06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A VKHIFE IKI 19 Şulmt 196C CurrmcmİYET ••nW •4 .4 11GÜNLÜK KOMA V6 NETİCELERİ Prof. Dr. Sabahattin KERiMOĞLU aşkan Gürsel'in komaya girişüıin 11 incl gününe gelmiş bulunuyoruı. Umumi efkânn pek alışık olmadığı bu kadar uzun süren bir hayat ölüm mücadelesi, hâlâ devam etmektedir. Komanın beşinci gününden itibaren süre gelen bu vahim durum, âdeta bir seviyeye kadar geldikten sonra duraklama göstermeye başlamıştır. Bir ihtilal liderinin dimağmda eereyan etmekte olan bu fizyolojik ihtilâlin sonu ne olacaktır? İlk günlerin «gitükçe ağırlaşan ümitsfa durum» lisanına alısan umumi efkâr, bugünkü merhalenin neyi ifade ettiğini pek kolay tefsir edemiyecek hale gelmişitr. Waller Reed raporlannın mânâsı, iyilik veya daha da ağırlaşma sarahatını göstermiyor. Filhakika, her geçen gün hastanın hayatının uzaması bakımından bir kazançtır, bu Başkanın hayatta kalması demektir. Ancak bu hal ne kadar devam eder ve muhtemel neticeleri ne olabilir? Sabırla koruk helva olacak ha ? • ••• • ••• • •«• • ••• • ••• •••• »••• ••»• *••• «••• •••« • ••a •••• Parlâmentoculuğu yıkanlar! Ankaraya geldifim gfln Fikret Otyam başkentte çıkan bir gszeteyi elime tutuşturdu. Okumafa başladım : » «llhan Selçuk Türkiyeyi koskoca, imanlı bir Türk milleti p»hasına mahvetmek. perişan etmek, yok etmek isteyen korkunç bir anarşisttir. Mâsum Türk milletinin dinini, mukaddesatmı dinî hissiyatmı alet ederek kendisinin ve temsil ettiği zümrenin sakim siyasi menfaati ve sahsî nüfuzu ve çıkan için propaganda yapan peTvasız bir anarşisttir. öyle başı dönmüş, gözleri kararmış bir anarşist ki, münevver Türk milletinin içinde gözlerini kapayarak kendi korkunç Sleminin zifiri karanlığmda rahat rahat dolasarak lehirler saçmakta ve maksadına ulasmaSa çalıçmaktadır..» Yukandaki satırlan eglencelik olsun diye köşeme aldım. Artık bn çesitten edebivatı, cadır tivatrolannda politikacı taklidi y»panlar knllanıvor. Elbette bu çesit inciler cevaba lâvık değillerdir. Onlar söylivenlerin boynunda sahte gerdanlık gibi asılı kalır. Ve g5rflnce gülüp geçerslniz. Ancak bn olayın fizerinde durulacak bir başka yanı var : Benlm bir baskent gazeteslnde okudu&um yukandaki satırlan bir milletvekili Meclis kürsüsünden söylemiştir. önemli olan budur. Şimdi o sSzIerin gahibi politikacıyı bir yana bırakarak meseleyi genel çizfilerinde ele almak istiyorum : Benim adım ve sahsım önemli defildir. Ama Büyük Millet Meclisinin kürsüsii de orada hulnnmıvan vatandaslara çatmak ve sövmek için kurulmamıstır. Devlet Hazinesinden binlerce Hra alan bir oolitikacınm Rüvük Millet Meclisi knrsü^Snde o kurumun kanuntarla savunulmus mânevi kisilijine uygun biçimde konusması gerekir. Oysa bizim milletvekiilerimiz ve Bzellikle. yukanda beyaı sa. tırlarla dizilmis konnsmavı alkısiavan Adalet Partili mllletvekilleri çok garİD bir celisme içindedirler: Hem Büvük Millet Mecllsfnln mânevi klsiHSine saygı gösterilmiyor. diye yakınırlar Hem de Büyük Millet Meclisine karsı savçıyı azaltacak saygısızlıklan kendileri yaparlar, ve yapanlan alkıslarlar. Halk gazetelerde parlâmento hayatını fzlemektedir. Kavga dövu«, sflle vumruk hikâyeleri, küfürler, saçmalıklar, tecavüzler fi«tüne yürüyen tartısmalar toplum katlannda parlâmrntova dnyulması gereken saygıyı yaralamaktadır. Daha Snceki eünkü toplantida eecen su olaya bakınız. Kürsüdeki milletvekili konuşurken bir Adalet Partili : « Csaaarrt!..» diye bagınr. Kflr«udeki hatip : « Burada böyle cartlamalar olmamalıdır. Bu cartlamalar geçmîş devirde nasıl rahneler açmıştır. Bu cartlamayı tarih kaydeder•e kıiçüklük olur.» s Oturumn ySneten Başkan, «eart» üstüne devam eden bu edebiyata : Lfitfen sayın milletvekillerinin cartlamayı bırakıp tadede çelmelerini rica ederim. Tüzüie göre cartlamak yasaktır... diye müdahale etmis midir. biimiyoruz. Bildiğimiz, kürsüdeki savın hatlbin ıByledigi gibi eartlamayı tarihin kavdetmis oldntudnr. Halk. gazetelerde her gün bunlan okumaktadır. Adalet Partili milletvekilleri savı çoklufuna güvcnerfk sık «ık kavga çıkarmaktadırlar. Kürsüdeki hatihf sövmek. kflrsflye hUcum etmek. hır cıkarmak kahadavılık edebivatı vapmak alıskanIık haline gelmiştir. Hfle biriki milletvekili vardır kl, her fırsatta kürsüye dogru saldırmakta. ve arkadasları tutunca da malum numaralara girismektedirler : l Tutmayın benl!» Birnkm be! Mahalle kahveierinde sık sık förülen bn tertip ueus gSsterilerin parlâmentoda sahneve konulması, Türkiye'de parlâmentoculuça vurulmus en büyük darbelrrdir. Adalet Partisi TilrkiyedekJ soivalistleri ihtilâleillkle suçlamafea çalısmaktadır. Türkiyede sosvalist parti îşçi Partisidir. tsçl Partisinin parlâmentodakl atirbasiı tntnmu ortadadır. Sagcı Adaletçilerin fse fırsat buldnkç» Meclisin kisiligini tahrip edecek ve anarsl rarataeak yollar» saptıklsn da ••rtadadır. Huknka saygısızlık, Anayasaya saygınsiıV, tnahkene ksrarlsnna saypsızlık, parlimentoya saygisızlık polttikaeı çogunluğunun meslefi haline çeldi mi. kendi bindikleri dalı kesmis olurlar. Bogün Türkiyede cognnlukta olan safeı partiler gerçekten çok partili rejime ve parlâmento hayatma bağlı iseler, bu hayatın sahdaman sayılan Meclis çatısı altında dikkatli olmalıdırlar. Kendi elleriyle Meelisin mânevi kisiiigine saygıyı yok ettikten sonra kalkıp : Solcular, anarsistler sosyalistler Meclisi hedef ittihaz etmişlerdir... diye feryat etmek pek akıl kân ssvılmas. B slstemi aksamıs, bunlar ilâçlarla takviye edilmiş, atesin fazla yükselmesine karşı da hipotermi yapılmıs, yâni hastanın hararett normalin dahi altına düşürülerek vücudu soğutma ve bütün hayat fonksiyonlarmı yavaşlatma yoluna gidilmiştir. Bugünkü durum ugünkü durumun muhtemel neticeleri ne olabilir? Birinct ve en kuvvetli ihtimal sudur; dimağda cereyan etmekte olan ve hayati merkerleri, sık sık kalb ve teneffüs merkezlerini zorlayan hâdise nihayet bunlan yoracaktır. Kabul etmek lâzımdır ki, dört beyin dramı geçirmiş ve 71 yaşında olmasına rağmen Başkanın hayatî merkezleri hayli kuvvetlidir. Bundan evvelki yazılarımızda da işaret ettiğimiz gibi, dört hemipleji aksesine, yâni beynin muhtelif zamanlarda yer yer yumuşamasma Başkanın dimağı tahammül etmij, görülmesi mutad bozukluklann pek azını göstermiştir. Çünkü dimağ. her tarafmın vazifesi s y n olmakla beraber. bütün merkezleri arasında bir ahenk içinde çalışan bir teşekküldür. Burada muh temel netice vak'anm tabü seyrinin birkaç gün içinde daha da vahimleşmesi ve milletçe sevilen bir ihtilâl liderinin ve sononda ölçülü olmasını bil mis bir Devlet Başkanınm acısını çekmektir. B »*a •••• •••• • ••• •«•• •••• •••• •••• •••• :::• •• Bu neticelerin hükmünü daha iyi değerlendirebilmek için şu 10 günün panoramasını kısaca gözden geçirmek. his tarafımız kuvvetli olduğundan, heyecan tesirinde daha kolay unutulması mürakün günlük hâdiseler) uniumî durumun aydınlığı bakımından, kısaca tâzelemek faydalı olsa gerektir. iii: •*•• Hastalığın seyri aşkan Gürsel, 1958 de hafif bir hemiparezi geçirmiştir; bunun yanında şeker muvazenesi de aksamıştır ki, beyin damarlarının bozulmasmda büyük rolii rardır. İkinci akse, 1960 da evvelâ hafif, arkasından şiddetli bir şekilde gclmiş, yerleşmiş ve Başkanın sol vücut yarısı tamamiyle kuvvetini kaybetmiştir. Bu ikinci aksede şuur bozulmamakla beraber, affektivitede yâni, teessüriyette bir artma görülmüştür. O zamanın tedavisi ile birlki ay içinde teessürî saha tamamiyle düzelmis, sol taraffaki kuvvet azlığı ise yavaş, fakat devamlı bir lyiliğe doğru gitmiştir. Üçüncü akse 1963 de olmuştur. Bütün bunlann ifadesl dimağ damarlarının beynin muayyen bir kısmmda iyi vazife görememe si, dimağın muhtaç olduğu kanı ve dolayısiyle oksijeni oraya sevkedemediğl için bir nev'i havasn kalan hücrelerin tıpkı kalb enfarktüsünde olduğu gibi bir dimağ enfarktüsüne mâruz kalnıalan demektir. Bunun neticesinde de bozulan hücrelerin idare ettiği vücut organlannda aksaklıklar meydana gelecektir. Başkanın büyük ârızası hareket sahası hücrelerinde olmuş, bu yüzden de bir tarafı tutmamıştır. İkinci derecede aksama, teesüriyet sahasında olmuş, yâni dimağın heyecanlarımızı idare eden merkezlerindeki beslenme kifayetsizliği heyecan kontrolünü zayıflatmıştır. Nihayet dahaiyi durunıa gelebilmesi için şubat başında Amerikaya gittikten sonra Walter Rced Ordu Hastahanesinde Başkan, tabiatıyla her hastahanede olduğu gibi, bu gibi hastalarda yapılması gereken rntin tetkiklere tâbi tutulmuştnr. • ••• • ••f • ••a •••• • •«• • ••• B Birkaç hafta daha • İKİNCt İHTİMAL: bu merkezlerin daha uzun mukavemetidir. Filhakika, bugünkü dayanma daha ziyade yapılan hipotermi, oksijen çadın, teneffüs ve kalb merkezlerinin takviyesi ile mümkün olmaktadır. Bunlan kaldıracak olursak Başkanın kurtulma şansı zaten pek bahis mevzuu olamaz, Buna rağmen. veya bunu takiben Başkan bir kaç gün, bir kaç hafta aynı şekilde komada veya biraz daha açık bir duromda yaşayabllir. • ÜÇÜNCÜ VE EN UZAK İHTİMAL; Başkanın bütün bunlardan sıynlıp yeniden normal görttnen bir hayata kavuşmasıdır. Normal diyonız, çünkü insan görünüş itibariyle bir şekil yapısı ve bir de ruh yapısından ibarettir. Toplum içindeki müna sebetlerhnlz bu ruh yapısı ile mümkündür. Bu rub yapısı sayesinde bir insanm lradesi, zekâsı ve teesüriyeti vardır. Dimağda da bu ruh yapısı İle vücudun hareketlerinin, refleksleılnin ve kaba bir tarzda diyebileceğimiı yasamasını temin eden merkezler ayrı ayn yerlerfedhr. Bunlardan beslenme bozukluğu ruhî merkezlerde olacak olursa. hastanın sadece ruhî bozuklu&u görünebllir. Meselâ. yaşhlarda bunama dediğimiz hal bunun ifadesidir. Bazı insanlarda da bozukluk sadece hareket merkezlerinde gözükür. Bunlann da vücut organlanndan bir tanesi veya vücut yarısı hareket kabilipetini kaybeder. Ama, bu insanların ruhî hayatlan normaldir. Nitekim, doğuştan körler, sağırlar veya ruhî merkezleri harab olmamıs felçli vak'alar, bu grupa girer. Başkan Roosevelt ve Başkan Gürsel hayatlannm en büyük ve mühim fonksiyonlannı bu hastalıklanndan itibaren Roosevelt ikl bacağınm tutmaması, Gürsel sol taraf heraiplejisi geçirmis olmasına rağmen mükemmel bir şekilde yapmışlardır. • ••• • ••• • •• • •• • •a • aa • ••1 • ••I • ••I • ••1 • ••I • ••' Son Akse u arada son akse meydana gelmiştir. Bunun evvelki üç hemipleji aksesinden farkı. şuur kaybı ile beraber olması, yâni hastanın komaya girmesidir. Bu çok yaygın ve şuur merkezi ile ilgili bir yumuşamadan olabileceği gibi, daha büyük ..». bir ihtimalle. beyin damarlannın kanamasından , „ da, olabilir. Buna hastanın günlük müşabede protokolünden anlamak mümkündür. Bu gibi hallerde beyin kanamalan pek affetmez; biriki saat, nihayet bir iki gün içerslnde hasta kaybedilir. Başkan mukavemet etmiştir. Koma ilk beş gün git tikçe derinleşmiş, tam ümidin kesildiği anda, yeniden bir dnraklama devri görülmeye başlamıştır. Bu arada sık sık sürşarj çalışan kalb ve teneffüs B Sonuç ukarıda İşaret ettiğimiz gibl, Başkan Gürsel komadan tamamiyle çıkıp normal görünen hayata kavuştuğu takdirde, muhakkak ki sol tarafında eskilerinden daha ağır bir hemipleji gösterecektir. Fakat nsıl mühim olan biraz evvel de işaret ettiğimiz gibi hareket kuvvetsizliğinden daha ziyade ruhî hayatında meydana gelecek büyük çöküntülerin derinliğidir. • «•I • ••I ATATÜRK İÇIM Türker ACAROGLU Ş ANILARIYLE ATATÜRK (1965) Öğretmen Bn. Ismet Kür'ün hazırlayıp öğretmen eşi rahmetli Behram Kür'ün ruhuna armağan ettiği kitap, Istanbul'da Kür yayınlaruıın ilki olarak çiktı (80 s., resimli, 5 llra). Çeşitli anılar arasında, eşi Lâtife Hanım'm yazarla yaptığı kısa bir telefon görüşmesi beni en çok ilgilendiren nokta oldu. Kırk yıl sonra bugün saym Lâtife Hanım bize sesleniyor: «Kaç kişi tanıyor Atatürk'ü, kaç kişi gerçekten anlayıp gerçekten seviyor, söyler misiniz bana? Atatürk, iki kırik silâhla bir vatan kurtarmış adamdır. Şimdi bu kadar varlık ve imkân içinde halimize bakın!.. Atatürk'ün zamanında yoktu böyle düzensizlikler... Atatürk'ü sevmek demek, hiç değilse Atatürk'ün yüzde biri olmak demektir . Göstersenize bana böyle bit insan? Gençler Atatürk'ü seviyorlarsa, O*nun yolunda yürümesüıi bilmelidirler... O'nun gerçek yolunu tutmuş kaç kişi var, söyler misiniz bana?» Bu doğru sözler karşısında hepimize düşen görev. gerçek bir Atatürkçü yola yeniden girmektir. • İKİNCİ ERGENEKON (1965) Haydar Ber köz"ün eserinin ilk cildi, Istanbulda basıldı, Eskişehir'de Hatiboğlu Kitabevince dağıtılmaktadır (416 s., ciltli, fiatı yazüı değil.) 191922 yıllan ara• ••I sında, yâni Kurtulus Savaşında şehit ve gazilerin kanlanyla yazdjklan ölüm destanları, bunlar. Dört ciltlik bir bütün olacak eserin bu cildinde, Inönü'lerden önçeki destanlar söyleniyor; öteki ciltlerde İnönü'ler, Sakarya, Büyük zafer destanları anlaülacak. Yurdu kurtannak için o yıllarda •••• Türk ulusunun yarattığı kahramanlıklann, katlan •••1 • an • ••1 dığı binbir yoksullukla, çektiği benzersiz acıların anılan... Yazar, olaylann gerçek akışını izlemeğe özellikle dikkat etmiş. 1940 tan beri konuyla ilgili ::• •••i olarak okuyup yararlandığı eserlerin adları, cilt aaaı sonlanna eklenmiş. O günleri yaşamıs yurttaşlarla görüşmüş. Onlarrn anılanndan bu eser meydana gelmiştir Hele Eskişehirli yurttaşlarıımzın anı•••1 •••< • ••1 ları, kitapta çokça yer bulmuştur. 0 KEMAL (1965) İstanbuldakl Amiral Bristol Hastanesi Başhekimi Dr. Rolf Lium'un üç per• ATAMDi GÜNÜNDE (1965) Öğretmen M. delik manzum oyunu, İsviçre'de basılıp TürkiyeZiya Ünsel'in eseri, Bursa'da Işık yaymlan arasında de satışa çıkanldı (173 s , hartalı, cilUi, fiyatı ka••at •at S aaı basıldı (80 s., resimli, 250 krş.) Kuvayi Milliyeci bir yıtlı değil.) Bir nüshasını bize bağışlamak lutfunbabanın oğlu olan yazar, Atatürk'ü birçok kez ya da bulunan sayın yazar, değerli eserini esine itkından görmüş, Atamızın günlerini yeni kuşaklara haf etmiş. Kitabm baştarafmda; en yüksek çağmbir parçacık olsun aktarabilmek için bu küçük anıda Osmanlı İmparatorluğunun, Birind Dünya Salar kitabını yazıp yaj*mlamış. Cumhuriyetin ilânı, vaşı sonundaki Türkiye'nin. Lausanne Andlaşması devrim yılları, demokrasi. Serbest Fıkra. Cumhurisonundaki Türkiyenin hartalan var, metinde de yetin 10 yıldönümü, Atamızın ayağına gelen kıralGclibolu ve Çanakkale bartası... Bir prologla başlar, ölümüne yakın günler, hastalığı, ölümü, cenalıyan eser. Atalürk'iin hemen bütün hayatını gerze törenleri, bütün bu olaylar yazarm anıları araçeğe uygun bir biçimde sahneye koymaktadır. sındadır. Ata için bir yabancı tarafmdan yazılmış ilk man• ATATÜRK DEVRLMİ VE KADINLARIM1Z zum oyun budur. sanıyoruz. Eserin dilimize çevrilip tiyatrolanmızda oynanmasmı içten dileriz., (1965) Av. Beria Onger'in deneme ve araştırmalan, F. Onger yayınlan arasında, Türkiye İleri Ka• MİLLÎ MÜCADELE (1965) Basın tlân Kudınlar Derneği kitaplığmm ilk eseri olarak çıktı. rumu Genel Müdürü Sabahattin Selek'in tarihsel (104 s., 5 lirai. Türk toplumunun çağdaş uygarlık eserinin ikinci ve son cildı de kendisince yayınlandüzeyine erişebilmesi için her iki cinsiıı ortaklaşa dı (368 s., 15 üra). «Anadolu thtilâli. başlığmı taşıdüşün ve eyleminin bir arada, birbirini dcstekliyeyan ilk cildi yeniden basıldı. «îstiklâl Harbi, yeni rek yürütülmes inancmı taşıyan yazılar, bunlar Yazar için eleştiriler sonda yer almış. Bu konuda oku Türk Devletinin kuruluşu» ikinci başlığmı alan son cilt, KurtuJuş Savaşına genel bir bakıştan sonra. nacak başka bir kitap da Lutfi Oğuzcanm derleyip Yunanistan, dış politikamız; Birinci înönü savaşı, Mcrsinde bastırdığı Atatürk ve Türk Kadını. (1961) yeni Türk Devletinin kuruluşu, siyasal gelişmeler, dir. İkinci İnönü Savaşı: iç çekişmeler ve gruplaşma, • ATATÜRK İÇİN DİYORLAR Kİ (1965) Yunan büyük taarruzu, yeni siyasi gelişmeler. büyük Selâhattin Çiller'in deriediğı eser, Varlık YaymeviTürk taarruzu, savaşm sona erişi; yeni Türkiye ginin (Faydalı kıtaplarM arasında çıktı. (304 s., 5 lira) bi dört bölüme ayrılmıştır 192122 yılları olaylarmı Türk ve dünya basınından 450 ismin 1.150 sözii bir kapsayan eser. Türk Yunan savaşını esas almıştır arada veriliyor. Üç yıla yakm bir sürede epey kitap, Sonda, yeni Türk devletinin fikir temellen ve dadergi ve gazete taranmış, Atatürk'ü çeşitli yönleryanakları, Atatürkçülük ilkelerinin kaynakları. yeden belirten sözler derlenmiş. 50.000 sayfayı aşan ni rejim ve kadro, rejim ordusu konuları ele alınbir taramanırı sonucu elimizde. Türk basınında 220 imzadan 770, yabancı basında 150 imza ile 80 gazete maktadır. ve dergiden 380 söz bulunup almmış. 23 bölüme ay• MİNELBAB İLELMÎHRAB (1964) Rahmetrılan rju sözler, bir kronoloji sırasında konulmuş. li hikây'eci ve romancı Refik Halid Karay'ın (1888Her söz için kaynak gösteriliyor. Sondaki üç dizin 1965) Mütareke dönemi anıları, İnkılâb ve Aka Kigerekli ve yararlıdır. tabevlerince yazar adma çılsarılan (Külliyat)m be0 ATATÜRK'ÜN ISlGl (1965) Halil Koca şinci eseri olarak yayınlandı (230 s., 750 krş.) 1918 Mütarekesi döneminde olan biten işlere, gelip gegör'ÜH (doğ. 1930) destanı, tzmir'de Kovan Kitabçen lnsanlara dair yazarın bildikleri, gördükleri, evi yayınlarında çıktı (60 s., 150 krş.) Ozanın üç çocuğuna armağan ettiği bu çok seşli söyleyişi. öğrendikleri var, bu kitapta. Mütareke'den Damat 1963 kasımında, yanm saat süreyle. tzmir Radyo Ferit Paşa'nm ilk sadaretine. Damat Ferit kabinelerinin düşmesinden Ali Rıza Paşa kabinesinin kurusunda, gençliğin sesl saatinde okunmuş. Ahmet Tengi'nin kapak düzeniyle basılan kitap. yedi bö luşuna. İstanbulun işgalinden tahliyesine kadar yazarın anıları, bunlar. O sırada PTT Genel Müdürü lümde, Ata'nm 19191938 yılları arasındaki hayaolarak Anadolu Uıtilâlcileriyle ilişkileri de belgetını, yaptıklarını, İnönü, Sakarya, Başkomutanlık •avaslarını dile ıretirivnr. leriyle birlikte kitapta yer almıştır. iii! artışmacı Reşat Albayrak sözü edilen yazıyı okuduğunu, çok ilginç buldugunu ve yazann fikrine aynen katıldığını bildlrdikten sonra şöyle devam etmektedir: «Halk bir yığın olarak yeni fikirlerin karşısında gösterilir. Aslında hiç de sanıldığı gibi değildir. özellikle halkın bir sürii olduğunu ve kahraman müsvettelerinin çeşitli entrikalarla halkı peşlerine taktıklannı görüyoruz. Buz gelismiş bir memleket ol nun en açık delili seçim sırasında maktan en kısa zamanda kur bir milletvekili adayınm köylerde tulmak için mutlaka kanlı dev dolasarak oy avcüıgı yaparken bü rimlere başvurmak zorunda deği tün okur, yazarlann, üniversite liz. Bunurüa beraber Fransız thti öğrencilerinin dinsiz, komünist ol lâli, Amerika İç Savaşı ki buna duğunu söylediğini bizzat gördüm sosyologlar devrim adını vermek ve işlttim. tedir ve Atatürk devriml kanlı Türk halkı hiçbir zaman gerici olmuştur. Yalnız şu noktayı unut olmadı ve olamaz. Ancak Atatürk mamak gerekir ki, en az kan dö devrinde keUelerini zor kurtaran külmüş ve en az acıyla başanlrmş bir yobaz takımı ve sırtmı ona devrim Atatürk devrimidir. Türk dayayan kuruluş ve teşekküller mületi devrimlerini en az zararla memleketimizi geriye doğru çeksonuçlandırma gücünü 27 Mayıs mektedir. Onlar karçılarında dai1960 yıunda bir kere daha doğru mı doğum sancılan içerisinde kıv lamıştır. ranan Türkiyenin gerçek evlâtlaPakat bugün de, Türk milletl rını bulacaklardır. nin hakkı olan ve kavuşmasının Kısaca, Sayın Nadir Nadi'nln özlemi içinde bulundugumuz eko bütün yazılannda bahsettiği hedenomik bir güce ve mutluluga ulas fe ulaşılabilmesi; yalnız ve ancak maktan uzak bir ortamda yaşa eğitim sorununun halli. öğretmene maktayız. hakkettiği değerin verilmesi, imDevrimler ve yeni Hkirlerin, blr tiyazsız bir toplumun varatılması takım çıkarcı çevrelerin statüko ile mümkündür.» yu korumak uğrnna harcadıklan 0 Aynı konuda «Sayın yazarın çabalar yüzünden, halka maledile söylediği gibi, bütün mesele halmedikleri bir gerçektir. Şu var kın gözlerini bağlayan gelenek ve ki, kendilerini memleketin aydını görenek bağlannı koparmak ve olarak nitelendiren ve bugün ö durumun devamında fayda umannemli mevkilerde bulunan ve yük ların baskısını kaldıımaktan ibasek öğretim. görmüş birçok okur rettir.» diyen tartışmacı Teoman yazarunız bilerek veya bilmeyerek Ergül, Türkiyede iki türlü okubu çevrelerin yanında ve hatta i muş bulunduğunu, birincisinin çinde yeralmış bulunmaktadır ki, halka yakın, fakat yararlanna karbunun da vebâli, sayılan azımsa şı, ikincisinin ise halkın yanamıyacak kadar küçük olmayan, rarını düşündüğünü, onun yaran olumlu ve pozitif bir dialektik dü için mücadele ettiğini fakat halkşünceden yoksun olarak bu yan tan uzak olduğunu ifade etmekte aydınlan yetiştinniş bulunan kim ve sözlerini şöyle bitirmektedir: selerin omuzlan üzerinde yüksel«Aslında, «aydm» dediklerimiz. mektedir. ikinci gruptadır ve koruğun helva Halkın içinden çıktıkları ve o olması, onların kendilerini halka nun emeğiyle yetiştikleri halde, i sevdirip saydırmalanna bağbdır. çinden çıktıkları çevreyi gerek ya Bunun ise, bence, tâvizle hiçbir şayış, gerek ahşkanlık ve gerekse ilişldsi yoktur. Yine ilkeler savuekonomik yapısmı düzene koy nulacak, ama savundushmıuz ilkemak şöyle dursun o çevreyi yıkın lerden önce halka kendimizi kabul tılanyla birlikte olduğu gibi ko ettireceğiz.» rumağa çalışarak yalnız ve yalnız faydalanma yolunu tutmuşlardır. ayın Nadir Nadi, büyük halk yığınlannın gözlerini bağlayan bağlan çözebilmek ve statükocuların basküarını ortadan kaldırabilmek amacıyla, üç gün arka arkaya «Sabırla korok, helva olacak ha?», «Ne günlere kaldık!» ve «Aksak denge» başüklı yazılanyla statükoculann karşısına cesaretle dlülerek, kendi değimiyle sesinin olanca gücüyle haykırmağa başlamıştır. Bu davranoşın hayırlı bir başlangıç ve bütün ilerici aydınların destekletnek zorunluğu ile karşı karşıya kaldıklan kaçmılmaz bir ödev olduğu kanısındayım. Sayın Başyazann fikirlerine, küçük küçük kıvılcım fikirler kat mak isteğindeyim: Sanuna göre, Türk halkı tutncudur, muhafazacıdır düşüncesi ger çeklere taban tabana aykmdır. Aslında, dünyada turucu ve muhafazacı bir halk yok, fakat turucu ve muhafazacı kalınmalan istenen halklar ve milletler vardır. İnsan tabiatı gereği iyiye, güzele ve yeniye koştuğundan insan toplulukları da ne kadar tutucu bıraktınlmış olurlarsa olsunlar o toplumlara uygulanan yenüikler ve hatta sert ekonomik reformlar halkın hayat düzeyinl yükselttiği ölçüde, halk bunlan benimsemiş ve onlara sahip çıkmasını bilmiştir. Türk halkından daha gelenekçi olan Japon, Rus ve Çin halklannı bu düşüncemize örnek gösterebüiriz. Kaldı ki, Türk mületinin tntncn ve muhafazacı olmadığının dünya tarihinde en büyük örnefi, Osmanlı tmparatorluğu devrinde çeşitli ırk ve dinden mflyonlarca insana, bu milletin kendi bağnnda asırlarca ve hürriyetin en geniş anlamıyla yer vennesldir. S biraz ifrata kaçmakla beraber, temelli bir gerçeği sert bir şekilde belirtir. Halk yığudannın çoğunluğu hemen hemen aç, ihmal edilmiş ve okuma yazmadan yoksun bulunan milletlere bir parlâmento sistemi uygulamak pratik olarak imkânsızdır: Modern prosedürlerin görünüşü altında, mutlakıyetçi dikta rejimleri gerçekte devam eder. Bu demokratik prosedürler, otokrat rejimleri devirmeğe yardımlan dokunacağı şöyle dursun, bu totaliter rejimleri kamufle ederek ömürlerinin uzamasına hizmette bulunurlar. Bu çetin ve o ölçüde şerefli ekonomik özgürlük ve geri kalmışbktan kurtulma savaşında ülkücü aydınlara düşen ödevi, bilmem, tekrarlamağa lüzum var mı? Bir milletin mutluluğu o milleti meydana getiren bireylerin katlanacakları fedakârlıklann niceliği ve nitelifi ölçüsünde yüceleşir.» Öğretmen Ankara 0 «Sabırla koruk helva olacak ha?» adlı yazı için Ankara Iktisadi ve Ticarl îlimler Akademisi öğ rencisi «Reşat ALBAYRAIftan ve Teoman ERGÜL'den «Ne günlere kaldık?» adlı yazı için Ali Sami ALKIŞ'dan mektup almış bulunuyoruz. Cemalettin PADIR Hedefe ulaşmak için T Az gelişmişlikten kurtulmak için  kirlerimi söylemek isterim. Atatürk'ün MUli Mücadele Devir lerinin astronomik derecede gflç koşulları altında kazandığı «Varolabilme» savaşının ilk müspet sonuçlanna mukabil, bngünün varolabilmeyi ve kendimize dönme yi yaşatmak gayreti, ters bir inandıncılıkla kifayetsiz bir saplantı haline gelmiştir. Buna paralel olarak memleketimlzde, yalmzca kamu özgürlükleri kavramının top lumsal tanımı bile parti gruplan içinde hizipleşmelere yol açar. Oysa bu tür bir zihniyet ortanunda Atatürkçülükten çok şey beklemek, iğne ile kuyu kazmaktan A teye bir anlam ve değer kazanmaz. Bu pasifleşmenin ilk neticeleri orta öğretim müessesclerinde, tam bir aksiyon adami olan Atatürk'O bir klişe, bir basma kalıp kahraman durumuna sokmakla kendinl göstermistir. Türk gençliğinin «Atatürk devTimlerinin yılmaz bekçisi olmak» politikası bile bu duraklamanm en belirgin örneklerindendir. Oysa, dünün ekonomik ve politik koşulları altında yaratılan bu ilkeleri, günümüzün şartlarına oturtabilmek egiliminin gelişmesi gerekirdi. Çünkü. bizim bfldiğimiz anlamda bekçi. kendine devredileni sadece ve sadece korumakla mükeDeftir. Bu gerçekler açısmdan dolayı bir gece bekçisi bir bakıma çalıştığı fabrikayı zarara sokuyor demektir. Bugün ise Atatürk ilkelerinin her zevke ve inanca uygun bir politika gfidfilebflecek bir dnroma getirtümekle, bir noktadan almrp diğer bir noktaya ulaştınlmış sayılmayacağı açık bir gerçektir. Gençlerin Atatürk devrimlerini Bütün incelikleri. nedenleri, neticeleri ile öğrenmeleri kaçmılmaz bir zorunluluktur. Halbuki. rakkamlarla dolu bir tarih öğretimi yerine, Atatürk ilkelerini ilk önce basitten başlayan kuramlarla. yavaş yavaş köklü ilkelerin öğretimi ve vorumu yoluna gidilmesi, Atatürk (lkelerinin kalıplaşmış bir efsane olmasını önleyecektir. Yoksa Atatürk'ü anlamak, ne ben Atatürkçüyflm deyip, arkasından din sömürücülnğü yapmak, ne de ben Atatürkçü ve milliyetçiyim deyip topluma verdiğinin on misli fazlasını almak demek değildir.» Çok sevglll varhğımK. büyüğumuz Yük. Müh. Albay MFVLID (»30 Hatb Oknlu Mezunlarından) aziz ruhuna lthaf edilmelt üzere ebediyete intikallnin birinci yıldönümü olan 20 Şubat 1966 pazar günü iklndi namazını müteakip Haeıbayram Camilnde Hafız Hüdai İncesu'nun da iştirakl İle okunacak Mevlidi Şerlfe dost ve arzu edenlerin teşriflerl rica olunur. GÖNENCCAN AİLESİ Cumhuriyet 1767 »niSTAFA RAİF GÖNENÇCAN'm 1 . •••••••••••••••••••••••••••••••••a••••••••••••••••• »MMIı iiij S • «Ne günlere kaldık» adlı yazıya değinen tartışmacı Ali Sami ayın Başyazann belirttiği anAlkış ise Nadir Nadi'yi dogmalaşlamıyla «statükoculara karşı manın hangi etkenler altında mey kavga» ancak aydın ve ülkücü dana geldiğinl belirtmemiş bulunbir kadro ile mürakün olabilir: duğu için tenkid etmekte, şöyle Kim ne derse desin ve kim ne ya demektedir: parsa yapsın, hiçbir zaman ve hiç «Sayın Nadir Nadi «Ne Günlere bir kimse tarafmdan karşı konaKaldık» adlı yazısmda «Atatürkçümaz şekilde, Atatürk Türkiyesi lüğü doğmalaştınp kalıp halinde mutlu yannlara bizi ulaştıracak donduranlardan» bahsediyor. Yazı olan bir kadro hazırhğı içinde bu duygulu ve objektif olmakla beralunmaktadır. Türk tarihi, evrenber bu dogmalaşmanuı hangi etsel tarih içinde. şerefli yerini tes kenler altında tezahür ettiğinden lim almak üzere harekete geçmişbahsedilmemiş Bu konudaki fitir. Voksulluğun ve geri kalmışlığın utancını bir kara leke gib) alnmda taşımağa artık tahammiilü kaimamıştır. Yalnız bu tarihi akıSEMA MENTESEOĞLÜ şı hızlandırmak zorundayız. ile Memleketimizi mutlu yannlara Stj. Avukat biran evvel kavuşturacak olan o HALtL KÜRDOĞLU ülkücü ve aydın kadronun yetişNişanlandılar tirilmesinde yine ülkücü ve aydın 18 Şubat 1966 profesörlere, yazarlara ve öğretOtel Kısmet tzmir menlere büyük ve yorucu ödevler düşmektedir. Yılmadan, bu vatan borcunu. hayatları bahasına da ol Cumhuriyet 1768 sa. yerine getirmekle ödevlidirler. Statükoculara karşı kavga Ne günlere kaldık Ordu Yardımlaşma Kurumundan Mesken Kredisi Bulunan Sayın Subaylarımııın Dikkaiine Beyoğlunda, TAKSİM meydanına iki dakika mesafede, insaatı tamamlanmak üzere bulunan apartımanın 22 dairesi »aülıktır. Daireler 100 M2. civannda olup, salon, «laomanje ve iki yatak odalı, gömme banyo ve kaloriferlidir. Fiatlar: 704)00 ilâ 90.000 TL. arasında olup 50.000 TL. sı peşin bâkiyesi laksitledir. Taksitlere faiz yürütülmez. : MÜRACAAT: Taksim pürtelâş Sokak No: 5 Tel. 49 20 92 Reklâmcıhk 150/Mtl yanında özel plâjlı blok apartmanın mahdut miktarda kalan daireleri satılıktır. SUREYYA PLAJI Fiatlar: 50.000 ilâ 754)00 T L arasındadır. Daireler 115 M2 arasıdır. ADRES: Küçükyalı Cad. No: 79 Maltepe • • • • • • • • • • • • • • • » »•• • • ••• »» • • • • • • » » • • • • • • • • • • • • • • ••» » • • • » » •»• • • • • • •• • • • Reklâmcıhk '51/1788 Önemü bir beige ayın Nadir Nadi, halka devrımleri ve yeni fikirleri ulaştırabilmek için taviz üstüne tavizler vermek ve seçim zikzaklan arasmda ya sabır çekmekla vanlamıyacağını belirtiyor. Birçok politikacımızın anlıyamadıkları bu gerçeğe biz de önemli bir belge ile katılalım: George Gurvitch yönetiminde yayınlanan «Traite de Sociologie» (Cilt [1 ÎU 1960: Siyasî Rejimler Sosyolojisi Siyasi Rejimler ve İktisadî yapılar). «Az gelismiş memleketler hakkında bugünkü çahşmalar, siyasi rejimlerle ekonomik yapılar arasındaki ilişküerin diğer bir görünüşüne dikkatleri çekmektedir. Batı demokrasisi belirli bir gelişmişlik yüzeyine bağlı görünmektedlr. Hür tnemleketlerin zengtn "memleketler olduğunu söylemek. TEŞEKKÜR Kardeşim Y. Makine Mühendisi DOĞAN BURAN'ın üreter taşı ameliyatını muvaüakıyetle ve itina ile yapan pek kıyrnetli hocam, kıymetli insan Prof. Dr. GIYAS KORKUT'a Anestezist Dr. Vahide Erdoğan'a, Doç. Dr. Muzaffer Akkıhç'a, Başasistan Dr. Kenan Karabay ve diğer Başasistanlara, Asistan Dr. Akif Akaydın, Dr. Vural Solok, Dr. Mukadder Dağodaya, hernşire Bn. Süeda Yumra ve bütün Üroloji Kliniği personeline gösterdikleri kıymetli alâkadan dolayı ailem fertlerlyle beraber candan teşekkür ederim. Dr. NURAN BABAN Cumhuriyet 1781 Çamlık Korudaki Suadiye Sahil Sitesini Geziniz Her dairenin sitede özel plâjında bir kabinesi vardır. Adres: SUADlYE PLAJI yanı Keklâmcılüt /52/17S» | iııiıSıuııunııımımııııyııııııımıln
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle