30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖRT 22 Kasnn 1967 CTJMHTTRÎYET omancılığı kadar, belkl d« ondan çok denemeciliği, aaı ve gezi yazarlığı i!e de ün sagiamış olan îlya Erenburg, 7 Eylül 1967 tarihinde öldü. ölümünden bir iki yıl önce, başlıca eserlerinl, dokuz büyük cilt halinde yayınladı. Bu dokuz clldin «İnsanlar, Yıllar ve R Yaşantılar» adını taşıyan son İki cildi, yanl 8 inci ve 9 uncu ciltleri, yazarın, gerçekten de çok eengin olan, 50 yıllık politik ve sanat anılarını kapsamaktadır. 18 yaşından başhyarak hayatının önemli bir bölümünü Avrupa da, hepsinden de çok Fransada, geçirmiş olan Erenburg, kelimenin tam anlamiyle, Batılı bir aydın. hem de kalburüstü bir aydınüı. Erenburg, olayları, kişüerin bu olaylarla olan lliskilerini, gormesini, daha da önemlisi, gördüklerıni değerlendirmesıni bılen kıv rak zek&lı, geniş kültürlü bir yazardı. Erenburg, çocuk denecek yaşla yazmaya başladıgı şiirleriyle, daha sonra denemeleriyle, roman lariyle, gazete ve dergi fıkralariyle, eleştirileriyle, çabucak kendını Batuun sanat çevrelerine kabul ettirdi. Erenburg, llk defa 1909 yılında Avrupays gitmiş, 1917 yılına kadar sürekli olarak Fransada kalrraştı. 1917 ihtilâlinden sonra Rug yaya dönmüş, 1921 yüında yine Avrupaya gitmişti. Bundan sonra Avrupa onun bir kapı komşusu olmuştu. öltimune kadar, kah Görgü lanıkion sustugu zaman efsoneler doğar «tzvestiya» gazetesinin bir munabiri olarak, kâh çeşitli edebiyat veya banş kongrelerinin organizatörü, üyesi, ya da konuğu olarak bütün Avrupayı, Kuzey Amerikayı, Latin Amerikayı ve Asyayı dolaştı. îspanya iç savaşı sırasında, devamlı olarak tspanyada bulundu. Pransanın ve Parisin Almanlar tarafından işgalini gördü. Bütün bunlar Erenburg'a, dünyanın bir çok tanınmış devlet adamlariyle, bir çok politikacılarla, yüzlerce romancı, sair, edeblyatçı ve sanatçı ile kişisel lllşkiler kurmasına, onları yakından tanımasına yardım etti. Kansı nl daha da genişletti. Böylece Erenburg'un «Anıları», politik değerden başka, büyük blr sanat değeri de kazanmış oldu. Erenburg arulannda, kendl Ulkesinin politik olaylanna değin mekten kaçındığı halde, yine de, eserinin çeşitli bölümlertade, özellikle sanatçılann söz konusu olduğu olaylarda, Stalin devrine geniş ölçüde ışık tutmus bulunuyor. Anıların ou bölümleri, dünya karau oyu Içln olduğu kadar Sovyet kamu oyu lçin de büyük bir merak konusu olan blr çok olaylann büinmiyen yönlerini gün ısığına kavuşturmaktadır. Anılarda, Stalta'in klşiliğl, Yagoda'nın, Yejov'un, Beriya'nın du mln «ttigiznls en önemll bölttmlerlnl kJmlsinl özetllyerek, kimlîlnl de olduğu gibivermeye çalı sacagız. Bunu yaparken de, lster ls temez, kimi zaman kronolojik sıradan aynlacağız. Zaten eserin va nlış özelliği de bizim bu davranısımızı kolaylaştırmaktadır. ÇUn kü yazann kendisi de, çogu zaman kronolojik sıradan aynlmakta, bir kişlyi, ya da bir olayı anlatırken, çok ileriye giderek, o kisl, ya da o olayla Ugili, başka tarihlerde geçmiş olayları söz konusu etmekte, »onra yine geri ddn mektedir. Biz de çevirimizde, btzi ilgilendirmeyen olaylan bir ya na bırakarak, bizi ilgilendiren kişiyl, ya da olayı sonuna kadar bir arada vermeye çahşacağız!.. Erenburg, «İnsanlar. Yıllar, Ya santılar» adı altında yayımladıgı «Anılar» ına yazdığı dört sahifelik «önsöz» de şöyle diyor: «Hayatta karşılaştığım bazj Jcişıler üzerine, içine kanştığım, ya da yakından gördüğum bazı olay lar üzerine olan düşüncelerim! yazmayı çoktandır lstiyordum. A ma, bu isteğimi bir çok seferle: erteledim; ya, içinde bulunduğum durum buna elvermedi, ya yılların loldurduğu tablolan, lnsan çehrelerini yeniden yaratıp yaratamı yacağım konusunda kuşkuya düs ERENBURG un ÇEVİREN: HASAN ALI EDI yazarlan, hemen her zaman kendilerini anlatmışlardır. Yakın arkadaşı Merımee'nın tasvir ettigi Stendha! tipme inansaydık. bu zeki, bu aşın bencil salon adamının büyük insan ihtiraslarını nasıl ya zabildiğini bir türlü anlıyamazdık. Bereket versin Stendhal batıra defteri bırakmıştı. 15 Mayıs 1849 hiç bir zaman olmamışlardır. Ba zı kışılerı hatırlıyor bazılarıaı da büsbütün unutmuş bulunuyorum. Hafıza bıraz da gece'eyın. kâh bir ağacı. kâb bir bekçi kulübesim, kâh bir adamı aydınlatan otomobtl farlannı andırır. Kendi yasantılarını düzenli ve ayruıtılı olarak yazan kişüer (özellikle yazarlar), eksiklerim. ahşıldığı üzere, tahmmlerle tamarn larlar. G«rçek vaşantılann nerede bitip hayalin nered? başladığım ayırd etmek zord'T. Ben. geçmişle tlgili aklımda kalan düşüncelerın yardımiyle nöbetleşe o l v rak, çeşitli tnsanlardan. çeşitli yıllardan söz edeceğim Her halde bu, devri anlatan bir kitap olmaktan çok. Kendimi anlatan bir kitap olacak «Hıç şuphe ok kı, ben, tanıdığım bir çok kişilerden, kimısının adları berkesçe bilınen politıkacılardan, yazarlardan, sanatçılardan, hayalci Kişilerden, maceracılardan söz edeceğim. Ama ben ta rafsız bir yazar değılim. Bunun için de bunlar birer portre denemesı olacak Sonra yazacağım bü ^a^k va da önemsız olavlan da tarıhsel bir tutariılık içinde degil de. benim küçücük alınyazımla, bu^ünkü düsünnelerimle bağlı olarak anlatacağım » Yarın 1891 yılı şimdi bizlerden ne kadar uzak!. Tanıklar De kadar vicdanlı olursa olsun çogu olaylarda yargıçlar ancak kendi gerçeği görebilme yeteneklerine güvenmek zorundadır rumlan, ayrıntılı olmasa bile yine de yetermce aydınlatılmaktadır. Anıların, Türk kamu oyunu y v kından İlgilendiren bölümlerl de var. özellikie Sovyetler Birliğinto bir zamanlar Ankara, sonra da Berlin ve Paris Büyükelçisi olan Şurits Yoldaşın Atatürk Uzerine olan v* ettrde yer alan bir yargısı, Türk kamu oyu için özel bir önem tasjmaktadır, lya Erenburg'un anılarına ayırdı|ı bu iki ciltten biri 613, ötekisi ise 792 sahife tutmaktadır. 1405 sahife tutan bu anıların tümünü «Cumhuriyet» in sınırlı sahifelerine sığdırmak imkânsızdır. Biz burada ancak, eserin Türk kamu oyunu ilgilendireceğini tahtüm; ya da hafızama guvenemodim. Ama şimdi, yine de, bu kitabı yazmaya koyuldum. Artık ba nu daha fazla ertelıyemezdim.» Erenburg: «Görgü tanıkları sus tuğu zaman elsaneler doğar» diyor. Ama biraz sonra, bu görgü tanıklarma da, fazla güvenmemçJc gerektığini öğütlemekten kenduü alamıyor: «Görgü tanıklannın, şu ya 1a bu olay üzerine soylediklerı sozler arasmda ne büyük ayırımlar olduğunu herkes bilir. Tanıklar ne kadar vicdanlı olursa olsun, çogu olaylarda yargıçlar ancak kendi, gerçeği görebilme yeteneklerine güvenmek zorunda kahrlar. Devirlerini tamamıyle tarafsız bir gozle yazdıklarını iddıa eden anı tarihinde Parıste kopan politik fırtınayı, Hugo da, Gertsen de, Turgenyev de tasvir etmişti. Onların yazdıklarını okurken, başka başka olaylarm söz konusu olduğunu sandım. «Sozlerdekl bu aykınlıklar, kimi zaman düşunce, duygu aynlıklarırun bir sonucudur. Kimi zaman da düpedüz unutkanlıktan ileri gelir. Çehov'un ölümünden on yıl sonra, onu çok iyl tanıyan kışıler, Çehov'un gözlerinin gri ml, mavi mi yoksa kestane rengtoda mı olduğu konusunda tartışmışlar dır. «Hafıza birini saklar, öteklnl bırakır, çocukluğuma, delikanlılığıma ait, bütün aynntılariyle hatırladığım öyle tablolar vardır ki. BULMACA 56789 sımsıkı kapalı durumu tnevcut değil» mânasına iki soz. 3 Savaşta eskı Osmanlı hükümdarıarmın oturdukları çadıra boyle denilırdi, kış mevsimi (Divan Edabiyatında) 4 Bunlann bazıları içguveyisi olur, bır teklifi kabul etmeyip gerı cevirme hareKett. 5 Bir çeşıt generaiin iki ba;ı, zengln Müslümanların ber yıl mal larının kırkta biri kadarını faktrlere dağıtmalan Işi. 6 Tersl «hakkı olarak ele geçir» mânasına blr çekimdir. 7 Kalın ve kaba kuraaşlar (çoğul) bir malın satış değennin yarısı. 8 «Dılzıneden iki eksık sayıda elçilık vanında müşavır» anlamına ıkı söz 9 «Ka burdan geçırir» karşılığı bır çekım, Orta Avıupadan çıkıp Karadenlze akan bÜyÜk bir Olınmı mnmaranıl nehir. halledllmi* »ekli I İlya Erenburg çalışmm odasmda Bond MODESTY BLAISE N£DEN NOBETCIUERİ fcUZUM? N6YSE.. ÛLDU ÖTTIl'İ NEIVÎ €£> İVCPUM BİZ İSTANBUL 08 25 06.30 07.00 OT.OS 07 30 07.45 07 50 07.55 08 0O 08 15 09.00 08 45 0915 09.30 09 4010 00 10 05 10 20 10 40 11 00 11.45 12 00 1210 12.25 12 40 13 00 13 15 13 30 14 00 14 15 14.30 14 45 15 00 15 05 15 20 15 40 16 00 17 00 17 05 17.30 17 50 19 00 19 35 19.50 20.00 20 30 21 00 21 10 2140 22.00 22 45 23 00 23 10 2400 16 55 17 00 17.30 18 00 18 30 19 00 19 30 20 15 21 00 21 45 22 00 23 00 23 30 24 00 01 00 Acılıs ve oroıram Gunavdın U ) Kove haberler Gunavdın (2) Haberler ve hava durumu Istanbulda buıiin Kücuk ilAnlar ve H. müzik Sabah Hmnattitl Hafif muzik Bcraber sarkılar TUrküler S. Gültekln Eee orkestraaı Vivolonse! soloları Ovun havalan Sv'Jtfri " • Ara haberler Hafif rnüzifc Solistler eecidl Arkası varın Sabah konseri Sarkılar G. Akkor Ara haberler Turkuler S. Erorhan Kucük orkestra Sarkılar N. Hilkat Culha Haberler ve R.G. de buıun Saz eterleri Reklâm Droeramlan O Avsar orkestrası Sarkılar S. Goâüs Turkuler G. Sevira F.Akel orkestrası Ara haberler Sarkılar Z. Taskent R vavlılar toDİuluiu Klâsik B. m ü ı i « Okul radvonı Ara haberler Kume fa«lı Kbv odası Reklâm Droeramlan Haberler Saz eserleri Aıle sohbeti Yurdun »esl Kentımizde tivatre 24 saatin olavları Oda muzigi Sarkılar M. Yıldırım Reklâm Droaramları Haberler Hafif müzik H. Batı rnüziü Kacanıs İSTANBUL tt RADYOSU Acılıs ve Droeram Cesıtli muzık Kucuk konser Cesıtli muzık Senfonık muzik Hafif muzık Aksam konseri Gençlerle beraber Operalardan teçmeler Hafif muzık Gece konseri Caz muzl» Bir sarkıcı Hafif Batı müziB Proeram ve kaDaou RIM UZAKTA SOLDAN SAĞA: 1 Bızans tmparatoru Jüstinyen'in kansınm adı. 2 «Bir elbisenin İçine kaplanacak olan kısmı geniş tutulmuş durumda» anlamına iki söz. 3 Bir Ermeni erkeğinin adı, kokulu otlardan 4 Çok büyük captakl ticaret ysr leri (çoğul). 5 Kahraman Mehmetçiğin rütbesl, çelişmeye düşenler içinde bulunduklan duruma eskiden böyle denilirdi. 6 Haricl ktsım, bazı değerli taslann ölçüsU bu sözle ifade edilir. 7 Tersi Edirnekapı çevreslndekl eski Bizans tapınaklanndan iken ca DÜNKÜ BULMACANTN mie çevrilen bir binanın adıdır, bir isaret sıfatı. 8 «Rüçuk k'JHALLEDİLMİŞ ŞEKLJ çük bzetler şeklinde yazıp sak> la!» mânasına Iki sözlü bir emır, NASIL HALLEDİLECEK Yukarıdaki rakamlı bulmatada sateknik bilgi. 9 Binanın kısım dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 t»ne sonuç vardır Buş kalan 12 larmdan, bir çekimın kısaltılmışı. karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve tnpIIDM. (arpma, çıkartma, bölme işaretlerine dikkat ederek soldan YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1 viyen» anlamına sağa ve yukandsn aşağıya bulmacada gösterilen sonuçlan bulunuz. İki so*. 2 «Gizlik noklalannın Biraz Taktiaud aiır ama, bos vaktinizi hojya gccirmiş olursuniu. Çtvven: Vobdeî GÜLTEKDi 66 Göl doğru inerken, lçtnden: «Keşke Augusta' nın yanında kalsaydım» diyordu. Ondan uzak k v lınca perişan oluyordu. Bir Doğu masalıru hatıp' ladı, bir vakıtler bunu şıir olarak yazmayı düşünmüstü Masa'ın başlıca iki kahramanı gözlerinin önünde olduğu gıbi canlandı: Zeliha ile kardeşi Selün. Birbirlenni seriyorlardı kaderin korkunc bir cilvesıydi bu. Birden, lçinden taşarcasına, yeni şiiruı ilk satırlan «loğuverdl. Zeliha mı, Aug"ista mı? Selim ml, kendısı mi? Ne kolaydı, kendini bir kere şiirin akışma kaptırdı mı, gerçekle hayali birbırine kanşürmak! öyle dalmıştı ki Frances'i unutmuştu blle. Derken, btrden onunla karsılaşU. Hisann duvannm önünde duruyordu. Byron ona soğuk soğuk baktı. îçinder «Duygularımda hiç beklenmedik bir »»• siklik oldu» diyordu. Frances göğsü açık bir elbise giymişti ama, omuzuna üıcecik bir tül almıştı. Byron şimdi ona ne diyecekti AllabaşkuiB? Kalbini kıracağını falan hiç düşünmeden: «Cammı sıkıyorsun artık!» dese miydi acaba? Hayır, bunu diyemezdi. Frances eskisüıden daha nazenin eörünüyordu, üzerinde pek de Uzgün blr hal vardı. Hafifçe içinl çekerek: «Kocam kuşkulanmaya başladı» dedi. sDemin bunu ben de sezdlm.» <:Beni boşamıyacağmı mı söyledl?» cHayır, öyle bir şey söylemedi.» «Sadakatsizllk Uzerine bir fconferans geçrl bu sabab bana. Dediğine göre. benl seytan dürtüyormu? ama, daha kendiml bırakıvermemişim.ı «Doğru.» «Ne yazık ki doğru.» Byron'un hınzırlığı tuttu, tarUşmaya glrismek lstedi: «Seytamn dürtmeslne ml yank, daha kendini bjakıvermeyişine ml?» Praaces, yalvanr glbi bir tavırla: «Dur!» diye onun sözünü kestt. «Dedi ki, onu aldatacak olursam benden çok benl baatan çıkarana kızarmı».» «Meydan okuma mı bu?» «Daha da kötü. öldürmek üzere saldırma!» Byron da onun gibi hafifçe bir içinl çekti. «Umutsuz bir durumda bulunuyoruz. Bizim için şerefli bir şekilde birleşmek kabil değll artık.» Frances onunla göz göze gelmemeye çalıştı. ıBen.. ben şerefe falan aldırmıyorum artık.» «Ah, çocuk!» Frances biraz sert blr tanrla: «Kocamdan korkuyor muaun yoksa?» dlye sordu. «Şu anda kimse korkmas ondan. Fletcher götürdü onu yatağma yatırdı.» Frances sekerek ona doğru feldl «Şimdi onu aldatacak olsam naberl bile oV maz.» O nrada, tül omzundan kayiTertnce, Byron'un gözüne otuz yaşmda, ya da daha geçkın blr kadın gibi göründü Belkl ısığın bir oyunuydu bu ama, etklsl gelip geçici olmadı. Byron onun alnındaki çl^ilerl, gözlerinln alündaki kınşıklan saymıştı âdeta. kesin olarak da biliyordu ki saçlanna dokunacak olsa parmaklanna 3«rt sert felecekU. Frances dalgın dalgın konuşuyordu: «Çocuk dedln bana. Evet, senl tlk tanıdığıroda çocuktum, kadın yaptm sen benl. Dertn duygular duTmasım öğrettin, lhtirasın anlamın] öğrettin sen bana.» Byron, merakla. «Aniamını mı?» dlye «ordu. «Öıtlras blr çevrintidir.» Byron tülü aldı, onun omuslanna Brtttl. n i değer değmez, Frances dertn blr titreme geçlrdi, onun gâfsüne kaoandı Byron'un »olları da bird»n ona aatUıveıdl. thtlıa* auydı bu? Kenftsl b u jey Tiffany Jones TIFFANY duyıu/ rdu, İçinde bir tapırdanma blle. Tei&slandı. KoUanmn arasmdaki tcadını öptü: Sankl Augusta"yı yanağından öper gibi, kardeşçe bir öpüş oldu bu. Daha yirml altı yaşına yeni basacaktı. Havatı bu bakımdan sona ermemiştl ya! Yirml altı yaşmda! Ne korkunç bir düşünceydi bu! Y'rml bes yaş geride kalınca lleride insanı avutacak ne bulunabilirdi kl? Prancv.s başını onun göğsüne yaslıyarak baygın baygın bir iç cektl. «Bir an için tam mutluluk, tste benim aradıgım tek şey. Soğuk mu buldun beni? Bilivorum, fl"Ie bi'ldun. Ama. şimdi de öyle mi buluyorsun? Oldufu gibi Childe Harold'un elindeyim. tstedi1 ğin gib davTan.» En sonunda, olacaktı lste. Bir çevrinti gibi olmadı; yükseüp alçalan, ufak ufak dalgalar halinde oldu. Byron, Prances'i kendınden ayırdı Zayıf darrarur da, erkeklik eururuna kapılarak devam edacek olursa bu da Caroline gibi ona vapışırdı Felsefe vumurtlar gibi: «Gerçek mutlu'uk feraeatten ileri gelir» dedi «Hele şrnidl mutlnluk < • » > kisinden daha büvük bir ferasafp baglı Her şevden uzpk, başlıbasma bir mutluluk divebi'ıri7 b»lki buna, övle değil mi"> Seni nncak b'r arkart^î (tibl sevmeliylm. tçimd'n eelcn yüksek duygular seni korumaya çağınyor beni.» Frances periye doğru blr adım attı Gözlerinde bir alev oanldar gibi oldu. Kısaca, sinir'i bir kahkaha attı, sonra kendini toparlıyarak düzgün bır sesle konuştu: «Stei denemek Istedimdl, Lord'um.» «Denemek mi?» «Evet Ne de olsa gene şerefli blr adammıjtınız.» «Pekl... Başka ttirlü olsaydını?» «Tiksintimden, nefretimden sizi yanıma yaslaştırrr zdım ki.» WebsteHer ertesi gün efleyin gittiler Byron, o gece sabaha kadar yeni şiiri üzerinde çalıştıgı lçin, onlan uğurlamava avluya hırkayla çıktı. Webster pek konuşmadı: sapsanydı, müthiş başı afıyordu. Franees. sâkin, ağırbaşlı duruyordu, kardeşçe yanağını uzattı. Misafirleri arabalarına geçip oturunca Byron, pek cidd! bir tavırla: «Kocalann en tehükelisisin sen, Webst ir'ciğlm!» dedi. .tKann dün gece gölün Uzerinden avaklan bile ıslanmadan yürüdü.» Websterlerin arabası daha gözden kaybolmamıştı, Nottingham'dan postacı preldi. Zarfın üzerindeki inci gibi yazıyı Byron hemen tanıdı. Demek Annabella en sonunda ona gene yazmıstı! Zarfı yırtıp açtı, Annabella"nın o pembe yanaklı sâkin yüzünü gözünün önüne getirmeye çaüşarak okumaya başladı: 8izl deferli bir arkadas olarak kabul etmeyt hazırım... Yani, bn konuda sizin kendinizl zorlayarak hiçbir çabada balunmanıza lüznm kalmadan, lleride bir gün. «Arkadaslığınız benim için bir rahatlık olacaktı» demistim. çiinkii üzrflnlülüniizün acısını haririetebilmek düsüncesl bana gercekten bir rahatlık verecekti. Benim mutlalugnm bir dereeeye kadar da olsa baskalan lçin yasadıgımı bisgetmektedir. Bjıon blr an kaşlannı çattı. Üzgünlüğünün acısıl Annabella ne de ayak dırıyordu onun, evlenme teklifini reddetti diye üzüldügüne ınanmakta! Sonr» gülümsedî. biraz sınırlı sınirli de olsa. Mutlulugu bir dereceye kadar rla olsa başkaları ıcır. *aaadıiını hıssetmekteymıs... Kısaca»ı, onun iw<u .yaşıyurnıu», demek. Ya da, daha dogrusu, onun yuiuyla, kendısı ıçır.vdşı>urdu. ( U c u m ı var) ANKARA 08 25 06 30 07.00 07 05 07.30 07 45 08 00 08 10 08 40 09 00 09 20 09 35 09 55 10 00 11 00 11.05 11.25 11.55 12.00 12.15 12 30 13.00 13.15 13.30 14 00 14.15 14.35 14.55 15 00 16.00 16 15 16 35 16 55 17 00 17.30 17 50 19 00 19 35 19 50 19.55 2010 20.30 20 45 21.00 21.10 21.30 22.00 22.05 22 45 13.00 23.48 24.00 Acılıs. Droaram Gunavdın (1) Kove haberler Gunavdın (2) Haberler ve haya durumu Hafif müzik Ankarada bucün Her telden Ü. Yorukogludan türküler Besin Beslenme Sabah konseri Arkası varın Ara haberler Okul radvosu Hafif müzik A Rıza Koprulüleroğludan sarkılar Konser saatt Ara haberler B. Akarturkten türküler Kıbrıs saati M. Sevran ve O. Aktalavdan sarkılar Haberler v s R.G. d* bıucün Hafif müzik Reklâm Drozranüan Z. Oeuzdan türkültr N Demirdovenden tarkılar Hafif Batı m ü d a Ara haberler Okul radvosu N Mercanhdan türküler N Güverden sarkılar Plâklar arasmda Ara haberler Yurttan sesler Köy Odası Reklâm oroeramlan Haberler ve hava durumu Y.Avhandan türküler Uvkudan önce Sılâhlı Kuwetl«r laatl K. Paraslıdan garkılar SDOr Kücük konscr 24 n a t l n olarları Naııl bövl» oldularT Erkekler T. «arkllar Hafif müzik TBMM iaaü Haberler v» h»T» durumu Konser talonundan Hafif müzik K»D»nn 1967 1968 Öğretim yılı için kendi paraları ile dövizli olarak yabancı ülkelerde öğrenlm yapmak istiyen lise, lise derecesindeki meslek okulu, yüksek okul ve üniversite mezunlan Bakanhğımızdan veya Milli Eğitim Müdürluğünden alacakları formül dilekçeyi eksiksiz olarak doldurup mezuniyet belgeleri ve iki adet fotoğraflarıyla birlikte 20 kasım 1967 ile 9 aralık 1967 Urihltri arasında Bakanlıkta bulunacak şekilde göndermeleri gerekmektedir. Üniversite, yüksek okul ve Tekniker mezunlarına yönetmelik gereğince diploma derecelerin» göre döviz tahsis edılecektır. Diploma derecelerini tevsik etmiyenlerin dereceleri orta kabul edilir. Lise mezunu olup fen veya teknik sahada öğrenım yapacaklar Matematik, Türkçe Kompozisyondan; diğer sahada oğrenim yapacaklar Tarih, Türkçe Kompozisyondan; Lise derecesindeki meslek okulu mezunlan ise Test imühamna tâbi tutulacaklardır. Lise ve lise derecesindeki meslek okulu mezunlarının imtihan proğramı ile yönetmelik gereğince gruplara aynlan döviz kontenjan dağıtımı aşağıda gösterilmistir. Imtihana giriş kartları müracaat sahiplerinin adreslerine gönderilecektir. MİLLİ EÖİTİM BAKANLIÖINDAN TEŞEKKÜR Sayın Deniz Ktvvetleri Komutanı Oramiral Necdet Uran, Kuzey Denız Saha Komutanı Kor amiral Turgut Kuntar, Marmara Deniz Bolge Komutanı Tumamiral Kadri Kurulberk, Demir Çelık İşletmeleri Genel Müdürlu ğu, Karabuk Ağır Sanayii Mühendısleri Demeğı, Karabük Tevsi Montaj Mudürlüğü mesai a r kadaşları, Karabük isçileri, Ka rabuk Hastahanesi Başhekimi o • peratör Mustafa Obakan ve ar kadaşları ile müstahdemleri, akraba dost ve meslektaşlarına, deniz subaylığından emekll IMTÎHAN PROĞRAMI Grupu: F G FG H Dersin adı Matematik Tarih Türkçe Kompozisyon Test Tarih: 19.12.1967 20.12.19*7 Günü: Sah • Çarjamba S«a«: 14.00 Teri: Ankara Hukuk Fak. Macit Naymanb'nın hazin veiatı dolayıslyle göster diklerl hassasiyet ve yakın alakadan dolayı, merhumun eşL Gülseren Naymanlı ve ojlu H«luk Kaymanlı, içten gelen mın net hlsleriyle teşekkürlerinl arx •derler. Cumhuriyet 13948 Döviz kontenjanının gruplara göre dağılım tablosu Grup Dö\iı kontenjan miktart A = 72 Üniversitenin fen veya teknik bölümünden mezun olanlara B = 18 Üniversitenin diğer bölümlerinden mezun olanlara C = 36 Yüksek okulların fen veya teknik bölümleriyle Istanbul Robert Kolej Mühendislik kıanından mezun olaniara D = 12 Yüksek okullann diğer bölümlerinden mezun olanlara E = 12 Tekniker mezunlarına F e 84 Lise mezunu olup fen veya teknik sahada öğrenim yapacaklar» G = 21 Lise mezunu olup diğer sahada öğrenim yapacaklara H m 45 Lise derecesindeki meclek okulu mezunlarına. (BMin: M32O • A. 14684/13922) DOKTOR T. Zlya Kırbakan Oert, Saç r e Zührevi Hastalıklan Mülehassısı tsttklâ) Cad Parmakkapı No Sfl Tel • 44 10 73 KAYIP Abana hkokulundan sldıgım diplomamı kaybettim. Hü kümiusdttr. Basrl Abara Cumhurijrat UOU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle