30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ALTI 25 Aralık 1967 rrv 1942 Hollandasmda, savaş yıllannm ezici atmosferi içinde I onüç yaşında bir kızın yazmağa başladığı bir «Hatıra Defteri» I Zeynep AVCI günumüze kadar bütün insanhğı kapsayan «gerçek bir dram» • ın yaşayan bir belgesi olmuştu... Amsterdam'da Prinzsengracht sokağım karalayan eski binalarctan birinin çatı katında, I er zaman «Büyük» eserler Nazi'lerin dehşetine uğramamak için korku ve ihtiyatla dıseçip oynamayı tercih eden şarıya en ufak birşey sızdırmamağa çalışan bir Musevi aile' Oraloğlu Tiyatrosu, bu sesinin küçük kızı Anna Frank'ın insanlığa ibret verici ânıları fer de yine «Büyük isimli» bir bunlar... Bazan «çocuksn neşelerle kanşık çile dolo» bu el eserle karşımıza çıkıyor : «Anyazıları, ulusları boğan ve hâlâ tehlike gösteren «yüzkarası na Frank'ın Hâtıra Defteri». bir çagın» en trajik durumlarım, hem bir genç kızın duyguSenelerdir, defalarca sahneye aallığı, hem de anlamlı bir gerçekçilik içinde yansıtıyor... konan, filme alman ve çeşitli Hertarafı sımsıkı kapalı çatı katında önüç yaşım kutlarartistlerin rol aldığı oyun, Oralken : «Kendimi, kanatlan kesilmiş, bn yüzden de kaoğlu topluluğunun en küçük ranlıklar içinde, kafesin demir çnbuklanna çarpan zavallı bir elemanının omuzlan üzerinde kaşa benzetiyoram» diyen Anna Frank'ın anılannın sonunda başlıyor, gelişiyor ve bitiyor... kara güçler ona ölümü getirirken ümidini yitirmeden «tnsanAlev Oraloğlu, küçüklüğünün verdiği rahathk ve aileden gellann iyi oldngnna inanıyorum!» diye seslenişi, olumlu bir me bir alışkanlıkla, sahneye tü dünya düzeni için insanhğa ışık tutmaktadır... müyle hâkim, öyle ki, çeşitli ORALOCLU'NUN GÜCÜ VE EKStGÎ! yonleri bulunan bir sahnede büLâle Oraloğlu, Türk sahne hayatının «entellektüel sanatçı» tün gözler onun üzerine çevriçevresinin çalışkan ve cesur kişilerindendir. Sahnede ve liyor, bütün dikkatler onun üze perde'de ün salan sanatçı, kendi adına tiyatro kurduğu günrinde toplamyor. den bugüne katfar özellikle «kültürel değeri olan» ve «düşünceye dayanan» tanınmış piyesleri repertuanna almakla İhmal edilenler olumlu yönde hareket etmektedir. Bunlar arasında şimdıye Ama, «Anna Frank'ın Hâtıra kadar: J. P. Sartre'm «Altona Mahpuslan», Bemard Shaw'un Defteri» nin Oraloğlu'ndaki bü«Bir Kadın Yarattım» (Pygınalion)u, Lilian Hellman'ın «Çotün oynatuşı bundan ibaret... cuklar ve Büyükler» ve diğerleri hep olumlu bir tiyatro reSahne düzeni, seyircinin neyin pertuan ürünleri sayılır... tşte bu mevsim d * e «Anna Frank'ne olduğunu ancak ikinci perın Hâtıra Defteri» ve Claude Bal'den «Ezilenler» gibi... dede kavramasına sebep olacak kadar kanşık. Gerçi, bir hâtıra defterinden çıkarılan bir sahne düzeni, hele küçük bir sahneye beş oda koymak gerekiyorsa bundan daha kolay sığdınlamaz, denebilir ama, düzen yine düzen değil... Bunun yanında, Alev Oraloğlunun başanlı oyununa dayanarak, piyes için gerekli birçok özellik ihmal edilmis. Hersey, küçük Oraloğlu' nun sırtına yüklenmiş, oyun için çekici olabüecek yönler ele alınmamış. örneğin, konuda en hayati noktalardan biri olan son sahnede, iki sene bir çatı altında saklanan iki aile ve tir hastalıklı adamın bütün ümitlerini kurtulusa bağladıklan bir anda, Nazi'ler tarafmdan götüriilüşü, soğuk, sevimsiz, heyecansız bir şekilde atlanmış. Seyirci o dakikaya kadar kendisini konuya kaptınyor, ama düAlev Oralogln ve Lâle Oralogln «Anna Frank'ın Hâtjra ğüm yerine gelindiğinde bu atDefteri» nde. lama yüzünden hiçbir şey hissetmiyor. Bu yüzden piyesin s o Ancak Lâle Oraloğlu'nun iyi niyetle ve cesurane yapmak nu geldiği zaman, ikinci peristediği hamleler, üzülerek söyleyeyim ki başanlara rağmen dede duyulan hislerden hiçbirisezinleyebildiğimiz şu noktalardan tam randımana ulaşamani duymuyor. maktadır. Çünkü: 1 Herşeyden önce Oralogln Tiyatrosu'nnn sahne imkânları, özellikle bn gibi «büyük prodüksiyon» Gerekli olan biçimindeki eserlere uygun ortamı sağlamamaktadır. Bu yüzîgterik, züppe kadın rolünde den rejisör ne yaparsa yapsın, mizansen istenilen başanya Ayten Güvenç, baba Frank rogenellikle varmamaktadır. (Küçük mizansen arayan oyunlan lunde konuk sanatçı Turgut Bobu sözün dışında bırakıyoruz)... 2 Tiyatronun kuruluşunralı oyunun en başanlı artistledan bugüne kadar, Oraloğlu Tiyatrosu da, diğer bütün sahri başında geliyor. Alev Oraloğ nelerimiz gibi bir mevsjm gibi kısa süreler içinde genellu'nun annesi ve anne Frank likle oyuncn değlsimi ve oyuncn kaybı rahatsızlığından kenrolünde Lâle Oraloğlu, gerçek dini kurtaramamaktadır!? hayata uyan rolü için provaya Bu açıdan bakıhnca: «ANNA FRANK'IN HATIRA DEFbile lüzum görmemiştir sanınz. TERt», yukarda saydığımız imkânsızlıklar içinde «başarıh Zira küçük Alevi azarlamak oynamyor» sayılır. Lâle Oraloğlu'nun sahneye koyuştaki cepek kolay... Huysuz ve iradesiz surane gayretine rağmen, böyle bir prodüksiyon için daha , •bir adara olarak Gürdal Onur, zaman zaman basanlı, zaman fazla bir mUeJise», pygppluğu eld'a^otrçpşine imkân yoktur... ^ zaman da «Ezilenler» deki baAncak, bu gerçek dram'ın taşıdığı tüm ınsancıl duygulara ve şansını aratıyor. Bunlar dıştnyaşanmış durumlardaki insanlannın karakterlerine daha beda piyes diğer oyunculan ile lirli bir anlatım kazandırabilmek için, oyunun kollektif ola«iyi ovnanmıyor» denemez. Ama rak «daha sıcak bir atmosfer içinde» seyirciye ulaşması da Oraloğlu topluluğu başanlı bir gerekir. Zâlimlerin cfehşeti içinde kalmış, çaresiz insanlar daoyun sunmak için sadece iyi oyha yumuşak, daha etkileyici olmalı! Bu yönden gerilim sağnamak gerekmediğini unutmalanmalı; malı... Oyuncnlara gelince: Başta Lâle Oraloğln'nun çok inanGALA dıncı ve gereken sıcaklıktaki oyunu, Turgnt Borah'nın öl«Anna Frank'ın Hâtıra Defteçülü kompozisyonu, Ayten Gfivenç'in sahne rahatlığı, Gürri» nin yangınlı ve bozalı galadal Onnr'un çabasına rağmen, yukarda açıkladığım sebeplersı, oldukça renkli çehrelerle dole, «yan oyuncular» bütünü tamamlayamıyorlar... Bence bu lu idi. Oyunda rolü olmayan oyunun en üzerinde durulması gereken yeni ütnidi «Peter> Burçin Oraloğlu, ön sıraların rolündeki genç Enver Demirkan'm başansıcfır! meraklı seyircileri arasında oAlev Oraloğln'na gelince: «Kötü Tohum», «Karanlığın yunu dikkatle izlerken, Selda îçinden», «Büyük Baba», «Pollyanna», «Noktacık» gibi özellikAlkor, en fazla alkışlayanlarle eğitici oyunların kahramanı olarak şimdiye kadar candan dandı... alkışladığımız büyük istidat Alev Oraloğlu, artık çocukluk Oyunun en heyecanlı yerinde, çağından gençlik çağına girmiş olduğu tiyatro hayatında, bu Peter rolünde genç oyuncu, Narolüyle de sahneye ne denli yatkın olduğunu gösteriyor... ziiere yerlerini belli etmemek Amma bir şartla: Pek tabiî yorgunluktan olduğunu sezinlediiçin lâmbayı söndüreyim derğimiz durumlardan sıyrılarak, «kelimeleri fonetik knrallanna ken, ampulü asılıp aşağı çekinveun olarak söylemeğe ve daha güçlü bir diksiyon'a ulaşverince, heyecanlı sahne en tamaya gayret...» bii halini yaşadı. Seyirciler, sahnenin heyecanına kapılıp, pek dikkat etmediler ama, ko» • • • • • • • • • • • • • • • • » • • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • » • • < pan ampul kontak yapmıs, dekorlan tutuşturuvermişti. Perde kapandı, bu sefer basık tiSinemasında Heyecanlı bir < > yatro salonunu dolduranlar ger macera fümi 26 SALI çekten heyecanlandılar, yangın telâşı ile bir panik başlangıcı matinelerden itibaren doğar gibi oldu. Ama perde açıhp, Lâle Oraloğlu, «Telâş etmeyin söndürüldü» deyince ancak seyirciler yerlertne oturabüdiler. Y.41VGJ1VLJ VE Selmi ANDAK «ANNA FRANK'IN | BOZAL1 HATIRA DEFTERλ I BİR GALA DUŞÜNME HAYAL KURMA MAKİNASI Ahenkli bir kaidenin üstüne ustalıkla oturtulmuş koskoca bir yumurta Paris'te, «MUSEE d' ART» da açılan «IŞIK ve HAREKET» sergisinin TIP BÎLIMI bölümünde, en çok bu buluş dik kati çekti. «Düşünce Kabinesi» adı verüen bu garip terapötik kapsül, ashnda, bir DÜŞÜNME ve HAYÂL KURMA kamarası. Yaratıcısı: Hans Muller Walter adında genç bir Alman mianar. Hans Muller, sergide bunun için, daire biçiminde, bir büyük salon kurmuş, tavanma üç garip makine yerleştirmiş. Makineler renk renk, delik delik diskleri, ağır ağır, döndürüyorlar. Ve diapozitiflerden duvarlara sayısız renkte şekiller yans;yor. Bir yandan da tatlı bir müzik duyuluyor. Cumhuriyet 25 Aralık 1928 tarihli Cıımhuriyet'ten H YARININ EVİNDE Hans Muller «îannın evinde, muhakkak, böyle bir düşünme salonu bnlnnacaktır» diyor. «O vakit optik diskler de herkesin kendi mizacına uygun olacaktır.» Yani, düşünme salonuna çekilen kişi en sevdiği renklerle, sevdiği müzik içinde yüzecek. Tatlı rüyalara dalıp dinlenecek. Ama, bugünkü apartmanlarda böyle bir salona yer yok. Muller bunun da yolunu bulmuş: salon yerine bir kamaracık. Içmde, istenildiği kadar eğilip doğrultulabilen, iki kişilik bir jatak. Projeksiyon makinesi yatağın basucuna yerleştirilmiş. Burada karşı duvara renk renk şekiller yansıyor. Yatanlar seyredip hayâllere dalacaklar. Tabii, müzik de eksik değil. «DÜŞÜNCE KAMARASI» ufacık olduğu için genç mimar onu geniş göstermenin, göz aldatmamn yolunu da bulmuş: kamaraya, yan duvarlar yukarı kaldınlarak giriliyor. Bu duvarların içyüzü baştan başa birer ayna. Ayna, bilirsiniz, bulunduğu yere dernliğine bir genişleme getirir. Basyazannuzın undan alman gümrük resminin buğday derecesine indirilmesi suretiyle ortaya attığı mesele hem halk, hem de memleket için pek faydalı olduğu için her tarafta büyük ilgi toplamıştır. Piyasamızm yetkili tüccardan ve Afyonkarahisar mebusu îzzet Akosman bu mesele hakkında bir muhabirimizin sorularına şu ce vaplan vermiştir : «Undan alman gümrük resminin buğdaydan alınan gümrük derecesine indirilmesi çok lâzımdır. Çünkü bu takdirde ekmek beher kiloda üç kuruş ucuz layacaktır. Düşünelim ki memleketimiz ekseriyet itibarıyle gı dasını ekmekten alır. Kuvvetle tahmin edilebilir ki bu takdirde tstanbul yalnız günde 25,000 Türk lirası kazanacaktır. Öteki sehirler elbette daha fazla kazanç sağlayacaktır. Değırmen sa hiplerinin de bu işte feragat gostereceklerinden eminiz.» Ekmek liyolları nistandaki isyanm büyüme olduğu bildirilmekte ise de Sovyet hariciye komiserliği tarafından Kâbildeki Sovyet elçiliğinin vazüesine başladığı iddi» olunmaktadır. ö t e taraftan inanılır kaynaklar, Kâbil ve civarında dahilî muharebeler cereyan etmekte olduğunu ve bir İngiliz tayyaresinin sefarethanede bulunanları Hindistana ka çırdığım haber vermektedirler. Sinema müzesi Holivutta bir sinema müzesi açılmıştır. Bu müzede meşhur sınema artistlerinin filim alınır ken giydikleri elbiseler teşhir edilecektir. Komik Şarlonun melon şapkası, kısa dar elbisesi ve papuçları, Harold Lui'nia gözlüğü, Vilyam Harton'un kam çısı, güzel sinema kadın artistlerinin tuvaletleri de bulunmaktadır. Müze bir dolar karsıhğında gezilecek ve toplanan para ile muhtaç artistler için bir yar dım sandığı kurulacaktır. Afganistanda durum Son gelen haberlerde Afga Çocukların yaşlarıyla birlikte problemleri de büyüyor Evlerinden kaçan çocuklar Dünya gençliğine kötü örnek oluyor I ugün dünyada, özellikle Aımerıkada, evlerinden kaçan 'souklar gittikçe çoğalmakta ve çoğaldıkça daha da tehlikeli olmaktadırlar. Büyük şehirerin fakir semtlerinde pislik ve sefalet çınde, Methedrine, LSD ve benzeri uyuşturucu maddeler kullanarak, başı bos bir hayatın akıntısına kaptırmış lar kendilerini. Bu çocuklar, &on 2 sene içinde U.S.A.'da kayıp ki şılerin ° / o 18'ni teşkil ediyorlar. tsyankâr, hisleri sarsılmış veya sadece evde bulamadıkları kıymetleri bulmak için sürü halmde «HİPPİE» denen bir akımın içinde toplanarak orada mutlu olacaklarına inanıyorlar. New York, San Francisco ve Los An geles'in doğu kesimlerinde toplanıyor bu gruplar çoğuulukla. Uyuşturucu maddeleri kullanarak seks partileri yapılıyor ve toplantı sonunda, kız erkek ayır maksızın, kimisi öldürülüyor, ki misi dövülmekten bayılmış bir halde bulunuyorlar. Haberleri duyan anne ve babalar bu yeni, acaip hürriyet dünyasında içleri yanarak çocuklarını aramaj'a başladılar. Genç kızlar yahnayak dolaşıyor ve dileniyorlar: kaçan bu çocuklar şasılacak derecede genç. Fakat daha mühim olan bir olay da bugüne dek Amerika tarihinde ilk olarak erkek çocuklar kadar kız çocuklaıın da kaçmasıdır. Kızlar evdeki fazla disiplinden kaçıyorlar. Seksüel konusmalar onları utandırmıyor. Bu HİPPİE denen mikrop topluluk bir barınak temin etmiş ve her geleni kabul ediyorlar. Kızlar genellikle 15, 16, 17 yaşlarında. Çocuklar bir psikolojik bunalım içinde evlerinden kaçmakta, parklarda yatmakta ve hayallerinde yarattıkları ya lanlara kendileri bile inanmaktadırlar. Çokları kendilerine verüen kirasız evlerde toplu olarak yatıyorlar. Yemek, içmek ve giyim ihtiyaçları gene HİPPİE'ler tarafından yapılmış olan dükkânlardan bedava olarak temin ediliyor. Başları derde girince şayet isterlerse San Francisco'da Huckleberry House veya Batı Hollywood'da Prejbyterian Kilisesine dönerek ailelerl ile banşıyorlar. Ne yapacaklannı şaşırmış anneler sokaklarda çocnklarını arıyorlar: Çocukların» arayan anneler, bir haber alma ümidiyle diger HtPPtE'lere yalvarıyorlar. Bazen onlara para vererek çocuk B lanyla karşılaşmayı sağlıyor ve bazen onları eve dönmeye ikna edebiliyorlar. OlıalS n . . ! Pişmanlık TIP BİLİMİNDE NE İŞİ VAR? «Düşünce Kabinesi» sadece bir dinlenme ve tatlı hayâller köşesi gibi kabul edilirse, TIP BlLÎMt bölümünde yadırganabilir. Ama, onun yalnız sağlam kişilerin yaşayışında değil, hastalıklarda da önemli bir rolü ola cak: Madem ki normal kişileri dinlendiriyor, şu halde hastaları t^davi sırasmda da ayni şekilde fşe yarmyabiHr. özellikle sinir hastalarını. Hasta istediği dakika, bir düğmeye basınca. en hoşuna giden renk ve seslerin orta sında bulacak kendisini. Bir din lendiren, sinir yatıştıran, içaçan etkisi olacak bunun. şıifiı Kesım oergısı dürü tskender K ^ ^ , , a. M CAPIVÎO! Bandırma Vakıflar Bankası Mü Kızlar da Bunların arasında, evlerinden kaçıp bu güruhun içine kanştıktan sonra pişman olanlar da var. Belki hepsi pişman oluyor. Sefalet, pislik, parasızlık ve aile sevgisinden uzak olmak yitiriyor onlan. Çok kez aileleri ile görüşmek istiyorlar fakat çekinip korkuyorlar. Bu sartlar altında anne vebabanın yapacağı. . şey çocuklarını aramak ve onların korkusunu silmek. Bakın evinden kaçan 14 yaşındiıki Janet ne diyor: «Aileme bütün bu yaptıklarımdan sonra eve dönemem.» Ev muhitinden nefret ediyor. «Etrafın konuşması, değişikliği kabul etmemesi, her harekete itiraz etmesi beni boğuyor. Annem ve babam bana bebek muamelesi yapıyoTİar. 2 ay önce beni evde hapis ettiler, arkadaşlanmdan gelen telefonları dinlediler. Beni çok sıkıyorlar» dîyor Janet, fakat sözlerine devamla: «Burada hepimiz çok kötü durumdayız. Hepimiz evlerimize dönmeyi, sevilmeyi ve serbest olmayı arzu ediyoruz.» Halkevi, bir resim ve siir sergisi açmışlardır. Sergide, Evrenosoglu'nun 30 kadar yağlı boya tablosa ile Halkevi tarafından derlenen bir o kadar ^iir yeı almaktadır. Üç yıl önce ressamlığa başlayan senç ressanaın resimlcrini altlartna çerceveli olarak koydnğn şiirlerle iiad» etmesi şehrimiztle hayli ilginç karsilanmışttr. Resimde, sergi ve rijarctçiler görülıiyor. BASRİ ATILGANER (Bandırma) ATLAS SINİMÂSINBA YILDIRAN DARBE (So D&rling, So Deadly) TONY KENDALL BRAD HARRIS Bu filmde Ajan Jo Wilker'i tanıyacak ve onu seveceksiniz. Seanslar: 12.00 2.15 4.30 6.45 9.15 Radar Reklam: 883 15231 Bugün Matinelerden İtibaren Bond'un ve Fltnt'in filimlerinl aratmayacai derecede güzel ve heyecan dolu büyük Macera Fllmi Renkli Ingilizce Sinemaskop UCUZLAYACAK TA.. «Düşünme Kamarası> nin şimdilik bir kusuru var: çok pahalıya mal olmuş: 75.000 liradan fazla. Ama, yaratıcısı, bir gün, onu bir endüstri malı olarak piyasaya sürmeyi kurmaktadır. O zaman, ister hasta, ister sağ, her dileyen «Uyuşturucu Zehir» almadan tatlı rüyalarda kendini unutacak, günün kaygılanndan arınacak. YENÎ MELEK MACblRA PEŞlNDE (Les Avanturiers) Renkli Sinemaskop ALAIN DELON LINO VENTURA istanbul sinemaiar tıyattolar nübetçi eczaneler Ve Boza Şehzadebaşı Çemberlitaş Çemberlitaş YENÎ ÎPEK SAFAK Sinemada JERRY LEVtfS APTAL TEZGÂHTAR Renkli • Türkçe rAZARTESİ Perde arasında, şampanyalı galalara alışan dâvetlileri hoş bir sürpriz bekliyordu: Boza... Bol tarçınlı, leblebili bozalar şampanyanın keyfi ile içildi, bol bol Alev Oraloğlu övüldü, Oraloğlu'nun dost meslekdaşlarından Alî Yalaz ve Suna • Sinemasında Sinemasında Erol Keskin çifti de galanın ilgi çekici çehrelerindendi. Protokol'a dahil dâvetlilerin MACERA JERRY LBY/İSİ pek sık görünmediğı galalarda, göze pek seyrek çarpan simaPEŞfNDE APTAL lardan biri de Birinci Şube Müdürü Nihat Kaner'di... DavetliTEZGÂH7AR • ler, oyunda siyasî bir cephe buRenkli • Sinemaskop Renkli • Tfirkçe { | lunuşunu bilmelerine rağmen, Birincı Şube'yi yakından ilgiTürkçe PAZARTESt lendiren tarafın bu olmadığına ÇARŞAMBA karar verdiler. Reklamcılık (4767) 15240 •••»•••< » » • • » • • » • » • • • • • • » • • • • • • » • • • • • » • » • • ? İstanbul Polis Okulu Satınalma Komisyon Başkanlığııtdan 1 İstanbul Polis Okulu onarım işi 2490 sayılı kanun hükümlertne göre açık eksiltme usulü ile eksiltmeye konulmustur. 2 Işin keşif bedeli (11600) liradır. 3 Eksiltaıe lstanbul Polis Okulunda ihale komisyonunda 8AA™« pazartesi günü saat 11 de yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak müdürlükde görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: A 870 liralık geçici teminatlannı: B 1967 yılına ait Ticaret Odası belgesini; C Müracaat Dilekçeleri Ue Birlikte verecekleri eksiltmeye çıkarılmış olan işin tutannm yansı kadar bir işin kabulünü yaptırmış olduğuna dair iş bitirme belgesini ibraz suretile Vilâyet Belge Komisyonundan alacakları yeterlik belgesini komisyona vermrleri lâzımdır. 6 Yeterlik belgesi alınması için son müracaat tarihi 5/1/1968 cuma günü mesai saatı sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vaki gecikmeler kabul edümez. Keyfiyet ilân olunur (Basın: 28175) 15248 ELH AMRA fSTANBUL TİYATROSU Komedi 3 perde Yazan: Robert Thomas Adapte eden ve Sahneye lcoyan: Ahmet Üstel Dekor: Hâzım Üsterman Işık: Cengiz Yeüşen Her gün 18.15 Pazartesi 21.15 de SERNET OGLU İLYAS BAVULDAKi ADAM Yann Akşamdan itibaren Komedi 3 perde SON HAFTA Reklâmcılık (4710) 15239 ARCNA rjYATKOSU: (4B *• 8*) ıSASAFRA DA1». ALEMDAR: (22 36 83) Büyük Kin (TJ.) UAE1NDAKJ BOZGAJU Hn |ec« 21.14, Çra, BIILVAR: (21 35 78) Her Zaman Kalbimdesin Ctesl. PJ. 18.00 d* GÜNEŞ: (21 61 40) 1 Arizona Kumarbazı, 2 AZAK TTYATROSU: (32 83 «6) GönOJ OikO • G»Tren (Türkçe) zanfet özeao toplolugo IAYRJLMAKSA UAKGÜNDEŞ: (27 71 86) Hımz Âşıklar (A.Hepbum) SAD1N» Çrj. Ctesl. Pl. 16.15 f PtejJ har1«, het tPEK: (22 25 13) Hırsız Âşıklaı gece 21.15 KULÜP: (22 72 77) 1 KilUng tstanbulda, 2 DeBAKIRKÖY TtYATBOSD: cKADININ nNDλ Pali Fiçek zartesl hariç, her feca 21.15. Pazu 15.00 tKARAMARMARA: (22 38 60) Hac ve Kabe GÖZ • HACtVAT* Crj. Cumartesi 15.00 te MELEK: (Ejnip) (21 58 76) 1 Killtag tstanbuld», BÖYÜK rîYATRO (N«l»t Ujfux> (37 11 88) ıAÎ2 KilJıng Uçan Adama Karşı YAB HAMZA» Carj. Prj, Cuma. atesi, Pi. 21J0 NÎLGÜN (21 11 60) Büyük Kin (T.F0 Çrş.. C.tesl. P»^ 15.00 *MJ0 ORASI TTMARHA RENK: (21 15 25) Canlı Hedet (S.Graneer) KB Ml?> Çrs C.tesl. Pz. 18.00 P.tes) 21^0 da SAFAK: (22 25 13) Aptal Tezgâhtar DORMEN TTYATROSU «Btl tBUtOt» P.tea ba» TINAZTEPE: (71 65 1«( Sarışın Bebekler ric beı «ee« «1.15 Cr» 1800 C t o l n 13.00 d* YENt: (Bakırkdy) (71 68 28) 1 Her Zaman Ka!FATIH TİYATROSU: (22 01 71) .OTHELLOf bimdesin, 2 Büyük Kin Her gün 21.00, Pazaı 15J0 da GEN • AB rtYATROSU (49 Sİ 09) (POUtSLERı P tea) ban« n « caea ai.15 C ten (>* tSOT rte FATİH TİYATROSU: (G. Sürurl, E Ceaar) «SOKAK KIZI İRMA, Pazartesi hariç. her gün 21.15 AS: (47 63 15) Korkunç Sll (R.lng) Cumartesi, Pazar 18.00. Çrs. 15.00 de ATLAS: (44 08 35ı Yıldıran Darbe (R.tng.) tSTANBUL rtYATROSU ELHAMRA. («4 23 S8> (BEDÜNYA: (49 93 61) Macera Peşinde (AJJelon) Nİ KİMSE DURDURAMA2» p.ied tıarlc. b a gec* EMEK: (44 84 39) GeceJerto Kadını (S.Loren) 21.15, Çrs.. C.tesl. Pı. 15.00 u Altı Orunlan: cBAERKOÇ: (47 07 32) Aslanlann Dönüşü VDLDAKİ ADAM ıŞ0mln«) Het gflo U.1S U FİTAS: (49 01 86) Aptal TezgShtar <J. Lewis) KABARE DEVEKO5D ITVATROSD: (44 40 40) KENT. (Şişli) (47 77 62) Aptal Tezgâhtar vVATAN KURTARAN $ABAM> Het gec« 21 d* KERVAN: (48 04 23) Üvey Ar.a (T.F.I KARACA rîYATRO: (44 54 02) IDEMtRKLt SÖYLİKONAK: (48 26 06) Gecelerin Kadını (A.Perklnı) RtM» Pazartesl hariç. beı (ece 21J0 Pazaı 18.00 d* LÂLE: (44 35 95) Büyük Kin KENT OYUNCULAR1: (44 38 63» ıKÜCÜK DEVLEVEND: (63 55 39) İhtiras Vadisi (S Hay^ard) LERı Pazartesl. Perjemb*. Cuma, Cumartesi 18.00 LÜKS (44 63 SC) Killing Cçan Adama Karsı Sah 18.00. PazartesJ 21.15 te «M&ADONUN CÖPSARAY: (44 18 56) Şaru (lsve«) LERİ» Pazaı. Salı 18.00. Pazartesl 21.15 te SİTF.: (Sişli) (47 69 47> Hırsıl Âçıklar tCÜÇÜK SAMNE: (49 Se 52ı MOeap Ofluoglo nyatSAN: (48 67 92) Büyük Kin su. «PEPSİı Reı guD 21J9 de. Cartamba. Cumar» YENİ AH: (49 64 72) Arizona Kumarbazı t«rt. Pazaf 17.00 d* YENİ MELEK: (44 43 89) Hırsu Aşıklar KÜC&K rîYATRO (37 0B 77) cUElJ OOLD. P.teD harlc be> gee* 21.15 l» Cr» Ctesi Px 17.00 6m ORALOĞLU TİYATROSO: (49 49 35) IANNA FRANK'ın HATIRA DEFTERİ» P.tes) hariç bergün 18.00, Çrj. 15.00 «KADINLAR 1IH DERSE» ATLANTİK: (55 43 70) Canlı Hedef Pz* 15.00. Çrj. 18.00. Pz. Salı. Crg. 2120 «EZİLENBELEDİYE: (53 33 14) Belâlı TatiJ (R.T.) LEER» Pr;. Cuma, C.tesl 21.30, C.tesl 15.00 CEP: (36 06 82) Ölüme 24 Saat Vat TEPEBA51 TİYATROSU: (44 79 58) tKENDİNt ÇELİKTAS: IMaltepe, (53 35 07) Hac ve Kâbe BULMAK»: Pazar, Pazartesl, Çarsamba, Cuma EFES: 136 35 84) tstanbuld» Öleceksin 21.00, Pazar 15.30 da. FEZA (36 35 84 ı Het Zaman Kalbimdesin UL.V1 UKAZ nr/MKOSU l U n n i KOçOk Op«*KADIKÖY (36 49 24) Yedi Tatlı Serseri da) (21 57 22) «HABABAM SIN1F1. P.tesl. Salı KENT (36 96 12) TaUı Bela Ne» York'U haric, heı gün 18.13 ve 21 15 te .MÖSTEREK EV» LALE: (36 51 86) KilUng tstanbulda Ptesl 18.15 ve 21.13 te ıMASALAR» Salı 18.19 V OPERA. (36 08 21) Kadeı Bağı 21 15 t# .PABUCCU AHMETı Pa2aj 11.00 ÖZEN: (36 99 94) Büytik Kon USKÜDAR TİYATROSU: (36 55 11) «DAYAN BAHREKS: (36 01 12) Ümitsiı Aşk (E.Taylor) RIYELİ» Her gün 21.00, Pazar 15.30 da SİNEMA 63: (55 10 84) Estaıi Arıyorum VAHI Ç>Z nVATKOSU (21 «! A) «CAATAÛA SÜREYYA; (36 06 82) Sabane Serseri KEKl.tK» Ptest barte oet (Un I I M Caıs. C.tctd bevoâlu BAKIRKÖY: Merkez, YegUyurt, Yenl (K.Çekmece) BEŞİKTAS: Beşikta«. Ortaköy. Bebek Akalay, Süa (BesUrtas) BEYOÖLU: Tepebajı, Nemll. C«n« dan. Yenişehir EMTNÖNÜ: Mehmet Cem»l. Hasan Naflz, Gedikpaşa Sağlık, Anadolu. Birlik EYÜP: Islambey. Sagmalcılar. Yenl (Rami), Nümune FATİH: Büyük Akdeniz, Yenl Fatih Fmdıkzade, tideal, Duygu, S«lihpaşa GAZİOSMANPA5A: Seyhun, 5Ua (Kü.Köy) KADIKÖY: Merlriir, Büyük, Can, Kalamış, A.Cafer Çağatay KARAKÖY: Bülent KASrMPAŞA: Yen! Turan, Yenl (Halıcıoğlu) SARTYEH: Büyükdere, Istinye Ünal ŞİSLİ: Büyük Barbaros, Hürrlyet, Sargın, Ertan ÜSKÜDAR: Tashan, Doğancılar Merkez ZEYTİNBURNU: Günej gerelcli teiefonlar tlkyardım Hastahanesl 49 S0 00 Cerranpaşs Hastahanesl 21 60 5J Guraba Hastahanesl 21 60 00 Hasekl Hastanes) 21 26 80 • 21 43 SI Nümune Hastahanesl 38 S9 00 Kuduz Hastahanesl 23 90 33 Zeynep KâmU 36 30 80 Sıbh! tmdat: BeyoJIu 44 tB M tstanbu) 21 15 99 Ösküdu 38 13 M Yancıa . ı tstaobul 21 43 23 Beyojlu 44 48 44 Kadıköy 38 08 73 OskOdaı 36 09 49 TOrk Hava YoUan Bllet Satısı (44 47 00) Danısm» (44 03 98) H»v» Alaoı (73 «3 40) Devlet Demiryollan Haydarp»*» (38 04 75) Slrkeel (27 00 50) De. nlzyollan (49 18 96) tattl günlerl (44 02 Vly Sehir HaUarı (44 43 83) Telefonla Telgral ; 04 kadıköv
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle