24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 11 Nisan 1966 CTJMHLKİüET ••••••r« YAIAMCITANIK OLMAMAK... Oktay AKBAL OOGAH NADI Son Peygamber! Çok hacılann... fıf» bir yapıt diyebilen mahkeme başkanmı, savcı .Müddeiumumi istiyor ki roman gördüğü çirPinard'ı kim hatırlıyor şimdi? İşin garibi Savcı'mn kinlikleri, yaraların kokusunu değiştirsin. açık saçık manzumelerçiziktiren bir sairtaslağı olRıya, cehil ve taassuba âlet olarak hakikati diri diri hiç olmazsa kendilerine az çok masıydı! Ellerde gezen bu siircikleri Flaubert bul«jömmeye razı olsun. Fakat o 7 a T r | an hikâyenin, sabir çekidüzen verirler. Böylesidurdu, uzun zaman eğlendi durdu bu «ahlâksızca» ne kokoz turist de olur mu? Duynatın mânâsı, lüzumu kalır mı? Hayır efendim haduğnmuza göre bunlann erkekyır.. Hiç bir hükumet, hiç bir memleket sanatı asâ yazılarla!.. Ieri yanlarındaki kadınları, isa • letinden soyup yalancı şahit derekesine indiremez. Baudelalre'in «Les Fleurs du MaUinta de «açık retlerle anlaşıp, ötekine berikisaçık» şiirler yüzünden Adalet'e verildiği, mahkeme Akiste iyi şeyler görmek istiyorsak, aslı ıslah etmene satarak gündeligi do|rultu • karariyle altı şiirin kitaptan çıkartılmasına, şairin liyiz.» yorlarmış. üç yüz frank para cezasına mahkum edildiği de edeHüseyin Rahmi Gürpınar 1924 de mahkeme karGeçenlerde gazetelerde vardı. biyat tarihinin eğlendirici anılanndandır. Kitap basıl fisında kendini böyle sarunuyordu. Kırk iki yıl sonFransız hükumeti, bütün sınır ra bir sair, Fazıl Hiisnü Dağlarca «Savcı'ya» 9u mıs dığı için o altı şiir makasla kesilerek çıkartılmıştı.! O altı şiir yıllar yılı kitabın yenr baskılanna alınmakarakollarına bir tamim yollıyaralarla sesleniyor: dı, ancak 1950 den sonra başka bir mahkemenin ver rak, bu tip kimselerin yurda so«Savcı nedir, düşündün mü Yazüarı sııçlu kıdiği kararla bu haksızlık ortadan kaldınlacaktı. O kalmamalarını omretmis. lan Usla, yürekle büyümüş, gündüzler geceye kar şiirleri okuyoruz şimdi. Hiç de ahlâk duygularımız ekke'den yurda dönmekte oYalnız Fransaya sokulınamalaBI Ama nedir çağlar üzre Beni senden güçlü kı «rencide» olmuyor! Ama o günlerde bir mahkeme lan bir hacı kafilesinı, süphe rını değil, çaliba. kulaklarına fılan.> üzerine, Emniyet araştırma ekibaşkanı, bir savcı o şiirleri mahkum etmişti. Kimdi sıldıyarak Türkiyeye vollamalarıHer çağda, savcısı, mahkemesi, polisi, jandarma onlar? Kim biliyor adlannı? Dağlarca'nm dediği bi takip etmiş. Konya Akşehi • nı da bildirmis olacak! sıyle «kurulu düzen»in savunuculan bir yanda; o gibi «Amaı nedir bilir misin Beni senden güçlü rinde yakalamış. Ve, kafıle basdüzenin içindeki çirkinlikleri, bozukluklan haksız kılan...» kanı olan, bir hacının üzerinde lıklan. bozukluklan gösteren sanatçılar, yazarlar, 139 tane 500 liralık bulmuş. Üs • Ya Dreyfus'un suçsuzluğuna inanan Emile Zosairler öte yanda... Dünya tarihinin en eski yapraktelik bn 500 lükler de sahte la'nın yalnız Adalet önünde değil, çağının iktidalarından bu yana bu çatışma hep böyle sürüp gitimiş. rına, hattâ halkm çoğunluğuna karşı tek başına mekte. Kurulu düzenin eski biçiminde sürüp gitmeA merikah bir âlim (Dr. Cha139X500=69.500. Epeyce bir pasi, çirkinliklerin gösterilmemesi, yanlışlıkların belir giriştiği inanç savaşı. «Suçlandınyorum. yazısı ile ^ * fee) açlık çeken ulkeler halDreyfus dâvâsındaki yolsuzluklan Cumhurbaşkara doğrusu. Hele Mekke'den dötilmemesi, haksızlıklarm ortadan kaldınlmaması; çir kı için bır çare bulmuş: Uyu • nına bildiren büyük yazar, duruşmada kendisine nen bir hacı için. Çünkü hacı kin politikarıların, işbilir açıkgözlerin. lleriyi gömak. Ama, öyle, hep bıldığimız, çatan bir generale şöyle karşılık vermişti. adaylarına verilen döviz malum. rcraeyrn, kafası işlemeyen zavallılaruı başlıca ereği akşamları yatıp sabahları kalk«Fransa'ya hizmet etmenin çeşitli yolları varArabistanda kaldıkları ^ünler olmuştur. Sanatçı ise lyiliğe, güzelliğe, doğruluğa mak {eşidinden uyumak değil. dır. Generale hatırlatmak isterim. Kılıçla olduğu de malum. Sarfettikleri paralar doğru onu iteleyen İçindeki yaratıcı gücün gereğini Haftalarca, belkı de (duruma gogibi, kalemle de insan yurduna hizmet edebilir. da, üç aşajı bes yukarı, mayerine getirmekten asla gerl kalmamıstır. Yazmak, re) aylarca sürecek bir «kış uyGeneral de Pellieux her halde büyük zaferler kalum, söylemek, duyurmak, bugüne, yanna seslenmek... kusu» na yatmak. zanmış olmahdır. Ben de kendi zaferlerimi kazanSanatçı, çıkar ardına düşmeden, özel yararlar sağlaHadi, giderken, bnradan gö Bu haberı okurken aklıma mayı hesaplamadan yapmıştır bu görevi. Toplumun dım. General Pellieux ile Emile Zola adlanndan türmeğe kalksaydı, eh, neyse geldi: Hindistanda bir acayip hangisinin yanna kalacağına gelecek kuşaklar kayerleşmiş düzenini zaman zaman sarsmıştır, değiştirder, geçerdik. Ona zaten alıştık. sakız var. Taze tutulan asma rar verecek.» roiştir. Bu nğurda, yöneticilerin düşmanlığmı, çoğu Ama, bu paranın, dönüste bulunyapraklarının içine bir şeyler kez büyük çoğunlukların kızgınlığını kendi üzerine ması meseleye ayn bir çeşni veBir yanda güçlü bir İktidar, polisi, jandarması, cekmiştir. Hapisler, sürgünler, yoksunluklar, kırılriyor. ordusu, aşırı milliyetçilik duygusuna kapılmıj kamalar. Katlanmıştır bütün bunlara. Uygarlığm geliş Bu hacı «ben hacı adayı iken labalıkları... Öte yanda bir yazar. Gerçeğe İnanan, ntesi böyle olmuştur. Düşünce tarihinin öyküsü bun şu kadsr param vardı, esas hagerçeği arayan bir insanın gücü, sadece yalana, larla doludur. Her yeni davranış, her yeni eylem, cı olduktan sonra, dua cttim, üslayanan, yalanı kullanan yetkililerin silâhlanndan düşünce, akım hep tepkiyle karşılaşmıştır. Ama ye üstündür. Zola savunmasını şu sözlerle bitiriyordu: tümdeki para çoğalıverdi» de dini olan, güzel, doğru, iyi olan, ergeç, çirkini, kötüyemez. Çünkü Ulu Tanrı (tövbc«Beni yıkmak istiyorlar. Ama bir gün gelecek Franyü, yanlışı altetmesini bilmlştlr. ler olsun) kimseye sahte para sa bugün şerefini kurtarmaya çalıştığım için bana koyup, bızım yaprak dolması givermez. teşekkür edecek.» bi, sarıyorlar, ve çiğniyorlar. Bakalım, adam durumu nasıl Dreyfus olayı üç beş generalin, birkaç politiBen çığnedım. Pek tadsız tuzsuz izah edecek? Meraka değer bul • •a • •• kacmın «yerleşmiş düzeni> korumak iddiasiyle ört • •• bir şeydi. maz mısınız? • ••1 üseyin Rahmi «ahlâkı yıkıcılık. suçlandırılbas etmeye çalıştıklan çirkin bir yaraydı. Bir ya• ••I Rıvayete göre bu sakız tok masıyie Adalet önüne getirildiği zaman, zar yürcklilikle kendini ortaya attı, Fransa'mn şe*** karnına çiğnenırse hazmettırıyor, •Ben Deli miyım?» i şöyle savunuyordu: «Ben sanatı refini kurtardı böyiece. Bugün elbette ki Emile açken çiğnenirse insana açlığı büsbütün dört duvar arasına hapsedemem. Roman Zola'nın adı var yaşayan. O gencraller, Bakanlar, unutturuyormuş. ahlâkın aynasıdır. Onun objeküf gördüğü manza Polis Müdürleri, Başkanlar, Savcılan anan, hatırla Hindistanda ıkcn, bır gece, rayı alır.» yan var mı? Kalkuta'da, kaldınmlara uzanmış Görünen gerçek çirkinse şairin, öykücünün, ro|">ünya gazetecılennden bir kıs yatan birçok adam gordüktü. oğu kez topluluklara karşı tek başına çık•••• maneının, ressamuı suçu ne? Gördüğünü, duyduğu•••• • ^ mı New York'ta toplanıp bir mak gerekir. Yalana, aldatılmaya alışmış •tıı Bizim mihmandar, bunlann aç • •>• nu, anladığını yansıtmamak, yorumlamamak sanat topluluklar gerçekleri söyleyenlere kızarlar. Ken• ••• broşur yayınlamışlar. Bu bro olduklarını sdylemıştı. çının elinde değil. Gecekondular büyük kentlerimizi şurde, şu üç kelimenın, hemen dinden yana olanları, kendisini sevenleri bile çiğAralannda üniformalı bır mebirer yoksulluk bölgesi halinde dört yandan sarmışde bu#jn memleketlerin gazetenerler bazan. tktidarlar, topluluğun bu ilkel duymur dolaşıyor. Uyuyan adamları sa, kamyonlar, otobüsler, trenler Anadolunun uçsuz lerinde, her Allahın gunu tek gusundan çıkarlan için yararlanmasını her çağda dürtüp dürtüp uyandırıyor, ağızbucaksız köşelerinden İstanbula, Ankaraya bir lokrar tekrar kullamlmakta olduğubecermişlerdir. Her çağda, her ülkede, bilgisizlik, larına bir şey sokuyordu. Adamma ekmek aramaya koşan bitkin, perişan insanlarla na işaret ediliyor: karanlıktır toplumlaruı afyonu. Sanatçı, yazar, lar yön değiştiriyor, ve yin» dolup taşıyorsa; işsizlikten, yoksuzluktan kurtulma Kalkınma, yatırım, sosyal şair, düşünür gerçek aydın, yalnızca yaşadığı günuykuya dalıyorlardı. Memurun nm yolu Almanya'larda çöpçülük etmek, madenleradalet. lerin insanı değildir, onun geleceğe, ileriki kuşakağızlanna verdiği şey, yukarıda de kazma sallamak sayılıyorsa; çirkin politikacılar New York'ta toplanan gazetebahsettiğim sakızmış. lara bırakacağı bir bildirisl vardır. Siyasal iktidar geçmişin derslerinden yararlanmamakta direniyorcilerin tetkıkleri neticesine gore, lar gıinün gereklerini kendi yarârlanna halletmekAnlaşıhyor ki, Amerıkalı âlilarsa, büyük umutlarla kurulan 2. Cumhuriyetin Bihalk, bunları okumaktan bıkmı?, ten başka bir şey düşünmezler. Ama gerçek aydınmin uvku tavsiyesini, Hindıstan rinci Meclisinde bıçaklar çekiliyorsa, muştalar üıiusanraış. lar, geleceğin sorumunu da kendi omuzlannda duaçları çok daha evvelden yerine yorsa; onbeş yaşında çocuklar cezaevlerine atılıyory»ln«ı Korkular, gözdağlan yıldırmaz onlan. Bir getormişler. Şimdi Dr. Chafe» m*"' sa, yazarlar. sairler tutuklanryorsa, sorgulâra çekiçetesine bir de bu sakız«^klerj0, ^ sanatçı, bir yazar yapıtıyla başbaşa yaşar, inandı«•'dijıorsa, suçlandınlırarsat tılns<ve yurt günden güııe fiü yemek meselesi, zaterPçok' . "Çttnltü çTttindan çıkmı* dünyada trTr Allahlık ülke biz kaldık. gel keyfim gel. Artık, ne ekmek ğı doğrulardır, ülkulcrdir onun sirâhı.. onun için peygambersin Paşa ! Jaşama koşullarmın en aşağısına düşüyorsa; Atatandır, bır damak lezzetı olmakduşün, ne peynir Al sakızı, yat tan çıktı. Bizde de ayaküstü bir türk'ün bağımsızlık ve uygarlık yolunda açtığı savaş Sanatçılarla uğraşmaya başlayan bir iktidar, uykuj'a. anlamını yitirmisse, uydu olmak, gericilik havalan çal kendi gücsüzlOğünü biliyor demektir. Çirkinliği yok sandvıç, bir bardak da bira usulü Xe âlâ memleket! Hattâ hali •••• mak bir politika amacı haline getiriliyorsa.. Şair, ya edemeyince, çirkinliği bize gösterene kızmak elbette epeydir, aldı yürüdü. Eskilerin •••• vakti yerinde olanlara bile tavsi«ar, sanatçı böyle bir çevrede, böyle görünüşler kar yararsız bir çabadır. Aynaya kızılmaz, doğruyu söyle kelli fellı sofralan, yatak, veya, ye çjunur. Öyle ya, yemek mas' »ısında ne verebilir, ne yaratabilir? Gülbalbül mayen bir tanığa gözdağı verilmez. Sanatçmm, iktidaroturma odasından misaıir saloraflarından kurtulmak az şey nundan çok daha itina ile kurulsallanyle avunabilmek, her şeyi mutlu, pembe renklardan partilerden, politikacılardan beklediği bir şey Sızi bılmem ama, âcızane, ben •»••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a mı? lerle bezeyebilmek, rözlerini bir karanlığa yumabilyoktur. Bir yazara, bir şaire. bir sanatçıya ne verebimuş mutfakları, evin «bey» inde bu bıkıp usananlardan bırı *** mek değil midir? lir, ne kazandırabilir bir iktidar? Hiç. Koskoca bir den ve «hanım» ından daha öyım. Çünku bızim gazetelerde hiç! Kötü bir sanatçıyı «iyi» yapabilir mi bir Başbanemlı bir şahsiyet olan «aşçıbade, senelerdenberı «kalkınma, Gerçekleri gösteren yazarlara kızmak, kendimikan, bir Bakan? Olsa olsa maddi çıkar sağlar. mevki, şı» ları artık tarihe karıştı. yatırım, sosyal adaîet» ten ge ze kızmaktır. Zaman zaman bu, Batı ülkelerinde de geçici bir üıı. o kadar. Gerçek sanatçmm gülüp geçtiOrası öyle ama, Amerikadakı çılmıyor. kendini gösteriyor. Ama Doğiı ülkelerinde hemen ği şeyler! Bugün Türkiyede Fâzıl Hüsnü'lerin, Orhan n ek çok kararları, hattâ ka otomatik lokanta, bu işi bütün Galiba «akıllıja 40 gun delı her zaman... Batı uygarlığı yazara, şaire, düşünüre * nunları, asla tatbik nlunamıKemal'lerin, Yaşar Kemallerin iktidarlardan beklebütün ortadan kaldıracağa bendenırse adam çıldınr» sozu doğkızmayı geçmişin tozlu sayfalanna kapatmıştır aryacağını bile bile, cıkardıçımız diği hiç bir şey yoktur. Yapıtlan yeter onlara. Yazzıyor. ru değil. Bize, 40 gün de ne olutık. Flaubert'in, Baudelaire'in, Zola'nın, Maupassant dıkları, yazacakları, yabancı ülkelerde yaymlanan, malumdur. Bunlar, âdeta, lâf olBır adım daha kaldı. Şimdi bir yor, 40 senedir «kalkınma, yatının yargıç katına çağrılmaları. mahkemelerde kengelecek kuşağa kalacak şiirleri, öyküleri yeter. Savde ıstediğiniz yemeğı kçndı kenrım, sosyal adalet» deyıp duru • sun kabilinden tamimlerle ilgi • dilerini savunmaları tarihsel bir aııı olmuştur. Yacılar, Bakanlar, Başbakanlar bir şey yapamaz bunu liiere bildirilir. Onlar da söyle dıne yiyen otomatik bir makine yorlar, henüz, hiçbırısine kavuşzarlann gücünü gösteren birer eski anı.. önlemek için. Politikacılarm hiç bir zaman ulaşamıbir bakıp rafa koyarlar. Bunun icad etmek lâzım. muş değiliz. ustave Flaubert 1857 de «Madame Bovary.royacaklan bir üstünlüğü onlar şimdiden elde etmişTesirı olmadığına göre, şunlalerdir: Kalıcılık.. maniyle «yerleşmiş geleneklere, din ve ahlâk rın, bari lâfını etmesek Belkı kurallarına aykın davranmak.la suçlandırılarak unutur da rahat ederiz. Yazan: ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR Adalet önünde hesap venneye çağnlmıştı. Duruşmada Savcı Pinard «şehveti tahrik edici renklerle çizen» Flaubert'e karşj mankemenin «son derece sert davanatçı hiç bir zaman yalancı tanık olmayaSayın Doktor ve Eczacılara •••• •••• ranması.nı istemişti. Savcı Pinard şöyle diyordu: caktır. Susmayacaktır, susturulmayacaktır. TEK ADAM, Türk Mil1 «Sanatta, tek kural olarak genel gdreneklere uymaBir ulusun yaşaması, ilerlemesi, uygarlığa, mutlulu letinin bağnndan çıkan «ını istemek, sanatı boyunduruk altına almak değa kavuşması önce, her şeyden önce sanatçılarmm HOECHST ilâçlarından i ^ i ğ e r şehirlerimiz de öyle mi, ğil, ona saygı göstermektir: Her şeyi yükselten ku dürüst olmalan ile mümkündür. Üçbeş politikacı, fakat Türk aydınınının Anübistamjnik ve antıallerjık ^ a c a b a ? istanbul sokaklarını, rallardır.»Savcı, her yazarın kendi kurallarına uysekiz on partici dürüst olmasalar o kadar önemli halâ bütünüyle anlâsu sırada, acayip acayip insanlar mak zorunda olduğunu düşünmek istemiyordu. Topdeğildir. Ama sanatçı yalanla savaşacak, doğrulan tamadığı bir insanın,1 kapladı. Üstleri başları tam mâlumların. kurulu düzenlerin kurallan sık sık de dile getirecek, çirkinlikleri gösterecek, korkmayaMUSTAFA KEMAL'in nasiyle «kılık kıyafet, köpeklere ğişir, iktidara geçen politik akımların keyfine, istecak. yılmayacaktır. Çünkü o bugünün değil, yanmn ziyafetj» bakkında yazılmış en ğine göre renk, biçim, anlam kazanır. Sanatçı ise gü mutlu yarınlann insanıdır. «el, doğru, iyi bir dünya yaratmak dileğindedir. Bu büyük, en manâlı ve Tablet 10x50 mf. Hüseyin Rahmi Gürpmar'ın 1924 deki dııruşmada gerçeği görmekle, göstermekle olur. Flaubert çok cepheli bu eser sında söylediği sözler, aradan geçen kırk iki yıla • Madame Bovary benim» derken çağının aynası ol rağmen bugün de önemini koruyor. Bugün de bir Millî Edebiyatımızda maya çalıştığım so'ylemek istemişti. Lamartine, duyazar, bir şair. yargıç katında bu sözleri kelimesi ke kütüphanemizde mutnışmada okunan bir mektubunda Flaubert'e şöyle limesine tekrarlayabilir. Evet, ne yazık ki böyle! Deyazıyordu: «Sizi mahkum edebilecek bir mahkeme lak bir boşluğu dolduraTablet 20x10 mf. ğişen bir şey yok, kelimesi kelimesine hepimiz aynı nin var olabileceğini düşünemiyorum. Çünkü sbz caktır, sözleri günü gelir tekrarlayabiliriz: konusu olan memleketimizin ve çağımızın şerefidir.» «Ben susayım. Bakın bu içtimai marazlar ceYeniden piyasaya verilmiştir. • ••• Savcı yazann iki ay hapsedilmesüıi istiyordu. miyeti inletiyor. Yaralar işliyor. Her gün artan viErkeklerin saçları omuzlanna Ama yazar beraet etti. Beraet kararında gene de TÜRKHOECHST A.Ş. ruslerin mikropları etrafa yayılryor. Susmak. Ab . . . kadar iniyor, tnhaıtır, çoğn kızbir suçlandırılma vardı: «En hafif eserlerin bile dülhamid devrinde bu, Meşrutiyet devrinde bu, i\: larınki de kısa. Güneşte parlaaşamıyacağı bir sınırm bulunduğu» hatırlatıhyordu Cuınhuriyette de mi böyle olacak? lkazen derdi :::! malarından yağ içinde oldukları yazara. «Madam Bovary» gibi ölmez bir yapıta «haReklâmcılık 1663/4099 göstereni niçin o fenahğm mucidi samyorsunuz?» ;:• anlaşıhyor. Elbiseleri yırtık pır••• • •a Birinci ve tkinci ciltler eibi tık. Ayaklarında bir çok delik, • a. •«• •••••••••••••••• ••*••••••••••••••• ••» bir parça da, guya pabnç. Dolaş w.MwwiMiıımımM? ••••••••••«••••••••••••••••••••••••••ı •••••••••••5S ÜÇÜNCÜ dldin de 2 nci BASKISI ÇIKMIŞTIR • ••••IIIMMIUIIIIım.'J babam dolaş. Nenin nesidirler, nereden geREMZt KİTABEVt lip nereye gitmek isterler bilmem. Rivayet dofrnysa «tnrist» Çok sevgıh vavrumuz Dâncüık: .../4133 imişler. Çök kıymetll Turistin az paralısı, hattâ pavarlığımız Anrasızı da vardır. Anladık ama, Kellim, Kellim Kapılar açık kalınca Herkes tatbik etmeli • Yaldız meselesi Bir de onu yapsalar Çok hacılann,.. M Herkes tatbik etmeli Hüseyin Rahmi ve diğerleri H Kellim, Kellim Ç Bir iktidar milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kflrsüye çıkarak : Halk Partilıler Ismet Paşayı son peygamber tanıyorlar... demiş. Bu lâf nereden çıktı? Kaç gunden beri çok ciddî Babıâli basını yazıyor. Allah insanları şaşırtmıya görsün bir kere! Bunca rotatif, bunca mürekkep, bunca emek, bunca kâfıt, ve bunca döviz sonucunda her sabah yumurtlanan gazetelerımiz tiraj yapmak gayretiyle yarışa çıkmışlardır. Eh, memleket hizmetinde basın böyle olur! Bir sabab okoyncu kalkıp gazetesini açar ki, manset amanallah : Halk Partısı kongresınde Ismet Paşava son peygamber dendı Bakın şu gâvur Halk Partisine! Bakın su gâvur partinin gâvur bir parlak misalıni şuracığa akpartililerine! Hazreti Muhammet dururken, kalkmıslar, tsmet Patarayım. saya son peygamber diyorlar. Kaç oy kaybettirir Senato seçimleIzmirde «Idarede reform» ko rinde bu lâf? Adalet Partisinin fedaîleri tabii ki bn işin tilkileri. nusunda bir seminer yapılmış. tçlerinden bir garip kişi derbal lâfı. anlı şanlı Büyük Millet MecBakın bu toplantıda, muhtarlıklisinin kürsüsfine getirir : lar bahsinde, Doçent Dr. Arif Halk Partililer Ismet Pasayı »on peygamber biliyorlar!.. Payaslıoğlu (Milliyet arkadaşamızdan aynen alıyorum) ne diVe tsmet Pasa söz ister. Agır ağır kürsüye çıkar Pasa. Nasıl yor: ağır afır çıkmasın ki! Yas 82. Saçlar bembeyaz. Alır sözü Pasa. «Koylerde muhtarlara, 100 den Ve peygamberlieini inkâr eder Pasa . fazla kanun ve tuzukle gorevler Sen istediçin kadar inkâr et Pasa, peygambersin, peygambersin! Ahir zaman peyeamberisin. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1922'de knrnlmns. Knmcnlar arasında sen varsın. Ama adıyla sanıyla modern Türkiye Cumhuriyetinin knrncnlarından tsmet Pasa, Cumhuriyetin kurulusnndan hemen hemen yarım yüzyıl sonra Meclis kürsüsünde peygamberlik iddiasına karsı söz almak zorunda lcalırsa . Yalnız bu kadanyla bile peygamber olur Paşa! Ve de sen ne kadar inkâr edersen et, peygambersin Pasa! yüklenmıştır. Halbukı 1963 yıDünyanın şu halinde senden başka peyzamber kaldı mı? lında yapılan bir ıncelemey>e Kuzey'e bakıyorsnn: Herifler Kamer'e ilmik atmışlar . ki tövgore, bızde muhtarlann ancak be estagfurullah cür'etin büyüklüğüne bakın! Sibiryada Allahın yuzde 68 1 okur yazardır Bun • buzlarını eritip tarım yapmak için hazırlanıvorlar. lardan yuzde 43 ü okula gıtmışGünev'e bakıvorsun: Ezherciler mübarek Ezher medrcsesinin tır. Yüzde 51 i hergün radyo köküne dinamit koymus. gâvur üniversitelerine benzetmisler. Asdınleyebilmektedir. Yüzde 16 sı suan seddi ile binlerce yıllık çölü berekete acacaklar. O çöller ki hayatında sinema gormemiştir peygamberlerin yatafıdır, artık serap görülmiyecek orada, trakYüzde 48 i hayatında hiç telgraf göndermemiş, yüzde 26 sı ise hiç törler çalısacak. telefonla konuşmamıştır. Doğn'ya bakıyorsnn : Çini Maçin'den atom sesleri geliyor Bun a bir de muhtarlann çörevAtomn patlattnış yedi yüz milyonluk Çin. 700 milvonu da, ahret leri icabı on altı defter tutmalaişlerini bırakıp dünya islerine dalmıslar. Tank yapıyor. uçak yan icabettijini ilâve edin ki, tabpıyor. makine yapıyor, ilâç vapıyor, Beyoğln kaldınmlannda 2.5 lo tamamlansın. liraya satılan dolmakalem vapıvorlar. Biı ki oradan Yecnç Mecnç'Yani bir tarafta yüzden fazla ların kopup gelmesini beklivorduk. onlar ki bize ne çönderiyorlar? kanun ve tüzük, öte tarafta halBatı'ya bakıvorsun: Neüzibillâb cinsinin torunları tüp içinde lerini yukarıda gördügünüz mnhInsan üretmek. hayatı nzatmak, hasa hururdan ölüleri diriltmek tarlar. yolundalar. Tannnın yarattıfı insan beynine jrüvenmeyip, elekHalbuki o yüzden fazla kanun tronik beyin icat ediyorlar. Kendi kendine vasıyan makineler; ve ve tüzük, kimbilir, ne füzel, ne ivi saatte olsnnlar, sibernetik gibi marifetlerle kıvamet gününr yerinde, ne lüzumlu ve faydalı davefiye çıkanyorlar. Tıldızların üstünde istasyon kurap yıldızseylerdir! lara hareket düdügü çalıyorlar. **• Böylesine çıfnndan çıkmıs dünyada, böylesine bir jrfinahkâr dünyada, ve böylesine peygambprlere muhtaç bir dünyada peygamberliğe ancak sen yakısırsın Paşa! Sabnn, peygamber sabrı! | Y | ınneapolis'te (Amerika) yepÇektiîin çile, peygamber çilesi! 'yeni bır lokanta yapılmış. Havatın, peygamber macerası! Bu lokantada her şey, baştan Küffara kılıç çalmıssın. meydan savaslarına girmis çıkmıssın aşağı, otomatıkmış. Şdyle ki: kumandansın. marifetlisin, erdemlisin, devlet kurmuşsun. Müşterinin istediğı yemeğı o • Basına tas atmışlar, iistüne silâh çekmişler, ayağına çelme taktomatik cihazlar kaydediyor Yemışlar. mezhep knrnp karsına çıkmıslar... mekler, ınsan eli değmeden pişıHem diktatör, hem demokratsın! yor. Müşterinin önüne kendi Hem devrimci, hem muhafazakârsın! kendıne kayan masalarla, dört Ve de Paşa, 1966 yılının Nisan avında, Cumhuriyetin 43 üncü dakikada, geliyor. Hesabı da bir elektronik beyin yapıyor. sfnesindr, Büyük Millet Meclisi kürsüsünde peyraroberlik iddiasını reddetmek zorunda kalıyorsun. öyleyse peygambersin Paşa ! Mnsa gibi denizleri yaramazsın. tsa gibi g5ğe çıkamazsın, Muhammet çibi Kamer'i ikiye bölemezsin. Hattâ toprak reformunu bile yapamazsın, Köy Enstitülerinı açamazsın, afalardan vergi bile alamazsın, petrolü millilestiremezsin, Amerika üfleyince düsersin. Bir de onu yapsalar Yaldız meselesı TEK ADAM MUSTAFA KEMAL Sonuç S Kapılar açık kalınca Âvil Âviletten I.cilt ILcüt IILcilt 15TL. 15 TL. 15 TL. ••••••••••••••••••••«^••••••••••• Amerikadan Bugday IVakletiirilecek Amerikacian meraleketim'ze ithal edilecek 50.000 mayıs 50.000 haziran 1966 yüklemelı 100.000 ton buğday Türk ve yabancı bayraklı gemilerle taşıttırılacaktır. Işbu nakil işine ait mukavele tasarısı Ankarada Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Nakliyat Müdürlüğünden ve İstanbul Böige Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin edılebilir. 1 İhab 25 nisan 1966 günu Washington saati ile saat 10.00 da Washington'da (Turkish Suppl And Shipping Bureau 2523 Massachusette Avenue N. W. Washıngton D.C.U.S.A. Mektup ve Türk Büro Washington DC) tel adresindek: hey'et marifetiyle yapılacaktır. 2 Teklifler doğruca yukarıda gösterilen ihale saatine kadar birinci maddede belirtilen adreste bulundurulacak şekilde yapılacaktır. 3 Türk armatörlerinden ihaleye iştirak etmek isteyenlerin bu işe ait geçici teminatı en geç 22 nisan 1966 günü Türkiye saati ile saat 12.00 ye kadar İstanbul Bölge Müdürlüğümüze yatırmaları şarttır. 4 VVashington'daki hey'et tarafından teklifleri kabul edılen Türk Armatörlerle mukaveleler İstanbul Bnlje Müdürlüğümüi tarafından aktedılecektir. 5 Ofis 2490 sayılı kanuna tâbi bulunmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta seıbesttir. (Basın 11426/4131) TOPRÂK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: MEVLID TEŞEKKÜR eoediyete lntikalintn 40. gıi'ıune rast'avan 17.4.966 pazar gunü <5gle na•nizından sonra Kadıköv tskele Camiinde Hafız Cevdet Soydanses, Halil tbrahlm Çanakkaleli. Aziz Bahriyeli, Hüseyin Tok tarafından Hatim v t Mevlidi $eril okunacağından. arzu eden dost, akraba ve din kardeşlerimizin teşrıflcrini rica tdtriz. AİIesi Çocukları v» Karrteşleri Cumhuriyet 4108 KÂZIM ÜÇER'in MÜRAT AKTARın Aktar, Dilek, Koç, Mermerci, Çubnkçn ve Kütükçü Aileleri DOfiCN MÜDEBBİR ve TEOMAN TÖRÜN kızları G. Hilâl'in dofumunu »kraba, dost ve tanıdıkJarma müjdelerler. Cumhuriyet 4135 Hazin gaybubeti dolayısıyle bize yakın alâka gösteren, cenaze törenine iştirak eden, bizzat gelerek, yahut mektup veya telgrafla bizi teselliye çahşan bütün akraba, dost ve tanıdıklarımıza mlnnet ve «fükranlanmıza saygı ile arzederiz. UNUTMAYINIZ MİLLÎ PİYANGO Tam 10 Milyon 608 Bin Lira Dağıtıyor ÜYÜ BÜYÜK IKRAMIYE: 23 NİSAN'DA Manajans 636/4129 m v TEŞEKKÜR Kıymetli varh|ımız Avukat kaybında büyuk acımıza k; ılan akraba ve dosüarımızla, c. lan alâkasiyle bizi minnettar bı :an Doktor Ümit Aker'e, tı af, telefon, mektupla kederimiz. ıvlaşan meslektaş ve yakınlaı za ayrı ayrı teşekkure acımu dnı olduğundan gazetemzin tavî s.utu ile teşehkaru bır borç bilırız Fşi: Vchbiye ÖNGÖRKN Kızı: Fıısun ÖNGÖRFN Cumnurlyct U2* Izmir Belediye Başkanlığından: Şehrin muhtelif semtlerindeki sokakların yol döşemeleri ve duvar inşaatlarında kullanılmak üzere 2400 M3. ocak taşı satın alınması işi kapalı zarf usulü ilo eksütmeye konulmuştur. İsteklilerin ihale tarihinden üç jçün önce Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla belge almalan sarttır. Keşif bedeli (50232.) bra ve geçici teminatı (3761,60) lira olup, ihalesi 4/5/1966 çarşamba günü saat (16.00) dadır. Keşif ve şartnameleri Encümen Kaleminde görülebilir. İsteklilerirj (2490) sayıh kanunun tarifatı dairesinde hazırhyacakları teklif mektuplarını ihale günü engeç saat (15.00) e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri ilân olunur. (Basın* İ. 1330 11390/4123) TEŞEKKÜR Annemiz vefatı dolayısıyle bızzat cenazeye gelerek, telgraf telcfon ve mektupla tazıyetlerıni bıldirerek, gonlumuzu alan dostlarımıza minnet ve şukranlarımızı arzederız. ZOBU \<t TÜBEL AUes) İrfan Şakir Öngören'in EMİNE ALİ Zamanın 1 NILYON 1İRA (Basm 10951/4118)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle