07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a a s u o İVOİ •»•*•»•»••••• EKONOMİ DÂVAMIZ j.nan PEKIN ayuı Nadir Nadi, geçenlerde Avrupa iktisadi işbirliğlnln bir taporundan söz etti. 21 flyeli OCDE Teşkilâbnda Avrupanın geri kalmıs 5 iükesi Ispanya, Portekiz, Yunanistan ve Yugoslavya ile Türkiyenin mukayese edildiği raporda; Türkije hâriç diğer 4 ülkeııin son 15 yıldır ilerlediğini, Türkiyenin ise tek başına gerilerde kaldığını üzülerek gbrdük. Sayın Nadir Nadinin dedifl Rİbi Ikinci Dünya Harbinden sonra, ekonomik durum, döviz, altııı rezerveleri. insan potansiyeli, tabiî kaynaklar bakımından yukarıdaki dört ülkeden daha iyj durumda yarışa başlayan Türkiye bu hale nasıl düşebilir? İkinci Dünya Savaşından perişan çıkmış, iç istikrarı olmayan bu aç ve fakir iilkelerin hepsi birden na sıl olur da Türkiyenin ikl kat önüne geçebilir? Bu soruya cevap vermeden önce hemen söyliyelim ki, aralartnda faşist, kapitalist ve sosyalist rejimleri olan bu iilkelerin hızla ilerlemesi norraaldir. Bu bir »arihi akıştir. Anormal olan Türkiyenin niçin ancak yerinde sayar kadar ilerliyebildiğidir. Bu soruya cevap verebilmek için Osmanlı İmparatorluğu dönemine bakmak gerekir. nıler, saraviD ve vilâyetlerde paşaların dayanabllecekleri birer malî güç idiler. O günlerin Bankacılığı olan sarraflık tamamen Erroenllerin eline gecti. Ermeniler tmparatorluğun Sadrazamını tâyln ettirebilecek güçe eriştiler. tmparatorluk iç bünyeslnde böylesine bir sarsıntı geçirirken 19 uncu asrın ilk yarısında devletin başına Mehmet AIİ Paşa gaile si çıkh. Bu sıkışık durumdan istifade eden İngiltere 1839 da Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere ve Avrupa için çok faydalı bir ticari anlaşma imzaladı. Bu anlaşmanın 7 nci maddesi şöyle yazıyordu: «Yabancı ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçecek. Bu anjasma hükümleri bütün Osmanlı ülkelerinde herkesçe uygu!anacak, başka devletler de isterlerse, ticaretlerini aynı şartlarla yürütebilmek için antlaşma imzahyabüecekler.» Bu madde ile diğer Batı devletleri de yeni ticari anlaşmalar imza ettiler. Yapılan ticaret sözlesmelerinin Osmanlı Sa nayil ve sosyal yapısı üzerindekl etkileri yıkıcı oldu. Kapkaççı. kast ticaret antlaşmalan yürürlüğe knnduktan sonra dış ticarete el atıldı. Ve yabancı çıkarların koruduğu bir ticarî sınıf Osmanlı Devletinin siyasetıni ve sosyal yapısını etkilemeye başladı. Politik giicünü yabancılar çıkarına kullanan ve karşılığmda yabancılardan daha büyük menfaat gören bu sınıf Osmanlı maliyesini içinden çıkamıyacak bir açmaza sürüklüyordu. O ana kadar ken disi İçin önemfi kaynak olan ithalât ve ihracat verçilerinin kısıttanması üzerine DevJet, harb pibi ola ğanüstü hallerde bile bu kaynaktan gelir elde edemedi. Bu yüzden Osmanlı Devleti dışarıdan para alan bir ülke haline geldi. 1854 den itibaren malî perişanlığa düşerek borç aldığı iilkelerin siyasal ve ekonomik baskılannı kabul eder duruma girdi. Osmanlı zamanmda yapılan bu iktisadi hatalar İkinci Dünya Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyetinde de başladı. Türkiyede nereden geldiği belki sezilebilecek bazı fikirler doğdu. 2 nci Dünya Harbinden sonra Türkiyenin kalkuıması söz konusu edilince büyük sermaye arandı. Türkiyenin kalkm ması için büyük sermayeye ihtiyaeı olduğu, bu »er mayenin teşekkülü için de uzun yıllar beklemeye tahammül olmadı*ı flkirleri, Türk dış ticaretlni ve Türk para politika^ını yanlış yollara sürükleyip ucuz dövlz satısınm felsefesl haline getirdi. Bu fel. spfe. Türkiyenin d>s ticaretini gene millî olmayan ellere kaphrdı. ATATÜRKÇÜLÜK ve Liselerimizde din öğretimi Allahöekber! Türkçesi: Tann uludur! Istanbuldaki Kıbn» mitinginde baekber'le yürünmiiş .. Imam Hatip Okninnun mehter t önde, fenç Ihtiyar kalabalık arkada» Üniversitelisi, alfal çember sakallısı, raatrosu. genci, ihtiyan, zençini, yoksnluyl» letten bir toplnlnk.. Ellerde dövizler : «Athenagoras dışarı, Kıbrısa, Kahpe Yunan, Papaza ölüm, Tural Paşa hazırız, l aldık kalemle verdik, zafer Müslüman Türkündür, buyuru Türkündür, Müslüman Kıbnsın yolu Ayasofyada kılınan naı başlar». Ve Ayasofya Bnünde hoparlörden bir «e« : Yattığın yeter oldu, uyan Müslüman kardej, elbet gü ğacak 1 On blnlerce kisinin heyecanı.. bayraklar, kırmızılar, bey ve mehter tskınu... Hepsi gtizel, yalnız biz minarenin hopari den «yattığın yeter oldu, uyan Müslüman karde?» diyen im» hatiplilere bizzat uykttda oldaklannı söylemekten kendiraizl mıyscağız. Kıbns Türkünün dramı Anadolu Türkünün karw nyumasından dojuyor. Hele tmam Hatip Okullannda y« gençlerimiz onbir yıl oknduktan sonra çözü açılm»mıs s ı | yavrnları gibi diplomavı ellerine alırlarsa ve böylece Anadol camilerine dajılırlarsa daha yüz yıl «Müslüman kardeş» uyans Ve komprador azınlıeın hizmetüsi olarak ne yaptıÇını, ne idü bilmeden cırpınır durur. Türkiyede müliyetçi mokaddesatçı çinen cephe »n ırerçeei ivi bilmelidir : Değil Süleyman Demirel, Demirel'in lillahı trelse Atl eoras'ı Türkiyeden dısarı atamaz: Patrikhanenin de kılına 6 namaz. Athenagoras Amfrikadan özel olarak Türkiyeye yollan tir. Truman bu papazın sırtını sıvazlamıs. sakalını öpmüştür. A naeoras da buna karsılık «Amerikanm vervüzündeki mânevi 1 liğine. iman ettf^ini beyan etmistir. tstanboldaki Patrikhane I Amerikadaki yabancı kaoitalizmin âentetinl ardında bnimakt Athenajoras'a ilijti ml Süleyman bey. iktidar koltufunda ot maz. Çünku Adalet Partisi de Amerikan kapitalizmiyle ksdeı kâr nrtaklıfı içindedir. Bu bir. tkincisi : Tflrkfvenin millî menfaatlerine «5re tntmaV l o m n d » hnlnı £u politik» NATO politikssiyle çatısmaktadır. Bi» öneellkle 1 «ic'f karjn çıkmak zornndayız, ve Enosls'e bir tek t e ı l e karfi ç biliriı : Anglosakson üslerind'en annmıs baSımsız bir Kıbrıs 1 Ve bn bstım«ız!ıjh teminat altına alacak bir milletleraran laşmaya gitmeliyiz. Ba tezin, ysni Türkiyenin Kıbrutak! miill menfaatlerinln 1 TO ile celisme halinde bnlnndoîn açık seçik bir terçektir. fi NATO'dan yana ot. hem Kıbrıs dâvasında millivetçl ol ! Bn i baidasamaz. Bir verde eelir takısır. Nitekim takıştı, v e Ameri Altınci Filosn Akdenizde ksrsımıza cıktı. NATO. Anclo Am kan çıkarlannın Ortado*ndaki rampası «ribi düsüniir Kıbrı Anelo Amerikanlann bötfin amacı. hem Yunanistanın hem T kivenin. hrm de Kıbnsın H'ashinçton'a bağlı kalmandır. Şimdi zim (reneler : « Vsv kshp» Yunan !.. dtve ellerinde dövir tlşıyorUr, a bunnn »nlamını diUSniivorlar mı? Ey tmam Hatio kardes ! H*m NATO'ya ve CENTO'ya bal «ın, hem de «kahpe Yunan» dive bafcınrsın: hem Türkiyed Amerikan (tndümiine kırsı çıkanlan komfiniıtlikle suçlarsın. h de «Buvuruculuk Türkiinrlür» dive batırırsın! Bn ne perhizdir, ne lâban» tnrgnsndnr? Senin kahpe Yanan dediginin NATO müttefikin oldnfnnn bilmez misin? Amerika olmaz<!a. NATO olmazsa biz yasıyamayız !. di har bar bafıranUnn buffin iktidarda otnrdujhınn bilmez mis Ve sen tmam Hstin Okuln ötreneisl! Mezunu! MİIllyetçlsi n kaddesatçısı î O fktidarın militanısın. Bn kadar raprssık kafa valnız birim mnkaddeMtçi t»kımın yok, alınız iktidar partisinin nice politikarmnı, eski esyaların b biri üstüne yıihldıfı emanetçi deposu cihidir kafalan, Bn biliı Rizlikten yararlananlar da Anelo Amerikan politikacılarıdır. 1 eiliz dıs politika re^mi beleelerinde açıklandığı üzere eloflun bizim yöneticiler hakkındaki diisüncesi sa : Türklerin kafası az isler. bİ7 onlan kolavca idare ederiz ! Ve »ftîm fmamFıatfj» ögrencileriyfe jn^akaddesatçılar ne baj « Buyuruculuk Türkündur !» Yabn! Sen kendi vatanında bnyurnenlnîn Amerikara veı finfinde iki kat olmoşsnn! Hançi buyuruculuktan söz açıyorsn «Aüahüekber, Aliahüekber» dive bagırmakla buyurnculnk olm: Allah büyiiktör ama küçük knllanna bir de kafa vermlstir. O k fayı çalıstıran, calıstırmayana buyurur. Nitekim sen kafayı çalı tırmazsan, sen Kıbrıs dâvasının ne oldnjhmn bilmezsen, sen Kı rtsın bafimnzhii ile Törkiyenin bafımsızlıiının aynı yörfinge' girdifini görmezsen, sen hı> *'~«»v«' buvuramazvin ! Lâiklik bize 100 yıl önce tavsiye edilmiştî Prof. Reşat KAYNAR evdet Paşa hakkında böyle ağır bir hüküm verirken 97 yıl önceki tarih sayfalarını biriikte gözden geçirmek gerekecektir. Yukarıda naklettiğimiz mektupta, şu dıkkati çeken cümleler de vardır. Bugünün Türkçesiyle anlam bakımından naklettiğim şu yazıiarı birlikte okuyalun. Rahmetli Cevdet Paşa diyor ki: «Biz dinsel Inançlarımızın mantık bilimi ile ölçülüp tartılmasından çekinmeyiz. Matematik ve feometri bilimlerlnin dayandığı (bütün parçalarmdan büyüktür), (bir şey kendinden başka bir sey değildir), (bir şey hem var, hem yok olamaz) sekiindeki zihin tlkeierine aykın düşen bir âyet veya hadis olsa, anı bu ilkelere dayanarafc tevil eder ve yorumlarız. Fakat tabiî ilimlerin dayandığı dış görünüşlere, gözlemler ve denejiere aldanıp da, inancımın bozamayız. Zira bu gibi delillerin matematik ve geometri bilimlcri derecesine ulasması kabll değildir.» Cevdet Paşa bu düs.üncelerini şöyle bir misalle de açıklamaktadır: •Bundan dolayıdır ki, hıristiyanlann teslisi gösteren bir üçtür. üe de birdir inançlarını kesin olarak red ederiz. Ama, tsa Peygamberin babasız doğduklarına inanırız. Bir tabiat bilgini çıkıp da, babasız çocuk olamıyacağını ispat ederse, ona teslim olmayız cevabını veririz.» C başlıca şartı Fransız Kod sivilmı şeriata dokunmadan aîmaktır. Bununla birlikte Fransız Kod sivilini çevirmek düşüncesi o yıllarda düşünülmekte ve savunulmaktaydı. Bu bakımdan, Atatürk tarafından gercekleştirilen Medenî Hukuk ik(ibasuıın ilk mücahitleri Alî Paşay la bu konuda yürüyenlerdir. Gevrfet Pasanın laassubu Yıkılış sebebi C ; smanlı tmparatorluğu bir iktisadi oyuna gelerek Diiyunu Umumiye felâketine uğramıs inkiraz etmişti. Bu hususu Atatürk asağidaki şu sözleriyle belirtmiştir: «Efendiler bir milletin doğrudan doğruya hayatiyie, yükselişiyle, alçalışı ile alâkalı olan, milletin iktisadiyatıdır. Türk tarihi tetkik olunursa, bütün yükseliş ve alçahj »ebeplerinin bir iktisat meselesinden başka sey olmadığı anlaşıhr. Vakit Gazetesi 1923. Atanın dediği gibi, Osmanlı tmparatorluğunun yıkılışının sebebi askerî yenilgiler değildir. Ne dokianüç, ne Balkan Harbi bozgunları, ne de Birincl Dünya Savaşı yenilgisi Osmanlı İmparatorluğunu yıkmamış yalniz mukadder âkibeti tâcil etmiştir. tmparatorluk. değil bu savaşlara girraese. hattâ bu savaşlardan galip dahi çıksa idi , gene de yıkılması mukadderdi. Çiinkii tmparatorluğun yıkılışı ticarl ve iktisadi dâvalara ilgisiz kalması ve bu işleri hıristiyan azınlık ile yabancıların ellerine bırakması fle başladı. 19 uncu asır başında bu hata pek açık gekle girmiş ve çöküş hızla tamamlanmıştır. 'BidJ Osmanlı cöküşünü Cumhuriyet GazeÇünkü ucuz döviz satışı çeşitli ticari ovunlann tesinde güzel bir etüd ile anlatmış olan Samenşei oldu. Bu oyunlan rahat çevirebilen çevyın Ahmct Yücekök'ün verdiği bilgilerden faydareler reniden dı? ticaret hâkimiyetini elde etti. lanarak elcstirelün. 19 uncu asır başlarında AvruUcuz döviz satışınm farlonı yani ithalâtçı, sanapada sanayi devrimi basladı. Önde İngiltere, kısa yiciye yabancı sermayedara verilen primleri karfâsılalarla Fransa, Almanya, Rusya ve diğer ufak şılamaya devletin mali RÜCÜ yetmedi. Bu bakımAvrupa devletleri sanayi devrimlerinl ve endüstridan döviz getiren turistten, ihracatçıdan yabancı lesme hareketlerini geliştirmcve başlamıslardı. Bu memleketteki Türklerden kanun zorn ile ucuı devletler büyük sanayilerini kısa zamanda kurmak döviı almak istendi. Türk para.sı kanun öe doniçin büyük paralara muhtactılar, bu gaye ile, büduruldu. Sonuç olarak Türkiye dövizsiz kaldı ve yük vurgunîar vurabilecekleri açık pazarlar araOsmanlı borçlanmasının başlangicmdan 1 asır dılar. Kendi ülkeleri ve difer Avrnpa Devletleri sonra Türkiyenin bnrr'anması b?«ladi. ülkeleri kâfi pazar değildi. Esasen müliyetçi Avrurr* arihin tekerrür sebebi basitti. pa devletleri yabancılara bu fırsatı vermiyordu. Bu bakımdan ilk pazar yakın şarktaki zengin Osmanlı Çünkü Türk çevreleri ekonomi ve ticarette tmparatorluğu idi. Artık Avrupanın Osmanlı polihâlâ bilçisiz idiler. Türk aydınlan gene Osmanlı tikasındaki hedefi ticari Turgunlara uygun anlasdevrinin Meşrutiyet yıUanndaki nazarî fikir tarmalar yapmaktı. Çünkü Osmanlı tmparatorluğu' tışmalan tçinde ynvarlanıp durdular. Türk ttfmüliyetçi değildi. Esas «riirtle olan Türklök unutol ' *»»• getfe rejim feerine' Razarf tartışmalar yimus, sözde daha insancıl hümanist bir görüş olan parken Türk ekonomisuıde »OD Osmanlı devrJ Osmanlılık. tmparatorluk yönetimine hâkim olmuşticarî hatalan hızla devam etti. Türkiyeye sermatu. Bu politikanın sonucunda Osmanlı Oevletinin ye arıyan yanlış fikirler, ucuz döviz satışı f e l w mevcut sanayli geriledi. Çiinkii sosyal yapıda en fesı fle sanayi kurmak ve tcalkınmak yoluno izgüçlii yerlere yabancı himayesindeki azınlıklann lediler. Faraza serbest borsada doların 10 TL. tiiccar ve sarraf smıfı yerlesti. Hırlstlyan teba imnın iizerinde oldueu bir devirde 2.85 TL. na doparatorluğun iktisadi düzenine Avrupa ile aracı rol lar satilarafc 300 bin dolarlık bir tahsis ile fableri ile hâkim olmaya başladı. Bu çıkarcı sınıf hâki rika kuruldu. Fahrika sahibi gerçekte 100 bin domiyeti sonunda, Türk esnaf ve sanatkâr hayatı sar lara getirdigi makinplertlen arta kalan 100 bin sıidı. Halbuki 18 inci asır sonlarında Osmanlılarm dolarını srrbest kurdan deeerlendirerek dolar millî sanayii henüz kuvvetini kaybetmemişti. Mebaşına 7 TL. kazandı. Fel<iefenin dediği oluyorselâ 1788 yılında Fransa Osmanlı Devletinden du. Ancak 2.Ü3 TL. na safılan dolarları U TL. ü2.300.000 livrelik pamuklu bez ve 1*7.000 livrelik ipek zerinden para ödeyerek borcunu kapayan devlct li kumaş ithal etmişti. Her yıl 250.000 kilo pamuk malî zorlukların içine çirdi. Yukarıdaki örneein lpliği Avusturya ve Almanyaya yollanmakta; Viya. türlü şekilleri devam ederken Osmanlı tarihi tena, Leipzig, Beyrut, Dresden, Peşte fabrikalan özel kerrür etmeye başladı. likle Osmanlı ipliği kullanmakta idiler. Halbuki 19 uncu asır başlarında Avrupa sanayi devrimi ile Os. manlı devlettnin mâmul madde ihracı çok azaldı. Avrupa ile ticari bağı kuran zümreler Avrupanın ündi meselemiz tarihi durdurmak ve kisır Sanayi çıkarlanna uygun ticareti yönertiler. Ayrıca cemberden kurtulmaktır. Vapabilir miyiz Imparatorluğun iç sennaye işleri de Türklerden abilmem, fakat her halde bu çemberi kırmak lâündı. Bu işlerde Ermeniler söz sahibi oldular. Erme zımdır. Geriye gitmemek için... O :::: î»i"• ••• •••• ••>• :::: :::: •••• : : : : •• •• •••• ••r~ •••• ••••  !••• •« • • • •«• • ••• • ••• :::: «•«* • ••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• • ••« :::: :::: •••• • ••a vrupada, 17. yüz yılda benimsenen tabii ilirnler metoduna yani olaylar arasındaki kanunları bul mak üzere uygulanan deney ve gözlem metodlarına on dokuzuncu yür yilın sonlarında büe değer verüme mektedir. Şu halde Cevdet Paşa gi bi geniş görüşlü bir Osmanlı bilgini 19. yüz yılın sonlarına doğru, hâlâ Aristo mantığmın smırları dışına çıkamamış ve Batı Uygarlığma temel olan deney ve gözlem metodlalarını değerlendirememişti. Paşanın bu Iskolâstik görüşü. hukuk alanında şeriat baskısının devam etme sini sonuçlandırmıştır. B Sonuç ' :!:• u hususu tesbit etmek üzere tarihî belgelerden bfrini daha göz den geçirelim. 97 yı) önce, Cevdet Paşayla devrin Sadrazamı Âli Paşa arasmda, bir tartışma olmuştur. Bu tartışmada, Âli Paşa, Fransız Medenî Kanununun düimize çevrilerek uygulan masmı istemişti. Bu düşüncesini Giritten hükumete gönderdiği özel mektupta şu suretle belirtmiştir: «Bir de başlıca şikâyet bizim mah kemeler olduğundan, o hususta dahi bir yol aramak ve Mısırda yapılmakta olduğu gibi bizde de, kod sivil dedikleri kanunnamenin tercüme ettirilip yeni açılan tanzimat mahkemelerinde bu kanunnameyi uygulamak zorunlu görülür. Bunun dahi, şeriât hükümlerine asla dokunmayarak öbür hukuk alanları gibi düzenienmesinin kabil olacağı zan olunur.» Yukarıdaki satıriardan anlaşılmak tadır ki Alî Paşa, Batılı bir Medenî Kanunu. bütünüyle iktibas etme yi ileri sürmemektedir. Bu konuda evdet Paşa bu ileri davranışa engel oimuştur. Bu husustakl inancmı TEZAKlR'de söyle anlatmaktadır: «Bazı devlet adamlan Fransa kanunlanndan Türkçeye tercüme olu nup nizamiye mahkemelerinde onlaria hükmolunmak fikrine kapıldı lar. Halbuki bir milletin temel kanunlarını bu hiçimde değiştirmek o milleti yok etmek olacağından bu yoia gitmek caiz değildir. Ulema güruhu bu çeşit alafranga düşüncelere sapanları Tanrıya sövenlerle eşit sayarlardı. Bunun üzerine fıkıh biliminin muamelât kısmına ilişkin Türkçe bir kanun yapılmasına karar verildi.» Görülüyor ki Cevdet Paşa, Fransız Medenî Kanunundan iktibas edilerek Türk Medeni Kanununu meydana getirmek düşüncesini engellemiş ve yerine islâm hukukuna dayanan Mecellenin yazıîmasma ön cülük etmiştir. Fransız Medenî Kanunu, devrme göre, kişileri insan haklarına kavuş turan, aileye kişiük veren ve ma! varlığı ilişkilerini yani hem eşya, hem borç ilişkilerini, türlü cephelerden düzenleyen bir kanundu. Metodu meseleci değil soyut bir ma toddur. Halbuki Mecelle eskimiş sa yılan meseleci bir metodia hareket ettiği için 1851 maddelik bir kanvın olmasına rağmen ne kişi haklarım, ne miras, ne de aile haklarım düzeniemiş, gerek borç, gerek eşya hu kukunda, birçok hususlan eksik bırakmıştı. Bundan başka hâkimlere serbest takdir hakkı tanımadığı için, her gün ilerleyen hayata uymak imkân, , lannı kısa zamanda kaybetmiş ve büytik bir kısmı da uygufîftmaz bir" duruma girmişti. N 2 nci meşrutiyet lslâmcılan da, Osmanlı Imparatorluğunun yeni den eski kudretinı kazanması ıçın islâm dinindeki hukuk kurallarının ahlâki ve manevt değerlerini devlet yönetimine hâkim kılmak istemişlerdi. Iddiaları şu idi: Musliımanhktan, ıskolâtik düsünceler atılacaktı. Zamanın is> teklerinı kabul edecek biçimde hür düsünce ve içtihatlara değet verilecekti. 2 nci mesrutiyet islâmcılıâının başında Sadrazam Sait Halim Paşa, Baban zade Naım, îstıklâl Marşı Sairı rahmetli Âkif ve eski Başbakan Günaltay bulunmaktaydı. Bunların yaym organları da Sıratı Müstakim ve Sebilür Reşat dergileri idi. 2 nci meşrutiyet islâmcılarımn ileri sürdiikleri dâva Cevdet Paşanın direndiğı dâvadır. Yani Osmanlı ümmetıni, Kur'an, Hadis, lcma ve kıyasın kaynak olu bir düzene sahıp kılmak. eşrutiyetin muteassıp i?lâmcılan da, tıpkı kendılerinden bir kuşak once gelenler gibi devletin sosyal, ekonomik, siyasal v e hukuk düzeninı, dinin esasiarıvla ba^daştırmak için caba harcamakta direnmi<;l<"rdir. Nitekim Mecelle'nin toplum ihtıyaçlarını dindirmeye yetmedı£i ve bir medeni kanunun gerektıği açıkça anlaşıldıgından 1916' rta bir mecelle komisyonunun kurulmasına zorunluk duvulmuştu. Bu komisyon, yapılacak kanunun her maride^i için şeriattan delıller arayarak bos yere zaman harcamış ve olumlu bir sonuca ulaşmadan dagılmıştır. Bu olaylar da göstermektedir ki, meşrutiyet devrinde din ile devlet işlerinin aynlması şövie dursun, tam tersine din ü e devlet islerjnin bütünlügünde direnen islâmcılar, çıkmaz yolda boş yere çaba harcamışlardır. YARIN : İLK İSLÂMCILIK HARFKETİ **" Lâiklik fikrini TEŞEKKÜR üzun müddettenberi rahatsı? lıgını çektiğim deviasyon ameUyatını üstün basarı ile y» pan ve beni sıhhate kavujturan İ^tanbul Onlversitesl Cerrahpaşa K B B KliniŞi Docenti sayın ayrıca sahsıma yakın ilgi ve yardımlarını eksik etmeyen basasistan Müt. Dr. Demircan Akan ve Dr. Nurettin Sdzen'e servis başhemşire ve personeline teşettkürlerimi sunarım. Fczacı Erkin Turker Cumhuriyet 13593 ^etirenler akat, Cevdet Paşa Devrinde ya şayan bir paşa vardı ki Atatürkun gerçekleştirdiği lâiklik ilkesini o yıllarda bile benımsemış ve şeriatı hedef tutan muteassıp islâmcılardan korkmayarak, bunu hü kümdara duyurmuştur. Bu Paşa, ye ni Osmanlıların lideri Mustafa Fâzıl Paşa'dır. 100 yıl önce sürgün ola rak yaşadığı Fransadan, Suitan Azize gönderdiği bir mektupta şunları yazmıştı. «Padişahım, benden daha iyi bilirsiniz ki. din ve mezhep ruhta hüküm sürer. Bize öte dünyanın nimetlerini vaad eder. Fakat milletlerin haklarım sınırlayan ve beiii eden din ve mezhep değildir. l'nntmamak çerektir ki, Din ezeJî gerçeklerin arasmda durup kalmazsa yani dünya işlerine karışırsa, hepimiz; öldürür ve kendi de ölflr. Şevketli efendım; Hristiyanlann baska ve müslümanların başka hukuku yok tar. Zira adalet dünyada bir nevidir.» Rahmetli Mustafa Fazıi paşa medeni kanunu kabul etmemızden yani 1926 yılından 60 yıl önce «Hristiyanlann başka, müslümanların baska hukuku yoktur Zira adalet dünyada bir nevıdir» diyerek, hukuku iktibas etme, daha doğrusu batılıla^ma mücadelelerımizın şerefli mücahitleri arasına katılmıştı. 1 F 1 Dr. FİKRÎ ŞENOCAK'a "•••••••••••••••••••••••••••••••a Yeni Tesis edilen Modern B t K R O V A T Fabrikamızda Kalitesi Dünya Normlanna uygun MEVLİT Bayan Niıtıbüs FAT3IA NERİMAN BAYAR'ın vefatının kırkıncı giinüne. mü sadif 15 Kasım 1967 günü yatsı namazını müteakıp Beyoğlu Ağa camiinde Mevîld okunacaktjr. Duy^ırulur. Cumhuriyet 13595 SODYUM BİKROMAT POTASYUM BİKROMAT ÇİNKO SARISI Derl Boya Mensucat vesair Kimya Sanayicilerinîn güvenle kullanabilecekleri Türk malı mamuilerimizden kâfi miktarda Stoklanmız bu!unmaktadır. Satış Yerl: VEYSELSAtT AKBAŞOĞF.Ü KARDEŞLER Adi Kom. Şti. Necati Bey Caddesi No. 52 Karaköy tstanbul Telgr: ÜÇLER Telf: 44 22 73 44 94 69 îiâneılık 3447 13577 MEVLİDI ŞERİF #• ACISINI DNUTAMITACAGlMIZ KIYMETLİ VARLlfilMIZ SEVGİLİ B Ü Y t C t M Ü Z F A B R t K A T Ö R Tekrar cıkmaza ORTAK ARANIYOR îyi ve ciddi Tıbbi Müstahzar Lâboratuvarı Müessesesinin satışmı ve inkişaiını temin edecek ortak anyor. Ruhsatlarla beraber bına ve tesisleriyle kiraya da verilebilir. P. R. 815. SİRKECİ Cumhuriyet 13592 Bayındırlık Bakanlığı Karayollan Gene/ Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürlüğünden 1 Eksiltmeye konulan ış : Edirnekapı Yassıvıran Saray yolu klm. 78 118 arası onanmına lüzumlu 12400 ra3 bir inçhk kırma taşın hazırlanması, tasınması ve fıgüre işi olup keşif bedeli 555.000, liradır. 2 Eksiltmesi 27 Kasım 1967 pazartesi günü saat 11.00 de Istanbul Küçükyalı'daki Bölge Müdürlüğünde kapah zarf usulü ile yapılacaktır. 3 Eksıltme evrakı Ankara'da Karayollan Genel Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğüntfe, Istanbul'da Bölge Müdürlüğünde görülebilir. 4 Eksiltmeye girebilmek için : a) Isteklilerin 1967 yıhna ait Ticaret veya Sanayi Odası belgesi ile usulü gereğince 25950.00 liralık geçıci teminat vermeleri, b) fsteklilerin en geç 21 Kasım 1967 Sah günü mesai saati sonuna kadar dilekçe ile Karayollan 1. Bölge Müdürlüğüne müracaat etmelen. Müracaatta evrak kaydı tarihi muteberdir. Dilekçelerine en az bu işin keşii bedeli kadar buna benzer bir iş yaptığına dair belge ile bu eksiltmenin ilân tarihinden sonra alınmıs malî durum bildirisi ve bunu tevsik eden Banka mektubu ile plân v e teçhizat taahhüt beyannamelerini eksiksiz olarak bağlayarak bu iş için yeterlik belgesi almalan lâzımdır. Makine ve teçhizat heyannarnesinde gösterecekleri ana inşaat makinalannın sahibi olduklanna dair belge ibraz edilmesi. Telgrafl» müracaatlar kabul e a i m e z . 5 hteklüerin 2490 sayılı Kanuna göre h«2irhyacakları teklif mektuplannı ihale saatinden bir aaat evveline ksdar Komisyon Başkanhğın» vermelerl Uzımdır. Postada râki gecikmeler nazan itibara alınmaz. gırış 6 1 L AN SÜMERBANK Malafya Pamuklu Sanayii Muessesesinden Tâii Hasılat, Pamuklu Mensucal, Parça Bez ve Hurda Eşya Salılacaktır 1 Aşaeıda cins ve miktan yazılı maUar, 22.11.1967 tarihine rastlavan carsamba gtinü saat 15 de Mfiessesemizde pazarlıkla satılacaktır. 2 Pazarlık şartnamelerimlz Istanbulda Sümerbank Alım ve Satım Muessesesinden. Ankarada Sümerbank Satış Mağazasından ve Müessesemizden parasız olarak temin edlleblllr. 3 Maüar her ?(in Müessesemizde eOrülebfllr 4 Müessesemiz satışı yapıp yapmamakta serbesttlr. MİKTARI Ct NSt 201U Adet Muhtelif pamukla mensncat 12557 Mptre » » » 7776 Kilo » • parça bea 36400 » Pamuk telefl 32250 » ÜstfipO 11 Kalem ÇeşitU mslzeme 25000 Metre Goblen (310 metreltk parçslar hallnde) (Basın : 25857/13584) örülüyor kı, 97 yıl önce yapılan mecelle denemesi, yani çafdaş hukuk düzenine sırt çevirerek, eskimis artık ya şama kabiliyetini kaybetmiş, i'lâm hukukuna dayanan, bir <iü zen kurma ülküsü iflâs etmistı Gel gör ki, taassup, bir çevrek yüz yıl sonra gelen 2 nci meşru tiyetçileri de körlestirmiş ve bıbirinci denemenin başan>sızlığın dan dolayı alınması gereker derslerden yoksun bırakmıstır. ruiıuna ithafen ölümüniin Kırkıncı gününe müsadif 14 Kasım 1967 Salı günü öğle namazını müteakip flatih Camiinde Hacı Hafız Ali Bıza Altunbay, Hacı Hafız tbrahim Çanakkaleli, Hafız Fevzı Mısır Hafia AzJz Bahriyeli, Hafız Kerim özbakır, Hafu Abdurrahman Çpgıran, Hafız Âmir Ateş Hatız Mehmet Keskln. Duahan Hafız Adem Erim, Patihll Kardeşler ilâh! grtını:. ve aile Hafızımız Eşr'ef Akhmrlı tarafından okunacak Kur'anı Kerlm, Hatim duası ve Msvlidi Şerıfe merhumu sevenlerle akraba dost ve bütün din kardeşlerimizln teşriflerl rıca olunur ÖZGEN AÎLESİ Reklâmniılç (4149 13580 DURSUN ALI OZGEN ın BAYANLAR İÇİN BİR PAKETTE HUSUSİ PAMUK 8 PARÇA,VARDIR RAHATLIK VE KOLAYLIK YEFAT Nuriye KadıkBy'On eçl; Müflde Ersever, Ercüment ve Can Kadıköv'ün »evgili babalan: Cenul Ersever, Sezer ve Gülçin Kadıköy'Un kayınpederleri; Fi Ilz, Ayse. Zeynep, Ferlde, Şermln ve Bora'nın büyükbabaları; Av ni Yünctio&lu'nun büyük fcayınpederl; Hayrünnlsa ve Mu»tsf» Gülyurt'un eniştelerl, Canakkals Harbi malulgazilerinden 0330 Harbiye mezunlarından) 11 Kasım 1967 Cumartesl günü Hakkın rahmetine kavusmustuT. Merhumun cenazesi 13 Kasım 1907 Pazartesi günfl lldndl nam«zım müteakıp F»tth camllnden luldınlarak Edirnekapı Ş«hltlijln« derhedilecelcHr. Mevlâ rnhrnet tylty». Cumhuriyet 135M (llâncılık : 3333/1^678) Kortai • Ma/tepe Askerl Satınalma Komisyon Başkanhğmdan Aşagıda yazjü yiyecek maddelert oizalannda gösterllen gtin ve saatierde sapalı zart usulO Ue Kartai Maltepede bulunan esW Beledjye büıası «rarşısındakJ Komlsyonda satın aiınacaktır Evsaf ve şartnamelert bu Komlayonda ve Anksra tzmlr Levazım Amlrli!t!erinde gfirtlıeoııır Her taiero ayn Uıale edilebllecektir. Tekllf mektuplannın İhale saatinden bir saat öncesine Kadar Komisyona mesl şarttır. Postada vSkJ gecilcmeler kabul edllmes. miktan Kilo 5000 10000 8000 6000 8000 10000 50000 Muhaınmen bedeli Ura 4250 «500 6000 4200 13000 13000 10000 OeçtcJ temlnatı Lrra kra818 75 « 7 50 «50 00 315 00 800 00 900 00 750 00 thale Gfln ve n a t i 17 rtasım 1967 15.30 17 Kasım 1967 > • > > 17 Kuım 1907 16.00 » t » > Teslim Garniznna Alemdag NİHAT KADIKÖY Clnsi tspanak Lâhana Pırasa Havuç Elma Portakal Umon (Adet) {Buın: (Basın : 25143/13587)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle