Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 7 Ağustos 1966 CUMHURİYET Dr.NO James Bond : HflMDULLDH SUPHI THHRIÖVER'in gelince kendisini ziyaret etmek ten kendimi alamadım. Yıl 1944'dü. tlk konuşmalanHÂTIRASINA SATGI mız kısa olmuştu. Çünkü dolu Tanrıöver'in hayatta en fazla ve yoğun bir hayatı vardı. Hekıymet verdiği meslek, öğretmen her gün ayn bir yere dâmenlikti. Hâtırasına saygı olur vetli idi. Belki kendisine güven düsüncesi Ue bu yazı dizisine telkin edememiştim; belkı de öğrencilerinden birinin mektubeni iyice tanımadan uzun kobu ile başlıyorum. 11.V.1944 tarihini taşıyan bu nuşmaya, fazla açılmaya cesaret edememıştı. mektup, Çatalca'dan gönderilmiş olup, Kurmay Albay HakFakat ben kararımı vermışkı Güvendik admı taşımaktatim: Büyük önem verdiğim Tandır. Bu mektubun baş kısnoını rıöver üzerine bir monograli haburaya aynen aktanyorum. zırlayacsktım. llkin çeşitli an«Sayın Büyükelçi çok jüce siklopedilerde ve kitaplarda hak ruhlu Hocam, kında yazılmış olanları toplamaBu öyle bir hocalık ki beşeriya başladım. Bunlardan Dazıları yetin varhğına nıebde olan Türk nı kendisine gösterdiğim zaman: tarihinin zengfn sahifelerinde ıAman oğlum, benim bunlardan ender mürşitlere kısmet olabilhiç haberım yok. Bunian bana miştir. Bize, İstiklâl Harbınin da yazıver» demeye başiaaı başlangıcmda verdiğiniz dersDediklerini yaptım. <Vrtık yalerle. ruhlarımızdaki bütün ıravaş yavaş kendinden bahsetmede cevherini ve şahlanma kudye, hâtıralarını kenarından buretini uyandırdınız, tutuşturducağından anlatm>ya razı oldu. nuz... Öyle bir fırlayışla yerimiz*** den koptuk ki, kötü misafirlen Aradan aylar geylı.. Edebiyat Akdeniz'in İzmir kıyısmdan, kaöğretmeni olarak Sivas Lısesi'pı dışan edinceye kadar koşne tâyin olundum. Hareketimmuş kovalaraıştık. cErgenekon» den bir gün önce bir akşam üzebir defa daha tarihin bağrından ri kendisini Horhor'daki Abdülkopanlmış «realite» arşına ulaşlâtif Suphı Paşa Konağında zıtınlmıştı. Işte bendeniz o za yaret ettim. manki «Erkânı Harbiyei Umu23 Aralık 1944 saat 19.00 Tanmiye» binasında kültür ve tnilli rıöver'le karşı karşıysyım. Odaşuurlarını alevlendirdiğiniz taya, ocakta alev alev yanan odun lebelerinizdenim....» lar pembe bir ışık veriyor... tşte Tannöver, gerek SultanKendisine, «Kutsal vazıfeme ahrnet mitinglerinde, gerek Millî sizleri ziyaret etmeden gidemezMücadele yıllarında, gerekse dim. Zira eski ve muhterem bir okul kürsülerinde yaptığı konuş hocasınız. Bu mesleğin birçok malarla ruhları ulusal duyguhâtıralarını taşıyorsunuz» delarla böylesine coştunnuçtu. dim. *** Hemen cevap verdi: BU TAZI DtZtSİ NASIL HAZIRLANDI? «Evet yavrum, hayatımda birçok vazifelerde bulundum. FaAşağı yukan yirmi yaşında kat hiçbiri hocalık kadar üzeidim. Tanrıöver'in iki ciltlik rimde aziz bir hâtıra bırakma«Dağyolu» nu ve «Günebakan» mıştır. Düşününüz talebeye bir ını okuduğum zaman. Ne kadar iman aşılayacaksınız. Yetiştırda çok etkilemişti beni bu eserdiğiniz talebeler her gün bıraz ler. Herhalde bu okuduklarım, daha artacak ve size karşı alâka o yaşta aldığım tarih kültürüduyacaklar. Her gıttiğiniz yerde nün ve edebiyat zevkinin en iyi etrafınızda sizi saran, sizi bağörnekleri olarak görünmüşlerdi rına basan talebelerinizi görebana. Bu kitaplarda temiz bir ceksiniz. Bunlar sizin birer esetürkçe, sağlam bir üslup, millirinizdir. Bundan daha büyük yetçi bir ruh, taassupla mücademükâfat tasavvur edilebilir mi?» le eden ileri bir görüş bulmuştum. Kitapları ayranlıkla okuKendisine Anadolu'ya büyük muş, pek çok satırların altını bir iman, ümit ve heyecanla git çizmiş ve bunları ayrı ayn kâ tiğimi, millet tarafından okutulğıtlara yazmıştım. duğumu, vatana hizmet yolunda idealist bir genç olarak çalısIşte böyle düşünce ve duygumam gerektiğini söyledim. Yallarla kendisine bağlandığım Tan nızca yüzyılların miras bıraktığı növer, Bükreş Büyükelçiliğinbu irfan yuvasından, bu kültür den emeklıye ayrıhp Istanbul'a MUSTAFA > BAYDAR beldesinden (İstanbul'dan) ayrıldığım için biraz üzgünum.. der demez Tannöver sözümü kesti. Şimdi onu ben dinliyordum: «Hayır yavrum, Anadoiu'cun her parçasını tstanbul'un, A n kara'nın bir eşi yapmalıyız Meselâ bir Alman için bütün Almanya Berlin'in birer örneğıdir. Ziyaret ettiğim Leipzig çehri; mekteplen. opera binası, resim salonlan, kısaca her şeyı ile Berlin'in bir eşi idi. Onun için bizim de emelimiz bütün Türkiye'yı her hususta mütekâmıl bir memleket, büyük bir irfan vuvası haline getirebilmektır. Bunları da bilhassa sizler yapacaksmız. Onun için vazifemz çok ağır, cıddi ve mukaddestir.» Kulaklarımda bu sözler, Konak'tan ayrıldım. Nihayet yıllardan sonra tstan bul'a gelmiştım. Anadolu'yu gez miş, memleket gerçeklerim butün acılığı ilç tatmıştım. Istanbul'a geldikten bir süre sonra bir gün Tanrıöver'i Konağında ziyaret ettim. Yıl 1958... Artık rahat konuşuyordum. Sözün nasıl söylendiğine değıl, ne söylendiğine. bunun insanoğlu'nun yararına olup olmadığına, insan haysiyetini koruyup koruyamıyacağına önem veriyordum. Edebiyat anlayışım da. tarih görüşüm de bir haylı deği;mişti. Kendisine sordum: «Üstadım, herhalde hâtıralarınızı hazırlıyorsunuz.» Hemen cevap verdi: «Evet, fakat iyı bir yardımcıya ihtiyacım var. Bana yardım eder mısm?.» «Memnunıyetle» diye cevap verdim ve ılâve ettim: «Sizinle birlikte çalıştıgımız saatler, benim için en fazla değerlendirümiş saatler olacaktır.» Ve hemen ertesı gün Konağa gelmeye başladım. Artık Tanrıöver'in özel kâtibı idim. Üstad hâtıralarını bana yazdıracaktı. Her gün öyleye kadar birlikte çahşıyorduk tlk günler bazı mektuplara cevap vermekle geç tı Bir süre sonra bayram gelince yurdun ve dünyanın her yerinden yüzlerce mektup ve tebrik akın etmeye başladı. Bunlara birer birer ve hiç bir fark gözetmeden cevap hazırlıyorduk. Her bayram gelen mektup lara cevap vermemiz Dir aylık zamanımızı alıyordu. Bayramlar da bitip tükenmek bilmıyordu. Çünkü üstada millî bayramlarda da tebrikler geliyordu. Çocuğunu okula kaydettireml yen velilerin. istediği yere naklini yaptıramıyan memurlann, başlarına herhangl bir iş gelmıç olan çâresizlerin mektuplan da caba. Bunlann hapsiyle uğraşılıyordu. Doğrudan doğruya ilgi li Bakanlara meictuplar yazıyorduk. ı TIFFANY JONES (Arkası var) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İO 1 1 1 2 1 3 1 4 1 5 1 6 Elif hanım •• • « • I • *>•• ntnnıitııı T n ı m nmıı««ntını ı ı ı ı ı u ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı •<•• tMMItMiiaitııiM<Mf(««>«<ll«l(l««tMMNMI«ll«ll«Mİ • •• • • • • • •• • •«••••••*• AYSE İLE ALı j 16 SOLDAN SAĞA: 1) Afrikanın kuzeyinde dost bir ülkenin Cumhurbaşkanı; Olgunlaşmamış. 2) Ateşin arkadaşı; Dünya çapında şöhrete sahip bir îtalyan basbaritonu. 3) Oku atan; Onu hatırla manasına bir emir; sesinin kuvveti ile bütün dünyayı şaşırton aslen Peru yerlüeri tnkalardan bir kadın şarkıcının ismi. 4) Tersi: ZehirU sıtma; Tersi: Son yülann sevilen haflf müzik şarkıcüannaan birt. 5) Muayyen bir metne bağlı kalmadan aktörlerin espri kudretlerine ve o anda aklına geleni söylemesi ile oynanan bir tiyatro şekli; Sonuna bir (t) harfi eklenirse tstanbulda elektrik, su ve havagazı işleri ile uğraşan idarenin isminin tersinden rumuzu çıkar; Tersi: Osmanlı İn> paratorluğu devrinde polisin yerine bakan kimselere verilen isim. 6) Biı kimseyi kendisinin hoşuna gidecek şeyler söylemek suretiyle övmek; Tekrar'ın ikinci yansı. 7) Tersi: Bir renk; Bir emir; Tersi: İskoçlann çalgısı. 8) Halen Londrada tedavide bulunan bir Türk perde ve sahne sanatkân; Tersi: Bir otomobil markası. 9) Kansızlık (tıp tâbiri). 10) Bir Hint beyaz perde sanatkân; Tersi: Bir nota. 11) Tersi: Bir hayvan; Onu elinden bırak manasına bir emir: Devlet Operasmda bir sopranomuzun soyadı. 12) Pransız sinemasının en şöhretli yıldızının üçüncü kocası olarak izdivacı Ue bütün dünyada kendinden bahsettiren Alman sanayicisi. 13) DP devrinin sâbık Başvekilinin Londradaki uçak kazasında ölen özel kalem müdürunün soyadı; (LG) Tersi: Su (eski dfl). 14) Boyu değil; mega'nın ortası; Tersi: Bir nota; Annenin babası. 15) tki defa tekrarlaniTsa güzel, şık, hoşa giden manasına gelir; Beni değil; Bir konuda zaman veya fiat bildiren cetvel. 16) Küçük nebat; Kabızlığa karşı kullanılan ilâçlardan biri. YUKARroAN AŞAĞIYA: 1) Hâlen memleket dışında bulunan ve bir ara İstanbul pavj'onlarında sesini zevkle dinlediğimiz hafif müzik şarkıcılarmdan biri; Geçen sene en başanlı tiyatro sanatkân seçilen ve «Bir delinin hâtıra defteri» Isimli büyük eserde tek başına oynayan sanatkânn Uk isml. 2) Büyük bir kafile halinde geçen insan topluluklan için kullanılan bir tâbir veya askerllkte sancak taşıyan birliğin isminin iki defa söylenmiş şekli; bir şeyin etrafını dolaşma; Bir hayvan. 3) Dogu Akdenizde bir ülkenin başkenti olan bir liman şehri; Bir teşebbüsün malî tarafjrn ayarlamak (Fr. türkçe okunusu ile). 4) Liva'nın ortası; Bir kadın isml; Topragın veya sulann altandan yapılan geçitler. 5) Bir balık; Tersl: Hakir görmek, iyi muamele etmemek, eşyalar için kötü kuUanmak. 6) Hâlen BMM Reis Vekillerinden CHFli bir milletvekilinin soyadı; Bir kumaş cinsi; Bir sıfat eki. 7) tzmirde büyük işler yapan bu sehre Eioternasyonal Fuan kazandıran muktedir bir Belediye Reisi ve CHPT1 eski bir miUe^ vekilinin soyadı; Tersi: Testi"nin ortası; tlk İsmi Curd olan Alman asıllı meşhur bir sinema aktörünün soyadı. 8) Güney Amerikada bir başkentin isminin ük kelimesl; Tersi: Asli gıda maddelerimizden; Tersi: Eli işe yatkın olmayan her işi bozan; Tersi: Hâlen piyasamızda bulunan buzdolaplanndan btrinin markası. 9) Fransız MUll futbol takırrunın 1966 Dünya Kupasına iştirak eden takımının kadrosunda bulunan forvet elemanlanndan biri; Tersi: Motörlü deniz araçlanndan biri; (SF). 10) Tersi: Beynelmilel haber ajanslanndan birinin rumuzu; Tersi: Bilhassa polisiye romanlannda «Server Bedi» namı müstearım kullanan, yıllarca Babıalide gazetelerde fıkra yazarlığı yapmış ve komünizm aleyhtarlığı ile tanınmış bir yazanmızın ük ismi. 11) Tersi: Kralm yerine bakan; Tersi: Bir edat; Tersi: Elektrikte bir kanun ve bir birim; Derhal. 12) tkinci ismi Karina olan bir Pransız sinema sanatkân, (KY); Tersi: Bulasıcı; Tersi: Trabzonun bir ilçesi. 13) Duman lekesi; Bir renk; tkinci adı Versois olan ve kardeşi de tanmmıs bir artist olan bir Pransız sinema sanatkân. 14) Hindistanda bulunan ve ismi bir füme de konan bir geçidin adı; Yiğit, asker. 15) Ev esyalanndan, iki yıl evvel Aksarayda bir trafik kazası neticesinde vefat eden bir bestekânmızın soyadı. 16) Geçen ay içinde Amerikalı şöhretli şarkıcı ve aktör Frank "Sinatra ile evlenen genç artistin adı; Tanrımn kullarına verdiği iyi şeyler. konu ve resim: Ayhan Başoğlu B|| KİZIL KULE s rwcr\cd. pon Söyle de yarın ge*»», ödeyelim bonosunu, bula bula en keyifli günümü mü buldu... Devlef Giizel Sanatlar Akademisi MüdüHüğünden Krnsç'Vin nihayet Kennedy ye: «Saldırgan olarak nitelediğiniı füzeleri sökecejim» dediği ve bunları gerisin geriye SSCB'ne götüreceğini açıkladığı taribien, yani 2i ekimdcn altı fün rince Penkovskı'ain KGİ5 tarafınd.in tutuklaadığmın ilân edilmesi çok mânidardır. 1837 haziramnda 18 vaşiîidaki Oleg Penkovski, Uuzey Kafkas • va'nın Orjonikidze (Vladikafka$) kasabasındaki okulun ve annesinin evini terketti ve Kief'e gitti. Orada tkinci Topçu Okulunun giriş imtihanlarını başarı ile kazandı ve subay adayı olarak öfrenimine başladı. Müteakıp yirmi dört yıl içerisinde Penkovski, sadık bir Sovyet vatandaşı ve parti üyesi hayatı ya.şadı. Bir topçu bataryasına politruk (siyasî subay) tâyin edildiği 1939 da îateu Sovyet mutlu azınlık sınıfının alt kademeBİne girmiş olnyordu. Savaş sicili parlaktı. Iki Kırmııı Sancak Nişanı. bir Aleksandr Nevski nişanı, bir Kızıl Tıldız nişanı ve «ekiz çeşitli madalya aldı. Askerî mesleği ilerledikçe, yalnız kabiliyeti ilc değil, ihtirası ile de temayüz etti. Frunze A kademisinde çok ciddi ve sıkı çalıştı ve füze okulunda fazla gayret sarfetmeden sınıf birincisi oldu. Istihbarat servisinde uytaık bir partili olarak tanındı ve partinin emirleri veya üksek tnenfaatlerinin ihlâl ehissedince «erhal ş i . 'en çekinmedi. 8 O. PENKOVSKİ K(«0VSKİ Nisan 1961 ile ağustos 1962 arasındaki an altı ay içinde Albay Penkovski bu yirmi dört yıllık komünist sadakatine tamamen arkasını döndü ve âmirlerınin kendisine kendisinin de başkalarına Sovyetler Birliğinin başdüsmanları diye öğrettikleri iki memleketin istihbarat teşkilâtları hesabına çalışmaya baş • ladı. Bu tesadüfi bir hareket değildi. Daba 1960 da Moskova daki Amerikan yetkilileriyle temas kunnaya çalışmıştı. Bu teşcbbüs Greville Wynne »•ıcılığıyla Ingilizlerle irtibat tesis etmesinden altı ay önce idi. Batılı istihbaratçılarla yapacağı ılk tetnasları ve onlara bu karşıhksız hareketini ispat etmek için vereceği bilgileri zibninde ön~eden iyice tasarlamıştı. Notlarda da görüleceii gibi Batıya bir nevi ihtiras ile bağlanmıştı. «Kruşçev ve rejimi barışseverlifi riyakârlıkla ilân e den demasog ve yalanralardan ibarettir. Gerçek ve hürriyet için mütevazı bir asker olarak çarpışmayı bir görev ve hayatımın tek amacı kabul ediyorum» diyen Penkovski.... neden hükumetine ihanet etti? Neden bu taribte ve daha önce değil? Bu Borolara Fenkovski'nin kendi yorum ve cevaplan gene kendi çerçevesi ile sınırlanmıştır. Okuyucularınm Sovyet sistemine dair çoğumuzda oldnğundan daha geniş bilgileri oldu|unu farzetmişti. Genellikle casus lara; vatan hainlerine ve dö neklere atfedilen geleneksel isnatları çürütmekle işe başlıyabiliriz. İşe bir kadın karısmamıştı. Oifer bazı benzer vakıalarda olduğu gibi Penkovski başka bir takım konalarda da tesir altında kalacak bir insan değildi. Tam raânası ile düşkün olmasa bile sorumluluklarını bilen bir aile reisiydi. lutnklanma tehlikesi yaklaştığı laraan tek düsüncesi ailesini SSCB suurlarının dışı na çıkarabilmenin bir yolunn bul maktı. Dnruşma sırasındaki sessiz itaati ve suçunu itiraftaki istekliliği KGR ile ailesini kurtarma konusunda gzli bir anlaşma vapmış olduğu fikrini vermektedir. Ouruşma sırasında iddia makamının PenkovBki'nin ahlikı ile ilgili olarak en büyük suçlaması, onun zaman zaman bekâr hanımlarla gezmesi ve bir kere de bir kız arkadasının ayakkabısı ile şampanya i;mesi olnraş T. PARUV Penkovski bu espiyonaj faaliyetini para için de yapmış olamazdı. Nitekim savcının bu konuda en büyük suç isnadı. Penkovski'nin bir kere bazı masrafların karşılanması için Batılı ıstihbarat ajanlarından 3000 Ruble alışı ve bunun da 2000 nini sonradan ödeyişi olmuştu. Eline net olarak geçen toplam tniktar bu besaplara göre sadeee 900 TA. dır. Penkovski kelimenin açık manasıyla bir dönek de değildir. Komite besabına çalışırken iiç defa Londra ve Paris'e seyahat imkânı bulmu;tu. Bu brsatlardan birinde iltica eder ve batıda kalabilirdi. Notlar'da görülebıleceği gibi bu konuda uznn düşünmüştü de.. Ama her defasında geri dönmekte ve görevini bitirmekte karar kılmıştı. 9 E kim 1961 de »öyle yazraıstı: «Müş terek düşmanımızın (yani SSCI5 "nin) şeytanca plân ve komptolannı açıga vurabilmek için, bir veya iki yıl daha SSCB Genel Kurmayında kalmalıyım. Bir asker olarak bu görevde benim yerim eephede ve birinei hatdadır.» (Arkan var) tTürk Bahçeleri» adlj kitabın 1500 adedinin bastırüması işi 114.680 T L tahmin bedeli üzerinden kapalı zarf eksiltmesi 18.8.1966 Perşembe günü saat 11.00 de Şişli'de Okullar Saymaniığında yapüacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin a) 6984 TL. tutan geçid teminatı yatırdlklarını, b) Tıcaret Odasında kayıtlı ve matbaa sahibi olduklarını gösterir belgeleri ile bastıklan benzer kitap nOmunelerini gösterip eksiltme gününden üç gün öncesine kadar Akademiden alacaklan ehliyet belgesi ile birlikte hazırhyacaldan kapalı zarf teklif mektuplanıu belli günde saat 10.00 a kadar Saymanlıkta toplanacak satın alraa komisyonuna teslim etmeleri, postada olabilecek gecikmelerin ve telgrafla tnüracaatın kabul edilmiyeceği, bu işe ait şartDamenin iş saatleri içinde her gün Akademi kaleminde görülebileceği ilân olunur. (Basın 17628) 9158 RAKAMU BULMACA 5000 Kg. 10 mm2 Kesitte örgülü Bakır lel Alınacaktır 1. E. T, T. tsletmeierinden: 1 Yukanda yazılı malzeme, 15/8/1966 günü saat 10. da pazarlık usulü ile ihaleye konulnsuştur. 2 İşin muhammen bedeli 130.000. TL. ve geçici teminatı da 7.750 TL. dır. 3 Bu işe ait şartnameler, bedelsiz olarak Metrohan Levazımdan alınabilir. 4 İdare ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 18067) 9173 a o ıı aa OOnkfl «olmacmnıa oalledlimtt <eU> NASI1 HALLKDİLKCKK? Yakandak! rafcamb bulmacads tadece • tane snantaı (Ipuea) ve • tane nınuç vardıı Boa olao U ksrenıo ıçlne ı deo Wa Radat uyıturj oırerraKank»yaral ve toplama çarpma c'kartma öolm» ısaretlerint dikkaı ederek «oldan sag> »e saıkarıdarı aşağiya bnlmarM» «ostertlm •onnçlan bnlanoa Biraa vaktinizi alıı «mm ho; tur.