06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 4 Mayıs 1966 CUMHURÎYET DEKİZ SANAYİİNDE GELİŞNE n jıldan çok oldu; Cumhuriyet Gazetesi sutunlannda memleket yüksek çıkarlannın ve ekonomik gelişmesinin deniz sanayi ve ticaretine dayandığı tezini savunduğumuz. Bu surc içinde teknik olarak Turkıye'de gemi yapılamıyacağım tanıtlamaya çalışanlar da az değildi. Fakat deniz sanayiine önem \ermemek Turkiye'yi Avrupa'nın hurda gemi pazarı olmaktan kurtaramamış; yapılan taşıma sozIeşmelerine rağmen, buyuk mallarımız yabancı gemilere taşıtılmış \e çok ağır taşıma karşılığı verilmişti. Hukumetler, deniz sonınlanna baş çevirmi>orlar ve karalarda yapılacak birkaç şeker, çimento, kâğıt ve bonı fabrikasiyle Türkiye'nin kalkındırabileceğini umuyorlardı. Sanırım Yüksek mühcndlslerimizin devlet plânlama orgutü üzerindeki büyük etkilerinden olacak, artık yabancı fabrikalardan gemi almak doneminin kapanmıs oHuçunu \ e memleketimizde temelleri sağlam bir ı "»iz sanayiinin kurulacağuıı duymaktayız. Bu bilgi. bizlerl, eski bir denizci olmaktan çok. bu vatanın kuçuk bir çocuğu olarak sevindirdi. Çun. ku biliyoruz ki denizciliğe (deniz sanayi, ticaret, limanlar, hidrografi) onem vermeden, artık, AnadoIu topraklarında tutunmamız mumkun olamıyacaktır. Bundan oturu de, memleket topraklarında gemi yapmak hususunda verilen karar, Turkiye Cumhuriyetinin tarihinde, çok önemli bir değişikliği anlatacak ve bu karan verenler de aynı tarihin altm sahifaları arasında >er alacaklardır. Elverir ki bu karan vuriıtme işi «Turk gıbi başla gıbi bıtır» sozune uymasın ve memlekette gelenekli bir sanayi kurulsun... «v eniz sanayii, ilk bakışta gorulduğu gibı, ja••' iın bir iş alan» değildir. Iyi bir inceleme >apı!acak olursa, devlctlerin bu sanayiden. yalnıı denhciük alanında değil, pek çok ekonomi kouulannda buyuk çıkarlar sağladıklan gorulecektir. Çünku deniz sanayil, bir verim aracı olmakla beraber, memleketin başka sanayilerine de en buyük pazar olmaktadır. Ticaret gemisi olsun, savas gemisi olsun her hangi bir gemi içindeki madde ve araçlar o kadar bol ve çeşitlidir ki bu malzeme ve araçları yctiştirmek, pek çok fabrikalara hayat kaynağı olmaktadır. Gerçek sayılan vermek blzim yetkimizin dışındadır. Mühendislerimiz gemileri yapmak hususunda kullanılan malzemenin cins \e sayısını \crerek kamu oyunu uyarırlarsa, deniz sanayiinin sağladığı ekonomik değer daha iyi anlaşılacaktır. Şu kadannı bclirtelim ki gemi motoru yapmak; F.I 4.T. (abrikasına çok onemli bir gclir sağlamaktadır Boru, kablo. çelik. olçu âletleri fabrikalarının en hirinci musterisi deniz sanajiidir. ^ ^ teden beri iki karşılıklı tez birbirlerıyle çarpısmıştır: Ilk once başka sanayiler kurulmalı; bunlar geliştikten sonra deniz sanayii yapılmalıdır Diğer tez de ilk once deniz sanayii yapılmalı; bu sanayiin ihtiyacı oiarak diğer sanayi kurulmalıdır. Burada bu tezler arasında teorik bir kıjaslama >apacak değiliz. Çunku. devletlerin kalkınmasını iiii •••• •*•• :: Komünizm tehlikesi ve Amerika :: Afif BUYUKTUGRUL sağlıyan tecrubeler ilk once deniz sanayiinin kurulması gerektiğini ortaya koymuştur. Almanya, ttaly a, Japonya boyle kalkmmıştır; İngiltero ve Amerikanıo da bu yolda buyumus olduğu kabul edilebilir. Bunun tek nedeni, yukanda da belirttiğimiz gibi deniz sanayiinin, başka sanayi Jçin, değerli bir alıcı olmasmdadır. olaylıkla anlaşılacağı uzere «Gemilerimizi kendımız yapalım. diye karar vermek butun sorunun çarelendirildiği anlamına gelmez, Oge ve doktrınlerin sağlam tutnlması birinei şarttır. Denizin tabiî kanunlarına cevap \erecek kanunlar; malî forınaliteler, kanunları yurutecek organ çarelendirilmesi gereken ilk konulardır. Bu bgelerin yararlı bir hale getirilmesi, mumkun olduğu kadar kısa bir surede bir «Deniz Ticaret ve Sanayi Bakanlığı»nın kn rulmasma bağlıdır. Tekmil devietlere yüksek bir hayat duzluğu sağlıyan bu Bakanlıktan Turkiye Cumhuriyeıi joksundur; yoksun olduğu için şimdiye kadar ne sanaji. ne de ticaret kalkınmamıştır. Golciık tersanesinin yaptığı birkaç su gemisi, Istanbul tersanesinin yaptığı birkaç araba vapuru deniz sanayiinde kalkmmak istiyen bir devletin ça basını anlatamaz. Oevlet, muhendis yetiştirmek için cok buyuk mali yatırun yapmış ve guçlıi muhendisler de > etiştirmiştir. Bunlara imkân sağlıjacak makam. sadece, Deniz Ticaret ve Sanayi Bakaalığı olabilir Bu Bakanlık, deniz sanaji ve ticaretinin mali kanuıılarını, uzman ve armatorlerle çok sıkı bağlantı kuraraktan, denizin tabiî kanunlarına gore hazırlıyacaktır. r j ^ u r k işçisi ucuz çahşıyor; Turk işçisi kabi* livetli çalışnor; Tiırk işçisi daha çok çalışıjor Bunlar benim sozıım değil, Turk işçisi çahştıran jabancı şirketlerin yetkili yoneticilerinin iftiharla anlattıkları konulardır. Bu konular incelenmeli ve isçlniıı gerçek. değeri ortaya konmalıdır... Fabrikamız. bir tanesi de Amerika'da yapılan gemimizi Amerika'lılardan daha hızlı, daha ucuz ve iyi yaptı Bu da benim sozum değil, Burak tankeri denize indirilirken sorumlu fabrika müdurü tarafuıdan soylenen resmî bir sozdür. Şu halde gemi yapmaktan hiç bir korkumuz olmamalıdır Yapacağunız ilk gemiyi. içerisine dâvetli olarak dunya armatorlerini de dolduraraktan, Avrupa sularında bir dolastırmamız, geminin guzel niteliklerini onlara yerinde gristermcmiz, sanayiimize hcmen müşteri da sağlıyacaktır. Devlet bu riskeyi yapmaktan çekinmemelidir. Deniz sanaviimizin diğer bir kaynağı da .devlet borçlarının Tuıkıye'de yapılacak gemılerle odenmeî'Oİabilir. Bu teklif oldukça tuha{ da gorulebilir. Fakat ornekleri vardır: Almanlar birçok borçlaruıı bu tarzda odemişlcrdir. Az gelişmiş bir millet olmasından oturu yabancılann, çok kudretli yapılması şartiyle, Turk japısı gemilere iltifat etmesl de mumkundur. Kararın yurutulmesi onlardan; başan temennileri de bızden; elimizden bu geliyor .. •••••••••«••••••«•ıt ( •m tli • ı t ıi O Sovyet Rusya modeli ve sonuç Doç. Dr. Yüksel ULKEN ünümuz dunyası ıki büjuk kampa ayrılmıstır. Batınııı liderliği A^.D. \e Dogu'nun liderliği de Sovjet Rusya tarafından vurutulmektedır. Sovjet Rnsya'nın 45 yıl gibi millet hayatında kısa sayılacak bir sure içindeki bu inanılmaz başarısı, birçok aydını ve az gelışmis ülkeleri etkilemekte ve iktisadi kalkınma konusunda kollektivist sistemin daha etkilı olduğu kanısıda. fünümüzün teri kalrp": ekonı uyandırmaktadır. Acaba böyle nomileri iktisadi kalkmrv^larmı midir? Sovyet Rusya'mn 45 yıl sağlaraak iein hansi sistemi secönceki durumu ile bngünün az mek zorundadırlar" Bn secim isi gelişmiş ülkelerinin sahip oldukikisinden birinin mutlak tercihi ları imkânlar aynı mıdır? Tarıh«klinde mi olacaktır? Her ıki sel yonden yapılacak bir incelebuyuk sıstemin günümüzde gösme hıç şuphesız bu sorunun en terdıkleri eŞilimler, öyle sanıvodoğru cevabını verecektır. rıi7 ki. bu «îonılann cevabını yeBılındığı gıbi, 1917 ıhtılâhne terlıkle ortava çıkartsbiiir kadar Rusja'da çarlık ıdaresı Her ^evden once bır defa daha vardı. thtılâlden once, çarların belırtmek cerekir ki sıstem kavhukum surduğu Rusya devrının ramı tamamen teoriktir ve bu teen buyuk devletlerı arasında saorik kavrama uvgulamada sâf bır yılmaktaydı ve bir sanajı kalhalde raslamak hemen hemen kınmasmı sağlayacak alt yapı orimkânsızdır Gerek kapitalist, « tamını gerçekleştırnıış durumrek kollektivist sistem idetl bir daydı Rusya'nın 1913 yılında islevise reel havatta kavnsamadunyadakı yerını belırten aşağımıstır. Sapmalar her ikisl icin de dakı gostergeler bızzat Sovyet bahis konn^udar. Her stsUm pr«kaynaklarının verdıklen bılgüetikte teorik prensiolerinden «vre gore hazırlanmıştır. 1913 Rusya'sı dunyada • nldı*ı «ibi. aynı sistem ı?n»an ve 0 Mekanik taaliyetlerde mekân bakımından farklı jför"dördüncüdür; nfislerte ortava cıkma';t!»dır. T)i• Demır çelık ve çımento ttr taraftan. her ikiri^teminteıstıhsalınde beşıncıdır; melinde vatan prensinlerin ov• Kömnr istihsalinde alrnlanısı d» isteti'len ve düsnnfitıncıdır; len sonnclan vermemistir. Dahs • Ve nıhayet, sanayi ge•iomut ifadelerle kapitalist sistelışmesını kolaylaştıracak min kSr ve öre! menfaat motoru onemli mıktarda ıhraç kollpktıvı^t <:i=temin kamu roenedilebilir zıraat fazlasına t">atİTie davanai itici kuvveti. i«sahıptir. tıh^al istih'âk d»n<'<";ni ideal :::: sn •••• mmw9 •••• s:: s:: •••• üii •••• •••• •••• •••• •«•a •*•• G •••• •••• •••• Hİİ s:: lamak konusundakı yetersızhğını gostermeğe çalıstık Ayrıca, meseleye tanhsel vonden de bakarak, kalkınmalarım kapıtalı^t sıstemle japan Batı ulkelerınm ve kollektivist sıstemle gerçeklestiren Sovyet Rusya'nın tamamen cizel sartlara sahıp olduklar\nı % bu yuzden bugunun az e gehsmıs ulkelerı ıçın bu vollardan germenın imkânsız olduğunu da belırtmek ı«tedık Bu dururo noktayı ısrarla belırtmek gerek'r. İki sıstemın bırbırlerme benzemesı, bırbırlerını sevmesı demek değıldır Hayat sevıyesı yukseldıkçe kaybedecek çok şeyı bulunan bır duruma gınldığı ıçın, ıhtımaller azalsa dahı, harb dahı edebılırler Bunlar ayn meselelerdır İki buvuk sıstemın bırbırıne tıpatıp benzeme^ı, ıkız kardesler olması da şuphesız beklenemez Ancak kapitalist sistemin koltektıv ı=t uncurldrı kendınde topladıgı kollektivist sı<;temın kapitalist aletlere ıhtıvaç duvduğu açıktır Ha\at <!evı\e«ı vukselen toplumlarda fert davranışlan bırbırıne ben7emekte. ayrı ^i"îtemler altında j^asamalarına rağmen ortak bır zıhnnet ortamı ekonomı\e hâkım olmaktadır Ideal semaları değil. re?lıtedekı u\ çulamaları tahlıl edersek. ortasa çıkan paralel da\ranıslann «iki si«tem arasında temel zıtlı^ın \arlı|ını şüpheye» bile düşürdüğü düşünülebılır Ekonomınm dunya çapında bır genelleşmeye doğru gıttiğı ve artık her ıki büyuk sıstemın bu «genellesen ekonomi» bunyesı içinde aynı kolun ıki orel halı olarak ıncelenmesı gerek tığını ileri surmek, bazılarınca. mumkun ve gerçekçı bır ıddıadır Bu durumda. Marksizmin miicadele kabilivetini kaybedecefinden endiselenen Marksist ve Sovvet iktisatçıiarının bu eSilimi kesınl'kle reddetmelerini normal karşılamak gerekir. Kapıtalizmın asırı taraftarları da bu vakınlasma eçilıminı kabul etmek ıstemezler. Bu davranışı da sistem taassubuna bağlamak yerinde bir te^histir. s:: s::• »• • «••a iil• •• • üii •••• •••• ••*• •••• •••• Hi: iiii Çok iyi bildiğiniz gibi fıkradaki adam: Bır su ver, patlıcansız olsun . demiş. Yazı makinesi önümde. Tuşlara bakarken o adamı duşunüyorum, patlıcansız su istiyen adamı Ve bir başka adamı daha duşunüyorum. Bu başka adam fasulyadan bıkmış. Bir lokantaya girmiş, Usteyi incelemiş, bir başka yemektir niyetiyle börülce ısmarUmış. Ama yemek onune gelınce: Ulan fasulya, demış, adını değıştırıp gene karşıma çıktın! Patlıcansız su, ya da fasulyasız yemek istiyen adam gıbıyım şimdi. Dileğim Amerikasız bir yazı yazmak. Montreux anlaşmasiyle ılgüi son olavları yazmak için hazırlanmıştım, baktım ki altından Amerika çıkıyor. Barış Gbnüllüleri için Anadoludan bir sürü mektup aldım, yazmak istiyorum. baktım ki altından Amerika çıkıyor. Dış yardım ve yabancı sermaye konusunda son günlerde çok ilgi çekici yayınlar yapıldı, yazmak istiyorum, altından Amerika çıkıvor. Dordüncu petrol rafinerisi ışınde gelişmeler var, vazmak gerek, altından Amerika çıkıvor. MiUî Savunma Bakanının Londradaki temasları ve nukleer silâhlar konusunu yazmak istiyorum, altından Amerika çıkıyor. Gazeteleri açnorum Aydın mılletvekill Mustata Kemal îılmaz tutün işlerijle ilgili bir soru onergesi verip sormus: Bu yıl ne kadar ekıci dolandınlrmştır' Ve tiitiın Işini yazmak istivorum, altından Amerikan tütün tekeli çıkıyor. Kürt meselesini tekrar cle almak tâzım. Ermeni meselesi gene pişirilip piyasaya süruldu, vazmak istijorum, altından Amerika çıkıyor. Patrîkhane meselesine el atmak istivorum, altından Amerika çıkıvor MiUî Eğıtim dâvalanna el atsan, karşına Amerika çıkıyor. Mılb Savunmava el atsan, karşına Amerika çıkıyor. Uaştumava el atsan karşına Amerika çıkıyor Ereğli Demir • Çelik desen Amerika. oto • montaj sanayıî ile ı) gilensen Amerika, sigorta işlerini incelesen Amerika, kalkınma dâvasına eğilsen Amerika Yazı makinesini masaya sürflp, Amerikasız bir konu bulmak için dusünöyorum. Gdzlerimi sokağa çeviriyorum: Yol işçüeri kaldınm taşlannı soküyorlar, bereket versin her birinin altından bir Ame rikalı çıkıp: Hello' . di> e burnunu uzatmıyor. Beyoğlıına çık sinetnaya git, Amerika. G.ızoz ıcmek iitosen, Amerika Gazetelerde re^ımli romanlar Amerika Sasın \<<vın ajanslan Amerikan. Yollarda petrol kumpanyaları. Vıııcrik.uı Carşılarda pazaılar. Amerikan. Lniversıtede petrol kursu«u Amerik.ııı (ıjretim uvelerinın burcları \merıkan. Baılarda bar kızları Amcrıkanca konuşuyor, randevu evlerinde kiralık kizlar Amerıkanca konuşuyor Nerede>«c sokaklarda kopekler Amerıkanca havlajıp, evierde kedıler Aınnukdnca mnavlıyacaklar.. Dişimi sıkıyorum, yazının yarısına geldık Amerıkasu bir konu bulamadık Ve bir de bteki yonu var madalyanın. Turkiyede komünizm tehlikesinin arttığı soylenivor. Eskiden Turkiyede boyle komünizm tehlikesi yoktu. Amerika Türkiyeye yerleştikçe Turkiyede komünizm tehlikesi artmaja başladı Oyle garip bir iş ki bu, Amerika bir ulkeye adımını attı mi, orada komunizrı tehlikesi artıyor. Komünizm tehlikesi büyüdükçe Amerika o ülke>e daha çok yerlejiyor. Amerika o ulkeye yetleştikçe komunizro tehlikesi buyuyor. Ve efendin; elbctte Işler bu minval uzere gittikçe gellşiyor. Komünizm tehlikesinin daha da buyuduğunu goren Amerika durur mu. ulkevi komünizmden korumak için daha da genlş ve buyük tedhirlere luzum olduğunu çorup o ulkeye daha da yayılıyor. Amerika yayıldıkoa tabiatiyle komünizm tehlikesi de yayılıyor. Komünizm tehlikesi yayıldıkça Amerika da vayılıyor. Ve bir an geliyor bakıvorsunuz ki memlekete hem komünizm tehlikeii javılnııs. hem Amerika yayılmış. Ve ortada memleket kalmamıs, bir Amerika kalmış, bir dc komunızra tehlikesi kalmıs. üii :::: !••• • ••• » • • • •••• •••• •••• •••• ••*• :::: •••I s:: Hindistan ıle Rusya Mukayesest .••«••ttMİ«tMllltlMtflilttfMMt*lltailMltlMI««*llll*lilltlIII(l«lt*tl(« • « • • « M M ı ı* «ı • « **ı t ı ııııfiı •• Reksona TUVALET SABUNU cildinizi korur, gunden güne düzgünleştirir KADİL'Lİ İLLİ ba^aramamıştır îktisadi denpenin ^aîlaTiamîması ise zamanımıyi" 5ki rıiîvük si«temini birbirinp vaklastırmskta ve bövlece 'Vi hinuk <!i<tem Rittikçe eklektik aha somut olabılmek ıçın, 1913 bir nitelik kazanmaktadır IKcuRusya'sı ıle gunumuz az gelama alanında sistemlerin teorık lısmış ekonomılennden Hın ,, temellerinden aynldıklan, ak^adıstan'ın 1953 tekı mukayesesı van taraflannı karşıt si'temin yapılabılır, unsurlariyle kapattıSı sürekli bır 0 ADAM BAŞINA İSTİHSAL egıiim halindedir. îki sistemin Rusya Hindistan pratıkte birbirine yaklaşması egı(1913) (1953) lımleri. hıç olmazsa hareket noktalan tamamen zıt olan iktisadi 98 205 Komur (Kg ) »ıstemlere ait ortak noktalarm a30 41 Çelık (Kg ) ranması ihtiyacını duvurmustur Çımento (Kg ) 94 10 3 Yunluler (mt ) 20 4 12 Sanayıde ısçı 3 536 1589 sa\ısı (000) İdeal model D D Sistem taassubu enebılır kı, ıki buyuk sıstemın Tablodan açıkca gorulduğu gıpratık alanda gosterdıklerı bi Hindistan, adam basına îstıhsal jonunden, Rusya'nın 1S13 tebu \akınlasmava paralellık kı sevıyesıne varmaktan çok uzak kuran teorık çalışmalar gıttıkçe tır. yoğunla^maktadır Diğer bır deBu sartlar altında, kollektivist jışle, sistem taassubu hem teonk sıstemın başarıh bir orneğı olahem de ozellıkle pratık alanda rak gostenlen Sovyet Rusya'nın za\ıflamak yolundadır. İki sistedurumunu gunumuzun az gelısmin «en m> taraflannı almak, mıs ulkelenne benzetmek ımiyi Işlemeyen veya istenmeyen kânsızdır. Zıra, bugunun az gesonuçlar veren taraflannı atmak hşrnış ulkelerı çok kuvveth bir eğilimi bngünün sistem dün>a«dcpart» la yola çıkan Sovyet sında h'» realitedır Ancak bır Rusya'nın ımkânlarından tamamen yoksundur. Ayrıca beserî malıyetı son derece yüksek, ınsan haklarını tanımıyan tamamen totahter suratlı bır sıyası re]im ıçınde gerçeklestırılen bu kalkınma hareketı gunumuz dunyası oda artık makbul olmamahdır. Hıç şuphesız, «demokrasi milli kalkınma için kolay bir kestirtne defildir». Ancak moral yor.den zorunluluk taşır. Bunların hatırlanması, bu konudakı birçok t?rtışmaları herhalde daha durut bır kalıba sokacaktır. DI ıger taraftan, sıstemlerın beraber > aşama \e bırbırıne yaklasma eğılımlerının az gelişmış ulkeler ıçın son derece olumlu bır ortam yaratması da rahatlıkla beklenebıhr Zıra, «genelleşen ekonomı az gelışmis ulkeler ıçın ıdeal model olabılır Bo\lece ıki bujuk lıder devletin polıtık baskılarına uğramadan en uygun kalkınma modelını seçmek ımkanları şuphesız artacaktır Ancak kalkınmayı sağlamak ıçın, bu modelın eklektık bunyesı ıçınde ağırlık, az gelışmıslığın ıcabı olarak, Devlet'e vuklenecektır Zıra, 19 uncu yuzyıla has olaylar serısı aynen tekrar edüemıyeceğıne gore, ozellıkle ılk safhalarda mıllî kalkınma hareketını «kâr pesinde koşan ozel teşebbüsun çabaları değil Devlet tâyin edecektır». Devletin ıse kendısıne yuklenen bu gorevı gunumuzde gelısı guzel yapmıyacağı, ınsan haklarma sa\ gı duvan demokratık bır kadro ıçmde bılımsel ıktı«at teknıklerıne dayanacağı açıktır *••••••••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••(•••••••••ı ELEMAA ARAMAKfÂÖlR Leventteki fabrıkamızda istıhdam edılmek uzere Tekruk Okul mezunu ivi İngilizce bılen, askerhğını yapmış teknik rnakıne ve kalıp hesaplaması yapacak tecrüb«li bir elemana ihtıyac vardır Muracaat: TÜRK PHn.TPS SANAYTİ A.Ş. LEVENT Cumhuriyet 4895 TİİRK PHILIPS SANAYÎİ A.Ş. SAÇTENEKECAM LİSANSI OLAN İTHALÂTÇILARA... 1966 Sovyet Rusya anlaşmasından her nevi galvanizJi sac, sıyah sac, tenek, profıl ve Arnova cam lısansı olan sayın ıthalâtçılarımızın NAİF L'RAS Halefleri Koll. Şti. ne müracaatları menfaatları icabıdır. Tel: 22 96 81. YILDIZ: 564/489C SON Bugünkü sayısında bir sanal şaheseır. Hangi sistemi seçmeiı? ••ç gunden berı suregelen yallzılarımızda kapıtahst ve kolw lektıvist sıstemlerın teorık açıdan, ıktısadı kalkınmayı sağ DAĞLARIM II \VASI! 8u bir manzum romandır. Bu, kolejde okumuş, zengin bir İstanbul kızı ile bir köy öğretmeninin aşkıdır. Bu romanda kara saplanmış tren var. Bu romanda dağ var, salon var, baskın var... Dağların Havası'ru her okuyanın içiden şu arzu geçecek: Uzasa, uzasa, uzasa... Hiç bitmese! 4 bitkisel güzellik kremi ihtivaeden KAYIP ARAMA Istanbul Ksrtal Maltepesındeki evınden 26 4 1966 gunu Eyupsultandaki aıle kabrıstanını zıyaret maksadıyle çıKan \e bır dah kendismden haber alınamıyan yanda re^mmi neşrettığmıız D. D Y Emekli, Hopah KADİL yalnız REKSONA tuvalet sabunundâ vardır Reklâmcıhk 192S/4862 Mehmet Çiçekoğlu'nun nerede olduğunu goren veja bılen lenn 53 42 89 numaraya telefon ederek büdirmelerıni ınsanıyet natnına rıca ederız ÇIÇEKOĞLl) AILESI Cumhuriyet D OK T O R 4890 Yusuf Ziya ORTAÇın seyahat notlarıdır. Ortaç, geçenlerde, İsrail bükumetinin dâvetlisi olarak İsrail'e gitti. Sarı çöl, >eşil olmuştu, bilgili ve çalıskan insanlar elinde! Onun için bu yazı serisinin adını: «YEŞİL ÇÖLDEN» koydu. Tarık Z. Kırbakan Deri, Saç ve Zuhrevî Hastalıkları Mütehassısı Istıklâl Cad Parmakkapı No 66 Tel: 44 10 73 Bugünkü AKBABA ilâvelîJîr I Cumhuuyet 4859
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle