02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKÎ 29 Mayıs 1966 CUMHÜRÎYET ISTAHBUL'ÜM FETHİ Prof. Dr. M. C. Şehabeddin TEKiNDAĞ üzyıllar boynnca muhtelif toplumlar Için gerçekleşmesi bir ideal, nlvt bir gaye olan Istanbal'nn fethi, XI. yüzyıldan beri Anadolu*yu ynrt edinip önce Bizansın, sonra da Haçlı kisve•lyle onu destekleyen Batının taarruzlannı d«rdnran genç ve enerjik Tfirk Toplnmnna nasip olmnştnr. Bn bakımdan, 1453 senesi Mayısının 29 nncu salı giinü Bizans tmparatorlnğmınn tevarüs ettiği servete hnknken gahip olarak merasimle tstanbul'a giren Fatih Snltan Mehmed'i, aynı gayeyi gerçeklestiren bir hökümdar kabul etmek icap eder. öte yandan, sebep ve neticeleri yönünden, XV. yüzyılın en önemll hâdiselerinden biri olan tstanbul fethinin, Batının baskısı altında bunalan Ortadoğn milletlerine, Katoliklerin dlnî ve iktisadi tazyiklerine m&rnz Ortodokslar» hfir diisünceyi ve serbest ticareti öngören yen! imkânlar hazırladığı bir gerçektir. Bugün birçok munakasalara konn olan bn mesele hakkındaki görfişlerimizi belirtmek istiyoruz. glnliklerlni misal olarak alan Mora'nın Rnm halkı, çok geçmeden, Fatih'e baıvnrarak, aralanndaki daimî ibtilâflarından bıkıp nsandıkları Konstantin Dragazes'in kardeşleri Tbomas ve Demetrios'dan olduğu gibi mahallî Lâtin prenslerin tahakkümlerinden kendilerini kurtannasını istemişlerdlr. Bn arada, Atina kapılannın bir papas tarafından Türk knvvetlerine açıldıgını göylersek kâfl bir fikir vermiş olurnz. öte yandan LStlnlerin ve tslâvların tesiriyle parçalanmış olan Rnm Kilisesinin tstanbul'nn fethi ile knvvetlendiğini, Balkanlardaki tslâv kiliselerine Rnm rnhani relslerinin tâyini ile de dini sahada Grek hâkimiyetinin kurnldnğunn likredebiliriz. Bn bakımdan tstanbnl fethinin Rnmlara pek çok imkânlar sa|ladığı husnsn ortaya çıkar. • ••• •••• I ••••••«••••••« M M ATİfVA d a OOGAN NADI iKi belge Ibrahim Çamlı'nın «Dünya Amerika Türkiye» adlı kıtabı Köprü yayınlannda çıktı. Politika bataklığında politikadaıı nefret edenler, politikaya aydınların nasU bakması gerektiginı Ibrahım Çamlı'mn kitabından ötrenebilirler. Bn kitap, Türkiyede gerçek •aygısına yeni bir katkıdır; ve siyasi tartışma ortamının gittikçe çamnrlastığı şn günlerde temiz bir soluktnr. îbrahim Çamlı, dış politika olaylanna objektif bir açıdan bakraak ve gerçefi aramak mesleğini, kitabında birinci endışe olarak almış. Hür dünya, Batı Blokn, Dogu Bloku, Demirperde, soğnk harb, emperyalizm gibi kavramlar tarihî olaylar içinde yerlı yenne otnrnyorlar. Kitabın en önemli bölflmfi gazetemizde yaymlanmış olan «Dünya Amerika Türkiye» yazılandır. Bta bngün kitabı elestirmekten çok, bir yanına değinmek lstiyernı. önsöz'de Çamlı, bir finemli olay anlatıyor : « 1948 Kasımmda. Sovyetlerin Türklere, biraz gayriciddî biı hava içinde yapılmakla beraber, bir yakınlaşma teklifi olmuştur Bu teklif, Ankarada Sovyet Büyükelçiliği binasmda, bu yazann da davetli bir gazeteci olarak bulunduğu Ekim thtilâli resepsiyonu sırasmda yapılmıştır. Bütün kordiplomatik önünde Büyükelçi Lavrişef tarafından Hasan Saka'ya yapılan bu teklif, daha sonra, Türkiyenin Batı camiası dışında hareket edemiyeceği ve Sovyetlerle müstakil bir yakınlaşma politikası kuramıyacağı gerekçesiyle reddedilmişti. Oysa o zaman daha NATO yoktu, valnız Truman Doktrini ile verilmiş bir garanti vardı Türkiye nispeten serbestti. Ve nihayet bu teklifle ilgili olarak 1945 yıhndaki Sovyet talepleri kay şısında, Türkiye'nin yanında Batı camiası olmadan, Sovyetler'e «Hayır» diyebilmiş ve bu «Hayır» ı kabul ettirmiş olduğu gerçeğinin hatırlanması gerekirdi. Kaldı ki Amerika, Sovyetlerin taleplerde bulunduklan tarihten sonra toplanan Potsdam Konferansında Ingiltere ile Sovyetlere yatkın bir tutuma girdikten başka 2 Kasım 1945 tarihinde Sovyet savaş gemilerinin Boğazlardan tahditsiz geçmesini Türkiyeye teklif eden notası ile bu tutumunu devam ettirmişti.» tbrahlm Çamlı'nın bn acıklamasına biz de bir şey katmak istlyoruz. Le Monde gazetesinin dıs politika bölümü mfidflrü Andre Fontaine «Soğuk Harbin Tarihi» adlı bir kitap yayınlamıstır. Bn eserde «ofnk barbin Türkiyeye ilişkin yanlan da nznn nznn anlatılmaktadır. Türkiye, tkinci Dünya Savası içinde ihtiyatlı ve pasif kalmıstır Müttefikler ba dnrnmdan bosnnt dejillerdir. 1944te Chnrchill'in Moskova'yı ziyaretinde Bogazlar rejimlnin degiştirilmesi ilk defa konusnlmnstnr. Chnrchill, Türklerin tutumundan memnnn olmadığı için bu konnda prensip bakımından Stalinie nynsmnstur. öyle anlasılıvor ki, tkinci Dünya Savası bitmeden başlıyan pa zarlıklarda Bofazlar fistündeki Sovvet taleplerlnde Ruslarla tngilizler arasında bir anlaşma olmnstnr. Bundan kısa bir süre «onra Yalta Konferansında, Stalin, Bogazlar konnsnnda kararlastınlanlan hatırlatıyor. Ve Yalta'dan bir ay sonra da 19 Mart I945'te Molotov zamanı biten 1925 Türk Sov yet Dostluk Anlasmasının yenilenmiyeceftini resmen bildiriyor. Bnndan sonraki Rns teklifleri Bogazlar üstünde Sovyet üslerı istemektir. Aynı yıl, bn olaydan sonra, Truman, Stalin ve Churchill, Potsdam'da toplanıyorlar. Bofazlar konnsn orada da ele alınıyor. Bütfln bu süre içinde Rnslarla Amerikalılar ve tngilizlcr tam bir pazarlık halindedirler. Hiçbiri TBrkiyeyi savnnmamıstır, ve tbrahim Çamlı'nın belirttigi gibi, Batılılar. Sovyet taleplerine yatkın bir tavır almıslardır. . Rnslar, Batılılarla nyustnktan sonra Tnrkiyeden üs talep etmislerdir. Bnndan habersiz Türkiye, VVashington ve Londra'da yardım aramıstır. En küçük bir destek bularaamıştır. Fakat Sovyet taleplerine şerefie ve inançla : Hayır... deralştir. «Hayır» ın tarihi 1945'tir. Simdiki cnk deferli Batılı mOttefiklerimiz o zaman otump Rusvanm Türkiyeyi istilâ etmesinl beklemislerdir. Ancak Sovyetler harekete geçmemis veya Türkiyenin kesin iradesi karnnndı geçememistir. Amerika, aradan İki yıl geçtikten sonra 1947'de Trnman Dok trinl ile Türkiyeve •akınlaşmıstır. 1949'da NATO knmlmnştnr Türkiye 1952'de NATO'ya glrmistir. Ve 1959"da Türkiyeye, gerektiJinde Amerikan mSdahalesine imkSn veren meshnr ikili anlaşma imzalanmıstır. OlaylanD gelişi çok ilgl çekicidir. Gönfll ister ki, Oniversitemi? tarihî belgelere dayanarak bütün yalanlan dafıtıp gerçekleri or taya çıkarsın. ve Türk toplumn «VarlıSını Amerikaya ve NATO'v» I *medv\m öirnak» çîbl luznmsm blr «illet. ye külfrt»en knrtnlsun '•"' Çamlı*nın ânlaftfiı Lavrisef olayı, Sovyet politikasında şn ge lişmevi belirtmektedlr : Stalin, ChnrchiIHe anlastıktan sonra Türkiyeye talepierinl bildirmistir. Türkiyenfn nmnlmadık İradesi karsısında gerilemistir Zaman geçmis ve bn arada Amerikalılar Türkiyeye soknlmnslardır. Stalin, Amerikalılann Türkiyeve el attıginı göriince tekrar dostlnk politihasına dönmek istemlstir. Biz ise dnrnmn degerlendirmekten âciz oldngnmnz İçin, teklifi knllanacaÇımız yerde memleketi götürüp Amerikaya teslim etmi siz. Ve knrtancı olmıyanm önünde : Sen bizl knrtardın... diye yerlere eğilmişiz. Bir hapis hayatı Soramadığım suallere, alamadığım cevaplar iş başa düşünce Hep aynı dert Turizmin beceremediğimiz tarafı Kaptırmak yok halinde. Bunlar 5 drahmiden 1012 drahmiye kadar, ve 4550 çeşit sigara yapıp piyasaya sürüyoruu' Ve, elbette piyasayı kazanmaya çahşıyorlar. Serti hafifi, filtrelisi filtresizi, yassısı yuvarlağı, velhasü bir sürü çeşit. Hemen söyliyeyim ki, bu sefer gerek içim, gerek yapun, gerek paketlenme bakımından Yunan slgaralannın miikemmellifl karşısmda, cidden, hayrette kaldım. 10 faizle kredl alabUlyor. Aym fabrikayı taşrada yapacak olursa faizi yüzde 45 arasında Aynca. asgarl geçim tediyelerinde, sigor ta primlerinde vesairede tasradakilere büyük çapta ucuzluk temin edilmiş. Yeter ki, gitstnler de oralar halkma da tş ve para bulunsun dlye. Ama olmuyor Ne yapsalar «akın» ın önüne geçemiyorlarmıs. *** Fetih ve batı z, tstanbnl'un fethi ile Yakındoğu ve Doğn Avrnpa'da siyasi sartlar Türk Toplumn letaine degişmiştir. Nitekim, Bogazlarda Türk hâkimiyetini gerçekleştiren Fatih, Karadenis «ahillerinde knrulnp devletin malî ve siyasi politikası ile yakın ilgisi bnlnnan Ceneviz kolonUerinin dnmmlan ile meşçul olmus, Türk ve Müslüman esirlerinin Batıya, özellikle Mısır'a sevkine tahsis edilmiş gemilerin Türk snlanndan geçmesini önlemiştir. Nitekim, sonradan II. Pins nnvanı ile Papa olan Piccolomoni ( = Aeneas Sylvins), tstanbnl'nn fethinden sonra Papa V. Niccolo'ya gönderdigi bir mektnpta: «Şimdiden sonra Karadeniz bize kapanmıştır» demek snretlyle üznntflsünü belirtiyor idi. Bnnnnla beraber, Batıhlann, tanzim edilen yeni ticaret rejimi altmda hareket etmelerinl sağlayan Fatih'in takip ettigi iktisadi politika ile Dogu tiearetinin Bnemini takdir ettlği anlaşılmaktadır. öte yandan her tarafa mektnplar göndermek snretiyle Hıristiyanlan maddi ve mânevi bakımlardan fedakârlıfa çagıran Papa V. Niceolo'nnn büyük bir sefalet içinde olan halkın desteğine nail olamadıgını da belirtmek isterlı. Nitekim, tstanbnl'nn fethinden bir sene sonra Luccha'lı birinin ismi geçen Aeneas Sylvins'a: cSiz Türklerden kurtulmak için para istiyorsunuz, ancak, fakirlikten, her şeyde görülen darlıktan dolayı biz de kcıdimiz için istiyoruz... Bu, birçok savaş felâkctlerinin neticesidir» mealinde yazdıgı mektnpta bn husnsn arikra eörmpk mümkiindür. :::: •••• •••• •••• •>•• :::: •••• Bir hapis hayatı Fetih ve Rumlar urası bir gerçektir ki, 1204'de vnkn bulan korkunç Lâtin yağmasının acı hâtıralannı tsşıyan tstanbnl'an müdafaasını, Doğuda Türklerin ve Rumlann aleybine gelişen kolonilerini ve Karadeniz'deki ticaretlerini kaybedeceklerlnl dfisünen Cenevizliler ile Venedikliler ve sair Lâtfhler ( = ttalyanlar) üzerlerine almıslardır. Başta Galata oltnak fizere, bugünkü Sirkeci ile Unkapanı arasındaki sahilde kendi imtiyaılı bölgelerinde ber türlfi ticari islerle meşgnl bulunan Lâtinler, yerlî halkı, kendilerinden para koparmak için yalan söyleyen ve dolayısiyle Katollk Kilisesinin dinî üstünlügunü inkâr eden bir toplum olarak kabnl ettiklerinden, aradaki Ibtilâf en bnhranlı anda kendini göstermi*, Ortodoks halk, Türklerle isbirligine yanaşmıştır. tste bu sebepledir ki, Sırp menseli tmparator XI. Konstantin Dragazes'in tstanbul'un fethi arifesinde Lâtin Kilisesi ile birlesmek üzere Ayasofya'da tertip ettirdiğl Syin, basta Georgios Skolarios (sonradan: Gennadios) olmak üzere papaslar ve halk tarafından protesto edilmis, Grandük Lukas Notaras ( = Kir Lnka) ile arhondlar (zenginler, esraf) tstanbnl'da cLâtin mitrini görmektense Türk kavuğunun hâkimiyetini görmek» arzusunu izhar etmislerdir. Nitekim, tstanbnl fethi hakkında manzum bir figannâme kaleme alan Hierax, müdafaanın rnhn mesabesinde olup yaralanarak çekilmesinin Bizansın çökmesine sebep olduju bilinen Cenevizli Giovanni Giustiniani'nin ihanet eden sehirlilerden biri tarafından 61dürüldü£ünü zikreder ki (1), bn husus, Giustiniani'nin tmparatorun emriyle mnhafaza edildifini belirten Grekçe Anonim bir Osmanlı tarihi tarafından da teyid edilmektedir (2). a yüzden, sembolik olarak yapılan üç gnnlük bir yağmadan sonra (3) ordu ve donanmayı yerlerine iade ile askerin şehirde dolaşmasını meneden Fatih, Tfirklerle Rnmlar arasında 4gm bir anlaşma ( = modus yivendi) husule ge"tîrmek uze're Ortodoks'hafka patrik olarak bi'rini seçmelerini emretmiştlr. Bn arada birçok manastırlann Rnmlar elinde kaldıŞını da belirtmek isteriz. Bn snretle, kendilerine münasip gördüfü Imtiyazlar verdiği Ortodoksları Patrigin idaresinde birleştirmekle, onları Venedik ve Cenevizlilerin tahakküm ve istismarından kOTtardıgı anlaşılan Fatih'in, onlann iktisadi bakımdan yfikselmelerini temin ettigi meselesl bnjün münakaşa kabnl etmez bir gerçektir (4). Hemen belirtelim ki, vicdan hürriyetine kavuşan tstanbul Rumlarının ticarî sahadaki zen İİH Sonuç şnnn hazırlamış, Ortadoğn milletlerine de hür diisünceyi öngören yeni İmkânlar sağlamıştır. öte yandan, tstanbul'un fethi İle hudutsnz bir kudret kazanan Fatih'in, Bizanslı ve Batılı müsavirlertn tesiriyle, kendini Bizansın ve Roma'nın yegâne ve bakikî vârisi saydıfcını ve bn şehir sayesinde Dojn ile Batıyı hükmü altına alabilece^ine kani oldngunn da aynca belirtmek icap eder. onuç olarak S hi, cihanşümnldiyebiliriz ki, tstanbul'un fetbir imparatorlngnn kurulu •••• •••• •••• •••• •••• İİiİ •*•• •••• •••• • ••a ilii •••• •••• >••> (1) Bakıntz: Monnmenta Hangariae Hitrtnri' ca, XXI/I, s. 416 • " •• i (2) Bakınız: Tiirkçe terc. Dr. Şerif Baştav, Belleten, 69/1954, s. 72 (3) Türklerin, 1204 yağmasına katılan Lâtinlerden daha insanî bir şekilde hareket ettikleri bazı Batılı müellifler tarafından da itiraf edilmiştir. Meselâ bakınız: A. A. Vasüiev, Histoire de l'Empire Byzantin, terc. P Brodin. Paris. 1932, II, 346 (4) Bakınız • S Funcırmn, The Fall of Constantinople, London, 1955, s. 8 İİİİ f > eçen hafta bir Atinaya gittik ^ * geldik U, sormayın. Doğrnsu bn, bizün Ecvet'in ısran yüzünden oldn. O, şn sırada (ikili görüşmeler arifesinde) Yunanlstana gitmenin oknyncolarca ilgl ile karsılanacağı bir takım meselelerin açığa çıkacağı kanaatindeydi. Ben pek değildim. Ama. neyse, Bunlann, en tneshur Amerikan kalktık gittik. veya tngiliz sigaralarından, hadi Gittik, ve doğruca otele resmen daba lyi demiyelim ama, mubak hapsedildik. Bak. nasıl: Bir de kak ki zerre kadar farkı yok. fa Atina'da önemli her bangi bir Her hangi bir paketi açtığımz hâdise, bir vaka yoktu. Ortada, zaman bir parçacık bile toz dötndece bDdiginiı ftbl, btr «flrili kühnfiyor, ve pakrt bittifi zaman konnşmalar* lâh vardı. Bn du dibinde iki tane dahi tütün kırumda, olsa olsa, Yunan Başbarıntısı kalmıyor. kanı ve Dışişleri Bakaniyle görüşNe demeli? «tster iç, ister Içmeler japarak bir şeyler elde etme» yerine «illâ benimkinden iç» mek mflmkün ve yerinde olagmyreti gelince, lşler, işte böyle caktı. Binaenaleyh, oraya gittiğim ak oluyor zaar, dostlar! *** şamm hemen ertesi sabahı, böyle vaziyetlerde her zamanki gibi, yine Ynnan Basın Müdnrü (ki Başbakanlığa bağhdır) çok eskj dos| | er yerde oldugu gibi Yunanlstnm Kavunidi'ye telefon ettinı. ^ " tanda da büyük sehirlere akın Bu işi haUedeceğine söz verdi telefonunu beklememl söyledi. var. Şu kadar ki Yunanistanda tşte, söyleyiş o söyleyiş, ve Atina ve Selânikten başka, adına bekleyiş o bekleyis. Filhakika te«büyük şehir» denecek blr başka l lefon etmedi değil. att3 otele kaşehir yok galiba. De.nek k\ akın, dar da gelrii ama. her defasında daha ziyade, bu ikiraerkezdetop1 «yarın öğleye doğn arıyacağtz». lanıyor. Atina • Plre ve cîvannın yahut «bucün öğlenden sonra arınüfusu 2 milyonu »eçmiştir. vaeağn!» demek için. Tunanlstanda millî gelır, ortaBöylece, Atinada kaldığım beş lama, nüfus başına senede 350 doaltı gün içinde otelden, bir defa lar civannda. Ama, bunun 250Büynkclçiliğimize gidlp Sayın Tu 3(K) doları büyük şehirdeküere ran Taluy'n görmek, bir defa da dtişüyor. Memleketln üst tarafcn(bir pazar günü) dostlarla bir ge da yaşayanlar senede 50 dolan zinti yspmak için, ancak tki defa zor elde edehilmektedir. çıkabildim. Ha, bir de üçüncüsü Tıpkı bizde clduğu gibi, Yunanvar, o da hava meydanına gitnıek lıların da, büyük sehirlere göç için. Dostum Kavunidi. bu şekilde, hiç şüphesiz elinde olmıyarak, benl iyicene blr çeşit hapse tıkamıs oldn. Hep aynı dert zamammızın meselesi haline gelen, tnrizmi yüzde oldnkça büyük bir nispette halletmife benziyor. Bundan evvelki ieyahatlerimden birinde, bizim «nurlu ufnkiara yol aldıgımız» 19501960 yülarında Yunanistanda 350 otel yapıldıfını söylemişlerdi. Bunlann 50 tanesi Atinanın içiudeydi. Bn rakamın şimdi nereye yükseldiğini soramadım. Yalnıı, bir otomobil gezintisinde, deniz kıyısında, 70 80 kilometrelik bir mesafe içinde, ben diyeyim 20, siı deyin 30, daha dogrn gelin hep beraber diyelim tayısız motel gördüm. Dıs görfinüşleri gayet güzeldi. Yapılmakta olanları da caba. Atina'dan her gün, yarım jiiu Turizmin beceremediğimiz tarafı ir de günün kelimesi: Tnrizm. B Atina şimdiden fıkır tıkır yabancı ile kaynıyor. Tnnanistan, 1 Soramadığım suallere, etmelerinin I alamadığım cevaplar olsa gerek. cum. r% en, o sihirll randevu haberini ^ günlerce, saatlerin birinde ansızın geüverir dt «hemen buyurun» derler ümidiyle (insan hayal ettiği kadar yaşarmış) beklerken suallerimi hazırlamıs. cebime lcov muştum Sonra da dUşunctüm. Benim soramadığım suallere Dışışieri Bakanı Tumbas'ırj veremediğl cevapları kafamdan geçirdim Bu havaU mülâkat da pek fena olmadı. Şöyle ki: Ben Ekseiâns, bu İkili görüşmelerde Enosis banis konus>ı edilmiyecek mi? O Enosis'in konuşulacak blr tarafı yok ki... Ben Bir anlaşma olur da Kıbrıs hükumeti kabul etmezse ae olacak? bir esaslı sebebi bu Bir çeşit altına hü DUHAME1 ARIIK YOK Oktay AKBAL T ygarlık sözü bangi anlama geliyor? Fabrika ' lar, makineler, otomobiller, uçaklar, kısacası başandan başarıya giden teknik ilerleme, uygarlık mıdır? Yoksa uygarlık, insanoğlunun kafasına, yüreğine yerleşecek bir insanhk anlayışı, sevgisi mi? Teknik gelişmeler insanı eskisinden daha mutlu mn kıldı, yoksa akla hayale gelmez mutsuzluklar mı getirdi ona? Geroges Ouhamel daha 1918 de «uygarlık» sözünün gerçek anlamını çizmeye, aramaya girişmişti. İlk Dünya Savaşım cephelerde bir doktor olarak geçiren yazar, sayısı dört bine varan askerin ameliyatını vapmıştı. Dost, dfışman, hepsi insanlıga yararlı olmıyan bir teknik çelişmenin kurbanıydılar. Çünkü insan teknik uyçarlığa eğemen olamamış. varattığı araçlara kendini kaptırmış. eiderek ona tutsak haline girmişti. Ouhamel'in ilk yapıtlanndan «uygarlık» bn anlamı derinliğine işliyen öykülerle doludur. Duhamel gerçek uygarlık bütnn bu toplardan, tüfeklerden, uçaklardan ötededir diyordu. Ona göre uygarlık «birbirinizi sevin» ya da «kötülüğe karşı iyilikle karşıük verin» diye bağıran bir sesti; şarkı söyliyen bir ınsan topluluğuydu. (Vlakine tekniğinin gelişmesi insanoğlunu gerçek uyşarlıktan uzaklaştırmıştı. Duhamel'e göre insanlığın yararına bir uygarlık valnızca biliroe ve tekniğe dayanmamalıydı. O, estetiğe ve ak töreye dayanan bir ııygarlığın kurulmasını özlüyordu İnsanlar kendilerini makine uy;arlıçına kaptırmamalıydılar tcrsine. onu gerektiği gibi ıncelemeli. tanımalıydılar eorges Duhamel 8Î vaşında öldü. İlk yazılanndan son yapıtlarına kadar güçlü bir insanhk sevgisini duyurdu. vaşattı. Kişiliğindeki duygtıların zenginliği, aşın acıma. şefkat romanlarına aynı güçle girdı. Böylece Duhamel. ileri bir romancı, çağımız insanına veni bir aktöre vermek îstiyen bir «ermiş», bir diişünür oldu. O, Batı uygarlığının, Avrupa kültürünün bir aydınıydı. Ancak böyle bir toplulnkta vetişehilirdi Sovyetler Blrli ğ:ne ve Amerikaya vaptığı gezilerde düş kırıklığına uğranıası tam bir Avrupalı olmasinın sonucudur Şu kısa öykü Ouhamel'in kişiliğini vansıtır: Bir gün evîerde reçel pişirmenin hem yorucu, hem rle raasraflı bir iş olduğunu, fabrikalarda seri halinde vapılan reçellerin çok daha ucuza çıkacağını söyliyen bir iktisatçıya Duhamel şu soruyu sormuştu: «Ya reçelin evin içine yayılan kokusu. Onun hiç bir anlamı yok mu?» Yunan hükumeti bunu önlemek. ve herkesl, kabil olduğu kadar, yerli yerinde tutmak İçin bir seri tedbirler almış. kanunlar çıkarmıstır. Bunlann Daşında falz meselesl geliyor Meselâ. fabrika yapacak bir özel sektör bunu şehirlerde kuracak olsa bankalardan yüzde lfikten yedı günlüğe kadar, bir sürü otobüs memlekette tnrfst gezdirmek için yola çıkıyor. Basılmıs programlan var. Her geıinin izahatı altında, sınıf sınıf, fiatlan da yazılı. Aynca Girid'e, Rodos'â tnriıt uçakları. Daha aynca vapnrlarla adalan dolaşmalar. Ba vapnrlarda türlü eğlenceler tertip ediliyormns. Bir bir avuç turisti alıp, snracıktaki, Bnrsa'ya götürüp getiremiyornz. tllâ, tnttnrmnşuz, tstanbnl'un camileri ve tnüzeleri, yahnt, tzmir'in EfesM diye. Onlar iyi ama, brrkes de tarib meraklısı, veya, arkeolog olmaz ki .. Kimisi, hattâ pek büyük çoçunlnğn, gezmek, görmek ve eg ' lenmek ister. Kıymetli merhum MEVLİD aîle Kaptırmak yok urizm derken aklıma geldi Geçen sene Amerikadan Yunanistana gelen turistlenn oek çoğu tsrael Hava Yollariyle gelmişler. Çünkü Yunan uçakları o sıralarda Amerikaya sefer yapmıyordu. Şimdi me.şhur Onassis'e aıt, Olimpıc Şirketinin uçakları, hükumetle brr anlaşma yaparak ve büyük büyük reklâmlarla, New York seferlerine başlamıştır. Tabii, oraya yolcu götürmek için değil, oradan getirmek için. Yani, hem propaganda, hem para demektir bu. Ben bir çok dış memleketlere bir çok seyahatler yaptım. Hiç bir yerde. hiç bir zaman en hafif bir aşağıhk duygusuna kapılmadım. Zaten böyle huyum da yoktur. Ama, doğrusunu söyleyeyim ve itiraf edeyim ki, şu ufacık Yunanistanda duyuyorum. f •••••••••«•••••••a• ••••••••••••••••••••••••••••••••••III !•••••• büyüğümüz X G uunlermı yazdı. Bunca ıstırabın anılan yitip gitmemeliydi. İnsanlar uygarlığı yapan şeylerin bu toplar, tüfekler, makineler olmadığını bilmeliydiler. «Bu canavarca, hiç bir anlamı olraıyan serüven bir daha tekrarlanmamalıydı». Doktor Georges Duhamel dar uiusçuluk smırını asan dünyaca bir banş ve kardeşlik duygusunu savnnuyordu. «Uygarlık» (Dilimize «Yaralılar» adıyla çevrilmiştir.) 1918 de Goncourt ödülünü kazandı. Duhamel kalemiyle insanlıga daha yararlı olacağını anladı. kendini edebiyata verdi. omancı olarak Duhamel «Salavin» serisiyle ün kazandı. «Geceyarısı Itirafı». «İki Adam». «Salavin'in Günliiğü» adlı romanları dilimizde yayınlanmış olan bu seride Salavîn adlı bir «Küçük Adam» hayatı keşfeder! Ouyarbğın, geniş bir düşseverliğin etkisine kendini kaptırmış bir küçük memurdur Salavin. Duhamel bir konferansında Salavin tipinde hem. her zaman benzerine rastlanacak bir insanı, hem de yirminci vüzyıhn bir «küçük insan» ını çizmek istediğini söylemiştir. Acıların, ıstırapların engelini aşarak «kurtulusa» kavuşmak istiyen gündelik hayatın insanı Duhamel'in en önemli yapıtı hiç kuşkusuz «Pasquier'ler» dir. (Bu seriden Havre Noteri ile İş adamı dilimizde vayınlanmıştır.) Salavin sevgiden uzak bir dünyada bir aktöre, bir inanç anyor. bulamıyordu Pasquier ailesinin kişileri ise kurtuluşa ve buzura ancak bir sürü çalışmalardan, başardardan sonra varılacağını bize anlatmak ister ler. Salavin'in ancak öleceği sırada vardığı gerçeğe, Laurent Pasquier bütün hayatı boyunca inanarak bağlanmıştır: «Bir yapıt. mucize ile yaratılmaz» Duhamel'in bu romanlarından çıkarılacak anlam, hayatın bomboş bir adaya doğru yapılan bir volculuk olduğudur. İİii İİİ vefâtınm kırkmcı günü (31 mayıs 1966 salı) ifcindi namazını müteakip Fatih Camiinde okunacak mevlidi şerife akraba, dost ve arkadaşları ile arzu eden din kardeşlerimizin tesrifleri rica olunur. AtLESl (Cumhuriyet: 6059) CEMÂL TOPÇüGİL'in 23.5.966 günü vefat eden aile büyüğümüz TEŞEKKÜR TEŞEKKÜR Aile bflyügumflz, Eski Hâ kim, Avukat vs BeyaŞlu Müftüsü. HtKMET BARLAN'm R O Her haide edecektir. Ben Kıbrıs Türk haltanın hakları, diyorsunuz. Bıınların na sıl konmdugımu blr kaç kere gör dük. Bundan sonrası nasıl olacak? O Olur. olur, siz merak e ^ meyin. Ben Türkiye ile Yunanistan arasında daha başka meseleler de var onlar da konuşulacak mı? O Onlar şlmdilik dursun. Ben tnglltere garantör devlet. Onun tutumu ne olacak? O Londraya da haber veıirlz. Olur biter. Görüşmek tasmet olsaydı, sualler ve cevaplan, zannederim, böylece sürüp gidecekti. Onun için, yapılamıyan bu mül&katta kimsenin büyük blr kaybı olmadı galiba. *** Pansiynn Uarnıara Haftalık, aylık ve sezonluk dinlenmeniz için en müsait şartlarla emrinizdedir. Bostancı Altıntepe lstanbul (Cumhuriyet: 6074) Cenaze tBrenlne katılmak, çe lenk gönderraek, vesair surette taziyette bulunmakla acıınıza tstirak eden dost ve akrabalarımıza. Beden Terbiyesi ve Tekel tdaresinin kadirşinas mensuplarma mlnnet ve teşektriirlerimizl büdirirlz. Kardejleri: Fikret fÜZATLI ve İffet SIRAL Kırları: Sârâ DEMİREL ve Sema ÖLÇER tlâncılık: 3786 6072 ölümü riolavısiyle bizzat cenaze törenıne gelen, mektup. telefon ve telgTaf İle taziv^tlerinl bildiren akraba, doft, hemsehri ve yakınlanmıza avn ayrı teşekküre büvük acımız mânl olduğundan, muhterem gazeteniz vasıtasıvla teşekkürlerimlzin iletilmesini rıca ederiz. AtLESl H A CI ÖMER NAİMt EFENDİGtL'in Sayın Doktor ve Eczacılara Yarın Matinelerden İtibaren (JtJLES VERNE) in unutulmaz kitabından yaratılan eşsiî bir filim mucizesi ADALET MİJCADELESİ (Renkli. Sinemaskop) « Mathias Sandorf» LOUİS JOURDAN RENAUD MARS Seanslar: 12.30 2.45 5. 7 15 9.45 de. Tel: 47 77 62 SİTE SİNEMASI «Hoechst» ilâçlarından Üâncılık: 3768/6068 DEVEGAN (Vaginal Tablet) yeniden piyasaya verilmiştir. EMLÂK KREDI BANKASI kredisine uygun kaloriferli ana cadde üzerinde denıze yüz metre mesafede konforlu daireler. Bâkiyesi 50 ay taksitle Günes Sitesi Yeşilköy İstasyon caddesi No: 86. Reklâmcılık 2248/6071 İş başa düşünce n arada, gelin de sizinle, hazır gitmişken, Yunanistanda başka islere bir söz atalım. Komşumuzda vapurculuk gibi. sigara gibi. bira gibi tnrizm işletmeleri gibi, hava folları gibi, hemen de hersey özet sektör elindedir. Yani bizdekinin tersine. Bizim özel sektöre karsı olan arkadaşlarunız kızmasınlar ama, bunlann bepsi pek mükemmel işlivor. Meselâ sigara. Yunanistanda dört beş tane sigara fabrikası var. Tabiî birbirleriyle rekabet D Bildirisi... uhamel'in insanlıga bir bildiri getiren yazar ların başmda sayabiliriz. Bize anlatmaya çalıştığı şey, belki büsbütün bilinmedik bir şey değildi. Her kişinin içinde varlığını duyduğu bir an lamdı bu. Ama Duhamel oldu bunu gösteren. Kendiliğimizden bnlup çıkaramadık. Duhamel, çağdaş insana kendini tanıttı demek de mümkün Andre Maurois'nin dediği gibi o «gündelik hayatın içindeki harikulâdelikleri. ahşageldiğimlz seylerdeki güzellikleri bnlup bize göstenniştir.» Duhamel 82 yıllık hayaUnca özlediği uygarlığı bulamadı. Tam tersini, tekniğin dev adımlariyle ilerlediğini, «insanca uygarlığın» gittikçe ortadan silindiğini gördü. Bugün insanoğlnnun yararma olHayatı yapan şeylerin küçük mutluluklar, semıyan bir uygarlık kavramiyle karşı karşıyayız. vinçler, acılar oldnğunu anlatan Duhamel 1884 Ona büsbütün tutsak olmadan önce vapacak şeyde doğdu. Babası acayip bir adamdı. Kırkından ler var. Bu uygarlığı eleştirmek. incelemek. anlasonra tıp öğrenimine başlamış. elli yaşında doktor mını duymak. Kısacası. bütün yeryüzü insanJarıolmuştu. O da babasmın mesleğini seçti, doktor nın, devlet adamlarının bilginlerînin. savaşçıları oldu. tlk Dünya Savaşında cephede bulundn, savaşm varattığı acıları. ıstıraplan elle tutarcasına nın Duhamel'in şn tek cümlesindeki korkunç angördü. 1917 de çıkan «Kurbanlarm Hayatı». 1918 lamı duymalan gerek: «Uygarlık insanoğlunun kal Û» çıkan «Uygarlık» adlı kitaplarında savasın Izle bindedir, orada degilse, hiç bir yerde değildir.» TÜRKHOEGHST A.Ş. t â ç Fabrikası Şişlî İstanbul Reklâmcılık 2201/6045 D ANA CADDEDE İst, Dz. Tek. Mlz. Sat. Al. Koms. Başkanlığından: 1 Kapalı zarf usulü ile 1000 adet badana fırçası satın alınacaktır. Muhammen bedeli 41000 lira olup geçici teminatı 3075 liradır. 2 Şartnameler Komisyonumuzda, KİC.K. Ankara ve tzmir Lv Âmirliklerinde bedelsiz görülebilir. 3 İhalesi 10 haziran 1966 günü saat 11.30 da Kasımpaşadaki Komisyonumuzda yapılacaktır. 4 İsteklilerin ihale günü saat 10,30 a kadar tekliflerinl Komisyonumuza vermeleri. (Basın 13461/6054) Hayatı, ve eserleri İnşada Deniz Manzaralı Bahçeli Tam Konforln Daireler Etiler'e gid.>n NİSBETİYE caddesinde (Birinci Leventte) Çiftlik durağında KERVAN AP. 2500 m. Arsada Otoparklı Çocub bahçeli İstisnasız bütün odalan güneşli Üç büyük yatak odalı ayrı hizmetçi odalı . Büyük salonlu daireleri şimdi topraktan satın almakla az masraf eder •* uzun ödeme kolayhğından faydalanırsuuz EREL tNŞ. KOLL. Ş. 83 34 39 49 99 60 NOT. ŞİRKETİMİZİN SON İKMÂL ETTİĞİ İNŞAAT, NİŞANTAŞ EMLÂK CAD: No. 39 dadır. Cumhuriyet 6058 CILT HASTAUKLARI • •»• • ••• Dr. Feridun Çiviciler MÜTEHASSISl Beyazıt Singer yanı Daireler ödemede kolaylık Derhal Teslim Satılık Konforlu Telefon: Yazıhane: 44 24 54 tnjaat: 38 43 75 1 OB A d a H •••• Muayene: Saat 1019 arası «Cumhuriytt: 6057) liüliiiüiiiiüiiilJüiil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle