23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ 22 Mart 1966 CUMHURÎYET PARIAMENTOMUZ Dr. Cevdet AYKAN Tokat MUIetreklU arlâmentomuzdan neler bekliyoruz: «Kanun Koymak, Hükumetin çahşmalarını denetlemek>, toplum meselelerl hakkında aydınlatnıak. Toplumumuzda olaylara yön vermede en büyük imkân parlâmentomnzundnr. Bundan dolayı, parlâmentomuz toplum çapında dikkatlerin ve ümitlerin merkezidir. Parlâmentomuzun çalışmasiyle ilgili bazı şikâyetler, toplumumuzda r e parlamenterlerimizde ifade bulmaktadır. Parlâmentolarda, cMuzakere esnasmda gürultu yapmak. kısıyle uğraşmak, müstehçen sözler sojlemek ve kavga yapmak» yasaktır. Mamafih, hür tartısmaların var oldugu her parlâmentoda kavga yapılmıs, müstehçen sözler söylenmistir. Parlâmento kürsülerinde vapılmıs bazı hakaretler ifadedeki ineelikten dolayı söhret yapmıstır. Disraeli, Avam Kamarasında yaptıfı bir konuşmada «Bakanlar Kurulunun yansı eşektir. der. Meclis Raskanı tarafından sözünü çeri alması ihtar edildiğinde, Disraeli, cSayın Bafkan sozumu gerı alıyorum, Bakanlar Kurulunun yansı eşek değıldır» der. Tarih boyunca parlâmentolar, konnşma hürrivetiyle, karısıklığa sebep olan konnsma arasındaki hndudn tâyin etmeğe çalısmıslardır. Milletvekillerinin »eviyell bir tarzda müc3dele yapmalarına imkân verecek konnsma seklini bulmak Için gayret göstermislerdir. Parlâmenter rejim ve buna bağlı olarak sosyal, ekonomik ve kültürel özellikler çelistifcçe, konaşmalar gelişmistir. Genç demokrasilerde de konusmalara, savgı ve hoşşörürlük zamanla artacaktır. e::: •••• •••• P etmede mütehassıs olmalıdır. Demokratik parlâmenter idarede bütçe ve kanunlann uzun ve kısa vâdeli ihtiyaçları. farklı ideal ve menfaatleri telif edicl bir yapıda olması zarnridir. Bütçe ve kannnlar komisyonlarda ve parlâmento otnrumunda tartısılmaktadır. Milletvekilleri, konn hakkında hukumet temsilcilerinin kendilerine verecekleri bilgilerle veya kendi bildikleriyle yetinmek zorundadırlar. Mületvekilleri konn ile ilgili farklı görüsleri, komisyonlarda dinleyrbilmek imkânına sahip olabilseler, kannnlar bu görnşlerin bir telifini ifade edebilirlerdl. Simdikl durum çok zaman, hukumet görüsünü ve iktidar muhalefet partiler içindeki temayülleri ifade etmektedir. Bu çalısma tarzı genellikle milletvekillerinin, ve halk efkânnın konn hakkınd» aydınlanmasına da imkân vermemektedir. Milletvekillerini kannnları, konn hakkında her yönüyle bilgi sahibi olmadan tartısmak veya kannnn kabnl etmek duramunda bırakmaktadır. Parlâmento, degerlendirme yetkisini tam olarak kullanamamaktadır. Bu mahzurn nispî olarak ortadan kaldırabilmek için hiç olmazsa simdilik bazı konnlarda özel komiteler araştırma ve incelemelerinden faydalanabilme imkânı üzerinde dnrnlmalıdır. Milletvekillerinin de, fert olarak bilme Imkânlarını artıracak bazı tedbirler alınmalıdır. Meselâ. bazı parlâmentolarda oldnğu iizere kütüphanede araştırma asistanlarımn çalıştınlması bu konnda bir çare olarak düşiinülebilir. felsefesi • lerde gittikçe daha belirgın I oiarak biçimlenecek olan De• mırel Felsefesi ile entellektueller arasındakl çatışmanın katastroflara varmarnası ıçın aydınların, bu felsefenın unsurlarını bılerek onun kemıkleşmesine engel olmalan gerekır. Biz kendı hesabımıza, Demirel goruşunun şu temalar üzerınde şu gayretlerden kurulu olduğunu gdruyoruz Bunlan aydınlann krıtığıne sunuyoruz. t Demirel Hükumetinin Prof. Bahri SAVCI lıları kazanmak üzere ılerı sürdüğu temalar birer gerçek tema olrr.aktan uzak duşmüştur. I HUKÛMETLER VE FELSEFE NATO, Fransa ve biz... NATO içinde öteden beri beklenen geliş.meleri gazete aayfalannda okuyoruz: General de Gaulle, andlaşmadan çekilme karannı vermistir. Buna karşılık öteki NATO üyeleri bir açıklama yaparak NATO'ya bağlılıklarını bildirmişlerdir. Böylece NATO'nun Fransa dısında kalan 14 uyesi (Belçika, Danimarka, Holânda, Ing'ltere, Italya, Izlanda, Lüksemburg, Norveç, Türkiye, Yunanistan, Amerika Kanada ve Batı Almanya/ Kuzey Atlantik Paktmm hareketli bir savunmasını yaparak Fransa ile aynı fikirde olmadıklannı göstermişlerdir. Türkiyenin de imzasını taşıyan deklârasyonun tümünü okumuş değiliz. Ancak gazetelerde yaymlandığı kadanyla öğreniyoruz ki: « NATO, tarihte daha Snce hiç bir ittifakta görülmemiş bır banş z^manı bağımsız askerî te«ekkulu olarak muessir bır savnınma ve korunma âleti olduğunu gostermıştır. .> diyorlar 14 ler. Ve biz Turkiye olarak bunun altına imza atıvoruz. Kısa bir süre önce acıklanan Ismet Paşa ve Johnson mektuplannda ise çok daha başka bir endişenin Inönü tarafından dile getirildiğini öğrenmiştik. tsmet Paşa, Türk Hükumetinin başı olarak Johnson'a bildirmişti ki andlaşmanın yorumunda anlayış bakımmdaı» Amerika ile Turkive arasında geniş aynlıklar vardır: Türkiye, N'ATO'yu Kuzeyden gelecek bir tecavüze karşı otomatikman harekete gececek bir brgüt sayıyordu. Ve andlaşmanın teme11 de zaten bu idi. Johnson'un mektubundan çıkan mânâ ise Johnson emir vermeden NATO'nun işlemiyeceği idi. Daha açıkçası NATO, Johnson'un kumandası ile harekete gececek bir orgüttü. Ve eğer Johnson ister ise NATO Kuzeyden gelecek tecavuz karşısında Türkiveyi yalnız bırakırdı. Ancak. Ismet Paşanın mektubunda ifade ettiği geniş anlayış fark ları herhalde kendi hukumetine ait bir endişe sayılmalıdır. Denftrel Hiikâmeti, baçlangıçtan bugune dek Amerikaya adım uydurmak gayretini her çeşit endişenin iıstüne çıkardığından 14 Ier bildirisüıe rahatça imzamızı atmış buluııuyoruz. Gorunüşe bakılırsa bu davranışımızda biz yalnız değfliz. Yalnız kalmış gorunen Fransadır. Ve NATO, Cumhurbaşkanı de Gaulle'ün kararıyla Fransayı kaybetmiştir, ama bu olayı en az zararla kapatmışhr. Kuzey Atlantik Paktı gorevine eskisi gibi devam edecektir. Bu çeşitten düşüncelerin kokünden yanlış olacafım şimdiden ileri sürebiliriz. Dünya politikasmın çidişine bakarak NATO'nun eski fonksiyonunu kaybettiğini söylemek bir kehanet sayümaz. Bağdatsız Bağdat Paktı olan CENTO gibi. NATO da bundan sonra bitkisel bir yaşayışa girecektir. Dünya politikasmın yeni gerçeklerinden, ve uluslarm gelişmelerini yaratan dinamik icaplardan uzakta bir NATO. 1949 un şartlarını üyeleri çerçevesinde sürdünneye çalışacaktır. NATO içinde De Gaulle'ün istediği yönde bir reforma gidilebüseydi, ve üyeler arasıada eşitlik esasına uygun adımlar atılabilseydi, andlaşma bir miktar sihhate kavuşmuş oİur ve damarlarındaki kan hızlanırdı. Simdi kayıtsız şartsız Amerika eğemenliğinde ve Johnson kumandasında bir NATO, yerv"üzündeki itibarını da gün geçtikçe kaybederek erijecektir. Fransa ise 14 lerin Amerikaya bağlılıklanna karşı Sovyetlerle Işbirliğine daha kuvvetle itilmiş olacaktır. Fransanın Avrupa içindeki durumunu ikinci Dünya Savaşı öncesi sartlanna göre değerlendirmek artık hatalı olur. Kapitalist devletlerin iç çatışroalarında kara 4vTupasındaki Fransa, Almanyaya karşı AngloAmerikan desteğini Sn Pİânda tutmak zorunda idi. Ama şimdi dünyada Çin ve Sovyetler fibi iki büyük ağırlık dengeyi değiştirmiştir. Fransanın Sovyetlere ve Çine yakınlaşması, yalnız Fransa için deçil, dünya banşı için de önemli aşamalar sayüacak. bir Rus • Fransız anlaşması NATO'yu büsbütün önemsiz kılacak ve aynı zamanda üçüncü dünyayı da arkasında bulacaktır Dünva politikasmın yeni dcnçesinde De Gaulle'ün yakaladığı fırsat. yalnız >eni gerçeklere ujmakla kalmıyor, Fransızlaruı tarihî gu rurlannı da okşuyor. Batı Mmanva ve tnpiltere çeşitli nedenlerle Amerikanm yedeğinde kalmaya mahkümriurlar. ama tekrar edelim ki De Gaulle imkânlan iyi değerlendirmiştir. Dış politikada Fransız sosyalistlerinden daha solda RÖrünmekte. içeride miüiyetçilik duygularını okşamakta tuttuğu politika yarınki diinyanın gerçeklerine oturmaktadır. Bize gelince Her zamanki çibi mensııp olduğumuz blokun fedeğinde sürük lenmekteyız. Fransanın NATO'dan çekilmesiyle Türkiyenin NATO'da yeni bir önem kazanacağı iddiası da haraldir. Bu konuya ayrıca dokunmak istiyoruz. Simdilik şunu hatırlatalım: NATO dünyada önemini kavbederken Türkiyenin NATO'da önem kazanması ne dempktir? Erbabı bunun ne demck olduğunu anlar ve bilir! Tutucuları kazanmak için utucuları kazanmak için ileri sürülmüş nnsnrlar: Buraya kadar, Demirel Hukumetımn klışeler halınde benımsenmış duşunsel dayanaklarını gorduk. Bunlardan bılhassa ılımlıları kazanmak için ılerı sürulenlen, şımdı göstereceğımız unsurlarla çeli?meye düşecektır. Bu bakımdan da Demirel hukumetı felsefesının asıl nıtelığını teşkıl etmemış olacaktır. Demirel Hukumetının • belkı de tarihsel karakter • çızgısıni teş kil eden asıl unsurlar şunlardan ıbarettir adı altında damgalanan Anayasa dakı sosyal muhtevaya yoneltildığın: kımse bılmemezlik edemez. T Entellektüelleri kazanmak için ntellektüelleri kazanmak için ileri sürülen nnsnrlar: Demirel gorüşlerı ılk anda entellektüelleri avlayıcı bazı unsurlar üen sürmektedır Bunlar, ozgürlük, Atatürkçülük, Batı uy^ garlığı temalandır. Fakat Demirel bunlann analizim yapmaz. Türlü açılardan verdiği ipuçlarına bakarak biz şunu söyleyebıliriz: Parlâmentomuz arlâmentomuzda, sert tartısmalar genellikle av nı hissî temellerden çıkmaktadır. Gmpların birbirlerine karsı duyduklan güvensizlik, sert tartısmalar için uyşun psikolojik zemini nazır tutmakiadır. Mahtemelen daha önceki yıllarda politik mücadelemizin hissî yönden çok yüklü olarak eeçmis olması ve politik mücadelede hislerin konuyu ikinci plâna itmis olması gTUpların birbirlerine karsı olan tutnmlarını da etkilemektedir. Toplumumuzun kültürel dıırnmu da, böyle bir tercihin yapılmasına ve dolayısiyle duygulara bitap ederek politikada başan sağlamaga imkân vermektedir. Parlâmentomuzun çalısmalarında usulsüz da\ranıslan ara sıra görmeği, demokratik gelismemizin hos görecefrimiz aksaklıklan saymalıyız. Genç demokrasimiz gelistikçe eski korkulardan, nzak kadrolar politikamıza hâkim olacaklardır. Duygulara hitabeden politikacı yerine, konuyu anlatan bir kadro toplumumuzca değerli kabnl edilecektir. Dikkatlerimizi valnız mevcut hatalara degil, parlâmentomnzda müspet gelismclere imkân verecek çarelere de yöneltmeliyiz. Denet/eme eğitme arlâmento çalısmalarında zamanın büyük kısmı bütçe müzakereleri ve kanun koymakla geçmektedir. Kanunlann tatbikindeki neticelerin kontrolu ile ilgili müzakerelerde bulunmak milletvekillerinin görevleri içerisindedir. Milletvekilleri denetleme görevlerini soru, genel görüsme, Meclis sorusturması ve Meclis arastırması vollariyle yapabilmektedirler. Bu yollardan milletvekillerince en çok kullanılan «soru» müessesesinin çoğu zaman milletvekillerince «secmene selsm» anlayısı içinde knllanıldığından sikâvet edilmektedir. Bu mahzarn giderici tedbirİTİn alınması Meclis Baskanlığının imkânları içinde düsünülebilir. Fakat bn yolla denetleme görevinin yapılabilmesinp daha iyi imkânlann ve zamanın sa£Ianması da hükumetin ve Meclis Baskanının çalısmalarına baSIıdır. Parlâmento daha zivade hükumetin teklif ettigi kanunları onaylıyan bir kurnlns olarak çalısır. fakat milletvekillerinin ve ?rupların denetleme imkânlarını artırabilecek durumn saŞIamazsa. toplumumuz haklı olarak politik çalısmada bir yetersizlikten şikâyet edecektir. Teorik olarak parlâmento müzakerelerinin bir diğer mühim fonksiyonu da, halkı aydınlatmak ve egitmekti*. Modern haberlesme imkânları parlâmentovn secim kampanyasının devamlı olarak yapıldıâı bir kurulus haline getirmistir. Hükumeti denrtleven, çerçekte muhalefetin tenkidleri değil bu tenkidlerin seçmen üzerinde yarataca^ı havadır. Bu havavı olnmlu eelismelere imkân verecek bir durumda degerlendirmek ve memlrket ölçüsünde belirtmek basının ve radyo vayınının imkânları içerisindedir. Halka ve parlâmenter rejime favdalı olacak haberlerin deçerlendiricisi ve tesvikçisj olmak sorumlu basından ve radyodan beklenen hizmettir. Uzun vâdede bu tutum, yalnız parlâmenter rejimin deSil, hür düsüncenin ve basın hiirrivptinin de teminatıdır. E KökHi olma O Köklü olma: Demirel uygun, yumuşak, fazla yukümlüluk vadetmeyen bir dıl ile Atatürkçuluğe batı uvgarlığına evet dedıkten sonra, hemen, «köklü olmak» zorununu ılen sürmektedır Fakat, koklu olmamn açık bır deyımı henuz verılmerr.ıstir Bunun, Islâm • Osmanlı hayat bıçımının unsurlarını değıstırmeyı deyımleyen Ataturkçuluk ile ne derece ujuşacağının açıklaması yapılmamıştır Keza batı uygarlığı formulü ıçmde deyımlenen iâık nıtehkte yenı hayat unsurları ile ne derece uzlaşacağı da gos terılmemıştır Bınaenale\h ortada «köklü olma» formulune verılecek tek bır anlam kalıyor: tslâmcı gelenekçıhğe donuş ve ortada kahş.. Demirel felsefesının, pratık hayat alanında yaptığı ışbırlıklerıne bakarsak «koklu olma» fomulüne bır başka muhteva koymamız mumkun olamaz. P •••• •••• Özgürlük O özçürlük: Anladığımıza gore, Demırel ozgurluğu; toplumsal değışme dılek ve operasyonlarına, kıtlenın dıncı merkezlerden gelen ıtişlerle dırenışı hakkı dır. özgurluk toplumsal değışme yollarını kitlece arama hakkı değil, bunu getıren devrımcılere karşı dırenme, dayatma, durdurma hakkıdır. Özgurlüğun bu anlamı, bızce, ne teorik, ne tarıhsel bır bilımsellık gösterrnektedır. itleleri elde tutmak ıçın ıleri sürülmüş nnsurlar: Demirel felsefesi elıt ıle halk arasnda bır ıkılı ıhşkı gorur. Bu ikılıde halk unsuruna öncelık ta nır Elıtın dedığı ıle halkın dedığı karşılasınca. halkın duygusu, halkın dedığı makbuldur, muteberdır Meselâ, elıt dıleğı olarak İâık olunabılır Fakat halkın duygusuna saygılı olmak dolayısiyle eğer halk dıncı gosterıler ıstıyorsa buna da gıdılebılır Halkın dıncı ısteklerı de yerine getırılır Ayrıca, ekonomik hayatın ıcralarını saptamakta da halk duşüncesıne ve dıleğıne ıtibar edılır Esasen ekonomik hayatı rasyonalıze etme jenıstru kullanarak bır düzen bulma guçluklerı olan yerlerde, üretımı, halkın dılediğı yonlere sevketmek gerekır Bır demokrasıde halk duygu ve dıleklenne onem vermeme elbet de ilerı surulemez Fakat halk duygu ve dıleklerının demokrasi yi brüt sayı çokluğu eğemenlığı hahne getırmemesı de gerekır Bunun da tek yolu, demokrasıvı elıt tarafından yoğurulan etık değerlere ve fıkır demetlenne da yatmak gerekır Demirel felsefesır.de bu husus gerıye ıtılmıstır Bir uretım hayatının tam verım ıle gerçekleşebılmesı ıçın de. ırrasyonel halk tercıhierıne değıl, toplum ıhtıyaçlarını sırava dızen bır rasyonel tercıhe dayanmak gerekır. K Kitleleri elde tutmak için Atatürkçülük O Atatürkçülük: Demirel felsefesinde bn da var gristeriliyor. Fakat bunun mnhtevası isaret edilmemiş bulunnyor. Bizce, gerçek Atatürkçülük; halkı ekonomik ve sosyal açıdan uşaklıktan kurtarıcı yeni reformlara girişmek demektir. Atatürkçü olabilmek için «hükumetin ıktisadi sıyaseti» nı, chakıkî mustahsıl» ın yararına yöneltmek « r e k i r . Keza halkı, bir «mumtaz gırışkenler» azınlıfından sızacak verimlerle kalkındırmanın ötesini araştırmak gerekir. Iste bunlan yapmayan; terslne, yeni reformlarla da kaldırılması gereken eski tslâm • Osmanlı uhreviligi ve tutnculugu değerlerine sarılmış olan herhangi bir görüsün Atatürkçülük iddiası, entellektüelleri kazanmak için ileri sürülmüş bir kliseden başka birşey olamaz. Buhranın sebebi Istirakler rejimi azı tecrübeli parlâmenterlerimize göre 1966 yılı bütçe müzakerelerl parlâmentomuzda «bundan onceki yıllarda gorulmemış bir fıkrî sevıjede ve derinhkte olmuştur». Fakat bütçe müzakereleri büyük bir ilgisizlik içinde cereyan etmiştir. Bu iki husus bir paradoks gibi çörünebilir. Daha seviyeli tenkidler ve ilgisiz bir parlâmento. Parlâmeutolarda hükümet üyelerinin ve grup yöneticilerinin kuv vetlennin büyüraesi \e konus maların. çalısmaların, çoğn laman bunlann hâkimiyeti ve inhisan içinde geçmesi sikâyetler konusudur. Demokrasi istirâkler rejimidir. Demokrasinin temeli ve parlâmentonnn meselesi her üyenin kabiliyetinin kullanılmasına ve gelistirilmesine imkân vermek ve sağlamaktır. Milletvekillerinin çrupları içinde ve parlâraentoda duydukian huzursuzluğun ve muhtemelen buna bafelı ilçisizlifin sebebi, «istirâk ımkâmmn» sağlanmamıs olmasıdır. Parlâmentoda her üyenin îconuşma ve çalısmalara istirâk hakkını koruma, Meclis Baskanlığının mânevi sorumluluğu içindedir. Hukumet üyeleri ve grup yöneticileriyle birlikte, milletvekillerinin de ferdî hakları mevcuttur. Her iki hakkm da konınması lâzımdır. B Manevi kıymetlc & Manevi kıymetlerı koruyup, onlara dayanmak: Keza Demirel felsefeeınde, boyle bır unsur bılhassa vardır Bu felsefe «Lâik olmak. fakat manevi kıymrtleri de değerlendirmek» tezındedır. A.P. fıknyatı icınde beliren turlii unsurlârın ve A.P tatbıkatnnfl gelışme seyrîmn ıncelenmesi, bıze bu formulun de muh tevasını vermektedir: tslâmın metafızık hayattan gelen değerlerıne oncehk verme.. Bu ıkı unsur; hem İâık müsbet bılımden gelen humaın değerlere davanan Atatürkçülük ıle, hem de, tamamıyle Kılıse egemenhğı dışında kurulmuş batı uygarlığı ıle uyusamıyan, Islâmî Osmanlı ümmet çağma donukluk ifade eden unsurlardır Bu unsurlar Damat Ibrahım Paşa tslâhatçılarından İkmcı Jon Turk reformcularına kadar bütün tmparatorluk batıcılarını basansızlığa goturen değerlen ifade etmektedir Sonuç rnsanlar, tarih boyunca problemlerini çözmek *• için iki vol kullanmıslardır. Birinci yol, insanların du\ şrularına, düsüncelerine değer vermemistir. Toplumlar zora davanan bir idare ve vasama duzeni içinde kalmıslardır. tkinci yolu seçen toplumlar, kisive sayçı duymuslardır. Toplumun ve kisinin düsünce, davranıs tarzlarını yapan tarihi, sosyal sartları. meseleleri anlamağa çalısmıslardır. EJiterek. inandırarak ve göstererek zaman ve sabırla. toplumları ivi tercihlere yöneltmege çalısmısİ3rdır. Parlâmento, kisiye inanan ve kisiye savgı duyan idarelerin, toplumların kurulusudur. Kanun koyan ve idareyi denetleyen parlâmentom'jzun ealısmalan dıizeltilemezse, diğer knsurlarımız siderilemez. Bu yönde rapılacak calısmalar, parlâmenter düzen üzerinde duran tartısmaları ve endiseleri kaldıracaktır. Parlâmentoya savgıyı, güveni artıracaktır Parlâmentomuz. hizmetinde eksikler ve kusurlar olan tek kurulusumuz de&ildir. Bütün kurulnslarımız için muhtacı olduçumur, hataları isaret ederek bizi kötümserliğe sevkeden görüsler değil, kunıîuslanmızda iyi vasıflann çelismesine ve kuruluşlanmızın büyiime hürriyetine sahip hale çelebilmesine istirâk edecek, müspet ve ivimser düsüneeler ve çalısmalardır. Batı uygarlığı nhranın sebebi: Demırel Hukumetı, esas ıtıbarıyle bır buhrandan bahsetmez Şa>et bır buhran varsa, bunun sebebi de A.P. nın seçılmış olması değıldır. Çunku bu seçım, mıllî ıradenın ıfadesıdır. Mıllî ırade ıse buh ran sebebi olamaz Eğer blr buhran varsa, bunun nedenını başka \erlerde aramak gerekır Iste bn noktada Demirel çörüşlerinin son çızgısı belirıvor: Buhran nyasal kurumlardakı bır nok sandan, bır fazlalıktan, ya da bazı kurumlann ust uste bınmesınden gelebıhr Baska yerden gelemez. Bunun çaresını de, Anayasal kurumlardakı bu noksanı veya fazlahğı veya u=t üste bınmışliğı bulup gıdermektır Bu. ap açık bır Anayasa değıstırmesme gıdıleceğını gosteren bır çızgıdır Vukarıda çızgılerını gosterdığımız felsefe de yapılacak Anayasa değiftırmesının ne nıtehkte olacağını açıkça gostermektedır B Araştırma inceleme arlâmento ve gruplar üyelerine çalısmalara istirâk imkânı vermenin yanında araştırma yapabilme, konuyu bütün taraflariyle görebilme imkânını da sağlamalıdır. 1961 yılından şonraki tatbikat genellikle bazı konuların politikanın dısına çekilmesi seklinde olmuştur. Kalkınmanın, hükumete bağlı bir Plânlama Dairesi gorüsune göre yürütülmesi arzusu içerisinde bu düşünceji bulabiliriz. Bn tntumun dayaııdışı görüs, muhtemeien parlâmentoya olan güvensizliktir. Bu güvensizlik bir vanlıs gorüse ve anlayısa dayanmaktadır. Politikacı ekonomi kalkınma mütehassısı değilse de, catısan fark'ı icleal ve menfaatleri tflif •>•• •••• ••?• • •ia Q Batı Uygarlığı: Bızce batı uygarhğı, aslında, sıyasal yonden. bır ekonomik olusmamn ve sanayı devrıminin getirdiğı bır özgürlük düzenidir. Bu uygarlık duşunsel yonden de, metafızık baskılardan kendını kurtarmış. bır iâik oluşun ürunudur. Batı ekonomik olusmasını ve sanayı devrımmi yasamamış memleketlerdekı her yenı hareket, çağdaş uygarlığı, batı ekonomik oluşmasmın ve sanayi devrimı unsurlarının otesınde, aramak zorundadır. Demirel görüsleri ise, tam tersine çagdaş uygarlığı, artık tarihte kalmıs olan batı şartlan içinde, yani batı kapitalizmi içinde aramaktadır. Bınaenaleyh, geçmiş çağların artık mevcut olmayacak olan şartlanna dayanarak bir uygarhğa yükselmesi mumkun olmayacaktır. Batı uygarlığı, bır başka açıdan, bir lâiklik çızgısı içinde kurulmuştur. Demirel felsefesi bu noktayı da ihmâl etmektedir. Bu itibarla, bu açıdan da gerçek bir batı uygarlığı sistemi kurması beklenemez. SON Kurtuluş Savaş:mızm geıçek hıkâyesi KUTSAL İSYAN Yazan: Hasan Izzettm DINAMO Cılt 1 Fıvat Onbeş lıra ALTIN ZİNCIK • Amerikah kavga vazan Upton Sinclaır'tn gürültü koparan cseri. Toplumcu açıdan san"at ıncelemesi San'atçının, tüm ajdınlarm başvuracağı kıtap Flyatı: On üra. May Yayınları Nuruosmaniye caddesi Atasaray 109 İstanbul Telefon: 27 71 61 Cumhuriyet 3020 İki uca karşı O Ikı uca karsı umursamazlık göstermeme: Demirel, bır ıdare olarak, sağ ve sol uçları zecır altına alıcı bır goruşü ifade etmektedir Fakat, sağm turlu ımkânlar des teğıne kavuştuğu bu gunlerımızde, bu zecırlerın gerçekte, sol uç AGI KAYBIMIZ Merhum Yarbay Ahmet Döenci ile Merhume Fıkrlye Poencinin oğulları. Neyjıre Döencmin sevgili esi, Esın ÇıneıUının oabası, Bedri Çmgıllının kayınpederi, Memduha Tunamanm, Kkrem Doenci ve Merhum Nafız Döencinin ağabeyler;, Tunaman kardeşlerm dayıları, Sıren, Esra Çıngülının dedelerı, Mehmet Alı ve Sınesaf Fescinın damatları, Mefharet Etem ve Galip Frscmın enışteleri, Yumniye DemireKn teyzezadesi Yüksek Makine Muhcndisi Cumhurıjct 3021 Çok Acı Bir Kayıp Merhum Abdi ve meıhume Mecbure Paker'ın oŞuUarı, Emıne Sazın kardeşı. Fahamet Paker'm sevgıh eşj, Gonul Özbavrak ıle Can ve Canan Paker'ın sevgili baba ları, Hayrı Saz ıle Nurten Sakarya'nm dayıları ve Paker ailesının sevgili yeğenleri. Hasan Saz'ın kaymbıraderı. Zıraat Muhendisı Hıkmet Salahor'un damadı. Keraal "ozbayrak' n kayınpederi, Levent Özbayrak'ın dedesı, Esklşehır fabrikatorlerinden CemU Doğru'nun kıymetli ortağı ve Dogrular Koll Şti. nln kurucularından • Ontıan Vüksek MUhcndisl, TÜCCM, Fabrikatdr NAZIM DOENGI Hakkın rahmotıne kavuçTnuştur. Cenazesi 22 Mart 1966 S?lı ?inü (bugun) oğle namazını müteakip Şişli Camii Şenfmden ka'dırılarak Eyüp Sultan Aile kabrinde ebedî istirahatgâhına te"dı edilecektir. Mevlâ rahmet eylesin. AlLESl Cumhuriyet 3025 Tezhipci Dr. Muin M. Tayonç Ist Unıvers.tesl Tıp TEŞEKKÜH Babaannem VACİDE KANER'in geçlrdiği kaza dolayısiyle, ilgısını «sirgeınıyen Tıp Fakultesi Dekanı Enstltüsü Direktorü uğradıjı kahsrlar kendisiııin genç denilecek bir >aşta utulure sebebijet vermiştir. Başta Hocası Prof. Frank ile cok scvdıçı Tıp Fakultesi ikinci Dalıiliye Klıni?inden ayrılışı kendisi iciıı bir uzüntü kavnağı olmuştur. Her^ejini borclu olduğu Hocasınm mezarı baş'nda japılan bir toreııde şunları sojleracktcn keudini alaıııamıştır. Mekân ve me\kı muarızların belki zaferı olabilır. Fakat o yerde aranıian adam olabilmek bızım şidiırrnz olmplıdır. demiştir. Dr. Muin bu kelimelerle icini dökmüs ve kendisine yapılan haksızlığı açıklannştır. .Meslekdaşları arasında olduğu kadar kendisini bilenlerce de sevilen memleketimiziıı yetistirdiği güzidc evlâtlarındandı. Sevgisinde samimî. kanaatleıiııde sağlam, bilşisinde çok daha sağlam şahsiveti ile eğilmeden aslâ taviz vermeden yaşamış bir karakter numuııesi olarak gosterebileceğimiz bu değerli iıısanı da toprağa verdik. «Hocası Prof. Frank'dan aldığı bılgiyle derin bır Hematoloj.k nosyon'a sahipti. Bugün bütün Tıp Kutuphanelerinın raflarını süsliyen kitaplar arasında Hematoloji'ye giriş» kitabı onun eseridir. On beş yıllık bir tecrübe malısulü olan bu kitap Avrupa dillerine de tercume edilmiştir. Bundan başka altı seri halinde hazırladığı dahiliye kitapları yeni vetişen tıp mensuplaı ına bir kılavuz ve bir müracaat kitabı halinde daima aranmaktadır. Hem muhtasar ve hem de mufid olan bu altı özet kitaptan bir çok avdmlar da faydalanmışlardır. Divcbilirim ki bu kadar E^izel klasifiye ve şamatize edilmiş scriri hastalıklar karşısında uyanık bir klmse elbette ki doktor gelinceye kadar hastasına yararlı zamanlannı değerlendirmekten zevk alan II caıılardan biri idi. Hajata geliii gibi gidişi de B oş pck se,5İz oldu. ÇeleDİ ve Efendi bir adamdı. DıDr. Tayanç buna gelir. üniversitedeki «rşijebilirim kı ömrüııde kimse>i incitmemiştir. Fakal \imdcn favdalanır ve hasbıhalimden zevk aldığmı soylerdi. Rahmetli lâf arasında da Sahibi ilmi ız'aç şarttır îln.n çarkı başka türlü dönmez akikaten bu topraklar üzerinde jaşı>an hos olmuştur. derdi. Kendisi bilhassa Selçuk eserleri ile ilgılenir. Turk yazma ve tezyinatma ait örnek ve notlar alırdı. Keskin zekâsı ile. hıfzetme kabiliyetinin üstünluçu, resme ait olan istidadmı arttınyordu. Her fırsatta topladığı dökiımantif eserlerini bnüme serer ve bizleri imrendirirdi. Enstitünün daimî sergi odasında eserlerini teşhire teşvik eder dururdum. Fal»at onun mütevaziliği bu teşebbüsümu daima kırnııştır. Geçen yıla kadar israrlanmızuı karşısmda artık dayanamadı. Konu olarak aldığı servileri işledi.Hattâ hiç unutmanı servilerin bol olduğu Karacaahmet mezarlıçında tetkiklerde bulundu. Nihayet bü>ük bir dosya ile karşuna çıktığı zaman hayretimden dona kaldım. Alâkamın iistünde bir <;eyirci kitlesi toplayan «Serviler» sergisini actık. Bunda neler yoktu ki, Ağaçlar siluctleriyle âdeta konuşur hâle gelmişler. Onlara birer renk ve âhenk vermiş, mütesellisini ve müteessirmi göstermiş. Ebediyete akıp giden hayat zincirinin bütün saflannı onlarla süslemiş. Gbzlerimizin önüne sermişti. Cidden tebrike şayan olan Dr. Tayanç resim yapma istidadını ancak geniş bir tıp bilgisi üzerinde oturabileceğine inanan klâsik Avrupa ekolünün tam ve kânıi! bir talebesi, tıbbın dışında. tarihten, edebiyata, rp«irnden müziğe uzanan bilgisi kendi diline ve yab 'îıcı dillere vukufu İle de, hasılı umumî külrurü ile t'hbiyeli tlplnln son nümunelerinden birl idi. \ziz rulıu sâd olsnn. g Iımlıları kazanmak için Ilerı sürülen nnsnrlar: Demirel felsefesi içinde ırtıcaî hortlatmamak, Anayasa uygulamalarına önem vermek, kın ve nefretleri yatıştırmak gibi unsurlar vardır. O, bu unsurları açıkça ile rı sürmektedir. Bu suretle de ılımlı disünce sahıplennı kazanma sansını elde etmektedır Fakat Demirel, bu unsurları da, gene, soynt klişeler olmaktan kurtaramamaktadır. Çünku hıikumetının davranısları. aşağıda gosterdığımız «köklü olmak* «mânevî değerleri korumak», «elit • halk ilişkilerinde halkı önde tutmak» unsurlan dolayısiyle, tutuculuğa prım veren; Anayasanın öncü ılkelerinı gölgede tutan; 27 Mayıstan gücenik çıkmış kıtlelere 27 Mayıs öncesinı faizı ile venneye vönelen bir nitelik göstermektedır Bu itibarla ılım ıçın vefat etmistj. Cenazesi 22 Mart 1966 salı gunu oğle namazınj muteakıp Bostancı Camıinden kaldırılarak Içerenkoy mezarhğındaki aile kabrıne defnedilecektir. Allah rahmet eylesın AİLESI Hasan Pertev Paker Cumhuriyet 3006 İle amehyatını başarı ıle yapan değerll hoca Prof. Dr. CİHAT ABAOĞLU Doçent Dr. FETHİYE AYRAL Ölumü ıle bizlerı sonsuz acı ıçınde bırakan çok sev gılı eşım ve bıncık acabe yım Mo>"n^r*a^ tuccnrı TEŞEKKUR t.rı ı\ 24 Umumî Arzu Üzerine Başasistan Fahri Seyhan. Dr Kâzım Gedık, Dr. Munıp Dinç, Dr Aydın Kemık ve Guraba Hastahanesi Ortopech Klınıgı herr.sırelerı ile mustahdemlerine tes»kteürü bir borç bılırİTi EROL KAVEK Cumhuriyet 3028 cenazesın» ıştıralt edenlerle telgraf, mektup, telefonla ve ya evımıze çelerek taznette bulunan eş, dost. akrabaları mıza son«uz acımız ayrı ay rı teşekku'lerımıze imkân vermedıgınden âlenî te?ek kuTİerımızAn gazeteni/ie ıletılmesınl rıca edenz Eşı Kaıdesı Cumhurivet 30Ö5 SALİH SABRİ KARAGÖZ'ün Surprizli fiatlarla 4 gün için satışlara başlanmıştır. %50 ucuzluktan istifade ediniz. G U T A N BEYOĞLU Cumhurivet 301D Amerikan Kız Koleji ÂRNAVUTKÖY İSTANBUL 1966 1967 ders yılı için Lise ve Orta bölumlerıne kız öğrencı namzet kaydına başlanmı=tır Kayıtların 15 Haziran 1966 tarihıne kadar devam edeoegı ve 15 Haziran tarihinden sonrakı müracaatlann kabul edılmıyeceğı ılân olunur ORTA BÖLÜMtJ: Giris imtıhanlan Arnavutköy Amerikan Kız Ko lejınde verilecektir (Bu bölüme yatüı ögrencı alınmıyacaktır ) LİSE BÖLOlt': Hazırlık ve Lise 1 sınıflarma gıriş imtihanlan, ts tanbul Amerikan Kız Kolejinde ve sair illerde ve nlecektir (Bu bölüme vatılı öSrenci alınır.) Mahdut sayıda öğrencilere gereken mali yardım yapılacaktır. Kayıt gunleri: Pazartesi • Perşembe Müracaat: Kayıt tşleri Amirliği, Amerikan Kız Kolejt ' Arnavutköy tstanbul Tel: 63 66 60 (îl&ncılık: 1999 3015) ULUOAG IKINC! KIŞ FESTIVALİ 27 MART 1966 Blecdax Saçlara canlılık güzellik verir Üâncüık: KİRAKLI ^ XVI A DİNLENME EVİ Panaiyon komple: 40 Ura Rezervasyon: 5171 (Bursa) Cumhuriyet 3004 3013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle