26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHfFEtKf £5 Nlsan 1966 CÜMHURİYET •••••••••••• •••••fj ARDINDAKİ NATO ve CENTO etmek yerinde olur. Kararı bize alt olmayan savasın tehlikesini 1958 de, pek tarkına varmadan jaşamıştık. 1958 in bir haziran sabahında Irakta ihtilâi yapıldığını, âsilerin duruma hâkim olduklannı ve cKıral Faysalın muhtemelen hayatta olduğunu» radyolarımızdan dinlemiştik. thtilâlciler, Kıralın öldürüldüğünü ilân etmekteydiler. Kıralın durumu ise Türkiye açısından son derece önemliydi. Bugünkü CENTO o ffünlerde «Bağdad Paktı» lsmiyle yfiriirlükteydi. Ve biz bu anlasmaya dayanarak «Meşru iktidara karşı yapılan bu ayaklanmayı bastırmak için» Iraka girebilirdik. Ancak ikti • darın devrilmemiş olması, yani Kıral Faysalın yaşaması şarttır. Ihtilâlin ilk saatlerinde öldüğü, sonradan kesinlikle anlasılan Faysalı «yaşatmak», dolayısiyle «var ı>lan ıktıdara» bizim > ardımımızı sağlamak amacıyla müttefiklerimizde yoğun bir çalışma baslamıştı. tn giltere v e Amerika, adamlan Faysalın yerini «solcu ihtilâlcilerin» aldığını, rejimi kurtarmak gerektiğini söylüyorlardı. Bağdad Paktı üyelerinin basını, ordulan Kıralın yardımına çağırmaktaydı. O zanaanki hfikumetimiz ise, Türkiy&ıin müdahaleye hazır olduğunu ilân etmekte idi. Ve bu arada, basın tarihinin en büyük rezaletlerinden biri sahneye konuyor, Batılı büyük haber ajansları öldflğünü bildikleri Kıral Faysalı «yasatmays», onun ağzından dcmeçler vermeye, böylece dış müdahale için ortamı hazır tutmaya devam ediyorlardı. thtilâlin altıtıcı günü zorla yaşatılan Kıralın ölmüş olduğu bilinmeyen nedenlerden ötürü kabul edildi. Bu dönüşe sebep olarak, îngiltere ve Amerikanın ihtilfilcilerden teminat a l dıkları söylenmişti o gunlerde. Tarihin benüz açıklanmamış bir sayfası böylece kapandı. Türkiye ise, kendislni ilgilendirmeyen bir dâva ve bir yalan uğruna binlerce çocuğunu şehid vermekten, Arap dünyasıyla ilişkilerini rbedlyen koparmaktan kurtaldu. ersonel kanunu ve öğretmenUk» başlıklı yazımızla Ugili olarak Sayın Canip Yümaz'ın 12 Nisan 1966 tarihli Cumhurlyet gazetesinde, tartışma sütununda bir eleştirisi çıktı Sayın Canip Yılmaz, «Öğretmenleri bir devlet tnemuru kategorisi içinde duşünmüşlerdir» sözümüzü ters yönden ele alarak tartaşmaya girmiştir. Bu sözümüzden, öğretmenlerin üs tün ve zadegfin sınıfı olduğunu na sıl çıkarmış anhyamadık. Hele diğer memurlanmızı hakir görmek yazumzla hiç ilgisi olmıyan kötü bir fikirdir Yazunızda öğretmenlik mesleğinin kendine özgü nitelikleri ve özellikleri olduğunu, 657 sayılı personel kanunu tasansında bunlan kapsayıcı bir açıklık bulunmadığını belirtmeye çalışmıştık. tleri eğitim sistemlerinin retirdiği özgurlük koşullan içinde sorunlanmızın çözümlenmesinde gözönünde tutulacak nedenleri belirtmeye özenmiştik. Çünkü, personel kanu nunda memurlar, yönetici, icracı ve bürocular olarak üç kategori içine ahnmışlardır. öğretmenlik ise, mesleğin özelliği bakımından personel kanununda yapılan memur tarumı kapsamına girmemektedir. örneğin, öğretmenlerin yönettikleri memurlar olmadığı için yönetici sayılamazlar. öğretmenin Itörevi eğitim • öğretimle Ugüidir. öğretmenler icracı da olamazlar. BUindiği gibi özgür bilim ve eğitim öğretim işi emirle yapılmaz. Çünkü, kısıtlanmış, özgürlüğünü yitirmiş, emirle lşUyen bir eğitim ve bilim demokratlk düzenle yUrütülen toplunüarda uygulanamaz. Bu fllrir bir makaleye iyi bir konu olacak kadar geniş ve önemlidir. Personel Kanunu ve ööretmenlik dınlar için anlamlı çaba», «devamnin nasıl yetiştiğini, görevinin içyüzunü biliyor musunuz? lılık» v . s , v. s. ister. tlkokul öğretmeninın, çoğu zaman, gece yanlanna kadar kitap okumak, plân yapmak zorunluğunda olduğunu duydunuz mu? Bir ilkokul öğretmeninin bir V öy sorunlan bu değin çalıssınıfın eğitim ve öğretımınden malar isterse, biz niçin hemen sorumlu bulunduğunu biliyor elleri kollan ııvamıyoruz? Niçin musunuz? bu ister maddelerinden hiç olsun Bir ilkokul öğretmeninin, yıl birini gerçekleştlrmedeD kolay ofçindeki ara paydoslarınd» bile, lan tavsiyeler teranestae kendhniçalışma, görev yapma durumunzi kaptınyoruz? Bu gerçek köy da kaldığından haberiniı var gerçeğinden daha acıdır bence. mı? Birkaç fikir ve tavsiyeyle köyün Bır ilkokul öğretmeninin, eline aldığı kuçuk yaratığı, oğ • sorunlaruıa eg^ldim zannıyla isi başkalannın üıerine savsaklamaretmek v e eğıtmek çabası içinde ğa calışmak modanın bir baska n°lerle karsılaştığını kestirebılıtürlüsü değil de nedir? yor musunuz? Yazarın böyle bir yazısı yerıne Sadece «anababa» deyimleiçinde bulunduğu, (yarının köyleriyle okula gelen yedi yaşlacüleri) kurumunda, seçtikleri kar rındaki küçüklerden çoğunun pis liğine, yetersizliğine, türtü o deş köyler, yaptıkları araştırmalar, vardıklan sonuçlar, sorunlalumsuz davranışlanna katlanan, nn çSzüm yolları, köy kalkınmabütün bunlan yüzünü buruştursında ortaya koyduklan yapıtlan madan karşılıyan bir ilkokul bu sayfalarda yer alsaydı, o zaman öğretmeni olabilir misiniz? gerçek bir köycü olarak bizi etkiliyebilirdL YANLIŞ Değilse bizde köylümüz gibi; KANIDASINIZ «Parlak sSzlere, kurusıkı söylevjşte, sayın Canip Yılmaz, bülere ve tavsiyelere arhk Itibar etJtün bunlann içinde gorev yamemek»teyiz pan ilkokul öğretmeni. Numan BIÇAKL1 Ayrıca toplumdan gelen e n Alpaslan llköğretmen Ok. VAN gell»rı yenmeğe çalışan, topluma karşı eğitim görevinı de ya 0 Aynı konuda tartışmacı îsmall pan ilkokul öğretmeni, size ya Bulan ise Mehmet Adem Solak'ın •Köy kalkınması hedefine matuf zınızdan dolayı, üzüntülerini bilbir soruna değinen» yazısmı ilgiydiriyor. ifade etmekte v» Şimdi anlaşılıyor ki, öŞretme le okuduğunu ne, en çok da ilkokul öğretm<: özetle şunları yazmaktadır: «Arzuladığımız müreffeh Türnin bir meslek niteligi tanımaklyenin köy kalkmmasma baflı nın zamanı gelmistir. Geçmistir tartışmasız kabul edilen muştebile. Saym Yılmaz, çocuğunuz varsa rek bir gerçektir. Kardes köyrübirinin bile yükünü çekmekten bı lüğü köye eğilmenin bir ışığı kabul ediyoruz. Ordu kurumlannın. karsımz. Ama İlkokul öğretmeni bazı dernek ve kurumlannın seçBÜRO MEMURU yüzlercesinin, binlercesinin türlü tikleri kardeş köylere ekonomik. yüklennı seve seve taşır. DEĞİLDİR kültürel ve sosyal hizmetlerlnl tşte. öğretmenin, en çok tlkokul 2? ğretmen büro memuru da deöğretmeninin, sizin deyiminizle, şükranla anıyoruz. Fakat köy kal Qğildir. Yani amirinden gelen «Personel Kanununun» dısına çı kmması bundan öteye dtmezse biz) çok yanıltır. Biz ilkokul ö | direktiflere göre veya sorarak kanlmak istenmesinin nedenleri. retmenleri köy kalkınmasını bekllgililerin işlerini yapan ve cevapUmarım ki bu konuda değerli landıran bir memur değildir öğ kişiliğinizi az da olsa uyarmı? ol lemeye hiç tahammül olmıyan. küç lü olduğu kadar da basanlması retmenler.. Maaşlannı da yöneti dum. mümkün olan milli bir dâva oci, icracı ve bürocu olarak değil, Kaldı ki öğretmen, hiç bir za larak görüyoruz. Bunun için: okuttuklan ders karşılığı alırlar. man bir devlet memurunu hor gör Idareciler maaşından fazla bilin memiştir ve görmez de. Size öyle # Öğretmen irnam, muhtar basta olmak iizere bütün devlet ördiği gibi makam ücreti alırlar. Bu geliyorsa yanılmış kanıdasmız. güt ve Idaredleri köye doğru eda değişken ve geçici görevlerdir. Şunu da ben size hatırlatayım ki ğilmeyi bir ülkü olarak benimseMesleğimizde asıl olan öğretmen bizi tutan aydmlar bu memleket melidirler. liktir. Bu bakımdan öğretmenler, te çoktur. Er ceç gerçek hakkımız A Ordu. Dernekler. Kurumlar genç kuşağın iyi birer yurttaş o tanınacaktır. Saygılanmla.» kardeş köy çalısma çabalannı yurt larak yetişmeleri için yeteneklerini #Tartışmacı Mustafa Yücel de keşfeden. olumlu rönde geüştiren diğer ekurlarunızm paraldinde o^' düzeyine yaymalıdır. bir çok beceriler kazandıran. U larak Canip Yılmaz'ı tenkid et O Sanat, film. konfcrans ve yayınlavta bütün köyler taranmalı. şikliklerini kurun bilim ve sanat mekte ve şöyle demektedtrr *' adamlandır. Bu sebepten personel «Personel Kanunu ve öğretmen O Her ilçede eğitim kervanlan teşkil edilerek her daire kendi ko kanununa paralel olarak, subayla ler» adı altında sayın Hüseyin Öznusunda halkı aydmlatmalı ve unn, hâkim, savcı ve mübendisle liirk'ün yazılarına sayın Canip Yılyarmalı, çalışma seferberliğinin terinki gibi öğretmenlerin de mes maz tarafından verilen cevabı dlk melini atmalıdır. leğin özelliğini kapsayıcı bir ka katle okudum. Mesleğimizin ne O Her köyün sennayestni. emeolduğu belli olsa idi verllecek cenun hazırlanmasının faydalannı ğini birleştirerek birlik, berabervap sizi fazlası ile tatmin ederdi. belirtmeye çalışmıştık. Nitekim lik, dayanışma içerisinde kendi 1Fikir ve üslubunuzdan anlaşıldıöğretmenlik mesleğinin vapısı yılşini kendisi yapma prensibine salarca önce böyle bir kanunu zo ğına göre öğretmeni ve tnesleğini dık kalarak bütün ihtiyaçlarını runlu kılmtş ve 1702 ve buna da bilmiyor veya bilmez gözüküyordevletle işbirliği yaparak çözme sunuz." yalı terfilerimizle ilgili kanunlar zihniyeti aşılamalıdu. îJC î j î 9|C yürürlüğe konmuştur Bövlece ken O Demekleşme, kooperatiflejdimizi üstiin görmek değil. verilme sözle değil işle gerçeklestirilmiş hakların kornnması yanında melidir. başka kategorilerdeki aşamalara O Öğretmenlerin bütün sıkıntıçıkanlmamızı savunmuştum. ları samimi olarak giderilmell, sevk ve huzur içinde çalışma imÇIKMAZA GİRMİŞ kânma kavuşturulmah, bütün daayın Canip Yılmaz, elestirisinın ireler öğretmenlere samimî ve »ı«Aynı fikirde değilim» bölücak ilgilerini esirgememelidirler.» münde ise öğretmenlerin meslekten aynlmasmda gösterüen nedenleri yanlış anlamışa benzer .. Hele öğretmenlik mesleğinin bütün özellıklen üzerine bir sünger ehmet Adem Solak'ın «Kardeş çeker gibi, köy sağlık memurlan, Köycülük Modası» adlı yazısıebeler ve orman bakım memurlanı okudum Yazıdakı gerek riyle karşılaştınnası ise kendisini başlıktaki teşhiste, gerekse yazıçıkmaza sokmuştur. nm içindeki fikirlerinin birçoğuntlkokul öğretmenleri için de sa da haklı buldum. vunduğumuz fikir o yazımızda Ancak; gerçekten bir modadan maaş göstergesinin tabanı için de öteye geçemiyen Kardeş köy cağil, tavanı içindlr Elbette ki, yüklışmalan hakkında yazann söylesek öğrenimini tfimamlamış olandikleri de modanın bir başka türlann taban göstergesi bir miktar lüsü değil tnidir? yüksek olacaktır. Oysa personel Köy sorunlanna eğilme, köye kanununda ilkokul öğretmenleribirkaç yıpranmıs pazete göndernin maaş baremi göstergesi 750 mekle, üçbeş fakir çocuğn giy. dir. Bu maaş göstergesinin bugü dirip. onlara, defter kalem almakne kadar işliyen şeklinde ise ilk la. devşirme kitaplarla. arkası gel okul öğretmenleri için tavanda miyen blriki vaatli turistlk gezi> son bareme kadar yükselme olalerle, konusulduğu yerde kalan, nakları sağlanmıştır. Buna rağfotoğraflı, tavsiyeli açık oturummen ilk ve orta dereceli okul öğlarla, aslmdan uzak beytnlarla, retmenlerinden her yıl azımsanhele bunlan dahi yapamayip samıyacak sayıda meslek'ten ayrılıp dece onun sözünü etmekle, elbetkendisine göre daha elverişli bir te moda olmaktan öteye geçemiyeişe veya bir göreve geçtiği Sayın cektir. Canip Yılmaz'm da bildiği biT Köy sorunlan, bu değin modalagerçektir sanıyorum. Bu sefer,rı «iğneyle kuyu kazmak» seviyeher iki yaamı da tekrar tekrar osine indirebilecek kadar güçlüdür. kumakla gerçek temayı anlıyacaÇözümü, yazann ifadelerıyle ğını umuyorum. Yoksa bir konu«gerçekleri araştıncı bir tutum., nun temasını iyi anlamamış öğren•içtenllkle hareket edebilme., «çacilerimizin kompozisvonlarına ve lışmalan organize edebilme», «ay(İlfincılık: 2854 4451) yazılı ödevlerine iyi not vermiyoruz. Saygılarımla.. Kürt meselesi Biliyorum yazının başhğı bile içimizde çok kişiyi irkiltecek bir etki gücüne sahiptir. Çünkü Kürt meselesini yok laymak Türklyede simdiye kadar geçerli politika idi. Buna rağmen gazetelerde sık sık Kürtçülük faaliyetinden ötürü tevkif edilenlerin haberlerini okuruz. Çok partili dttzenden bu yana, Doğu illerinde bölgecilik politikası yürüterek Meclise gelen milletvekillerinin isimleri ve işlemleri de çok iyi bilinir. Birild yıl önce hükumetin Sağlık Bakanı, siyasi hayatımızın ünlü bir kişisi, tarafından Kürtçülük faaliyeti ile itham edilmiş, v e önemli belgelerle bn iddia desteklenmişti. Birkaç gün önce de Eskişehir silâh deposundan Barzan! knvvetlerine silâh kaçıran bir çetenin tutulduğunu gazetelerde okuduk. îç ve dıs gelişmelere bakılırsa olaylar gittikçe ciddîlesmektedir. Kürt meselesi bugfln Batı ülkelerinin itibarlı yayın organlannda önemle ele alınmaktadır. Bazan Le Monde'un bir muhabiri Barzani'yi bulmakta, bazan New York Times'ın bir yazan Kürtçülüğfln gelismesinl yerinde incelemektedir. Bizim bu mesele ustüne şimdiden dikkatle efılmemiz gerekmektedir. Kıbrıs dâvasındaki gibi gafil avlanmıyalım. Yapısı bakımından Kıbru dâvasından çok daha karışık etkilere açık olan Kttrt meselesi, Türklye için endişeler yaratacak gelismeler içindedir. Ve bn gelişmeleri destekliyen NATOIn CENTOIu dostlarımız da vardır. Sevr anlasmasiyle Türk toprakları Ustünde bir bağımsız Kürdistan kurulması için gerekli sartlar yaratılıyordu. Lozan bu paçavrayı yırtmıstır. Ama Türkive sımrlarının tran ve Irakla kucaklaştığı noktalarda Kürtçülük hareketini destekliyen çesitli kuvvetler vardır. Petrol kaynaklarının bulunduğu bölgeler hırslann kesiştiği tehlikeli bölgeler sayılır. Kürt meselesiyle olağanflstü ilgili 1 bulunan devletleri ve kuvvetleri sövlece sıralıyabiliriz : tran, Türkiye, Irak, Amerika. Rusya, ve herbiri birer devlet gücünde savılacak petrol knmpanyaları... Bfltiin bunlann yanısıra, Arap dflnyasının bütün dâvaiarıyla ilgili Mısır ve Cezayir de elbette konu ile yakından uğraşmaktadırlar. Türkiyenin Kürt meselesindeki durumunu aydınlığa kavuştnrabilraek için bir ayınm yapılmalıdır : 1) fç mesele olarak kürtçülük. 2) Dış mesele olarak Kürtçülük. tç mesele olarak Kürtçülük bir zabıta olayı gibi değerlendirilemez. Adliyeciler. Ceza Kanunları bakımından dSvayı ele alırlar. Ancak Doğu illerinin sosyal ve kültürel bakımdan kalkınmasını istiven her vatandası suçlamak doğru değildir. Ote yandan da çok partili rejim düzeni içinde. bölgecilik bazı politikactlannmın temel tnesleei haline gelmiştir. Şark'tan ov toplamak Şark'tski Seyhlerin onavlannı kazanmakla mümkündür. Doğu illerinde Şeyh Sait benzerlerinin bugfin de aynı karanlık v e »ynı cehalet içinde yasadıklannı biliyoruz. Devlet memurlarınm tercümanla iş gördüklfri geri bölgedir Doğu Anadolu. Ismet Paşa, Sevr'e karşı Lozan'ı su fikri savunarak kazanmıştır: Farklı diller konuşsalar da iki halkın arasında fark yoktur Irk, inanç ve görenek bakımından tek bir blok teskil etmektedirler Doğu illerini milli sınırlar içinde geri kalmış bir belge olmaktan çıkarmak, zaten Türkiyenin kalkınması dâvasının içindedir Ancak çok partili rejimin oy goygovcuları her çesit reform fikrine direnmektedirler. Doğu illerimizin Ortaçağın derebeylik düzeninden kurtaniması için gerekli reformlar bir türlü yürürlüğe konamamıştır. Sevhlerin ve ağalann elindeki halk her çeşit dıs etkiye açık bügisizlikler içinde kıvranmaktadır. Halkı şeyb ve ağalann kölesi olmaktan kurtanp Cumfauriyetin vatandası yapmak zorundayız. Dıs mesele olarak Kürtçülük ise çeşitli şekiller gösterebilir : Bunlardan en Snemli olan Pankürdizm (Tani Kürtçe konuşanların bir devlet vönetimi altında toplanması) akımını kimler temsil etmektedir% Barzanî böyle bir ihtiras peşinde midir? Toksa yalnıı Irak K&rtlerinin bağımsızlığı peşinde mi kosuyor? Ortadoğu petrolleriyle pek yakından ilgili Amerika, tngiltere. ve bu iki devletin faaliyetini kendi çıkarlan bakımından dikkatle izliyen bir Rusya vardır. Barzanî isine gelen berhangi bir teklifle anlisabilir. Petroller üstflne vamlacak pazarlıklann hangi yönlere kayacağı şimdiden kesinlikle hesaplanamaz. Irak'ta 1961'den beri siirdürdüfü mücadelesinde daima mesafe kazanan Barram'nin Anerikayla flört halinde bulunduğunu ve Baskin, jobnMuTa saygtfanyla birlikte tekliflerini de ilettigini gateteler vazmıslardır. ' " "•"'" " Tfirkiye, Kürt meselesindeki bütün gelişmelere simdiden hazırlıklı olmalıdır. Kıbns Türktür diye bağırmak Kıbnsı Türk yap»mamıştır. Kürt meselesi yoktur diye bağırmak Kürt ueselesini yok etmez. Tersine, sınırlarımızın hemen kıyısında olan bitenlere büyük llgi gSstermeliyiz. Yabancı devletlerin, çıkarlanna göre ateşliyebileeekleri bir fitil vardır ellerinde... Bu gerçeği şimdiden iyi bilelim, ve he*aplanmızi buna g5re tutalım. DÜZELTME: Dünkü fıkranın alttan 18'inci satınndan başhyarak birkaç dizı düştüğünden fikir silsilesinde bir atlama olmuştur Okuyuculanmdan özür düerim 1,8. avranişımuın tek bır anlamı vardır: Fransayı kendisine iade etmek... NATO'dan çekilerek topraklarımız ve semalarımız uzermdeki kendi eğemenliğimiz* kavusmak ıstıyoruz. NATO Birleşik Kuvvetlerinın, ellerındeki nukleer güce rağmen Doğudan gelecek muhtemel bir saldınya karşı koyamıyacağını bıliyo • ruz. Bu tür bir strateji, bizi önce atom bombalanna, sonra da istilâya hedef yapmaktadır. Bu tehlikelerin yanı sıra, kayıtsız sartsız bir birlik bizi kendimizin olmıyan bır savaşa k a tılrnak zorunda bırakabilir. Soğuk harbin ürünu olan bu kollektıf savaş mekanizmasını surdurroek, barış umidıni ilelebet yok eder. Modern savaşın gerekleri, Fransanın çıkarları ve Fransanın haysıyetiyle bağdaşmayan NATO muessesesıni reddedıyoruz». Fransız Başbakanı Pompidou, 13 nisanda bu sözleri Fransız Meclisinin önünde söylerken, garip bir tesadüf eseri olarak bizim yöneticilerimiz Ankaradaki CENTO toplantısının hazırlıklannı yapıyor; NATO vey» Amerika hakkında kazaen bir söz etseler, ardından hemen «yanlış anlaşılmasın, bizim ıstediklerimizin Fransanın tutumuyla hiç bir ilgısi yok» demek zorunluğunu ve hafifliğini duyuyorlardı. Dünyadaki bloklaşmalar tarihin şartlarına uygun olarak gelişirken bizim hâlâ devekusu örncği tutumumuzda urar etmemiz, her bakımdan değisen dünyada bizi her bakımdan geri bııakıvor. P Nıçin kolları sıvamıyoruz Zengin ve fakir ülkeler lokların kurulusu, şartlara bağlıdır. Nitekim «doğu» ve «batı» şeklinde adlandınlan iki blok, Ikinci Dünya Savaşı sonrasının siyasi sartlannın, doğu veya batıdan gelebilecek bir saldırı korkusunun soğuk harbin tirünü idi. Bn iki blokun önemini kaybettiği yıllarda, ülkelerin kümeleşmeleri başka esaslara yöneldi. Iktisadi gerçeklerin ağır basması v e eski sömürgelerin bağımsızlık savasları dünya ulkelerini yavaş yavaş asıl önemli ayırıma doğru itti ve hâlen geçerlikte olan kıstasa göre, dünya ikiye aynldı: Zengin ve fakir ülkeler. Tüzeydeki siyasal ayırımlara değil, temeldeki iktisadi çıkar çelişmelerine dayanan bu ayınm, ideolojik yapılan ne olursa olsun ülkeleri ikiye bölünmeye zorladı. Tarım ürünü satan fakir ülke ile, bunu alıp karşılığında makine satan ara* sındaki menfaat çeKşmesi; ham maddesini pah a l n a satmak isteyenle, bunu ucuza kapatmak isteyenin çelişmesi az gelişmişlik kavramının güçlenmesi !«!e beraber felsefî bir yapıva dayanarak güç kazandı. Hele uzun vadede düşünürsek, bu gelişme, önümüzdeki yılları en fazla etkileyecek olan meseledir. Zira, fakir ülkelerin kalkınması, kendi ham maddelerini kendilerinin işletmesi ve mamul hale getirmesine dayanmaktadır. Bu gelişme ise ham maddeleri dış ülkelerde bizzat üretmeye, yahut dışarıdan satın alıp kendi fabrikalarında işlemeye da>anan bir düzene sahip zengin ülkelerin çıkarına ke, jynlikle karşıdır. B tt Nesîl farkı,, nr*y nlü Amerikan gazetecisi Walter Lippmana ^ göre eski neslin politikacılan yavaş yavaş sahnenin çekildikçe dünya genç liderlere k a vuşacak, önyargılardan ve kinlerden uzak olan bu liderler, dünyası birliğe ve banşa götürecektir. lazar, örnek olarak Stalinden sonra Rnsyanın geçirdiği değişimi göstererek, Mao Çe Tung ve Çan Kay Şek ikilisi yerlerinl gençlere bırakmadan Çinin birleşmesinin imkânsız olduğunu söylüyor. Bir diğer Amerikalı, Johnsonon danısmalanndan Acheson ise bn dileğin v e görüşiin tam karşıtmı ileri sürüyor: Dünyanın ve blokların kesinlikle a y n l m a l a n m temennı ederek «De Gaulle gıdip de yerini gençler ahrsa Fransa, Amerika ve NATO'ya yeniden yakın • laşır» diyor. Acbesonun gorüşfi Türkiyede doğru çıktı. tnönünün Türkiyeye haysiyetli bir dış nolitika kazandırmakj NATO'nun içinde, fakat kısmen bağımsız bir yer almak çabaları ile genç D e mirel'in tutomlan hayli farklı. Hele iktidar yetkililerinin «aman, büyüklerimiz sakın bizi Franu tür çıkar çelişmelerinden ötürü günüsa gıbı duşünüyor sanmasın» kabilinden sözleri, müzün dünyası temelinden ikiye bolüngenç v e yaşlı iki liderimiz v e zihniyetleri aramüştür. Ilangi siyasi bloka dahil olursa olsun, smdaki farkı çok iyi gösteriyor. iki fakir ülkenin arasında menfaat çatısması yoktur, aslında menfaat birliği vardır. örneğin tnönü ile aralarında garip benzerlikler olan tarafsız bloktaki Cezayir, Batıdaki Türkiye ve De Gaulle'fin bizde korkuyla bakılan görfisü, Doğu blokundaki Kuzey Kore arasında hiç bir aslında, sadece milliyetçiliğinin bir örneğidir. çelişme olamaz. Zira sartlar, bu ülkelerin iraNATO' ile ilgili karara karşı Fransız sosyalistdesinden bağımsız olarak onlan aynı yerde külerinin genellikle, aksi görüsü savunmalarını melemiştir. da yanlıs yorumlnyor «sosyahst dedığin bizimkıler gıbi olmaz, boyle olur» şeklinde ahkâm Oysa, zengin ülke ile fakir ülkeyi bir araya jürütüyoruz. Fransız solu NATO'da kalmanın koyduğumu2da, Srneğin petrol kaynağının sahigelismiş bir ülke olan Fransayı Amerikaya söbi Iraııla petrolü alan Ingiltere, kaynaklannı mürtmeyeceğini belirtiyor. Bu ayrılışın Frankendi amaçlanna göre düzenlemek isteyen Türsanın askeri masraflannı yttkselteceğini söylükiye ile düzenlememesinde menfaati olan şirketyor; en önemli tenkidlerini davranıştaki lerin vatanı Amerika, banşa muhtaç Güney Vietnam i l e savaşı sürdüren Amerika, aralannda«asırı mılliyetçı hava» y a yöneltiyor. Sosyalistki siyasî bağlann niteliği ne olursa olsun çılere göre milliyetçilik ileride büyük problemkarları birbirininkiyle çelişen, iktisad açısınler açacak niteliktedir. Onlar için daha öııemli dan karcı bloklann ülkeleridirler. olan NATO'dan ayrılmak değil, bu millivetçi görüş sonucunda Avrupa birliğinden uzaklas Dünyadaki gelismenin ve Fransayı kendi blokunun dısına taşıran milliyetçi davranışın maktır. ısığında Türkiyenin durumu hayli terstir. Ve gayet olağan bir sekilde bu tersliğin ücretini Türkiye ödemektedir. Amerikan ta rımındaki üretim fazlalıklarına göre dış basize gelince. Biz, Fransa değiliz. Kendimizkılarla âyarlanmasına çalısılan kalkınma plânı den kat kat gfiçlfl ortakların arasında, onile, dünya fiatlarından pahahya aldığı petrolü, lara üs, imtiyaz vererek, toprağımızı bir anda kendi çıkannca işletemediği doğal kaynakcehenneme çevirecek tehlikeleri göze alarak ları ile ödemektedir. Müttefiki tarafından yoNATO . ve CENTO'da kabyoruz. Bağlılıgımızın lu kesilerek önlenen Kıbrıs çıkarması ile Öde ficretini ödemekteyiz. Ve Fransa olmadığımızmektedir. Haysiyet kırıcı mektuplarla, ve e n dan, bu anlasmalardan bir anda kopacak güçten önemlisi, devamlı bir savaş tehlikesi içinde yayoksunuz. Ama, bağımsızüğımızı kademeli bir şamakla ödemektedir. Zira Türkiye, bunu kasekilde yaratacak, anlasmalann içinde kalacabul edelim, üyesi olduğu anlasmalann zengin fımız süreyi sınırlayaeak kadar güçlüyüi. Hem ortaklan gözünde sadece bir ileri karakoldur, de milli çıkannı, şereflni ve prestijini en iyi o kadar. İleri karakollarda ise ölümü göze alan sekilde koruyan Fransa ve De Gaulle'den bir gönüllüler bulunur. nmacı gibi söz etmeksizin. «NATO'ya. CENTO'ya ve SPOR • TOTO'ya bağhyız» »özü, halkın pek ievdiği bir tekerle' u arada. çeşitli nedenlerden ötürü üzerinme. Bize kalırsa, bu üçünden sadeee Spor • Toto'ya bağlanmak en ucuz ve tehlikesiz o l a n ı de pek durulmayan bir tecrübeden s ö ı Temeldeki bölünme , *"•' B iiii Kardeş S Sonuç Köycülük modası •••••••••••••a ••••••••••••••••••••raaaa3a aılaaaaa â NEŞE VE SAAOETINIZ İÇİN B M Jelvit, S t L Â JS ECZANELERDE tııancımc: 2714 4449) Bir tecrübe B PTT. Genel Müdürlüğünden Pul Resmi Yanşması Bu y ü eylüi ayında istanbulda açdacak Btükan P u l Sergisi münasebetiyle çıkanlacak anma pullan İçin 4 adet kompozisyon v e uçak postası pullan için d e 5 adet ku§ resmi yaptrnlacaktır. Sonucu 17.5.1966 günü tesbit edüecek olan bu yarısmaya katüma sartlan, verilecek ödül v e diğer bilgiler PTT Genel Müdürlüğü Posta Dairesi Başkanlığmdan öğrenilebUir (Basıa 11719 A. 4211/4461) SiiiiiiHUliiiiiimnniiiiiliiiiinniiiiniiiliiiiliiiiiiiiiiUiiiliiiillf^lİ Sayın Doktor ve Eczacıların Dikkatine". Yeni » « Preparatı Blendax Baycillin Semisentetik Oral Penicillin I [BAYERI HtîSEYİN ÖZTÜRK Erkek Sanat Enstitüsü öğretaıeni ÖĞRETMENDEN YANA DEĞİL I LâJeH, Aksaray, Fatih ve Çapaya kadar, cadde üzerind» 3 oda i s a l o n v e y a 4 oda 1 hol aranıyor. Tel: 22 42 90 KIRALIK DAİRE ARANIYOR SATIŞ İsfanbul Adet 1 1 \ 2 2 2 1 2 2 İLÂNI Dosya No: 289507 KıymeÜ 12 Lake Tablet Piyasaya arzedilmiştir İmal Yeri : Literatür ve nümune için : Bırleşik Alman ilâç Fabnkaları T. Ud. Stı » > 3 a ^ e l « b ü r o s u Saadet Ham Fındıklı / İstanbui BırlesikAlmanİlâç FabrıkalarıT.Ltd.Şti. Topkapı / İstanbul EeklâmcUık: 1773 4443' DENİZCİLİK BAKKASI T.A.O. DAN: Bankamız ihtiyacı olarak dış piyasadan 4 adet . ORTATIF TELSİZ TELEFON satın alınacaktır. En son tekiif ver.ne müddeti 12/5/1966 tarihine kadardır. Şartnamesi Malzeme Müdürl ü | ü veznesinden temin edilebilir. Dosya No: 966/3021 (Basın 11533/4464) 3 Dr. KEMAL ÇAĞLAR Idrar Volları ve fcnasül Hastalıklan Mütehassısı Galatasaray, Turnacıba?) SoJc No. 12 Uğur Apt. Saat 10 12 ve 13 tH Tel • 44 14 3b (llancüık: 2438 4446) • Bu konuda Nabi Çınardan, Mehmet Yücel'den mektup almış bulunuyoruz. Tartışmacı Zonguldak Çaydamar ilkokulu müdürü Nabî Çınar, Canip Yümaz'ın yazısı nı okuduğunu büdlrmekte ve şunlan yazmaktadır: ayın Canip Yılmaz, nedense, oğretmenden yana değildir. Öğretmenin Personel Kanunu dışında kalmasını i«temez. Öğr>etmenın öteki memurlarm ustüne çıkarılacağından kuşkuianarak yanar yakılır. Sonuç olarak da bu konuyu savunanlan beğenmez. Hatırlatmalardan söz açar. En sonunda ise oğretmenden «feragat» ister. Bunlann hepsi olur Sayın Canıp Yılmaz da bize danlmasm, kendilerin bir kaç «orumuz var: Mesleğiniz nedir? öğretmenin, hele hiç b e ğenmediğinizi yazınızın akışın • dan lezdlîim, ilkokul öğretmeni TGDD İşletmesi Merkez Alım veSatım Komisyonu Reisliğinden: 46,303 Kg/m. lik tipten 16.152 ton ray ve cem'an 8.483 ton da muhtelif cins küçük yol malzemesi alınacaktır. 1 Dahilden ve hariçten tekiif alma suretiyle yukanda cins ve miktan yazüı malzeme satınalınacaktır. 2 Tekliflerin engeç 8 haziran 1966 çarsamba jçunü saat 17.00 y e kadar Aokarada Makeme Dairesinde toplanan Komisyonumuza gelmlş veya verilmis olması şarttır. 'i Bu işe ait şartnameler TCDD nin Ankarada Merkeı ve İstanbulda Sirk°d veznelerinden TL. 100, sı mukabilinde temin edilebilir. 4 TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta veya tercih ertiği taltbe yapmakta tamamen serbesttir. (Basın 11671/4467) Deflerdarlığından. C t N S 1 S Faeit marka hesap makinesi 1500, Erik» marka yazı makinesi 1000, Müdüı masası 160 X 90 model No. 95 1050, Sef masası 120 X 75 » > 87/B 1320, Müstakil figtra sehpası > 102/B 150, Portmanto « 676 210, Döner koltuk (makaralı) > 67/C 325, Dosya dolabı çelik iki kapüı 1200, Çelik Vinlex kaplı toplantı masası 4000, Hocapasa Vergl Dsiresine olan vergi borcundan dolayj Cağaioğlu Molla Fenari sokak 32/34 No. lu mahalde tahtj hacze alman yukanda cins ve evsaft gösterilen esyannı 2.5J966 günü saat 14 de mezkur mahalde 6183 sayılı Amme Alacaklannm Tahsil Osulü Hakkuıdaki Kanun hükümlerine tevfikan ve peşüı para ile satılacağı ancak verilen bedel tesbit olunan değerin % 75 inden aşağı olduğu veya hiç alıej bulunmadığı takdirde lkinci satışm 9.5.1966 günü aynı saatte ve aynı mahalde yapılacağı ve fazla malumat almak istiyenlerin Roeapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğüne müracaatlan İlân olunur. (Basın U743) 4460
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle