Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFEÎKÎ 30 Nisan 1966 CUMHURİYET ve ORTAM e İKTİSADÎ KA1KINMA Gülten KAZGAN şıyan bir toplumda yaratıcı teşebbüs degil fakat ancak kaçakçı ve kapkaççı yetişir. Eğer gerçekten Türkiye'de yeraltı faaliyeti varsa, devletin görevi dehşet ve korku yaratmak değil fakat bu teşkilâtı ortaya çıkararak emniyeti sağlamaktır. Iktidarın büyük ülçiide desteğini bulan «antıkomünizm propagandası için dehşet ve korku yaratma kampanyası» bir diğer bakımdan ülkeyi kalkındıracak özel yatırımları eğer yapılacağı varsa da kurutmaktadır. Toplumda emniyet eksikliği şüphelerini uyandıran bu dehşet ve korku havasının da özel teşebbüsün gelismesi için hiç elverişli olmadığı açıktır. â*TÇÜncü olarak üzerinde durulması gereken *"^ husus son yıl içindeki fiyat artışlarının, enflâsyonun olumsuz etkileriyle ilgilidir. Enflâsyonun, gellr bölüşümünü yatınm eğilimi yüksek mfiteşebbisler lehine değiştirdifi takdirde tasarruf yatınm kapasitesinin yükseleceği düsünülebilir. Ne var ki, son yıldaki fiyat artışları gıda maddeleri fiyatlannın süratle yfikselmesi ve mübadele haddinin tarımsal ürünler lehine dönmesiyle birlikte gitmektedir. Bu nitelikteki bir enflâsyonun, bir kere, yatınm eğilimi yüksek mütesebbisler lehine gelir bölüşümünü değiştirerek olnmlu etkisi olması hiçbir sekilde sözkonusu değildir. Küçük köylü isletmelerinin piyasa ile iliskisinin zayıflıgı dolayısiyle gelir bölüşümü lehine degişen toplnm katının büyük toprak sahipleri oldugn kabul edilehilir. Bunların ise, genellikle, tüketim meyli yüksek ve yatınm meyli düsüktür. Bundan başka, enflâsyon aynı zamanda kapkaç faaliyetler, spekülâtif islerde kârlılıgı yaratılan dar boğazlar dolayısiyle ülkeyi kalkmdıraeak uzun vâdeli sınaî yatınmlara nazaran daha süratle yükseltir; öyle ki, kSrlıhk kıstasına göre faaliyetini ayarlıyan özel teşebbüsün menfaatiyle ülkenin menfaati tam bir çatısma içine girer. tst'krarh, rekabet sartlannın hâkim olduin bir ortamda özel teşebbüsün kârlıhjı ile toplumnn menfaatleri arasında çok büvük bir oatısma olmasa da, bu ratmmavı siddetlendiren bellihaslı olaylardan bir! enfl&svonrlur. Geri kalmıs iUkelerin sartlan e«asen bu iki menfaatin haida«r olmasını eneelliyen sebenlerle yöklüdür; enflâsyon ise birtakım kapkaçcıların bunları mütp<;ebbis olarak nitelemek de mümkün degild'r iilkeve gelir ve is yaratmak bakımından fsvdalı oiabilecek hiçbir yatınm yaomaksızın. sırf enfInsvonun varattıd dar bogazlardan favdalanarak di^er toplum katlan alevhine büyük kazanclar elde etmesini mümkün kılar. Oysa, Ö7el teşebbüs yolivle kalkınma demek. özel teşebbüsün menfaatlerinin ülke menfaatierivle bir arada yürüıneıini saglıvacak ortamın varatılması demektir. Fnflâsyon, her mahallede bir nvlvoner yaratsa dahi bunun Türkivenin kalkınma^ivle en ufak bir ilisiH voktur: bazı kisiierin zenrin olma«ı ne yaratırı mütesebbiilrrin hnlunduiunn eö«terir. ne de ülkenin kalkındıihnı. Ru bskımrtan. enflâsvon da jrarftttıti «InmıaB etkiler dolavısirle. •Sz4jjeşebbüs ,e,\l\;Je k^lkıpjpja» »loganiyle bağdaşmjg«r • cak bir ortam yaratmiktadır. • ••• «•#• •••• Eğitim ailesindeki huzursuzluk ayın senatör Zerrin Tüzün «Eğitim ailesindeki huzursuzluk» yazıları ile tüm milletin en önemli ve en derin dâvâsına ışık tut muş oluyorlar. Sayın senatörle hemfikir olmamak ne mümkün. Biz sayın senatörün kıjTnetli fikirlerine birkaç katkıda bulunmağa çalışacağız. Şöyle ki: Sayın senatör, «Memleketimizin temel kalkınmasuıın gerçek yolu eğitim yoludur» diyorlar. Biz, eğitim ve öğretimcüer başta olraak üzere tüm aydın kişiler sağlam ve dinamik kalkmmanın eğitime bağlı olduğu inancına sahip olduklan halde yine de bu sorunu çözmekten ziyade daha çok çıkmaza soktuk. Bu durumun yegâne sebebinin hakiki sorunlan daima arka plâna atıp politikayı sorunlara göre değil • de, sorunlan politikaya göre yürütmekten ileri geldiği âşikârdır. Sayın senatörün de belirttiği gibi bugün sosyal, ekonomik ve politik sorunlara birinci derecede çözüm yolu ararken eğitim sorununu ikinci plâna atıyor ve eğitim sorunlarımızı örneğin Devlet Personel Kanununda olduğu gibi politikaya göre ayarlıyoruz Eğitim problemlerinin arkaya atılış nedeni de eğitim hizmetlerinin yarına yapılan bir yatınm olması sebebiyle bugünün poütika çıkanna çabucak hizmet edemeyişinden meydana geldiğine şüp he yoktur. Fakat gerçek şudur ki eğitim dâvâmız ön plâna alınmadık ça ve politikamıza göre değil de memleket ve milletin hizmetinde politika dışı bir millî Eğitim sefer berliği ele almadıkça bu sorunumuz bu çıkmazda daha yıllarca devam edecek, belki de daha geriya döne cektir. Rueünkü yön ve şartlar altmda eğitim sistemimizin gerçek dâvalara cevap vermediği ve veremiyece?i bir hakikattır l teşebbüs yoliyle kalkmma», cRefah Devleti», VJ.. gibi iddialı sloganlarla iktidara gelen A.P. hükumeti yarattığı ortamla bindiği dalı kesmek durumuna düşmektedir. özel teşebbüs eliyle kalkınmak, Türkiye gibi tarihinin biçbir döneminde gerçek anlamiyle yaratıcı te«ebbüs gücüne sahip bir burjuva yaratamamış geri kalmış bir toplum için kendi içinde münakaşaya değer bir iddiadır. Fakat bunu münakaşasız kabul etsek dahi, yaratıcı teşebbüs gücüylc ülkeyi kalkındıracak müteşebbislerin ortaya çıkmasının toplurasal ekonomik ortam dışında bir olgn sayılamıyacağı da bir gerçektir. Bu bakımdan, gerçekten özel teşebbüs yoliyle kalkınmayı tavanan bir iktidarın, her şeyden önce bu ortamı ysratmıya çalışması gerekir. Eger, aksine, bu ortam yokediliyorsa, sözkonusn olanın artık özel teşebbüs yoliyle kalkınma deği) de difer bazı gayeler oldnçu anlaşılabilir. S Başlıca nitelik bir degişmeyle beraber gider. Bn degisme. kaçınılmaz sekilde, bu dünyanın maddi değerlerine dönük, yenilikleri yaratma ve uygulama gücüne gahip. tutumlu, hesaplı ve besapçı bir zihniyetin yerleşmes'ni gerektirir. Taratıcı, hesapçı ve maddiyata dönük davranışla beliren gerçek anlamda burjuvayı yetiştiren tek toplnm tipi Batılı toplnmdnr. Türkiye dahil bugünün geri kalmış ülkelerini Batılı toplnm tipinden ayıran başlıca nitelik 16 17 nei yüıyıldan itibaren olusmaya baslıyan teşebbüs gücüne sahip burjuvayı bu topIumların yetigtirememis olmasıdır. Batı'da kapitalizmin dogus sebeplerini inceliyen bir kısım topInmbilimciler, bu sınıfın do*ns sebeplerinin kaynatını Hıristivanlıkta Reformasyon olavıyla: toplumdnki defer yargıları ve kişilerin zihniyetinin n>îHnnesivle davranısiann deSismesinde bulmaktadir. Tek seben bu olmasa dahi. bu dünya ötesi irin vasıvan. hesapcı ve maddeve dönük nlıraktan uzak bir Tihnivetin hSkim nlduihı b:r tonlnn*un mütesebbis yetistiremiyeceii de bir gercektir. B ması birtakım toplumsal ekonomik psikolojik etkiler altında fertlerin davranışlarında ir toplumda mfiteşebbis sınıfın ortaya çık :::: ve öğretmene gereken önemin yeteri kadar verilmesi; eğitim ordıEunun politika dışı tutulması; ınizinin veya başka nedenlerin tesiri al tında öğretmenlerin mağdur edilme mesidir. Yoksa Küre'den yazao s a " yın Canip Yılmaz'ın belirttikleri gi bi biz eğitimciler, memur caffliası içinde özel ve üstün şahsi menfaatımız için muamele göreliın id diasında değiliz. Yeter ki. millet ve memleketimizin çabuk kalkınabilme sinde bize düşen vazifeyi en randımanh bir şekilde yerine götünnek için gereken şartlar sağlansın. Bugüne kadar olduğu gibi bundan *°n ra da her iktidara gelen Millî Eptim sorununu kendi politika görü§ü çemberi içine sokarsa nice yüz yıllar ajTiı yerde sayar ve ilerisi için sayıklarız. Görüşümüze göre millî eğitimde arzu edilen ve mem leketin kalkınabilmek ve refahm gelmesi için susadığı seviyeye gel mesinin tek çaresi eğitim ve eğittm cinin politika dışı bırakılması ve ihtiyaçlarına eğilmekür. Bu durttm ise ancak parti ve politika dışmda ve üstünde uzun vâdeli bir «Millî Eğitim SeferberliğUnin tatbiki ile mümkündür kanısındayız. Halit İ. Dayıoğlu Öğretmen Araklı etmek istemediğimden sonuç olarak: Misafirperverliğin iyi bir davranış olduğunu ve fakat bu davranıştan lâyık olanlara öncelik tanınmasınm daha doğru b;r hareket olacağını sövlemek isterim. Metin BÜYÜKDOIAN Orman Fakültesi * Kadına saygı BÖLÜCÜ ZİHNİYET 9 Aynı konuda öğrenci İsmail Kurt'tan, Kaman'daki okuyucumuz Hamit Tos' dan mektup alffl'? bulunuyoruz, İsmail Kurt sö^ü edilen yaayı okuduğunu, yazarın fikirlerine katıldığını ifade etmekte. öğretmenlerin yeteri kadar eğitilmediği konusunda yazar ve tartışmacı Halit 1. Davıoğlu ile birleşmektedir # Tartışmacı Hamit Tos'da Zerrin Tüzünün yazılarını okuduğunu. yazann «Yurt kalkınma*ında eğitim ve öğretmenin değeri» konusundaki görüşlerine katıldığmı bil dirmekte ve «Eğitim ailesindeki hu zursuzluğun» nedenlerine değinerek söyle demektedir: •Bizcc eğitimciyi huzursuz kılan nedenlerin başında, ona yapıla ge len saldırılar. dolayısıyla bölürü zihniyet gelir. l'lusça eğitimcilerimize görevlerinde yardımcı olmamız gerebirken, biz onları söver, döver ve hattâ bu yıkıcı davranıslarımızı çocuklarımı za da aşılarsak. yarınlarımıza nasıl güvenle bakabiliriz. Her eün ga zetelerimizde okuduğumuz fiili sal dırılara. yenileri eklendikçe ve eği timci kaderb'le başbaşa bırakıldıkça, onun huzursuzluğu, ulusca k»lkınmamuı etkilemekte gecikmiyccektir. Eğitimciye yöneltilen fiill saldm lar yetmiyormuş gibi, bir taraftan da, yok milliyetçi, yok milliyetsiz, yok. sağcı yok solcu gibi yıkıcı bir zihniyetle eğitimciyi karsı karşıya bırakırsak onun mutluluğundan na sıl söz edebiliriz.» :::: • ••• •••• •••• Son zamanlarda. e«asen Türk toplumuna asırlardır hâkim olagelmis kaderci, «geçici olan bu dünvada ölüm sonrası bir hayat için hazırlıkla ömür gecirmevi özleyen zihnivet» irtieaın körüklenmesi ile ıriic kazanmak etilimindedir. Tabii, hir Çin atasözünün belirttigi gibi, cahil ve uvutulmus kisileHen kurulmns toplumun vönetimt çnk kolavdır. Ne var ki, müteşebbisi yetistirecek nlstn kavnak da hu genis kitledir. Eier bu kitle uvursa. mütr«fbhi« vrtistirecek kavnak da kuruvor demektir. Bu bakımdan özel teşebbüs eliyle kalkınma »lnranı ile irtieaı körükleyen tutumnn hicb'r sekilde ha*d»«masi miimkiin de*ildir. Dnrrnn doihıla tovlum tipi içinde d'namik ve varatiM miite«#4»bislerin vetijmesini ve bunlarîtı ' i "vi kalkındftatsaıubeMeaıek düpedüz baya.1, ' ! nei olarak. Türkive «on aylar icinde Don Kisot'un deîirmenlere saldırmasını hatırlatan bir «komünizme hücum» taktiği içinde dehşete düsmüstür. Taratılan bu korku ve dehset atmosferinin özel tesebbttgün gelismesi için çok olumsuz olduğunu da bilmek gerekir. Bütiin mallarına her an bir ihtilâlle el konulması korkusu içinde ya iiii YENİ NESİL SİZİN :• ESERİNİZ OLACAK :: Tartışma köşesinde îstanbu! Bi rinci Noteri Fahire Akman'ın Denızlili bir arkadaşımıza verdıei cevabı (!) üzülerek okudum Sayın Akman'ın esas tartışma ko nusunu bırakıp da. tartışmacıya: •Scn sus hakalım küçük! Daha seııiıı neye aklın erer ki?» gibilerden kelimeler sarfotmesini hoş karşılamadık. Madem ki bir tartışma köşesi açılmış ve başına «Yirmi yaşından küçükler yazamaz» gibi bir kayıt konulmamıştır, o halde herkes nor mal sımrları asmamak şartiyle fiki"lerini savunabilir Eçer bir lise öğrencisinin ağzını açıp da konuşması noter memuru tarafından acaip karşılanırsa nasıl b.r vargıya varmak gerekir kestire m'voruz. Bıze de tuhaf gelen, tartışmacını i kendisine hakiki aydın diyip lise öğrencisinin yazısına burun kı vırrnası oldu. Oysa insanlar ne kadar mütevazi olurlarsa o kadar yük sektirler. U*"ğil bir Fahire Akman, gerçekt»n her bakımdan hürmete lâyık yü • insanlar bile karşılarındakilej e IİT fıkir ve mevkilerini küçük görmfk gafletine düşmemişlerdir. f 5azetenizin değerli köşesini istemıyerek bu şekilde bir vazıyla meş gul ettiğim icin özür dilerim. Nadir Topçuoğlu Sakarya Lisesi öğrencisi Adapazan T S •••• •••• •••• !••• ••• •*•• »••• ••«• •••• t Sonuc ukarda sıraladıfımız politik tntam, iktidar partisinin iktisadi programiyle çelişeD bir ortam yaratmaktadır. Bu ortam özel teşebbüs eliyle kalkınma sloganiyle hiç de bagdaşır bir nitelikte değiidir. jiii • ••I • a* ayın senatör, yazılannda eğitimin en önemli unsurunun öğretmen olduğu gerçeğini açıkça belirtiyorlar. Bu gerçeği hakkiy le anhyabilmek için bu mesleğin içinden kopup gelmek ihtiyacı vardır. İşte sayın senatör, eğitim ordu sundan kopup gelmiş bir kişi ola rak bu gerçeğe çok iyi ve önemle değiniyorlar O halde eğitim problemlerimizin gerçeklere uygun çözüm muvaffakiyeti öğretmenin ve eğitimcinin yetiştirici ve yaratıcıJığına ba?lıdır. Büyıik Atatürk: «Mil letleri Kurtaranlar ancak ve anrak muallimlerdir ve «Mnallimler yenl ncsil sizin eseriniz olacaktır» vecizelerile bu' gerçeği belirtmişlerdir. Öğretmenin, memleketin ve milletin kalkınmasmda, yeni neslin yetişme sindeki verimi ise huzuruna bağIıdır. Bugün yüz binin üzerindeki öğretmen kitlesinin ekseriyetinin huzurunun bozulduğu bir gerçektir. Saym senatöre göre eğitim ordusunda huzurun bozulmasmın en önemli üç sebebi şunlardır: A Devlet Personel Kanunundaki bölücülük, terfi kısıtlaması, malî yetersizlik ve iş tahliline yer verilmemesi A Eğitim camiasında son zamanlarda yapılan daha ziyade üst kademelerde gerekli gereksiz nakiller ve tâyinler. A Teknik öğretim ailesi içinde yüksek kademede yapılan değişikIikler. Bu üç madde üzerinde sayın yazar kadar, olumlu ve aydıniatıcı birçok yazılar yazıldığından ve bil hassa sayın senatör bu maddeleri geniş ve derinliğine izah ettiklerinden tekrar üzerinde durmağa lüzıım yoktur. Ancak yazarın sıraladı ğı bu üç önemli husustan başka ca miamızda huzursuzluğun artmasma sebep olan bazı önemli sebepler üzerinde duracağız, Atatürkçülük S Tsbbî Servis İçin Lisan Bilen Doktor Araıuyor Türkçeden Almancaya, Almancadan Türkçeye mükemmelen teıcüme edebilecek bir doktor aranmaktadır. Fransızca ve İngilizce dillerine vukuf derecesi terc.h sebebitîir. Şartlar caziptir. Kısa hâl tercümesi ve bir fotoğrafla SANDOZ İLÂÇ SANAYİİ Ltd. Şti. L#vent adresine müracaat edilmesi. Reklâmcıhk 1858/4671 MEVLIT Vefatı ile bi:leri telâfisi Imkânsız acılara duçar eden, kıymetli varhğımız Lâyık olanlara öncelık tanınsın alim Akbaş ısimli bir maklna ithalâtçısının Amerikan Aitıncı Filosunus ÜSS Amerlka uçak gemisini lokumla ziyaretı esnasında aynen: «Biz Türk milleti, Amerika'nın en vakın ve hakiki dostumuz ve müttefikimiz olduğuna inanmaktayız. Amerikan Aitıncı Filosuna mensup bir grubun ziyaretı her iki millet arasındaki dostluğu arttırmaktadır v.s.» sözlerini hay retle ve üzüntüyle okudum. Halim Akbaş dlı vatandaş'a göre Amerika TÜrldye'nin en yakın ve hakiki dostu olabilir, ama bu Turk milletinın tüm olarak Amerikajn hakiki dost bildiği anlamına gelmez. Meselâ ben öz be öz bir Türk vatandası olduğum halde hiç de aynı fîkirde degilim. Saniyen benim düşüncemde olan bir hayli vatandaşın bulunduğuna da kaniim. Kaniim çünkü daha dünün hâdisesi olan ve hafızalara taht tnırmus bulunan Kıbrıs • Aitıncı Filo münasebetinin nasıl bir dostlukla izah edileceğini bir türlü sökemiyorum. Meseleyi bir turizm ve dövl2 yönünden ele alsak bile yılda bir kere dahi gelmeyen aitıncı filo yerine her sene yüzlerce gelen ve bir hayli para bırakıp giden bak) ki turist gemilerinin lokum'a daha lâyık olduğu apaçık bir gerçektir. Satırlannızı daha fazla rneşguJ H Kız Enstitüsü Mezunlarına KIZ TEKNİK YÜKSEK öGflETMEN OKULU MÜDÜRLÜGÜNDEN: 1 19661967 öğretim yıh için Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunun (BiçkiDikişDışGiyim), (Ev idaresiYemek PişirmeKv Yönetimi), (Çocuk Gelişimi ve Eğitimi), (ModaÇiçek El Sanatlan ve Süs Eşyaları), (NakışÇamaşuİç Giyim); (Resim) bölümlerine öğretmen yetiştirmek üzere yarış smavı ile parasız yatıh; Burslu gündüzlü ve gündüzlü olarak öğrenci almacakür. 2 Bu sınavlara; eski' ve yeni programlara söre merun olan; 30 yaşmi geçmemiş adaylık şartlarını taşıyan bütün Kız Enstitüsü mezunları müracaat edebilecektir. 3 Kayıt ve kabul şartları ile müracaat ve seçme usulleri 688 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan geçici yönetmelikle 737 sayılı Tebliğler Dergisindeki ck genelgede açıklanmıştır. Tebliğler Dergisi her dereceli okul ve Millî Eğitim Müdürlüklerinde mevcuttur. Hâlen, öğretmen olanlann bulunduklan ilin Millî Eğıtim Müdürlüklerine, enstitü mezunlarının da mezunu oldukları veya öğrencisi bulunduklan Kız Enstitülerine, formül dilekçe ile en geç 15 haziran 1966 tarihine kadar müracaat etmeler' iîân olunur. (Basm 12079 A.4543/4684) aziz ruhuna ıthaf edilmek üzere vefatının 40 ıncı gününe tesaduf eden 1 Mayıs 1966 pazar gunü, Suitanahmet, Yerebatan Camii Şerifinde ikindi namazmı müteakip. H. İsmail Dağnış, H. Kemal Erdağ. H. Abbas Nazar. H. Mahmut Hataylı, H. Ata Bereketli ve Duahan H. İzzet Yeşilbaş tarafından kıraat olunacak Mevlide bütün akraba, dost ve din kardeşlerinin te?rifi rica nhınur. AİLF.Sİ Şerafettin SİREK'in BAZI ÖNEMLİ SEBEPLER | | POLİTİKAYA İTİLİS: Öğretmen ve eğitimcilerin bilhassa son yıllarda gereğlnden ziyade politikaya itilişleri bir gerçektir. Haltâ hakiki vazifelerini unutup. politikanın içinde bir politikacıdan daha fazla uğraşan birçok öğretmen ve eğitimciye raslamak mümkündür. Görünüse göre politikaya itili şin en önemli sebepleri: (T) Öğretmen camiasmı bölücü derneklerin kuruluşu A İsabetsiz tâyin ve nakiller. (f) Parti ve politika cılarm koruyuculuğu A Asın s*1* ve sol cereyanların tesiridir. OEKİ EKSİKLİK: Öğretmen ve eği timcinin yetişmesindeki eksiklik veya isabetsizlik, öğretmenin esas vazifesini ihmal edip politikaya itilmesini kolaylaştirmaktadır. tşte Konya îmam Hatip Okulu, Kırşehir llköğretmen Okulu, Ankara ve Malatyadaki olaylar eğitimci ve öğretmenin yetişmesindeki veya ye tiştirilmesindeki eksiği ve hatayı açığa vuruyor. Biz eğitimciler çocuğun muhtaç olduğu fazilet milH inanç ve meslek aşkını yeteri kadar verememekteyiz. Bu feyzden mahrum olan kişi atıldığı meslekte faydadan ziyade zararh olmakta ve geçmişte olduğu gibi bugün de, ge lecekte de birçok olaylar meydana gelmektedir. Bu bakımdan öğretmen yetiştiren kurumlann üzerinde hassasiyetle durulmalı ve ihtiyaçlanna cevap vermeliyiz. Öğretmen eksiği var diye, öğretmen açığını kapatalım diye her önümüze geleni alıp sen gel al iki yüz lira maaş, al da 90100 tane körpe dimas bunlan yetiştir dersek bu gibi hâdiseler çok daha olur Kas yapalım derken göz çıkarıyoruz ve yine de kaş vaptım divor ve çıkardığımız co7Ü ffnnr>"ıvoruz. ; TEŞEKKÜR Oğlurauz CEM AYDIN'm kalb ameliyatını başarı ile yapan onu yeniden hayata. bizleri de nuzura kavuşturan Sayın aym Burhan Felek «Atatürkçülük» adlı yazısında. haklı ola rak Atatürk'ü yanlış anlama, Atatürk'ün kendine özgü diisüncelerini yanlış yorumlama gibi. bir çelişikliğin ortadan kalkması için. Atatürkçü düşüncenin smırlannı çizelim ve dolavısiyle de her önüne gelen Büyük Kurtarıeıyı; pi»<lkar' larına âlet etmesin diyor.. Süphesiz doğrudur bu endi'e. Ama sorun büyük. Atatürkçü düşüncenin smırlannı nasıl çizeceğiz? Ölçümüz ne olacak? Atatürkçü Düşünceye yazann söylediği gibi Atatürk'ün yazdık larına konuştuklarına kısacası, eserine bakılarak bir sınır çizilecekse, buna lüzum yoktur. Bütün bunlar ortada. Herkese açık. Görsün, okusun.. Yoksa, bir kişi dili ile AtatürkçOyüm der de: Lâik devlet anlavışının dinsiz lik oldueunu telkin ederse, Hilâfetin özlemini duyarsa. Türkiyeyi şu veya bu devletin •Peyki • mandası» haline getirmek istiyorsa. veya getirmek istiyenlere göz yumuyorsa, Fesin özlemini çekiyorsa, Çarsafın özlemini çekiyorsa. Mecellenin özlemini duvuyorsa. Arap harflerinin yenl Türk alfabesinin yerini almasını istiyorsa, Kadife Kaleye islâm bayrağını çekmek isterse. Anarşî yaratmak istiyenlere fırsat verir. bazan da yardımcı olursa. Sırt üstü yatıp da sadece aracıhk yapmak suretiyle milyoner ol mak istiyorsa, Memleketi kalkmdıracağım di ye milletin karsısına cıkar da, ken dini ve taraftarlarını kalkındırmağa calışırsa. onun eserlerinden rahatsız olursa. rekinmeden teşhisinizi koya bilirsiniz. o adam kim olursa olsun? Atatürkçü değildir!.. Osman Güler l.Ü. Hukuk Fakültesi Taksim Meydanında 28 Nisan için yapılan tören sırasında piyanist llham Gencer birdenbire mikrofona fırlayıp : c Hiçbir cazcı komunist değildir» diye bağırmış. «Komünizmi kabul etmiyor ve böyle söyleyenleri ıspata davet ediyoruz.» Gençler, Genceri bir parça tartaklamışlar, sonra olay kapanmış. Bir anlaşmazlıktan çıkan tatsız bir hikâye. Olur böyle şeyler. Ancak meselenin itişkakış tarafı dışında kalan kısmı önemlidir. Tıl 1966. Atatürk Anıtı önünde bir piyanistimiz : Hiçbir cazcı komunist değildir... diye bağırıyor. Acaba? Geçenlerde Ankarada polis, sakallı, kırmızı ceketli bir gitaristi yakaladı. Söylendiğine göre gitarist süpheli hareketler yapıyor, anlasılmaz şeyler mırıldanıyormuş. Daha önce de sokak fenerine kırmızı kâğıt bağlayıp, kızıl ısıklar altında sarkı söyleyip gitar çaian birtakım kisileri de polis toplayıp karakola siitürmüştü. Dikkatli olmak gerekir bu konuda Çünkü bn komünistlerin nerede, ne saatte. ne kılıkta karsınııza çıkacağı belli olmaz. Nedir parolamız: Su uvur, komunist uyunıaz. Komunist uyanıkken biz uyursak. bunun sonu ne olur? Komunist uvanıkken biz de uyumıyaca§ız. komunist uyursa biz de ancak o zaman uyuyabiliriz. Yani komunist uyurken uyumak, komunist uyanıkken uyanık olmak en iyisidir. Komünistler iblisçe zekâları ile herkesin uyudugn zamanı kendileri için en elverişli saat sayarlar. Herkesin uyuduğu saatler gece yarısından sonra deçil midir? Eeee O zaman da ver elini barlar ve gece kulüpleri. Bakıyoruz, son zamanlarda tstanbulda üstüste gece kulüpleri açıldı. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bir kere oralarda çalınan musiki bizim millî musikimiz de^il. Gerçi içiraizde : Caz müzigi Amerikadan gelivor. bir sakıncası yoktur... dıvecekler bulunabilir. Ama Amerikada cazın ustası zencilerdir Rav Charles, Ella Fitzçerald, Loui? Armstronç.. gibi birtakım karaderüiler borulara üfleyip. pivano caltp. garip türküler söylerler Kendini bilen, bu musikive iltifat etmez. Zencilerin kökü Afrikadadır. Afrika ise Komunist Çin ile Rusyanın kızıllastırdığı bir ülke... Amerikada zenciler zaten beyazlara baskaldırmakla Moskova'nın talimatını yerine getirivorlar. Durup durduk verde ortaya bir beyaz siyab dâvası çıkarıp miittefiklerimizin itibannı dünya nın gözünde kırmaga çalısıyorlar. Gece kulüplerinde bir de Fransadan gelen hafif müzik var. Bizim bildi£invz Fransa. öteden beri kokusmus, dejenere bir ülke. Onların en ünlü sarkicıları komünisttir. Tves Montand komünisttir. Georees Brassens komünisttir. Aznavour'dan Leo Ferre've •Tacques Brel'e. Gilbert Brcaud'va kadar bütün sarkıcılar. meshur komunist sair ve Fransız Komunist Partisinin önde gelen kisilerinden Aragon'un siirlerini bestelemisler, çagırır dururlar. Şimdi hangi çece kulübüne ritseniz bu dejenere müzik Moskovanın propagandasım yapar durur. Ve efendim halk türküleri de sardı gece kulüplerini . Bu da Moskovanın isi! Bizim halk türküleri de komünistlik propagandası yanar. Neymis o Serdari denen adam : Serdarî halimiz böyle n'olacak Kı«sa çöp uzundan hakkın alacak... demiyor mn, düpedüz komün'stlik. Karacaoğlan : Yeme el malını ergeç verirsin tSneden ipliSe sorulur bir gün . demiyor mn. düpedüz Servet Bevannamesi istivnr. Ta Tunus Emre ne diyor : Oitti bpyler mürveti Yediği yoksul eti Binmisler birer atı tçtigi kan olmuştur. Bunların bepsı de komünistliktir. Halk türkülerini okumak da komiinistliktir. Snvlendi^ine eöre Moskovanın geçen eylülde komünist'ere verdiii talimat sudur : Her yanda Fransıı sarkıları. zenci havaları, halk türküleri söylevip okuvacaksınız! Gitar çalacak, acayip sesler çıkararak tepineceksiniz! Moskova bövlece anarsi cıkarmak ve statükoyu yıkmak istivor Mozart. Beethoven, Bach. Schubert gibilerine gelince.. Bunların eserleri Amerikan orkestralan tarafından calınırsa iyidir Rus orkestralan tarafından çalınırsa İyi değildir. Çünkü Rnslar bn eserlerl Stalin ve Lenin emirTeri gereiince komünistiige uygun bicimde vorumlarlar. Beatles gibi dejenere topluluklar öncelikle givinislerl. hareketleri. saclarivle anarsi varatıvorlar. Polisimizin Beatle* gibi «ivinmis bozuk kafalı gençleri toplaması gerekir. Mevcut ve müeses nizama karsı cıkanlara aman verilmemrlidir. $i«idi «etnrzdeır hiri crtcıp da : Pekl bls hangi tnüzigj dinleyîp, "ne 1te danstdecegiz? diye sorabilir, Elbette Hükumet bunu ehemmiyetle düşünmektedir. Talim Terbiye Heyeti ve Kültür Müsteşan bu konuda hazırlanıyorlar Ama musiki dinlemek istiyenler Mehter Takımımızı dinlesinler Hepsi de palabıyıklı olan bn takım medarı iftiharımızdır. Koraünizm heniiz bu takıma kadar giremedi. Velâkin tedbir alınmazsa yakında oraya da bulasacafı sanıiır. Su uyur, komunist uyumaz! • ••••••* EKONOMİK VE SOSYAL ETÜDLER KONFERANS HEYETİ Türkçe ve İngilizce dillerinde Simültane tercüme yapabilecekler için kurs açacafctır. (40) yaşından aşağı olan istekHlenn iş günü ve saatlerinde, en geç 10 Mayıs 1966 tarihine kadar müracaat etmeleri rica olunur. ADRES: Cumhuriyet Caddesi No. 279, Adlı Han Kat: 8 Harbiy» Cumhuriyet 4701 OSMANLI BANKASI A.Ş. OSMANLI BANKASI A.Ş. Hissedarlar Umumî Heyeti 27 Nisan 1966 günü Londrada toplanmıştır. Komite tarafından hissedarlann tasvibine arzedilen kararlar kabul edilmiştir. 13 Mayıs 1966 tarihinden itibaren 93 sayılı kuponun ibrazı mukabilinde hisse başma 10 şilinlik bir femettü hissesi ödenecektir. Yıldız: 556/4700 Dr. SİYAMİ ERSEK'e hastalığın teşhisi ile ameliyat evvel ve sonrası yakm tlgi ve alâkasını esirgemiyen Sayın AYTAÇ AKDUMAN İle TUNCEB TÜRAN 28.4.1966 tarihinde Evlendiler Belediye Sarayl İzmir Dr. ÜMİT AKER'e ve Haydarpaşa Göğüs cerrshisinln sayın doktorları Dr. Kemal Bayazıt Dr. Mehmet Abuç. Dr. Hüseyin Çetin. Dr. Ercüment Kop man. Dr. Fela Ersek ve diğer doktorlarla, Başhemşire Adviye Taskın'a ve hemjirelere. sekreter Servet Okumus'a ve bütün h«stane personeline tesekkür ve sükranlarımızı arzcderir. AİLESİ Q ÖGRETMEN YETİŞTİRME Ortaokul Yaptırılacak Valiliğinden Cumhuriyet 4689 vmm Sayın Müşterılerinin Hızmetindedir Telet'on: 53 48 0 1 7 Cumhuriyet 466ı ÖLÜM Eski Vekil ve Büjük elçilerden merhum Behiç Erkin ve merhume Behiye Hanımefedinin oğlu, merhum Faik Beyraktar ve Fatine Hanımefendinin damadı. Berin Erkln'in eşi. Reside Arel ve merhum Vecih Erkin 'in kardeji, Azime ve Nüveyre Bayraktar'm eniştesl, Ord. Prat. Fahrl Arel'in kayınbiraderi ILflN Müessesemiz, 1966 İzmir Enternasyonal stand'ı için bir proje yaptiracaktır. Fuarır.da satıj Alâkadar olanlann «GAZİ BULVAR1 NO. 31 İZMİR» müracaatl.ırı rica olunur AÎvlANYA SEYAHATINIZDE Her türlü ELEKTRtKLl CİHAZLAR, RADYü ve TEKSTtL ıhtiyaçlarınu için zengin çeşitlerı ve ucuz fiatlariyle V ALMANJYVYIN EN' B' VOK Tf>RK FtPM**!' NECİD ERKtN Hakkın rahnıetine Kavuşrauştur. Cenazesl dünkü 29.4.1966 cuma günü Te?vikiye Camiinden «lınarak Edimekapı Şehitliglndekl aile mekberesine tevdl edılmiştir. Mevlâ rahmet evlive Cumhuriyet 4668 TÜRKİYE YAĞ ve MAMULÂTI A,Ş. «TURYAĞ» Cumhuriy»t 4687 SONUÇ »lm eörüşümüze göre. eğitim •omi"indaki huzursuzluBun giH^rilmepi VP ö§rermenden istenilen rnndımanın alınabilmesl tçin her jeyden önce eğitime, ejitimciy« EVRİMEXPORT HJzMfcTINİZUBUİR. MÜNCHEN 15 land«ehr Strasse 26. Tel: 59 45 21 Türkiyede: Sirkeci. Asirefendi Cad. Pivasa Han \o S02 Tel: n 33 « ninaıhk: 3157/1814 B 1 Izmır Mersinii'de yapüacak olan 1439704,39 lira keşif bedelli 12 derslikli ortaokul ınsaatı kapaJı zari usulü ile eksiltmeye çıkanlmıştır. 2 Gtçici tercinatı 56941.13 liradır. 3 Elksiltme evrakı mesa! saatleri içinde İzmir Bayındırlık Müdürlüğünde göriilebilir. 4 Isteklilerin gerçek tek kişi veya tüzel kişi olması jarttır. (Husust ve tescil edilmemiş ortaklıklar kabul edilmez). 5 Oıales] 11 mayıs 1966 çarşamba günü saat 11.00 de İzmir Hükumet Konağında Bayındırlık Müdürlüğü odasmda Bayındırlık Eksiltme Komisyonunca yapılacaktır 6 Tsteklilerin. Bayındırlık Bakanlığından almış olduklan (C) grupundan keşıf bedeli kadar müteahhitlik karnesi, 101986.00 liralık maH veterlik beleesi. teknik personel beyannamesi, plân ve teçhizat beyannamesi. raahhüt beyannamesini dilekcelerine ekleyip 6/5/966 ?ünü saat 17.00 ye ftidar Valiliğe miiracaatla yeterlik belgesi ilmalan Sarttır. 1 İsteklilerin. yeterlik belgesi. geçici teminat mukabib" 56941.13 liralık banka makbu? vey» mektubu 1966 yılına ait Ticaret Odası vesikası teklif mekruplarını muhtevi kapalı zarflannı 2490 ^avıh tammım tarifab lahilinde hazırlayarak ihale saatinden engeç bir saat evveline kadar KoTnsyon Başkanlığina makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur ^ Yeterlik belfîesi için telgrafla müracaat ve postada vâk; Oio«^k gccü'meler kabul edilmeT * (Basm İ. 1372 11461/4660)