20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ 16 Haziran 1966 CUMHURÎYET TORKİYE DIŞ TİCARETİ Orhan PEKiN a g ü n Türkiyede muhtelif fikirler ortaya çıkmıştır. Herkesin gayesi a y n ı : Türkiyeyi çok hızlı kalkındırarak muasır medeniyet seviyegine çıkartmaktır. Fikirler, belirli iki kutnpta k a v v e t l i o l a r ı k toplanmakiadır. Biri sosyal düzen içinde plânlı kalkınma, diğeri buna pek lüzntn kalmadan daha »erbest düzende genis dış yardımlar v e y a dış y a t ı n m l a r l a kalkınma. B i ı bu iki t e ı üzerinde tartışırken, d S v a l a n n detayına inmeyip, bep satıhta kalıyor ve asıl memlekete hayırlı yolu unntnyornz. Halbnki, esas olan, kuru tezler değil, dfivalann kendileridir. Buçün, Türkiyede, berkegin teferruat dediçi bir çok iktisadl dâvalar vardır. B u n l a n halletmek her sistemin vazifesidir. Rejim üzerinde tartışıp bazılarınca teferrnat denilen bn gerçekleri nnntmak, memlekete en büyuk zarardır. tzahatımıza başlarken, misal olarak Türklyedeki dış ticareti tetkik edelim: Başka yolu var mı? ayın yazar Nadir Nadi'nın «Başka yolu var mı?» başlıkiı yazısını okudum. Bir kaç cümle ile bu yazıyı tamamlama gerekiyor doğallaym. Nadir Nadi «Milİetçe kalkmmayı can ve gSnülden istiyoruz değil mi? Yalnız istiyoruz değil, buna mecburuz da» tümceleriyle yazısma başlamış ve IrffiinnmaTnn milletçe tasarrula ve milletçe azimll olarak çahşmaya bağlı oldugunu belirtmlş fakat çoğ\ı yerlerde satıhta kalmış ve detaylanna inememiştir. Evet bugünkü siyaset ortamı tamamiyle kavga sövgü kumkuması içinde gelişmekte ve öne sürülen sozler elde bir, bir daha iki etmemekte, «lde bir bir daha bir ol makta ve eynı sayı kavTStnı içinde donakalmaktadır. Politika ile uğraşan kişiler hangi partiden olursa olsun dBrt yılda bir gelen seçtmler anında p r o pagandalarını milletln dertlerine ve halledilmesi konusuna çevirmels teler, köylüm, vatandaşım, nasırlı ellim, Müslüman kardeşim diyerek orüan tavlamak yoluna sapmaktadırlar. Hangi parti olursa olsun başa geçtikleri zaman bu verilen sözleri yerine getirememektedirler ve kendilerini miU! iradeden üstün görmektedirler. Bu varsayımı tütniimüz asağı vukan takdir etmekteyız. Dığer yönden kalkınmanm zorun lu olarak gösterüen örneğinde çu gerçeği ortaya sürmek gerek. Bu ortaya sürmek istediğimiz gerçek Türk gençliğinin bulunduğu çıkmaz durumudur. Bugünkü Türk gençliği bugünkü ortam içinde ne yapacağını şaşırmaktadır Gençlerin yannın büyükleri olduğunu söylemek söz götürmez bir gerçektir. Ama su ortamda gençler, bir zırva heyülâsi, bir kendini bilmezlik döngüsti tçinde kıv ranmaktadır örneğin, çogunluk r'ğrenciler zamanın büvük kısmını bazıları da tümünü ereksiz ve vararsız ugraşüara ayırmaktadırlar. Yani gençlik çağında olan bu ki çiler, kahvelerde. barlarda, sokaklarda, sinemalarda gezmekle vaktini öldürmektedirler. Kalkınmanın zorunlu öngörüsü ile bu öne sürülen gerçeklerı acaba nasıl birbiriyle bağdastırabiliriz. Ve bu çıkmaz kumkumasını nasıl olur da bir hal yoluna sokabiliriz. însan burada çelismeve düsüyor ve kalkınma konusunda Uk kez gençliğin durumu gözönüne eeliyor. Sayın Nadir Nadı nın kalkınma da zorunlu öngörüsüne katıhyorum. Fakat bunun zor olduğuna da inanıyorum. S. Oktoy KUŞKONMAZ Muğla Onların Allahı menfaattir! Bundan dort yıl önce Konya Imam Hatip Okulu öğrencisi Osman Gök'ten bir mektup almıştım. tleri sürdü|ü fikirler, ve fıkirlerini ileri sürerken kullandığı itade dikkatimi çekmiştı. Osman G3k, ÎmamHatip oknllarına musallat yobazlardan yakınıyordu. Genç öfrenci kişiligi içinde, çevresini elestirecek bllinç düzeyine varmıştı. îayınladım mektubu... " Ve Osman Gök'ün çevresinde kıyamet koptu. ImamHatıp oknllarının üstünde ısık geçirmez bir demir perde vardır. Bu demir perdenin malzemesi Türkiyedeki sömürme düzeninin elebaşıları eUyle sağlanır. Osman Gök'ü tehdit ettiler; baskı altma aldılar. Ne yapmıştı Osman Gök? Müslümanlığına Müslüman, Türklüfüne Türktü. Ama aydınlanıyordu kafası. Kur'anı Kerim'in ilkeleri, Tanrının söyleyişleri, so fakir, şn mazlum halkın üçbuçuk nâbekâr elinde helâk olmasını emretmiyordu. Tersine, halkın dinı hakkın dini idi. Okulları ve camileri iç ve dış sömürgecilerin fikirlerine kürsii yapmak, Islâmı nydulukta kullanmak, milliyetinı ve dinini gerçekten idrak etmis kisinin harcı de|ildi. Aradan yıllar çeçti. Osman Gök Elbistan Müftüsü oldu. Elbistan'ın a|alan aydın müftüden hoşlanmıyorlardı. Çünkü müftü îslâm dininin gerçek sınırları Içinde kaldıkça, çünkü müftü insanın insanı sömürmesine karsı çıktıkça. çünkü müftü halkı uyardıkça, eşraf ve aga takımı rahatsız oluyorlardı. Faklr köylünün pancannı tarlada bitmeden kapatan açıkcı, boynu bükükleri tefecllik ve muhtaçları faizcilikle köleleştiren ensesi kalın çetesi, kendi düzenlerini surdürmek yolunda çalısan müftü istiyorlardı. tmam Hatip okullan salt bu yüzden aga takımına kavuk »allıyan din adamı yetistirmek için isliyordu. Osman Gök namazında. niraıında, vaazınd» bir müftü idi: ama kompradorlann sadık müttefiki ağalar istemediler Osman Gök'ü. Baskı yaptılar. tehdit ettller, Ankaraya haber saldılar, mnratlarına natl oldular. Şimdl eski Elbistan Müftüsünün yolladıgı şu mektubv beraber oknyalım : «Bu memlekette, memleket sorunlarına gerçekten eğilenlere; vurgunculara, tefecüere, soygunculara, sömürücülere karşı koyan her vatan çocuğuna. hangi kademede olursa olsun üvey evlld muamelesi yapıldığı kanısmdayım. Şu son zamanda öyle bencil, öyle dışı kalaylı içi vayvavh cinsinden bir grup türedı ki sormayınıı. Bu cins adamlar, kendilerine âlet olmıvan her insana «sak» diye bir damga yapıştırmaktadırlar Tabii damga cGomonistlik» ! Memleketimizde hâlft Arap Yanmada^ında hüküm süren kabile dâvası yürürlüktedir. Falan oğullan, filân ogullan... gibi oğulları düzenindeyiz. Hükumet ogulları'nın emrinde olmalı. halk her müskül ve zor durumunda kanunlardan Bnce bu oğullan'na ba1;vurmahdır. Oğullar'a karsı biraz hesapsız hareket eden meraur âmir veya halktan kişi. kim olursa olsun yandı bir top bezlen alimallah ! Biz asırlardır bu oğullan dâvasını halledememişiz. Halkın uyanması, topîumun bilinçlenmesi, hak sahibinin hakkmı arıyabilmesi. fakiri fukaranın refaha ermesi, topyekun bu asil milletin yükselmesi. bu oğulları'nın işine geltnemektedir. Eğer bu millet, oğulları'nın gönlünün olmasını beklerse, bu oğullan'nın gönlü pek olacağa benzemiyor; tahmin ederim kıyamete kadar da olmaz. Gelelim sadede: Elbistan çevresinde sevilen. sayılan bır din adamıvız. mtiftüyüz. Hemen halk bizi sevsin. saysın. ne çıkar! Oğullan'nca sevilemedi'<. karanlık görü^lerine saygı duymadık, gidisatlarına uymadık üvmadık da ne oldu sanki? Ne olacak! Sikâyet ettiler. ettirdiler. O|ullan*ndan sikâyet geldıgini gören bizim ilgililer, hakkımızda tahkikat açtılar. Milll Emniyetçileri, Emnlyetcileri etrafımıza saldılar, bütün arzulan komünistükle »uçlamak elbet. Ne çare ki halk beni seviyor, ben de halkı. Vatanımı, milletiml. memleketiml ziyadesiyle seviyorum. El insaf deyip hiçbir şeycikler yapmadan gittiler metnurlar. Fakat ilgililer, oSulları'nı gücendirmekten de korktular. Derhal söyle bir emir : • Münhal bulunan Hanak kazası Müftülüğüne. vilâyetinize bağlı Elbistan kazaM Müftüsü Osman Gök'ün almakta olduğu 350 lira maasla ve kadrosu ile birükte naklen tâyini yapılmıstır.» Yani bizi Hanak'a sürgün ettiler.. Ama bilmivorlar ki. insan kendi topraklannda surgün olur mu hiç !• tste Osman GSk'ün mtktubn boyle... Ve ev »evslli vatandaslar, bllin ki, kompradorlann ve çıkarcı esraf takımının Müslümanlıkla ilgileri yoktur. Onlar, yok olası çıkarlannı sürdürmekten başka şey dfisflnmezler. O çıkarlara dokunan, eünde bes vakit degil, on vaklt nımat kıl«a da nafile... O çıkarlars dokunmıyan ve o çıkarlan yürütrnek için uşaklasan, dinsiı, imansır, kSfir, sahtekâr, ne olorsa olsun. makbulleridir. B Bir memleketin ihracatı arttıkça, o memleke Yük. Mühendis 739 80.0 560 6».6 820 88.7 785 85.0 854 92.4 1900 108.2 1055 114i 948 102.6 n tablonnn tetkikinde, Türkiye dış ticaretinin 1953 ten on bir sene sonra, 1964 senesinde tekrar aynı noktaya geldiğini esefle görüyoruz. Bu on bir sene içinde, dış ticaretin indikten sonra, bazı seneler biraz fazla gözükmesi, bazı iktisatçılan yanıltmakta ve son senelerde ihracatımız artıyor gibi ümitli yazılar yazmalanna vesile vermekledir. Halbuki, Türk dış ticareti, aradaki dalgalanmalan düşfinmezsek yekun olarak gerilemektedir. Yine aynı seneler arasında, dünya dış ticaretini tetkik edelim: 57 1958 59 60 61 62 63 1964 S B lü izahı yok. Hlç zannetmiyorum ki parası olan bir köylü resimde görüldügü gibi giyinsin. O halde selalet içinde yüzen köylüye deöle takdım etmek, köylüye bir £ay da sağlamasa gerek. Kız Sanat Enstitüsünün halka doğru hareketini tasvip ettim. Fakat girişini oeğenmedim. Daha fay dalı bir yönden köy kalkınmasına katılabilirlerdi. Köylünün derdmi bümeden. çare aramaya kalkmıyalım. Köy derdi hepimizin derdidir. Almmasınlar, Bzür dilerim. AU Hasan ZOR Giresun DÜKYADAKİ DIŞ TİCARET Seneler 1953 54 55 56 57 1958 59 (Ithalât ve ihracat mlktan, yekunu olarak) 1953 = 100 kabul edildiğine göre Dünya Gelişmiş Geri kalmış Komünist ticareti memleketler memleketler blok 100 İM 115 121 13» 133 1« 157 164 114 190 10* İM 115 13* 141 142 1» 16» 1» İM « İM 105 U3 121 133 124 125 135 138 142 153 ~~ AKIMI gerici miyim? Türkiye •#•• •!•• •••• ıss 130 145 İM ın ııs İM İM m 1961 62 63 1964 ın ' İM M4 234 m M 87 77 80 Cl M 85 92 İM 114 103 •••• ••<• tin refahı artar ve bütün dünya milletleri ihracatını artırmayı gaye edinir. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre, 953 ile 963 seneleri arasında dünya ticareti !ı87.8 artmışiır. Geri kalan meraleketlerde, ihracat ••42.9 artmıştır. Aynı zaman içinde: 953 ile 963 arasında, Türkiye ihracatı artmamıs, aksine: *,.7.1 azalmıştır. Türkiye ihracatını, 953 ile 963 arasında, koraşnları ile mnkayese edelim. Aşagıdaki tablodaki rakamlar o memleketin ihracat yekununnn nüfusuna bölünmesi ile bulnnmus rakamlardır: §s III III • 10 Ihrı artı ••8* •£• 306.8 103 38 Balgaristan 68 Irak 113 99.2 86 Kıbrıs 103 44.2 152.2 42 20 Iran 18 32 109,6 U.S.SJt. 29 36 83,50 Snriye Türkiye : 17 12 7,1 n " t ürkiyenin 1953 • 1964 seneleri arasındaki ib*• racatının değişmesini ise, aşağıdaki tablo pöstermektedir : Kıymet: Kıymet (Mily. S) Endeksi Seneler 101.0 1953 396.1 54 334.9 84.6 313.3 79.1 55 56 305.0 77.0 57 345.2 87.1 1958 247.3 62.4 59 353.8 89.3 69 321.7 81.0 346.7 87.5 61 63 381.2 96 2 368.1 1963 na 64 103.7 410.8 Şimdi bn iki tabloyn inceleyelim: ürkiyenin ihracat yekunu olarak 15 senedenberi değişmediği gibi, şahıs başına düşen ihracat miktan 17 dolardan, 12 dolara düşmüştür. Komşnlanmız arasında büyük ve küçük memleketlere bakalun. Bnnlann içinde mnhtelif ekonomik ve politik tiplerde memleketler mevcuttur. Tine bn memleketler arasında bazıları, 1953 ile 1964 seneleri arasında, mnhtelif hükumet darbeleri geçirmiş, siyasî istikrarını kuramamıslardır. Bütün bn şartlara ragmen, o memleketlerdc ihracat artarken, Türkiyede, niçin gerileyip, ihracatı şahıs başına 17 dolardan 12 dolara düsüyor? însaf edilsin, ÎRAN, SÜRÎTE, IRAK, BULGARİSTAN, ICNANtSTAN ve RUSYA halkı çalışıyor da, yalnız Türkler mi çahsmıyor? Hayır, Türk halkı da en az onlar kadar, hattâ daha fazIa çahşıyor. O halde, ynkandaki tablolann bir sebebi olmalı; ba sebep de, Türkiyede geniş miktarda istatistiklere girmiyen kaçak ihracıtın yapılması olabilir. tzahatımıza, tekrar baska yöndpn devam edelim. Türkiyenin, ihracat ve ithalât toplam, dış ticaret tablosnnn tetkik edelim: Tukandaki tabloda gelişmiş memleketlerden olan Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Batı Avrup», Japonya. Avustralya, îeni Zelfinda, Cenobi Afrika 'da dış ticaret '.90 artmıştır. Komünist blok; RUSYA, Avrupadaki komünist memleketler, (Yugoslavya dabil) Komünist Çin, Kuzey Kore ve harb içindeki Kazey Vietnam dış ticaret vasatisi 100 de 130 artmıştır. •wr omünist bloktaki, geri kalmış memleketler ile inkişaf etmemiş diğer bütün memleketlerin dış ticareti İse: '.53 artmıştır. Bu tabloların tetkikinden, dünya dış ticareti gellşmiyen, hattâ nüfus artması gBzSnüne alımrsa, dış ticareti geriliyen tek devletin Türkiye olduğu anlasılmaktadır. Bn hazin dunım.Türkiyeain rejimi, çalışkan veya tembel olması, veya, iktisadî kısırhğı gibi sebeplerle alâkalı olamaz, çünkü ba şartlar Türkiyede, dünyanın bir çok memleketlerinden daha iyidir. O halde, sebep nedir? Sebep, dıs ticarette yapılan genis kaçakçılıktır. Demekki. Türkiye dıs ticareti de bütün dünya gibt, inkişaf etraiştir, fakat artan ticaret kaçak olarak yapılmgktsdır. Türk iktisatçılan büyük bir sornmlulnk altındadır. Bazıları da çok yanlış fikirlere sahiptirler. Meselâ: Kaçak ticaretin de ticarî inkişaf sayılacafrnı beyan edenlere, kısaca eevap verelim: Şayet, kaçak ticaret, ticarî inkişaf olsaydı, Türk parasınm iç ve dış iki kıymeti olmaz ve Türkiye dış ticaret açıgı vennezdi. Eğer kaçak ticaret, resmî yolla kanalize edilebilirse, ihracat ve ithalat toplamı dençeli olarak en az, 1.5 milyar dolar olacaktır. Bo netice, bizim dısarıdan borç almamıza lüzum bırakmıyacaçı gibi, devletin bütçesine de zarar yerine büyük bir kâr sağlayacaktır. • ••• •••• • ••• • ••a ZZli :::: •••• I Ona yakışacak •••• •••• ••»• * * * Sonuç A rtık T ü r k ticareti y e n i d e n düzenlenmelidir. * » Bu iste, yabancı m ü t e h a s s ı s v e iktisatçılardan t a v s i y e a l m a m a l ı y ı z . Onlar bizi sasırtabilirl e r . Bize yol gösterecek, iktisat islerini derinliğ i n e kavramıs, iktisatçılarımız vardır. Onların, m e d e n î cesaret gösterip ortaya atılması, bir v a tan borcudur. M e m l e k e t t e bir s a l g ı n hastalığı olunca, d o k t o r l a n m ı z vazifeye nasıl koşuyorsa, Türk i k t i s a t ç ı l a n da bu d â v a y a eğilmelidir. Biz, hakikî Türk iktisatçılarından anlaşılmaz sözler v e istatistik b i l g i l e r değil, acı gerçeklerin sebebini, izahıru v e hal çaresini göstermelerini isti :::: :: ••ı yonız. Yufcanda gördüğümüz, Türkiyede yapılan kaçak ticaretin en mühim sebeplerinden biri, Türk parasınm iç ve dış kıymetlerinin tarklı olmasıdır. Avmpada, parasının iç ve dış kıymeti farklı olan, bizden baska memleketler yoktur. Yunanistan Drahmiyi, Fransa Frangı, tngiltere ise tsterlini içerde ve dısarda aynı seviyeye çetirdikten sonra, kalkınmalarını tahakkuk ettirmişlerdir. ERHART: Mark'ı Dolar ayarında aranan para haline getirdikten sonra, Alraan mucizesini yabancı işçi ile başarmıştır. Dış ticaretimizin gerilemesini önliyecek olan, en esash çarelerden biri paramızın iç ve dış kıymetlerini birleştirmektir. A.P.A. «Avrnpa para anlaşması» ya dahil AVUSTURYA, BELÇtKA, BATIALMANYA, DANÎMARKA, FRANSA, HOLLANDA. İNGİLTERE, İSVEÇ, tSVlÇRE, ITALTA, LÜKSEMBURGJVORVEÇ, PORTEKİZ ve TUNANÎSTAN paralarında konvertibiliteyi (değişme) kabul etraişlerdir. Bu birliğe dahil. Türkiyenin, her tnilletin aksine hareket edip, serbest borsa, sistemini kabul etmemesinin çok büyük zararlanna karsılık bir tek faydası yoktnr kanısmdayım. ••«• •»•• *••• •••• • •«• • ••• •••• •••• •••• ayın İlhan Selçuk'un «Ona yakışacak sıfat başlıkiı yazısını her zamankl gibi büyük bır hazla okudum. Kıymetli yazar, Turkıvemızın Ougün içinde bulunduğu en büyük buhramnı, en büyük dâvasmı bütün çıplaklıgYyla kamu oyu önüne seriyor. Emperyalist emellerle 1919 dan önce Türkiyeye verleşen devletlerin aynı emellerle bugün de Türkiyede bulunduklarmı su götürmez bir gerçek olarak tüm Türkiyenin kabul etmesini ve kendi deyişleriyle (kurtuluşun, kurtuluş savaşının tamamlanmasiyle) mümkün olacağını izah etmeye çalışıyorlar. S TÜRKİYENİN DIŞ TİCARETİ Seneler 1953 54 55 56 Kıymet: (Mily. S) 924 809 807 109 Kıymet Endeksi 160.0 87.6 87 J8 76.7 • ««• • •>• •••• Girit Defterdari Hattatzade Esat Beyin mahdumu, merhum Profesör Dr. Kâzim Esat'ın biraderi, Fatma İzzet Melih'in kı>inetli hayat arkadaşı, Remide De\Tİm, Nejat De^Tİm, Şirin Devrim'in babaları, Kemal Devrim; Nimet Ölçmen; Saadet Devrim'in amca ve dayıları; Neşet Karadoğan^n eniştesi Fecriâti Edebiyattnm güzide mümessillerinden TAH3V TECİM ile OSEMA GAZAYERLt Evlendiler Londra 3 6.1966 Eâncılık: 4092 6957 İZZET MELİH DEVRİM vefat etmigtir. Mübarek vücudu cuma çünü öğle namazım mütaakıp Şişli Camiinden alınarak Zincirlikuyudaki istirahatgâhma tevdi edilecektir. Merhumun vasiyeti mucibince çiçek gönderilmemesi rica olunur. Cumhuriyet 6971 TEŞEKKÜR Vefatiyle bizleri sonsuz acılar îçinde bırakan aziz validemîz Milll şuur fei bir miUetin kendini duyması ve bilmesidir. Uilli şuurun uyanık olduğu yerlerde vabancı unsurlann borusu ötmez. Milli şuurun uyanık olduğu yerde ilim millî menfaatin emrindedir. Orada yabarcı milletler ve şahıslar milll kadroya sokulamaz. Bugün öğretim müesseselerine barış gönüllüsü olarak girenlerüı, öğrencilerin milll heyecanla coşan yüreklerini yavaş yavaş zehirledikleri hepimizin malumudur. Millî şuurun olduğu yerde jalan söylenmez. Vazife mukaddes tutulur. Milll şuur bir ışıktır. Yurdu aydınlatır, o ki bir miUetin yaşama iradesi, hayat kaynagı ve en kuvveüi silâhıdır Blzim gibi düşünmiyenlerm fıkirlerine saygı gösteririz. Pakat sa mimî olmaları şartiyle. Büyük mıl11 davalan, ülkeleri gündelik siyaset oyunlanna kanştıranlann kanaati, fildrleri hürmete lâyık değildir. Biz milll şuurun ardından yürürken kendimizi güçlü duyuyoruz. Ancak ve ancak millî şuura inanmış insanlann büyük işler yapacağını, Türkiyenin bugünkü durumunu ancak böyle kişilerin düzel tebileceğine inanıyoruz. Carnışacağımız engelin sarplılığını müdrikiz. Bos hayaller irdında degiliz ve olmamahyız. Ekonomik, sanayi tesisleri. yeraltı ve yerüstü servetleri sadece Türkün olan bir Turkiyeyi arzu ediyonız. Osman Nihat GÜVEÎJ Mersia ayın Burhan Felek Beyin «Ben gerici miyim?» başlıkiı yazısım elestiren sayın Tahir Bulutun yazısı Üzerinde duracagım. Bugün umuml efkârda ilericilite • gericilik konulan en çok tartısüan konular arasındadır. Memleketimt zin sosyal, iktisadl, siyasî, kültürel yapısı tam olarak gelişmemiştir Onun için Sayın Burhan Felek böy le bir ortamda kim ilerici, kün gerici belli degil diyor. Bir çok kimselere ilerici gerici tariflni sorarsanız muhakkak ki çeşit çesit cevaplar alacaksuuz. Bu mefhumBİR BAŞKA YOL lann hali hazırda memleketimiz BULALIM lçin muayyen bir tarifl yapüamadığmdan kimin ilerici, kimm geriir başka yol bulalım köyü kalci olduğu belli degil. Haddizatında kındırmak için tnsanlık revgi ilerici Kerici diye bir şey voktur. si ile beslenen bilimsel bir yol. Onun yerine iyici ve kötücü mefBu yol için istediğiniz vere gidehumları vardır tlerici ve gerici rim. Gideüm. Mallıcaya mı, Siirtte mefhumlanna bakılırsa ilericinin bır köye mi? Türkiyenin en ıwak kökü gelecege, gericiliğin kökü geç köşesine mi? mişe dayanır. Geçmişte iyi olan «Kardeş köycülük» Uzerine M bir hususu halihazırda kullanmak Basaran'ın bir yazısı var C"k ilgericilik mi sayüacak? Meselu moginç. Düşündürücü. Yazının bir da bahsinde: Milâttan 500 yıl önce yerinde köyden Sadık Ağa şöyle pileli etek modası vardı. Aradan konusturulur: «Hiç o aportuman2500 yıl geçti bugün yine pileli elarda şıkır şıkır ışık içinde otnran tek mods oldu. Şirndi pileli etek lar düşünür mfi seni?' t ş aramaya piyen hanımlara gerici mi divecetridiyorsun, görmüyor musun lngiz. san yerine koymadıklarını.. Kardeş Esas olan iyi ve kötüdür. Cemilik mardeşlik lâf . Geçen yıl okuyetin iyiliği için uğrasanlar iyici; la bi çuval pırtı eeldi tstanbuldan. kötülüğü için uğraşanlar kötücüBunlar köyleri dilencl filân sanıdür. Yoksa bir kimse kızlarımızın vor ealiba. önümüze artıklarını spor kıyafetlerini kısa bulur ve bu atmayı kardeşlik sayıyorlar » M nu söylerse bu yobazlık veya geriBaşaran'm yazısmda bir okulun cılik mı olacak? Veya biri kalkar müdürü şöyle konuşuyor: «Ne rakızlanmız spor gösterilerini bikinl palım kardeşim Sanki çocuklan mayolara benzer kıyafetlerle vapdfledigimiz eibi vetistfrebilivorsınlar derse bu ilericilik mi olamuşuz, dersliğimiz. işliğimiz, aracak? Dolayısiyle biz de dünyanın cımız tammış gîbi bir de bunu isen ilerı mılleti mı olaca§i7? Oltiyorlar bizden .. Bir «Kardeş köy» maz böyle şey. Asıl olan iyi ve köseçin diyorlar.» tüdür. Mesele bunu ayırt edebılKöy enstitülert köy kalkınması mekte. için ne iyi idi. Bazıları böyle diSayın Burhan Felek yazısmda yenlere İyi gözle bakmıyorlar. Bas Hıristiyanlann kiliseye kapalı omasınlar. Diyorum, diyoruz lşte. larak gittiğini yazıyordu TartısKdy kalkmmasmın bilimsel yönmacı buna bir Hıristiyandan duytemlerinden en önemlisi; Ukl köy duğu «Biz orada güzel kızlan okenstitüleri yöntemidir. Ortaya çışanz» sözünü cevap olarak yazıkan aksaklıklanndan antılrnıs köy »•••>*•*••••••••••••••••••••• yor. Sorarım tartışmacıya, kiliseenstitüleri de güzel kızlan okşamak iyi bir Siyas! bagımsızlığını elde etmekvasıf veya ilericlliğe dair bir lşa içın tüfeğine sarılan halk, bugür ret mldir? Yoksa Batı ülkeleri ki ekonornik bagımsızlığını kazanmak lisede kız okşıyarak kalkındı da için bu alana bağlı bllgilerle yü^ bizim mi haberimiz yok? yüze getirümelidir. Bizler ve bız Tartısmacı vazısının bır verınde den sonraki kusaklar her şeyden de «Sorarım Burhan Felek'ten bue\vel ekonomı okumalı, bilmelıgün bir çok din adamının dil 1 • dir. tşte aydınlann cesaretle atı 1 zattıgı siyasî partilerin lehine yalacaklan, köye koşarak anlatacak:zan tarafsra gazetelerin okuyucnlaları, uygulayacakları bu alandır rı içinde hiç mi Müslüman, hiç Kapatılacak boşluk büyuk. «Kar mi ahlâklı, hiç mi mukaddesatçı, deş köycülük» gönullüler, «artık hiç mi imanlı kimse yoktur?» digöndermek» dâvayı halledecek çöyor. Vardır, yoktur ona bir şey züm yollan değUdir. Bunlar iyi m demiyecegim. Ama yalnız bir gaze yetler büe bile oyalayıcıdır. Köv te hem bir siyasî parti lehine yaz sorunlarını yeni baştan ele almak sın. hem de tarafsız olsun buna şart. Devlet tarım reformunu gerpek aklım ennedi. Zaten leh ve çekleştirmedikçe, köye yol yapmatarafsızlık bir gazetede aynı anda dıkça, onunla ışbirliği yapıp sıra olamaz. Tartışmaa ilerici • gerici sında onun arzusuna uyarak, sırakonusunda olduğu gibi burada da smda bilimselliğin verdiği direniş çelişmeye düsüyor. ile onu zorlamadıkça bu iş yürüOrhan KOVET mez. S rıyor. Bu çağınya koşmak gerek Şunun için koşmak: Köyü, Mallıcayı kalkındıracağımız için değil Köy sorunumuz büyük. Yapamayız bu yontemle Hiç olmazsa Mal hcada kata kafaya verip bu bü\nik derde çözüm yolu bulmada etkilenırız Onun ıçın aoşmalı bu sese. Küçük çabalar büyük ve köklü olabilecek yöntemlere önayak Olur. Senin, benim Temmuzlarda, Agustoslarda köye gidip bedenen çalışmakla köyü kalkmdıracağımıza 1 nanamıyorum. Bu türlü tutumlar köy adamlarımızı hafife almak gibi gelıyor bana. Kızacaksınız ama varın kızın. İster gücenin Sayın Basri Güven'i yüzyüze tanımam. Meslekdaşız. Numan Bıçaklı ıle iki yıl evvel smıi arkadaşı ldik. Şımdi BğretmeD okulunda ögretmen. Otua saat dersi var. Yazüı kâğıtları. sözlü yoklamalar. Derslerine hazorlanması gerek. Bir yü yorulmuştur. Temmu2da Mallıcaya gitse ne iş görecek. Köylümüzü işinden alıkor belki. Kalkınma üzerüıe, uygarlık üzerine elbirligl Uzerine anlatacak. Onu da yüzeyden. (tnşallah yanılmıs olurum) Asıl derdin sebebi belki de polltik. tyice basabüecek mi o noktalara. Sanmam. Bunca tahsüden sonra 500 lira maaşlı, ekonomü: yönden gücsüz. Hâdiseler ortada Tekrar kazanç kapısı buluncaya kadar yıpranır durur. Numan Bıçaklı nın sahsında kendimi de anlatıyorum. B •••••«••••••••••••••••••••••••e Sayın Doktor ve Eczacılarımıza: Iki değerli demir ihtiva eden antianemik di ferron oraluarı kapsül Piyasaya arz edilmiştir. Yeni Aians 4^58 69S0 Köy ve kalkınma *¥• *F •(• sorunıı S ayın Basri Güven • Numan Bıçaklı tikir tartışmasım bu sütunda dikkatle izledim. Basrı Güven sayın Bıçaklıya cevap verdı Köycü arkadaşlan Temmuzda Emirdağın Mallıca köyüne çağı 'lkücü, köycü arkadaşlar. Yine de büyük bir işin başmdayız. İlerliyeceğiz. Hükümetler de bu İşin ergeç savunucusu olmada daha güven verici olacaktır. Temmuzda Emirdağın Mallıcasında buluşalun. «Uygarhk insannğ lunun kalbindedir. Orada defilse, hiç bir yerde değildir» diyen Duhamel hepimize sesleniyor. Kenan DALKILIÇ öğretmen Perşembe uI MALLICA'DA BULUŞALIM akşamüstü Yeşilköy'de Lüks Daireler FATİNE BAYRAKDAR Hanımefendinin hastalığı ve vefatı sırasında yakın alaka gosteren, telefon. telTaf ve ziyaretleriyle buyuk acımızı paylaşan ve cenazesmde hazır bulunan akraba ve dostlarımıza şukranlarımızı arzeder. merhumeye rahraet dıleriz. Kuları: Azime Bayrakdar NuveyTPe Bayrakdar Berin Erkin Cumhuriyet «963 Köyde defile HER CE SIT Kcıblo Makaraları ilınıyor Satış için müracaat: TÜRKKABLO A. O. Gümüssuyu Cad. No: 28/3 Taksim İst Tel: 49 31 34 S azetenızin 2 Hazıran 1966 sayı j sında «Köyde defile» başhğı ıle alt alta üç resım görünce ister ıstemez şöyle düşündüm Si ' lıfke Kız Sanat Enstitüsü tıalka doğru bır hareket vapmış burası güzel Acaba defılevi ne için vap mış olabilir? Fîer halde «Bak bi 1 zim nelerimiz var. lizin de olıa ya» dlye olacak. Bunun baska tiır Manolya ve çaın agaçları geniş bdiıçe içinde L salon ve beş yatak odası (152 M2) Parke ve Marley döşeme Kalorifer ve sıcak su Rcnkli fayans, formikalı dolaplar ve Separasyoniar Fmsaline nazaran müsait fiatlar. Çok itinalı serilmiş malzeme ile yapılmıstır. V. Mimar SELÇUK AKBULUT Miiraraat: VEŞİLKÖT İRFANİYE SO. No: 11 rc'.efon : Alişan Demir İnşaat İşleri 73 88 61 » : İnşaat : 73 88 91 ' « : Büro : 44 17 79 (13.00 den sonra) Cumkuriyet 6951 KURUŞA bir SON Manajans 1273/6966
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle