Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT ' 18 Ekim 1967 CüMHURtYET fiçük Mehmet, adeta tepiniyor, «Baba .. Atamet'in sn tabancan vmr, benira yok diye alay edfyorlsr» diyordu. Sonra oturduklan evden de şikâyetçiydi Mehmet... Babası ise, küçücük bir memurdu. Ekmek parasını güçlükle kazanıyordu. Oğluna «Dayan o[lum, bak büyüklerimiz kemer nkın diytrlır» diyordu. Ama mutlu idi de. Zira, namusuyle yaşıyor, namusuyle kazandığım da yiyordu... Aradan geçen zaman. trfanın •kibetini değiştirmışti. Sebepsiz yere onu işinden atmışlardi Bir ramanlar «Sm tabaneaa» diye feryat eden Mehmet. şimdi «Ekmek» diye ağlıyordu... Irfan, tarlalarda çalışmış, orada da iş rjitmiş ve şimdi tam manasıyle «efaletin pençesine atılmıştı... O, zaman zaman evde ihtilâçlar geçiriyor, «Hayır, hayır, kar desimin akibetine ngramak istemiyornm» diye feryat edıyordu... Bu feryadı da uzun sürmedi. Yavaş yavaş «akinledı ve ayakları onu çok iyi bıldiği kahveden içeriye götürüyordu. Zaten gunlerden beri kendısıne haberler salınıyor, «Gclsia gö Kilisli istiyerek kaçakçılık R yapmaz râşelim» deniliyordu. Irfan. in•anlardan adeta tıksinerek, masa başındaki iyi gıyimli iriyarı adamın önunde durdu ve «lşe girmek istiyarnm» dedi. Mağrur patron ^ırıtar^k «Nihayct adam olmaf» karar verdin haaa...» dedi. îrfan emın adımlarla çıktığı kshveden sonra sendelemeğe başlamıştı... Hayat, istemiyerek onu da kardeşinin istikametine itmişti... O artık, patronlarına para kazandırmak isteyen bir «Kaçakçı adayı» ndan başka bir şey degildi. pöp, «Sana Istediğin ın tabancasını alacağım oğlnm» diyordu... Sonra, evet sonra eşryle, Mehmet'iyle vedalaştı, karanhk ların içinde bayboldu gittı... Bir taraftan yürürken, diğer tsraftan da mayınlar araMr.da parçalanan kardeşinin hayalini görür gibi oldu. Sonra bekleyen arkadaşlarınm yanına gelroışti. Kendisi için hazırlanan ata atladı ve beraberce stmra doğru yürüdü... Suriyeli kaçakçılann getirdiği eşyalan, boş atlarına» yüklemiş. geri dönmeğe başUmışlardı. llk görevinden alacağı parayı düşünüyordu. Artık Mehmet'in ?u tabancasmı da ala bilecekti... Tam bu sırada bir kurşun, kulaklannın dibini yalayıp geçti... Tabancasını çekti ama. «Hayır... Ben askere silîh atamam» dedi kendi kendine... Ama arkadaşları ateş açmış. ve bundan faydalanarak çok "an uzaklaşmışlardı bile. O ise, bırbiri ardına açılan ateş cehennemin den kendisini kurtarmak istiyordu... Fakat nafıle, kursunlar artık onu delik deşik etmiş ve atıyla birlikte yere sermişti... CJüneş doğduğu fiTada, Mehmet'lerin evînin önüne Bir tabut getirilip bırakılmışti bile... «Kaçakçı lrfan'ın» cesedmden başka bir şey değildi bu.. Hani, Mehmet'ine su tabancası alacak lrfan'ın... Güney'in ve özellıkle Kilis'in kaderiydi bu... Kaçakçılık uğru na bir kurban daha vermıştı Kilis'li... * * * KAÇAKÇILIK ve NEDENLERI bfr örnekti bu... Evet, Kıli.'te ka çakçılık, almış yürümüştü Bunu inkâr etmek mümkün değildi... Peki ama sebebi?... Kim, kendilerini geçindırecek ış bulmuşken. Irfan gibı dahj kaçakçılığmın ilk giınü. eşinı ve yavrusunu yalnız bırakıp giderdi?... Kim. çuval başına, içinde kıy meti kaç lira olursa olsun at üstünde veya sırtında 15 liraya kaçakçılık yapardı?... «Kilis.. Kaç*kçılık şehri... Avrapaya gideceğine, Kilis'e git...» Bütün Türkiyeye yavılmış tı bu sözler. Kadınların r.ayali idi Kilis'e gelmek... Ger.çlerin hayaliyle Kilis'ten kendılerine elbise, kravat almak... Hani Avrupa'ya gitmedeu de, Ümit Yaşar'ın dedıji gıbı «Av rnpa görmüş adam» olur.abilirdi, kıyafet bakımından... «Sana su tabancası alacağım» gece masadaki birkaç rey tine bile el atamıyordu Irfan. Ancak kucağına sarı saçlı Mehmet'ini almış, onu ö O Merdanh Abdi ilis'in Merdanlı köjünde 3 Temmuz gecesi çok geç saatlerde birbiri ardına si lâh sesleri duyulmuştu. Sjykudan uyanan köylüler, bir araya gelmiş. silâh seslerinin geliş istikâmetini tesbite çahşıyorlardı. Nihayet kurşun seslerinin köyün az ilersindeki «Snco Jandar ma Karakoln» undan geldığı anlaşılmıştı... da toprsklan aldıjını ağa y» vereceksin, bunnn karşj'ıiında sen, sadece karnını doyuraoileceksin... Tok boyle şey» Jemişti bir kere... Abdi. bir tarla almak ugruna ölmüş. v e köy gençlerimn yazdığı destanlarla mezarlığa acmülüvermışti bile... Başında jnnesinin, felçli babasının. eşı Zeynep'in ve kardeşlerının afilasjtık larını hıssedemeden... Hattâ Zey nep'in karnında taşıdıgı 1 aylık hatırasınm yüzünü görmeflen... Yukarıda da belırttığimi/ gıbi, Kilis'li isteyerek ttaçakçılık yap mazdı. tktisadî sebepler. yoksullukîar, Küıs'lıyı merburen sürüklemiştı bu ışlere... Dünyanın sayılı kaçaKçı!ık şehirleri arasında adı ge;en Kilis'in 109 köyü ile 130 bın ıiüfuslu halkının yüzde 6O'ı eertekten kaçakçıl'.kia geçınıtdl «Kaçakçılıfı önliyecegiz» diye 500 metre eninde. Kilis'ır. en mümbit milyoniarca dönüınliik toprakları mayınlanmış ve Kilis'li sefalete mahkum edılımşti... Sanayi yoktu. tanmdaiı elde edilen zeytin i!e üziim. oeserıni bulamıyor. hükumet yetkıliıeri, •Siı kaçakçılık yapın» der gibi. sınır boyundaki iiretıciyl elinde zeytini ve üzümüyle basbaşa bırakıyor. mallarını alm.vordu. Denizle irtibatları olma'lığından, bahkçılık da yap^aazdı Kilis'liler. Toprağı az olaufiu için de kimse iççı çalıştırcdzdı. Peki bu insanlar «Kaçakvı'ıkUn başka ne yapsınlardı» .. tvet, ya kaçakçılık yapacak ya aç kaiacaktı... Günan her saatınde rahatlıkU Kilıs'den Suriye. Lübnan v« hattâ Mısırla konu^malar oluyordu. Komıinıst Çmden gelecek mallann muhaberesinı isa Türk Kaçakçıları adına, Suriyeli, Lübnanh Kaçakçılaı yapıyor, aracılık ücretlerıni jhyorİardı... Bu arada Türkiyeye k ç * ola a<K rak sokulan altınlau da ycneten birkaç kişiydi. Hattâ bunlardan bırı. Kilis'te berDerlık yapmış, sonra da milyoner oır iş ddamıy mış gibi, Istanbulda önce datna dı. sonra kendisi yakalanmıştı. Sebekenin rakıbı ise, pıyasaya tam manasıyle hâkım oimanın rahatı içindeydi. Polis, kaçakçılarla mücadele edemez üvük iddıalaria ifiiL.lan • Mali Polis». re kadjr gay ret gösterirse gös»(?ıtin, Kilis'ten yurda eıren katakçılık oiaylarıyla mücadele edemez ve yurdun her böıiirr.üne yayılan örümcek a3ını nstırlatan sebekeyi meyd^na çıkaramazdı. Zira karşısında öyle engeller vardı ki. ounun bdşirıda çeşitli sivasî baskılar önce gelirdi. Bazı sjyasılerden «Biıyük patron» diye bah>edi!irdı Kiüs' te. Tabii bunlardakı nakikat payı. bilinemezdi. B K İşte burası Kilis'in ara sokakları... Resmin eeri plânmda förülen jandarmalar «Sabit Jandarma» karakoluna bağlı olanlar... Ne ml bekliyorlar, diyecrksiniı.. Bekledikleri, marazalardan mal alıp çıkan yabancılan... Bunlar hemen ba yabancıların yanına yaklaşacak. aldıklannın kaçak olduçunu söyleyip, haklarında koğuşturma yapacak» Ne kadar garip dejil mi?«Dor» ihtarına aidırmamı?. iki kuışunla yere serilıv»rırıişti. Bir arkadaşı kaçmış. ortadu ite içinde kaçak eşyalaı doiu dört çuva! duruyordu... müştii. Askerde ıken ne hayaller kurmuştu ki, bir tarla alacak, tarımla uğraşacaktı. Bah'i>edeki butun arkadaşları bıhrterdi bunu. Evet Abdi gelince tarla alamadı ama, birinin tarlasınJa ırgathğa başladı. Tarla alasıuneM için paraya ihtiyaç vardı. En iyisi birkaç sefer kaçakçılık yapar, belki küçük bir topraU alacak hale gelirdi. Arkadt^ıanna «A|a derdi çekilmiyer... bı< yıl yaz, kif demeden çalışacaksın Hariçle en çok konuşulan şehir slında kaçakçılann r.ppsi, sayıları 4050yı geçmıyen patronlara hi/.met ederlerdi. Bazıları geçırdıkleri c^val başına para alır, oazılarıda aylıkla çahşırlardı. Sonra tstanbul, tzmir ve'hattâ BeyruVan tdare edilen şebekelerin »ayısı bir hayli fazla ıdı. Patron şifre i l e fcaçagın gelece*m!, Kilis'teki «Şube »tfi» ne bildirir. bunun üzerine Suhe şefinin emrindeki *=.çakçı!dr. Su riye sınırına geçerek. bildırilen yerde bekleyen malları atıı dör.erlerdi... Dönerken de b»zen başlarına işlçr gelır bazısı ise anlaşmalı oldugundan tandarların yardımıyle fcarsılaşırlardı. Dıs ü'.kelerle en çok konuşulan jehir. Kilis'ti bize eore... Anavasanın temınatı al*ında olducu için, kaçakçılann Kilii' den Suriye. Lübnan ve hattâ Mısırla yaptıgı konuşmaları polis. kontrol edemeztii Ve en fonunda polis. karşısında k<;ndisi gibi bir asaviş kuvveti doha, Jandarmayı bula<~alıtı... Yarın: Jandarmada büyük ıslâhat lâzımdır A o oRı o ı Kendisiyle birlikte tam 8 kişi Ali Yarar'ın ailesi. «Mecburıun kaçakçüık yapraaya ve bunUrı geçindirmeye... Akıbetimin ne olacağını da çok iyi biliyorum» diyor... Evet, bile bile kaçakçüığa alıştırıyor kendisini, yapacağı başka biç bir işi yok ki!... Bu yazdıklarımız ebedi oir edebiyat değildi. Hakikatin ta kendi sıydi. «Kilis'te bütfin herkes ka çakçıdır» diye kesin yargıdu bu lunanlann yüzlerine çarpılacak Köy gençleri en önde tcojuyor, karakolda görevli erierimizin başına bir felâket gelmemesine dua ediyorlardı. Arkada ı?e yaşlılar vardı... Yaz ge> esinin hafif rüzgârı, onları henüy daha uykularından tam manasıyla uyandıramamıştı. Az sonra acıklı kaber Merdanh'da bomba tesiri yaptı... «Ayşe ninenin eglu Abdi Kaçakta vnrnlmuştn» .. Jandaruanın T. Zîya Kırbakan Oeri Sac re 7ühır*t HuMalıklan Istilılil d d No: 5« l KAT1P Bodrum Demirli llkokulundan diplomamı kaybettim. süzdür. Musa Bucak uld'.ğıra HükümMİ.NAS Abdi Özcan, askerden yeni dönmüştü yşe nine, oğlunun oesedi başına yığılıp kalmıç. babası sinir buhranı geçirerek felç olmuştu... Abdi Ozcan, askerden henüz 4 ay önce dön A Diçi Bond MODESTV BLAISE İ S T A N B U L 06.25 06.30 06.45 06 50 07.00 07.05 07.30 07.45 0750 08.00 08.20 08.40 09.10 09.30 0945 10.00 10.15 Garth UZAJC7&J 'FŞfâÛÇ UJ'CASUS DÜfLBÛHÜ iıe. 14 50 14.55 1555 16 00 17.00 17.15 17.20 17 50 19.00 19.45 Tıffany Jones TIFFANY JONES V PEM. 21.00 21.05 21.35 22.00 22.45 23.00 23 10 23.25 24.00 Açılıs, program Türküler ESitim sohbcti Ovun havalsrı Köve haberler Sabah melodiierl Haberler ve hava durumu Istanbulda bueün Hafif müzik Bu sabah sizinle Kücük orkestra Müzik bahcesi Valsler Sabah türküleri Vivolonsel soloUn Mıızik kutusu Sen ne eüzel bulursun. eezsen Anadoluyu E. Uvamkoiludan tarkılnr Arka5i varın Kısa haborler Sabah konseri Darvas ve arkadaşları K.Koldastan türküler Üsküdar Musiki Cemivetl Haberler. R.G.de bueün Hafif müzik Reklâm Droeramları M.Demlrkırandan sarkılar Dans orkestralarından E. Koneardan sarkılar Hafif müzik Mikrofonda eenclik Kısa haberler Okul radvosu Cocuk bahcesi Kısa ha6erler Caz dünvasmdan Reklâm oroeramlar» Haberler ve hava durunnı H Peksenden sarkılar Tarihte iz bıratams kadınlar Yurdun sesi Heredot Tarihl 24 saatin olavları 24 «aatin olavları Plnklar arasında Klâsik T. musikisi koronı Reklâm oroeramları Haberler ve hava durumu Hafif müzik Radvo Oda orkestrası Oda müziH 2345678 9 1 •M 3 4 SOLDAN SAĞA: 1 llk vatan ve inkılâp tcahrarnanlarından Namık Kemal'in istibdat devrl hükümeti tarafmdan sürgün edildiği Kıbns adasındaki zindanın adı, üzerine modern araçlarla inişler yapılmaya çalışılan uydumuz. 2 Batı Anadolumuz halki (çogul). 3 Hoşlanrnadığı bir adamı başırdan def edememek. 4 Vaktiyle Ankarada egemen olmuş tarikat erbabından bir kişi, berhangi bir ışi icraya hazır durumda. 5 Gizliliğini kaybeden bir sırnn düştügti hali gösteren ild söz. 6 Bir kumaşın geniş tarafı, karşı tarafın topunu bulunduğu yerden geçirtmerneve çalışan oyuncu. 7 Siyah renkteki insan derisi (iki soz). 8 Eski Türlc Imparatorluklanndan biri. bir ma lın satış değerinin yarısı. 9 «Herhangi bir piyeste vazıfe kabul et!» mânasına iki sözlü bir 9 1 I ffı • ı emir, onu düzelteyün derken göz çıkarmamaya dikkat etmeüdir. YUKAR1UAN AŞAĞIYA: 1 İki nokta arasındaki uzaklıklar (çoğul). 2 Hindistandaki bir mezhebin yabancı memleketlerde vaktini geçıren zengın tenısücisinin taşıdıgı unvan (iki sdz). kurumuş çayırın tersi. 3 Bazı hüyvanlarm sakız çifner fib» ya4> tıkları hareket, bir toprak cinsirftn İçinde bvftMun rntaüdK j«'• Çevrilince bir parola olur, Sovyet Rusyanın Avrupa kıtasındaki parçasında bir nehir. 5 Çehreler ve yüzler (çoğul). 6 «Çok ho» manda yavrusu» karşılığı Utı SÖK. saklaması lçtn 7 Birine bir şey bıras1 23456739 ma hareketi 8 Çevrilince tarazıdek: kap ağırlığına karşı konrouş şey beilaa'anu rır, eaij*t ve a ü" işkence. 9 HH 13 • pılması tasarlan oanko ooim»<«nır mış rızzmet ( ı t l kalledllml* ıekU so z). 1 T 2 2 + •• ]x| • • • » / • m S• [T TT T DİT^CÜ BULMACANIN HALLEDİLMIŞ ŞEKLİ •• \x t \3 | V 2 X X U 1 H LZ] [T] ? • NASIL HALLEDİLECEK Tukandaki nüt.imlt bulmacada »adece 4 tane anahtar (ipucu) ve ,8 tane sotıuç vardır. Boş kalan 12 karetıin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve loplama. çarpma. cıkartma, bolme işaretlennc dikkat ederek soldan sağa re yukarıdan aşağıya bulmacada gösterilen sonuçlari bulunuz, Biıaz vaktinizi alır ama. boş vakticızi hoşca gecirmis ilursunuz. İSTANBUL IL RADYOSU 16.55 Acılıs ve oroeram 17.00 Sizin icin 17 30 Kücük konser Ivi aksamlar Senfonik müzik Türkiveve hos eeldiniz Aksam konseri Genclerle beraber Ooeralardar» secmeler Hafif müzik Gece konseri Lâtin Amerika melodiierl Caz nıiızi»i Bir şarkıcı Gece yarısı icln Program ve kapanîş F. W. KENYON *s^,t AI.B1T Çevıren. Vahdet GÜLTEKİN 30 A N K A RA Şoför Alınacaktır BaşmüdürlÜEÜmüz Taşıtlar Âmırlığınde çalıştırılmak üzere yeten kadar profesyonel ve bilümum ehliyetli şoför alınacaktır. Aşağıdakı şartlan Uşıyanlann Başmüdürlüğümüz Personel Âmirliiine müracaatları nca oiunur. İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞt 1 2 3 4 fesyonel Askerlığını yapmış bulunmak, 35 yaşından büyük olmamak, En az ilkokul mezunu olmak, Bilumum veya Profesyonei ehiiyete sahip olmak. (Proehüyetliler ıçin 2 senelik tecrübe sahibi olmak şarttır.) (Basın: 24099/12378) T. C. Devlet Demiryollart İşlefmesi Merkez Alım ve Salım Komisvonu Reisliğinden 10 ADET BASINÇL1 HAVA tLE ÇALIŞIR KAZIK ŞAHMERDAN VE MALZEMESt ALINACAKTIR. 1. Hariçten teklil alma suretiyle 10 adet basınçh hava ile çalısır kazık şahmerdan ve malzemesi ahnacaktır. 2. Tekhflerin en geç 17/11/19C? cuma giinü saat 15, e kadar Ankara'da Malzem» Dairesinde toplanacak Komisyonumuza verilmiş veya gelmiş olması sarttır 3. Şartnameler Ankara'da Merkez, Istanbul'da Sirkeci veznelerinden (50, ) TL. mukabilinde temin eoilebilir 4. TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercih ettiği talibe yapmakta tamamen serbesttir (Basın: 24471/12374) 06.25 Acılıs. orosr»m 07.00 Köve haberler 07.05 N. Demirdöven ve A Mellkten 07.30 07.45 08.00 08.10 08.40 09.00 09.30 09.35 09.40 10.00 11.00 11.15 11.30 12.00 12.15 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14.35 14.55 15.00 16.00 16.55 17.00 17.30 17.30 19.00 19.45 20.00 20.15 20 35 20.55 21.00 21.05 21.25 21.50 22.05 22.25 23.45 23.00 23.45 24.00 Inşaat Yaptırılacaktır Yeşılköy Hava Meydanında 21.901,46 lıra keşıf bedelli Teknık Müdüriük depolarında büro ilâvesı inşaatı yaptırılacaktıl Kapalı zarfla son teklıf verme tarıhl 20/1U/1967 Cuma günü saat 15 (X) e kadar olup proje, keşıf ve şartnameler Ortaklık Levuzım Müdürlügünoe görülebılir Yaü Konağı Caddesinde Satıhk Çok Kıymetli Miilk Hissesi Şişli Halâskârgari Mahallesl VaUkonaîh Caddeslnde 77 No da kSln ve Zaier sokağlna da cephest olan ve her iki sokaga, ünar «hınımu ile in?aaU müsait. tspunun 65 pafta, 680 ada, 8 parselinde kayıtlı 417.35 metrekar« »rsamn Ozerinde mevcut apart. nı lle; 2/5 hissesi 23/10/1967 pazartesi giinü ssat 1400 de Şişli Sit Sineması ikind kat 101 No. da açık pazarlıkla sablacakto. Tafsilftt, Teiefon: 48 08 75 Cumhuriyet U380 Türk Hava Yollan A. O. Levazım Müdürlüğü OOmüssnya Cad. Dümen Sokak 23/25 Gümüçpalas Apt., Daire: S (Basın: 23825/123T3) sarkılsr Haberler ve hava durumu Sabah müziSi Ankarada bueün Her telden Ü. Yörükoeludan türküler Bir baska eözle Sabah konseri Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Melodidon melodiy» Cocuk bahcesi Konser saatl Y. Avhandan türküler Kıbrıs saati Sarkılar ve ovun havalarj Haberıer. R.G. de buBün Hafif müzilî Rek'âm DroErramlan Cocuk bahcesi D. Balkandan sarkılar Bueün icin sectiklerimiı Kısa haberler Okul radvosj Mikroforıda eençlik Kısa haberler Yurttan sesler Köv odası Reklâm orofframlan Haberler ve hava durumu N Akoldan türküler Silâhh Kuvvetler saatl N.Tokathoîludan sarkılar rtalvadan müzik Uvkııdan ftnce 24 «a«tln oUvIarı Bizde teknik «Sretlm Krkekler T. jarkllar Kücük konser Plâklar arasmda B.Akarrürkten tüririller Haberler ve hav« durumu Konıer nlonundan Gece varısma doSru Kaoanıs Byron deniz yoluyla Lizbon'a kadar gitmiş, oradan, atla, Ispanya'yı aşarak, Cebelitanka geçmişti. Daha ilerideki yolculuklarını zorluklarını göz önüne alarak, Mırray'yi oradan geri göndermiş, arkadaşıyla, öbür uşağıyla, denizden, Sardunya'ya, sonra Malta'ya gitmişti. Catherine başka bir mektuba geçti. Malta. Bn. Spencer Smith diye biri, kutsal yolculuktaki peri kızlanndan varan bir! Byron'a göre bu yalnız kalble ilgili bir sevgiymiş. Catherine bana pek inanmıyordu. Doğru, Byron en sonunda bu kadından bıkmış. kalbi ilgisine arapça derslerini üstün tutmuştu ama. en sevdiği yüzüğünü, o san elmas yüzüğü ayrılırken kadına vermişti. Catherine öfkeyle titredi: Pek kalbi bir Ugiymiş. doğrusu! Bu yüzük başlı başına bir servetti. Mektupları okudukça da öfkesi arttı. Aylarca, aylarca oradan oraya: Arnavutluk. Yunanistan, Türkiye. Bereket versin, Hind'e gitmekten vazgeçmişti. Öyleyken. gene de birhayli para barcamıştı. Derken, Catherine eline Byron'un Atina'dan yolladığı mektuplardan birine geçti. Peri kızlarıa» dan varan iki! Ey Atinalı kn, aynlmadan önce V'er bana kalbini, ver bana geriye. Mektubun sonunda da şöyle yazıyordu: Gerçekte, üç kız var, anneciğim, herbiri ayn bir tanrıca. Yalnız. Çanakkale'yi yüze yüze geçmeden olmek niyetinde değilim ben! Yüzmüştü de, Istanbul yolculuğunda. Catherine oğluna o kadar kızarken gene de yüreği kıvançla kabardı. Ne büyük bir direnç göstermişti Byron! Buz gibi bir su, karşıdan gelen güçlü bir akıntı; öyleyken, Byron dört mili aşkın suları bir saat on dakikada yüzmüştü. Catherine: tKeşke onu hiç Topal!» dlye paylamasaydım!» diyordu. «Dönsün gelsin, bundan dolayı beni bağıç!amasmı dileyeceğim.» En sonunda, oğlunun yakında geleceğini haber verdiği mektubunu bir daha okudu. Byron'un cebinde ancak eve gelecek kadar bir parası kalmış bulunuyordu. John Hanson ona bir daha para göndermiyeceğinl bildirmişti. Byrcn mektubunda jöyle diyordu: Adaracagizın dediğine förc, ister hoşuna git§rn, lster gitmejln. ben oraya geltace karşıma bir «lacaklılsr, avukatlar, belkl de haclı memurları ordustt djkJlecekmU. Ne halt edeceüm? Nevse. zaraı yok! Borr içinde de olsa, o küçücük imparatorluğumu yonidcn gördüğüm için sevineceğim. Bol şampanya getirt. Daha diişiinür düşünmez agzım sulanıyor. Şampanya! Catherine öfkeden boğulacak gibi oldu. Viskisinden bir yudum daha alıyordu, Joseph Murray ıçeri girdi. Catherine şişeyi çacububcak ma sanın altına sakladı; sonra, yüzü eğilmekten kızarmış, yaşh uşağa kafa tutar gibi baktı. « Ne var. Murray?» Adam bir şey söylemeden bir mektup uzattı. Catherine yırtıp açtı. okurken gene o, göğsündeki sancı tuttu. Mektup Nottingham'lı bir döşemeciden geiiyordu: Lord Byron iki yıl önce yaptırdığı koltukların parasını daha vermemiş. Adam, hesap hemen kapatılmazsa. icraya başvuracağını söylüyordu. İcra! Haciz! Catherine oâlunu bunlarla kaç ke re korkutmuştu ama. bir gün olup başlarına gelece ğine kendisi pek inanmamıştı. Göğsündeki sancı onu öldürecekmiş gibi saplanıyordu. İcra memurları gelecek! Ne ayıp şey!. « Murray!» diye. boğulur gibi haykırdı. Mektubu uzattı. Murray gitmişti bile. Oda bir denbire kapkara kesildi. George Byron perdeleri kapalı odada oturmuş, içinde annesinin ölüsü bulunan tabuta. aözlermi dikmiş, öyle bakıyordu. Kucsğında gevşek ciltli, ınce bir defter duruyordu. Byron bunu annesinin kâğıtları arasında bulmuştu. Bu defterın içinde Byron'un yayımlanan şiirleri üzerine çıkmış. övcn, yeren. bütün eleştinr.eler toplsnmıştı. Catherine, oğlunun •manzume. yazmasına sık sık burun bükmuş, alay etmişken. şimdi onu yeren yazılann üzerini çizmiş, yanına .Saçma!. diye yszmıştı. Ne de olsa. onunig koltuklan kabarmıştı demek. ama, sevmiî miydi hiç? Byron hatırlıyordu: Anr^e?i onu kaç kere .Topal yumurcak!. diye paylamıştı Bu inciüci sdzleri on« son defa görüştüklerinde bile söylemişti. Sonra Byron'un akhna birden bir çsy geldi: Her zaman olduğu gibi o gün de ?;mesi böyle söylerken onu değil, kendisini payhyordu. •Ben de onu bir an rlsun sevmemezlik etmemişımdir. diyordu Yalnıî. lu sevgj hep örfüli; kalmıştır. Çoğu benim yüz"r,.den aramırHs cıkan kavgalar sevgimizi gerije iterdi.» (Arkası far)