17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 16 Mart 1966 CUMHURİYET Müfide Zehra ERKIN 18 Türk uçakları uğultulanyle, Kıbrıs Türklerinin duygusal acılarma umut merhenıı sürmüştü; «Türkler yanmızdadır, korkmaym» demiştı on'ara.. Şu an, onların yanlarına gelmediğini. yine silâhsız yine yalnız olduklannı öğrenmişlerdi. Kapılarını sımsıkı kapatıp, acılarına kapanmaktan başka ne yapabilirlerdi! Akîle, Ayşenin yanındaki kalabalığı dağıtırken, Şifa sokak kapısını sürgüledi. Tam bu sırarta. aklına Hasan takıidı; «Çocuklarm arasında onu görememişti. Nerelerdeydi?» • Hasan, Hasan» <iiye bağırarak. odaları araştırdı... «Aman Allahım, yoktu hiçbir yerde. Kaçmışmıydı yoksa.. Fakat nereye% Hasanın kayboluşu herkesin acısını katmerleştirdi. Şifâ onu aramak için sokağa atılmıya kalkınca, en önde Akile olmak üzere ev halkı onun ellerine sarılarak, bağırmağa başladılar; «Gitme.. bırakmayız seni. Hayır çıkamazsın sokağa.. Hasanı nasılsa korurlar. tnşallah Türk Mücahitleri hemen onu yakalamış lardır Sabırlı olmasını öğren Şifâ. Sen gidersen bizler de çılgına döneriz.» Şifâ ne yapacağını şaşırmışcasına çırpınmaya başladı. • Bu sırada Hasan, soluk almaksızm koşuvordu. Sokaklardan vız larcasına geçen Türk kamyonlarmı kendine siper yapıyor, onla rın gözlerinden sakınırcasına köşelere saklanıyordu Bu halle bir çok köşeyi döndü. Nefesi kesildiği zaman yakalanmak korkusuna kapıldı: «Hayır.. kimsenin yanına gitmeyeceğim.. Annemi istiyorum ben. Belki evdedir o.. Bütün çocuklarına anneşi var da benim niye olmasın'' Evimiz gâvur mahaîlesinde diye sokağa çıkamamıştır. O gece ben de sokağa atılmasaydım, yerden yere gezmeyecektim. Onu bulmalıyım, anamı bulmalıyım» diye düşündü. Sağnak halinde bir yağmur başlamıştı. Kıbrıslılar bu tip yağışiara ahşkmdılar. Hasan da yağışı umur samadan, ceketinin yakasını iyice kaldırarak, beresini gözlcrinin üstüne çekti. Bir adım ötesindeki cami av.usuna atlarsa hem ıslanmaktan kurtu'.acak, hem de mahallesine yaklaşmış olacaktı. Olanca kuvvetini topiayarak, bikıçtığı köşeden fırladı. Bir zıplayışta kendini cami avlusunda buldu. Duvarîara dayanarak, nefesini genişletti, bir süre.. Islanmı^ yanak larmı kurulayarak, gözlerini caminin etrafını çevreleyen duvarîara çevirdi; biraz daha jürüyüp, avlunun diğer ucuna gitmesi, alçak duvarlardan atlaması gerektiğini anladı. Mahaîlesinde neler olduğunu bile düşünemiyordu. bu an. Evine yaklaşrr.a heyecanı Hasanı öy'.esine sannıştı. tçinden. .Bir. iki. üç» diye sayar sa>maz, kendini karşı duvarların dibinde buldu. Yanıbaşındaki taşları üst üste koyarak. biraz yüksel di. Bu sırada. silâh sesleri duyuldu ve vızlarcasına yanıbaşmdan geçen mermiler. caminin eamlarmı boğuk bir sesle param parça etti. Hasan, olduğu yere tekrar çöküverdi. Birşeyler anlamıştı: Gâvurlar var dı.. duvarın arkası gâvurlarla doluy du, demek! Ya anneciği.. Onların arasında ne yapardı?» Bu sezi onun küçüciik varlığma büyük bir ürperti verdi; kurşun vızıltılarına aldırmıyarak, bir zıplayışta duvardan atladı. Birden kulağını korkunç çığlıklar doldurdu: • Banayiamu, banayiamu..» Boylu bo\unca yere yatarak, etrafmt deh şetle izlemeğe başladı: «Ne kadar da değişmişti bu mahalle. Aman Allahım!.. Bir sürü fıçı ve kamyon hurdası sıralanmıştı. yol boyunca.. Birkaç metre uzaklıktaki fıçı ların üstünde kocaman torbalar var dı. Fakat. havaya doğru yükseien dumanlardan, gözleri kararmıya başlamıştı.. İnatçı bir halle gözlerini oğuşturarak, iyice açt!.. Evet. yar.gm vardı.. Fıçıiarın arkasındHn ince bir alev şeridi görünmekteydi. Kıvılcımlar, yağmurun hızma bas eğmemeye çalışırcasına arada kaybolup, ise çevriliyoriardı.. Demek ki mahaîlesinde yangm vardı.. Yer lerde bir sürü yiyecek artıklan, por takallar, ışı! ışıl parıldamaktaydılar.. Aman Allahım.. yiyecekler so kağa atılmış, insanlar yanmış mıydı? Ya armeciği de yandjysa!» Can havHyle doğrularak, fıçıların tâ di bine sokuldu. Gözierinin iüştiği de likten gördükleri nej"di'. «Rum kadmları görünüyordu.. Saçları dağıl mış, etekleri havalanmış olan bu komşusu kadınlar. çocuklarını ku caklamışlp.r, bağıra çağıra koşuşu yorlardı. Onlarm «Banayiamu.. banayiamu> çığlıklarını susturmak is tercesine, üniformalı bir yığın Yunan askeri siperi bırakmışlar, peşlerine takılmışiardı. Paniğe kapılanları dipçiklerle dürtukieyerek, evlerine sokmak istercesine yırtınıyordu. hmzırlar. Yoüar öylesine kalabalık ve hercümerç içindeydi. Gördükleri Hasanın korkusuzluğunu olancasıyla artırdı: <Beni kim se göremez. Evime gidebilirim» diye düşünerek. avuç'iarını tükürük leyip, ovuşturdu. Önündeki daracık arahktan son bir hızla sıvi?ıverdi. Siperleri görünmeden aşabilirse. evinin bahçesir.e gırebileceğır.i biliyordu. Bir adımlık uzaklıktaydı. evi.. Fıçılann arasından geçtikten sonra. bahçesini gördü Fakat. birden yere yattı. Boğulurcasına nefes alarak sürünürken. göz gö zü gormeyecek kadar dumanlıydı. Bu sırada kulaklarını anlayabilece ği Rumca sesier doldurdu: Karma karışık çığhklara ekleiiyordu, bu ses'er. Kazına ve kürek sesleri.. Bu panikten yararlanmak ısterce sine. son bir çabayla süründü. Başmı tıkanırcasına kaldırdıçı zaman kendini bp.hçenin içinde buldu. çılgınîar gibi evinin içine atıldı. «Anne.. Anneciğim..» Hasanın o üstün korkusuzluğu birden yuk olmuştu. Sesine cevap veren yoktu.. Günlerden beri içine akıttığı yaşiarı tutamıyordu, artık.. Böğürürcesıne ağlıyor, •Anam.. anam... diye odacıklan dolaşıyordu. Yoktu kimse.. kimsesi yoktu evde.. Belki dünyacîa da yoktu. kimsesi.. Dışarıdaki gürültüler artmıştı. Ha san bir saat'.en beri haykırdığı halde, kimse onun incecik sesini duy mamıştı. Kendi bile duymamıştı sesini.. Yaşiarı bitmişti birden bire.. Gözlsrini uğuşturarak. kuruladı. Evinin içindeki dehşet verici çörünüsü iste o an gördü: Yerler, pamuk yığmlariyle doluydu. Yataklar didik didik edilmi?, cuvardaki Atatiirk resrni parçalanarak atılmıştı. Çsnak çömlek, ne varsa yerlerde.. Mavi caketi de, rasgele onların kırıntılan arasındaydı. «N'asıl olmuştu da. ilk andan bunlan görememişti!» Büyük bir hırsla doğruldu. Artık korkmuyordu.. Ağlamıyordu. tçini sonsuz bir acı, damarlarmı eşsiz bir kin sarmıştı. tlk işi yerdeki sivri cam parçasını almak oldu Büyük bir ınsan gibi karşısına bir gâvur çıkarsa. bununla onu kanatmağı düşündü. Bir silleyle yere serileceğini küçük aklı almıyordu, artık.. Yerdeki pamuk yığmlarını avuç lavarak. sümüklerini kuruladı. Usulca pencereye yanaşarak etrafı izlemeğe başladı. Her şeyi, konuşulanları da anlıyordu, şu an.. «Rumlar Türk uçaklarır.ın uçtuğunu söylüyorlardı. Hepsi de büyük bir korkuya kapılmışlar, kendi siperlerine hücum etmişler di.. Kadınlar. askerleri tartaklıvarak, panik yaratmışlar. sığınacak bir yer aramak istercesine kazma, kürekle çukur açmıya başlamışlaıdı. Bu çabaya katılan sadece kadınlar da değildi. Komşusu olan kömürcüyü ve bâkkalı onların arasında seçiyordu.. Askerler kürekleri eilerınden almıya çahşırken. baârışıyorlar: «Makarios bizi nasıl koruyacak. Haydi gösterin Türkler geliyor. Haydi bizi yeraltı s'.ğınaklarına götürün.. Oraları yalnız sizin için mi.. Eoka için mi''» Rum askerieriyse, soydaslarını susturmak için bir yandan koşunuyorlar. bir yandan da alevli çubukları Türk evlerinin içine atıyorlardı. Bu davranışla: «Türklerden korkmaym be.. Topunu geberteceSız demek istiyorlardı etrafındakilere.. Gördükleri ve duydukları Hasanın kalbciğinde sonsuz bir acı yarnttıeı haldP duriaklarını vayvan bir alay kapladı. Geberecek !er> dedi «ınşallah Türk uçakları çelir.. onlarm hepsıni yok eder.. Onlar anneciğimi öldürdüler... Ya babacığım !» Babasınm beş yıl önceki Rum saldırısmda öldüğünü işitmişti Hasan.. Hayatı boyunca «Baba. sözünü sadece içinden söylemişti. (Devamı var) »• • • • • • « « • • • • • •a Nimbüs / KİM CCMl BtlUJP ÇlküE I S T A N B U L A NK A R A (ılrfı konu ve resim: Ayhan Başoğlu m İLONA 6.25 Aeıiış 6.30 Günaydın 6.25 Açılış 6.30 Günaydın 7.00 Köyc haberler 7.05 Oyun ha 7.00 Köye haberler 7.25 Sabah vaları 7.25 Sabah melo 7.45 müz. 7 45 Haberlcr S 00 AnHaberler 8.00 İstenbulda bug'in karada bupün S.10 Sabah kon. 8.05 Türküler 8.25 Bu sabah sizinle 8.25 Her telden 9.00 Hafif müz. 8.40 SaVıite Tur Gülerrr.an'dan şsr 9.15 Sorunlarımız 9.35 Üç seskılar 9 00 Gitar soloları 915 ten şarkılar 10.00 Arkası yarın Türküler 9.30 Kadın ve ev 10.20 K. haberler 10 25 Bedin Akar 9.50 Muzik kutusu 10.05 Arkası türk'ten türküler 10.40 Birlikte yarın 10.25 K. haberler 10 30 söyliyelim 11.00 Çocuk bshçesi Konçerto saati 11.00 Necdet Cici 11.15 Türküler 11.30 Çesitli müz. den şarkılar 11.20 Trafik 11.25 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs Nurinisa Toksöz'den türküler 11.40 saati ]?25 K. iJânlar 12.30 VeGürsel'den şarkılar 12.45 Ork. miiziği 12.no Şarkılar dat 12.20 Rad. Hafif müzik ork. 12.35 Saniye Candan türküler İZM, K. ilânlar 12.40 Mefharet Yıldı Haberlor 13.20 Plâkîar 13^0 rım'dan «arkılar 13 00 Haberler Reklâmlar 14.00 Trafik 14.05 14.25 Türküler 13.20 Caz saati 13 40 Saz e«er Dans müz. 14 55 K. haberler14.40 Bando müzigi Ieri 14.00 Mikrofonda gençlik 15.00 Çocuk bahçesi 15.15 Mikro15.00 Kapanıç. fonda gençlik 16.15 Güler Göksel16.55 Açılış 17.00 Yusuf Günseli den çarki'ar 1G.35 Melodiden orkestrası 17.15 Erkekler fasıl top melo. 16.55 K. haberler 17.00 luiuğu 17.40 Çocuklar için 17.55 Yurttan sesler 17.55 K. ilânlar K. ilânlar 18.00 Reklâmlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.00 Haberler 19.40 K. ilânlar 19.40 K. ilânlar 19.45 Uykudan 19.45 Radiî'e Erten'ten şarkılar önce 19.50 Turhan Toper'den çar20.05 Açık oturum 20.45 Türküler kılar 20.10 Silâhlı Ku\vetler saati 21.00 K. haberler 21.05 Bitmez 20.25 K. ilânlar 20.30 Hafif tükenmez Anadolu 21.35 Otuz Batı müz. din. istekleri 21.00 K. dakika caz 22.00 Reklâmlar haberler 21.05 Siz ne düşünüyor22.45 Haberler 23.30 Çağdas müz. sunuz? 21 35 Erkekler toplulıığu 23.35 Gecenin sesi 24.00 Ka 22.05 T.B.M.M. saati 22.30 Türküler 22.45 Haberler 23.00 Konpanış. ser saloıılarmdan 23.4.5 Gece yarıİSTAXBUL İL RADYOSU sına doğru 24.00 Kapanış. 17.57 Açılış 18.00 İyi akşamlar ANKARA İL RADYOSU 18.30 Küçük kon. 19.00 Çeşitli 17.57 Açılış 18.00 Bir solist. b!r melo. 19.30 Akşam kon. 20.16 topluluk 18.30 Orkestra kon. Plâklar 21.00 Opera kon. 21.30 19^0 Günün melo. 20.00 Akşam Gençlerin sevdikleri 22.00 Türk kon. 21.00 İzahlı caz 22.00 K. bestecileri 22.30 Caz müz. 23.00 konser 22 20 Müzik sesleri 23.00 Gece kon. 23.30 Dans edelim Dünyanın dört bucağında 23.30 24.00 Sevilen melo. 00.30 Gecenin Gece yarısına doğnı 24.00 Gece seslenişi 1.00 Kapanış. ve mü2. 1.00 Kapanış. İŞ SAATLERİ 26 Tabiî, yeni memuru bulmasaydın flört edecek... Zor atardın stırf *'ma yüzüğümü. ElıBANIİ MAHDUT MES'ULİYETLİ ^^BKKROMURI İŞLETMESİ MÖSSSESE3İ KÜDOnLÜOÜNDEN MADEN Her genç bayanın... . her erkeğin kolonyası Doktor Aranıyor Müessesemize bir dahilıye mütehassısı veya pratısyen doktor alınacaktır. Alınacak hekime, 7244 sayılı Kanuna göre muktesep barem aylığmın üç üst derecesine kadar aylık ücret ve 263 sayılı Kanuna istinaden de O'o35 zam, ayrıca 708 sayıh Kanun gereğince çıkarılacak yönetmelik esaslarına göre tazminat verilecektir. Aylık ücretinin •/olO nispetinde maden yeri zammı ile yılda iki maaş tutarında ikramiye ödenecek ve evli olanlara tenvir teshini Müessesemize ait olmak üzere mefruş bir aile lojmanı tahsis edilecektir. Bekârların ise bekâr lojmanımızda ikametleri sağlanacaktır. Taliplerin kısa hal tercümeleri ile birlikte bizzat veya yazılı olarak en geç 15 Kisau 1966 tarihine kadar Müessesemize müracaatları ilân olunur. (Basın %57/2756) 38 Maigret, tıpkı bugün öğleden sonra yaptığı gibi ata binercesine oturmuştu sandalyesinin üzerine. Kadının yemek yeyişini seyrediyor ve konuşmasını dinliyordu. Anlıyor sunıız, değil mi? Bilhassa bu gazino adamları, bizim anlayarnadığımız bir tskım dalavereler çevirir dururlar. Eskiden beri de hep kadın ceremeyi çefcer. . Alı eğer Sylvie beni diulenıiş olsaydı!.. Bu akşam, Joseph size ne iş sipariş etti? Bir an için anlamamazlıktan geldi ve ağzı dolu olduğu halde Maigret'ye baktı. A evet!.. Oğle için. Ona ne söylemek için gittiniz? Onların tahliyesi için elinden geleni yapsın, yoksa. . Yoksa sı ne? Aman yarabbi!.. Belli siz beni rahat bırakmayacaksınız... Fakat bir gün anlıyacaksınız... Size karşı en ufak hainliğim olmadığını. . Ben yapabileceğim her şeyi yapıyorum... Zaten saklanacak hiç bir şeyim de yok ki... Maitrret, bu konuşmadaki ağız kalabalığını ve iniltili sesin tnanâsını derhal çakmıştı. Jaja, yolda giderken, meyhanenin birinde biraz alkol almışa benziyordu, kendini takviye amacıyla olacak her halde... Zaten, Sylvie'ye her zaman için ben frenlemişimdir ve Joseph Çeviren: SEMİRAMİS le sıkı fıkı ahbaplık etmesine ben mâni olmuşumdur. Ama, biraz evvelbazı şeylerin döndüğünü anlayınca da. . E... Sonra? Sahııe burada komik olmaktan çıkmış, trajikleşmişti. Yemeğini yerken ağlamaya başladı! Sahne gerçekten gülünçtü. Mercimek tabağının önündeki mor sabahhklı bu şişko kadının ağlaması görüleeek şeydi! Beni tartaklamayın Bırakın biraz düşüneyim!.. Kafamı toparlayamıyorum, Nah, hadil Bana biraz alkol verin... Birazdan! Bana içki verin, o zaman her şeyi söyleyeceğim... Maigret kadının dediğini yaptı ve biraz alkol boşalttı bardağına. Ne öğrenmek istiyorsunuz?.. Ne söylüyordum ben?.. Yirmi bin frankı gördüm. Bunlar W U liam'ın cebinde miydi acaba?.. Maigret yavaş yavaş bir fenalık geçirir gibi oluyordu; odanın havasından ziyade kadının konuşmalan onu sersem etmişti. William MaigTet derhal anladı! Jaja. bu yirmi bin frankın, Brown'un katli esnasında çabnmı? olduğnnn sanmıştı! Biraz e\Tel böyle düşünmüştünüz, değil mi? Ne düşünmüş olduğnmo artık bilemiyorum... İşte! İştiham da kalmadı . Cigaranız yok mn? Sadece pipo kuUanırım. Bir yerlerde olacak pipo... Syhie'de her zaman için bulunurdu... Boşu boşuna çekmeceleri aradı durdu. Onlan böyle hep Alsace'a nu atarlar? Kimi?.. Neyi?.. Ne konuşuyorsunuz, Allahaşkına?.. Kadınlardan bahsediyornm .. Şimdi ne diyorlar?.. Ne hapishanesi... Hau ile başlıyor... Benim zamammda... Hangi devirde, yani ne zaman Pariste idiniz? Evet hep bundan bahseder dururlardı Bundan başka lât yoktu. . Oradaki hayat öyle sıkı imiş ki, kadınlar hep intihara kal karlarmış . Çok yok, gazetede okumuştum. orada seksenük kadm mahkumlar bile varmış... Sigarayı bulamadıra . Sylvie beraber götürmüş olacak... Oralara gitmekten korkan Sylvie mi? Sylvie mi dediniz?.. Biunem.. Demin otobüste buraya gelirken bunlan düşünmüş durmuştum... Önümde bir ihtiyar k3dm vardı... ve... Oturun... Evet, haklısınız... Boş ver... Elimden ne gelir ki... Benim hiç bir tarakta bezim yok ki. Ne konuşuyorduk?.. Gözlerinde sıkıntılı bir ifade vardı. Elini alnının üzerinde dolaştırıyor, kızıl bir perçcmi yanağının üzerine düşünyordu. Kederliyim.. Bana içki verin.. Söyleyin, hadü... Bildiklerinizi bana anlattığıniz zaman Ama ben hiç bir şey bibniyorum ki! Ne bilebilirim zaten?. . Evvelâ Svivie'vi gördüm... Cstelik de... nöbetçi vanımızdan aynlmadı ne konuştuklarımızı dinledi durdu Neredeyse ağlayacaktun... (llpvamı ı a r ] ROGER 4 GALLET PARIS Gençlik ve tazeliğini muhafaza etmek isteyen her genç bayanın çantasına, her genç erkeğin cebine koyabileceği kolonya ROGER GALLET'dir. Perakenae 3.50 TL. UaııcıliK liZ AMASYA KİZ İLKÖSRETMEN OKULU MÜDÜRLÜĞÜNDEN Muhammen bedeli Maddenin cinsl Geçici Fiatı Miktarı Tntan Lira Kuruş Kilo Lira Kuruş teminat Koyun eti (Erkek) 8 00 3500 Kg. 28000 00 2100.00 %7J Kemiksiz sığır eti 7 50 1000 . 7500 00 562.5U »,'o7.5 Ekmek (Tek tip) 1 02 1 O O • 15300 00 50 1147^0 °/o7.5 (16) kalem muhtelif gıda maddesi 60350 00 4526^5 Voifı 1 Yukarda cinsi, fiatı ve miktan yazılı gıda maddeleri 2490 sayılı Kanun hükümleri gereğince 25.3.1966 Cuma günü kapalı zarf usulü İle satın alınacaktır. 2 25.3.1966 Cuma günü saat 15.00 te Ekmek, 1530 da Et, v* 16.00 da gıda maddeleri ıhale edilecektir. 3 Yukarda yazıh gıda maddelerinin şartnamelerl mesal saatleri ıçerısınde okulda her gün görülebilir. 4 Taliplerin geçicı temınatlan ile teklif mektuplarını ihale saatınden bir saat evvel Komısyon Başkanlığına vermeleri gereütir. (Basın 9241/2758)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle