20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 6 Ocak 1967 CUMHURÎYET Derleyen : AZİZ KAYLAN Nihayet tahliye başlamıştı 9 Ocak 191i sabahı gün ağarırken siperlerinden Helles bnrnunu gözetleyen mehmetçikler sahildeki kumsalda yer, yer âlev ve dnman görmüslerdi. Deniz bomboş ve masmavi uzanıp gidiyordu. Demekki istilâ knvvetlerinden tek bir canlı kalmamıştı Gelibolnda. Böylece Çanakkale savaşları di ye tarihlere geçen ve yüzbinlerce insanın ölmesine sebep olan olay, Türkün zaferi ile sonuçlanmıştı. Helles'in tahliyesinin nasıl ya pıldığını, çıkarma harekâtın» dan harbin sonnna kadar muharebelerin içinde bulunmuş ve çekilme barekâtını organize etıniş olan General C.F. Aspınall • Ogtander'in (Geliboln seferinin Resmî Taritai) isirali eserinden alalım: «Suvla ve Anzak mevzilerinden çekilmek hususunda Ingiliz lerin göstermiş oldugn başarı bütiin Dünya milletleri tarafından bir taktik şabeseri olarak kabnl edilmiştir. Çıkarma harekâtı ve taarruzlar ne kadar ba şarısıı sonaçlanmış ise çekiliş o kadar dahiyâne olmustur. Berlinde yayımlanan Vossıctae Zeitnnç gazetesinin askcrî yazarı tahliyemiz bakkında ş> övücü •atırlan yazmıstır. «tngilizlerin Snvia ve Anzak nevzilerinden çekilmeleri esna•ındaki büyük başarı Cihan harp tarihinde emsali görülnıctniş bir taktiğin neticesidir.» Kısacası biz Türkler Çanakkale zaferimiz için nc kadar RUrnr dayarsak hasımlarımız da ı sessizee çekilip gittikleri için o kadar övünuyorlardı. Ingiliz ve müttefiklerinden müteşekkil duşman birliklerinin Anzak ve Suvla'dan çekilmelerinden sonra, aradan on dokuz gün geçmesine rağmen Türk birlikleri Helles mevzilerine karşı katl sonuç almak amacı ile hesaplı bir taarrnza geçmemişlerdir. Şayet bn mevzilere hücum edilraiş olsa idi, büyük ihtimalle düsmanın son tntanak noktasında kalanlar imha veya esir edilebilirlerdi. Her ne hikmet ise ba yolda hareket edilme miştir. Ba hnsasta general Oğlander bakınız ne diyor: «Snvla ve Anzaktan mnvaffakiyetle çekilmemizden sonra Helles merzilerinin de bosaltılacagı aşikârdı. Türklerin bunn düşünmesi veya haberdar olması lâzımdı. 20 Aralık 1915 de Snvla ve Anzak'ın tahliyesinin başarı ile tanıamlanması, son mevziler olan Helles'in de tahliye edileceğini gösteriyordu. Burada otu/bin kadar knvvetimiz vardı ve durn ranranz çok kötü idi. Türk kuvvetleri bütiin güçleri ile Helles'i sıkıştırabilirdi. Ba darum hasıl olmadı ve Savla'nın tahliyesinden ondoknz gün sonra hiç zayiat vermeden Helles'ten çekilebildik. Bn başarımız Londrada bavram harası yarattı.» dan Generale yazdırılmış ve Büyük Atatürk'e şöyle ithaf edilmiştir. (Büyük bir Kumandan, asil bir dfişman ve âlicenap bir dost şerefine, Türkiye Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Uazretlerine Haşmetlu Ingiltcre Kralının Hükumeti tarafından snnnlmnştnr.) Gelibolu çıkarmasının nedenleri Biz bnrada Çanakkale savasınm askerî tarihine deeil. sadece hikâye kısmına değinecefiz. 1914 senesinin Sonbaharıııda Fransız cephesinde muharebe bir çıktnaza girmişti. Isviçre hudndundan (Alplerden) Kuzey denizine kadar olan beş yüz elli kilometrelik cephede aralıksız siperler yapılmıştı. Bnrada muharebenin oldukça uzun süreceği tahmin edüiyordu. Ba dara ma gören Ingiliz Hükümeti b.irbi bir an evvel kazanmak için başka yollar ve çâreler aramava başladı. Tam bu sıralarda Rusya müttefiklerini Türkiyeyi tazvike zorlnyordu. Ruslann isteği Türk ordusunnn Kafkaslardan başka bir yere sevki için yeni bir harekât vapılması idi. Ba sırada Çanakkale boğazının znrlanması akla geldi. Böyle bir harekât müttefikleri ile henüz sağlam bir irtibat kuramamış olan Türklerin mağlübiyetlerini çabaklaştırabilirdi. llk teşeb büs donanma vasıtasıyla yapılmış fakat tam bir fiyasko ile neticelenmişti. Nihayet 1915 N'isan avının onbeşinde Gelibolnnnn Helles burnn civanndaki en Gii ney noktaya Donanma himavesinde asker çıkartılmıştı. Ba kavvetler sahildeki knmlak araziden içlere doğra ılerleraiş ise de o civarda etrafa hâkim olan Acıbaba tepesine yetişemeden durdnrnlmuştn. Avusturalyalı ve Yeni Zelândalılardan müteşekkil (Anzak) birlikleri Kabatepe (sonradan Anzak oldo) civanndaki noktalarda karaya çıkmışlardı. Bu kavvetler dar bir kısımda tntunabildiler. Aynı eün Tiitkleri yamltmak için bir Fransız birliği Anadola yakasında bir sasırtma harekâtında bulurımus ve sonradan Hellesteki kıtatın tak viyesine gönderilmişti. O günden sonra Iıer geçen gün Geliboludaki müstevli kurvetler büyüdükçe büyümüş ve baş langıçta tasavvnr edilemiyen miktarı bulmuştu. EGE DENIZI Müttefikler zayıfhyor 1915 Mayısının ortalarına dogru mütecavizlerin üarekâtı sendelemiş, durumları tehlikeye düşmüştü. Kısa bir 7araan süreceği ve mahteşem bir zaterle biteceği ümit edilen savas büsbütün bir hayâl kırıkhğı ile netice lenmişti. İstilâ ordosa Türkler tarafından kıyılarda âdeta çivilenmisti. Çok miktarda takviye almadıkça birsey yapabilmeleri imkânsızdı. Çanakkalede başarıya nlaşabilmek için önceleri fnpiliz erkânı harbiyesinin hesaplayamadıgı miktarda knvvete ve büyük mikyasta askeri barekâta ihtiyaç oldu£n artık anlaşılmıştı. Gl. Oglander kitabında Çanak kaledeki yenilgilerinin nedenlerini şöyle izab cdiyor. «Çanakkale harekâtı kaçırılan fırsatlarla doludıır. Daha Çıkarma başlamadan iş yardış tatulmns ve sonuç mütecavizlerin iflâsı olmustur. Ba tarihî bakikatı tngiliz ırkına mensup olanlar ızdırap duyarak daima anacaklardır. Fakat şunu da unutrnamak lâzımdır ki emsali görülmeyen zorloklar içinde askerlerimiz büyük cesaret, metanet ve sabır göstermişler şereflerine leke sürdürmemişlerdir. ÇANAKKALE ÇIKARMA BÖLGELEBİ Türkleri harp dışı bırakmak lâzımdı. O sıralarda, yani 1915 senesinin ilk baharında Çanakkale harekâtı itilâf devleflerinin başaramiyacağı bir iş değildi. Askerî knvvetler çıkarma yapılmadan önce iyi hazırlanacak ve barekât iyice plânlanacaktı. Çıkarmanın baskın sureti ile yapıl ması sarttı. Hasmı gâfil avlamak lâzımdı. Ancak o zaman zafere ulasabilirdik. Taarruzun yalnız karadan degil aynı zaman da denizden de vapılması liizum la idi. Bir çok sebepler bir araya gelerek Çanakkale harekâtının başanya ulasmasına mani ol muştnr. Eğer muvaffak olnnmuş olsa idi harbin seyri ehemmiyet li bir şekilde değiseeek ve itilâf devletleri zafere çok önceleri kavuşmus olacaklardı.» kinli hareketi sebebiyle Anzak' ta önemli bir fırsat daha kaçınlmıştır. Türklerin direnme»V ni vanlış hesaplayan yani karti tarafın üstün miktarda kawet« sahip oldnguna inanan General, etrafa bâkim Conk bayınnı almak için tüznmln gayretl g5ttermemiştir. Sonradan Sfrenildiği gibi Gelibolnnun kilit noktası o gün alınabilirmis. Mukadder âkıbet GI. Oglander sözlerine devam ediyor; «Delice yapılmış ihtiyatsızhk ve ihmâl yüzünden teşebbüsler mukadder olan âkibete nğramış ve itilâf Devletlerine çok pabalıva mâlolmaşta. Gelibolu barekâtının başlangıcında değil ileri safhasında dahi fırsatlar degerlendirilememisti. 7 Agostosta General Hamilton'un lüzumundan fazla tem Ba yazı serisi için başka eserlerin yanısıra en cok faydalandığırnız kitap Gl. C. F. Aspınall Oglander'in yazmış oldugu <Geliboln seferinin Resmî Tarihi) dir. Zira bn eser Büyük Britanya Krah ve Hükümeti taraîın Dişi Bond MOOESTV BLA1SE r Şurası açık ve isikârdırki Rusyaya yardım edebilmek için Y A RI N ALAN MOORHED'E GÖRE ÇANAKKALE* BULMACA ISTANBUL 123456789 (16 25 06.30 06 45 07.00 7.fı5 < 1 1 7 07.30 07 07.45 07.öo fl8.no 08.20 0S.40 09.(10 09.İO 09.30 09.45 09.50 10.00 10.15 in.25 10.40 11.05 1Î.45 12.00 12.15 12.30 12.45 13.nn 13.20 13.30 14.00 Acılıs: Droeram Kur'anı Kerim ve acıklamssı Saz eserleri Köve haberler Türkü'.er cecidi Haberler ve hava durumu Istanbulda bueün Stüdvo G'den Hafif müzik Dar%as ve arkadasları Keman soloları Günümüz Sonınlarımız R. Sönmezocaktan carkılar Cocuk bahcesi Göreü kuralları Cocuk vavınlan Müzik kutusu Mitoloiide kadın M. Yıldırımdan sarkılar Arkası varın Sabah konseri Boston PODS orkestnuı Vals'.er Saz eserleri Esen Altandan s a r k ı l a r r • N. CamlıdaSdan türküler Haberler: R. G. de bueün Stüdvo G'den Reklâm croeramları KaDanıs • 15.55 Acılıs. Droeram 16.00 Eeitim oroeramları 16.40 Saz eserleri 16.46 K u r a n ı Kerim 16.56 Iftar vakti 16.5t Saz eserleri 16.59 Kısa haberler 17.03 Kadınlar fasü tdDİulueu 17.30 Kemal Gülesoelu orkestrası 17.50 Heklâm Droeramları 19.00 Haberler ve bava durumu 19.40 Kücük orkestra 20.00 Alle sohbeti 20.10 Pivano soloları 20.35 Ahmet Caâandan sarkılar 20.55 24 saatin olavları 21.00 Yuvarlak nıasa 21.45 Radife Ertenden sarkılar 22.00 Reklâm Droeramları 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Her zaman istenen Dİâklar 24.00 Kaoanıs İSTANBUL İL RADYOSU 16.55 Acılıs ve Droüram 17.00 Sizin icin 17.30 Kücük konser 18 00 Iyi akçarrüar 18.30 Senfonik müzik 19.00 Cesitli melodiler 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber ol 00 Oda müziei 21.30 Gökkuşağı 22.00 Gece konseri 23.00 Caz müziei 23.30 ODeretler 24 00 Cesitli müzilc (10.30 Hafif müzik 01.00 Proeram ve kaoants zandıMan, bir dağ hayfranı. 3 Bir konuyu aynntılariyle anlatmak işi (ikl söz). 4 Bir çok hırsızlara v\z gelen şey, buğday tozu ve benzerleri. 5 Vukua gelen, düşman eline canlı olarak düşen vatan evlâdı. 6 Bir peynlr çeşidi, bir emir, deni2 kenarl»rındaki büyük taş parçalarının yarısı. 7 Balık tutmağa yarıyan bir aracın dörtte ikisi, ek parça üonrü DoinucaniB katma hareketi. 8 Amerika Balledllmlj lekl) nın öldürülen son Cumhurba? kanının karısının adı (söylen diği gibi yszılmıştır), bir har fin okıınuşu. 9 Oküzlerin di şilerini besleme süt ttcareti yapanlar (çoğul). SOLDAN SAĞA: 1 Ruhbilim. 2 Kepaze durumuna düşen (iki söz). 3 Geruş ve düz toprak alanları (çoğul), bir hsyvamn dörtse ikisi. 4 Kışuı pekmezle biriikte yenilen maddelerden, birinci ve siftah. 5 Tersi dağların Ust ve sivri yeridir, çevrilince talihsizlerin hayat bovunca çektiklerl belirir. 6 Oruç tutanların kulsaat esası. 7 Her insanda bulunması gereken iyi varlıklardan. 8 «Daha kullanılmamış para torbası» karşılığı ikl söz. 9 Iki dirhera bir cekirdes durumda süslü, eski tannlardan, sevgill yurdıımuzun koruyucusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Vücudümüzü beslemek İçin bazı besi maddelerinden almak zorunda bulunâuğumuz. 2 Tan rıya kulluk etmeyi bilenlerin ka DÜNKtî BUUVIACANIN HALJJEDİLMİŞ ŞEKLJ NASIL BALLEDİLECEK? Tukandaki rakaml) bulmacada sadece 6 tane anatatar (ipucu) ve 6 tane sonuç vardır. Bos olan 12 karenİD içine 1 deD 9 a kadaı uygun birer rakam koyarak ve toplaırjcL çarpma. çıkartma, bölme isaretlerine dikkat lerek soldan sağa ve yukandan aşağıya bnlmaıada gosterilen soDoçlan bulunuz. Biraz vaktinizi alu ama, bos vaktinizı hoşça g( ı'S olursnnui flSKveOLÜM 27 . Bayan Saunders..» diye kekeledi «Ben.. bağışlayın beni.. Böyle davranmak benim hıç âdetim değildir... înan ol?un, değildir.» Kız omzunun üzerinden konuştu. «Böyle davranmak zorunda kalmazsımz, öyle mi? Bizleri çabucak elde eder?iniz sar.ırım, ha?» «Çok üzüldüm. Ama, size kabahat bulmuyorum... Insan kendine ahmaklık kondurrnak istemez.» Biraz sonra, hiçbir kımıldama duymayınca, başını kaldırıp baktı: Kız masaya dayanmış bir çiçek sapı, ya da körpe bir ağaç gibiydi; or.da öyle tutsan kınlıverecekmiş gibi bir şey, kur.tluk, güçlülük gerekli olmadığı için öyîe uçuverici, ama gene de kavağın güçlü olmayışından iîeri gelen güçlülüğü gibi güçlü bir şey vardı ki! Biliyordunuz ki yaşıyordu, biliyordunuz ki o dupduru, ince yapılı varlığı sindirimi bile güzel bir görev haline getirircesine güneş ışığıyla, balla besleniyordu. Jones bakarken kızm üzerine gölge gibi bir şey' geldi: gözleriyle o güzel ağzı arasına. vücudunun o dupduru gevşeyişi üzerine inen bu gölge Jones'ı çabucak ona doğru koşmaya sürükledi. Elleri onun kolları üzerinden kayarak sırtımn bitirninde birleşirken Ceci'y gözlerini onun kırpmadan bakan keçi gözlerinin içine dikmişti, Jones de kapının açıldığını görmedi tâ kız ağzının onun ağzın dan hızla çekip kıvrılarak kollarından sıyrılıncaya ka dar. Papaz kapıdan içeri heytıla gibi girdi, odaya sanki tanıyamamış gibi baka baka. Jones içinden: «Görmedi bizi» diyordu. Sonra. mübarek adamın yüzünü görünce: «Hasta» dedi. Papaz konuştu: « Cecily...» .. ; Kız. ona doğru giderek, derin bir ürküntü ıçmde: Ne var Joe Amca?» dedi. Mübarek adam kapının iki yanına birer eliyle tutunarak o koca gövdesine denge kurdu. « Donald geliyormu?, Cecily» dedi. mmmmmm onu görmemezlikten geliyordu. Papaz yere hızlı hızlı basarak bir aşağı, bir yu karı dolaşıyordu. « Hasta mı?» diye gürlüyordu. «Hasta mıT. Eiz iyi ederiz onu. Onu burada iyi yiyecek. dinlenme. özen altına alalım, b.r haftada iyi ederiz. Ha Cecily?» « Ah. Joe Amca! Hâlâ inanamıyorum. Sağmış • Papaz sandalyesinin yanmdan geçerken Cecily ayağa kalktı, incecik bir dalga gibi onun kolları ara sma kıvrılıverdi. Pek güzeldi bu. Papaz, Cecily'ye sanlarak, onun başınm üzerin den öteki kadının sâkin sâkin seyreden saz benzine doğru konuşarak, ağır bir çapkmca tavırla: «Işte onun ilâcı bur'da, Bayan Pouers. dedi. Sonra, kızı öperek: «Hadi hadi bakayım, ağlama.» Odadakiler bu fahneyi seyıediyorlardı: Bn. Powers düşünceli, durgun bir ilgiyle; Jones çapraşık bir düşünceyle. Cecily: «Çok sevindim de ondan... sizin için. Joe» Amca,» dedi. Papazın o kara gövdesi üzerinde bir çiçek sapı gibi döndü. bir kangal altın teîi andıran o biraz boğuk sesiyle: •Bütiin bunları Bayan... Bayan Powers'e borçluyuz» dedi. 'Eksik olmasın, onu a!:p*bize geîirdi.» Bakısı Jones'i sıyırdı geçti. öteki kadraa doğru bir bıçak gibi ışı:dadı. Bn Powers. içinden: «Mendebur sersemcik, yavuklusunu baştan çıkarmaya çalıştım sanıyor» diyordu. Cecily içten geîme atılmasmı kollayaraktan ona doğru yürüdü. « Opebi'.ir miyim sizi? Kızmazsınız ya?> Ipek gibi pürüzsüz çeük bir bıçağı Sper gibiydi. Bn. Powers sert sert: •Niye kızayım!» dedi. «lster arap olsun, ister ak, onun gibi hasta herhangi birine aynı şeyi yapardtm.. Sonra, hoş bir hınzırhkla ekledi: «Siz de yapardınız.ı Cecily, yabancmın sandalyesinin kolundan göz ler önüne ince bir bacak sererek. soğuk bir tavırla gene: «Evet. eksik olmaym» dedi. Jones bu gülünçlü oyunu, hiç kımıldamadart, uzaktan seyrediyordu. Papaz: «Hiç sanraam. diye, söze karıştı. «Bayan Powers onu }ol yorgunu görmüş. İyi biliyoıiım yarm bambaşka bir adam olur.» Bn. Powers birdenbire bir bezginîik duyarak": • tnşallah» dedi. Donald'ın o bitik yüzünü, korkunç alnını. bit mez bir uyuşuk ağrıdan, ruh çöküntüsünden ileri gelen gevşek bitkinliği hatırlamıştı. Içgüdüden gelen bir sezişle. içinden: «İş işten geçti» diyordvı. «Yara izini söylesem mi onlara?» di ye düşündü. Soylese de bu.. bu yaratık (kızın gövdesini omzunda duyuyordu) o yara izini görünc© kopacak kıyameti önlese miydi? Odayı arşınlayan papazın geçici mutluluğu içinde aslaniaşmasını sey rederken: «Hayır. söylemiyeceğim. diye karannı verdi. Ne korkağım ben! Joe da gelmeliydi. Belki de eni™^ ^inunda yüzümegözüme bulaştıracağımı bilmi;li&» (Ijtvdaıı var) A N K A R A konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGUL 06.25 Açılış, program 06.30 Kur'anı Kerim acıklaması 06.45 B takımından ovun havalarl 07.00 Köve haberler 07.05 Günavdın 07.?0 Haberler ve hava durumu 07.45 Sabah müziei 08.00 Ankarada bueün. K. ilânlar 08.05 Her telden 08.45 Ülkü Yürükoeludan türküler 09.00 Günumüz Sorunlarımız 09.20 Sabah konseri 09.35 Kısa haberler ve K ilânlar fl9 40 Arkası varın lO.Ofl Eeitim radvosu fl) 10.55 Melodiden melodiye 11.15 Cocuk bahcesi 11.30 Konser saati 12.00 Öâle müziâi 12.15 Kıbrıs saati 12.30 Beraber ve solo sarkılar 13 fıO Hsberler. R. G. de bueun 13.20 Plâklar arasında Reklâm rıroaramları 13:50 14 00 Cocuk bahcesi 14 15 X. Demirdövenden sarkılar B'ıeün icin sectiklerimiz 1435 14 55 Kısa haberler ve K. iiânlar 15 00 Eeitim radvosu (II) 15 35 Hafif müzik 16 :5 Aliye Akkıhctan türküler 16.30 Iftar croeramı 16.50 Saz eserleri 16.55 Kısa haberler ve X. ilânlar 17.00 Yurttan sesler 17.30 Köv odası 17.50 Reklâm Droeramları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.45 Sanive Candan türküler 20.00 Uykudan önce 20.05 M. Seyrandan sarkılar 20.25 K. Karasülevmanoelu'dan türküler 24 saatin olayları V. Dogudan Ciean müzlei Stüdvo konseri T.B.M.M. saati Nusret Ersözden sarkılar Haberler ve hava dunımu Haftanm bestecisi Gece varısına doeru Proeram ve kaDanıs Ingiiiz Lisan Dersi Ox£orci Ür.iversıtesinden nıezun, Resmi mekteplerde tecrübeli ögretmen. Tel : 44 39 59 C'si Saat 12.00 1.00 P'si » 5.00 6.30 (Cumhuriyet : 284) İki genç «güzel» kadtnın bulunduğu bir odada isteristemez içten içe bir düşmanhk havası eser ki şiır.di burada da bu vardı; iki kadın. otuımuş, birbirlerini sıkı bir dikkatle süzüyorlardı. Bn Powers bir ara tam bir çekinmezlik taslamaya girişmişti, yabanctlar arasında bulunduğu için bunu ner"deyse unutmuştu bile; Cecily ise hiç bir çekinmezlik taslamaya girişmediği, tanıdığı kimseler arasında da bulunduğu için, ötekini kadınlann bsşkası üzerinde huy, giyim kuşam, ahlâk falan bakımmdan içgüdüleriyle doğru izlenimler elde etmedeki özelliğiyle inceden inceye gözden geçiriyordu. Jones'in sarı bakışı yeni geleni ara =ıra san yor, sonra hep gene Cecily'ye dönüyordu ama, o
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle