28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE İKÎ 6 Nîsan 1966 CUMHURİYET MİLLÎ STRATEJİDE KIYILAR ürkiyenin 1950 yılından bu yana kendi gü\enliğini NATO itti/akına bağladığı ve silâhU kuvvetlerini Amerikan yardımı ile geliştirmek istediği bir gerçektir. Zamanın yfiksek makamlannı işgal eden askerlerin bütiin direnmelerine rağmen hükümet değil de A. Menderes F. R. Zorlu ikilisi, devlet savunmasını böyle büyük bir hayale bağlamışlar ve bu karanlık yolda yürüdükçe yürümüşlerdir. Tıpkı Enver Paşanın hükümet üjelerine bile sonnadan Osmanlı devletini Birinci Dünya Savaşına sürüklemeleri gibi . Fakat Türkiye Cumhuriyetinin saminıiyetle bağlandığı NATO ittifakının diğer üyeleri millî stratejilerinden asla vazgeçmemişler, Türkiyenin aldığından daha çok yardım alıp yardıma muhtaç durumdan yardım edecek duruma girdikten sonra, belki NATO savunma hedeflerinden fazla, milli statülerine gore silâlüı kuvvetlerini geliştirmişlerdir: Fransamn milli atom gücü kurmasr, Italyanın uzak mesafe roketi, atom kruvazörüyle stratejik bir deniz kuvveti vapması gibi. Yunanistan bile tersanelerini kurmuş; ticaret filosunu akılları durduracak şekilde geliştirtniş; Enosis'in ilk kademesi olan Anadoluyu çevreliyen adaları almış ve bu sdalara ulaşan detıiz yollarırun güvenliğinj sağlamıştır. illüzyon, mahal, ve sol iistüne.. i T Amirâl O «Boğazlar sorunu» diye ebedî bir aorun yüklenilmiştir. Q Her savaşta 100.000 500.000 sehit verilmiştir. Artık bugün elimizde kaybedilecek hiç bir çıkar kalmanuştır. Kaybolacak tee vatan yok olacaktır. ıyılanmmn çokluğuna ve Boğazlar gibi, başka devletlerin de ekonomi çıkarlan olan, bir geçidî elimizde tuttuğumuza göre denizci olmamız gerekir. Ithalâtımız ve ihracatımız da denizden yapılmaktadır. Şu halde hem savunmak, hem de yaşamak için denizlere muhtaç bulunmaktayız. Deniz yollarımız, hep yabancılara ait toprak ve adaların kontrolünde... NATO içinde savaş ne mutlu: fakat tek başımıza bir savaşa girersek en büyük sorunumuz «bu sa\aşı beslemek » olacaktır. Istiklâl Savaşımızın ilk zaferini de meydan muharebesinde değil; «mıllet ve orduyu beslemek» sorununu çarelendirdiğimiz zaman kazandık. Bugün de aynı sorunu çarelendirmek gibi çok önemli bir milli görevle karşı karşıya bulunuyoruz. Afif BUYUKTUĞRUL jjjj •••• •••• •••• •••• :::: İETİSADİ FAKTÖR merikanın mudahaleleri yabancı rejımlerin çıkarlarına uygun olup olmamasına bağlıdır. Yoksa Amerika, beğenmedıği siyasi ve iktisadi yönlere kaymadıkça, bağımsızlık hareketlerinin karşısında değildir (1). Ancak, Amerika müdahale ederken, ne iddia ettiği gibi «Hür Dünya» nın. ne de kendi savunması içındedır. Dupeduz saldırı hahndedır. Bu saldırı iktisadi yayılmanın ıfade ettığı gızlı saldınnın dırenmeyle karşıla<;tığı zaman doğar. Bu takdırde müdahale, ya Guatamala'da olduğu gibi iktisadi çıkarlar ile dırekt bir bağlantı içindedır, ya Dominık'te olduğu gibi. dolayısıyledir, ya da Vietnam'da olduğu gibi daha ziyade stratejıktır. Ancak bir mudahalenın stratejık nıteliğı olması, yani müdahale edılen rejimin Amerikan stratejısıne aykırı dusmesi, bu mudahalenin iktisadi faktorlerden yoksun olduğu demek değıldır. Bır kere bu memleketlerde de Amerikan iktisadi çıkarlarıyle rejım arasında direkt bağlantı vardır Bundan başka daha geniş ve o nıspette dolambaçlı bır iktisadi bağ daha vardır. Amerika, Doğu Blokunu, bu bloka karşı gerektığınde bir saldırı rampası teşkil edecek rejimlerle sarmak istemektedir. Kuzey Vietnam bu bakımdan kaybedılmisse, Guney Vıetnam ne pahasına olursa olsun bu vazıfeyi gormek zorunluğundadır Nasıl kı değısık ölçüde Afganistan kaybedilmışse, Iran vardır. Amerika'nın bu davranısı aslında iktisadi sebeplere dayanmaktadır. Zira, Doğu Bloku nu tehdıt etmek ve belki de bır gun yıkmak, en azından Amerıka'nın iktisadi yayılmasına karşı direnen devletlerin Amerikan ağırlığına karşı koyabileceklerı mukabil ağırlığı yoketmek de» mektır. Amerikan emperyalizminde O Soğuk harb II Amerika ön plânda : 4 Ibrahim ÇAMLI Ortak Pazar ülkelerinde Oo8 9 dan Afrika ülkelerinde o,'o24,l, Asyada o o38,7 ve petrol bolgesı Ortadoğuda o/o68,6 ya kadar yukselmektedır. Bu rakamlann alındığı makalenin yazarı Prof. Joseph P. Phillips (2), Ortadoğu petrol bolgesindekı durumu şoyle anlatmaktadır : «Her ne kadar bn ülkelerdeki idareci gruplar, ellerinde kalan kâr hisselerini yükseltmck için beynelmilel petrol sirketlerinc baskı yapmaya muvaffak olmuslarsa da, si>asi istikrarın sağlanması endişesi, bn bölge ekonomilerinin boznk ve buralarda petrol bulunmadan önceki az gelismişlik seviyesinde kalmasına yol açmıstır. Amerikan Dısisleri Dairesi ile tngiliz Hariciyf Servisinin yardımı sayesinde, sirketler sahip oldukları imtiyazlı durnmu mnhafazaya muvaffak olmaktadırlar.» Bu mekanızmanın valnız az gelişmiş ülkelerde kalmayıp bir b!çude gehsmış ülkelerde de mevcut olduğunu gostermesi bakımın dan aynı makaleden «u pasajı da alalım: <Ço*u Kanadalı, Amerikan firmalarının eenis hisselerine, kendi tükenir kaynaklarının Amerikan sirketlerine büyük kâr lar saflıyacak ve bnlundufa ülkeye az menfaat bırakacak sekilde kullanıldığını gören az eelisnıis ülkelerdeki fertlerle aynı şekilde bakfnktadır.. (3) bu pohtıkanın emrınde bugun bınlerce milyon ton dınamıte eşıt nukleer bomba stokları yanında dunya sathının 8 mısh genıshktekı bır sahada butun hayatı yok edecek 130 bın Aeresol sınır gaz bombası vardır (7). Dunyayı yerınden oynatacak bu kuvvet emırlerinı otomatik olarak dev radarlara bağlı dev elektronık beyınlerden almaktadır. Radar ekranlarmda en ufak bır noktanın en ufak yanlıs bır yorumu kuremızı birkaç saat içinde vok edecek bir savasa yol açacaktır. Durumumuz ••• ••• ••• ıaaa !>•• !•»• !••• !••• !••• !••• K A Çırkın Amerikalı Giizel Amerikalı menkan halkının, bu varlıktan aslan payını almamakla beraber, genış bır faydalanma ıçınde olduğuna şuphe yoktur. Ortadakı Amerikan vatandaşı bu varlığın ne kaynaklarmı ne de muhafazası ile gelismesının yarattığı tehlikelerı pek bılmemektedır. O, aslında bu varlığın devamı için yapılan Amenkan iktisadi yardımlannın, dünyanın hayrına olduğu ve Amenka'nın boylece zenginliğinin kefaretını ödedığı kanısındadır (8). Amenkan askerî yardımları ise. onca, «Hür Dünya» nın bekası için >apılmaktadır. Oysa, «Hür Dünva» mefhumunun bugun ne ölçude bır fosıl haline geldığıni görmuş bulunuyoruz Bır de, Amenkalılara has mısyoner kompleksı ıçınde. Amerika'nın dunvaya kabul ettirmek i«îtedıği duzen ve gerısindeki iktisadi felsefenın dünyada «son söz» olduğuna inanıp bu inançlarını yaymağa kalkan Amerıkanın sâf özel teşebbüs misyonerleri vardır Ve nıhayet gerçeği gayet iyi bilen çıkarcılar ve futuhatçılar vardır. Bunların karşısında Amerika'nın doğu sahıllerınin doymu^, ıncelmi":, müsamahakâr kapıtalı^tlerinden Amerikanın solundakı avdına kadar mevcut duzenın karşısında olan uyanık Amerikalı vardır. Ve nıhayet Amerikan halkını uyduluk ve tavızden kurtarmaya çahşan, Amerikanın etrafındakı reiah kabuğunun ötesınde değerler arayan yeni Amerikan gençlıği vardır. Oysa, bunlar için, zaman zaman büyük Pentagon Tekeller ortaklığının milisi gibi hareket eden F.B.I.'nın ikinci muduru Charles De Loach. komplekslı faşıst polısın Ortaçağ davranışı ıçınde soyle demektedır: «Bu avdınlann, bu yumurta kafalıların <9), bu üst tabaka dejenerelerinin, bn bansseverlerin beyaz zehir satıcılarından farkı yoktur. Hepsini aynı delife tıkamak gerekir.» Charles De Loach ve patronlarının yenildiği ve beyaz zehır satıcılarına benzettıklerinin galip geldıği gün insanhk huzura kavuşacaktır. /299 ve 1966 Türkiye'si topraklar. Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar yapılan savaşlar Osmanlı Türklerine Anadoluyu çevreliyen adalar alınmadıkça; başka bir deyinvle «Anadolu ada ablukasından kurtarılmadıkça» dcvletin ya$ama imkânlarının azalacağını öğretmişti. Böylece kuvvetli şekilde denizlere çıkmak devlet için bir «Ölum kalım» sorunu olmuştu. Bugün de aynı sorunla karşı karşıya bulunmaktayız. Aradaki ayrıntı Fatih zamanında sorun geliştirici bir biçimde çarelendirilmiş; bugün ise «Donanma yapacak paramız var mı?» sorgusuna kurban gidilmiştir. Biz; «birdenbire donanma yapılsın!» düşüncesinin propagandacısı değiliz. Bili>oruz ki miUct denizci olur; sanayi ve ticaretiyle Türklüğe yakışır bir «denız çıkan» ortaya çıkarsa donanma kendiliğinden yapılır. B da devleti kurduğu sımrlara geri gelmiş bulunujor. Fazlası, İstanbul ve Edirneye kadar olan ugün Türkiyemiz, Osmanlı Türklerinin 1299 sakat bir yol olan «bir bırlerini kotuleme» donemini kapayamıyorlar. Fakat bu dönemin kapanması; milli sorunların partiler üstü birleşik bir anlayışla çarelendirilmesi milli stratejinin birinci başarı basamağıdır. Deniz sanayi ve ticaretinin geliştirilmesi bundan sonra gelir. Bu iki unsura plânlamada birin. ci yerin verilmesi şarttır. Her deraokrat dcvlette olduğu gibi (Batılıları anlatmak istiyorum) milletvekillcri askeri sorunlan iyi etüd etmiş olmalıdırlar ki devletin malî kud reti en verimli bir savunma kudreti haline gelebilsin. Çare yolları nutuklanna göre ikp olitikacılanmız, kendi olnıakla beraber, çok tidarlı blrer nasihatcı • ••• • ••• • ••• • ••• A İki iddia ve bir cevap başı Erkanlı da gazete sutunlarında bu eğilimi bclli etmişlerdir. Silâhlı Ku\\etler, Anajasa icabı, zaten bir komuta altındadır. Fakat «bizım durumumuza en elverışli» gibi kişiscl bir düşünce ile doğru bir teşkilâtı mübalagalandırmak •doğru'yu tekrardan yanlıj yapmağa» çabalamak olur. Gerçek nedenleri bu sütunlarda açjklamak doğru olmaz. Merak ederlerse yazılı olarak kendilerıne bildirirün. Şu kadar var ki «Kuvvet Komutanlıkları nı kaldırıp muşavırli bir karargâh sıstemi kurmak» memleket savunmasını zedeleyici bir usul bulmak demektir. Teknik o derecede gelişmiştir ki gelişcn milletlerde tek bir silâhlı kuvveti tek bir konıutanın bilsi ve tecrubesijle yonetmek yetmemekte yardım. rı konsevler kurulmaktadır. Bundan başka politika Ikuvvet politikası), harekât ve idarî işler büyük sorumluluklar verilerek maiyet komutanlıklarına hırakılmaktadır. Dunya bu >ana giderken .Bizım durumumuz» gerekçesıyle ve tam zıd bir kanıyle Kuvvet Komutanlarını kaldırmak yalnız biaim değil, butıin dünyajım, şaşacağı bir hareket oluc olan politikacılaıda Silâhlı Kuvvetleri bir komuta altında toplamak eğilimi gdA skerdenAlbay Türkeş, Millet Mcclisinde, Binzukmektedir. Penfpgon Corporatıoniar orlaklfğı ütün bunlar bugune kadar çok daha bol rakam ve belgelerle ispatlanmış gerçeklerdır. Ancak bunlar Amerikan emperyalızmınin içındeki iktisadi çekırdeğın yalnız bır yanıdır. Oysa, bunun bır yanı daha vardır. Bu konuda da Bertrand Rus=ell'ı dınlıvehm: (4) «Bueün (1965) Amerika'da askeri harcamalara 57 milyar dolâr gitmektedir. Bu 57 milyar dolâr Amerikan Savunma Bakanlıği, diğer adiyle Pentagon' an emrine verilmektedir. Pentagon 175 milyar dolâr olarak degerlendirilen varlıçı ile dünyanın en zengin orçütüdür. Amerika ve Amerika dısındaki arazisinin genisli^i 14 milyon hektar kadardır. Kendi bünyesinde çalıstırdiğı si\il persoıiel miktarı 1 milyondur. 4 milvon kişi de siparislerini verdiîi Amerikan harb endüstrisinde çalısmaktadır. tste bu dev örşütün siparislerini Amerika'da onun gibi dev birkaç büyük «Corporation» aralannda pavlaşır. Meselâ, 1960 sonunda yapılan 21 milyar dolârlık siparis yalnız 15 «Corporation» arasında taksim edilmisti. Bu durum «Corporation» lar ile Pentagon arasında tabiî bir ortaklık varatmıstır. Bu ortakhfın en gözle görülen yanı şöyle belirmektedir: Bu onbes sirket, bugün binbaşı ile general arasında 1400 emekli subayı kadrolarında çalıştırmaktadır. En basta gelen sirket olan «General Dynamics» in kadrosunda ise 27 si eski general ve arairal olmak üzere 187 emekli subay vardır. Durum bu olunca, Amerika'daki bu muazzam kuvvetler ortaklığııun soğuk barbi ve silâhlanma yarısını devam ettirmekte, hattâ sıcak harbler çıkarmakta menfaatleri olacağı ortadadır.» (5) Bu ortaklığın, menfaatlermi kabul ettirmekte ve Amerıkan dış politikasına ybn vermekte ne kadar etkıli olduğu ise buraya kadar yapmıs olduğumuz incelemede fazlasıyle meydana çıktığı kanısındayız. Kaldı ki, Amerikan Dışişleri Bakanhğı mensuplan ve Senatbr Fulbright'in, askerlerın Amenkan Milli Güvenlik Kurulu kararlannda ağır bastıklarından defalarca şikâyet ettikleri bu hususu doğrulayan diğer bir gerçektir. Tarıhimizden örnekler daki bağlantı da denizlerle olan vatan, birbirini ko\alıyan politika adamları tarafından, donanmasız olarak savunulmak istenmiştir. Ya donanma yoktur; donanma varsa derya kaptam saraylıdır. Sultan Selim III ün yaptığı donanma Ingiliz Fransızlar tarafından yakılmış; Sultan Abdulazizin donanması Halicte tutuklanmış; İkinci Meşrutijetten sonra da deniz yolu tercib edilir gibi olmuştur. Acı sonuç şunlardır: O Denizaşırı topraklar elden gitmiştir. Q Süveyş ve Tuna gibi çok önemli iki ekonomi kaynağı elden çıkmıştır. §) Batıun. Romanya ve Arap petrollerinden pay sahibi obnak mümkün olmamıstır. D tinin bir geleneğidir. Ikinci Viyana muhasarasından bu yana üç kıtaya yayümış ve araların eniz çıkarlarını tanımamak Osmanlı devle B İktisadi yayılma • ste, Amerika'nın bır >andan Irejımlere müdahale etmek, I diğer yandan Doğu Blokunu tehdıt eden ittıfak^stemletfi kurmaktan ıbaret olsBl soğuki harb hareketlerı, bu şekilde iktisadi faktör etrafında birbirini tamamlamakta ve bırbirine duğumlenmektedır. Ve tarıhî akımın az gelışmış ulkelerde solu gostermesı, gelışmemış veya gelışmış olsun, solda olsun veya olmasın, mılletlerın milli çıkarlarının genellıkle dışardan gelen bır yayılmaya karşı olması, Amerıka'yı Dunyadakı gıdısm karşısına oturtmak tadır. Bu. Amerıka'yı coexıstence'ın yarattığı tabıî etki sahalarını zorlamaya, statukoyu ve dunja dengesını bozmaya, barış ıçınde yapıcı bır yarısma olması gereken coexıstence'm ruhuna aykıTI hareket etmeye goturmektedır. Bu da dunya barışını tehdıt etmek demektir. Batının gıttikçe yukselen mamul fiatları karşısında az gelısmış memleketlerın gıttikçe duşen ham madde fıatlarının az gelısmış ulkelerde yarattığı devamlı borçlanma ve somurulme mekanızması ıçınde, diğer Batılı memleketlerin iktisadi yayılmasıyle paralel yuruyen fakat bunlardan çok daha genış ve tehlikelı olan Amerikanın iktisadi yayılmasmı incelemek, gerek bu yazı serısinin hedefleri ve gerek yazarın yetkılerini aşan bır ekonomi politik çalışmasıdır. Bız burada sadece bir trend'e değmmekle yetınerek diyebiliriz ki, 1964 yılı sonunda 44,3 milyar dolârı bulan Amerikanın direkt dış yatırımları 1950 yılına nazaran dort kat artmış durumda idi. Amerika'yı bu yayılmaya götüren sebebin dış yatınmlann iç yatırımlara nazaran sağladığı büyük kâr olduğunu söylemek fazladır. Bu kârlar Yazı makinesine kâğıdı geçirdim, ne yazayım, diye düşünüyomm. önceden hazırladığım bir kaç konuyu kenara iteledLm; hiç birini canım çekmiyor. Gazeteleri karıstırıyorum. Süleyman Demirel'in Bayram Gazetesine vazdığı yazı gözüme ilişti. Ama Demirel'in konuşmalan da, vazışmaları da artık önemini yitirdi. Gerçi Başbakanın ağzından çıkan her söz bir mücevher, *e her yazısı bir cevahir kutusu: Geçiş devrının turlü çesıtli tortuları vardır. Bağlanan ümıtler ve bunun sonucu erışilen inkısarlar veya sevınçlenn de akli çerçeve içinde bır olçüsü olmak gerekecektır. İlluzyona mahal yoktur. Her şey açıkta, âleni, herkesın gozü önunde cereyan edecektir Her şey «meşru», her şey «haklı» olacaktır. Bu inciler Bayram Gazetesine yazdıklarmdan seçmeler; ancak seçme sözlerin şaheserini Ba.vram içinde yaptığı basın toplantısında söyledi. Başbakan. Ve gazeteier bu şaheseri manşetlerle okuyucuya bildirdiler: TtTRKİYEDE AMERİKAN ÜSSU YOKTUR. TESİSİ VARDIR. Gerçi gazeteier Demirel'in hasta olduğunu ve basın toplantısinı bu yüzden evde yaptığını haber vermişlerdi. Ama Başbakanın söylediklerini hastalık ateşine vermek için bir sebep yoktur. Alıştığınuz üslubu içinde konuşuyor A.P. Başkanı Bir zamandanberi karar vermişimdir: Bazı politikacılar vardır. sözleri üstüne yorum yapılabilir; ama Demirel'in sözlerini ciddiye alıo yorum yapmak lüzumsuz bir zahmettir. Nasıl olsa gerçek dışı lâflardır bunlar. Eskiden söz çok değerli sayılırmış insanlar arasın da. Kâğıdın ve okuma yazmanın gelişmediği çağlarda söze verilen önem tabiîdir. Roma bukukunda sözlü akitlerin ağıruğı büyuktiu. Ve zamanımızda laf ucuzlamıştır. Zaten genellikle sövlediğimiz sözlerin önünü ardını bilen kaç kişi aramızda? Allahın günü kullandığımız komünizm sosyalizm, kapitalizm. deUetcilik. gibi kelimeleri bir sorun bakalım, kim anlatabilecek? Sağcılık ve solculnk diyoruz. sorun bakalım sağcılıği da. solculuğu da peynir ekmek yer gibi öven veya yerenlere ne bilivorlar bu konuda? Geçenlerde bir Anadolu gazetesi solculuğa veriştiriyordu. Kimdir bu solcular diye düşündüm kendi kendime? Yaşar Kemal solcu Aziz Nesin solcu, Muhsin E/tuğrul solcu, Fazıl Hüsnü Dağlarca solcu, Orhan Kemal Solcu, Melih Cevdet solcu, Orhan Veli solcu, Nurî İyem solcu, Abidin Dino solcu, Sabahattin Evüpoğlu solcu. Bedrı Rahmi solcu: sanatımızda parlamış, yabancı ülkelerde başanlar sağlamış, ünü Türkij'e sınırlarını aşmış kim varsa solcu, kim okumuş, yazmış, aydmlanmış. iş yapmış, eser veraıişse solcu. Bugün Pariste O.E.C.D. de çahşan plânlama uzmanlarunız ise hepten solcu Çunkü biz bunlara solcudurlar dije yol verdik, o gundenberi Plânlama Teşkilâtının başına bir türlü sağcı uzman bulama dık. Memduh Aytür de vabancı sermajenin münasebetsiz tekliflerine «Hayır» dedigi için ayrıldı. Galiba o da solcu göründü A.P. ikti darına .. Yerine gelen nasıldır bilemem. İsmet Paşa* «ortanın solunda» olduğunu kendisi söyledi. Demek ki o da solcu! Cumhuriyet Padişahlığa göre sol, lâtin harfleri Arapçacılara göre sol, milliyetçilik ümmetçiliğe göre sol, devletçilik özel teşebbüsçülüğe göre sol, şapka fese karşı sol, Iâiklik din devletine göre sol, balkçılık mutlu azınhğa göre sol, devrimcilik muhafazakârlığa göre sol.. Demek ki Atatürk su katılmamış bir solcu idi. Bütün bunlan yazarken bir yandan da Süleyman Demirel'in Bayram Gazetesine yazdığını düşünüyorum: Illüzyona mahal \oktur demış Başbakan. Zati Sungur'u ekmeğinden mi edecek bilemem. Ancak şu solculuk hikâvesinde «illuzyona mahal var mı?» Solu durdurmak istiyorsak okulları kapatır, üniversitenin kapısına kilit asar, sanatı yasak ederiz. Çünkü kim aydınlanırsa üzerinize âfivet solcu olmak istidadında: kim zengin olursa dostlar başına sağcı oLmak kabilivetinde Universitemiz sola kayıyor, gençligimiz elden gidiyor, okudukça solcu oluyorlar gençler. Bu memleketi savaş meydanlarında kurtanp Cumhuriyeti kuranlar solcu olur da, yabancı firmaların temsilcilerl sağcı olurlarsa durum vaziyeti ne olur? Ne demişti pek sevimli görünüşlü Süleyman Demirel: tllüzyona mahal yoktur Ama bütün konuştuklanmız bir yana, şu iki cümlesinl arka arkaya gctirdik mi Başbakanın, pek ömür bir şey oluyor: « illuzyona mahal yoktur. Turkıyede Amerikan üsleri yoktur » Kulakları çınlasın Zati Sungur'un, gerçi saatleri, para cüzdanlarmı hazret ortadan 5'ok eder ama. memleketteki knskoca üsleri yok etmek harcı değildir. Demirel bu konuda üstadı aştı geçti. NOT: Gazetemize gönderilen yazılar yayınlansın veya yaymlanmasın iade edilmez. •••• •• •» F R İ T Z H A B E C K •••«••••••••••••«•••••••••••**•••••*•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••*! ••••>•••••»••••••••••••*••••••••••«•••••••••«•••«•••••••••••••••••••••••••••••< •••••••••» GEGEYARISI BİR GEML. Ce\iren: Burhan ARPAD Fiatı: 10 Lıra Daçıtını: VĞRAK Beyazsaray Bejazıt Cumhuriyet 3531 Bankamızda açılan müfettiş muavinliği smavmda başarı gösterenlerin isimleri aşağıda gösterilmiştir. ÖĞRETMENLEk BANKASI Ibrahim Uğrasız Selâhattin Aras Etem Bilgiç Güner Aladağ Mehmet Kabasakal Ziya Erdoğan Öztürk Mehmet Bulan Yüksel Daldal ARİF DAMAR'ın ŞİİRLERİ 250 Krş. Dağıtını: UĞRAK Bejazsaray Beyazıt Cumhurıvet 3592 ALIGI KUŞ Cumhuriyet 3562 Komplc Kum Hazırlama Tesisi imal ettirilecek Son teklif verme müddeti ly/4'1966 dır. Şartnamesı Malzeme Mudurluğü veznesinden temin edilebilır. DENİZCİLİK B\NKAS1 T.A.O. (Basın 10732/3578) TEŞEKKÜR Sevgili eşım, babamız, ağabeylmız ve Kavınpederımız vefatı munasebetıyle, bızzat gelerek, teleforüa, telgraf gonderraek luretiyle acılarımıza ıştirak etmek lutfunda bulunan akraba, dost ve hemsehrilenmize şukran borçlarımızı lfadeye kederimiz mâni olduğundan Sayın gazetenlzin tavassutunu «aygılarımızJa rica ederız. Esl, Evlâtları, Kardeslerl, Damatları Cumhuriyet 3571 DZEL RMBÜLRN5 ^426286 KADİRBEYOĞLU'mm MUHSİN Bugün Amerika dünyadaki tüm «varlıklann» »o6O ma sahiptir. Bu, dünya nüfusunun yalnız Oo6 sının dünya varlığmın yarısından fazlasma sahip olması demektir (6). Amerikanın zorlama politikası işte bu varlığın muhafazası ve geIlâncılık: 2621/3589, nislemesme hizmet etmektir Ve Devlet Orman Işletmesi Edremit Müdürlüğünden Cinsi n e v i Partl adedi M3. Dsm3. Mnhammen bedeli 177. 220. 237. 135150. 90. 80. 70. 70. DOKTOR ARANIYOR 3. S. Kısa boy çam tom » Nor. » » » > Uzun » » ' Düs. Vas. N. B. > » 3. S. Kısa B. Kayın tomruk » Nor. » » » 2. S. Kayın maden direk Kayın sanayi odunu 50 122 82 470 95 498 198 10 760 377 145 188 308 062 896 772 TEŞEKKÜR Sevgili eşlm, babamız, ağabeylmlz ve kayınpederimiz hastalığı sırasında çok yakın \e samimı alâka ve yardımlarmı esirgemiyen. Sayın Prof. Dr. ALI ESAT BIROL, Prof. Dr. FERHAN BSRKER. Teçvikiye Sağ\ık E\ı Muduru Dr Osman ÜÇER, Doç. Dr. REHA UZEL. Doç. Dr. NÜVIT TEKÜL ile diğer doktor \e asistanlara ve hemşirelerle hastahane personeline yurekten teşekkurlerimizin sayın gazetenizle duyurulmasını saygı İle rica ederfz. Zfi, EvUtları, Knrdegleri, Dunatları MUHSİN KADİRBEYOĞLU'nun Yukanda parti adedi ve miktarı ve muhammen bedelleri yazılı emvaller 18/4/1966 tarihine rasttıyan pazartesi gunü •aat 15 de açık arttırma suretıle satışa çıkarılmıştır. Bu aatısa ait şartname ve eb'at lısteleri Orman Genel Müdurlüğunde, Bahkesir Orman Başmudürlüğünde v« civar Işletme Müdürlüklerinde görülebilir. Taliplerin belirli gün v« »aatt» aatıs komi»yonuna müracaatlan. (Baııa 10641 3883) İstanbul'da büyük bır'muesseseye, tam ve' ya yarım gun çalışabilecek Dahılıye, Çocuk, Ooğum ve Kadın hastalıklanjmutehassısı doktorlar 'alınacaktır. Taliplerin fotoğraflı bıyografileri, ıstedıklerı ücret ve açık adreslerını belırten mektupla en gec 15 Nıp san 1966 tarihine kadar Beyoâlu .K. 136'va muracaatları rica olunur.» Muracaatlarından favda'anılmayan Doktortanr evrakı aynen kendilerıne iade edılecektır, (1) Meselâ, Kongo'da prensip itıbarıyle bağımsızlığı desteklemış. Sonra Lumumba'ya kar^ı Kasavubu'yu tutmuş. Kasavubu uslu durdukça, onu Çombe'ye karşı desteklemış. Sonra Çombe' nin lüzumuna inanmış, Çombe'yi tutmuş. Çombe'ye karşı başlayan gerçek kurtulus hareketine karsı koymus (katlıâm Amenkan uçaklannın taşıdığı Belçikalı parasütçülerin inmesinden, o da sorumsuz bir subayın emrıyle basladığına göre, müdahale Dominik'teki kadar mesnetsizdir). Şimdi de aslında kendine yakın olan Mobutu'nun ne yapacağını beklemek tedir. (2) Yeni Gazete, 9 şubat 1966. Rakamlann asıl kaynağı, Amerikan Ticaret Bakanhğı. (3) Bu pasajın Türkçesi, mâna anlasılabilecek kadar tashih edilmiştir. (4) ve (7) Africa and The World Kasım 1964 : The Cold War and World Poverty. Russell' in Amerikan savunma bütçesi ve Pentagon'la ilgili rakamlan 8 Arahk 1965 tarihli Newsweek> göre aktüellestirilmiştir. (5) Bu vesile ile geçenlerde Ingiliz îsçi Partisi milletvekillerinden Hughes'in Wilson'dan Amerikan silâh fabrikalarınm Vietnam harbini kazanç kaynağı gibi kullanmalannın önlenmesi için teşebbüste bulunmasını istediğini (Cumhuriyet, 11 Şubat 1966) hatırlatmak faydalı olacaktır. 6) Bertrand Russell: Helsinki Barıs Kongresl, Temmuz 1965. (8) Amerikan îktisadi Yardımı konusu bizden önce çok daha yetkili ve etraflı olarak işlenmiştir. Yalnız burada, gelişmiş memleketlere yapılan yardımın, Bzellikle. Londra'da bir iktisatçımn tahlısive ameliyesi olarak adlandırdığı «Marshall» Plânınm verdiği sonuçların az gelişmis memleketlerdeki neticelere göre farklı olduğunu bir daha belirtmek isteriz. Ancak, Avrupadaki müspet sonuçlarının yanısıra, bu yardımın da genellikle Amerika'nın yarsrına olduğu inkâr edilemez. (9) Eggheads. Amerika'da aydınlara takılan ad TEŞEKKÜR Ablmı TEŞEKKÜR Kıymetli eşim ve biricik annem. sevsili kardeşımız. Bakırkov Akıl Hastanesi Dahihye Mutchassısı FATIVIA FERİDE ARGON'un ebediyete intikali dolayısiyle gerek bizzat gelerek ve gerek telgrafla teselU lutfund» bulunan ve acılarımızj paylaşan kıymetli dostlarımıza ve akrabalarıma candan tesekkurlerimızi an ederiz. Kardeji: Eczarı Kimyageı EKBEM ARGON v» kın MÜTESSER ABGON Cumhuriyet 3593 TEŞEKKÜR , SevgUl babamız MUHARREM TOSUN'un rahatsızlığı nrasında kendisine kanıksamadan candan Ugi gösteren Yakacık Sanatoryomu Göğus Hastalıklan MütehasSIST ve insanhk örneğl 26 3 1966 tarihinde vefatı dolayısivle cenaze merasimini tertıp eden ve bulunan baçta Sayın Baştabip Bay Faruk Bayulkem olmak üzere, vefakâr kadırbılir meslektaşlarına ve butün hastane mensuplarına şukranlarımızı. Ayrıca cenaze merasımıne istırak eden, çelenk gonderen, bizzat e\ımize gelerek veya mektup, telgraf, telefonla derin acılarımızı paylaşan sınıf arkadaşlarına, dost, akrabalarımıza, tesekkurlerimızi sunarız. Eşi: Doktor Şahab Kızı: Tiıveyç Gongül Ve Ailesi Doktor HATİCE MtİEYYET GÖNGÜL'ün Cumhuriyet 3568 •onsuz mınnetlerimizl sunarız. Ailed adına kızı SEMRA TOSUN Cumhnriyet 3570 Dr. RAHMİ AKBİL'e Tarık Z. Kırbakan Derl, Saç ve Zührev! Hastalıklan Mütebassısı tstıklâj Cad Parmakkapı No: 66 TH: 44 10 73 DOK1OR İLAN Erzurum Belediye 1 Belediyemiz ihtiyacı olan bir milyon adet parke taşı ile onbin metre tul bordür taşmın ocaktan Erzurum işyerine teslimi nakliye dahil olmak üzere kapah zarf usulü ile satın alınacaktır. 2 Keşif bedeli 580.000.001 lira olup, muvakkat teminatı 26950.00 liradu. 3 İhale 15/4/1966 ctıma günü saat 16.00 da Belediye Encümeninde yapılacaktrr. 4 Taliplerin ihale gününden 3 gün evvel Belediye Reisliğine müracaatla tek kalemde 400.000 lirahk müteahhit karnesi ile birlikte müracaatlan. 5 Bu işle ilgili dosya her gün mesa! saatleri dahilinde Fen İşleri Mldürlüğünde görülebilir 6 Taliplerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazırlayacakları zarflartnı 1966 yılı Ticaret Odası karnesi ile birlikte ihale saatinden bir sa t evvel Belediye Encümenine vermeleri. 7 Postadaki vâki gecikmeler kabul edilmez. (B^sın 10202 Ş 115/3564) YARIN Taruun krirf: Gene Almanya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle