16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ÎKİ 26 Mart 1966 CüMHURİYEl SEKSEN DOKUZUKCU MADDE Prof. Dr. Ferıdun ERGiN emokrasi rejimlerinde, usul oyunlanna başvurarak Meclis çalışmalarını aksatmayı hedef tutacak tertiplere dairaa rastlanabilir. Menfaatlerine uymıyan durumlarla karşüaştıkça, milletvekillerinin hak ve yetküerinin suiistimal edebileceklerine parlâmento tarihinden örnekler gösterilebilir. Kürsüde saatlerce fasılasız konuşmak, üst üste önergeler vermek. umumî görüşme istemek ve kanun teklifleri yağdınnak suretiyle miUetvekillerinin hükümeti bunaltmaları ve Meclis faaliyetini tıkamalan, yabancı memleketlerde de görülmemis değildir. Parlâmento faaliyetinde hak ve yetkilerin sui istimalinı önlemek, Anayasa hukuku bakımından önemi haizdir. Menfaat, doktrin ve ihtiras fırtınalarında: bir parti grupunun veya bir kaç milletveküinin yasama kuvretini felce uğratmalarına fırsat bırakmıyâcak bir prensip üzerinde nazariyeciler ve tatbikatçılar eskidenberi birleşmektedirler. Yabancı ülkelerde geçirilen tecrübeler, işlerin önem ve ivediliğine göre gündem sırasmı serbestçe tâyin etmek imkânmı parlâmento kendi elinde tutmadığı takdirde, sıkıııtılı durumlar belirebileceğini fiğretmiştir. Türkiye, Türkiye olmalı ürkiye, Türkiye olmalı! adlı fıkrasmda saym İlhan Selçuk bâzı kuşkulu kimselere cevap olmak bakımından bir ulussever yazara yakışır en güze! açıklamayı sağlam bir mantık örgüsü içinde kpmu oyuna sunmuştur. S5z konusu yazı toplumumuzun ahlâki ve kültürel gelişmesini köstekleyen ve her gün patolojik belirtiierini gördüğümüz bir zihniyete değinmesi açiEindan çok il^inçtir. Gerçekten bâzı turucu çevreler kıışku duydukları her fi!;ri konııınizmin hizmetinde olmakla lekelemekte ve bu konudaki ölciilerini rie alabildiçine sreniş tutnıaktadırlar. O kadar ki. Amerikanın emperyalist amaclnrla sistemü olarak içimize girdiği kanısını savunan her yurtt;ışı komunistlikle suçlamaktadırlar. Politikanın hizmetsr.de din! Türkiyede Müslümanlık sâf düşüncesinden uzaklaştırılmakta ve kapitalizmin hizmetinde bir vasıta olarak kullanılmaktadır. tslâm dini, kompradorların siyasi ve iktisadi çıkarlan yönünde bir eyleme kaydırılmıstır. ImamHatip Okulları ve Yüksek tsiâm Enstitüleri mezunlarının yayın organlarında müftü adayları şöyle konuşmaktadırlar : Miislüman cihada hazır ol ! Devri esbak'ta (Atatürk devrinde) Allah adını aszına alan zindanlara tıkılırdı. Sosyalist maskeli köpekler ! tskelet yığınları üstüne çöreklenmiş kuduz sürüleri '. özel teşebbüs iyidir; kalkınma yapacağım diye özel tesebbüse fazla verjri tahmil etmemcli . Ynrdun her kösesinden aldıgımız mektuplar, camilerde verilen vaazların da tslâmın ilkelerinden dısarıya kaydınldığını belirtmektedir. Bir Anayasamız var. Bu Anayasa halkın oyuna snnulmus ve onaylanmıştır. Parlâmentoda kapitalist ve sosyalist partileri vardır. Kapitalist partisi kalkar «üretim araçlarının özel ellerde ka!masını istiyoruz. memleket böyle kalkınır» diye iddia eder. Sosyalist partisi kalkar «Üretim araçları devletleştırilme'.idir. ancak böyle kalkınınz» diye iddia eder. Anayasa çerçevesi icinde siyasi. iktisadi tartışmalar yapıhr. Din adamları, din kurumlan, ve din okullan bu tartısmanın dısinda kaimalıdırlar. Çünkü devletİTniz lâiktir. Din adamları politikaya karıstıkca Türkiye batar. Atatürk. tslâm dinine politikadan arınmıs din adamlarının hizmet edeceği kanısındaydı. Oysa simdi durum nedir? Türkivede din adamı kapitalizm sosyalizm tartışmasına katıhyor ve kapitalizmin hizmetine sokuluyor. Elbette sebepleri vardır bn gidi«in Türkiyedeki din okullan komprador çevrelerinin kontrolu altındadır. Madenlerimizi, pe1rolümüzü. millî kaynaklanmızı yabancılarla ortaklasa kontrol altına alanlar, tslâm dinine de el atmıslar. tmamHatip Okullannın öçrencilerini kendi iktisadi fikirlerinin birer neferi eibi yetistirmek imkânlannı bulmuslardır. Zira kendi cncuklarını yabancı okullara gönderenler. bir yandan da tmamHatip Okullarının vatılı yurtları için kesenin ajzını acarlar. Türkiyede zensin kisilerin hicbiri çocujunn tmamHat'p Oknluna söndermez. tmamHatip Okıılu fakir kövifi cocuklannp özçüdür. tmamHatip Okulunnn atesli «avunncutu olan kapitalistlere ve onların politikacılarına tmamHatip Okulunnn genç ve istidatlı çocukları sormalıdırlar • Çocngunuz var mı sizin? Bir kızım. iki oflnm var. Allah baâıslasın, ama hangi oknllara vollnvorsonuz onlan'.' Göreceklerdir ki. iclerinde bir tanesi bile cocu&unu tmam Hatin Okulnna vollamıyor. Ama fakir köylü cocuklarını tmamHatin Okullarına vollamak. ve vn'ladıktan sonra da kontrol altına almnlirin kapitalistler nek fedakârdırlar. Bu fedakârlıklarının sonucunıı almıslar ve ektiklerini bicmislerdir. Tiirkivede budin din kurum<nrı ve oUnllan. komprador kapitalizminin kalpleri haline eelmistir Sivaset dine hula^tınlmıs. ve Atatürk cafında arınmıs din örtütleri de.ienere edümislir. E*rnıervalistlerin seri tslâm ülkelerindp lıalkı nvntmak icin kullandıkları metotJar camilerimizin kubbelerindp vankılanm?kt.idır. tmamHatin Okııllarını kontrol altına almıs örçütler su biçimde ralısmaktadırlar : Bunlar bir vanrtn rü/el sesli. istidath tmamHatip öçrencilerini alır köv köv dolasır : Bakınız iste «ıizin cocosnnnzu da bövlece tslâmın hirmetine <=okaca5ız • dive Dara tonlarlar. Bir vandan kasahada esraf ve afadan vardım istcrler Vp büyük sehirdeki bircok ensesi kalın kanitalist de bn örriite biiviik vatınmlar vanar. Fakir kövlii cocu?i' tmamHatİD Okulnna eirdikten «ionra bn firıHitlerin elindeki ratilı vurtlarda tam hir kontrol altna alınır. Memleketin minî kav".ıklanna. cetrolünp vt madenlerine eö7 dikmis vabancıîann i«t<•li^i »nVimde vetUtirilir. «onra da politika evleminin icinde hnlur kenf>i<sini Durnmu dah3 iyi belirtmek için su soruyu ortaya atmalıyız : Tiirkivedeki din adamı kapitalizmin hizmetinde mi olacaktır. soçyalizmin hizmetinde mi olacaktır? Eeer lâik devlet isek hiçbirinin! Çünkü din adamı, politika djsında ve din hizmetinde olmalıdır. Atatürk'ün hize bıraktı*ı mi ras budur. Bugün Kuzey Afrikada tslâmiyet «os,ya)wraHJ Jlj^metin dedir. Cezavirde ve Mısırda sosvalizmîn hfzmefine giren* Müslü manlık. Türkiyede kapitalizmin hizmetine giriyor... Ve aksiyona da geçiyor. Acı gerçek htıdıır: Atatürk'ün yaptıklarını yıktık ve dini poli tikanın hizmetine verdik; hem de Millî Eğitim Bakanlığı himayesinde .. Ü 1924 Anayasasmda... Anayasasının esprisi, parlâmento rejiminin temel kurallarından biri olan bu prensipe uygundu. Eski Anayasanın tesrü çalısmaları ve parlâmento kontrolunu düzenliyeıı maddeieri, ânzalara yol açabilecek kusurlu bir hükiim ihtiva etmiyordu. 1955 • 1960 arasında muhalefetin Meclis çalışmalannı güçleştiren şartlar, eski Anayasanın kusurlanndan değil, iç tüzükteki boşluklardan ve seçim kanununun karakterinden ileri geliyordu. Gensoru önergelerinin ve tahkikat taleplerinin müzakere usullerine ait hiikümler. parlâmento konIrolunu tesirsiz hale getirebilecek manevralara açık kapı bırakıyordu. Çoğunluk grupnnun müsait karşılamadığı önergeler, aktüalitesi kayboluncaya kadar bekletilebiliyordu. İç tüzükte. muhalefet haklannı zedelenmekten korumaya yarıyacak bir garanti yokttı. i'eni Anayasada, sadece iktidann kuvvetini suiistimal etmek ihtimali gözönünde tutulmuştur. Parlâmento faaliyetini aksatıcı hareketlerin iki taraflj olabileceği ve muhalefetin de tıkama metodlan knllanabileceği dikkate aluımamıştır. Verilişlerini takip eden ilk birleşimde gensoruları görüşmek gerektiğine dair yeni Anayasanid 89 nncu maddesine bir hüküm konulmuştur. atbikatta, 89 ur.cu madde hükmiine harfiyen sadık kalmaya imkân bırakmıyacak şartlarla her vakit karşılaşmak üıtiınali vardır. Anayasa nıetnine göre, verümiş gensoru önergelennden yalnız bir tanesinin de?ii, bunlarm' hepsinin gündeme ahnıp alınmıyacağuıı ilk birleşimde görüşmek lâzımdır. 19M 1905 Rus • Japon savaşında cereyan etmiş bir olayı, okuyucularım her halde hatırlıyacaklardır. Bir İngiliz harb muhabiri. gazetesine telgraf çekreken, diğer meslekdaşlarının koşarak postahaneye geldiklerini gorür. Rakiplerini atlatmak için. o anda çözüne ilişen bir İııcil rildini telgraf memnnma uzatarak metnini Londradaki aynı adrese tellemeye devam etmesini ister. Bir parti grupunun veya milletvekilinin buna benzer bir taktikle başka konulann görüşülmesini geciktirmek için 470 sahifelik bir önerge verdiğini. yahut önerge metnine Monte Cristo romanını sokuşturduğunu farzedelim. Meclis, Alexar.dre Dumas'nın şaheserini baştan sona kadar dinliyecek midir. O gün. tek bir önergeyi dahi şriindeme almak veya reddetmek hususunda karar verilemiveceğine şüphe yoktur. T şakcılığı olarak kabnl ediyor. ö n yargısı daha da kuvvetleniyor. Böylece ülkemızde Komünist çamuru herkese rahatlıkla atılıvı" '. ı millete de bu husus inandırılıyor. hakarettir, ama bu hakareti bile kabul edenler hâlâ çok içimizde. Ümidimiz, Türkiyenin en kısa zamanda bağımsız haysiyetli bir devlet olacağıdır.» T Çözüm yolu Destekler görünüyor Sonuç takrirlerin 89 uncu maddeye uygun olarak ilk birİpşimde görüşülmesine fiüî imkân bırakmamıştır. İleride, Anayasa marjına taşan tatbikatın bu noktaya, münhasır kalmıyacağı anlaşılmaktadır. Acele çıkarılmasına ihtiyaç duyulan işlere gün ayrüması hakkında. parti grupları mutabakata varmıs bulunmaktadırlar. Halbuki X9 uncu madde. gündemde gensorular yer aiflıjı müddetçe, bunlann ilk birleşimde görüşülmesini emretmektedir. Bu itibarla, parti gruplannın şu veya bu tasarıya itiraz etmemeleri, meseleye bir çözüm yolu saçlamamaktadır. f\uncu madde yüzünden Millet Meclisi faa«LJliyetinin Anayasaya aykırı düşmiyecek bir formülle felce uğramaktan kurtanknası mümkün müdür? İki çare akla gelmektedir. Birincisi, Anayasada önergelerin baştan sona kadar okuııacasına dair bir hüküm bulunmamasır.dan faydalanarak uzun metinlerin Başkanlık Divanmca özetlenmesidir. İkincisi, birleşimlerde önce kanunlann müzakeresine başhyarak üyelerin dağılmasını öniemek şartiyle bir müddet sonra gensoruların miizakeresine geçmektir. Beş yıl önce bir madde\i kaleme alanlarm hataya düşmeleri ve hatal.irında direnmeleri yiizünden, bukuk düzeni bugün buhraııa yol açabilecek şartlarla karşılaşmıştır. S A çıkmaza düştüğü düşünülebilir. Çünkü tele forüar hakkında verilen 479 sahifelik önerge, diğer nayasa hükümleri karşısında, Meclisin bir öz konusu suç isnatçıîarı Adalet Partisinin de iktidara geçraesiyle cüretlerini iyice artırmışlardır. Bunlann yaptıklan birer kahramanhk örneği olarak kamu oyuna takdim edümeğe başlanmıştır. Fikir toplantı'.armı, konferanslan kaba kuvvet gösterileriyle sabote etmeğe kalkışmışlardır. Ne yazık ki. AP iktidan izlediği genel tutum itibariyle bu gibi olay lan (düşünce akımlannı kuvvetle sindirme) zınınen destekler görünmektedir. Gerçekten iktidann. komünizmle mücade'.e sloganı arkasındaki Eosyalizmi etkisiz bıraknıa aır.acı gayet somut olaylarla gün ışığına çıkmış bulunuyor. Onbeş yaşmdaki bir çocuğun tutuklanma sı buna yalnızca bir örnek teşkil eder. Kaldı ki, AP yöneticileri bir kez bile olsun bu saldırgan çevrele rin tutumunu yermiş değillerdir. halde bunu balletmek için teU bir çozüm yolu kalıyor. O da sol yazarlarımızın, nakarat şeklinde olsa dahi, Saym Selçuk'u örnek alarak «Kahrolsun Moskova» diyebileceklerini belirtmeleri olacaktır. Sayın yazar. bu h.ususta: «Hiç merak etmesinler, rahathkla «Kahrolsun Moskova» diye bağıracak olanlardanız. 'Ama elbette yazılarda böyle çoluk çocuk oyununa girmeyiz» dnor. iazarın belirttiği çibi bn" bir çoluk çocuk oyunu sayılabilir. Böyle demekle elbette Türkiye kalkınmaz. Ama uvanmamışların gözünü açmak için, üzerlerindeki haksız ithamları silmek için ve Türkiyenin dâvâlarına inananları ço?altmak için, bu çoluk çocuk oyununu oynamaları lâzımdır kanısındayım. 0 Köy kalkmması ve lideıük S Örnek u kanunu doğrulayıcı bir örnek vermek istiyorum. Saym tlhan Selçuk'un «Türkiye, Türkiye olmalı!» başlıklı fıkrasını sağcı bir arkadaşıma okuttu ğum ıaman, yazıyı çok beğendi. Ama ben, sağcıların tlhan Selçuk'a da komünist dediklerini söy leyince şaşırıp kaldı. B aym MukbJ Birecçir/in «Köy Kalkmması ve Liderlik» adlı acı bir yurt gerçeğini dile getiren yazısıru büyuk bir dıkkat ve ügiyle okudum. Ele aldığı konu ve savunusu gerçekten değerli. Bu fikirlere katılmamak, doğru dememek elde değil. Ancak, köy kalkın raas! için belirtilen bu fikirlerin yeterli oîmad;ğı kanısındayım Soy le ki. sayın yazar kalkınınaya dar bir açıdan bakarak kalkınmavı val nız «ekonomiye ve sanayie» bağlıyor. Ve bu sorr.nİ3r üzerine eğilerek gerçekleştirilmesini diliyor. Ne var ki büyük eksiklik olan «Esitîm ve ösjretime:» değinmiyor. Halbuki kalkınmanın en kısa zamanda devamlı ve uzun ömürlü olabilmesi için fenne, eğitime ve kitaplara dayanması eerekir. işilerinin yansı okuma yazma bilmıyen bir ülkede kalkınmayı ekonoınl ve sanayide aramak büyük bir iyimserlık olsa gerek. Son istatıstiklere bakılacak o lursa 13.625.888 yurttaşımızm kkuma yazmadan yoksun olduğu görulür. Ve çoğunluğv da köylerde oturmaktadır. Acaba jeteri kadar bileiye sahip olamıyan bu insanlar tarlaiarmda üretımi arttırabilırler mı? Eiıonomide sun'î gübrenın yaranna yeteri kadar inanmışlar mıdır? Veya hastalıkla savaşabilirler mi? Elbette hayır. Başka ülkelerde olduğu gibi sosyal hizmetler köye götürülürse. şehirlere akının ve işsizliğin bnüne bir bakıma geçile bilir. K Yeni Anayasadc •«•7 eni Anayasa hazırlanırken, bir kaç görüşiin JL çarpıştığı hatırlardadır. Halkın çoğunlukla oy vgreceği bir partinin mutlak ve keyîi hâkimivet kurmasına «antidote» olarak Korporatizm mo"delini andıracak bir rejim telkin edilmek istenmiştir. Sosyal ve iktisadî doktrinleri metinlere aksettirecek teferruatlı bir kanuna taraftar bulunanlar kuvvetli bir cereyan yaratmışlardır. CtTMHURİYET te çıkan bir makalede ise, yetkileri ve fonksiyonları birbirine ahenkli bir sekilde denkleştirilmis hir «çift meclis» sistemi teklif edilmiştir. Neticede M:lli Bırlik ve Kontenian gruplannın siyasî rollerini daraltmayı hedef tutan kısa vadeli bir görüş galebe çalmış. güven oyu kullanma yetkisi yalnız Millet Meclisine tanmmış ve hükümlerinde hayli teferruata inen bir Anayasa vücude getirilmiştir. 8 9 Kırıkkale'den tartışmaya katıian Sahir Koçak, sözü edilen yazıyı okuduğunu, millî hislerinın kabardığını ifade etmekte. «Sayın Selçuk bu yazısında önemli bir konuyu gerçekçi bir açıdan elestinniştir» demektedir. Demokrasinin amac ukarıda sözünü ettiğimiz sindirici yöntemlerinüı uygulayıcıla nnı yererken, şu ya da bu fikir akımını suçlamak istemiyoruz. Zira bir gerçcktir ki, düşünce özgiirlüğü kaynağını ve değerini insanı kişiliğinin kutsallığında bulan bir ilkedir. Bu ilkeyi en geniş biçimde inanca altına alan tek ve en oljun yönetim sistemi ise hiç şüphesiz demokratik rejimdir. O halde demokrasiye saygılı olmak koşulu ile elbette ki demokratik bir ülkede her çeşit fikir bulunacak ve bunlar giicünü topluraa kabul ettirebilmek için örgıitlenecek, karşıt akımlarla mücadeleye koyulacaklardır. Zaten demokrasinin amacı fikirleri tartışma potasından geçirerek gerçeklere varmak değil midir? Bu doğruyu tesçil etmeğe yetkıli ol&n da topiumun sağduyuya dayanan genel değer yargısıdır. Y Zavallı bir gorüş Babadan oğula ^^^^••^••••^•iBBi^i Dededen toruna KALAN BİR I ALi MUHiDDiN HACI BEKiR Merkezi: BAHÇEKAPI ŞÖHRET 1 0 Bafra'dan mektup gönderen Kemal Açıkgöz de Sahir Koçak gibi yazar için övücü sözler söylemekte, tartışmacı Sümer Altay da aynı fikirleri tekrarlamaktadır Açıkgoz, Altay'dan farklı olarak şunları söylemektedir : «Son zamanlarda Türkiyenin bağımsız bir dış politika izlemesini istiyenlere karsı bazı çevrelerce komünist damsası vurulmaktadır. Onlara göre bafımsız bir dış politika bizim için imkânsızdır. Eğer Amerikadan uzaklasırsak mahakkak Rusyanın pençesine düşeceçimizi ileri sürmektedir ler. Bu, çok zavallı bir görüştür. Bafımsız bir'politika demek Amerikan düsmanlıeı demek deîildir. Sadece millî menfaatlerin eercktiği şekilde bir politika izlemek demektir. Su sıralarda NATO'dan ayrılma hazırlıkları yapmakta olan Fransanın ayrılma nedetılerini dikkatle incelememiz serekmcktedir. Raskan De Gauüe NATO'daki Amerikan hâkimiyetine son vermek ve Fransadaki Amerikan üslerini kontrolu altına almak i^temistir. Johnson ise bu teklif' kabnl etmemistir. Bu suretle Fransanın NATO'flan ayrılacagı kesin olarak belli olmnştur. Türkiyenin NATO'dan ayrılarak bajımsız bir politika izlemesi yerinde bir çörü^tür ama. ne var ki, bujünkü h"ıkumetimizin böyle bir niyeti voktur. Büyük müttefikimiz! Amerikanın Kıbrıs tutumu bize ivice göstermistir ki, Amerika sadece kendi menfaatlerini ön plâna almaktadır. Dominik'teki 500 Amerikalı aile için Amerikan donanması çıkartma yaparken, 120.000 Türk için elimizde hevnelmilel antlasmaların verdiçi hak varken Kıbns'a müdahalemize ençel olmuştur. Ya tnönü'ye yazılan mektup ise Türk milleti için büyük bir Kanıraca gerçek anlamda kalkın nıamn olabilmesi için once yurttaş larımii:ııı cehaletten kurtarılrnası °erekir. Kısaca denebıhr kı üikemizm çağdaş uygarhk düzeyine çı kabilmesi için köyden fakat, eğıtinile kalkmmaya başhyarak «Ekonomiyi ve Sanayii» desteklemek ka çınılmaz b:r zonmluktur G'jmüşhane # A>nuKo1*uda tartışmacı Siya srl Bilgjler .fakültesi öğrencisı Osman Yılmaz özetle şunlan söylemektedir: «Türkiyenin iktisaden kalkınabil mesinin, her şeyden önce nüfusunun dörtte üçünü meydana çetiren ve en ilkel şekilde toprağa bağlanmış olan köylerin kalkmması ile mümkün olabileceğine inanmaktayım. Bunun için de köyün düşünce hayatını, ekonomrk ve sosyal >apısını biraz daha yakından incelemek. ileri sürülebilecek olan hal çarelerine kuvretli bir ışık rutacaktır sanırım. Bugün Türk köylüsü XX. asrın modern yaşayışından habersiz olarak, bir takım kompleksler içerisinde çok ilkel bir şekilde yaşamaktadır. O, bütün benliçi ile ka dere inanmakta. ne kadar çalışırsa çalışsın içerisinde bulunduğu yaşayış şeklini deüştirmiyeceğini düşünmektedir. Onun. kendine iiz i:ü ilkel bir ha>at görüşü vardır. Köylü milletçe ka!kınma bilincine ermiş. eğitim ve öğretimin gerçek mânasını anlamış olmaktan çok uzaktır. Hal çaresi olarak, köy eğitim ve öğretimine önem vermek, tarım bilgilerine ağırlık vermek üzere ilkokul süresini arttırmak. en düstrinin gelişmesine çalışmak, toprak reformunu yapmak. köyleri kooperatifleştirmek, köylere teknik tanm öğretmenleri vollamak, köyün yol ve sulama işlerini düzenlemek zorunludur inancındavım.» Kemal OCAK Şubeleri: Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy, Parmakkapı İlâncıluk: 2^13'3190 Gerçek'eşiyor mu ma bu yüce amacm ülkemızde çerçekiestiğini söylemek mümkün dejydir. Toplumumuz çoğvnluğu itibariyle eğitim görememis. gerçeklerin bihncine erdirilme mıştir. Halkı demokrasinin ıdrâkine yükseltip. onu çeşitli fikirler arasmdan ssğduyuya dayanan bir değer yargısına ulaşabüecek aşamaya getirmek gerekirken, sozünü ettiğimiz zihniyetin halk:n yürekler acısı durumunu istismara kalkısmasını aormek b:zim için hüsran konusu olmaktadır. Gerçekten fikirleri kuvvetle bertaraf etmeğe ça hşanlar ve onlan destekleyenler din. vatan gibi büyük ideallere hiz met ettiklerini ileri sürerek yaptıklsr.r.ın doğa! olduğunu. kaderine bırakılmış toplumumu7) telkin etraek*edirler. Bu turumun toplumumuzun demnkratik terbi^eye ula1;masına ve ^onuç olarak. v ı r\u7iıniin en yetkin rejimi olduğuna yii rckten inaııdığınıız dtınokr.ıiı^iıı ön?6rdüğü ercklere %armasuıa engel olduiu oıtadadır. A 38 >aldır yayınlanması beklenen eser Küçükçekmece Belediye Reisliğinden Küçükçekmece Londra asfaltı kenarında garaj ve akar>akıt satış istasyonu inşaatı yapılacaktır. Bu işin keşif tutarı 165.060.03 TL. olup muvakkat teminatı 9.603,00 TL. cır. İhale 13/4'1966 çarşamba günü saat 15.30 da 2490 sayılı kanun geregince kapalı zarlla Belediye Encumeni huzurunda yapılacaktır. Taliplerin lüzumlu belgelerıni ibrazı üe en çeç 11/4/1966 pazartesi gunü saat 16.00 ya kadar yeterlik belgelerıni almaları lâzımdır. Bu ıse ait keşif evrakı 50.00 TL. sı mukabilmde Belediye Fen İşlerınden temin olunur. Belediye ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. İlân olur.ur (Basın: 10320 3180) TEŞEKKÜR Aile büyıieıımüz Bursa e^rafından SODOM VE GOMORE Edebiyatunızın büyük ustası Yakup Kadri KABAOSMAVOĞLU Yaban'da millî mücadele yıllarındaki Anadolu'yu anlatmıştı. Sodom ve Gomore'de ise aynı günlerin İstanbulunu aksettiriyor. 372 Sayfa, 10 Lira. BAAHATTİN KURANEL'in olumü dolayısiyle cenaze :nerasimine katılan, bizzat teşrıf ederek veya telgraf. telefon ve mektupla başsağhğı riilernek suretiyle acımıza ijtırak eden eş, dost ve akrabalarırrsıza ayn ayrı teşekkiıre acımız enge] cîduğundan âlen! teçekkürleriırizi kabul buyurmalarını rica ederiz. KVRAKEL AİLESİ îlâncıhk: 2414 3191 DURUŞMA GECESt Dürrenmatt'ın diiimize ilk kez çevrilen romanı 4 Lira. BİR ALMAN DOSTA MEKTUPLAR Albert Camus'nün ikir.ci dünya savaşında Nazilere karşı irsanı savunması. 3 Lira. ELEMAN ARANIYOR Büyük bir şirket. yetiştirilmek üzere, aşağıdaki işler için eleman aramaktadır. 1) İthalât işleri için 1 kişi 2) Pazarlama faaliyeti için 1 kişi 3) Satış teşkilâtı için 4 kişi AKANAN ŞARTLAR: f a) En az lise mezunu olmaları. b) Askerlik görevini yapmış bulunmalari. İsteklilerin ŞİRKETT rümuzu ile İstanbul P.K. 572 adresine mektupla müracaatları rica olunur. Yeni Ajans 2158/3186 !f!!iı)i!\i!rllyıı/,i(iıı KİTAP SERGÎSt ve IMZA GÜNÜ 25 Mart Cuma saat: 15 ten itıbaren SANAT SEVENLER DERNEGI LOKALİNDE Tuna Caddesı 1 D Yenişehir A n k a r a Cumhurivet 3172 Şlınu da ekliyelim ki, kitlelerin kültürel gelişmesir.i çıkarlarına aykırı görenler t?bii. fikir yönündeT çok süçsüzdürler. Bu nedenle zor koşullar altında mücadele ederek topiumu bilinçlendirmeğe çabalayan uyanık ve üeri şüçîerin karşısında, önünde sonunda iflâsa uğrar lar ve topiumu geriye götürmenin affedı'mez şünahı ile tarihe sorumlu oluriar. ÇEHOV'DATS DÖRT OYUN Açık Arfırma ile Salış Müessesemizde mevcut: 1/2 Kg Jık Heaiy Duty 1 Kg hk Standart 1/2 Kg Standart. Amerikan menşeli WHIZ marka Hidrolik yağı f/nlü yazarın Tütünün Zararları, Bir Evlenme Teklifi, Sayfiypd? Yaz, Ayı adlı tek perdelik ovunları bir arada. 4 Lira. BİLGİ YAİTNEVİ Sakarya Caddesi Yenişehir, Ankara Tel: 17 74 03 Cumhurhet .J1C9 IL AN SAKARYA ASLlYE 1 INCİ HUKUK HAKÎMLlĞlNDEN: Dosya No. 1965/1243 Muhatap: Nevzat Sağdıç İstanbul Perşembepazarı Demirbank Subesinde memur iken halen adresi meçhul Dâvacı: Şekerbank T^.Ş. vekili tarafından aleyhinize açılan 7707 lira 61 kuruş alacak dâvasının yapılan muhakemesinde: Gösterilen adreste olmadığımzdan dâvetiye tebliğ edilmeksizin iade ediimiş ve zabıtaca yapılan tahkikatta da adresiniz tesbit edilemediğinden hakkınızdaki dâvanın ilânen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma 29/4/1966 cuma saat 10 a tâlik edilmiştir. Mezkur gün ve saatte mahkemede hazır bulunmanız için dâva arzuhali ve dâvetiye yerine kaim olmak üzere ilânen tebliğ olunur. (Basm: 10331 3182) AMBRA Pırlanta 7000 adet YÜZ ve EL HAVLUSU almacak Son teklif verme tanhi 12/4/1966 dır. Şartnîmesi Malzeme Müdürlüğü veznesinden terrjn edilebilir. DENİZCİLİK BAVKAS1 T.A.O. (Basm 10346/3178) Kıynıetli Bir buzdolabıdır ÜAnaLds; 1840/3177 # Bu konuda M. Hami Pcker'den, Sahir Koçak'tan, Kcmal Açıkgöz'den meklup almış bulunuyoruz. Tartışmacı II Hami Peker, Türkiyede gazetelerin hemen hemen iki grupa ayrıldağını, bunlardan bir kısmının sol fikirleri, bir kısmmuı da sağ fikirleri desteklediklerıni, sağcı gazetelerin yazarlarının karşı gruptaki yazarları komünistiikle suçladıklarmı ifade etraekte, özetle şöyle demektedir: «Komünistlik suçlamalarıyla sayfalarını doldurao sagcı gazeteler, Türkiyenin gerçekten kalkınması için çalışan. Türkiyenin çıkarlan ağruna Amerikayı yeren ve Tiirkiyenin bagimsızlığı için yazı yazan solcu yazarlan, susuz birer komiinist olarak okur larına tanıtmaktadırlar. Ve onlann «bağımsızlık» fikrini «Sovyet Peykçiliği» olarak göstermektedirler. Bunun neticesi olarak sa£cı gazeteleri okuyan okurlar bu yazar i:>r hakkmda onların Tek Dır yazısını dahi okumadan hir iin var E»va varmıs «ıluvorlar Mnvle bir okurun, ilerde elinc sı<ı«ıı inr vazarm \Tr**.> "p'ıorp n v^» •*!*! Diğ(jer tartışmacılar Sümer ATALAY 14 Nisan 1966 Persembe günü saat (5 de Karaköy Okçu Musa caddesi N. 39/51 Arşimidis Hanm zemin katında açık artırma ile satılacaktır. Değerini bulmadığı takdirde satıcı satışı yapıp yapmamakta serbesttir. Enerji ve Tabiî Kaynak!ar Bakanhği Devlet Su İşleri Oene! • ^ 1 L4 \ «ARŞİMİDİS MÜESSESESİ T.A.S. Reklâmcılık 1175'3174 I L AN MİLLİ SAVUNMA BAKANLIGINDAN Türkiyenin Güney Dogn Bölgesinde yaptırılan lojman binaları etrafına istinat duvarı inşa ettirilecektir. Takr'bî keşif bedeli kırkbin Türk LJrasıdır. İsteklilerin NATO ıhalelerine girebilme belgesine haiz olması şarttır. Taliplerin bu işle ilgili formlan 11 Nisan 196S taTihlne kadar aşağıdaki adresten almış ve doldurarak lade etmis olmalan sarttır. İlân olunur. ADRES : M. S. B. NATO ENF D. B s k. Paris Cad. 52'1 Kavaklıdere Ankara (Basm 10098 A. 2538/3187) 1 Döviz temini ve ithalâtı tdaremîzce vapılmak üzere aşağıda yazılı malzerr.e fiyat ve teklit 'Steme usuli; üe sat.n ahnaeaktır. Bu malzemeye ait ilân A B D de A İ.D Srnall Business Circular'da nesredılrnek ürere sar'nameler ılaılı mercilere gönderilmiştir İhsİP tarıhı adı seçen «Cırrular» da yayırüanacaktır Satın alma te.diflerı A B D den verılpcektır 2 tstekliler bir dilekçe ile düesçelpnnde sarrname nu marasını ve hangi fırmadan tPkl'.t getıreceklerını sarıb Rrtre? leriyle belirterek. DSİ Makine VP tkmal Daırpsi BaskanüeEtlik . ANKARA adresinden şartr.ampler remin =debiiıripı 3 îstanbuldan sartname talebindp nuiunacak olan tır malar şartnameleri fDSİ 14 Sube Başmühendı^lŞi V'prpbatan caddesi Salkırn Söğüt sokak No. 20 Casaloslu İSTANBUL ı adresinden temin edebilirler. Şartname No. Mevzuu A.ÎI3. 6515T154 6 adst hidrolik v.nç (kapasitesi 3 'on dan az olmıyan (Basm: 10341 • A. 277ü 3183» DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. DA\: Aşağıda yazılı malzeme almacak 1 SEYYAB YANGIN TULUMBAS1 : P.TOO ti ni .1 <r{r* Son teklif verme tarihi 11'4/1966 dır 2 ÇEKI TRAKTORU : 8 adet Son teklii v jrme laribi 12/4/1966 dır. Şartnameleri Malzeme Müdürlüğü veznesinden temin edilebilir. (Basın 10230/3179! Amerikan »leyhtarlığını Kus şak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle