29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE tKt 6 Ştıbflt 1966 ClJamuıitYBT İPIAl DAVASI ve İCRANIN TEHİRİ de seneler sürebilecektir. Dâvanın bu suretle taaması halinde alâkalının zarar göreceği ve bu »• rarın yargı merciinin kontrolunden geçmemiş olan islem ve eylem dolayısiyle vaki olacağı, kaçınılması imkânı olmayan hakikatlardandır. İşte yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi hususunun kanunlarda yer almasını, alâkalının bu suretle, haksız bir surette zarara uğramaması sebebinde aramak lâzımdır. Yürütmenin durdurulması (icranm tehiri), hu. kuk alamnda bir ihtiyat tedbiri olarak ele alınmıştır. Hukufc muhakemeleri usulü kanununun 103 üncü maddesi: «Hâkım gecikmesinde tehlıke olan veya mühünce bir zarar olacağı anlaşılan hallerde, tehlıke ve zaran önlemek ıçin gereken ihtiyat tedbirlerini alabilir.» demek suretiyle, yürütmenin durdurulması müessesesinin, bir ihtiyat tedbiri olduğunu açıklamış bulunmaktadır. Danıştay kanununun 94 üncü maddesi de bu maddeye muvazi bir şekilde yürütmenin durdurulmasını hüküm altına almaktadır. Bu madde, genel bir kural olarak, idarî dâva açılmasınm, idari islemi durduramayacağını âmir bulunmaktadır. Ancak idari dâvada taraflardan birisi istediği takdirde, Damştay dâva daireleri ile dâva daireleri kurulu, teminat karşılığı olarak, yürütmenin durdurulmasına karar verebilmektedir. Hatta açılan idari dâva, iptal dâvası bulunduğu takdirde bu daireler, teminat dahi aramayabibnektedirler. anıştay dâva daireleriyle dâva daireleri kurulu tarafından verilecek yürütmenin durdurulması karan için, kanun, bazı formalite şartIarı ileri sürmektedir. Her şeyden önce böyle bir karar istenilebilmek için, iptal dâvasının açılmış bulunması gerekmektedir. Çünkü bu bususta karar verecek olan merci, takdir hakkını kullanabilmek için, idarî karann konu, sebep, yetki, maksat gibi kanunî unsurlardan hangisine muhalefet ~T~\ amştayın ilk derece mahkemesi olarak göarzettiğini veya edebileceğini bilmesi, bunlardan •"^receği dâvalar, Danıştay kanununun 30 nncu birisinin varlığma delâlet edecek vakıalann mevmaddesinde gösterilmiştir. Bunlardan birisi de cudiyetine inanması lâzımdır. Aksi takdirde yüişlem ve eylemlerin kanuna aykırılıkları dolayırütmenin durdurulması için dayanacağı sebep siyle açılan iptal dâvalarıdır. Maddenin gerekçesinde iptal dâvası açılabilmesi için, esasü iki un kalmayacaktır. Nitekim Damştay Beşinci Dairesinin 1962/3626 sayılı karan bu hususu açık bir şesurun mevcut olması lâzımgeldiğinden bahsolunkilde ifade etmiş ve: «yürütmenin durdurulması maktadır. Gerekçe bu iki unsurun (sebep) ve taleplerınin, açüiruş bir dâva zımnında vuku bu(konu) olduğunu bildirtnekte, her ikisini de tarif labüeceğine» karar vermiştir. etmektedir. Gerekçeye göre konu, idarece ittihaz edilen karann mevzuu ile kanunun tayin ettigi Bundan başka yürütmenin dnrdurulmasına mevzu arasında bir «ayniyet» bulunması, yani birkarar verilmesinin taraflardan birisi tarafından birinin tıpkısı olması halidir. Bu halin bulunma ' mutlaka, istenilmesi lâzımdır. Taraflardan birisi ması, gerekçeye göre, iptal sebebini teşkil etmektarafından istenümediği takdirde, Damştayın böytedir. Yine gerekçeye göre (sebep) ise, idareyi le bir karan resen vermeğe yetkisi yoktur. işlem ve eylemi tesis etmeğe sevketmiş olan obAçılmış bir iptal dâvası zımnında, yürütmenin jektif vakıalardır. İdare tesis ettiği eylemin (sedurdunılmasına karar verilebilmek için, yukarda bep) ini mutlak şekilde hâkime büdirmeğe mecda işaret olunduğu gibi, idarî tasarrufun kanunbur tutulmaktadır. suz olduğunun, inandırıcı sebeplere dayanılarak bildirilmesi lâzımdır. İstek kapalı, anlaşümaz, Eylem şeklinde tecelli eden hukuki tasarrufşüphe uyandıracak bir şekilde yapılmış ise, Dalarda idarenin takdir hakkının ne olacağı hususu nıştay, yürütmenin durdurulması karannı, davalı da önemli bir keyfiyettir. tdarenin bu gibi tasarolan idarenin savunmasının alınması sonucuna ruflarda takdir hakkı bulunduğu, münakaşa edierteleyebilmektedir. lemiyecek gerçeklerdendir. Ancak meselenin güçlük gösteren yeri, bu takdir hakkının nerede başlayıp, nerede biteceği hususudur. idarenin takdir hakkının ne olacağı noktasında, Danıştayın •«Vzerinde önemle durulması lâzım gelen nok1/12/1963 tarih ve 1963/351 sayılı içtihadl birleş* ^ ta, yürütmenin durdunılması kararınm intirme karan ile değinilmektedir. Bu karara göre: fazı meselesidir. Danıştay kanununun 95 inci mad«İdari kararların mutlak takdir yetkisıne dayandesi, Dâva Daireleriyle Dâva Daireleri Kurulu kadığı üeri sürülerek yargı denetimi dışında bıra rarlanmn KESİN olduğu, muhkem kaziyyenin bukılmasının. idare hulaıku ilkelerine ve Türkiye tün hukukî sonnçtarını hasıl edeceği hükmünü Cumhuriyeti Anayasasının 114 üncü maddesine kapsamaktadır. ,Wkın dUseceği, bu kabil takdire dayanan tasarAnayasanın 132 nci maddesi ise, «Yasama ve ruflann (maksat) yönünden denetime tftbi olduyürütme organlan (tejri ve icra) ile idare, mahğunu» hüküm altına almış bulunmaktadır. keme kararlanna uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararları hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini gesrarda ağırhk merkezini (maksat) ın teşkil ciktiremez.» hükmünü taşımaktadır. Buna paraettiği görülmektedir. Damştay Yarduncüalel olarak Danıştay kanununun 95 inci maddesinin rından Fuat Azgur, Damştay kanunu hakkındaki ikinci fıkrası, idareye, Türkiye Cumhuriyeti Anakıymetli etüdünde maksadı, işlemin gayesi olarak yasasuun 132 nci maddesi gcreğince Danıştay târif etmekte ve sebeple konunun objektif nitelik ilâmlarmuı icaplanna göre, işlem veya eylem tete bulunduklan halde, maksadın tamamiyle sübjek sis etmek mecburiyetini yüklemektedir. tif olduğunu, işlemi ittihaz edenin zihnen mütalâa ettiği bir unsur telâkki edilmesini söyledikten sonra şöyle devam etmektedir: «Maksat unsuruu maddenin bîrinci fıkrasında, kararlann nun sübjektif ve deruni niteliği, isbatını son demuhkem kaziye teşkil edeceğini söyiedigi rece güçleştirmiştir. Ancak yürütme görevinın kahalde, ikinci fıkrasında «Danıştay ilâmlannın icapmu yaxan yonünde tecellisimn şart oluşu, işleları» demek suretiyle (İILÂM) kelimesini kulmin maksat bakımından denetimini nîsbeten kolanması, dikkati çekici bir nitelik göstermektedir. laylaştırmaktadır. Maksat, ya bazan kanunda açıkÇünkü, (İLÂM) kelimesi, hukuk tatbikatmda, açıllanmıştır, ya da kanunun ruhunda mündemiçtir. mış olan bir dâvanm kesin sonucunu gösteren Veyahut da sebep unsuru ile birleşmiştir. Yani belgeye verüen addır. Yürütmenin durudurulmakanunun ön gördüğü sebebe istinaden işlemi itsı karan ise, dâvamn sonucunu gösteren bir katihaz etmekle, maksada uygun hareket edilmiş rar değil, bir ihtiyat tedbiridir. Bu sebeple yürütolur. Kanundan bu hususların tesbıti mümkün menin durdurulması kararlarmı idarenin, infaz değilse, o zaman işlem, bütün idarî faaliyetlerin edip etmemekte muhtar olduğu yolunda bir fikir en son gayesi olan kamu yaran açısından tetkidoğabilirse de, birinci fıkrada bütün kararlann ke tâbi tutulur.» (1) muhkem kaziyye teşkil ettiği hükmü konulmuş olmasma göre, ikinci fıkradaki (İLÂ3I) kelimesiDemek oluyor ki, takdir hakkının dayanaği ni de birinci fıkradaki (KARAR) kelimesine bağbulunan maksadın, kanuna uygun olması, kanunlamak ve idarece infazı iâzımgeldiğine hükmetda bir açüdama yoksa, KAMU YARARI niteliğini mek, lâzım gelmektedir. Nitekim Anayasanın 132 haiz olması lâzım gelmektedir. İdarenin işlemi nci maddesinde de (mahkeme kararları) ndan kamu yaran adına yapmış olduğunun delillerini, babsedilmektedir ki, bu husus da dösüncemizi hâkimi uıandıracak şekilde ispatlaması. kaçmümakuvyetlendiren önemli bir delil niteügindedir. sına imkân oüttayan bir zarurettir. ümkün olduğu kadar kısaltmaya çahştığımız İdarenin Danıştay kararına uymaması halinin bu ön bilgilerin ışığı altıııda «yürütmenin müeyyidesini, Damştay kanununun 95 inci maddedurdurulması» konusunu ele almak mümkündür. si tesis etmekte, alâkalıya Danıştayda maddî ve İptal dâvası, idarî tasarrufun yazılı olarak ilmanevi tazminat dâvası açmak hakkını vermektegüiye tebliğinden itibaren doksan gün içerisinde dir. açılacaktır. Açümış olan dâvamn bir takım forAnayasanuı 132 nci maddesi karşısmda, mahmaliteleri, müddetleri, mehilleri olduğu gibi, dâkeme kararmı yerine getirmeyen idarenin, aynca vayı görecek merciin resen tahkik edecefi muAnayasayı ihlâl fiilini de işlemiş bulunduğunda, ameleler de bulunabilmektedlr. Onun içindir ki, tereddüt edilmemelidir. her açılan iptal dâvasmm kısa bir sürede sonuçIacağımn bekleniünesine, çoğu zaman dâvamn (1) Gerekçeli yeni Danıştay kanunu. Fuat Azgur. icabı olarak imkân yoktur. Dâva, aylar ve belki S: 138140. azı memurlann görevlerinden nucu, Danıataya baş TUrdukları ve Danıstayın da, dâvamn esasını görmeden evrel, yürütmenin durdumlmasına karar verdifi, gazetelerde görülmektedir. Damştayca verilen bu yürütmenin durdurulması kararlarının, ait olduklan Bakanlıklarca yerine getirümediği de, yine basındaki yayınlardan anlaşümaktadır. Onnn içindir ki, konu, bukuk edebiyatımız için önemli bulunmakt» ve ttzerinde duruimayı gerektirmektedir. yürütmenin durdunılması konusuna geçmeden Bnce, bilhassa hukukla uğrasmayan okurlarmuza, Iptal dâvası için bazı ön bilgilerin açıklanması zarnri bulumnaktadır. Büindifi üzere, Anayasamn 114 üncü maddesi, «ıdarenin hiçbır eylem ve lşlemi, hiçbir halde, yargı mercilerirnn denetimi dışında bırakılamaz,» hükmünü taşunaktadır. 531 numaralı Danıştay kanununun 30 uncu maddesi gerekçesi işlemi, idarenin hukukî tasarrufları ve eylem tâbirini ise, idarenin tamamen nıaddî olan fül ve hareketleri şeklinde tarif etmektedir. Bu tarife göre idarenin tüzük, yönetmelik, karar tanzimi gibi objektif hukukî tasarrufları işlem, bunlara veya takdir hakkına dayanılarak, bilfarz memuru bir yerden başka yere nakil gibi, maddî ve fiilî tasarruflan ise eylem sayümak icap etmektedir. Işte bu suretle idarcnin hukukî bir tasarrufn ve yahut da maddi bir fül ve bareketi dolayısiyle haklan ihlâl olunan kimselere Anayasa, yargı mercüerinin murakabesi hakkını tanımakta ve bu hak, Anayasanın 140 ıncı maddesine göre, yüksek bir idare raahkemesi olan Danıştayda, idarenin vâki tasarruflarının iptali için dâva açilmak suretiyle aranmaktadır. ••••••••••••••ı DOGAN NAOI işte vesikası! Canın altındadır demişler Yaşadığımız zamanın özellikleri Fazlasile mevcutMalına göreHacı Ömer'e dairBize «yasak savaş»lar Yetiştir, yetiştir yolla BAHA Arıkan B Canın altındadır demişler lann yanına gıdıyor, ve elhak, mukemmelen yetişiyor olmalılar ki, çoğaldıkça çoğalıyorlar. *** D Danıştay görevi •••• •«•• • ••• • •»• «••« ••*• • ••• • ••• •••• • ••• • ••« • ••• ••«• «••« *••• •••• *••• • ••• • •«• Yaşadığımız zamanın Hacı Ömer'e dair özellikleri Mayıstan sonra iş, evvelâ, saym Gürsel'ln düşük MilII Savunma Bakanına yazdığı mektopla basladı Aradan uzuncana bir süre geçti. Sayın Orgnl. Cemal Turalın mektubu çıktı.Derkcn Johnson'un mektubu, derken înönü'nün mektubu. Bn mektup Ç ayın Başbakan Senatoda şöyle konuşuyor: «Plân kalkmmış memleketlerin metodu değildır. Plân kalkınmamış memleket her yerde meydan» çıkarılabilir lerin kalkınmalan içüı İkinci Dün ama, bunun bir özelliği var. Kaya Savaşından sonra ortaya kon rakas'taki şebeke yalnız siyasî muştur.» cinayetler isliyormuş. Bu adamlar, sade VenerüellaBir defa İkinci Dünya Savaşından sonra değil, plânlama, ondan da değil, bütün Guney Amerikaçok çok seneler evvelindenberi bir da ve Afrikada, bir takım siyasitakım memleketlerde (özellikle lere mektuplar yolluyor, eğer Rusyada) vardı. Hâ!â da vardır. isterlerse, hasımlannı öldüreceklerini bildiriyor, ve hemen arkaBu bir. •ından tarifeyi sunuyorlarmış: Sonra, bir plân yapıp tatbik etmenin, kalkınmış veya kalkınmamış memleket oUnakla alâkası yoktur. Bazı kalkınmış memleketler (meselâ Almanya) plânsız düzeuniştir. Hâlâ da öyle gidiyor. Yine bazı kalkmmış memleketler (meselâ Fransa, veya, İtalya) plânlarla toparlanmışlardır. Hâlâ da öyle gitmektedirler. Bu da iki. Milletvekili ise 5 bin dolar, «eDemek oluyor ki, Birinci veya İ natör ise 7 bin dolar, basbakansa kinci Dünya Savaşlannı, kalkın 'l0 bin dolar, yok eğer devlet başmışı veya kalkınmamışı bir ke kanı ise 15 bin dolar. Bizde siyasî rekabetin, Allaha nara bırakın, plân sadece bir ik«ükür, böylesine ileri gittiğini tisadî sistem meselesidir. Gitseydi, hiç Bunlan Saym Süleyman Demir zannetmiyorum. şüphesiz, Venezüellalı çebeke, el bilmez mi? BUmez demeğe be bizimkilere de, buna benzer teknim dilioı varmıyor. Peki, o hal liflerde bulunurdu. de, niye böyle konuşuyor? Hsttâ, ihtimal, fiatlarda büyük Olsa olsa «huyu icabıdır» demek çapta indirimler de yapardı. ten başka izahı yok bunun. Malum ya, defer meselesi. *** *** Maiına göre enezüeUa polisi, K?|akas'ta şebekesi meyV büyük bir câniCâni şebekesi dana çıkarmış. I *••• «••• »••« :::: •••• •••• •••• •••• Karann infazı Maksat unsuru K • *•• •«•• «••• •«*• ••*• •«•a ••*• • •»• •••• • •>• • ••• • ••« • •»« *««• • ••• •••• Sonuç » •••S B • ••• •••• •••• •••• •••• •••• I»r meselesi, gtçen gün, Mecliste milletvekillerini, birbirleriyle kıyasıya yumruklaşmaya kadar getirdi. Meclis kürsiisünü bir boks rinçi haline soktu. O, öyle, gidedursun, bir de sıra 8ira bildiriler atıldı (ve atılıyor) ortaya. Üç ayrı profesör çrupunun bildirilerinden sonra, siyasî partiler, sendikalar, çesitli ku rumlar, bildiri üstüne bildiri yayınlamaya başladılar. Âdeta bir bildiri yarışı. Gün geçmiyor gazetelerde bir, veya birkaç, bildiri okuyoruz. Osmanh saltanatında «samur devri», «kaduılar saltanatı devri», «lâle devri» diye adlandırılan muhtelif tarihler vardır ya, bu bizim yaşadığımız yıllar da, ilerinin tarihçileri tarafından, galiba «mektuplar devri», «bildiriler devri» diye anılacak. Fena da olmaz. Elbette tarihi avn ayn devirlere bölmeli. Lise öğrencilerine'kolaylık olur. Zaten bizimkine de ilerleme devri, yükselme devri, reform devri filân denilecek değil ya... *** M afta içinde tanınmış iş ada• " mı Hacı Ömer Ağa (Ömer Sabancı) öldü. AUah rahmet eylesın. Pek iyi, pek sevimli, bil hassa, hayret edüecek. derecede, zeki bir adamdı. Gerçi Kayseriliydi ama, sırtında yük taşıyarak, hayata Adanada atılmıştı. Bu hamalın, şimdi, yalnız oradaki fabrikasında, 4 bin işçi çalışıyor. Aiıl alır şey değil. Hacı ömer'i, son defa, Akbank Müdürü tzz'et Çintar dostumuzun yanında görmüştüm de, bir defa daha hatırlamıştım. Size de anlatayım: Bır tarihte, Ankarada, işleri iyi gitmiyen bir ahbabı Hacı ömer'e dert yanıyordu. Bır ara şöyle bir teklifte bulundu: Ömer Ağa, dedi, gel ?u işi sen üzerine al. Ben yapamıyo • rum. Sen, nasıl olsa, altından kalkarsın. Üste para da kazanırsın. Hacı Ömer, her zamanki sevimli hah ve şivesiyle, şöyle bir düjundu: NOT: Bogün size bir kitap tanıtacağım. Kitabı ban» gönderen hndut boylannda görevli bir yüzbasıdır. Köylerde bncaklarda ibadaUab dağıtılan bu kitabın yazan da Adalet Partısi Kayseri Senatörü Hüsnü Dıkeçligil'dir. Demek ki Türkiyenin kaderine hâkim en yüksek kurumlanndan birinde vazile gören bir politikacımızdır. Hem de «millî irade.'. ile Senato'ya seçildijine göre bu Snemli mevkii bir kat daha önem kazanıyor. A.P. Senatörü Hüsnü Dikeçlistil'in kitabı su adı taşıyor : «Hadisı şerifler ışığında günün meseleleri» Bir fikir vermek için sayfalar iÇinden rasgele seçtiğiml» parçaları sizlere sunuyoruz : Altı zümre vardır: Onlara ben de lânet ederim; Allah da lânet eder, davetine icabet olunan Peygamberler de lânet ederler. mutlaka «yasak» istiyorlarsa, Birincisi: Allahın kitabında değişiklik, fazlalık veya noksanbaşka türlü çareler düşündükten lık yapmak istiyenlerdır. sonra, meselâ «dolmuş yapraamak yasaktır» demeleri çok daŞimdi bu halihazırdaki birinci zümre, dini inkâr edenler, mâha dofm olur. nevi mirasımızî yoketmek istiyenler faifesidir. Ve içlerinden yine bu temelimizi baltalamak isteyen reformcu hokkabaılan insan lâfzı karısmamış Allah'ımızın kelâmı Kur'an'ımızda değişiklik yapmak çabası içerisinde olan zavailı ilerici aydınlardır. Her şeyi bu zaviyeden alarak da mevcut nizamı bu esaslar d»hilinde değiştinnek istemektedir. Halihazırda bu görüşün uşaklıgını yapan, sosyal adalet ve sosyalizmin çığırtkanlığını yapan îşçi Partisi etrafında halkalanmış olan bozguncuların gayesi, mevcut düzeni yıkıp, maddî, nefsanî, cinsî gayeleri hedef ittihaz edinen niBakın, böylesi, derhal yerine zamlarını kurmak isterler, ve istemektedirler de!.. Diğer bir tâbirgetirilir. Zira yasağın o türlüsü le bunlar Allah'ın kelâmını kaldırmak isteyen yönü şimale dönükzaten tatbik ediliyor. ler zümresidirler. Biz, isimize gelmiyen yasagı Mevcut ahval ve şerait içerisinde bu gibilerin durumn gün ısıdinletemeyiz. Kimse de dinlete mez! ğına çıkmışken, hâlâ Müslüman Türklerin, tevekkülü yanlış anlıyarak aktif duruma geçmemesı, insanı hayretler içerisinde bırakmaktadır. Müsîüman Türk zenginlerimizin gafle*leri bizleri derinden derıne düşündürmektedir. Bu gafletlerin daha çoga malolmaLJ er üç doktorda bir Türk dokması için, bizier eîimizden geldigi kadar fikri mücadele ve mücatoru yurt dışındsymış. Böyle hedemiri yapmakta kusur islememeye çahsmaktayız. Allah'ımız giderse, rivayete göre, bilmem kaç sapık ideolojili mel'un düşünceli. satılmış kalem erbablan yazılasene sonra Türkiyenin doktorsuz* nyla, ilerici toplumcu çığırtkan aydınlanyla uykuda olanlanmızı kalması mürnkünrnüş. uyarmaya çalışmaktadır. Açıkcası gaflette olanlanmızı tektir etNedense, dışarılara gidip çalışmektedir. Bunu görüp de lâf edebiyatıyla vakit geçiren, müessesemaktan babsedilince,ftiriınn»n.hep leşmiyen. gerçek îslâmın ışığında teşkilâtlanmıyan müminlere ne doktorlar gelir. Halbuki başkalan demeli? Zuhurat mevdanda! Öyleyse derleyip toparlanmak için da var. daha ne beklemekteyiz? Bunlardan ağır tektir ise helâkimiz olaBakın size bir vak'acık: caktır. Belki hatırlarsıruz, Şehir Tiyatrolarının genç rejisörlerinden Tunç Görmüyor muyuz ki bu sapıklar Allah'ın haram kıldıklannı Yalman, geçen sene, bir tenkid hep helâl saymak istiyorlar ve sayıyorlar. Yalnız Ehlî Beyti değil. yazısından dolayı Haysiyet Divabütün peygamberleri, mukaddes kitapları inkâr edip. yoketmek nına verilmişti. Tunç bu «Hayst için çahşıvorlar. Cümle sünnetleri terkedip, sünnet yolunda olanyet Divanına verilişini» haysiyetilan gericilik ve yobazlıkla itham ediyorlar Hayvani, behim! hisne yedlremedi, ve istifa etti. tşin lerin, zevklerin zebunkeşleri bu adamlar medeniyet ve devrimcituhafı, istifasından sonra dahi, DiIik kisveleri ve maskeleri altında mukaddesatımıza ve mukaddes van kendisinin üç ay tiyatrolardan uzaklaştınlmasına karar verdi. büdiğimiz şeylere saldınyorlar. Şimdi nerede biliyor musunuz? Bu züppeler mukaddesat diye bir ç e y tanımazlar. Yollarda yaAmerikanın Pitsbörg (Pensilvanni ara caddelerde kollarını yavuklularının aşiftelerinin boyunlarıya) üniversitesi, tiyatro bölümü na atıp gezmek, bazen de parkında. mesiresinde apaçık öpüşmek. rejisörlük kürsüsünde. sarma'dolaş olmak bu gibilerince hıç de ayıp değıldir. Zira ilericiBence dısan gidenlere kızmaliğin devnmbazlığın icabatmdandır bunlar... Bu kaldınm dölleri malı da, oturup, bizdeki, sanJd pek bolmuş gibi, bu, deferli adam kınk dökük kalemleri, devrik cümleleriyle bir de etrafına dersler hovardalığına şaşmalı. vermiye öncülük tasarlamıya çalışırlar. Bu sosyalizm söylentileri Eloğlu kıymet biliyor. Ne yapaaltında kundakçılığın envayı türlüsünü yaparlar. hm? Gusül abdesti nedir hatırlamıyan dolayısiyle keçi gibi kokan bu mahluklar, dinimize din adamlanmıza «aldırmayı âdet edinmişlerdir. As'nı zamanda medeniyetçi geçinirler. Medeniyetin şahikaYABINDAN İTİBABEN BU sma çıkmı? olan Japonya, Batı Almanya, Birleşik Amerika devletSÜTUNLARDA $EVKET SÜlerinden asla bahsetmezler. REYYA AYDEMİR'İN 2 NCİ ADAM. ADLI SERİ YAZISIGaflette bulunan kardeşlerim, sizler bu hayasız, imansız, nıhNI BULACAKStNIZ. suz ve muhtevasız, materyalist, sözde sosyalist uşaklarla yerine göre ve icabedince elinle ynmrnfunla, yanl maddi gücunJe, zamanında servetinle fikrinle kaleminle mücadele etmez ve bundan kaçınırsan ne malın ne canın ve ne de mukaddesatının haynnı görebileceksin. BÜYVKLtMANU Yetiştir, yetiştir yolla kardeşi EFE BLTÜKLİMANirnın Doğumusu akraba ve dostların» müjdeler. 321966 ANKARA HERİŞREK. 352 1271 VEFAT Vasfiye, Mustafa Varışlı'nın kızları, Albay Hadi Veldefin eşi, Tufan. Canan ve Erkan'ın anneleri. Saime, Şerif, Nejat, Hikmet, Hayrettin, Hayri, Cahit, Muzaffer Varışlı'nın ve Safiye Dolagan Ue Hayrıye Koşar'jn kardeşleri, Prof. Hıfzı Veldet Velıdedeoglu'nun yeğeni Bütfin bnnlar Adalet Partisi SenatâS *ftSm8' iftt^lîgMin W tabından ras;ele seçilmiş pa^alardır. Daha ne fnciler var ki, bnraya sıtdırmaya imkân yok. Bana bn kitabı yollayan »ubay oknyneura, eUnden geldiğinee • çevresıni uyarmaya çalışmaktadır. Ama köylere kadar demir atıp • örgütlenmiş olanlann. okuması yazması olraıyan halkflsrttindeklS etkilerl büyüktür. AJ". gibi bir iktidsr partisinin en «nemli mev J kiinde bnlunan bir kimsenin yukarıya çıkardığımız davranışı, Ata J tfirk Türkiyesinin ne büyük tehlikeler karsısında bnlnndnğnnn ve S lâik Cumhuriyeti temelinden yıkmak istiyenlerin hangi yctkilerle ! bezenmiş bnlunduklannı göstermektedir. S Beni» dinle, diye cevap verdı, sen bir aptal adam bulabilirsen, hiç durma, bu işi ona sat. Yok, tam d'çğıl de, az aptal birini bulursan, onu kendine ortak et. Bana bakma! Dedim ya zeki adamdı. Yaş tahtaya basmazdı. LÜTFİYE VELDET Hanımefendı amansız hastahktan kurtulamıyarak 4 Şubat 1966 cuma gunu Hakkm rsthmetine kavuşmuştur. 6 Şubat 1966 pazar gunü Topkapı Ahmet Paşa Camiinde kılınacak oğle namazını muteakip Topkapı mezarlığına defnolunacaktır. Mevlâ rahmet eyliye. KOCASI, ÇOCUKLARI Suadiye, Mine Sokak Koru Ap. BOSTANCI I £.<*•••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••• HAŞET KİTABEVİ Saym Ankaralı müşterilerini, yüzde 40 tenzilâtla satışa sunduğu çeşitli Fransızca, Almanca ve İngilizce kitap sergiierini görmeye dâvet etmekle kıvanç duyar. Yüzde 40 tenzilâtımız üst kattadır. Heriş Rek: 338/1304 Bize «yasak savaş»lar ^» eçen gün Cumhuriyet'te var^ * dı. Mücahit Beşer arkadaşımı2a, Istanbulnn trafik dâvası bahsinde ilgililer ve yetkililer «dolmnşlar vasak edilmelidir» demişler. Olmaz, Çünkü, her şeyden evvel, tgtanbulda yasak olmaı. Bizim burada, geçit yerleri dışında, kaldmmdan kaldırıma geç mekten sokakJara tükürmeğe, ayakta atlı araba knllanmaktan duvar diplerine ş'apmaya, açıkta gıda maddesi satmaktan sineraa karaborsacılığına kadar bin bir türlü yasak var. Hanglsi uygulanır bunların? Onun için, bn saym kisiler, yasak istemesinler de, ne isterlerse istesinler, Ama, bizim bn kelimeye olan, anlaşılmaz, sevçimizden dolayı. M Fazlasile mevcut ^T urkiyede hiç kimse hokkabaz ' olmak istemiyormuş. Boyle diyor «Istanbul Karagöz, Kukla, Hokkabaz, Sanatkârları» derneginin başkanı. Sanatın bu kolunda yeni ve genç elemanlar yetiştirmek için açacakları kursa tek bir kişi dahi katılmamıs. Öyledir. Memlekette bunca hokkabazhk olup dururken, ay rıca, kursa gitmeğe ne lıizum var? Sayın doktor ve eczacılara Piyasada KODEİN bulunmâması sebebi ile imâl edilemiyen ÜEV1SIİO KODI§ Tekrar piyasaya arzedilmiştir^ SANAVİ Tablet •••s •••• ••*• ve Tablet «••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••«••••••'••«•••••••«••••••••••••••••I!î»SS Sk* •ifiıııı«ıı<tı«ıııı>ı<ıııiiitıılti(«ıi"ii)iılııiiiııııııııııııaiııS«•••••••••«••«îî5^'• H BBa 9^ INCI SAYISI ÎLF TAMAM'. '> N Resimli Bilgi ALFABETİK GENEL ARAMA CEDVELİ HAZIKLANMIŞTIR. FİATI: 2.50 TL. Genel Dağıtım: BATEŞ **} \4f \\ A\ W 6 Ue HAYİM BEHAB HAYİM BEHAB Evlendiler Şubat 1966 ZELDA ÇIJKRAN VE TICARET A S ! ÇJ W / \ • Cumhuriyet 1270 Bateş Reklâm: 13'1272 Fransa, Kanada, Belçlka, İsviçre'ye gideceklere TİJRKÇE OKUYUP FRANSI2CA KONÜŞACAKSINIZ/ DÜNYADA İLK DEFA! Ha)'atmızda hıç Fransi2ca okutnamiş, du)tnamış, konuşmami^ veya başka bır llaan oerenmış olsanız büe Türkçe nkumasını bılen herkesı 1 atda 3 ayda. 5 senede degü, (Alır almaz) bır Framız gibi konaşturan MEMNUNE DINÇE ile ÇÜNGÖR BİKKAN Nişanlandılar 5 2 1966 ANKARA P  R İ S ISİMLİ KİTAP ÇIKTI Kurslara, nocalara, plaklara bosu bo«una sarfettlglnız pan gen gtlcblllr, faKat kaybettıgımz (zamajı) bır daha gen gt'lmez Erden General'e, De\let mcmurıuıun «ı alt kadeıncsınden Mılletrekıüne, ıl^okul ögrencı«ındpn Üniversıtedelcl profesur» kadar. Banka, Postsne, Hastane, K'ütüpnflne, N'oter, Kara, Hava. Denizyollan memurlanna, ütPİIerde. lokantaljnia, pa^tan^lfrtie, berborlerde, anîlkacı. kuyumcularda, caiışanlara, bakkallara. tuhafıyecıbre. tetefon operatörlenne. çofortere, FRANSA'ya gideoekJere. FransBİarla<;alışan, konu»an her rruslekıen herke» ha\atts kendılenn» (lânmolan) Fransıîea'jı PARISLİ bır FRANSIZ gibi konu^turan lik ve tek kıtaptır. Her sayfayı açı?ım2<la Fransız'ı k.ırşınıala bulacii re konutacâbnmz. Bo kltop Fnuısulars da Tfirk^e konuşmasını cgretmektMır " KAUF 813TEMİ" Ue C U olarak donyada yazılmış tlk Lıtnptır BU KtTAffiN AMERfKJtNCA hSİMLI INGİÜZGCM BERLİN IStMÜ M . M M C A S n * VAROA NOT : PIYASADA SÂTILMA& 2 lırabk pos;a ila TOİlama Ocretl 12 Hraya ödemelı gundentır Mektup yazarak Isteyınlz Kıtabı slınca parayı gönderir«inlz Ârıu etJ"n!T S J 1 ! » ! ! php 10 Iıraja alabılırier Bu kitap AMERIKANCA yanl " AJfERtKALILARIH KONliŞTUÖU tNGtliZCE " Isml İle çıkmı? olan fcttapMn «ynen a t< M UIIK t'dılnuştır Çu anda Avrupa'da ıseırtı jraanu heraen göndflreltm. Cumhuriyet H03 Hokkabazhk bızım milli marifetlerimız arasına girdi yerleştı. Meselâ, bir dukkâna girip bir kumaş ahyorsunuz, evde paketi açtığınızda, bir de bakıyorsunuz ki, başka bir kumaş. Geç^n gün bir vatandaş, gazetelerden birinde, şikâyet ediyordu. Vitrinde bir şey gormüs. Üzerinde etiket: 425 kuruç. Almak içın dükkâna girmiş. 525 kuruş demişler: « Nasıl olur? Vitrinde 425 yazıyor». « Yok efendim 525 tir o». Vatandaş inad etmiş. Dükkâncı ile beraber tekrar vitrine bakmışlar. Bir de ne gör'sun? 425 arada 525 oluvermiş. Bunlar, her gün karsılaştığımız marifetlerdir. Üstad Zati Sungur dahi böylesini becer«mer. Öğrer.ciler, kursa değil, bun YAZIHANENiZi EZiYETSIZ ISITINIZ Fabrikasının BORUSUZ • TEKERLEKLİ SEYYAR / DLEMIDTIPI ** EVLENDİK Muüuyuz NtlRAY (Öztok) ORBAT SÜSIER ORBAY 5 5ubat 1966 İ»t. SELMA ÖZDEMIR Ue ERTAN SÖYLEMEZ Nljanlandılar GAZIANTKP 5.2.1996 PJfTnKr w G A Z I * ***" OTOMATİK EMNİYET TERTİBATI. SAATTE ÂZAMÎ 200 GRAM BÜTAN GAZI SARFİYATI... SOBASI BİR KtBRİTLE TÜTÜŞUR. BÜTAN GAZI BAYİLERİNDEN İSTEYİNİZ. (llâncıhk: 1353/1289)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle