Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 24 Ekim 1967 Herkts hüvlyetimizi ö|renmeye çalışıyordu .. Kuşkulu ıdıler .. Kımı «Memnr mu?», kımı de «Hükumetten biri.j» olye y«nındakılere soruyordu. Daha cer'oezeli olanlar ıskemlelerını yakınımıza kadar çekerek yarenliğe karıştılar .. Hemen soz silâh üstüne düsHı. CUMHURİTET Silâhlar nereden geliyor? ! • arenlığı sılâh ustüne yaparİT sanız ılgı ile dınhyorlar A' nılarını nakledıj orlar. Hele bıraz da hareketîerımzle ıtımat telkin edebııdınızse sıze her <eyi açıkiamakta bir sakınca gornuvorlar. «Kaeak silâh yapraayan ^pr \ok bey.. ama bizim ismimiz (,ıkmış. htanbnl'da var, Adapazarında var, Zoııçuldak'ta, Ardesen'de, Giresun'da. Konva'da, Hatav'da. tskenderin'da alabilrii4ine Bovlece her \erde vardır diyebiliriz. Ama ivi*ini biz > aparız. Bir de Araklının Kvknta köyünde .. Kakuta köyünde iyi de mermı vapılır. Sahılaen 12 kılometre ıçerideki bu koyde silâhın, mer YAZI ve FOTOGRAFLAR mınin ıyısı \ apıl r. Ama, bizim yaptığımız silâhlarla Avrupa sılâhını kov kantara aynı eelir a dıverek Iıak:ı olarak övundulet \e be'.lerınden sıyırdıkları tabancalarını onume surduler Jarıurlarmı çıkarıp narnlu ağzıaa surduklen mermılerı alma\ı ıhmal etmedıler. İhtıVatlı da\ ranmaktan aa olabıhrdı bu, belkı de oyle alışmışlar. atalarından, dedelerınden, babalanndan boyle gormuşlerdı. Yıne bır Belçıka Brownıng'ı ıdı bu . Hakıkaten bırbırîerınoen farklı değıllerdı Sonra bırı an^ttı «Bu hakikaten Avrupa çapında silih vaparız. Ama kendimiz kulUnmayız» dedı. Burada gorduklerımızle yetınmek gerekırse, sılah imalcılerı kendi yaptıklarını Doğu ıllerıne. SAIT A. TERZIOGLU lira verdira.» Sozlerıne ınanmamama gucenmıslerai Benı inandırmak ıç:n karşımdakı. kaçakçılığını bıle ortaja ko\mayı goze almıştı. Sonra, sılâh kaçakçılığı ile tlgilı anılar nakledildı, silâhların deniz yolu ı!e getirilenlerinın her bırıne 100 er lira venlmevnden sonra ılcilıler tarafından Sırkecı otellprınde kaçakçılara teslım edıldığı nakledilai ve bunlardan bırı soyle konustu : « Bu türlü ksçakçıhk perakende isidir... Büyttk kıçıkçılar daha büvük paralarla islerini hallediyorlar . » Silâh sevdalısı Karadenizli. silâhı iyi gürledi ve kalu> saçı bir deldi mi sevincinden çılgına döner. Fotoğraflarda nişangâh gorevi yapan delik deşik bir Karavolları yol ışaıeti (üstte) ile silâh sevdalısı bir Karadenizli ( j anda) goriılüyor. Vesikalar serbest bırakılmalı ir gelenek, bir görenek yüzünden Karadeniz halkı YEDİDEN yetmişe silâhlan • mış, etrafıraızı çevreleyenlerin heraen hepsinde silâh vardı. Dağ yollannda dolaşan, çobanlık eden, çocuklar hiç değilse bir av tüfeğini omuzlamışlardı. Nitekim, biraz önce etrafumzı çevreleyenle«Tıifegim omuznma armalar bogazıma n.rakladım ujandım ov, jâr memcler agzımda..» Silâh çoğaldıkça yaşamak güçleşiyor Orta Anadoluya, Guneye sevkedıp Avrupadan gızlı ellerle ithal eaılenlerı de yüksek fiatlarla alıp kullanıyorlar Bır sılâh ımalcısı bu konuda sövle konustu : « Kullandıtımız silâhların büyük bir kısmı deniz yolu ile ttalya, Almanva, Fransa ve Belçikadan Bulçaristan \e Romanva üzerinden ?etirilmektedir. Kaçakçılar hndntta silâh basına 190 lira verip geçiriyorlar.j» Bu son cümle ağır bır ıtham ta^ıyordu. Butün kanun tatbıkatçılannı karşısına alan bır sozdu... tnanmadım DuaağiTiı bukmüsüm. Bu hareketım cın gıbı zekı ve uyanık Karadenizlılerın uzennde ağır bır tepkı >apmıs olmalı kı, bın yayından fırlayan bir ok gıbı atıldı : « Ben» dedı, «böylece IS t»banca geçirdim, her biri için 100 S B rin arasında bulunan bıyığı terlemiş çocuklardan bazıları da zıbasmın (1) arasına soktuğıı silâhı cıkarmış gururla bana doğru uza tırken sadece ve sade ce yağmurdan gizlemeye çakşıyordu. rafımızı çevreleyenlerın : « Deme, deme bey!» çeklindeki ıkazlanna rağmen şunları •nlattı : < Bu havalide 100 dönüm arazisi olana silâh taşıma vesikası verili>or. O)saki, burada kimsenın 100 dönüm araıisi voktur. Gorü\orson kı. dağbastinda oturu\oruz. Hcr tarlanın 50 100 metreden fazla yüzü yok. Silâh taşıma resikası buralarda iltimasla, parti rozetine gore \erilmektedir. Vesikalar serbest bırakılmalı!.. H Yüksek vergî alınmalı! S onra bu durumun neden boyle oldugunu sorduğum bir ılçenin tahrırat katıbı tabanca taşıma veya buluncaırma vesıkasının serbest bırakılmasını, hukumetın ağır vergıler koymasını salık verdikten sonra K ükâmet ya hiç kimseye vesika vermemeli veya vüksek, hem de çok afır verçi almak suretivle her isteyene vcsika vermelidir. Böylece hem silâh tasıvanlar kontrol altına alınacak ve hem de bükumet gelir saglamış olacaktır.» oy, kasaba, mahalle aralarında dolaşırken hemen herkese silâhı olup olmadıgını soruyordum. ilâhının olmadığını soylemek onlar ıçın sanki bır «*r», «haya» meselesı ıdı. . Silâhı olmajanlar sanki yerın oibıne geçıyormuşçasma ezılıyor, ama, kendmi kurtaracak cevaplar verivordu : « Tonvalı bo? olnr mu?» Doğru, «Tonvalı boş olmaıdı» olmazdı ama. henüz bıyığı bıle terlememıs bir çocuğun gobeğının ustunde silâh taşıması ozenılecek sevlerden de değıldi. Sabahleyın. bır sokak arasında, henuz kapısır.ı açmak üzere bulunan bır koylu\e sorcıum • « Senin de silâhın var mı'» Sakalı bembeyazdı, dışsız ağzının etrafını cepçevre dolamıştı. Tıtrek. dıs^ız bır ıfade ıle kapır.ın aıa^ından sılâhını uzattı 1 « Banvadur!» Muhtar bu konud» da gereklı açıklamayı soyle yaptı : Yarın Sıkı mı! Jandarma silâh arasın BULMACA 23456789 ikl söz. 2 Bir memlekette ida ğull. 7 Tersi «berbat eder» m i çevrilmc* re ve polıtika bakımından karşı nasına bir çekimdır, kısımlarından olur. lık olması hali, fazla miktarda konutlann 8 Tersi «Silfth değıl. 3 Büyük bir toplub araJ'mahfazası» dır. sında her bırının başka başka i «DerinlUc yolda yurümelen tıalı (eskı teelde et!» kar^ rim). «bağırsaklar» mânasma <S ' şılıfı iki sö«kı usul ve çogul şeklınde bır eslü bır emır (bikı söz. 4 Tersl Pasıfık Okyarınci soz e s d nusundaki sımit seklınde adalatenmdır). çe»ra verılen tsımdir (cografya terilınce «hatınmı). komşu bır devlet. 5 Orra» meydana ta derecede hararete getırereıi. Dunku tiuimacanın Çlkar (yeni t » 6 Gemı teknesı ıskeletleri (ço hallcdılmis tekli rım). Silâh çoğaldıkça yaşamak güçleşiyor « Burılarda her evde silâh vardır. Bunu onlemeye imkân yoktur. Ya \esika kaİdırılmalı. ya da serbest bırakılmalı Silih çoîaldıkça vasamak çüçlesiyor.» Bır dağ koyunun kahvesınde bırkaç kı*ı bır araya geldık . Uo|uda ve özelllkle Karadrniz illerinde silâh imâl ve tamiri yapanlar ana caddelerdeki dukkânlarda çalısırlar. Foto$raftaki dükkânın tabelâsında d» «Teni veva Tamir Yapılır» yazmaktadır. SOU3AN SAGA: 1 Atatürk'ümüzun Komutası altında Kurtuluş Savaşında yurdumuzu düşmandan kurtaran «Ş»refli askeri birliklerımızın hepsı» anlamma ikı soz 2 «Birdenbıre \ukua gelmp ışı» manasına lki soz. 3 «Duba seklınde denıze girilrnek içın kullanılan aracı yakın yerde değıl» karşılı*ı »ki soz 4 Tersi «ara verde kalmış su yolu» anlamma ıkı sozdur 5 Tutkunluk seklındeki sevgı «bılık tutacak orgüden vasıta tedarık et1» manasına ıkı sözlü bır emır. 6 Bır sıfat takısı. tersi bal işçısi ha>vandır 7 «Yıgit erkekler rneydanı» karşılığı tkl soz. 8 Eskı konaklarda kuçiık çocuklara bakan yaşlı sütnenelere böyle derlerdi (karma soz). 9 Bır Musevı erkegının adt, salaiWBV'apılan bitkilerden. VLKUPUAN ASj*Ö*Y*: 1 «Doğu dünyisı» anlamına Dişi Bond MODESTV BLAISE Acılıs. Droeram Turkuler Ko\ avukatı Ovun havaları Kove haberler Istedıeınız tıırkuler Haberler ve hava durumu Istanbulda buffun Kafıf rmmk Bu sabah uzuıl' Valsler Sarkıların dlli Kadınlar icın Fransadan vankılar Bafilamalarla O. havaları Pıvano sololan Muzık kutusu Tanıvalım Ssbite Turdan sarkılar Arkası iarm Kısa haberler pRbah konseri Mavı Isıklar orkettrası Osman Turenden turkuler Suhevlâ Kutbavdan sarkılar Sarkılpr Hsberler R G de bueun Hafıf muzık Reklâm orosramlan T Yakarcehkten sarkılar V UcaroHu orkestrası Saz eserlerı Konser saati Sarkllar Kısa haberler Okul rad\osu Cocuk bahcesi Kısa haberler Erkekler faslı Reklâm oroeramUrı Haberler ve hava durumu Umıt Tokcandan turkuler Bırlesmis Milletler «runu Melodlden melodive R Ertenden sarkılar 24 saaün olavları Is ı«ei. isveren Solistler eecidi Hsvat ve kitaolar Reklâm oro«rraml»rı Haberler ve hava durumu Hafif muıik RadM» senfoni orkestrası Caedas müzik IST*.VBUL IL RADYOSU Acılıs ve oroBram Sızın icin Kucuk konser Ivı aksamlar Senfonik muzik Hafıf mürik Aksam konseri Genclerle beraber Akdeniı ülkelennden muzik Sonat saati ItaHanca sarkılar Gece konseri Taneo ve Dasodobleler Caz saati Gunumuıun eetinlıkleri Gece varısı icin Proeram ve kananıs Dt v NKÜ BULMACANIM HALLEDtLMTŞ ŞEKIJ NASIL H4LLEDİLECEK Yukarıdaki rekamlı bulmacada <adece 4 Une anahtar (ipucu) ve 8 Une loııuç vardır. Bo; kalan I Z karenin içıne I den 9 a kadar uygun blrer rakam koynrak ve tnıı~ lama, Gtoyna^ rıkartma, bölmc işaretlenne dikkal ederek soldaıı nlursunuz. aşağiya bulmacada go«ıterilen sonaçlaaf bulunuz. Birw alır ama ho«j vaktioizi boş<;ı geçlrmi«| Garth ZUMUJSOKJA F. W. KENYON Çevıren: Vohdet GÜLTEKIN 37 Caroline bunu daha once duşünmüştü. . Yarın değil obursü gun sen kendin gehrsın. ona bir pusla jazar yollarsm. sanki ka>nanaroın bblüğünden yazıyormuşsun gibi yaparsın.» « Ne yazacağım?» Caroline aldı onu yaa masasına götürdu, elint bir kalem verdi. . Al. şimdi yaz» dedi. çabuk çabuk söyleyerek yazdırdı: «Şu ânda Lady Melboume'un yanında buİunuyorum. Lady Hazretleri Childe Harold'u yeni okuyup bitirmişler, sizinle tanışmayı çok isüyorlar. Mumkün olduğu kadar çabuk aramıza k.üiraanıza rica edıyorlar» Byron, Childe Harold'un ikinci basısının da kısa zamanda satılıp tükenmiş olması üzerinde Robert Dallas'la konuşuyordu. uşağı Samuel Rogers'in puslasını getırdi. Byron okudu, bir şey söylemeden Dallas'a uzattı. Dallas: «Harikulâde'» diye haykırdı. «Lady Melbourne Hazretlermin huzuruna kabul edılmek senın meslek hayatmdaki başarınm taç giymesi demektir.» Byron içinden buna pek sevinmiş, koltuklan ka barmıştı. Birkaç yıl önce Londra'nm yüksek çevrelerini fethetmiş olan Lady Melbourne birçok aydın kişıleri, siyaset adamlarını salonunda bir araya toplardı. Byron bunlarla kendi arasında birçok bakımlardan benzerlik bulurdu sağlam Gözleri ışıldayarak, uşağuıa ddndü. « Arabayı. Fletcher!» Lord Byron'un geldiği haber verildiği suada Caroline Hyde Park'ta çılgmca at sürmekten yeni dönmüştü. Byron gelince gelecek olursa içeri ondan sonra girmek istemişti ama, sabırsızlıktan, heyecandan, duramamış, gene ondan önce gelmtşti. Kendi sa lonunda. Rogers'le, Moore'la oturuyordu. Byron, kaş ları hafıf çatık, ağır ağır dort bir yanına göz gezdırdi. • Yanlış böluğe geldim sanırun.» Rogers: «Ne yazık ki öyle. dedi Ne söyleyecegini de Caroline ona sıkı sıkı ezberletmişti. «Lady Melbourne birden rahatsızlandılar. Dun gece Lady Jersey'in evinde yedıkleri balıjt bayatmış.» Carolıne'in yüreğine iner gibi oldu: Byron e | i lerek selâm vermışti ama, ona hiç de beğenmiyormuş, gibi bakmıştı sanki. Gerçekten de Caroline Holland Konağmda onunla ilk karşılaştığındakinden daha biçimsiz bir halde bulunuyordu Yüzünde çamur bile vardı! « Elbise değişeyim!. diyerek sıvıjtı. Rogers, Byron'a dondu. « Sızi kıskandım doğrusu! Lady Caroline burada bizımle hiç sıkılmadan oturuyordu. şimdi ise^» Sozunun arkasını getireraedi, Carolıne'in koca sı William Lamb, içeri girdi, Byron'a belirsiz bir bakışla selâm verdi, gevşekçe bir el sıktı. Daha once Samuel Rogers'in evinde tanısmışlardı. Ince yapılı bir adamdı. şehvetli dudakları, baygm gözleri vardı. Byron içinden: «Davranışlannda yorgun bir küstahlık var, giyinişi de biraz züppece» dıyordu. « tlk söylevinizden doiayı herkes gibi ben de sizi tebrik edeyim, Lord Byron» diye yayvan yayvan konuştu. «Yalnız, ne söyleseniz benim rahatrmı bozamazsınız.» Küstahlık değil miydi? Belki ama, Byron'a göre, bunun ardında başka bir şey saklıydı: tşçilerin çektiğı sıkmtıdan doiayı ünvan sahibi bir kimse niçin rahatsız olacakmış, bunu bir türlü anlayamıyordu. Çocukların Melbourne'lara güzel bir gelir sağlayan kömür ocaklarındaki işçi çocukların, soluk soluğa sabahm altısında gelip günde on dört saat çalısmalarını doğru, yerınde buluyordu besbelli. William. esnemesini zor tutarak: cKarımla tanıjtınız, dfgil mi?» diye sordu. Oecrge Bvron basını salladı. William gene esnemesıni zor tuttu. En sevdiği }air sizmitsiniz, Caro bana öyl* iöyledi • Byron şaşırmıştı. Lady Caroline en sevdiği {airin Pope oldugunu soylemişti.> Pope benım en sevdiğim sairdir, Lord Byron. Yo, sizin şiirlerinizden pek hoşlandıklarun vardır, hele açıkça ahlâksızca oîanları.» William Lamb burada baygın baygm bir icini çekti. «Ahlik oyle cansıkıcı bir şeydır ki'» Rogers lâfs karıjtı: • Lady Caroline'den söz edilir«ken kimi vakit Pope'un jiirleri anıhr.» VVilliam: «Doğru» dedi, biraz düsündukten son« ra da kendısi Pop«'tan bir îiir okudu: Hoşa gidemiyeeek kadar Incelmis zevkler, Rahat edemiyecek kadar buyük bir zekâ. Bir şcy öğrenembecek kadar güçliı kavrayıj. Herkes gibi düsünemiyecek kadar büyük düşunca yecek oldu. Tom Moore: «Pek yerinde değil, Bay Lamb. diWılliam Lamb hafifçe gülümsedi: « Kımbılır! Kanm öyle bir bilmecedir ki, benim içın bile.» Dedi, çekılip gitti. Moore alayh bir tavırla: «Bcnce onun bir hıncı var» dedi. «Kendısi, Vikont oğlu olduğu halde bugün sadece bır sayın William Lamb; karısı ıse. kızken de Lady Caroline Ponsonby'ydi, bugün de Lady Carolne Lamb.» Byron: Ben olsaydım bu azametli genç bayana eviendıği gun Onvanını bırakması için ısrat eder dim > Moore: «Bunu kendisine söylesene» diye kıskus bır güldü. «Işte bak, geliyor.» Caroline odadan ıçeri süzüldü. Kolları bilekler drn sıkı sıkı tasmalı >uksek yakalı siyah bır eıbısa gıymisti Byron onu gizlice suzerken goruyordu U genç kadınm binici kıyafetiyle göründüjunden bı* raz daha yuvarlacık çızgılerı olan bir gövdesı vardı ama, onu gene de çekici bulmuyordu Yalnız, koyu elâ ıri gozlerinde çocuksu bir temiz bakıs gözüne çarpmca şaşırdı. Carohne. durgun durgun gülümseyerek ona sanki o gun ilk defa gdrüyormuş gibi selâm verdi. « Kocamı nasıl buldunuz?» diye sordu. Byron onuz sılktı «Çenesı fırlayacaS diye korktum Pek yorgun bır bev » İki mısafır daha eeldl Bıra? sonre bir alav daha yenl gelenler akm edınce Bvron'u cekıp keidı elme almak Carolmp ıcln >ek kolav r>tr ıs oldu Onun kalaba'ık ara«ında ne kadar «ı<<ılrl<»inı pcıkça sönıvordu Bsşlaneıçta vavas vavas «snnra pittikçe artan bir başarıvla. onu knnıı«turrlıı. Bvron çoruklu»unu. Cambndge'dekl Npw5tpad' deki hayatmı dıj ülkelerde dolaşırken başından geçenlen anlattı Bir vandan da onu süzüvor '•anımava ca'ısıyordu Son derece ıhtiraslı cıva gibi can'ı. sabırsızlıktan konudan konuva atlıvan bir karlinrı karçısında bulundugunu anladı Cîaha» ertfmivecek kadar büvük bir zekâ. Evet dnğruvdu bu Caroline: «A' Elbette!» dıve bir kahkaha attı. «Herkesten çok kendirn İİRilendirir benl.» Caroline «kendisinl» anlatMkçs an'attı Bvron'un bu arad<» öğrendlğıne e«re o dogduktan • « sonr» armesi tame Inlp filmüs Caroline'ı teyzesi: Devonshire Düşesi büyütmüş «Büvüttü!» diye alaylı alavlı trtildü «B"n kendim lstedigim tübi büyüdöm ftzcrlmde hiç otr baskı yoktu. On yaşıma £elm1=Hm daha olrumayazjna bilmiyordum. Başka şeyler de b"rnvor(1ııra. (Arlutaı raf) Tıffanv Jones TIFFANY JONES I A g UÛT1EA. DlVE MA DA OLUE. , BE>JM IŞE PE. A N K A R A Çifteler Harası Müdürlüğünden (Safkan Arap (17) Baş Koşu Tayı Salılacaklır) 1 Haramız yetıstırmesi Angajmanlı kosulara kayıtlı 1965 doğumlu (17) baş Safkan Arap Tay 6 Kasım 1967 Pazartesı günu saat (10 0U) da Ankara Hipodromunda teker teker açık arttırma ve pazarük suretiyle satılacaktır. 2 Satışa aıt sartname Ankara, tstanbul, lzmır ve Adana Hıpodrom Müdurluklerı ıle Hara Müdürlüğünde gorülebıhr. (Basırı: 24626 E. 675'12652) Istanbul Hukuk Fakültesi Dekanlığından: Fakültemiz I. İdare Hukuku Kursüsünde asistanhk münhaldir İsteklilerin 7 Kasım 1967 günü akşamına kadar Dekanhğa müracaatları. (Basın 24935'12655) TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A. Ş. GENEL MÜDÜRLÜGİ)NDEN: Mütehassıs Hekim ve Operslör Alınacak Alpullu Şeker Fabrikasmda çahşt'nlmak üzere Nisaiyo Mütehassısı. Operatör ve Çocuk Hastalıklan Mütehassısı ile Uşak Şeker Fabrikasında çal.ştırılmak üzere Dahiliye Mütehassısı alınacaktır. İlgililere, 7244 sayılı kanuna goro ernekli aylıklarınm azamî üç üst derecesine kadar aylık ücret ile 263 sayılı kanuna göre Si 35 zara ve senede 2 ryhk tutarında ikramıyç verilir. Ayrıca. 708 sayılı kanuna göre tazminat ödenir ve lojman verilir. İsteklilerin lüzumlu belgelerle ve kısa hâl tercümeleriyle bırlikte (Ankara Mithatpaşa Coddesi No. 14) deki Turkıye Şeker Fabrıkalan A Ş . Genel Müdürlügune müracaat etmeleri duyurulur. .(Buıa 24781 A. Ui41/12b53) 06 25 06 30 07 00 07 05 07 30 07 45 08 00 08 10 D8 40 09 00 09 20 09 35 09 40 10 00 11 00 11 15 11 30 12 00 12 15 12 30 13 00 13 20 13 30 14 00 14 15 1415 14 55 15 00 16 00 16 00 16 20 16 40 16 55 17.00 17.30 17 50 19 00 19 45 20 00 2015 20 35 20 55 21 00 21 05 21 25 21 55 22 25 22 45 2100 23 45 ?4 00 Izmir Belediye Başkanlığından: r« Şehir yol'annın yspıimasmda kullanılmak üzere (5000 M3 kumçakıl kansımı rAwr?a) satın aimması kapalı zarf usuli' \]e eksiltmeve Vonuimustiır İsteklilerin ihale tarihin den üc eün Snce Fen İsVrî Mi'^ürlügüııe müracaatla belge almalan çarttır. Keşif bedeli (120.000) Hra ve geçici teminatı (7250, lira olup, ihalesi 6ai/1967 tesî günü saat (1E.0O) r»edir. Kpsif ve şartnameleri mesaî günleri saal (912 ?r3>:'ida Trcümen TCaleminde görülebi'.îr. isteklilerin (2490) sayıl kanunun tarifah ^'irB^inde harrlıvacaklan teklif mekruplannı ttıale günö engeç saat (14 00) • kadar Encümen Ba.«kanhgına vermeleri ılân olunur. .(Bası; l 507724917/12649^ Acılıs. Droaram Gunavdın Ko\ e haberler Sarkılar ve O. havaları Haberler ve hava durumu Sabah muzıîi Ankarsda bueun Her telden A Zenırerden sarkılar Posta kutusu Sabah konseri Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Melodiden melodiva Cocuk bahcesi Balete caSrı Baelama T. O. havaları Kıbrıs saati N Demırdoven ve N Tokatlıoâludan sarkılar Haberler R G. de bueiın Haîıf muzık ReklSm orOBramları Cocuk bahcesi \ Demlrcavdan sarkılar Buüün icin sectiklerimiz Kısa haberler Okul radvosu Hafıf muzik B.nali Salmandan turkuler C Bolvadinden sarkılar Muzık dınlivellm Kısa haberler Ince saz (s donusü Reklam Droeramları Haberler ve hava durumu Vuri Sesiffuzelden turkuler Anılarla Ataturk Yasar Özelden sarkılar Sevdıcinız sesler (Jvkudan »nce 24 saatın olavları Turkuler Klâsik Turk M. tooluluîu Plâklar arasında Neclâ Eroldan türküler Haberler ve hav» durumu Her hafta bir vnnımcu Gece varısına doiru fCsnnnııı