07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ r CUMHURÎTET 29 KasiM 1966 •••••••««••a •••• GERÇECE VARAN UTOPYAIAR Iküsat Fakültesi öğr.etim Üyesi adamlanna örnek olarak da Türkiye'den İsmet İnönü'yü hatırlamak yerinde olur. Gerçi, İnönü durumundaki kişiler için, yaşça genç olduğu halde dünya görüşü ve fikirce «yaşlı» muarızlarla karşılaşmak, hattâ cedelleşmek mukadderdir. Böylesi, durumlan tarihin garip bir cilvesi olarak nitelemek gerekir. ğitim kurumlannm bir toplumda yüklendiklerl görevi de «genç fikirli insanlar yetistinne» açısından ele almah ve değerlendirmelidir. Durkhelm'ın dediği gibl yetişmiş kuşaklar tarafından, henüz toplumsal hayat için uygun hale gelmemiş bulunan kuşaklar üzerinde yapılan etki» olan eğitimde başarı ölçüsü «topluma uyma» olmaktadır. Gelişmesinl tamamlamış. yerine oturmuş topiumlar için doğru sayabileceğhniz bu görüşün Turkiye gibi az gelişmiş ulkelerde de geçerli olmayacağı meydandadır. Çünkü «ikili yapılar» içinde bulunan az gelişmiş ülkelerde «topluma uyma» değil «toplumu değiştirme» nin egitimin amacı ve başarı ölçüsü olması gerekir. Bir paradoks gibi görünse de gelişme aşamasına varmamış toplumlarda egitimin görevinln genç kuşakYukardaki satırları Albert Schweitzer'den di laria toplumsal çevre arasında «uyma» yerine. değiştirilmesi gereken bu çevre ile yeni kuşaklar aralimize çevrilen •Çocukluğum ve Gençliğim» adlı kitaptan aldım. (Ankara 19S6, 9. 81, Türkçesi: Yur sında uyuşmazlık yaratması, böylece «ikili yapılar»ı geride bırakan yenl toplumun ve onun değerlerinin dakul Fincancı, Bilgi Yayınevi). Uzun bir hayat yaraülması beklenir. Böyle yapılmadığı sürece sarı tecrübesi olan ünlü düsünttrün «olgun» insan için bküzün boynuzu üzerinde duran dünyayı güneş sisdediklerinc kakılmamakla birllkte gençllk hayaltemi içindeki yerine yerlestirmek elbette mümkün leri İle olgunluk duşunceleri arasında çizdiği çelişmeler bana kişisel olmaktan daha çok toplumsal bir olamaz. Aynı durum, hurafelerln ve bâtıl inançlann tablo gibi göründü. Albert Schweitzer'in bir kişilik yerine bilimin ve aklın sesinln konulmasında da olan «tekne»sini Turkiye ölçüsünde büyülterek bir sözkonusudur. takım sonuçlara varmak istedim. « K 7 asları ve gördükleri eğitim \e öğretim Icabı JL «genç fikirli» olmalan beklenirken etkisi altın. da kaldıkları bazı çevrelerin göze görünür biçimdekl dürtüsü ile «yıllanmış» ve «yaşlanmış» fikirleri savuana öyle geliyor kl Schweitzer'in kötümserliği nan bazı lise, hattâ üniversite çıkışlı gençlerle karolaylara kendi kuşağının açısından bakmaktan şılaşmak bir sürpriz sayılmamalıdır, Orneğin eğitidoğuyor. Yaşadıkça, bunun doğal bir sonucu olarak mfaı etkisini sınırlandırmakla kalmayıp tersine ceda yaşlandıkça ütopiya iie gerçek. eylem ile düşünviren okul dışı etkiler güç kazanırken, iyi özelce arasmdaki orantı gittikçe degişiyor. Dünyayı de likleri sayı cokluğuna feda eden bir eğitim düzeni ğiştirme, yeni bir dünya yaratma çabaları yerinl önilkokuldan üniversiteye kadar gücünü yitirmekteee güvensizliğe, sonra da çevremizde olup bitenlert dir. Devletln mutlak yetki alanı içinde kalması gerekabule, başka bir deyişle boyun eğmeye bırakıyor. ken örgun eğitim alanı, yabancı okullarla aldığı yaArtan tecrübeler gözü peklilik yerine uyuşmaya, rl raya yüksek öğretimde hızla yayşınlık kazanan özel cikosuz bir yaşamayı sürdürme asamasına varınca okullar yarasını da eklemiştir. Üstelik, bir devlet da toplum için bir yiik, bir çeşit fazlahk olduğumu görüşü olması gereken eğitim felsefesi iktldar parzu göremiyecek kadar bencllleşmiş bulunuyoruz. tilerinin keyfî tutumlanna konu olmuştur. tşte. ülkücü doktoru yanılgıya düşuren nokta, yenl kuşaklarm ütopya ve eylem dolu dünyayı yeniden kurma çabalarmı gdrmemezlikten gelmesidir. Toplum hayatı yeni kuşaklaria devamlı olarak öjle bir ortam içinde yaşh uzuvların «sığ yeryenllemekte ve zenginleşmektedir. Sorumluluklar lerden kolayca geçebilmek» için bir takım fekuşaklar arasında el değiştlrmekte, direnmenin budakârlıklara katlanmasını, ülkfi gibi, toplum İçin lunduğu yerlerde ve zamanlarda ise başkaldırmaya fedakârlık ve sorumluluk gibi hasletler bir «safra» kadar varan çesitll tepkiler ortaya çıkmaktadır. Gösgibi atarak kısa yoldan başanya ve rahata kavuşmateri yürüyusleri, saç ve sakal koyvermeler. sokak yt bir hayat felsefesi haline getiren bazı gençleri mâeatısmalan ve kongre tartışmalan, genel llgisizlik zur görmek mümkün değildir. Her kuşak tarih karsöz konusu tepkilerden bazılandır. Dünyamızı kü şısındaki sorumluluğunu duymalı ve misyonunun çülten haberlesme teknlkleri ve araçlan sadece or doğrultu«unda hayallerini gerçekleştirmenin yollantak bir kamu oyunu bazırlamakla kalmamakta, za nı aramalıdır. Başka türlüsü insanı mutsuz kılar. man zaman örneklerine rastladığimız dünya ölçüAldous Huıley'in «Yeni Dünya» adlı kitabnıın sünde tepkileri de yaratmaktadır. Günümüzün konubaşında Nicolas Berdiaeffden alınma şu satırlar varlanndan biri olan ve dayanak noktasını yaşlı tngiliz dır: «Ütopyalann gerçekleşmek ihtimali önce sanılfeylezofu Bertrand Russel'm kişiliğinde bulan «yar dığından çok fazladır. Bugün bambaşka bir dertli gılama» yı bu açıdan değerlendirmek yerinde olur. meseJeL.karsjsındayız: Onlarm büsbütün gerçekleşussel brneği konumuzun bir enielîfîfVfopyâfar gerçekleseBîtir Jeymesını n; getirmektedlr. Sayılan çok *«• ^ğjr»wyürüyor. yaşlandıkça düsüncede ve eylemde genç kalan, da ni bir çağ başlıyor, bir çağ ki aydınları, yetişkin sıha sonraki kuşaklaria omuz omuza yfirüyen fikir, nıflan ütopyalardan kaçmmak ve ütopyalık olmayan sanat ve siyaset adamlan da vardır. Paris'te düzendaha az olgun ama daha hür bir topluma dönmek çaIenen büyük blr sergi ile 85. doğum günü kutlanan relerini düşünmeye dalacaklardır.» Plcasso da bu tür insanlardan blridir. Fikir ve sanat Gençlere düşen, ütopya çağını sona erdirmek için alanlarından verdiğimiz iki örnekten sonra siyaset eylemde bulunmaktır. { ( 1 nsanlar için kullanılan (olgun) nitelemesl, Js, bana hep sıkıntı vermiştir; hâlâ da verir. Bu kelimeyle birllkte tıpkı müzikte falsolar gibi, yoksullasma, bodur kalma ve körleşmiş duygular kelimelerini de duyar gibi olurum. Olgun bir adam dendiği zaman, akla sadece mantıgını kullanan kisi gelir. İnsan o noktaya, başkalarım taklit ederek ve gençllk günlerinde pek sevdiği düşünce ve inanclanndan birer birer sıynlarak vanr. Bir zamanlar gerçeğin zaferine inanmışük; ama şimdi inanmıyoruz. lyiliğe inanmıştık; şimdi inanmıyoruz. Adalet için pek gayretliydik; simdi değiliz. Şefkatin ve barışçılığm gücüne güveniyorduk; şimdi güvenmiyoruz. Coşkunluk duyablliyorduk; şimdi öyle değiliz. Hayatın fırtmalanndan ve sığ yerlerinden kolayca geçebilmek için teknemizi hafıflettik, onlarsız da yapabileceğimizi düşündüğümüz herşeyi tekneden aşağı attık, fakat aslında kendimizi yoksun ettiğımız şey, yiyecek ve içecek stokumuzdu. Teknemizin yönetimi şimdi daha kolay; fakat kendimız bir yokluğa yönelme içindeyiz.» Doç. Dr. Cavit Orhan TUTENGiL B E « • • • •••• • * •« •>•* ««•• •••• >••• •••• •••a •••• • •«• Değiştirme çabası :::: B •••• •••• •••• •••• ••>• •••• •••• •••• Sonuc IIIİ • ••• • ••• • ••• «••• •••a B R !••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»••••( »••••«••••«•••»«•••••••••••••••••«•••••••••«•«••••••I !•••••««•••••••••••••••••••«•««•••••«••••••••••••«••! 1•••••••••••••••••••••••••••••••••••aaa•••••••••••••! Aylcılc Musa 4 Yapı ve Kredi Bankası'nın 13 Kasım 1966 Pazargünü yapıîan ikinci ikramiye çekilişinde uç yaşındaki Birkaç gün tstanbaldan uıak bulunduğum için Fethi Çelikbaş' ın bu kösede çıkan «YALAN» başlıklı tekzibini okuyucularınüa beraber okudum. Ve teslim ettim ki, «Yalan» baslıgıyl* y a » birbirine denk düşmüştür;zira yazı bastan sona yalanla doludur. Esasta Çelikbaştan başka şey beklenemezdi. Artık sıyası mevta olarak kalıbı dinlendirdiğinden. Çelikbaşla bu köşede tartısmanın kendisine iltifat olduğunu biliyorum. Ve son iltifatı da esırgemıyerek buçün bu isi bitiriyorum. Bu yazıyı öncelikle C.H.P.'lılenn okumasını dilerim. Hemen söyliyeyim ki ben, Çelikbaş'ın «patolojik yazar», «melekesini kaybetmiş yazar» gibi sevıyeslz çıkışlanna eevap vermiyeeeğim. Böyle havadan lâflan berkes ]»erkese söyleyebilir, ve böyle lâflara başvurmak, yetersizlikten doğar. Bu çeşit üsluba o kadar kayıtsızım ki, Çelikbaş'a, Siyasal Bılgılerde diği toplumumuzda bağunsız dü vergl yeter, ona g5re bir hesap ugüne dek Turkiye'de hukukd e n verirken Sgrencilerinin taktıgj «Cahil bas» lâkabım bile sımşünmek, şahsiyet sabibi olmak, yapayım da, diyebilmektedir. çular kendilerine düşen gödlye kadar knllanmadım, ve pek yerine oturdufn halde kullanhele bir fazilet mücadeleal yapGelirine göre kanunt vergisini revi yerine getirmek şöyle mam da . mak mümkün müdür? «Müm dursun, gorevlerınin ne olduğu doğru olarak ödeyenler, bordro kundür» denilirse böyle bir mükonusuna bile değinmemişlerdır. ile maaş, ücret ve yevmiye alanSimdi esasa girelim : cadelenin maddî dayanağı hangl Çunkü hukukçular genellikle lardır, diyebiliriz. Bay Çelikbaş: toplumsal zümreler olaeaktır? varhkh zümrelerin çıkarlarım Nnman ÖZDEMIR 1965 secimlerinde TPAO eski Genel Müdürü îhsan Topalo|liı Aydınlar mı? tktisaaden mürefkorumuş ve seneler boyu onlann ' " * * * C.H.P. adayı idi. İsmet Paşa, enu seçmene : Xeh zümreler mi? Halk kltleleri emrinde çahşmayı amaç edinmiş« Mılli petrol dâvasınm kahramanı Topaloğlu» diye takdim mi? lerdir. Bu zihniyette yetişmis ve ettt. Topaloğlu nasıl millî petrol kahramanı olmuştu? Bunu sen Anadolu'da görev yapıp böyle yetişecek olan hukukcuların söypek iyi büiyorsun. îhsan Topaloğlu yönetimindeki TPAO, Fethi blr fazilet mücadelesine girişen. hyecekleri hak ve adalet kavram Çeiikbas'ın basmda bulunduğu Sanayi Bakanlığını Danıstay'a dâhaklıya haklı, haksıza haksız mulan fakır halk için elbette sadeıa etmiştir. Yabancı büyük kumpanyaların ezici rekabetinden amelesi yapan pek çok aydın kıce kulağa hoş gelen sozlerden millî petrol sanayiini korumak için Sanayi Bakanlığını mahkemesa süre içinde yenilgiye uğraibarettır. ye vermek zornnda kalmıştır. TPAO dâvayı kazandı. Sen yenik mış; iftiralar karşısında umutlaMemleketımizde fakir halk düştün. Yalnız bu olay dahi senin kimliğini acıklamaya yeter. lhnnı yitirerek köşelerine çekilayın llhan Selçuk «Maden kendını savunamamakta, savunamişlerdir. Çoğu, kendi kazançlasan Topaloğlu iste böylesine mücadeleyle petrol kahramanı oldu, Bankası» konusunda yazdıkcak kişilere de odeme gücü yetnyla oportonist aydınlann kave sen onun karşısında yabancı petrol kumpanyalarının çıkarlarıları yazıda memleketimiz için memektedır. Bu durum ise çoğu hıç de hayırlı olmıyacak yeni ba zançlannı tutulacak en iyi yolun nı korumakla Sn saldın. zaman haklarını kaybetmelerine Çtkarmakla övündüğün 3 Haziran 1963 tarihli Karamamenin zı tertıplere dıkkati çekmekte ve günün havasına uymak olduğuna sebep oluyor. Bır memlekette inanmıştır. çıkmaması için tam bir yıl direndin. Bu arada TPAO, Danıstay'a uyarmalarda bulunmaktadır. Sahak ve adalet kavramları fakir yın Selçuk'un açıklamasına gore, basvurdu. Basın kampanya açtı. Îhsan Topaloğlu çesitli kanallarİKİ TİP halk için luks hale gelirse o bır maden bankası kurulmak üdan dâvayı zorladı. Sonunda Basbakan îsmet Pasa'nın kesin tavıt memlekette hukukçular görevinl zere yabancı kapıtalistler, bir kı• alması sayesinde 3 Haziran 1963 tarihli karamame çıkanldı. Oeryapmamış demektir. Hukukçular sım is adamlarımızla birlikte teçekte gene yetersiz sa\ılan bn karan dahi sen degil, ssna rağmen dealist aydının karşısına da için bundan daha büyük bir u şebbüse geçmişlerdir. Yabancı ima iki tip çıkmıştır: Çıhükumet çıkarmıstır. Şimdi bn kararnameyi kendine maletmek tancm var olacağını düşünemiyo kumpanyalar, kendi sermayelerikarlan zedelenenler ve hiç istiyor ve : rum. ni yurdumuza getirmeyip, halkı bir iş yapmadıklan için yapana « Bakan, Basbakanın sekreteri değildir» diyorran, Biraı a»"" izim memleketimizde de yer mızın bu bankaya yatıracağı pa karşı kjskançlık duyan, fazilet saîıda senin nasıl bir Bakan olduğunu madde madde »çıklıyacagım. yer görülmektedır cesaretli hibi olmadıklan için olana düşrayı kendisine sermaye yapacak O zaman oknyucu. senin Bakanlığa mı, sekreterliğe mi, yoksa çok kıpırdanışlaj. Ama butün man kesilen oportonist aydınlar. ve yerli ortakları ile birlikte daha başka bir yere mi yakıstığını anlıyacak. buniar hukuk kurallarında yeri Idealist daima bu iki grubun Turk halkının sırtından zengın Danıstay kararlarını hasıraltı etmediğin iddiasına gelinee... olmıyan tedbirlerle susturulmak işbirUgiyle yeniüniştir. olaeaktır. Böylece Petrol Boru Bu sütunlarda bundan üç yıl önce başlamış ve senin yenllpinBüyük kitle ise bu mücadeleisteniyor. Ceza Kanununun 141 Hattı'nın yapımı isinde olduğu le bitmiş bir tartısmadır bu. Bakanlığın zamanında, Danıştay'ın. de seyircidir. Yüzyıllardır sadeve 142 nci maddeleri daima fakir gibi, yabancı şirketler yeni bır bir degil birkaç kararını birden hasıraltı ettin. Bu konuda tstance hükmeden bir ldare altında halkı savunanlara yöneltılmiş e oyun pesindedirler. Samimiyetle bul Cniversitesi tdare Hukuku Profesörü Lütfl Duran. 21/4/1963 yaşadığı için hangl taraf kuvvetgemen sınıfın gülünç kepazelikişaret etmek isteriz ki, bu tıp tarihli Cumhuriyet'te şunlan yazıyordn : li ise, daha doğrusu hangi taraflerine sağır kalmıştır. açıkgSzce tertiplerin devamı va«Hükumet adamından ziyade bir polemist gibi davranan Batan daha çok korkuyorsa onun tamnı seven her Türk'ü derın Turk hukukçulan artık uyankanın (Fethi Çelikbaş) Damştay kararları karşısındaki tutumunu yanında gözükmektir. Zira gimahdırlar. Yanlış yolda oldukla bir üzüntüye sevketmektedir. Bumeşru göstermek için gazetelerde yaptığı açıklamalar yersizdir.» yük Ataturk'ün gayretleri ile ka den gidecek ve o gene vicdaruna rını anlamah ve halk nazannda Prof. Lütfl Duran, Prof. Ra?ıp Sanca, Prof. Muammer Aksoy hükmedenlerle başbaşa kalacakpitülâsyonlardan zorlukla sıyrıkaybettikleri itıbarlannı tekrar tır. Geleceğini güven altına albu konuda yazılanyla tanıktırlar. Hasıraltı ettiğiniz kararların ]an Turkiye simdi yeni bir sömükazanmıya çalrşmahdırlar. Bu ise mak için onun yanında yer al tarih ve numarasını da veriyorum: Damştay 5. Daire Karar No: ancak halka sırt çevirmeyip hal rü girdabına kapılmaktan kendimak zorundadır. tsyan edebüe1962/176, Damştay 5. Daire Karar No: 1963/183. Danıstay 5. Daire sini kurtarmahdır. Mılü servetka inmekle mümkündur. ceğine aklı kestiği anda bunun, Karar No: 1962/227, v.b.. Gerçekte bütün buniar perakende ve üslerımızin, mıllî kuruluslar eliyle Fehmi KOÇ gene sonunda kendisine en az tünde tartısılması gereksiz teferruattır. Meselenin esası senin kimisletilmesı ve değerlendirilmesi Ank. Hukuk Fak. öğrencisi zararı dokunacak bir hedefe liğinde, ve senin kimliğin de dört maddede toplamr : kalkmmamızın ilk ve en önemli velev ki bu hedef haklı da olsa *** 1 Sen profesör unvanı tasırsin. Ama ne doçentlik tezlnvarşartıdır. yonelterek boşalmaktadır. dır, ne profesörlük. Bütün hayatında bir kitapçık, bir brosürcük Böyle bir ortamda bağımsa Dr. Türker GÖKTÜRK bile yazmamışsın. Ama profesörüm diye gerine gerine her ay maadüşünecek bir fazilet mücadeleşını almıssın. si yapacak kafalar nasıl yetiştiri2 Hukuk düzenine saygısız, antidemokratik kanunların teklcbilir? Elbette ki egitimin düştl lifcisi, mahkemelerin bağımsızlıfına düsman bir politikacısın. nen kafalar yetistirmeğe yönelt3 Yabancı kumpanyaların çıkarlannı millî çıkarlardan flsmesi, dinde ortodoks anlayışın tün tutan komprador hizmetlisi bir politikacısın. terki bunu sağlamada büyük rol oynıyacaktır. Ama böyle bir or4 Bngfln söylediginl yarın inkfir eden bir eyyam polltikacııkkat edecek olursak, daha tam içinde bu nasıl başanlacaksısın. vergiyle* ilgıli kanun çıkmatır veya başanlsa bile bu ortam, Şimdi senin kimlik efizdanındaki bu dört maddellk siclli aşadan, kanunun getırdiği yeni yetişenleri kendi İçinde eritmiyegıya çıkarıyorum : hukumlerın bıze olan etkisini Ma} ıs öncesınin korkunçcek midir? duşünuruz. Sonra, bu yukumler1953 yılmda demokrasl tarlhimizde karm leke sayılan blr kanun luğuna kürek çekenler, den kaçmamn yollarım araştırıcıkarıldı. «Görülen lüzum üzenne emekliye sevkedilen memurlabugun teknelerine bayrak SONUÇ rız. En modern sıstem olarak orese ra mahkeme yollarım kapıyan kanun». İşte meşhur C122 sayılı bu larını asıp «Var mı bize yan ba &J esele ancak, önce bu ortamjk mı yok etmekle çözülebitaya çıkan yeni vergi sistemimikannnun sözcülüğünü Menderrs'in Bakanı olarak yapan sensin! kan? Devir bizim devrimiz» dıBunun zin>d»<4MşltlklaMaMİ>ırlmakta ge yerek İKİKCt JCÜRTULUŞ'uroak1£53 ^lında, tojilaatı hürriyetini zedeleyen 6187 sayılı antidefazi cıkmeven mukelleflerimiz ken za akla gelmedik saldırılarda bu leye, faziletln yarariöa yer mokratik. kanunun teklifcisi de sensin! : kayba OfratnryaeBfC" dı'.erır.e göre "Çaçâm*ak tarafları lunmaktâ bir sakınca gormuyılr^ " " İ9SS yıhnd"a C.H.P. nin mallarını gaspederek nukuk devleti eninde sonunda kazanacağı güvekeşfettıler. Şimdi öyle mukellef lar. Gerçekten «özgürlük düze* düzenine darbe indiren meşhur kanunu Mecliste ve Menderes'in lenmiz var ki, devletin istediğini ninin dengesini altüst ediei bir ninin verilmesi gerekir. Bu yapıyanında tekrar tekrar savunan sensin. labilirse o «haknkın yanında yer değil, kendi vermeyi istedıği ver niteliktedir» bu durum. 1954 yılmda memurlann tarafsızlığını ve hâkimlerln teminatıalacaktır. Zira o her şeyi bilmekgıyi vermektedirler. Bunun yaBugun herkes fıkirlerini, gelenı zedeliyen ve seçim emnlyetinl yaralıyan 6422 sayılı Kanunun nında, vergi yükümlülerinin he cek hakkındaki düşüncelerini a te, fakat yannını düsünmektedir teklifcisi de sensin! ve bunda haklıdır. saplannı tutan hesap uzmanı va çığa vurabiliyorsa bu, 27 Mayıs 1954'te muhalefete radyoda söz hakkı vermlyen, seçimlerde daTurgut ATLIHAN tandaşlarımız da, sana şu kadar sayesindedir. hi konuşmak bakkını esirgeyen 6428 sayılı Kanunun teklifeisi de İZMİR Kendi görüş ve düşüncelerinl sensin! kamu oyuna yine diledikleri seVe 1954'te demokratik tarihimize kara blr leke gibl surülen ve kilde sunabiliyorsa, bu da 27 MaKırsehir ilini kaza yapan meşhnr Kırşehir Kanununn teklif eden Taıtısma böldmune fSndeılyıs, onun kazandırdığı geniş, kode sensin! len yazılann mflmkttnse dakcaman bir BASIN HÜRRİYETÎ Üniversite muhtariyetini yokeden 6435 sayılı Kanunu destektilo edllmednl. 259 keUmeyl sayesindedir. «fmamasını ve 7«zırlar* deill, Ilyen gene sensin! Sayın Nadir Nadi'nin sık sık Earfın uzerlne •Tartısma» 1945'te Siyasal BHgiler Dergisinde C.H.P.'yi gSklere çıkanp, 4'4 mmum yazılarak tazı Isleribelirttiğı gibi, saldırılar, 27 Ma«Cumhuriyetin oluş tarihi Cumhuriyet Halk Fartisinin tarihidır» mm DOftalamnannı ttea ederlfL yıstan çok ATA'yadır. O'na vödiyen sen... neltilmiştır. Yuce kişi'nin sağlıVe 19 Ekim 1953'te «D.P.'den olmıyanm kanmdan ve Türklügında cesaret edıp ortaya çıkağünden şuphe ederim» diyen gene sensin! mıyanlar bugun ıstedıkleri gibi Ve «D.P.'den olmıyanm kanmdan ve Türklüğünden şüphe edecırıt atıyorlar kalemleriyle! rim» dedikten sonra C.H.P.'nin kapısını çalıp C.H.P.'de ikbâl yolNe var ki. Ataturk Türkiyesi' lan anyan gene sensin! nin genç bır ferdi olarak ben, 1945'te Siyasal Bilgiler Dergisinde yazdığın yazılarla C.H.P.'nin Turk Gençliği'nin 27 Mayısı ve devletçiliğini. Türkiyeyi «yüksek milletler seviyesine süratle geonun getirdiklerini her zaman tırebilecek iktisadi yol» diye metheden sen... korumaya hazır olduğunu övünç1954'te Meclis kursüsünden C.H.P.'nin devletçiliğini batırıp le söyleyebilirim. D.P.'nin özel tesebbüsçülüğünü öven gene sensin! Zehra ÖNOL 1954'te Amerikah Mr. Randall'ın hazırladığı Yabancı Serma(Öğrenci) yeyi Tesvik Kanununun kürsüde avukatlığını yapan sen... ANSiKLOPEDISi Menderes'in İktisat Bakanı olarak, meşhur Maz Ball Petrol Kanununun teklifcisi gene sensin! İsmet Pasa, «Max Ball Kanunu kapitulâsyon hükümleri getinyor» dediği halde en başta imzayı basan sensin. Antidemokratik kanunların teklifcisi sen, millî kaynaklan yabancı kumpanyalara peskes çekrn kanunların teklifcisi sen, hukuk Cumhuriyet 13919 devleti nizamını yıkan en korkunç kanunları Menderes'in mntemet adamı olarak savunan sen, partiden partiye eyyam eyyam doayın Prot. ArseTin «tşllyen laşan sen . Tİ/0K HAVA YbUAM •«* kafalara Özlem» başuklı Ve şimdi uzandığın musallatasında siyasi mevtine cenaze duayazısı bır yarayı günlük sikT" sı okunan sen. yasî yorumlan bir yana bırakaSeni tessiz doçent! Seni kitapsız profesör! Şimdi en başta serak derinliğine tahlil etmektedır. AllNACABTl» •• M 0» ni pek çok Halk Partili beklivor; kos onlara da, geçmisinin de geGerçekten, diğer hükümlerini sa leceğinin de hesabını artık enlar görsünler. (Basuı 24041) 13954 dece korku ve çıkarlaın etkile Hukukcuların sorumluluğu Maden Bankası Sen!.. S I B kim verir? D 27 Mayıs sayesinde NOT: DÜNYA BUYUK Işliyen kafalara öziem S . !• l^~kri= 4 BİRSEN TABAKOGLUda Yahya Kemâl Enstitüsü takdim eder: YAHYA KEMAL ^ \ 100.000 lira kazanıp memleketimizde verilebilecek en büyuk mevduat ikramiyelerini kazanan talihliler arasına girdi. • Çocuklannızı kültür ve varlık sahıbi yapmak için Yapı ve Kredi Bankasının İkramiyeli Aile Cüzdanı emrinizdedir. EĞİL DAĞLAR Istiklâl Harbi Yazıları Büyük Şairin Millî Mücadele yülarında günü gününe yazdığı, bu nefis yazılar, bizim İstiklâl Harbimian bütün fikir cephesi ve en doğru aynasıdır. Lüks baski 336 sahife 20 Ura. Atlas Kitabe\i İstanbul Ilâncılık 7222 13926 VEFAT Merhum Hacı Celâl Bey ve merhume Hacı Kerıme Hanım'ın oğlu, Meliha Tekeli'nin eşı, Gulgun Dosdoğru, Candaş ve Coşkun Tekeli'nin babaları, Suat Draman, Fahrettin Tekeli, Celâl Tekeli, Dılek Faralyah ve Kısmet Tekeli'nin amcaları; Haluk Faralyalı, Cuneyt Dosdoğru. Oya Tekeli ve Suna Tekeli'nin kayınpederi; ömer Tekeli'nin eniştesi; Ersin, Hikmet, Volkan, Meltem. Derin. Yeşim. Çağhyan ve Seda'mn dedeleri; Türk Hava Kurumu Müfettişliğinden Emekli Kemal Celâl Tekeli Mübarek Berat Kandıli gecesı vefat etmiştir. Cenazesı 29 Kasım 1966 Salı gunü öğle namazını mutaakıp Arnavutköy Camiinden alınarak Rumelihısar'daki aile kabrıstanma defnedilecekt'.r. Mevlâ rahmet eyleye. AİLESt (Manajans: 3203/13948) YAPI v e KREDİ BANKASI Daima en iyi hizmet MÜLKÎYELlLERE Geleneksel 4 Aralık yemeklı toplantımız Park Otel salonunda yapılacaktır. Dâvetiyelerüniz Yönetim Kurulundan temin olunur. Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubeıi ÇOKİNCEYAZAR ÜÇ KAIINLIĞI 007nun. PtraMıtd* * I ,3 I POLİETİLEN TORBALIK HER EBATTAÜSTÜN KALİTEKİLOSU 7,75 SEZER PLÂSTİKTEL: 27 16 32 nincüık. 7904 . 19929 Sıtt Tırt llrt Oijıtım Tıctrt» n SıntfT k %. tdrıt: Çl^kpmn Sakıçtjm» Hernnf Hll> 9. Irtintnrt HAFiF ZARiF KULLANIŞU tükenmez kalemleri Reklâmcıiık (4628) 13952 Köyişleri Bakanlığı Topraksu Genel Müdürluğüne bağlı, Türkiye'de 59 ışyerınde 28/11/1966 tarihinden itıbaren kademelı olarak uygulanmasına karar verılen GREV'in, rnezkur Genel Müdürlükle anlaşmaya varıldığından butün ışyerlerıne şamıl olmak üzere kaldırıldığı Genel Ydnetim Kurulumuzun 27/11/1966 gun ve 3 sayılı birleşımınde karara bağlanmıştır. Sendikamızın isteklerini yerine getirmekte anlayış gösteren Topraksu Genel Müdürü Sayın A. Nakı Üner'e, anlaşmamızda emeği geçen Genel Müdürlüğün sorumlu dığer ıdarecılerıne Sendıkamız adına şiikranlanmızı arz edenz. Isbu ilân 275 tayılı Kanun gereğince ılgilılere duyurulur. TOPSVKOTTAR İŞ SENDİKAS1 GENEL YÖNETİM KURULU ADINA BASIN VE MÜNASEBETLER KOMÎTESÎ (Her İs: 3225/13946) GREV KALD1RMA ÎLAN1 Cumhuriyet 13943
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle