28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PLASTİK BOVALARINI' ISRARLA ARAYINIZ EMSALSİZDIR umhuriv 42. yti soyı 14993 KUBUCUSU TUNUS NADİ Telgral ve mektup adreâ: Cumhuriyei tstanbul Fosta Kutusu: tstaabul No 246 Telefoalar: 22 42 90 22 42 96 2 2 42 9 7 2 2 42 9 8 2 2 42 99 \ I ANKARA'DAN E ÇAĞDAŞ DÜŞÜNCE TARİHİ Ord. Prof. ÜLKEN Türk düşüncesinı v* bunun tariSini bilmediklerinden ideolojik .mjicâdelelefK yıkicı olmaktadır^ Tanzimöttan bugtkne kadar Türk düşuncesini, ideolojik fflümları, temsilcilerinl've ^atı^salarını iflü olarak anJatan 40 «enenin çp güçlü FİATI: Eserin v/Iİmamı iki Vlt. 1 mcı cilt l ^ i t a . $ % i cüt 11 Cumo 29 Nison 1966 Konuşması protestolara yol açan Ilham Gancer (solda) tören yerinden uzaklaştırüıyor. "Sovyeller Karadeniz'i Rus gölü haline getirmek isliyorlar,, 28 Nisan,, anıldı Karadeniz iç değil bir açth denizdir I Said Arif TERZIOĞLU BİLDİRÎYOR aradenizde düsen B57 uçağının aranması için Montrö Anlaşmasının hükümleıüıe aykın olarak Boğazlardan geçmek isteyen Amerikar. askeri gemisinin geri döndürüldüğünü. 6 ncı Filoya mensup uçak gemisinin ise gece girmesine izin verilmediğini, ve iki olaydan sonra Amerikaljların Boğazlar Statüsünü incelemeğe tâbi tuttuklarını dün bildirmiştik Amerikan Deniz hukukçuları bu inceleme sonunda bir rapor muhtıra hazırlamıslardır Karadenizin durumunu, Sovyet Rusyanm Karadenizle ve Boğazlarla ilgisini, karasuların ihlâli konusunu da içine alan bu rapoı rr.uhtarının, metnini veriyoruz. MECLİSTE S1TGI DURUŞU YfiPILIRKEN B1ZI HP. LİLER DIŞARI ÇIKTILfiR Amerikalıların Boğazlar ve Karadeniz hakkında hazırladığı raporun sonucu Yarın, Daima Yarın! 28 Nisanda Beyazıt meydanında başlıyan, ertesi gün Siyasal Bilgiler Fakültesine sıçrayan, daba sonraları da Kızılayda yoğunlaşan gençlik hareketlerinin üzerinden henüz altı yıl geçti. İstanbul ve Ankara t'niversitelileri, onlarla beraber Atatfirkçü aydınlar, yakm geçmişimizin bu heyecan ve umut dolu günlerini şimdi haklı olarak kutluyor, bizi 27 Mayısa ulaştıran fikir ve eylem kmlcımlarının itici gücünü toplnm çatısı altında canlı tutmaya gayret harcıyorlar. 2829 Nisan olaylarının kökü, öyle sanıyoruz ki, sık sık yazıp çizdiğimiz, habire tekrarlayıp durduğumuz nedenleri aşmakta, daha derinlere inmektedir. Kök derin olunca, onun gövdeye vereceği yaşam gücü de ancak zamanla yukarı dallara ve yapraklara erişecektir. Çınar ağacı bizim ulasal sembollerimizden biridir. Koca çınarın da papatya gibi bir mevsimde açılıp sönmiyeceğini biliriz. 38 29 Nisan egrenci harekeUeri ve genel otarak 27 Mayıs öncesi olaylarına yol açan nedenler arasmda bugüne değin çok şeyler saydık, düktiik. Gericiliğe tâviz verildi dedik, oy avcılıjr yapüdı dedik, fikir özgürlüğü biçe sayıldı dedik, devrimler rafa kaldırüdı dedik, Tahkikat Komisyonu bardağı taşıran son damla oldn dedik, daha başka nedenler de ileri sürdük. Bu söylediklerimizin her birinde bir gerçek payı bulunduğuna şüphe yoktnr. Ama bize öyle geliyor ki, bütiin bu nedenler 27 Mayıs öncesi çalkantılarının ancak yakın, çok yakın itici güçleridir. Tahkikat Komisyonu bardağı taşıran son damla idi ise, baskı kanonlan, seçim yolsuzlukları ve diişük iktidarın benzer davranışian da daha önceki damlalar yerine konabilir. Son damlalara gelene dek bardağı dolduran sıvi nedir? Asıl onu incelemeliyiz. Biz, bu sıvinın, Türk tophımunu ayağından yakalayıp bulunduğu yere saplamak istiyen statükoculuk balçığı oldnğuna ve bu balçığı temizlemedikçe ileride bardağı taşıran başka damlalarla karşüaşmak tehlikesinden kurtulamıyacağımıza inanıyoruz. Çağdaş uygarhk düzeyine varmak istiyen Türkiye hızla değişmek, sosyal ve ekonomik statükodan kurtulmak zorundadır. Bundan yarım yüzyıl önce Atatürk bu gerçeği görmüş, Zaferden sonra, daha ayağmın tozunu silmeden bilinçle işe koyulmuş ve kendinden sonrakilere değişen, değişmek zorunda olan bir Türkiye bırakarak gitmiştir. Atatürk'ün yanm yüzyıl önce gördüğü gerçeği bugün hemen bütün az gelişmiş ulusların yöneticı ve aydın kadroları benimsemişlerdir. Türk Kurtuluş Savaşına benzer çatışmalann yer yer ülkeleri kana bulaması bundan ötürüdür. Dünya değişmektedir, dünya değişecektir. Değişen dünya ortasında da Türkiye lâyık olduğu yeri mutlaka alacaktır. Bizim hesabımıza bu bir parti, va da adam meselesi olmaktan ziyade bir zihniyet meselesidir. Ne yazık ki iktidara gelen kadrolar dâvanın bu yanını feavrıyamamakta. halk değişiklikten hoşlanmaz zannına kapılarak statüko çevresi içinde kalkınabileceğimiz gibi çeliş'k bir davranışla taşan bardağa veni yeni damlalar damlatmaktan başka bir yol tutamamaktadırlar. Oysa halkın değisiklikten hoşlanmadığı yanlış bir düsüncedir. Değişiklikten hoşianmıyan, sadece çıkannı statükonun devamına bağlamış küçük bir azınhktan ibarettir. Açık seçik anlatıldığı ve iyi niyetle uygulandığı zaman halkınuzın çoğunlukla yeni fikirleri ne rahat benimsediğini, başkalannın 150 yuda başaramıyacağı devricıleri 15 yıla sığdırmak suretiyle »tatfirk ispatlamıştır.Atatürk ölelı 31) yıla yaklaşıyor Bugün 30 yıl önceki Türkiyenin her bskımdan çok daha ilerisinde bulunmamız gerekirdi. Fakat yönetici kadrolarumz statüko balçığına öylesine saplanmışlar ki, içlerinde en ilerici geçinenler bile 30 yıl önceki Türkiye koşulla ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Nısan olaylarının 6 ncı yıldönümü dün şehriraizde ve yurtta düzenlenen törenlerle kutlanmıştır. Taksim Âbidesi önünde yapılan toplantıda piyanist İlham Gencer tartaklanmış ve konuşması protesto edilmışUr. Öte yandan ?9 nısanı Zafer Meydanında anmak istiyen Ankaradakı gençlik kuruluşlanyle Vilâyet yöneticileri arasmda anlaşmazlık çıkmıştır M K BAŞBAKAN BUGÜN İSTANBZJLDA Ankara (Cnmhuriyet Bürosu) Başbakan Süleyman Demırel, dun gazetecilerle Buğday sokaktakı evının önünde yaptığı konuşmada, «Bir değisiklik olmadıgı takdirde, bugün İstanbul'» gidecegini* açıklamıştır. 2 Mayısa kadar tstaııbul'da ka lacak olan Başbakan Demırel, gezısı konusunds şunları soylemıştır: «Istanbul'nn problemleri var, içme suyu, elektrik, gecekondn, trafik, imar konuları çözfim bek lemektedir. istanbnl çok dertli bir şehirdir.» Başbakan Sül«yman Demırel, daha sonra, tstanbul'da kaldığı süre içinde, Üniversıte'nin ve Gençhğin dertleri ile de ilgileneceğını belirtmiş, «Ünıversitenin yurt, yemekhane, eğitira yönetımınden pek çok derdi var, bunlara da eğileceğiz» demiştir, BAŞBAKAN1N TEMA8LARI Başbakan Demirel dün saat 12 de Sovyet Rusyanın Ankara Büjükelçısi Nikıta Rijov'u kabul ederek kendisiyle bir süre gö* ruşmüştür. Yakında memleketimızden aynlacak olan Büyükelçi Başbakana vedâ ettiğıni söylemıştir. tçışleri Bakanı Sükan'ın bir suredenberi her sabah Başbakan Demirel'i evinde zıyaret edişi çeşitli yorumlara yol açmaktadır. Içişleri Bakanı bu göruşmeler etrafındaki sorulan her defasında «Normal görüşme* diye cevaplandırmaktadır Şehrimızde Taksim Âbidesi önünde yapılan toplantıda Hüseyin Onur'un konuşmasından sonra, âniden mikrofona çıkan İlham Gencer, «Hiç bir cazcı komünist değildir. Komiınizmi kabul etmiyor ve böyle söv leyenleri isbata dâvet ediyoruz. Bu ahlâksızca bir iddiadır» demiş ve böyle konuşması protesto ile karşılandığından mikrofonun cereyanı kesilmiştir. Bu sırada bazı şahıslar Gencer'in üzerine yürüyerek tartaklamışlardır. Polisler Genceri güçlukle kurtararak olay yerinden uzakla§tırmışlardır. 14 günden beri devam eden «Atatürke Ulusal Bağlılık nöbeti» dün saat 14.45 de sona ermiştir. Bu münasebetle TMTF İkinci Başkanı Cavit Savcı, yaptığı konuşmada, son günlerde Atatürkün hey. keline yapılan tecavüzlerin arttığını belirtmiş ve «Atatürk Gençliği olarak hiç bir mücadeleden yılraayacağız» demiştir. Sovyetlerin amacı Montreux andlasmasimn konu ile ilgili maddeleri nelerdir? Anlaşmamn 10 uncu maddesine göre sulh zamanında hafıf su üstü gemileri, küçük muharebe gemileri ve yardımcı gemiler, Karadenize hiçbir rüsum ve tekâlüfe lüzum kalmadan ancak güneşin doğuşundan batışma kadar geçen süre içinde geçeceklerdlr. Memleket Vietnama döner 28 nisen garilerinden Hüseyin Onur, 28 nisan 1960 olaylaruu canlan dıran konuşmasmdan sonra, zama nın hükumeti tarafından yapılan baskıları anlatmış ve devamla «Bü tün aydınlara. gerçekçilere, devrimcilere komünist deniliyor. 14 yaşındakl okul talebesinden kırraızı kıyafet giyen cazcılara. halk şairlerine kadar her önüne gelene komünist lekesi atılıyor. Bu iş aslında hakiki komiinistlerin işine yanyor. Bütiin bunlar memleket aleyhinedir> demiş ve komünizmle nasıl mücadele edileceğini. sosyal adaletin gerçekleşmesini ve halkın eğitimi üzerinde durmuştur. Hüseyin Onur, konusmasına şöy(Arkası Sa. 7. Sü. 7 de) Bir genç kız eski sevgilisini nikâh masasında vurdu Beyoğlu Evlendirme Dairesinin bir memuru: «Kenan Beyin davetlileri içeri buyursunlar» diye bağırdı. Bir süreden beri beklemekten sıkılan dâvetliler kapı önüne kümelendiler, birbulerini iterek nikâh salonuna geçtıler. Yerlerine oturdular. Biraz sonra Kenan Durmuşoğlu ile Asiye Dur muşoğlu'nun nikâhlan kıyüacaktı. Gelin ve damac namzedı kolkola, alkışlar arasında salona gırdıler, koltuklarına oturdular. Nikâh memuru Alâeddin Alpar formaliteyi tamamlamak için sorularım sormaya basladı. Tam damat «Evet» dıyecekti ki dâvetliler ara sından kırmızı eteklikli, yuvarlak yakaU yeşil blüzlü, üzerinde beyaz bir manto olan 19 yaşında Semüıa Tekel adında bir kız ileri atıldı. «Durun» diye bağırdı. Her kes heyecandan donmuştu. Beyaz pardösülü kızın elinde bir tabanca vardı. «Kunıldamayın yoksa hepinizi yakanm» sesleri arasında tabancasmı damada yöneltti. Tetiğe basarken «Kenan sen göreceksin. Al işte mükâfatın » dlyordu. Tabancanın patlaması Ue kurşunu sırtma yiyen damadın nikâh masasınm üzerine Kapaklanması bir oldu. Kalem elinden düştü.. Bu sırada namludan iki kurşun da duvara saplanıyordu. Bu sırada dâvetlilerden bir kısmı da Semiha'nın üzerine atılarak elindekl tabancayı almak iste mişlerdir. Kargaşalık arunda bir silâh sesi daha duyulmuştur. Sonradan öğrenüdiğine göre, gelinin akrabalarından Mehmet Durmusoğlu, elindeki Kınkkale tipi olduğu sanılan bir tabancanın kabzası ile Semihanın sırtma vur(Arkası Sa. 7, Sü. 1 de) Eskl sevgilisini nikâh masasmda vuran SemUu Tekel Maddeler 11 inci maddeye göre Karadenizde sahtli bulunan devletler, muayyen tonajdan yüksek savaş eemilerini Boğazdan birer birer ve refakatlerinde ancak iki torpido olduğu halde geçireceklerdir. 12 nd maddeye göre İse. Karadenizde sahili bulunan devletler bu denizin haricinde inşa veya tamir ettirdikleri denizaltılarını Türkiyeye önceden ve müddeti içinde haber vermek ve ancak su üstünde seyir ettirmek suretiyle teker teker yine gündüz olmak şartiyle bir taraftan bir tarafa sevk edebileceklerdir. Montreux Anlaşmasının 13 üncü maddesi ise, Boğazlardan geçirilecek savaş gemilerinin geçış müsaadeleriyle ilgilidir Bu maddeye nazaran Karadenizde sahili bulunan devletler, savas gemilerini bir taraftan diğer tarafa geçirebilmek için Türkiyeye 8 gün önce haber vermek mecburiyetindedirler. Karadenizde sahili olmıyanlar ise, 15 gün önce gerekh müracaatı yaparak savaş gemilerinin yerlerını, tıp ve durumlannı, Karadenizde kalacakları müddetî, dönü; tarihlerinı, isimlenni Türkiye Hükumetine bildirerek geçış müsaade^i alacakiardır Sovyetler Birliğinm bugün başlıca gayelerinden biri Kar»denizi. bütün devletlerin gemilerine açık bir «Açık deniz» ol maktan çıkararak sularında sadece Sovyetlerin selâhiyet vereceği gemilerin sefer yapabilece ği bir Rus gölü haline getirmek suretiyle, kontrolü altına almaktır Sovyetlerin bu gayesinin muhtelif sebepleri mevcuttur. Bunlardan biri, petrol kay nakları bakımından zengin Ortadoğuya giden yolun. Kafkas dağlarından değil, Karadenizden, ya Boğazlardan, ya da karadan bizzat Türkiyeden geç mesidir. Diğer bir sebep de. Moskovanın Güney Avrupa ve Kuzey Afrikayı hâkımiyeti altına alabilmesi için deniz kuv vetini Akdenizde serbestçe kul lanabilmesi lüzumudur Bunun için ise Akdenizi kontrolü altında bulundurması icap etmektedir Bu ise Akdeniz ile Anavatanı birbtrine bafhyan. emin bir ulaştırma hattına Akdeniz ile Rusya arasında Karadeniz, Boğazlar ve Ege Denizin den geçen bir ulaştırma hattına ihtiyaç göstermektedir. Böylece, Sovyetlerin bu gayelerinin tahakkukunun anah tarı Karadenizin kontrol altına alınmasıdır. Fakat bu kontrolü elde edebilmek için Moskova'nın denizlerin serbestlıği prensibini bütün devletlerin açık denizleri meşru gayeleri için kullanma hakkın inkâr etmesi lâzımdır. Güçlükler de zaten bu noktada başlamaktadır. MECLİS HAFTADA İKİ GÜNGECEÇALIŞACAK (ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) C. BAŞSAVCISI BİRAPLÎNÎN İHRACINIİSTEDI Ankara Cumhuriyet Bürosu Cumhuriyet Başsavcılığı, Erzurumda Hürsöz gazetesinde A.P Erzurum Merkez tlçe İdare Kurulu adına yayınlanan Demırel'e hitaben yazılmış bir telgral metninde «dini siyasete âlet eden» hususlar oulunduğu için önce bu idare kuruluna ışten el çektirilmesinl A.P. Genel Merkezmden ıstemiş, daha sonra bu telgralm A. P. Merkez İlçe tdare Kurulunca tasdik edUmediği öğrenilince telgraiı kaleme alan tdare Kurulu üyesl Mahmut Kişioğlunun A.P den ihraç edllmesi talebinde bulunmuştur. AJ». Genel Merkezi, Başsavcılığın bu talebine itirazda bulunmuş tur. ttiraz (Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlan Kurulu) nda önümıizdeki günlerde görüşülecektir. 6 mcı filo ve Karadeniz Bugün Sovyet Rusyanın Karadenizde en kuvvetli devlet ol duğuna şüphe yoktur Çünkü buradaki deniz kuvveti diğeı Karadeniz devletlerinınkmden çok daha büyüktür. Fakat Karadenizin hepsi, tamamen Sovyetlerin hâkımiyeti altında değildir Çünkü devletler hukuku ve konvansiyonu çerçevesı dahilinde, diğer devletlerin gemileri hâlâ Boğazlardan geçerek arzu ettikleri takdırde Kdradenize girebilmektedirler Zaman zaman Amerikan Altıncı Filosuna mensup harb ge mileri bu haktan istifade etmek tedir Fakat her seferinde Sov yetler, Birleşik Amerikanın Karadenizde hakkı olmadığını çünkü Karadenizin «Amerikan sahillerini yalamadığını» söy Arkası Sa 7. Sü 4 de M illet Meclisi dün gürültüleı ve tartışmalar arasında salı ve perşembe günleri gece 21 den sonra da çalışma kararı almıştır. Buna göre Meclis, perşembe günleri gece saat 21 de toplanıp DDY memur ve hızmetlileri ikramiyeleri kpnun tasarısuıı göriişecek. zaman kalırsa Tapulama Kanun Tasarısına geçılecektir. Ayrıca salı gecesi de Tapulama Kanun Tasarısı görüşülecektir. Bu konuda Başkar.Uk Divanı sunuşu Mecliste gürültüler koparmış, iktidarla muhalefet ınületvekiUeri birbirlerine ağır sözler sarfetmişler, lâf atma'ardan bunalap Başkan Ahmet Bilgin bir ara «Innallahumaassabirin> demiştir. BAŞKANL1K DİVANI SUNUŞL Meclisin gece çalışmas" ile ilgili olan Bakanlık Divanı sunuşunun birinci maddest, Başkanîık Divanınm Meclisin pazartesi, çarşamba ve cuma günü toplanıp Af Kanunu tasarısını görüşmesi yolunda Reşat Ozarda'nın teklifinı reddetmekte ve bu konunun 2 mayısta Meclis Başkanı yönetiminde yapılacak bir grup temsilcileri toplantısmda ele alınabileceğini öngörmekteydı. TARTIŞMALAR VE GURÜLTULER Başkan Ahmet Bugın, Başkanîık Divanı sunuşu üzerindeki göruşmeler sırasında AP ii Hasan Fehmi Bortepe'nin muhalefet aleyhine yaptığı konuşma ve gensoru enflâsyonundan Meclisin çalışmadığını, sık sık konu dışma çıkmaması için Bozte penın sözünü kesmış «Bütün müsa mahamla seni dinledim şekerim» demiştir. Çoşkun Kırca (CHP\ söz alarak AP nin gürültüleri arasında konuşmuş, Meclisi Adalet Bakanmuı Seçım Kanunu ile ilgili önergesinin çalıştırmadığını ileri sürmüş kendisıne. «Cehenneme git» diye bağıran bir AP liye «Terbiyeni ta kın. Anayasayı ihlâl edenlerin nereye gittigini herkes bilir» cevabını vermiştir. Kırca şöyle devam etmiştir: (Arkası Sa. 7, Sü. 8 de) Senato'da GürseVe iki ny izin verildi Ankara (Cumhuriyet Bürosu) Senatoda dün eski Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Senatosu tabiî üyesi Cemal Gürsel'e hastalığı sebebiyle iki ay izin verilmişür. Gündem dışı konuşan Zerrin Tü zün (Kontenjan* Amerikanın bazı şehirlerine gönderilen müze eşyalannm dışarda gezdirilmesini tenkit etmiştır. Fehmi Alpaslan <CHP> ise, hükume» Hp5i«iV]iŞi konusuns (Arkası Sa. 7, Sü. 8 de) Org. Tural'm tamimi ANKARA Ganel Kurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural, Kara Kuvvetlen Komutanlığı sırasında, bırliklere gönderdıği emirde «Komünizmle mücadele metodları» nı kapsavan el kitabındaki konuların ders programlanna alınmasmı istemiştir Orgeneral Cemal Tural ımzasını taşıyan bu konudaki emirde şöyl denilmektedir: «Zararlı bir ideoloji olan komünizmin bütün vönlerini özet olarak ele almıs bulunan bu kitap eratın anlayacağı bir dille yanlmıstır. Kara Knvvetleri câmiası içinde bulunan bütün birIik, kurnm ve karargâhların bu el kitabındaki konuları ders plânlan içine alarak erata öfret melerini rica ederiraj» Kara Kuvvetlen topluluğu içindeki birliklerde ders programlarına alınan «Komünizmle mücadele el kitabı» Atatürk'ün, •Komünizm her çörüldüğü yerde ezilmeli» cümlesı ile baslamakta ve komünizm tle demok j rası arasındakı eenel farklar izah edilmektedir. Kitabın son kısmında ise söyle denilmektedir: «Komünizm yılanı, her yerde ezilmelidir. Milletimizin var olnası buna baçlıdır. Fa kat bu vılan öyle taşla, «opa ile, dipçikle ezilir cinsten değildir. Olayın geiışmesı 2 Şubat 1966 tarihinde Erzurum(Arkası Sa. 7, Sü. 3 de) Farah Diba'nın bir oğlu daha oldu Tahran (AP) " ran Kıraliçesi Ferah Perşembe sabahı tran saati ile 8.38 da dünyaya bir erkek çocuk çetirmiştir. Iran Kıral ailesinin özel doktoru Dr. J. Salih, «Kıraliçe Ferab ile bebeğin sağlık durnmu mükemmeldir» diye ilân etmiştir. Saray tarafından yayınlanan bir bildinye göre yeni tranlı bebek Prens 3 kilo 800 gram ağırlığındadır. Melıkenin üçüncü çocu*unu dünyaya getırmesınden sonra haber, 21 pare top atışı ile ılân edılmıştir. Bilındiğı gıbı, tran Hü kümdarının bın erkek. birı kız, iki çocukları daha vardır. Şii mezhebıne mensup olan 1 ranlılarda Kerbelâ olayı dolayısiyle resmî matem bugünlere tcsadüf ettiğinden yeni doğan bebek Prens şerefıne resmi kutlama törenı tertiplenmiyecektir. I Olenler oy kullanmış GİRESUN Senato önseçimle rinde C.H.P den adaylığını koyan ve birinci sırayı 8 oy farkı ile kaybeden Dr Jalip Zaimoğlu nun itirazı üzerine Giresun ılçelerinin seçim sonuçları kontroldan geçirilmiş ve yurt dışında olanlar ile ölenlerin verine de oy lcullanıldığı tesbit edilmiştir. C.H.P. tl Başkanı Mehmet Peridunoğlu, seçim sonuçlannm iptali için Yüksek Seçim Kuruluna müracaat etmiştir. . XADİRNADİ (Arkası S* 7, Sü. 3 de) Bütun defınecıleriD her gece rüyalarına gıren ve bınierce lıranın, kenarlan vırtık bu tıarıta da göstenlen yerın kazUması ıçın boşa narcanmasına sebep olan «çil çil altınlar» dün tesaduıen bir ısçının kazmasına rast tamıştır. Üsküdarda Murat Reıs Mahal lesının Köprüiü Fazıl Sokağındakı bir arsanın sahıbı olan Alı Kır, arsada çomulü defıneden habersız »aptıracağı ınşaatın hafrıyat ışını 1350 lıraya İbrahım Ok adındakı ustaya vermış, tbrahım Ok da Hüseyin Çubuk adında bir ışçı tutmuştur Hüseyin, saat 17 sıralannda tam paydos edeceğî zaman kazması bir küpe rastlamıştır Duyduğu cdefine bikâyeleri» ak lına gelerek bir haylı hevecanlanan Hüsevın, derhâl küpu kıt mış ve altınlarla karşılasmı<;tir 664 altını bir arada çören Hiısevm önce ne olduSunu sasırmıs hılâhare olay polise ıntıkâl et mıştır Bulunan altınlann cınsleri. Onluk Gazı. Yırmilik Gazı ve Çı çekli Mahmudive diye »âbıı edıl mektedir Altınlar Üsküdar Emnıyet A mirllgındr hir torhava konarak (Arkası Sa. 7, Sü. 5 de; üsküdarda bir arsada 664 tane altın bulundu Balonan altmlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle