01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BâMtFE tKf 8 Şubat 1966 CUMHURİYBT BASAMAKLARI az gelişnıij gibi, gerl memleketlerin gönlünü fazla kırmıy^cak deyimlere de rastlıyoruz. İkinci Cihan Savaştndan sonra müstemlekelikten kurtularak istiklâline kavuşmuş olan birçok mem leketler ve eskiden beri müstakil olanlar, bir bayrakla millî marşa kavuşmanm, ya da sahip olmanın yetersiz olduğıınu pek kısa bir zamanda gördüler. Ve iktisadî güçlerinl artırmanın çarelerini aramaya başladılar. Her gerl kalmıs memleketin önünde ikl örnek vardır. Bunlardan biri kapitalist ve liberal bir sistem olarak baslayıp adım adım sosyal adaleti gerceklestirme yolunda ilerleyenler, öteki ise «önce ekmek ve kalkınma, sonra hürriyet ve insan hakları» diyen Demirperde arkası memleketlerdlr. Bunlardan birinln ya da öteklnin öncülüğünü yapan büyük devletler, kendi sistemlerini geri kalmış mem leketlere şirin göstermek icin her çareye başvuruyorlar. Biz blrinci örneği benimsedik ve «m Anayasamn buna göre hazırlanmıştır. emleketler bugün 1leri ve üzere M ikiliaz geligmis, gelişmekte geri olmakBunun bir gruplandırmaya tâbi tutuluyor. yanında olan. iktisaden 6ERİLİK ve İLERİLİK Prof. Fehmi YAVUZ net edenler, Allahın ban siyasl günahkârlan affetmiyeceğinl söyliyenler; öteki toplantılarda «eçim günü abdest alıp lki rekât namaz kıldıktan »onra (an* dık başına gitmeyl tavsiye edenler, bir partinin basharflcrinden faydalanarak Cenabı Hak paklasm gibl önemli bnluslar yaptığmı fananlar olmustur. Devlet radyosundan yapılan dinî ve ahlâkf bir sohbet konuşmasında; Doktorlara, tktisatçılann, hukukçulann, mühendislerin, is adamlarının ve hattâ kurmay subayların mesleki çalısmalannda Kur*anm hükümlerinden faydalanmaya dâvet edilmesl, din adamlarının toplumumuzun tüm hayatmı kontrol etmek için her fırsattan faydalandıklannı, yenl fırsatlar yaratmak için sistemli ve plânh ealıştıklaruıı gösteren çok dikkate değer bir olaydır. (Bn konuşma 16. cylül. persembe günü aksama doğru yapıimıştır.) Son günlerde gazetelerde yer alan Ayasofyanm Cami olması bazı sorumlnların bu olaya ve Arapça ezana sempatl gösterdlğl hakkındaki haberleri de bn açıdan dikkatle izlemek ve incelemek gereklr. arb kazanünuştı. Şlmdl de sul I hün kazanüması lâzımdı. SulI ha çıkan yol eVbetteki evvelft bir mütareke merhalesinden geçecekti. Niteklra öyle oldu. Mütareke konferansı 3 Ekim 1922 de Mudanyada açüdı. Başkumandanlılt bu konferansa, Garp Cephesl Kumandaru Israet Paşayı Türk temBilcisi olarak gönderdl. Onun bu göreve seçilişinden daha norrnal bir sey olamazdt. Hareket halinde ki ordunun, Başkumandandan son ra, kumanda kademesinde en yetkili yöneticisi oydu. Ama bir süre sonra olaylar öyle geUşecekti ki bu lntihap, İsmet Paşa için aynı zamanda, hayatı boyunca devam edecek olan siyasl rrüsyonuna da bir giriş ve basamak noktası olacaktı. Mudanyanın ardından îsmet Paşa, memleketin hayatmda bir siyasl şahsiyet olarak belirecek ti. Nitekim Mudanyadan sonra askerlik ve kumandanlık artık arkada kaldı. îsmet Paşa, Türkiyenin kaderine bir siyasl şahsiyet ve bir İkind Adam olarak karıştı. Şündl biraz bu konferans v« sartlan Ustünde durmalıyız: tstiklal Savasuıda Türkiye, görunürde Yunanlılarla çarpışıyordu r e son taarruzla yenilen Yunan ordusuydu. Ama aslında ve bu pferdenin ardında yer alanlar, Birlncl Dünya Harbinin galiplerl olan büyük delvetlerdi. Yanl o gün kü dünyanın hakimleriydi. Bunlann başında İngiltere vardı. Bu sebeple ve aslında Anadolu, bu dünya h&kimlerine ve bUhassa tngiltereye karşt çarpışıyordu. Nitekim 3 Ekim 1922 de Mudanyada toplanan mütareke konferansmda da tsmet Paşanın karşısma çıkanlar, Yunan temsilcilerl değil, tngil tere, Fransa ve ttalya işgal ordulannın kumandanlan oldular. tsmet Paşa mücadelelerini, Yunan ordusunun maglup temsUcilerine karşı değil, Birinci Dünya Harbinin galiplerl olarak konuşan ve Mudanyada kendi adlanna söz söy liyen mağrur lnsanlara karşı yürüttü. Zaten onlar adına da söa sahibi, içlerinden yalnız biri, îstanbuldakl tngillz lsgal kuvvetlerl kumandanı General Slr C. Harring ton'du. Meselâ şu sözler onundur: « Bizim pek çok gemilerimiz, toplanmız, tayyarelerimîı vardır. Bu sebeple İDfUtereyl kndırmak, akübca bir iş defildir...» • ••••••••••• •• Yasalara saygı! ISMET IHONU Bu iuimnn dikkat edin H Q İkinci Adam'ın kanştığı ve onun hayatmda yer alan harblerin, yenilgilerin veva zaferlerin hikâyesini burada vermiyeceğiz. Bunlar, İkinci Adam'da ve ait olduklan bahislerde etrafiyle işlenmiştir. Şimdi burada, İkinci Adam'ı, siyaset ve devlet sahnesine çıkaran yolun başından bazı olaylar ve enteresan bir vesika vereceğiı. Heyecanlandığını hiç bir zaman belli etmedi. Bir nevi hukukçu kafası var. Bir vesikayı baştan sona kadar okur, sonra bir kaç dakika düşünür ve ondan sonra her paragraf hakkında fikrini söyler. Çalıştığımız müddetçe onu büyük bir dikkatle tetkik ettim. Bunun için her fırsattan faydalandım. Fakat bfltün gayretleriıtıe rağmen onu biraz daha Humara (insancıl) kdmaya mnvaffak olamadım. Hiç şfiphe yok ki iyi btr generaldir. Ordusu da kendisine güven mektedir. Mustafa Kemalin çok yakın arkaaaşıdır. Ama sanıyorum ki, bir sofra başında oturup yemek yemek sohbet etmek için İyi bir sofra adamı değildir...» (1). * nglliz İşgal kuvvetleri kumandanı ve İngiliz Başvekill Lord George'un (Loyd Corc) 18 Ey1U1 1922 de ve Krala verilmek Uzere Saray Nazın Lord Stamfordham'a yazdığı mektupta, kudretl ve azimkarlıgı o kadar parlak kelimelerle belirtilen (2) General Harrington'a göre, Mudanyada İsmet Paşanın portresi ve tasvlri budur. Kaldı ki. daha Uerlde göreceğlmiz gibi Lozanda da tsmet Paşadan bahsederken, Lord Gurzon'un müşavir sekreterl Nicolson da tsmet Paşa için, bu ufak tefek tâbirinl kullanacaktır. Ancak şu da var ki, Lozanda olduğu gibi daha önce Mudanyada da tsmet Paşa, muhataplan Ustünde saygı uyandırmasını bilmlştir. General Harrington, gene aynı mektubunun sonlannda şöyle yazar: «Konferansımınn sonlarma doğ ru kendisine karşı daha saygı hlsleri duydum. öyle sanıyorum ki, konferansa seçUmesi iyi olmuştur ve konuşulanlarm çok daha ötesinl görmektedir ..» Buna benzer cümlelerl, daha sonra Lozanda, tngihz .Nicolson'un yazılannda da okujjşcagız (3). General Harrington'un mektubundan daha bazı parçalar alınabilir. Hattâ bazı iğneleyici cümleler de vardır. Meselâ şunlan okuyalun: «İsmet Paşa, Lord Gürzonla ve Poincare ile karşılaşınca, her halde sağırhğı kalmıyacaktır...» Ama bu mektubun, gene de General Lord Gürzon'a faydalı olmak, ona muhtemel muhatabı hak kında «islerini kolaylaştıracak» bil giler vermek, İsmet Paşanın «takip edebileceği taktiği» belirtmek için yazılan bu mektubun, bizzat Harrington lehine değerlendirilme si gereken bir önsezi değeri vardır. Bunun da önsezisi ise, şu keli melerle ifade ediiebilir: Bu adama dikkat edin!.. slnln son safhasmda Yunanlıları biraz da kendi kaderlerine terketmiş olmakla beraber, şimdi Turklerin de, zaferlerinin bütün meyvalannı toplamalannı önlemek kaygusundaydı. Hattâ, başarabilir se, Trakya ve tstanbulla Boğazlar çevıesinde, bizzat tngiltere ve Dominyonlann kuvvetleriyle yenl bir savas açarak, Ortadoğuda sarsüan tngiliz prestijini kurtarmak teşebbüslerine girişmişti. Bu teşebbüslerin hemen bütün belgeleri artık yaymlanmıştır. Fakat işler öyle gelişti kl, tngiltere Türldveye karşı yeni bir harb açamadıktan başka, bu hazırlıklara girişen Loyd Corc kabinesi iktidardan çekilmek zorunda kaldı ve bu düşüş, Loyd Corc*un da, siyasl hayatının sonu oldu. llmi bir tasnif Eski yıllardan örnekler isleri sayıp dökdükten sonıa, «Pekiyi bu isleri hangi paralarla yapacaksmız diye merak edenlere cevabım $udur: «Memleketin bir hazinesi vardır. Hızır Peygamber her sabah uğrar, Hazineye kırbacını daldınp çıkarır. Hazinemiz de dolar, taşar» dlyor. Bu sözlerin üzerinden bir yıl geçmeden sözü edilen Hazine ameliyat masasından koltnk değneğiyU güçlükle yürüyecek durumda kaldınlıyor. (4 ağui tos kararlan) Hem de yabancılann yardımıyla. Akıl üstü güçlere bağlı kalarak sosyal, ekon* mik ve siyasi meseleleri halletmeye çalışan toplumların en alt basamakta gösterilmesi bir tesadüf aonucu deftildir. İleri memleketler «tedaviden önce teşhıs.» 'hat»lardan ders alma», «iddiayı blrakarak ispat. yof ve yöntemlerini tutmak saretiyle bugünkü seviyelerine ulaşmışlardır. Bonlar aynı yol ve yöntemleri yalnız tabii ilimler ve tek nik alanda değil, sosyal meselelerin hallinde d* gelistirdlklert için başdöndürücü bir hnla 1lerlemeğe devam edlyorlar. ski yıllardan düşündürücü örneklet E verileBılir. 1957çok dahakampanyasında zamannı seçim başta gelen devlet adamlanndan birl, yapacaklan emleketlerl tlerleme teviyelerl bakımındaB inceleyen Ufan adamlan türlü basamaklar kabul ederler. Hollanda'da bulunan Sosyal Araştırmalar Enstitüsünün bir yayınında şu beşli derecelendirme kabul edilmiştir. O Akıl dışı güçlere bağlı toplumlar (5) Geleneksel » A Pederşahi (7) Rekabetçl » Q Güvenliğe yönelmls * Kitapta ayrıca; nüfus, aîle, hâfcim sosyal değerler, dinî şekil, toplura üzerindeki kontrol, değişme ahengi, gerginlik tipi, hâklm felsefe, devlet şekli, yardım şekilleri, yenllik, ekonomik sistem, ekonomik hayatta hâkim sektör, ekonomik müdahale, ekonomik hayatm amacı, bağımlı isçiye karsı davranıs, tasarruflar olmak üzere 18 göstergeden faydalanmak suretiyle bn bes basamaktaU toplumların genel yapılan özetlenmistir. Akıl dısı güçlere bağlı olanlar en geri, güvenlifo yönelmiş olanlar lse en ileri olanlardır. Milletler bir basamaktan ötekine merdiven çıkar gibl yükselmezler. Her toplumda, bu basamaklardan hepsinin de temsil edildiği görülmektedlr. Burada önemli olan akıl dışı kuvvetlere bağlı olmanın, ya da güvenllİ* yönelmcnin ağır basmasıdır. M Kabul ediyorum udanyaya gelince, orada İşler kolay yürümedi. Hele 7 Ekimde her sey kesilmek Uzereydi. Ankara bile, tsmet Paşaya verdiği yetkilerl geri alarak 1leri harekete devam edeceğinl bildirdi. Bir an geldi ki, harb ile sulh arasında ancak bir santim me safe kaldı. Fakat nihayet bir neticeye vanldı. Harrington, 9 Ekim akşamındald sahneyi şöyle anlatır: «Nihai bir cevap İçin konusmaya oturacağınuı vakit, katiyen iyinıser degildim. Fakat oturum salonuna vardığun zaman, farklı bir atmosfer içinde bulunduğumu anladım. İsmetin kendisl de daha humain (munis) di. N Bir toplnmnn anarşiye doğru sürüklendiğini, bir devletin dajılıp çözülme yoluna girdiğini en başta iki belirtiyle anlaru l 1 Yasalara saygısızlık. 2 Mahkeme kararlanna saygısızlık. Şüphesiı ki bir devletin vatandaşlan yasalara ve mahkeme kararlarına saygılı olmak zorundadırlar. E|er yasalara ve mahkeme kararlanna karşı direnen vatandaslar varsa, devletin kuvvetleri onları yola çetirmek >çin yetkilerini kullanır ve gerekli lşlemleri yerine getirir. Zaten devlet dedifimiz kurum, toplum yasayısmda bu disiplini sağlamak için vardır. Ancak bir de su noktayı gözönfinde tutmak lorundayı» : Acaba bir devletin en üst mevkilerinde bulunan lktidar sabipleri yasalara ve mahkeme kararlanna karşı gelirlerae ne elacaktır? Konoyn daha aydınlıŞa kavusturmak için gomutlaştıralım : Vaktiyle Şah, Kıral, Han, Hakan gibi adlarla devletin başında bnlunanlann dedikleri dedikti. Bir hakanın otoritesinl kısıtlıyacak engelier yoktu. Çünkü yasa veva kanun dedi|imiz sey, hakanın iki dndagı arasmdan çıkan sözlerdi. Vatandaslann canı, malı, narausu ve her çesit hakkı, devletin başında bulunan kisinln keyft davrsmşlanna ba|lıydı. Zaman geçti. tnsan toplumları medenîlestikçe toplumu yOneten siyasi otoritenin kendî kendini kanunlarla bajlaması ilkesi çıktı ortaya Hukuk devleti fikrinin temel bir prensibi şudur : Bir devletin yasalanna vatandaslar riayet edectklerdlr; ancak devletin yasalanna, o devletin başında bulunan ve siyasl yetWyi ellerinde bulunduranlar öncelikle riayet edeeeklerdir. Insanlık tarihinin toplumlan Snüne getirdifl aydınlık kapıdır bn... Anayasa ve kanunlar karşıstnda hükumetl ellerinde bnlunduranların boyunlan kıldan incedir. Bir siyasi iktidar devletin kanunlsrına sayçısızhğı alışkanlık haline getirirse devletin çözülmesine ve anarşiye doğru kaymasına yol açar. Türkiyemizde bnçünkü siyasi iktidarın yetkilileri maalesef devleti anarşiye götürecek yollarm basındadırlar. Demokrasi, hak, hukuk, hürriyet, serbest seçim .. Bütün bunlar güzel Iâflardır. Ama kannnlar» saygısızlık için yeterli lâflar dejillerdir. Adalet Partisi iktidan ve onun Başbakan ve Bakanlan oy'Iann yflıde yfizünü tophyarak koltuklara otursalar dahl kanunlara ve mahkeme kararlanna sırt çeviremezler. EŞer bir sivasi iktidar ve onun uyeleri kannnlara sırt çevirirlerse onlan hizaya getirecek makamlann harekete geçmesi beklenir. Biz, Iktidara geçeliberi Adalet Partisi yoneticilerinln kanunlara karşı sayrısız, kayıtsu, ve nmursamas davrandıklannı röriiyo mı. I Sonuç l'üzyıllar içinde dinî hurafeler çıkmazma toktuktan ıonra onun kurallarını köhne sekil ve kalıplar haline getirerek, eğitiml, adaleti, sosyal ha yatın tümünü ve politikayı kontrollan altında tnUnlarm aldığı sonuç ortadadır. Kırkbes yıl öncesl gibl toplum hayatmı yenides kontrol altına almak isteyenler: «Sizın elinizi kolunuzu mu bağladık? Oniversiteler açtınız, Enstitüler kurdunuz, Avrupaya, Amerikaya binlerc* taleb« gönderdküz v.b. Yina memleketi kalkındıra madınız» derler. Onlara verilecek kısa cevap sudur: «Yüzyıllar içinde yalnız elimizi ayağımın değil, kafamızı ve gözumüzü de bağladınız. Son kırk yılda bu bağlardan kurtulmak için gösterdiğimiz ça balan da engellemeye devam ettiniz. Dünyanın gidişüıi değiştiremezsiniz, ancak enerji ve zaman is rafına yol açmak suretiyle ilerlemeyi, geri kalmıs olmaktan kurtulmayı geciktirebUirsimz. Bundan ise siz hiç bir şey kazanmazsınız, Memleket çok şeyler kaybeder.» • PONS1OEN. J.A.,Tb« Analysis of Social Change Beconsldered, The Nague: 1962, sh, 37M Bizdeki durum tan kendimizl gerektiği kadar kurtaramadığunu bir gercektir. Anayasamızın 19 uneu maddesinin lon paragrafını beraber okuyalım: «Kimse devletin sosyal, İktisadî, siyast veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa, dln kurallanna dayandırma veya siyasi veya jahsî çıkar ve nüfur sağlama amacıyla, ber ne »urette olursa olsun, dlni veya din duygulannı, yahut dince kutsal sayılan seyleri istismar edemez ve kötüye kulanamat Bn yasak dışına çıkan veya başkasmı bu yolda kıskırtanlar kanuna göre cezalandınlırlar; dernekler, yetkili mahkemece ve slyasî partiler, Anayasa Mahkemesince temelll kapatılır.» Anayasanın bu açık hükmfl ortada dururken, ••çlm sırasmda radyoda yapüan konusmalann basmda ve sonunda Allaha nğınanlar, milletl AHaha ema endi durumumuza gelince: Küçük, ya da bümemleket islerini, günlük ve meslekî haK yükdüzenlemekte akıl dısı kuvvetlere bağlılık yatunızı • «•• • >•• lijj ««•• •••• •••• •••• •••* •••• •••• ŞİİR SAHAII Türker ACAROGLU 0 ANJEL (1965) tlhan Püsküllüoğlu'nun ?ibleri, îstanbul'da Tarla yayınevince bastınldı (38 a 3 lira). Daha önce bir destan, bir oyun, bir roman, bir de hikâyeler kitabı yayınlamıs olan ozan, bu eserinde halkın kaygılannı dile getiriyor. • APOLLINAIBEDEN SİIKLER (1965) Fran•ız şiirinin usta öncülerinden Guillaume Apollinaire'den (18801918) ozan Necati Cumalı'nın (doğ. 1921) hazırladığı antoloji, («Varlık» büyük cep kitapları) arasında yayınlandı (80 s., 2 lira). • BENİ3IKİLER (1965) Ferruh Dinçer'ın şiirleri, Ankarada Aydın Kitabevince dağıtılmaktadır (64 s., 3 lira). Kapak ve iç desenlerini eşi Şükıan Düıçer'in hazırladığı kitapta, ölçülü kafıyelı ve •erbestçe yazılmış 26 şiir var. « BİR AŞK KIRGIN1NIN ŞARK1S1 (1965) Fransız ozanı G. Apollinaire'in «Chanson d'un malaime» adlı eserinin ozan Cemal Süreya Seber (doğ. 1931) ile R. Tomris tarafından çevirisi, Fransızcasıyla karşılıklı olarak, De Yayınevinin (Dünya siiri) dizisinde basıldı (40 s., 3 lira). « BİR ERMENİ GENERAL (1965) Ataol Behramoğlu'nun şiirleri, Ankarada toplum yayınlarının 15 Incisi olarak basıldı (32 s, 2 Hra). OzaBin, ünlü sanatçılann desenleriyle süslü bu ilk eserinde. Orhan Veli kuşağınm havası seriliyor. 0 BİR SESİ DUYMAMAK (1965) Aktör ve yönetici Gürkal Aylan'ın (doğ. 1937) ikinci şiir kitabı, îstanbul'da Pan Yayınlarında çıkü (48 s., 3 lira). •Sahne Bilgisi» (1964) adlı bir kitabı da bulunan ozanın son beş yılda yazdığı 20 şiir. • ÇAM SAKIZI ÇOBAN ABMAGANl (1965) tlkân San'm (doğ. 1941) ilk şiir kitabı, Ankarada basıldı (65 s., 3 lira). Kapak kompozisyonunu Hüseyin Mumcu'nun hazırladığı kitapta, ozanın 1957 den bu yana yazdığı sevşl şiirleri bulunmaktadır. 0 DESTANSI ÖYKÜ (1965) Nobel Edebiyat Armağanmı kazanmış (1963) Yunanlı ozan Yorgo Sülyanos Seferyadis'in (doğ. 1900) eseri, Cevat Çapan'ın Türkçesiyle, De Yayınevince basürıldı (32 s., 2 lira). Yitirilmiş bir cennetin özlemini, yirminci yüzyıl insanmıa çevresine yabancılaşmasını dile getirir. 0 ESKİ TOPRAK (1965) Behçet Necatigil'in (doğ. 1916) eseri De Yayınevince Türk şiiri dizisi)nde yeniden bastınldı (80 s., 3 lira). tlkin 1956 da yayınlanmış olan kitapta, serbest biçimde yazılmı» tam 40 şiir var. 0GERÇEK DÜŞ (1965; Nahit Ulvi Akgün'ün (doğ. 1918) şiirleri, tzmir'de Kovan Kıtabevi yayınlarında çıktı (31 s., 3 lira). Yirmi yıldan beri şiir yazıp kitap yayınlıyan ozan, eserinde doğa ile, toplum ile, insan ile insanın ilişkilerini bir masal düş gerçekliği açısından çözümlemeğe çalısrnaktadır. 0 HÜRRİYET ÇİÇEKLERI (1965) Yüksel Erkekli'nin (doğ. 1931) şiirleri, Balıkesirde basıldı (15 yaprak, 150 krş.) Kapağını Pertev Çetinyal. çın'ın düzenlediği kitapta, Atatürk ve ulusal günletle ilgili didaktik sürler var. Daha önce aktörlük ve gazetecilik yapmış olan ozan şimdi Türkçe öğretmenidir. 0 GEYİK DÜŞMESİ (1965) Halil Kocagöz'• n (doğ. 1930) yeni şiir kitabı, Îstanbul'da Yediteü pe Yayınlarında çıktı (112 s., 3 lira). Söke'de çiftçilik yapan ozan, bundan önce bir oyunla üç şiir kitabı yazıp yayınlamıştı. Daha çok insancıl ve cvrenseİ konulan isleyen ozanm şiirlerinden bazı81 Fransızcaya çevrildi. 0 İKİ ÇEHRE (1964) Yozgat K« EnstitüRÜ Fen Dersleri Gnıpu Öğretmeni Aylâ Şekercioğlu'nun (doğ. 1944) şiirleri, Ankarada Gönen Kalkuıma Derneği yayınlarında basıldı (88 s., 5" Ura). Çltre merakı küçükten baslıyan genç ozanm jlirlerl. olaylarm duygulandırmasıyla islenmiştir. 0 KASIM (1965) Eski kütüphaneci Nerimatt Saryal'ın (kızlık soyadı: Duranoğlu, doğ. 1929) ilk şiir kitabı, Ankarada basıldı < 0 s , 5 lira). Daha 8 önce kadınlar hakkında bir bibliyoğrafya hazırlayıp bastırmış olan ozan, kitabın başında yaşantısı ve şiir görüşü üzerine bilgiler veriyor: «... Yeniliğe bir ölçü içerisinde uyarak yüzyıllardır sürüp gelen şiirin anlamında büyük değişiklik yapma» maktır, benim görüşum . Bu, gizli veya açık anlanuyla kişiyi düşündüren, ufak uyuşlanyle ve kendine has düzeniyle gözü, kulağı doyurabilen, aşırı olmadan yeniliklere uyan şiirdir» diyor. • ÖMÜRSÜN NASRETTİN HOCATM (1965) İzmir Eğitim Enstitüsü Edebiyat Öğretmeni İbrahim Zeki Burdurlu'nun (doğ. 1922) İzmir'de basılan eseri, Nasrettin Hoca fıkralannı manzum ola rak bue naklediyor: Tam 40 fıkra, bunlar. • PÎRAYE İÇİN YAZILMIS: SAAT 2122 ŞİİRLERİ (1965) Nâzım Hikmet Ran'ın (19021963) karısı için yazdığı şiirler, De Yayınevinin (Türk şiiri dizisi)nde çıktı (40 s., 2 lira). Eseri baskıya eleştirmen Memet Fuat hazırlamış. 1945 in son aylannda yazılan bu şiirleri ozan, her ay eşine postayla göndermiştir. • 835 SATIR, SESİNİ KAYBEBEN ŞEHÎR, VARAN 3 (1965) Nâzun Hikmet Ran'ın bu kitaplan, tstanbulda İzlem Yaymevinin (Sanat dizisilnde tek cilt halinde yeniden basıldı (183 s., 750 krş.) Anılan, cezaevi ve yol notlannı içine alan eserlerde Salkimsogi.it», «Makinalaşmak» gibi ünlü şilrler de var. ama her nedense bes şiir bu cilde alınmanıış. • SENİN ŞEREFİNE (1966) Haydarpaşa Lisesi Edebiyat Öğretmeni Refik Fikret Sağnak'ın dördüncü şiir kitabı, tstanbulda kendi yaymı olarak basıldı (32 s., fiyatı yazılı değil). Klâsik şiir düzenine oldukça sâdık görünen ozan, daha çok sevgi konularını işlemektedir. • ŞÜRL.ER (1965) Müştak Erenus'un ilk Çİir kitabı, tstianbul'da basıldı (32 s., 5 lira). Kltaptaki resimleri Rasin hazırlamıs. Eserin baskısı pek güzeldir. • ŞU 1941 YÎLINDA (1965) Nâzım Hikmet Ran'ın destanı, Isrtanbulda Evren Yayınlan arasmda (Edebiyat dizisi)nin ilk kjtabı olarak çıktı (102 s, 10 lira). tki bölümlük büyük bir destan bu. • UNUTAMADIM (1985) Dr. Celâl Arabacıoğlu'nun şiir, Adana'da basıldı (88 s^ 3 lira). Gönül duygulan üzerine şiirleri, ban taşlatnalan, türlü duygular üzerine psikolojik şiirleri, eskiye özenti fıkra ve masallan içine alan kltap, şiir üzerinde bir sohbetle sona eriyor. Bu dikkate değer kitabın sayfa altlannda, Batılı ozan ve yazarlann özlü sözleri var. • ZAMAN SAATİ (1965) Başbakanlık Müsteşan Munis Faik Ozansoy'un (doğ. 1911), beşinci şiir kitabı, Ankara'da Hısar Yayınevinin (Şiir kitaplan) dizisinin ikinci eseri olarak 2.000 sayı bastınldı (63 s., 5 lira). 'Zaman saati, Kendi kulağıma söylediklerim, Değışen dünya) başlıklı üç bölüme aynlmış olan eserde, 28 şiir buluyoruz. Zaman ve şiir üzerine düsüncelerini baştarafta açıklayan ozan: «Ancak söyliyeceklerim bulunduğu ve yazmamak elimde olmadığı zaman yazdrm. Çiirlerim, iyikötü, düşüncemin öz çocuklarıdır. Kalemimin ucuna takılan orta malı duygulan bir yana ıterek, etimle, kemiğimle hissettiklerimi yazmak istedim... Yazdıklanm arasında beğenmediklerim çok, ama unuttuklanm, tanrmadıklarım, sevmedik lerün hiç yoktur... Ben biçimdeki değişikliği çok defa bojluğu perdeleme ihüyacından doğduğunu blldiğim için . pck yanilik njnum» damektedir. •••• •••« •••• •••• •••• •••• •••• >••• •••« •••• ••«• •••« •••• •••• •••• •••• HH Paşayı anlatıyor Harrington İsmet Daha önccki konuşmalanmaa İsmet beni anlamadığını İfade et> mis ve Çanakkale hususnndaid flkirlerinl kabul etmemi istemistL Bunu kat'iyetle reddetmiştim. Ne vakit ki bu konuda daha fazl» bir sey elde edemiyeceğini anladı. J'accepte! (kabul ediyorum) diye bağırdı. » Sonrası malum. MUzakereler 13 Ekimde fillen sona erdi ve Ankara Mudanya'dan şu telgraö aldı: «Mudanya askert mukavelesl 12 Teşrinievvel (Eklm).133« (1923) de saat 6.00 da Imza edilmiştir.» Garp Cephesi Kumandam tsmet Fakat bu telgraf tsmet Paşamn, Garp Cephesi Kumandanı olarak son telgrafı sayüabilir. Çünkü o günden sonra tsmet Paşanın yolu ve mesleği değişecek ve tsmet Paşa, siyaset sahnesinde bir tkind Adam olarak slvrneçejnır. ^ (1) Bu sözler General Harrington'un simdiye kadar yayınlanmıyan 10 Ekim 1922 tarihli mektubundan alınmıstır. Bu mektup onun taraıindan ve ileride sulb konferansında da müttefiklerin karşısına çıkacagım tahmin ettigi tsmet Paşa hakkmdaki lntibalanrun Lord (Curzon) Gürzon'a iletilmesi için Londrada Mr. Harace's yazılmıştır. TUrk Tarihi Kurumu. Prof. E. Z. Karal. (2) Bu çok Ugi çekici mektup ve Sarayın Başbakana çok daha ilRl çekici cevabı, Tek Adam'ın III, cildinde s. 1820 sayfalarında verilmiştir. (3) Bu çok enteresan mektup, bu sütunlarda verilecektir. En başta Başbakan Süleyman Demirel, Anayasanın temel llkelerine aykırı davranmaktadır. Bu aykm davramşlardan birisi dlni «iyasete âlet etmektir. Bayram Gazetesinde yayınladıfı bildiri bu tntumnnun tanığıdır. Atatürk Türkiyesinin halk eliyle onaylanmış Anayasa'sı Iâiklifi devlet yönetiminde Snrördügu gibi, Tfirk Ceza Kananunun 163 fincü naddesinde aynen söyle yazar : Lâikliğe aykm olarak (...) siyasi menfaat veya «ahsî nüfuz temin ve tesis etmek maksadiyle dini veya dinl hissiyatı veya dince mukaddes tanılan şeyleri âlet ederek her ne suretle olurs» olsun propaganda yapan veya telkinde bulunan kimse bir yıldan beı yıla kadar ağır hapis cezasiyle cezalandmhr. Başbakan Süleyman Demirel işte bn kanuna aykm davranmıştır. Siyasi iktidann hangi mevkiinde bulunursa bulnnsun, Türkiye Camhuriyeti Devletinin kanunlarına aykın davranmak yetkisi kenOisine tanmamaz. Böyle bir imtiyazı ona tanımak demek, hukuk devleti kavramını silmek ve devleti anarşiye sürüklemek demektlr Türkiyede Danıştay diye bir yüksek mahkeme vardır. Bugünkü siyasi iktidar bu mabkemenin kararlarını da tanımamakU ve ellerinde mahkeme karan bulunan vatandaslann haklan kendine verilmemektedir. Mahkeme kararlanna uymıyan siyasi Iktidarlsr rayrimeşm duruma düşerler. Bir devlette mahkeme kararlanna Mygısızhk siyasi otoritenin kendisinden gelirse o devlette anarşi kapılan acılmış olur. Çünkü siyasi otoritenin gBrevi, mahkeme kararlanna karşı çelmek degil, mahkeme kararlannm nygulanmaaını saiflanıaktır. Anayasanın 132 nci maddcsl bu konuda açık ve kesin bfikmü koymustur. Biz. Adalet Partis. iktidarını iyl yolda görmüyoruı. Devletin temel kınnnlınıu «ayRisulık edenler, bir gün o kanunlara sıgmmak, «orunda kalacaklannı nnutmasınlar. tktidar «arhoşlugunda mest olanlann uyanışında sabahlar gece olnr. Yasalara sayn duymıyan bir İktidann yönetiminde demokrasi, ve mabkeme kararlanna karşı gelen bir hükumetin idaresinde Bzgürlük olmaı. Adaiet Partısi içindeki sagduyu sahiplerinin omuzlanna düşen Sdevi yerine getinp Demirel kabinesini uyarmalannı bekliyoruz. Toksa onıar da bu ağır sorumun vebaline katılmış olacaklardır. 4 KİS :::: onferans oldukça soğuk bir hava içinde başladı. Müttefık; generallerin Türklerle böyle bir masa başı toplantısını yadırgadıklan beUiydl. Kaldı ki karşılanna, Türk orduları mümessili olarak çıkan adam da, ilk bakışta gözlerini doldurmamıştı. Meselâ General Harrington, aşağıda vereceğimiz mektubunda şöyle yazar «İsmet Paşayı ilk gördüğüm vakit, o benim üzerimde büyük bir ettd ve intiba btrakmadı. Görünürde, gösterişsiz, ufak tefek bir insandı. Az konuşuyordu. Bundan başka bir eksiklik mi, yoksa bazı hallerde bir meziyet mi bilinmez çok da ağır tşitiyordn... öyle sanıyorum ki aşağı yukarı 42 yaşlanndadır. Bizimle münasebetlerinde ilkin çok inatçı görünüyordu. Onun güldüğünfi hemen hemen hiç gönnedim. Yalnız «nasılsınıı?» veya «Allaha ısmarladık» derken biraz gülümsüyordu. Elbet te ki Ankaradan aldığı kesin talimata göre hareket ediyordu. Ama teferruat hususunda bir üstattı.. Her satın gayet dikkatle tetkik eder ve bastan snna kadar okur. notlannı süratle alır ve satırların altında gizli bir mâna bulunmadığına kanaat getirmedikçe fikrini sövlemez. Am» daima nazik davranır. K • •••••••••••• •••••••••••••••••••Numı VEF AT Merhum Hurşit Paşa hafıdesi." Miralay Ali Namık B«y ve Servet Hanımefendinin kızı, merhum Avukat Ilhaml Dinçel eşi, Ceyda Karaca'nın anneai, Yüksek Klmya Muhendis Erdoğan Utku, Yıiksek Makme Mühendisi Erkus utku ve Özcan Utku'nun halaları, Dr. Fikret Karaca'nın kayınvalidesi, llhami Karaea'nın, Letnan Karaca'nın biricik armeannesl. eski Adana Belediye ve Vilâvet Encümeni üyelerinden VEFAT Merhum Saibe Tözüm'un esl, Mehmet ve Tevfik Tözüm'ün agabeylert Doç. Dr. Rükheddin Tözum. Saibe Kaşo, Seiâhattin Tözum ve Ayten Tözüm'ün babaları, Dr. Mübeccel Tdzüm. Zehra Tozüm ve Mustafa Kaşo'nun kayınpederi. Erzurum Tahsilât MüdurlıiKiınden emekli Mudanya savaşı udanj'a konferansma Mudan ya savaşı demek hatalı olma sa gerektir Cünkü Londrada bir kabine, Anadolu muharebe YARIN ŞU BİLİNMİYEN LOZAN M SOSYAL SIGORTALAR KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Hekim ve Mütehassıs Hekim Alınacak Kadrolu veya anlaşmalı çalıştırümak Ozere Kurumumuz Elâzığ Hastanesine Dahiliye, Hariciye ve Nisaiye Mütehassısı ile Aiyon ve Çal Sağlık İstasyonlartmıza Dahüiy» mütehassısı veya Pratisyen hekim almacaktır. 1 Kadrolu calısmak isteyenlere emekliye esas »ylıklannm iki üstü ücret ve mezuniyet tarihleri itibariyie de 1250 liradan 2500 liraya kadar tazminat, 2 Anlaşmalı çahşmak isteyenlere 3.000 liraya kadar ücret, verilecektir. İsteklüerin mahalline veya Genel Müdürlüğümuze mttracaatları ilân olunur. (Bann 8520 A 1048) 1364 7.2 968 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 9.2.966 çarjamba günü Sişli Camllnden ögle namazım müteakip Zlnclrltkuyu mezarhgındakl ebedt tstirahatgihına tevdi edilecektir. Cumhuriyet 1373 LEMAN DİNÇEL Hammefendi MUSTAFA FEHMİ TÖZÜM 7.2.966 günü vefat etmiştir Cenazeai 8 2 966 salı günü öğle namazını müteakip Aksaray Valide Camilnden alınarak EdJrnekapı mezariığına defnedilecektir AİLESİ Cumhuriyet 1378 Mevlid ve Kuranı Kerim Aile büyüğümüz emekli Vali aramızdan ayrıhşının 40 ıncı günü olan 10/2/1966 perşembe günü ikindi namazından sonra Kızıltoprak Zühtüpaşa Camiinde Mevlid ve Kur'anı Kerim okunacağını akraba ve dostlarımıza duyunıruz. Ailesi Cumhuriyet 1359 • ••• • •*• «••• • ••• •«•• • ••« •••• • ••« • ••• •••« •II* • ••* • ••* • ««* • ••« • *•« FAZLI GÜLEÇ'in •••• • ••• •••• •«•• •••• AYGÂZ ANOHİM ŞİRKETİ t HEY'ET Toplantı İlâıu Şirketimiz umumî heyeti 3 Mart 1966 perşembe günü saat 18.00 da Istanbul • Taksimde Divan OteU salonlarmda toplanacaktır. Hamlline alt hisse sahipleri olan sayın bissedarlanrmzın 26 Şubat 1966 gününe kadar Elmadag, Cumhuriyet caddesi No. 8 deki Şirket Merkezine hisse senetleriyle birlikte müracaatları ile giriş belgesi alrualarmı rica ederiz. Nama yaalı hisse sahiplerine gönderilen dâvetiyeler giriş kartı hülanündedlr. Bilânço, k&r ve zarar hesapları 16 Şubat 1966 tarlhinden lUbaren Şirket Merkezânde hissedarlaruıuzın tetKklerine ftmadedlr. İDARE MECLtSt Q ft n d • m : 1 Baskanlık Divanı seçiml, 2 1965 yılı muamele ve hesaplan hakkında îdare Medisl ve murakıp raporlannm, bilânço, kâr ve fcarar hesaplaruun okunması, müzakeresi ve karar ittihazı. 3 îdare Meclisi ve murakıplann ibrası, 4 Murakıpların seçilmesi ve ücretlerinin tesbiti. 5 tdare Meclisi Reis ve ftzâsına Türk Ticaret Kanununun 334 • 335 inci maddelerinde yazılı muameleleri ifaya mezuniyet verilmesi. 6 Zapb imza ile vazifelendirilecek zevarın seçiml. (Kısmet: 675 1388) SATIŞ İLANI Istanbul Defterdarlığından: Adet C1 as 1 1 Ravmetal marka hestvp makinası 1 Remington yazı makinası 1 Konteks marka besap makinası 2 Raymetal yaa makinajB Muhtelif adet yazüıane esyası 1 Planya ve Testere makinası 4 Marangoz tezgahı 1 Pres tezgahı muhtelif ağaç ve kaplama Muhtelif clns ev esyası Satıs MahaUl Taksim Taksim sarayı 2/S Satış Tarihleri 1 nci satış Saat 2 nci satif 16.2.1966 14. 18^.1966 • ••* • ••* •••• •«•• Yenl çarsı AkaTsu sokak No. 79 J1.2.1M6 10. «B.2.1966 Kalyoncu kuüuk cad. No. 105/3 213.1968 14. 2Sİ1M6 Vergi borçlanndan dolayı satümasına lüzum görülen menkul mallarm satış mahalleri ile sabs tarihleri yukarıda gösterilmiş olup 6183 sayılı âmme alacaklarmın tahsil usulü hakkındaki kanun hükümlerine tevfikan ve pesin para ü t satılacağı ancak verilen bedel tesbit olunan değerin % 75 inden aşağı olduğu veya hiç alıci bulunmadığı takdirde ikinci satışlarının ayni saat ve ayni mahalde yapılacağı, fazla malumat almak istiyenlerin Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğüne müracaatlan ilân olunur. (Bann 8483) 1360
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle