Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE ÎKt 6 Mart 1966 CUMHURİYET REJİM KONUSUNDAKİ GERÇEK Prof. Bahri SAVCI •v ntün parti ıtacüleri, h»tti Hderleri, TfirJL* klyenin hem rejim •ornnlannı, bem de genel soranlannı ne kadar yüzeyde kavnyorlar? Bn llderler ve anlann Sneülügünü yaptıgı »iya•sl kadrolar, hem rejlm konusnnnn, hem de genel konulann gerçegtai kavraraaktan ne kadar makta kalıyorlar? Bütçe üzerindekl Mn konnşmalar, biraz edebiyat süslemelerl, biraz ses tonn ayarlamaları bir kenara bırakılırsa, rejim konusnndaki gerçeği ararken kahve sohbeti teşhislerini aşamamıştır. Bir bakıma Türkiye sornnlannın blr çeçit töreni yapılmıştır: «Sola karşı oluşluk», din sömürücülügü, 27 Mayı» ve onnn ürünlerinin tasfiyesi, Î7 Mayıs öncesini getinneye yönelmiş af, memur tarafnzlığı ve garantisi, yürfitmenin durdnrnlması kararları, Seçim Kannnn yoln ile A.P. karfisındaki tnuhalefeti nfalayarak, zayıflatarak vanlacak bir parti mntlakiyeti knrma gibi soranlar, rejim soranlan olarak ortaya çıkanlmıstır. Fakat rejim konusnndakl gerçefe nlasılamamıştır, inilememlştir. Rejim konusnndakl gerçeği yakalamak tçin, her şeyden önce Tflrkiyeyi, sanayl devrimini vaktiyle yapamamış bir ülkedeki ekonamik ve •osyal şartlan ile ele almak gerekirdi. GSrmek gerekirdl ki: Içte; makinenin sanayie uygulanman ile ortaya çıkan şehirleşme olayının yarattıgı millî Isçi kitlesini sömünneye; dışta da, yeni tiearet yollannın açılmam ile meydana gelen dış pazarlan sömürmeye dayab bir burjuva sanayileşmesini, bn ikl nnsnrun ikisinden de yoksnn Türkiyede knrmaya lmkân yoktnr. ları, »eçim iiıtemi, siyasal af konulanndaki ta»arruflanna nt karışılıyorT» îşte AJ>. bnnlan söylemek Istiyor. Bn raretle A J>., rejim sornnnnn, brttt bir sayı çoğnnlağunnn şekli demokrasl knrallannı yerine getirmektcn ibaret sayıyor. Onnn ötesinde, siyasal iktldara hürriyetçi lâik halkçı bir mahteva venne sornnn, söz konnsn edilmeye değmez bile. Aynca bn siyasal iktidan, mnhtar knrnmlar, öncü ve ilerici knvvet merkezlerl, tarafsız teminatlı hizmet içi mnhtariyetli teknik idare zornnlan tle bağlamak da gerekmez. Seçim, mevcut kadroyn vermiştir. öyle ise, onnn istediği bnrjnva sanayilesmesi yoln lzlenecektir. Artık bnnnn ötesi yoktnr. tşte A.P. böyle düşünür. Ama bn kadrolar, bir ilkel tanmsal hayat biçiminin ürünü imis, ve bn ürün ile de, Türkiyede, şartları hiç bir zaman doğmamış bnlnnan bir bnrjnva sanayilesmesi yapmak imkânsızmış. A.P. bnnlan düşünmez. Ve bn snretle siyasal rejim bnhranının gerçek nedenini aramak da, AJP. endişeleri arasma girmez. Kendi karsısına dikilen yeni sosyal füçleri, şimdillk, Seçim Kannnn değisikligi ile, ileride de Anayasa değisikligi ile tasfiye etmekten başka endişesi yoktnr onnn... ••••••••••••• DOĞAN NADİ s:: PTT'deki kaynaşma! Bir facianm şartları tntturdular: Üli da Mnhsin de Muhsin. Tani mutlaka eekflip gitmeli. Giderae ne olur? Acaba talihsiz şehrin su işi, elektrik işi, lâğmı işi, sokak işi, trafik işi ve, Belediyenin asıl vazifeli olup da bir türlü başa çıkamadığı, daha bir sürü işi yoluna mı girer? öyle olacağım bilse Mnhsin, kiınseyi beklemez, kendisi ortadan kaybolurdu. Ama, ne yazık ki, bir tatam Belediye üyeleri tiyatroyu da bütün öteki işlerine benzetmek istiyorlar! *** Destekten vazgeçtik Adını hürmetle anacaklarına... En büyük kaybımız Bir cepte kalan, öbür cepten çıkıyor... Para ve düdük Bu haftanın yabancısı Bir facianm şartları Ç alı gecesi malum kaza oldu. ^ Biri tanker, biri şüep iki Rus gemisi çarpı.ştı. Tankerden dökülen mazotlann tutuşmasiyle tstanbul limanı alevler içinde kaldı. Ve, hemen arkasından, bu çeşit vak'alarda her zaman oldnğn gibi, gazetelerde arkadaşlar kaleme sanldılar. Yine, her zaman olduğu gibi «ders alahm», «ibret alalım», «tertibat alahm» nev'inden, ne kadar ahnıyacafımız şey varsa, onu alrnamm tavsiye ettiler. Bu arada en hosa gidenl, zannederim, Refii Cevad ülunay büyüğümüzün feryadı oldn. Bakm üstad yansmm bir yerinde ne diyor: «... Bu yanan deniz, cereyanlarla köprünün altmdan geçip evvelâ H&l önünde bağü bulunan motörleri sarsa, onlann benzinlerini patlatarak tutuştursa, oradan bütün ahşap mavnalan birer seyyar cehennem haline getirse. Halicin İM tarafında sandallar, kayıklar, mavnalar, motörler yanmaya başlasa, oradan iki sahildeki evlere sirayet etse... îstanbul ne olacaktı?» «E, insaf üstad! Bn kadar «... sa» lar, «... se» ler bir araya gelince «Îstanbul ne olur?» diye uzun azun düşünmeye lfizum yok, ne olacak, Îstanbul haritadan silinir gider. Meshnr Pompei gibi bir hâtıra olnr. Aklıma pek bilinen bir şarkmın: Akan sular şarap olsa, Uçan kuşlar kebap olsa... Mısralan geldl Hayalhine böylesine geniş olnnca, iyisi de, kötüsü de, her şey, pekâla, mümkundür. *** Ötekiler açısından TEKÜER AÇISINDAN REJÎM MESELESt: Ana muhalefet İle öteki knçflk mnhalefetlere gelince: Bnnlardan C B J , İçinde, ortanın colnna kayma akımını aneak bir fikir olarak tntabilen bir orfa ortamdadır. ötekiler birisi hariç esas bakımmdan, kendisinden koptnkları D.P. A.P. çizgisinin devamıdırlar. Bn bakımdan, «sosyal» e inmekte, onlar da A.P. gibi derin bir tereddüt gösterirler. Onlar Için de, rejim meseiesi, esas bakımdan, sosyal e inen yollann kapanması zornnnndan ibarettir. Ama, A.P. nin, bir hnknk devleti gereklerine nymamasını, nyamamasmı, onnn »leyhinde bir propatranda faktörü olarak knllanmaktan son derece yararlanırlar. Bn snretle rejim sornnn onlar için, sosyale İnen yollann kapatılması ile blılikte, A.P. ye karşı bir soynt hnknk devleti ve lâik devlet gereklerini şeklen savnnmaktan ibaret kalır. Millî sanayi leşme zorunu yal reformlarla hazırlanmış bir ortam içinde, halk güçlerinin siyasal ekonomik »osyal reorganicasyona dayalı bir millî sanayileşmeye bağlamak zornnn vardır. Rejim meselesinl de, bn zornn altında, bn 10rnn içinde, bn zornnnn bir kanalı olarak gönaek ISzımdır. Fakat bütçe üzerindeki son tartışmalar, Tfirkiyenin siyasal kadrolannın Sosyalist kadro hariç genel olarak, bn görüşe henüz çıkamadıgmı bir kez daha göstermeye yaramıştır. Bu da pek anormal degildir. Çünkü, bn partiler ve onların bn liderlik kademeleri; bnrjnva sanayileşmesinin ötesinde bir gelişme yoln bnlrnak zornnda olan Türkiyenin bn gelişme yolunnn perektirdiei partiler ve kademeler olmaktan henüz nzaktadır. Bnnlar şartları hiç de var olmadıği halde bir bnrjnva sanayileşmesi hülyaaı güden ve aslında bir ilkel tanmsal bayat blçlminin fîrünü olan knrnluslar ve kademelerdir. Binaenaleyh, bilimsel açıdan rejlm konnsunnn gerçek analizini yapamazlar, ve bn konndaki gerçegi yakalayamazlar. Bilimsel acıya göre rejim konnsnndakl ferçek suradadır: Siyasal iktldar lliskileri; ister iktidarda, ister muhalefette olsnn, gerçek halk güçlerini temsil eden siyasal kadrolar arasında geçmelidir. Siyasal iktldar, halkçı knvvetlerin elinde bulnnmalıdır. Rejim sornnn; «osyal iktidann, balkçı knvvetlerin eline geçerek, oradan, hürriyetçi lâik halkçı blr mnhtevs İle uygulanmasının sağlanmasi sornnnndan Ibarrttir. Dnrnm böyle oldnğn halde, partilerlmizin, onların liderlik kademelerinin gSrüşleri, bn gerçeğin, ancak dış kabnğnnda kalmaktadır. Bn fikri daha açık gösterebilmek içln, şöyle bir analiz yapmak gerekir: B dışta başka milletleri sömürmeye dayalı blr burjnva sanayileşmesiyle degil, ekonamik ve sos inaenaleyh Türkiyenin kaderini, içte Işçiyl, Fakat, daha isin esasında, içine düştüğümüz çelişmelerden ve çekişmelerden, bir türlü kendimizi kurtaramıyoruz. Kalkınma için piân şart mı, değil mi? Hükümet mi Pl&nlama Dairesinln tavstyelerine uyacak, yoksa, Plânlama mı bükUmetin emirlerini dmliyecek? ve ilh... Kimine göre plana lüzum yok, evvela pilâv lâzım. Kimine göre Plânlama Dairesi de, diğer devlet kurullan gibi, hukümetin emrindedlr. Kimine göre de plâncılar ilim adamlarıdır, onlarm aözleri tatblk edllmeUdir. En büyük kaybımız bir Plânlama TeşklÇ ok şükur,blr de Plânımız var. lâtımız, Gerçekte rejim meselesi ERÇEKTE REJİM MESELESİ: Oys» kl, soynt demokrasi, sekli hnknk devleti, dııtan lâik devlet safhalarını aşan bir rejim sonncn Içindeyiz: 0 Soyut demokrasi: Frannı Ihtü&llnln sosyal temalanna gözlerimizl kapatarak, bn Ihtilâlin soynt hürriyet anlayısından ve blr tntnen bnrjnva demokrasisinin şematik ifadesinden baskasını getirmeye yaramıyor. Bn yüzden hflrriyet konnsnnda bir tatminsizlik dnynyornz. O Şekii hukuk devleti: Devlet tasarruflannı; kagaba dâva vekillerl argümanlanna. bir parti mntlakiyeti kararlan ve tasarrnflan olmaktan öteye geçiremiyor. Bn yüzden de, bn devlet tasarrnnan karsısıqda gfiveorizlik dnvmaktan gelen bir hnznrsnzlnğa düsüyornz. O Dıştan lâisizm: Bflyük kltlenln ltlbar ettigi dlnî dnygnlan oksayarak çok büyük blr prestij elde etme araeı olmaktan başka şeye yaramıyor. BSylece, kannnlarin müeyyidelerine çarpmadan, dln yoln ile iktidara sahlp çıkma yoln yanşı içlne girilmiş olnyor. Ve bn yüzden de, modernizasyona kavnşma verimslzligi içine girilmiş bnlnnnyor. Destekten vazgeçtik ğU ama, ismi öyle) davetllsl olarak Kahlrede bulunan Konya rnilletvekili Lutfi Akdogan televizyonda bir konuşma fiapmış, Türk • Mı B irleşik Arap Cumhuriyetinin (kimiıüe birleşik? pek belll de Buyurun size bir sürü mesele. Gönül ve mantık isterdi ki, evvelâ bunlar Uzerinde bir anlaşmaya vanlsın da, teşkilât sonra kurulsun. Alısageldigimiz gibi, yine, aksi oldu. Gemi kalksın, istim sonra... misali. Hafta içinde Plânlama Teşkilâtı MUsteşannm (kaçrncı oluyor? Sayısmı da şasırdık!) görevinden ahnmasiyle bu meseleler yeniden (bu da kaçıncı defa oluyor?) ortaya atıldı. Bu sefer halledilir mi? Hiç zannetnıem. Hepsi iyi de, arada, memleket İçin pek krymetll olan bir zaman güme gidlyor. *** Bir cepte kalan, x : haftanın öbür cepten çıkıyor yabancısı Sonuç •ir şte rejimimiz; soynt demokrasi nygnlama•• lannın sebep olduğn tatminsizlik, şekli hnknk devletinin getirdiçi güvensizlik ve hnznrsnzlnk, dıştan lâisizmin yol açtığı modernizasyon verimsizlifi gibi faktörlerin etkisi ile rahatnz dnrnmdadır. Böylece bir rejim meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu mesele gereğince: Bn faktörlerden gelen böyle bir rahatsızlığın kaldırılması gerekir. Bnnnn için de, siyasal iktidann, gerçekten halkçı knvvetler eliyle hürriyetçi bir yolda, bir sosyal mnhteva İle nygulanmasının saglanması gerekir. Bu şartlar içinde rejim meselesi: Anayasanın hÜTriyetçi sosyal ^nlamını kavramak; mevcut Anayasa imkânlan içinde bir hareket nyandırmak; sosyal temel yapıyı, siyasete gerçekten halkçı knvvetleri vermeye . elverişli kılacak reformlarla düzeltmek; siyasal iktidan ancak bn maksatla knllanma imkânlannı yaratmak meselesi olarak görülür. Oysa ki bizim siyasal kadrolarımız rejim meselesini ancak bir sekli hnknk devletinin soynt kavramlannı tartışmaktan ibaret görmektedirler. Ne yazık. AP açısından « 1 3 A C I S I N D A N REJİM MESELESt: * » • * * A.P. der ki: cTürkiyede son seçimlerle bir sayı çokluğu kurulmuştur. Türkiyede kurulmuş bir de hukuk duzeni vardır. Bu «ayı çokluğu, bu hukuk düzenini yürütür. Bundan ötesi düsünülemez. Bir buhran varsa bunu başka yerde araraalıdır. Buhran. bu sayı çokluğunun, bu hukuk düzenini yürutmesini beğenmemekten doğuyorsa, bu anormaldir. Çünkü, seçimler ile, bu sayı çokluğu, bu düzeni yürütme hakkını, bir millet iradesi halinde kazanmıştır. Şimdi bunu tartışıp, bunun ötesinde bir yol aramak demokrasiye sığraaz. Buhran, bu hukuk düzeninin bir noksanından geliyorsa, bunu da bu Meclis düşünüp çözebilir. öyle ise başkalarına ne oluyor? (îleride, bu görusten kalkıp 27 Mayısın somut sonucu olan ve sosyal değerlere dayalı bulunan Anayasa düzenimİ7İ «tebdil» e gidecekleri anlasılıyor). Bu sayı çoğunluğunun; memur tâyinleri, Danıştay karar •••• •••• «••• • ••• •••• • ••• •••• B bdm devlet, veya, belediye ta^^ «ıtiftnnm bir büyük çıkjnan var: Ya bütün bütün bedava, ya da, indirimli (tenzüâth) yolculuk edenlerin çokhıgn. Başka memlekeUerde de böyle midir? hiç «anmam. sır dostluğundan bir hayli dem Bizde milletvekill, veya, senatörvurduktan sonra, bir ara, Kıbns lerden her derece okul öğrencilemeselesine de dokunmus, ve «Kıb rine, belediye memnrlarından esr^ta inliyen Müslüman TUrlslerin ki muhariplere, millî emniyet bütün Iskm aleminin desteğine mensnplanndan Targıtay, Danışmuhtaç olduğunu» söylemiş. tay, Sayıştay üyelerine (arada gaHımrnmm... Söylemesine söyle zeteciler de var ama, meslekdaşlar miş, iyi de etıniş ama, sayın milkızar diye korkuyorum) kadar pek letvekili, hangi memlekette konuş çok kişi, bn resml vasıtalara, ya tuğunu, galiba. bir an için unuthiç ücret ödemiyor, ya pek az ömuş olacak. düyor. Öyle, uzun' boylu bir tarihe gitBilindifi gibi resmî taşıtlann,. meye lüzum yok, daha düne kadar, Rus silâhlarını Kıbns Rumlanna atctanna eden, Nftsır hükUmeti değil miydi? Papaz Makarios"u Kahlrede alayıvâla ile karşılıyan Nâsır'ın tâ kendisi değil miydi? O halde sayın milletvekjlimizin, desteği bir kenara bıratap, Mısırlüara, sadece «gölge etmeyin» demesi, hiç şüphesiz, çok daha yerinde olurdu. Zira, mutlaka lâzımsa, üeri sür düğü, bir dostluğun ilk adımı bu olsa gerek! *** Dünkü yazımızda telefon konnsnnn ele almış ve önce Türkiyedeki dnrnmn tesbit etmiştik. Demiştik ki, Türkiye iki büyük yabaneı şirketin rekabet alanı halindedir. Bnnlardan biri Fransız LJH.T. ve öteki îsveç L. M. Ericsson firmasıdır. Gerçi başka yabancı şirketler de teklifler yaparlar ama bn iki yabancı sirket Türkiyedeki bütün hatları paylaşmış gibidirler. Şöyle ki, bngün memleketimizde çalışan 230.000 otomatik telefon hattından 96.60fü LMT*nin ve 123.6OO'ü L. M. Ericsson firmasınındır. Şimdi Türkiyede malî yükümü yanm milyar liraya nlaşan bir yeni adım atılmak üzeredir. 500 milyon liraya yakın bir yatınm yapılacaktır. Bn yatınm Plânlama Teşkilâtının öngSrdüğn telekomünikasyon sanayii için ilk adım olacak mıdır? Çünkü Plinlama Teskilâtı, PTT'nin beş yıllık ihtiyacmı 202.400 hat olarak tesbit etmiştir. 1983'te acılan beynelmilel ihale şartnamesine göre lstenenhepsi de, sarardadır. ler şnnlardır : Şimdi Belediye Meclisi karar 1 Firmalar Türkiyede bir telekomünikasyon fabrikası kuvermiş, l.E.T.T. İdaresi bütün erulması için gereken bütün bilgileri verecekler, patent, teknik bilmeklilere de birer paso dagıtacak, onlar da bedava dolaşacaklarmış. ' gi ve sermayeleri ile bu işe katılacaklardır. 2 Fabrika kuruluncaya kadar 5 yıllık ihtiyaç olarak tesbit Haberi veren gazete «böylece, diedilen 202.400 hattı kısmen kendi fabrikalarmda ve kısmen Türkiyor, zaten zararda olan İdare daha yede kurulacak fabrikada imal ederek bes yılda teslim edecekler da büyük zarara girecektirj» 3 Fabrika yılda 40.000 hat kapasite ile çalışacak. 4 Sermayesi ile bu işe katılacak firma yurt dıjın» ihracat (•,"' y.pmayı garanti edecek. 5 Fabrika telefon makinesi de imal edecek ve 5 yılda maliyetin yerli kısmı yüzde 70'e çıkanlacak. Görülüyor ki atılacak adım çok önemlidir. Eger iyi Izlenmezse ve Türkiyenin çıkarlan iyi komnmazsa, Eregii kazığı gibi bir ikinKimsenin pasosunu elinden alın ci dSva basımıza çıkabilir. Tabancı firmalar elbette kendi çıkardemek aklımdan geçmez ama, galannı dflsüneceklerdir. Yapılan anlaşmayı Türkiye hesabına «tlzliba, dnroma bir çekidüzen ver llkle takip etmek de biıim nzmanlanmıza düşer. mek lâznn. Çünkü hem kendimia 1963'te açılan beynelmilel ihaleye 11 yabancı firma katılnuştır. parasız geziyoruz, hem de açıkVe bunlann dördüne ehliyet verilmistir: Northern Eleetrie (Kanalan, eninde sonunda, yine kendida), Nippon Eleetrie (Japon), L. M. Eriesson (îsveç), LJK.T. (Franmiz ödüyoruı. nz). Teklifler 9 mühendis ve bir idareeiden knrnln nzmanlar koTnhaf d e p mi? misyonnnca ineelenmistir. Yedi aylık bir çalısmadan sonra 29/5/ *** 1964'te düzenlenen raporda teklifler teknik, fabrika teklifi, flat ve kredi bakımmdan değerlendirilmiştir. Ve çeşitll kıyaslamalar sonnnda, komisyon, raporda belirtilen bazı noksanlann tamamlanması sartiyle işi Japonlara veya KanaI stanbulun imar yönetmeligi dalılara vermeyi nygnn törmüstür. yeniden değiştirilmiş. Bundan Ancak... böyle binalarrn komşuluk mesaTam bn sırada PTT içinde bir Iktidar değişikligi olmnş, ve feleri bilmem kaç metreden bil27 Mayıs îhtilâli ile işbaşından uzaklaştırılan ekip yeniden işbaşımem kaç metreye inecekmlş, katna getirilmiştir. lar şu kadardan bu kadara çıkaYeniden iktidara geçen kisilerin söyle bir hiktyesi de vardır : catanış, çıkmtılar bir hizaya getirilecekmiş, filân da filân... Bnnlar 1959 yılında L.M. Ericsson firması ile 120.000 hathk bir §özleşme yapmışlardı. Ve bn sözlesmeyi, işi ihaleye çıkarmadan ImAnlaşılmaz meselelerimizden blzalamıslardı. 27 Mayıs'Un sonra hem sözleşme hükumetçe Iptal ri de budur. tstanbula, şimdiye edilmiş, hem de sözlesmeyi imzalayan ekip Işten nzaklaştmlmıstı. kadar, yerli yabancı kaç mütebassıs plân yaptı? Hesabı kitabı yok Demek ki vakti zamanmda, yani 1959 yılında beynelmilel ihale ama, hiç şüphesiz, kocaman bir yoluna gitmeden 120.000 hatlık bir sözlesmeyl bir yabancı firma İle odayı dolduracak kadar. Bunlann imzalıyanlar aradan 4 yıl geçtikten sonra tekrar işbaşına geçiyorkaç tanesi doğru dürust tatbik edildi? Hiç biri. Ve işbasın» geçtikleri zaman yukanda anlattığımu beynelmiO halde, ne diye, oturup kallel İhale açılmış, firmalar tekliflerini yapmıslar ve nzmanlar kokıp imar yönetmeligi yaparlar, misyonn rapom düzenlenmistir. yahut, hazırlardan birini ele aBn dnrnmda yeniden işbaşına geçen 1959 eklbinin tntnmu su lrp, şöyle veya böyle, ama hep aolmnştnr : külanna estiği gibi, değlştiririer? 1 önce yürüyen işi durdurmuşlardır. Seneler senesl arük iyice anla2 Sonra uzmanlar komisyonundan 4 mühendisi uzaklastırşılaıd ki bu şehre, ve galiba bümışlardır. tün büyük şehirlerimize, plân 3 îhaleye başka bir yön vermişlerdir. Yanl şartnamede değisökmüyooooooor... Bunu hepimiz şlklik yapmışlardır. Başlangıçta yalnız telefon maklnelerl ve «antanladık, yalnız iş başmdakilere »1 teçhizatı için açılan ihaleye kablo konnsnnn da katmıılardır. anlatamıyoruz. Böylece ihalenin malî yükümü yanm milyara yükselmittir. KabBir an bütün plânların yakılıp, lolann malî yükümü ortalama 8 milyon dolâr, yanl M 100 mllyoortadan k&ldırüdıgını düşünün. n» yaklasıktır. tstanbul başka türlü mü olurdu? Ürtelik kablolann ihaleye katılmasının dofnı olmadıgı sSylenHa var, ha yok, ikisi de aynı raektedır. Etibank'ın ortak oldngn bir kable fabrikası memlekette olan bir isle uğraşıp durmaya ne bnlnndngn gibi Dopn Avrnpa ülkelerinden çok nenza kablo getirtlüzum var? mek mümkün oldnğn iddia edilmektedir. *** Her neyse... Demek ki PTT'de 27 Mayıg'tan sonra sornmln göBu «*U«ek «zakiaştınlan ekip yenlden iküdan» geçinee eski »artnameyl Dozmnş, ıhaleyi yenUemiş, nzmanlar komisyonnnn de»«rtirmi5Vt. Şimdi yeniden karar vermek kesimine girilmistlr. Aneak PTT içinde hnznnrazlnk artmış. nzmanlar arasmda g5rüi aynlıklan bfiyflmüştür. Bn arada 8 yıl kaybedilmistir. Bir yandan Plânlama akÎ S « ^ d * n b n s e c i k m e «bebiyle PTT 150 milyon lira kavbetmiştlr. 1963 yılında plânlanması gereken iş daha da yürürlüğe Para ve düdük Fl Z£ yıllardan beri sırada «Ya sabır» çekerken PTT böylece çalışmaktadır. Bn dâvayı şimdiden dikkatle e B i e y m miIyarllk b i r S *1 i? t«sâhlandıktan sonra gerive d d ö n m e k s e I? M y Ö r Ü S e ldi> « n ^ ! . T ! . t l r 1000 rişçi İ çalışacak idl. h e r y»1 İ O m h a « knrnlaeak. ve fabrikada \ ^ Iste «ayın telefonzedeler! tstMbnlda telefon ahm satımı son hızla yürür, ve telefon al m îst8nbnlln •••.•»............... (Alman karikatürü) Tazıya ne lüznm var? mmmmm „„„„.„.. TEŞEKKÜR Aile büyügümüz ve medan iftiharımız AMASYALI HAYIRSEVER A. R U H İ T İ N G İ Z ' i n ÇİFTE FİLTRELİ ölümü dolayısiyle acdanmızı paylaşan, tesellimize çalışan vP bu hususta lütufkâr alâkalarını esirgemiyen değerli Amasya Valısı Ertuğrul Süer'e, Sayın Belediye Başkanı Mehmet ratih Arabacıoğlu'na, cenaze merasimine iştirak etmek üzere Amaya'dan Istanbula gelerek büyük zahmetlere kaüanan savın heyet üyelerine, telgrafla, telefonla, mektupla veya bizzat gelerek gönlümüzü almağa çalışan pek kıymetli dost ve akrabalarımıza teşekkürlerimizin arz ve iblâğını ayuı gazetenizdcn rica ederiz. Kardeşi, Eşi. Yeğenlprı Cumhuriyet M U TID 6Tİ6 SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA C. H. BOEHRINGER SOrîN/INGELHEIM AM RHEIN Uâç Fabrikalannın' patenti altında her nevi öksürüğün tedavisini mümkiin küan SİLO/VIAT0 SİLOMAT 0 SİLOMAT 0 SİLOMAT 0 ampul draje damla COMPOSİTUMşurup anacaklarına. dır. Daha doğrnsu bir «Ertuğrul Muhsin meselesi» vardı, sonradan. soyadlan çıkınca «Muhsin Ertuğrnl meselesi» oldu. Ama, dâva hep o! Bir punduna getirip büyük tiyatro adamunızın ayağını kaydırmak. MOHENDiS ARANIYOR MOBIL OÎL TÜRK A. Ş. Ç ocukluğumdanberi yurdnmusda, ildde bir tazelenen, bir «Ertağrul Muhsin meselesi» var TERTEMİZ DIZEL YAKITI Uzun yol ve ağır hizmet şoförununyuzu gülecek: Çifte filtreli SHELL DİZOJET kullanan dizel motorlu vastta şöförlerl. yolda tamir için vakit kaybetmez. •ek sart mir Kat Askerlik hianetini yapmış ve İngilizce bilen Makina Yük Mühendisi aranmaktadır. Azamî yaş haddi 30 olup tecrübe değildir. Ikâmet yeri Ankaradır. İsteklilerin şahseu lzcaddesi No. 12 Yenişehir Ankara veya Harbiye, Adlı Han 3 e müracaatları rica olunur. nâncıhk: 1901/23S4 * KARABÜK HADDECİLİK AĞIR SANAYİİ VE TİCARET A. Ş. DEN juilı müstahzarlann tarafımızdan imâl ediüp 4 piyasaya^arzedildiğinl saygılanmızla bildiririz. TEK ILÂÇ SANAYİİ LTD. ŞTİ". Hikmet Reklâm 88/236^ Türkiye Kızılay Derneğinden: MEVLİD Aile büyügümüz 1967 yılına ait 65.000 adet Masa Takvimi Bastırılacaktır Buna ait şartnameîer Ankarada Genel Merkezden ve tstanbulda Kızılay îstanbul Müdürlüğünden temin edilebilir. Teklifler en geç 15.3.1966 günü saat 16 ya kadar Gencl Merkeze verilmiş olacakür. Postada vâki eecikmeler nazarı dikkate alınmaz. vefatının kırkıncı günune tesadüf eden 6 Mart pazar günü (Bugurt) ifcindi namazını muteakip Üsküdar Iskele Camiinde Kur'anı Kerim ve Mevlidl Şerif okunacağından say.n akraba, dost ve arzu edenlerın teşriflerl rica olunur. TA8AR AİLESİ NURETTİN TAŞAR'ın Muhsin'in tıayatı, neredeyse Türk tiyatrosuyla yaşıttır. KendU: sahnede çok iyi bir sanatkirdı. Fa kat esas vasfı «tiyatro adarru» ol maktır. Memlekette tiyatroyu hal kın ayağına götürmeyi başaran o dur. Bngün, resmî ve hususî sahnelerde, iftihar ettiğimiz sanatkâr lann hemen hemen hepsi onnn elinden geçmiştir. Tiyatroyla, uzaktan yakından. ilgili herkesçe bilinen hakikat buyken nedendir, durup durup, ortaya bir «Muhsin meselesi» çıkarmak? Son olarak bu meselevi tstanbul Belediyesi kendine iş edindi. Tiystronun «t» sinden haberi olmıyan bir takun adamlar, yine , Sıeak Damir Çekme Haddecilerinin Dikkaline Macaristandan kütük ithal etmek üzere Sanayi Bakaulığınca hususî haddecilere * 1. parti 1594.678 dolar 2. Parti 1.500.000 dolar tutannda tahsis yap^mıştır. 1. Partinin akreditifi engeç 21/3/1966 tarihinde 2. Partinin akreditifi engeç 16/4/1966 tarihinde açılrnış bulunaeaktar. Şirketimizi mutemet tâyin etmek isteyen haddeciler nihaî akreditif açma tarihinden enaz 4 gün evveL A. Şirketimizi mutemet tâyin ettiklerine dair mutemetlik belgesi, B. İhtiyaç belgelerinin asıllan İle, Sanayi Bakanlığmır. refakat mektubu, C. Yüzde 10 tutanndaki Merkez Bankasına yatacak teminatlarmı, göndermeleri gerekmektedir. Şirketimiri mutemet tâyin eden firmalann mallan tstanbulda teslim edilecektir. KARABÜK HADDECİLİK AĞIR SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. Hürriyet Caddesi No: 12/F Tel: 49.380 Telgraf: HAKTAŞ Cumhunyet 2395 SUUDİ ARÂBİSTAN ve TÜRK HAVA YOLLARI müsttttk HAC seferferi (Bym