Eğer Amerika bir tarafı lamadığı görülen Kıbns yötutmak karannı verirse sonuç üzerinde yfîzde vüz etkill olacak nineticilerine anhyacaklan bir rengi noktalarını elinde bulnndurmaktadır. Mısır tsrail Mvaşıcevap verilecek, bundan sonnın bn yüzden bes saatte bitirildiğini artık bilmiyen kalmamıştır. raki hareketlerinde daha sonımlu ve insanî davranmala4 Biz bir yandan Boğaziçi Geçitkale köylerinde «arar g5n temin edilmiş olacaktı. renler için tazminat istiyoruz, ama kendi içirnizde askeri masraf• Dünya kamuoyunun haklı larımızın yanm milyara vaklastığını gazete baberlerinden anlıyoolduğu ve beklediği bir harnz. Bir NATO savaşıyla bir Yunan savası arasında stratejl b»kıreket gerçeklesecek. Türkimından büvük çell<me bulunması yüzünden kendi kendimlze idekiyenln tepkilerinln bir a ta ceza tertip etmis bulunnyoruz. ğırlığı olduğu da IspatlanaBütün olaylar gösterivor ki, Türkiyenin «adece dıt politlkası caktı. defil, bağımlı dıs politikanın yörüngesine uymak zorunda kalan araflar arasında varılan anmilli savunma politikası da tek yanlı kalmıstır. laşmalarlada belki diplomatik Makarios bütün bunları biliyor, serbest bir tntumla bfiyük devbir kazanç sağlanacaktır. Faletlerin karsısına çıkıyor, her seferinde Ankarayı tusa getiriyor. kat acaba. Grivasm Adadan çeKıbnslı Türklerin katliâmına Birlesmis Milletlerde paravana olukilmesi, Yunan askerinin Adayı yor. Biı de karanlıkta kursun sıkıp, hedefi görmeden ates ediyotahliyesi ve tazminat, yukandaki rnz. salt kazançlann üstünde mi ola91radi de Yunan fasisfleriyle kolkola girip Makarios'u karfmıcakbr?. ı » aldık.. Herhalde halimize dünyanm polilikadsn anlıyan bütün çevreleri kahkah»i»rla tfSIüvnriardır. Bİ,tvle«nr m erik. i.e Sovyet.eri kend, mi.lî Sonuç T T YÂRrNf Hangl noktadayız? Prof. Nihat ERİM 1 Yazan: Oysaki. Türk okuyucusuna Rusya'nın gerçek yüzünfl gene İLHAN SELÇUK ANLATTI. Örnekler örnekler... ¥ J lusal Eğemenlik bayramında. öğrenciier*• den birazım eski kılıkla, birazını da yeni kılıkla donatıp gecit yaptıran Egell bir Uköğretim Müdürii, oradaki palamut, üzüm ve tütün tüccarlarınca, «Kutsal geleneklerimıze hakaret etti!» diye şikâyet ediliyor. Zaten çoktandır her bareketi göze batıp durmaktadır. Çünku bu eğitimci, tüccarlardan yana değil, onlarla toplumsal bir hesaplaşma halinde bulunan yoksul çoğunluktan yanadır. Müfettişlerin verdiği rapor tl Disiplin Kuruluna gidiyor. Ellmde bu kurulun karar örneği var: «... Bu iübarla. hakkında tayıni muameleye lüzum olmadıgına..» diyor Ama halktan yana eğitimcinin oradan gitmesi lâzım! Değilse her şey alt üst olacak. Gönderiyorlar! Ankara'daki Bakaı» da hâlâ bu işleme «Kanunidir» diyor. Ankaraya yakın bir yetiştirme yurdunun müdürlüğü açık. Istekliler içinde puvan durumu yüksek olan bir öğretmen, Bakanm kendi onayı ile 31.8.1967 günü atanıyor. Öğretmen göçüp gelijor, işe başlıyor. Ama olmaz: Egemen azınlığın eğitim kesimlndcki «milliyetci» desteklerinden birinin gelmesi gerek yurt müdürlüğüne! Daha önce dört öğretmenle bir «dernek» kurup hatırlarını hoş eden «milliyetci» nin puvan durumu hiç elverişli değil ama varsın olmasın. aynı Bakan 23.9.196T günlü bir yazıyla daha önceki atama emrini tptâl. ediyor, düşük puvaniı «milliyetci» yi getiriyor yurt müdürlüğüne! Telâş o kadar büyük ki, yüzlerce öğretmenin önünde bu şaşılacak işlemler ya•••••••••••• • •••*•> • • • • « • :£!: İ!l! :İ|: :::j :H: :!!• :::{ ââââ jjj: » r « / \ ^ 'ten çıkarken, «Ocaklarımızı :|:j * ^ •'•^5 söndürenlerin ocaklan sönsünîa !||| diye şiirler yazan Nebl Dadaloğlu ile eşini gör jjj: dum. Nebi'nin şiirleri guzelleşmeye başladı son jjjj aylarda. Mısraları. Atatürkün gözlerine dalıp çık!::: mış mavi birer çelik gibidir. •Öğretmenlik karın İ::S doyurmuyora diye Almanyaya yazılmışlar vaktiy:::] le. «Ama gitmıyeceğiz!. diyorlar. «Öğretmenleri :::: bu kadar surdüklerini gördükten sonra vazgeçtık. :::İ lstersek acımızdan ölelım. burada kabp gorevinuzi ââââ yapacağız. Buna ihtiyaç var!« :::: ::|: Toplumsal ilerlemedir bu. Tarihin emridir. Ne jjjî yapsalar, ne etseler, toplumun yeni yeni güçleri böyle biliııçlenip biünçlenip dikilecektir karşılaîjjî rına. Ve kıyılan öğretmenlerden hiçbirinin yeri boş ::;; kalmıyacaktır. Kudret sahipleri sağduyu denen şejjj: >i iyice yitirebilirler. Ögretmenlere, onlann sendijjj; kasına iyice >uklenebilirler. Yenilecek olan ken•İjJ dileridir gene en sonunda. Bizim bundan hiçbir •|a korkumuz yok. Onun için yılmıyoruz, mücadeleye :::• devam ediyoruz. •• •; ; ";â! aaiBaavaaataattaaif ::::::::::::::::::;" Nebi'nin şiirleri ŞâS! ÎÎJÎ Würk hükümeti ıse. ışın başınI d a n i t l b a r e n P e l c yerinde o"larak müdahale hazırlıklarına geçmekle beraber diplomatik hedeflennde, olaylardan bır ferd ' ' Grivası sorumlu tutarak Adadan çıkarılmasım ıstemış, zımça yanlış bır mıhraka kaymış, ve Adadaki Yunan askerlennın gerı çekilmesı üzennde durulmustur. Oysaki. esas mesele ne ! Grıvas ve nede Adadakl Rum askerleri değildir. Mesele, Adada ki Türkün guvenliğı ve çiğnenen meşru haklarıdır Dolayısıyla, olayın sorumu Kıbrısta çözumlerıecek. Yunanıstan muhatap alın ' mıyacak, nıhayet dığer bır garan tor devlet olarak kendısı ile :stişarede bulunulabilecek ve hazırhklan muteakıp Adaya karsı müdahale hakkı kullanılacaktı. Tamamen hukukl ve kanuni olan bu hak. garantör devletlere. Adadaki halklarınm tehlıkeye düşen ve dıploması yolu ile temın edılemıven haklarının çozumünu sağlamak uzere verılmış, bu suretle dıplomasınm eılâhla desteklenmesını gerektırecek ahvalin zuhur edebıleceğı de aniaşmada göz önünde tutuimuş nen s o r u m l u l u ğ u Lefkoşe yönetım ı n d e n şahsa y o n e l t e r e k olduk Uzak Komşu Rusya'dan Gezi Notları TAKLlTLERİNDEN SAKININIZ KÖPRÜ YAYINLAPJ PJC. 836 İstanbul Cumhunyet 14675 MAARIF D UVAR SAATLİ TAKVİMİ ISTANBÜL MAARİF KİTAPHANESİ Cagaloglu Yokuşu No. 38 İST. ii^ii^iiiiiHHii^ii^HHIii^Bii^Bil^Hll^il^iBit^i>MMMMaa».f««««««««««««»««a TOPTAN Satış Yeri: RAHATSIZLIĞIM SIRASmDA İLK TEDAVİMİ YAPAN PAKİSTAN'IN KARAÇHİ ŞEHRİNDEKI JİNNAH HASTANESI KARDİOLOĞU DR. S. H. SHAFQUAT'E yardimlarmı eisrgemeyen Karaçhi'deki Turizm ve Informasyon Müdürümüz Bülent Menemencioğlu'na, Pakistan Büyik Elçimiz Şinasi Orel'e ve sefaret erkâmna, Turizm ve Tanıtrra BakEnlığımız yetkilılerine Pakistanlı rneslektaşlarıma; Ankara'c'akı tedavim sırasmda büyük yardımlarda bulunan Hacettepe Üniversitesi Dekanı Dr. DoSan Karan'a: Şaban Şifahi Klinıği doktorlarından Doç. NeşV Aytan'a; Dahılıye Mütehassısı Evno Tanmar'a; Doç. Ferzan Telatar'a; Dr Noyan Demirel'e: Dr. Mustafa Özesmi'ye; Dr. Şener Çomufa; Dr Figen Önkaya'ya; Dr. Sumru Özbay'a; Dr. Ali Mert'e; Dr Siileyman Saygıh'ya; Hem|iıe Muazzez Ispa'ya; Semih=» İstip'e; Bircan Baykan'a; öğrenci hem<=ireler!e diâer doktor ve yardımcılarına; Haydarpaşa Nümune Hastanesi Başhekimı Dr. Operatör Faruk Ayanoğlu'na; İkinri Hariciye Servisi Şefı Dr. Opt Selâhattin Akel'e ve yardımcılarına; gerek Karaçhi'de gerek Ankars'da hastaneye kadar gelip aramak zahmotine katlanan dostlarımla arkadaşlarıma, Pakistan basmyaym teşkilâtıD* ve CENTO'nun temsilcilerine alenen teekkürü borç bilirim. Said Arif TERZİOĞLU Cumhunyet i4fî Aylâk Musa DIKK AT ŞUBEMİZ YOKTUR İâncılık: 3682/14677 BAŞSAGLIĞI Akademimiz Reisi Sayın Prof. Dr. Orhan Oğuz'un topluluğumuz tarafından çok sevüen ve sayılan babalan CHRYSLER SANAYI HACI HAKKI OĞUZ Beyefendi, 7 Aralık 1967 perşembe günü Hakkm rahmetine kavusmuştur. Sayın Orhan Oğuz'a ve yaslı ailesine başsağlığ! Jiler, merhuma Allahtan rahmet niyaz ederiz. Eskişehir İktisEdî Ticari İlimler Akademısi Öğretim Üyeleri, Yardınıcılan ve memurları Cumhuriyet 14(587 IBM KART DELGİ OPERATÖRLERİ ARIYOR 026 ve 056 makinalannda en u üç yü tecrübeM olan 27 yasından genç 2 adet eleman alınaeaktır. Nimbiis İsteklilerin P. K. 53 Kadıköy «dresine ücret taleplerinl de lhtiva eden mektupla murmcaatlan rica olunur. Moran: 2923/14684 TÜRKİYE SINAÎ KALKINMA BANKASI A.Ş.'den Mensucat Santral T.A.Ş. nln ihraç etmiş olduğu Tl* 1000. nominal değerde, hamiline muharrcr % 12 faizli y faiz ve resülrnsllnin vâdelerinde ödenmesi Bankamızca garanti edilmiş bultınan tahvillerin sstısına başlanmiftır. Faiz ve resülmali Bankamız gişelerinde ödenecek bu tahvülerden alaıak suretile tasarruflarînı değerlendirmek isteytmlerln, B»nkamu Kaynak v* Menkul Klymetl« MüdürlüSun» müracaatlan. hlneılık: S871/14«81 I MÜDİJE SEKBETEBİ : Çok iyi İngüizce bil«n, Steno Daktilo ve asgart 5 senelik iş tecrübesi olan, tercihan yük•ek tahailli veya kolej mezunu. II DAKTİLO : İngilizc* bilen, asgarj lise mezunu v» S senelik 1| tecrübesi olan. tgilenenlerin mülâkat İçin 21 22 Aralık 1967 tarihlerinde, tat«al «aatlerl dahilinde İstanbul Taksirn Cumhuriyet Caddesı KAHAN kat 7 ya birrat müracaat etmeleri. tlâncılık: 3877/14679