Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8AHİFE ÎKt 24 Haziran 1966 IHVlHURİYET ••••PU SİYASİ TARİHİNİZDE 'KOMÜNİSTLİK, TÖHMETİ Fahir GiRiTLiOĞLU «Bu şekildeki ithara, Atatürk'ün kurtuluş hareketi için, Anadoluya ayak bastığının birinci yıldönümü olan 19 Mayıs 1920 de yapılmayaf buşlanmıştı.» K ısmî Senato seçimlerinde dahi, siyaset adamlarımızdan bazüanmn ve siyaâ partilerimizden bir lasttunın, komünizme meyîlli olmakla suçlandınldıklannı, üzülerek gördük. 1965 mflletveküleri seçimlerinden C.H.P. nin, ekonomik ve sogyal alandaki görüşlerini hulâsa eden (ORTANIN SOLU) sloganının, nasıl bir siyasî istismar konusu haline getirildiği ve (ORTANIN SOLU MOSKOVANIN YOLU) tarnndaki mukabil bir deyimin, propaganda alanına nasıl ustahkla atıldığı, tdç kimsenin hatıruıdan çıkmamışbr. C.H.P. bir evvelki seçimlerden aldıfı bu acı dersten dolayı, son kısmî senato seçimlerinde, or> tanın solu deyimini kabi] olduğu kadar kullanmamaya itina göstermis ve maksaduu, başka kelimelerie ifadeye çalışmıştır. Bu şekil isnatlann mazisi yarım asra yaklaşır ve Millî Mücadele tarflıimizin ilk yıllanna kadar uzamr. O tarihte (BOLŞEVtKLtH) deyimi ile adlandırılan, bu tarzdaki bir isnadın yapıldığına; fena bir tesadüf eseri olarak, Büyük Atatürk'ün Samsuna ayak basışının tam birinci vüdönümunde şahit olmaktayız. Bolu Mutasarnfı Osman Ksdrl tarafmdan kaleme alınıp, mütnkün oUn her yere gönderilen 19 Mayıs 1930 tarihli beyanname şöyle başlamaktadır: « . Bolşevık namı altında dört yüz senelık din Te devlet düşmanımız olan Moskoflardan çıkmış, muhalifi şeri şerif ve raugayiri kanun olan bir ftdete kapılan bir takım eşkiya, vatanı kurtaracağız diye, Anadolunun slz saf ve namusk&r ahalisini aldatarak, Padişahına, Halıfel Müslitntne isyan bayrağı çekmişlerdir...» Beyannamede, komünizmin uzun bir tasviri yapılıp bu rejimin, ahlâk, din, mfllkiyet, nikâh gibi kutsal müesseseleri ayaklar altuıa alan bir rejim olduğu anlatıldıktan sonra, Anadoluda, Millî Mücadele adı altında, kanuna ve meşru hükümete isyan edenlere ahali tarafından uyulmaması istenmiştir. u beyannameden bir yü sonra, Sadnâzam Damat Ferit Paşanın, bütün vilâyetlere ve resmî dairelere gönderilen daha tesirli bir beyannamesine şahit ohnaktayız. Bu beyannamesindc, Sadnâzam Paşa şöyle demektedir: « .. Şarktan memlekete giren bolşeviklifi bütün memlekete kabul ettlrmek için, Mustafa Kemal Paşa Müdafaai Hukuk adı altında, bir takım teşkilâtlar kurmaktadır.» Bu suretle, Damat Ferit Paşa, kısraen de Padişah Vahdettin a|zından olmak suretiyle, Milli Mücadele hareketini, bir bolşeviklik yani komünlstlik hareketi olarak vasıflandırmış, bu milli dâvayı halkın gözünden küçük düşürmek için en şeni lftirayı yapmaktan çekinmemiştir. Lâkin, o gfin, bagun, her ileri harekette ve bu hareketin liderlerine, komünistlik ve bolşeviklik damgası vurmak ftdeti de, teessfis etmlştir. Bttyük Onder Atatürk 14 Agnstos 1920 tarihinde ve Doğu Anadohraun Ermenl işgalinden kurtanlmasının yakuı oldugu fünlerde, Sovyet Rusyamn Kafkası polHikssını ve ild memleket arasındaki dostluk sebebiyle, bn dostluktan Ermeni meselesinin halli konusunda, ne suretle faydalanraanın kabil olabUeceğini, T.B.M. Meclisinde, açıkladığı sırada: Zihinlerde yanlıs kanaatlerin doğmasından duyduğu endişe ile, sözü bolşevikliğe getirmiş ve bu rejimi Türkiyenin kat'iyetle reddettiğini söyliyerek aynen şöyle demişti: «... Bizim noktai nazanmız, bizım prensiplerlmiz cümJece malumdur ki, bolşeviİE prensipleri değildir. Ve bolşevik prensiplerini mületimize kabul ettirmek için de, şimdiye kadar hiç düşünmedik. Ve teşebbüste bulunmadık. Bizim itikadunıza göre, mUletımlzin temini nayat ve tealisl, kendi kabillyeti hazmiyesi ile mıltenasip olan noktai nazarlardır. Pakat; esas itibariyle tetkik olunursa bizim noktai nazannuz (Kİ HALKÇILIKTIH) kuvvetin, kudretin, idarenüı, doğ rudan doğruya halka verilmesidir. Halkın elinde bulundurulmasıdır. Yani, şüphe yoktur ki, bu, dünyanın en kuvvetli bir esası ve prensipidir » Ağustosunda MiUet Meclisi huzuflk d e t a ifcde edilen (HALKr n n a a ÇILIK) deyimi, Atatürk tarafmdan Tfirk toplumuna verilmek istenüen sosyal ve ekonomik düzenin bir ifadesi olmuştur. Milli Kurtuluş Hareketi (HALKÇILIK) flkesine dayandırümış ve bu Oke bütün teşebbüslerde hareket noktasım teşkil etmiştir. Şu kadar ki, Halkçıhğın tarif ve izahmda, o gün için ve o günkü şartlar altında, bunu bir bolşeviklik bareketine benzetenler olmuştur. Hiç şüphesiz; Anadolu ihtilâli ile devletin bir vandan politik bfinyesini degiştinnek hedefi friidiiliirken, diğer taraftan buna paralel olarak, memleketin sosyal vapısının değişmesi gereği düşünülmüş ve böylece halkçı görüş Anadolu ihtilâlinde kendisini ku\vetle hissettirmiştir. Atatürk bu konuşmasından sonra, 13 Eyiul 1920 tarihinde 1921 Anayasasının menşeini teşkil eden (HALKÇILIK PROGRAMINI) Meclise verdiği gibi, Büyük Millet Meclisinin ikinci toplantı yınnı açış nutkunda 1 Mart 1921 günü <tç politikada, amacının Halkçılık olduğunu) açıkça ifade etmiş ve nihayet; Anadolu Rıımeli Müdafaai Hukuk Omiyetinin Halk Fırkasına inkılâp edeceğini açıklıyan meşhur 9 Nisan 1923 tarihli berannameslnde. şu önemli cümlesi yer aldı: (TURKİYE BÜYÜK MtLLET MECLİSİ BİR HALK DEVLETt VE HÜKtMETİ TEŞKİL ETTI ) * tatürk 1933 tarihinde yaptığı ve açık beyanı*" nın her türlü tehükesini göıe almıştı. Her tiirlii vehim, tezvir ve iftira kasdinin neticesi olarak kendisine karşı yapılacak olan (BOLŞEVİKLİK KOMÜNtSTLİK) isnatlannı bekliyordu. Bütün bn isnat ve iftiralan venebilme gücünü kendinde görüyordu. Zira; B.M.M. nin üçüncü toplantı yılını açarken 1 Mart 1922 de söylediği nutukta: « .. Türkiyenin sahibi hakikisi ve efendisi, hakikî müstahsü olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok, refah, saadet ve servete müstahak ve elyak olan köylüdür. Binaenaleyh, T.B.M. Meclisi Hükümetinin siyaseti ıktisadiyesi. bu gavei asliyeyi istihsale matuftur...» diyordu. Büyük Atatürk'ün Türk köylüsii hakkındaki bu konuşması dahi, yankılar yaratmış, o tarihte Istanbul basınına ait bazı vehimli kalemler. bu nutukta komünizm işaretlerinio bulunduğu iddiasuıa kalkışnuşlardır. Tıpkı 40 sene sonra, sosyal güvcnlik ve sosyal adalet ükeleri üzerinde duran siyasetçilerimire, yapılan komünistlik isnatlan gibi .. •••• ÎBRET Hasta döşeğinde ticoret! • • Rifat Datnargüç emekli bir bava binbasısı. Tabiatı severmis, fenni ancılık yaparmış; kırdağ hâli, gerekir diye ilâç dolabında akrep ve yılan serumu da bulundururmus. Nitekim 1964 yılında iki köylünün hayatmı kurtarmıs. 1965 yılında. ithal malı serumu 13 Hra 40 kurusa almıs. Yenisini almak için aynı eczahaneye başvurmuş, bakmış ki serum 27 lira 70 kuruş. Eczacıya sebebini sormus, fakat ikisi de bu işin içinden çıkamamışlar. E. Binbası Damargüç Eskisehirden bize mektup yazıyor: Serum bu! diyor, hayat kurtarmak için! Nasıl olur da bir yıl içinde iki misli artar? Halk sağhgı konusunda sanınm dünyanın en basıbos ülkelerinden biriyiz. Söylendiğine göre, Türkiyede eczahanelerde yıllık ilâç satışı yarım milyar liradır. Gerçi bu rakamın dofruliıgnnu incelemek imkânım bulamadık, ama 32 milyonluk bir ilâç pazarının içerden, dısardan iştihalan kabartacağı »çılrtır. Ve açık olan bir baska gerçek daha vardır ki o d» şudnr: İlâç konusonda kâr anlayısı güzellik müstanzarlanndaki anlayışla bir tutulamaz. îılan zehirine karşı serum ile dudak ruju arasında bir fark gözetmek gerekir, Penisilin tozu ile pudr» arasında bir ayınm olmalıdır. Tersini düsünmek fakir insanlarımırı ha^ta yatafında soymak için kâr hırsına yol vermek demektir. Ne yazık ki ilâç konusn kamu oyunun kontrolundan ve bilgisinden uzaktadır. Petrol, tütün, madenler, dıs ticaret gibi demokrasi düzeninin tartışma ortamında konusulmaya başlanan dâvalar yanında ilâç konnsu karanhk kalmıştır. Oysa mnrakabenin en (azla vürümesı gereken alan budur. Kontrolsuzluk büyük hırslann memlekete büyük zararlar vennesine yol açmıştır. Salt bn yözden halkımız çoğu ilâçlara ikı katmdao fazla bir para ödemek zorunda bırakılmıstır. Ve bırakılmaktadır. Resmî belçelere göre bir kısım antibiyotiklerden ödenen fazla döviz bir ara vılda 38.200.000 liravı bulmustu. Gene resmi beleelerde okudnğurauza söre hasta vatandaş 15 liralık ilâca 55 lira ödivcrek saslığuu korumaya çalısraıştır. Bu büyük vurgunlsr, dışardan ithal ettikleri bir ilâç için resmî tnakatnlardan hilei seriye ile ihtira beratı alan, ve böylece piyasa üzerinde fiili tekel kuran ban kisiler tarafmdan yapılmıstır. Bu kisiler ellerine çeçirdikleri ihtira beratı ile o ilâcın Türkiyede tek satıcısi olmuslar. hem pahalıya itbal etmişler. bem pahalıya satmıslar, hem de aynı ilâcın daha ncuza bir başka filkeden ithalini engellemislerdir. Oysa 1879 tarihli thtira Beratı Kanunumnz ilâçlara ihtira beratı verilmesini yasaklamıstır. Bu kanun 1844 tarihli Fransız thtira t Beratı Kanunundan ahnmıstı. Fransızlar 1944 yılıns kadar ilâçlara ihtira beratı vermiyerek millî ilâç sanayilerini yabancı sanayilere karsı hiraaye etmislerdi. I944'de millî sanayileri himayeye mnhtaç olmaktan kurtulnnca politikalarını dftistirdiler ttalya bogün ilâçlar konusunda ihtira beratı tanımamaktadır Türkiyedeki fhtira Beratı Kanununa aykırı durum, 1961'de Sami Küçük VP arkadaşları eliyle düzeltilmiştir. Ancak o yıllara kadar iç pivasavı kanunsuzca sömürüp viikünii tutanlar tntmuslardı. Sami Küçük ve arkadaşlarının aldıkları tedbirlere rağmen Türkiye ilâç pazannda kıvasıva bir çatısma ve rekabet bng&n de sürmektcdir. Bu rekabetin altında ezilenler şüphesiz millî ilâç sanayii kurmak yolunda çalışan müteşebbislerdir. Ama asıl mahJ kum edilen halktır, vatandastır. Hasta dösee nde başvurdn|u ilâclan alırken kazıklanmaktadır insanlanmız. Bu hikâyenin çok zenfin yönleri vardır ki bir fıkraya sığacak ribi değildir. Sırayla ve imkân buldukça hepsini bir bir anlatmak niyet'ndeyiz. Türkiye Eczacılar Birliği tstanbul Eczacı Odan ba yaraya parmak basmıstır. Ancak Eczacı Odasının sövledlkleri, basınımızda vankı bnlmamıstır. Çünkü siyasî parti itismesi, dedikodnsu. Alevi Sunnî çatısması. sosrete haberleri, Prenses Ir« Fnrstenberg'in son çevirdigi film, komfinizm tehlikesl, yıldı» t»lı, clnayet haberleri, turistik eğlenceler gazetelerimiz) ve seçmenlerimizi daha çofe ilgilendirmektdir. Ovsa Eczacı Odasının Iddialan fakir halkın satlıfı bakımından korkunç rerçekieri açıklamaktadır. Tekrar döneceümiz bn kanuyu bitirmeden 5nce sunu da sSylemek isteriz : Senatör Sami Kücük ve arkadanları. îhtir» Beratı ve ilâçlar konusunda aldıklan tedbirlerle vatana ve vatandasa çok büyük hizmet vapmıslardır. Bunn kimse bilmivor. Cünkö bn is baskasının tez?fihladıgı fabrikanın (emeiini âlâyişlr atmak, knrbanlar kesmek. gazetelerin mansetine eeçmek. radvolardan nntnkiar saçmak «ibi propaeanda edilmivor; teraioe tru mcmleketin çıkar fevrelerini ve hele yabaneı sermayrnm hınctnı bu isi yapanların fistflne topluyor. Fakir halk bn işlerden habersizdir. O ya glder flç liralık ilâca on lira öder, ya da Sderemez hasta döseginde Slür. Efer Tanrının yardımıyla ölmez de knrtulursa, gider seçimlerde kendisini hasta dBşeçlnde soyanlara oy verir. Ne yapsın ki? Kendisine işlerin içyüzfl anlatılmıyor. Anlatılsa da içinde yasadifı çemberi «ek başına kırabilecek güçte degildir •••• •aaa OLSUN ayın Nadir Nadi"nın «tBRET OLSUN!» adlı Basyazısınj ilgiyle okudum. Bağımsızlık kavramı üzerinde duran ve bu ko nuda somut ömekler veren Sayın Yazar, bir ara şöyle demek z o runluğunu duyuyordu: «... Amerika öyle münasip görüyor diye Ruslarm yüzüne bakmıyacağız, Polonyalılann elini sıkmıyacağız, Romanyahlara, Bulgar» lara selâm vermiyeceğiz. Sonra bir gün gene Amerika tavsiye edecek ve biz herbiri bize Amerikadan çok daha yakında yaşıyan bu uluslarla ekonomik, kültürel ve büimsel ilişkilerimizi artırma yoluna gireceğiz. Bu, bağımlı devletlerin bile kolay kolay benimsiyemiyeceği bir bağunsızbk anlayışıdır ki, Güney Amerikada bile rahatlıkla uygulanabileceği şüphelidir.» Bu haklı görüşe katümamak ıçin insamn mandacı ellerde şekillenmiş çarpık bir kişiliğe sahip olması gerekir. Ne demek... Amerika kim oluyormuş?... Bağımsızlığı üzerine tıtriyen hangi ulus bu denli güdum prangalarına vurdurur kendini?... Hem sonra Amerika'nn tavsiyesiyle kuracağınıız ısmarlama ilişkiler karşı tarafı ne dereceye kadar tatmin eder? Bu, bizim şahsiyetli yapmıya çaüştıgımız dış politikamızda onanlması imkânsu yaralar açmaz mı? Bu yaralan da gene Amerika'nın tavsiyesiyle mi saracagz? S zanan blr ışık olarak nitellyor, bu denli davranışların olumlu sonuçlar yaratacağına inamyoruz. BÖYLE BİLİNE araolığn odagı olan köylerimız de açık oturumlar, konferanslar, deffleler düzenlemek; tiyatro ve kültür filimlerini köye dek götürmekle onlarm görüş, düşünüş ve davranışlaruıda gerekli olumlu degişikliği yapmak bugün olanak dahilindedir. Bu denli kül tür etkinlikleri değişme motivasyo nu uyandırması, bağnazlığın ve katı geleneklerin kabuğunu kırması bakımından önem ve değer taçır. Bugün köylerimızde çogunlukla giyiniş özellikle kadınlann giyiniş K N edilsin» diye bas bas bagıran beyefendiler artık kış uykularından uyansalar da, geleceğin sahibi olacak olan (!) öğrencilere baksalar nasıl olur acaba? Her halde çok önemli bir meseleyi çözmüş, halletmiş olur kanısın dayıs. Raşit ÜNÜVAR Konya ^ . Köy ve Kalkınma u M M yiniştir Bunun ekonomik olanaksızlıklarla pek ilgisi yoktur Bugün varlıklının ve varhksızırj giyiniş tarzı ve giysileri tamamen Sarklı anlayışm ve bagnazlıga dayanan düşünce ve davranışların bir sonucudur. Bu böylf biline!.. Süleyman AKDAĞ *** leri uygarhktan uzak ılkel bir gi S 0 I Li M Ll G «••I • ••I Eğıtimde açıklık gerek ayın tartışmacı Nabi Çınar'ın «Efitimde açıkUk gerek» başlığı altmdaki ilginç yazısım > kudum Eğıtimde tam mânasiyle bir bocalama içindeyiz bugün, diyor tartışmacı. Orta dereceli okulİarda, bu durum son haddine varmıştır. Eğıtım meselelenmız tam bır çık mazdadır bugün. Bu çıkmazda zararlı çıkan öğrencidir. Orta dereceli okullarda bir öğrenci on altı, on yedi dersi okumaya mecburdur. Bu mecbunyet altında öğrenci, sekiz ay bu kadar dersin agırIığım çeker. Bütünlemeye kalırsa bu durumun üzerine, dört ay daha eklenir. Rühen, psikolojikman bir sıkıno içerisinde bulunur öğrenci. Bunun sonucu olarak ögrenci. derslerden ve okuldan soğur. Okul sırasında, öğrencinin önünde ikı aşama vardır: A Smıf çe?me. O SınıfU kalma. Öğrencinin bu iki şıktan birını seçmesi lâzım dır. Tabü kı bınnci şıkkı seçer Bunun için de her çareye başvurur, bu çarelerm başında kopye çekmek gelir. Derslerine çalışsatbı le oot almak için çalışır, oj^renmek için değil O öğrenci öğrenmek ıstemez, smıf geçmek ister. Denilebilir kı, başaranlar yok rau, onlar nasıl basarıyorlar? Bu gibi kimseler °ı 10 dur toplumumuzda. Ve '> öğrencilerin çoğu da bütünleme ile smıf geçerler Biz kalkınmaya bu kadar muhtaç olduğumuz şu sıralarda tam randıman Isitiyoruz. Hayır... öyle görülüyor ki, oizim dostluklanmız da düşmanUklarımız da akıllıca değil. Hiç birini bilimsel ilkelerin sağlam ve güvenilir payandalanna dayayamamış, koruyucu kanatlan altma alamamışız. S DOSTLUK PASTASI B v.v. •••• •••• •*•• :::: •••• • ••• •••« •••a ••*• •••• • ••• OSMANLI BANKASI 23 HAZiRAN Cekilişi Talihlileri Liralık Ikramiyeyi İSTANBUL ÇEMBERLİTAŞ Şubesinde 82908 ı ralı hesap sahibi ıllardır tabu *ıaline getirdiğımiz sosyalist memleketler düşmanlığı, yurdumuzu cömertçe ve parsel parsel Amerikalılara dostluk pastası gibi sunmamıza vesile teşkil etmış. öyle ki, bugün Anadoluya fiilen çıkmış olanlarm, dünkü Dokuz Eylül'den arta kalan emperyalistler oldugunu unutacak kadar bu topraklar üzerindeki hassasiyetimiz kö'rleşmiş. Yann patlıyacak herhangi bir savaşın içine düştüğü takdirde Türkjye'nin alta saatte yok olacağııu Amerikalılar kendileri söylüyorlar. Böyle muhtemel bir savaşm dışmda kalmak varken, topraklanmızı atom başlıklı flizeler ve «tüİIfl çeşlflR^ Kbrkunç silâh•larla bir mayın tarlası haline getirip bunun düğmesini de Johnson'a uzatmak hangi akıl ve sağduyu işidir ve kime hizmettir bilinetnez. Bizim sözde nulliyetçilerin uydu olarak niteledikleri bir Romanya, bugün kalkıp paktlann dağıtılması gereğini savunuyor ve topraltlarına da hiç bir yabancı asker sokmuyor Bizim bağımsız, özgür Turkıyede böyle bir fikir ileri sürmek kızol usaklıgıru peşinen kabullennıek demektır İnsamn kendi joırdunun bağımsızhğını savunması suç sayılsın, olur şey değil. örülüyor ki, bağımsızlıgımızırj da özgürlüğUmüzün de ısım babası hâkim sınıflar. Onlar bagımsızız dediler mi dogrudur. özgürlük içindeyız dediler mi kimi yazarlarımız kalkar hapishaneye bile girer. Vatanda$ ister çalışır ister çahşmaz, Aç yaşar, çıplak yaşar. Ona aiç kimse kar.smaz. Çünkli özgürlük vardır bizde. Ama bu özgürlük aç kalma özgürltığüdür, çıplak yaşama özgürlügUdür, zindana atılma özgürlUğüdür. Olsun. Özgürlük vaı ya Ya olmasaydı... Y azetenizin tartışma köşesindeki yazılan ügi Ue izlıyorum Gerçefin ortajii çıtanasmda tartışmanm büyük önemini takdir edenlerdenım Müsademei efkârdan barikaı zaler doğar sözü bunun ifadesi değü midir? Yalnız benim dikkatımi bır kaç yazı cekti Burada onlara değinmek istiyorum Bir müddettenberi bazı okuyucu arkadaşlanm şurada burada buluşalım diyerek bi^leri göreve catınyorlar Bu gibi yazılann büyük içtenlik ve samimiyetle yazıldıklarmdan as la şüphemiz yoktur Ne var ki bu arkadaşlann köy kalkmmasmı, iler lememizi bu açıdan görmeleri aynldığımız tek husustur Şöyle kiMesele bu şekiide 3040 ütkücâ aydın vatandaşm şurada burada kamp kurup calışmalarivle çözüm lenecek kadar basit değildir Bo şekildeki calışmalar daima bir noktada duracah. hattâ cösterişte kalacaktır ve kalmava mahkumdur. Benim âcızane görüşüm sistemin yani idare mekanizmasının iş levişindeki tersliktir. Devletin her yönü ile halk yararma iş görecek sekilde organizasyonu bütün aydınlann bu tip gayretlerinin faydalı olmasıni tnumkün fcuacaktır. Yoksa devlet çarkı mucyyen azınlığın menfaatine göre donerse bu samimî gayretler daima kendi dar çevresi içinde kalmava devam edeecktir. Sehriban GÖKTEPB Erzurunı • Aynı konuda Gölcükten îlkokul Müdürü Ahmet Günej tee şun ları yazmaktadır: «Basri Güven ve Numan Bıçaklmuı değerli yazılarını eleştiren ve sonunda da kendi görüşlerini ustalıkla tartışma sütununda dile getıren Kenan Dalkılıç meslekdaşımın fikirlerine tüm katıhyorum. Ancak bu konuda benim de dtlşündüklerim şöyledir: Sayın Kenan Dalkılıç. Emirdağm Mallıca köyüne gidelim, seve seve gidelim. Gitmeliyiz de. Pakat Mal'ıcahlara suvu yolu. elektrigi de berabPrimizde götürelim. Mühendısi, doktonı, Imamı, Cğretmeni elele rererek b!r gönüllüler grupu meydana getirelim. Maddiyatı düsünmeksisin yola çıkalım tste o zaman devası güç dertlere derman oluruz. Değil ki Mallıca, cennet yurdurrraznn en ücra kOşesl bile aydmlığ8 kavuşur Aksi halde tartışma sütununu tş?a! etmiş oluru? Saygılanmla.» HALBUKİ... ı albuki. Batıda bu durum tam I aksinedir. örnek Amerikada, 1 öğrenci tam bir gönül rahathğı içinde derslerini yapar. Onlarda beş ders vardır. O öğrenci 1 çin, öğrenmek önemli olduğundan bu beş dersi hem öğrenir, hem de uygular. Öğrenci rahatlıkla ders lerine çalışır ve nıye çalışüğını. ne den çalışüğını bilir çünkü sınıfta kalma diye btr problem voktur kar şısında. Bizde tse bir öğrenci, Ünlversı teye kadar cebiri, trigonometrıyi niye öğrendiginl bümez. Yalnız, bir takım rakam ve harflerle uğraşır. not alabilmek için çalışır. tş te eğittm sistemimizde çözülmesi gereken problem budur Kalkınamamamızı, geri kalmışlığımızı türlü sebeplere bağlıyacağı mıza, bastaki buyruk veren, oy top lamak için «borçm geçmek kabul H •••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••ınımnıl G 0T0 IÂSTİÖI MEVZUUNDA ÇALIŞACAK NOT Tartışma bolumüne len razılarm mumldinse daktilo edUmeslni 250 kelimeyt a;mamasını ve yazajlars defil cartın dzerlnc «Tartıjm»» rumuzu lazılarafe Y*n Işlerl•• DottalanBumtK rle» cderf» SATIŞ MÜMESSİLİ ARANIYOR 100.000 ••• Liralık İkramiyeyi ••• Türkiye gerçekten talinsiz devırlerinden birini yaşıyor. Hele ba ğımsızhk konusunda... Bu konu, çözülmedikçe, biz bir vatandaş olarak bu konunun üzerinde israr18 duracagız. İBRAHİM ÖZER tstanbul *** 1O.OOO ADANA Şubesinde 82553 BALIKESİR Şubesinde 651989 İZMİR Şubesinde 651850 İZMİR ALSANCAK Şubesinde 82462 İSTANBUL BEYOĞLU Şubesinde 837299 İSTANBUL BEYOĞLU Şubesinde 836992 İSTANBUL ÇEMBERLİTAŞ Şubesinde 650804 İSTANBUL KARAKÖY Şubesinde 820767 İSTANBUL YENİCAMİ Şubesinte 821190 ZONGULDAK Şubesinde 82176 No. lu hesap sahipleri ••• Ajrıca 1700 taühli 300.000 Lira tutarında çeşitli para ikramiyeleri kazanmışlardır. •*• YıLıN ÜÇÜNCÜ ÇEKILIŞINE KATıLABILMENIZ İÇIN 20 TEMMUZ AKŞAMINA KADAR HESAP ACTıRıNıZ. HRSABıN'ıZ VARSA ARTıRıNıZ. Köyde defile Uifke Kız Sanat Enstitüsünün köyde düzenlemiş olduklan defileyi yansıtan resimleri görünce bir aydın olarak duyduğum sevinç ve mutluluk sonsuz olmuştur. Ali Hasan Zor adlı tartışmacı «Köyde defile» adlı yazısında bu önemli olayı inceliyor ve defileyı haklı olarak «Halka dogru bir hareket» olarak nıteledikten sonra «Acaba defileyi niçin yapmış olabilirler?» sorusunu sorarak şu yanıtta buhmuyor: «Bak bizim nelelerimis var. Sizin de ol<« VB» diyor. Corrfsponörnff Jnsıitutr Metoduyla Siz'de Türltiye'nin her yerinde, Itendi kendmize Satış kabiliyeti ve tecrübesi olan, otomobil kullanabilen, sıhhi durumu seyahat etmeğe müsait, lisaa bilen (tercihan iyi îngilizce) bir eleman aranmaktadır. llerleme imkânları raevcut olan, ücret bakımındao tatminkâr bulunan bu işle ilgilenenlerin, Türkçe ve Îngilizce yazılmış hal tercümelerini 30 Haziran taribine kadar "Satış mümessili" rürnuzu ile P. K. 123, tstan&ul adresine göndermeleri rica olunur. Manajans 1414/ (254 S öğrenebilirsiniz. brofurfimözD isteyiniz. Reklâmcılık 2583/7243 Ali Hasan Zor'un yazısında çelişmeler mevcuttur. Böylesine soylu ve örnek bir davranışı hem halka dofru bir hareket olarak nıtele, hem de defileyi niçin yapmış olabılirler sorusunu sor ve sonra ken dıne göre objektif olmıyan bazı yanıtlarda bulun. Olmaz böyl» şey! Silifke Kz Sanat Enstitüsü kadar tüm okullar, kurumlar ve aydınlar halka dönük, halk için böylesıne soylu ve içten bir davranışta bugüne kadar bulunabilselerdi, görünüs bugün daha değişik olabılirdi Bir defa şu noktayı belirtmeliyim. Köyde yapılan bu defile Tiirkiyemizde önemli bir sosyal olaydır. Buçüne değın vurt yüzeyinde düzenlenen her türlü kUltür faali yet ve gösterilerınin lcentlerımızde yapılması bir gelenek olmuştu. Oy sa köylerimizin bugün içinde bulunduğu durum bu denli gösterilerin daha çok köylerimizde yapılmasını gerektirmektedir. Yirmınci yüzyıl sonlarında olsun artık köylerimize uygarlık ışınlan girebilmelidir tste biz bu nedenle Sılıfk« Kız Sanat EnstitUaUnUn bu güMİ y örnek d»vruu*uu köy* » NPU 8 lik Demir Satın Alınacaktır Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobiis İşletme Miiessesesinden: 1 Müessesemiz ihtiyacı için 50 ton NPU 8 lik demir 'eklif alma usulii ile satmalınacaktır. 2 İlgililer tekliflerini teklif fiatları üzerinden vetecekleri % 7,5 muvakkat teminatları ile birlikte 2/7/1966 fumartesi günü saat 13.00 e kadar Müessesemiz Yazı İşleri Müdürlüğüne göndereceklerdir. Teklifler bu tarihten itibaıen 15 gün opsiyonlu sayılacaktır. 3 Kısmî sipariş yapılabilir. 4 Teslim tarihi ve malzeme boyu bildirilecektir. 5 Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmaz. 6 Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledığıne yapmakta serbesttir. SÂTILIK VILLA Seür köşkü olarak kullanılmtık nzere hususî ithal malı malzeme ve çok itinalı bir işçilikle ınşa ettirilmiş Ankara'nın en muhteşem villâsı saühktır. 1560, M/2 lik lüks ve bakımlı bahçe içinde fevkalâde iki kat Telf. Ankara: 17 60 07 17 66 W İztanbul: 44 23 21 Radar Reklâm: 480/7280 ALEMHAN CUR.*L ile ALEXANDBE ALBERTİ Evlendıler Madrıd »1.VI.1366 Cunü.uriiet 7242 (Bann 15784 A. 7846/7251) İlâncıkv, 4257/7244