Katalog

SAHİFE DÖRT CUMHURtYET 27 Kasım 1966 Olimpos gazinosunda genç subaylar toplanmışlardı 22 thtil&ti ordu yapacaktı, bunda Idmsenin şüphesi yoktu. Kanunu Esasinin yürürlüğe girmesi için Padişahı zorlryacak olan yine ordn idi. Orduyu bu işe knn sevkedecekti? İnkılâpçı genç subaylar. Peki ne vakit harekete geçilecekti. Ve sonra ne olacaktı? Işte, bn sonuran cevabı verihniyor du. Bir kişinin veya bir kaç kişinin bir an önce ortaya atdması lâznndı. Fakat İttihat ve Terakki Genel Merkezi, başan kazanıldığı takdirde büyük bir şöhret kazanacak olan bn bir veya bir kaç kişiyi henüz seçmemişti. Sivilleri bir tarafa bırakırsak, binbaşı Enver mi olacaktı? Enver ideaUst, ama o çok toy, toy olduğu kadar da kendisini fazla beğenmis bir askerdi. Binbaşı Cemal mi? Belki Sıtiyatlı görünüyordu ve biraz da mağrurdu. Mustafa Kemal anlatmıştı. Bir gece, Yooyo gazinocunaıı üstiindeki ufak salonda genç subaylar toplanmışlar, Cemal için: Böyök adam demişlerdi. Tecrübesi, dünya görüşü, prensipleri ne idi? Bunu soran, araştıran otanamıştı. Hiç onutmam bir gece yine Olimpos gannosnnun büyük bir masasında genç subaylar toplanmıştık. Mostafa Kemal, Ali Fetbi, ben re difer ban arkadaşlar vardı. Hem içiyor, taem konusuyordok. Kona. döndii dolaştı. önee tran olaylanna geldi. Iranda hürriyet mücadelesine atılanlar, büyük başan kazanmışlardı. Muzaffereddin Şah, Parlamen toyu açmak zomnda kalnuştı. Anayasa ilân edilmişti. Venizelos Niçin bir Mustafa Kemal çıkmasın? (Tunaa devlet Te siyaset adamlarından, bir kaç defa Başbakanlık yapmıştır.) Giritte aynı dâva için ortaya atılmıştı. Ali Fethi: Bütde neden bSyle adamlar çıkmaz? Diye hiddetinl Uade etti. Hakikaten neden bizde de böyle a damlar çıkmıyor, cesaretle ortaya atılmıyorlardı? Bnnun üzerine nedense masada bir sükut hasü oldu. Mustafa Kemal, derin bir duşünceye daldı. Arkadaşlardan biri neden sonra ona döndii: Ben, senin ne düşündüğünü biliyorum. Mahakkak neden ben çıkmıyayım, dlyorsun. Mustafa Kemal, birde natıldı: Evet, öyle düşünüyorum, neden, neden bir Mustafa Kemal çıkmasın? Arkadaşımın yfizflne baktun, gayet ciddî idi ve bu sözleri çok yüksek sesle söylemişti. Arkadaşlardan banları biraz sonra gazinoyu terkedip gittiler, kimbilir, beUri de daha açık ve daha yüksek sesle konuşmasından endişe etmtşlerdi. Yerin kulaçı vardı. Uç arkadaş başbaşa kaldık. Mustafa Kemal. Fethi ve ben. Mustafa Kemal aynı şeyi tekrarlıyor, bu arada bizlere de tâviı veriyordu: Ne için bizden de çıkmamalı, meselâ sen, meselâ Ali Fnat. Evet neden bir Mustafa Kemal çıkmasın? Fethi, biraz da Yonyo gazinosuna gitmemizi teklif etti. Konn, orada da aynı idi. Neden bir Mustafa Kemal çıkmasm? Fethi dayanamadı: Çok iyi, çok güzel söylüyorsun, ama artık politikayı bir tarafa btraksbm da biraz eglene Neden bir Mustafa Kemal lim. çıkmasın? Halbuld Mustafa Kemal, konuşEve geldik, Zübeyde Hanım, umak, mütemadiyen konuşmak isyumamış, oflunu bekliyordu. tiyordu. Mustafa Kemal. Meşrutiyet hareketlerinde lider> olmadı. Daha Yok, devam edelim. Hem ihdoğrusu yapmadılar. Fakat mutilâlden babsediyoruz, hem bu kakaddes Türk vatanının en kordar teşkilâta sahibiz, buna mukakunç felakettere sürüklenmek isbil, tstanbulun tazyiklerine botediği Mütareke yıllarında. ortaya yun eğiyoruz, ses çıkarmıyoruz. atılarak 19 Mayıs 1919 da SamsuSonra da îrandaki, Yunanistanna çıktı. Hakiki ve samimî bir daki hürriyet hareketlerine gıpta lider olarak başa geçti. Vatanın ediyoruz. Bir basa hasret çektiğive milletin kurtarılmasına önciimizl söylüyoruz, ben baş olabililük etti. rim, diye ortaya atıldığım zaman herkes susuyor, sonra da ihtilâlin salâhiyetli kimseleri olduklannı söyliyenler bir korku içinde çekilip gidiyorlar. Bu nasıl iş? Yok öyle sey, henıen toplanmalı ve bir karar vermeliyiz. Manastır en ileri merkezdi nun genç subaylan Ittihadın fiili kadrolan içinde yer almışlardı. 3 üncü ordn Müşiri Hayri Paşa çok tan ölmüş, yerine Harb Okulunda iken Ders Nazırımız olan Yanyalı Esat (rahmetli General Esat Bilkat) Paşa, Müşir Vekili olarak tâyin olunmuştu. Manastır Harb Okulu Ders Nazırı Kurmay binbaşı Vehtp (Birinci Dünya Savaşında ordu kumandanı Vehlp Pasa) Esat Paşanın kuçük kardeşi idi. Manastır tttihat ve Terakki Merkezinin en ileri gelenlerinden olan Vehip Bey, ihtlâl faaliyetlerinde müşkülât çıkarmaması için ağabevini ikaz etmiştlBalkan Harbinde Yanya savunmasında henim, Çanakkale savaş larında Mustafa Kemalin kumandanı olan bu eski asker, çok vıllar sonra hana: 3 öncü ordu kumandanlıtını httrrivet hareketlerine engel olmak İçin degil, bilâkis onu teshil etmek gayesiyle kabul ettim. Demistir. Olaylar. bu sözfi ispat lar. Nitekim davranışlarından memnun olmıyan ve şüpheye düşen Padişah. önce Esat Paşayı, sonra da kurmav başkanı Ali Rıza Paşayı haklannda tahkıkat yapmak üzere blrer bahane ile Istanhula çağırmıştır. İttihat ve Terakki Cemivetinin. Makedonvanın ber tarafında ro/e çarpacak faalivetli günleıinin birinde idi. Manastırm ileri hareketini diğer merkezlerle bir hizaya getirmek için Merkezi Umumi namına Manastıra cideoektim. O tarihte Selânikte subay ve tnemurlann trenle seyahati yasaklanmıştı. Tümen kumandanının da müsaadesini alarak atla titme ye karar verdim. O sırada Mustafa Kemal de. Serez mıntakasmda hafiyeler tarafından jurn. I edilmiş bir binhaşının tahkikine ordu tarafmdan memur edilmişti. O akşam. Yonyo'da haşbaşa oturduk. dertleştik. Hürrivetin bir iki ay içinde ilân edileceği kanaatine vardık. Bunun önüne hiç bir kuvvet geçemiyecefcti. Fakat sonrası ne olacaktı? Birbirimizden aynlırken Mustafa Kemalin söyledigi sözleri hâlâ hatırlarım: Fuat, endişelerimizin tahak Konuşmalar sabaha kadar de\am etti. Ortalık ağarmaya başlarken dağüdık. Fethi evine gitti. Mustafa Kemal beni bırakmadı. kendi evine götürdü. Yolda aynı şeyi tekrarlıyordu. İttihat ve Terakkinin ihtilâl sonrasına dair bir plânı ve kesin prensipleri olmamasına rağmen teşkilâtını bntün Rumelide kurraus bulunuyordu. 3 üncü ordu IHİlpİİ: i İBUIMÜEASI S 91O 111213141516 i VEHİP PAŞA Disi Bond İMODESTY I BLAISE rlTEIOKHİU kuk etmesinden korkuyorum. Meş rutiyet ilân edilecek, fakat ondan sonra ne olacak? Hâlâ ortada ne kuvvetli bir teşkilât ve ne de program var. Hattâ ihtilâU temsfl edebîlecek aralannda anlasmıs bir heyet ve lider yok. İhtilâlden sonraki vaziyet çok feoa olacak. tır. Manastırda bir tıafta kadar kaldım. Manastır, ihtilâl faaliyetinde Genel Merkezin tahmin ettiğinden çok daha ileri idi. Hattâ kurmay binbaşı Vehip bana: Kuzum Fuat Bey. Genel Mer kezdeki arkadaşlar, daha ne bekliyorlar? Diye sormuştu. Dilimin ucuna kadar eeldi. A daha: z Lider, bekliyorlar. Cevabını verecektim. Diğer tnerkezlerin Manastırla bir hizaya e^Imenlnl bekliyorlar. Merak etmeviniz. Dedfan. Manastıra muvasalatımın erte^i çunü. teftis maksadivle 14 üncü nüvari alavını Resne'ye kadar eötürdüm. Bu tathikatın hrdefi baska idi. Dzun vıllar. silâh altında kaldıklanndan isyan ederek telgrafhanevi basan beş altı yüı redif askerlni inzibat altına alacaktım. Redif askerinin kuman danı knlağası Vivazi (Mesrutivetten sonra Kahramanı Hürrivet namivle ün kaıanmıstır.) Bevdi. Resne'ye varir varmaı. bir kaç koldan kasabavı kuşattım. Sonra beraberime kırk elli atlı alarak telerafhaneye doğru söratle ilerledim. Tnlda karşımıza. asllerin elebaşılanndan bir kaç çavuş çıktı. Ne istrdiklerini sordum. Vzun vıllar vurtlarmdan ayrı kalmışlardı. Bir çok defalar terhlsleri vaadertildiği halde yerine getlrilmemisti. Perişan olduk. terhishnizin caresl ne Ise onu Istivonız. Aksl takdirde kışlalarımıza girmiyeceğiz. MooEsry IL& smve TAMAM...DCdCÜ, UEClPI YARIN Meşrutivetin İlâm Arifesinde Mustafa Kemal İKTİBAS VE TERCÜME EDtLMEZ 16 SOLDAN SAGA : 1) Aşırı faizle borç para veren kımse: Bu mevsım Izmırın Karşıyaka takımına transfer edılen Fenerbahçelı forvet oyuncusunun onadı. 2) Cesur, atılgan; Milâttan evvel 363 yılında II. Halıkarnas Kıraliçesinin kocası Mausoles için yaptırmış olduğu ve bugun dunyanın yedı harıkasından bın olarak kabul edılen anıt. 3) Asla'njn, ortaç^iJÇersı: Hecjjgnp bir hususta bir ıstikamet çizmek, netıceye varmak; Tersı: Iranda bir sehir. 4) Trenı çekön; Çok eski ve harap durumdakı y a p ı ^ j y e n ı Türk şiirının en buyuk ustalarından biri addedilen ve onadı Saıt Faık olan merhum şaırimizin soyadı; Doğu bölgesındekı rnıllî oyunlanmızdan. 6) Alaturka musıkıde bir makam; Bir yaban ıncırı cınsı; ınsanın maddı bunyesı dısmda varlığına inanılan ve olümden sonra da mevcut olduğu kabul edılen şey 7) Tersı: Folklor muzığınden alınan yenı danslardan; Bir renk; Açık, vazıh, kolay anlasılır. 8) Tersı: Kimyada platınin sımgesı; Herhangı bir bırlığın, okulun veya topluluğun gıda meselesı; Kalaylı ınce saçla uğraşan meslek mensubu. 9) Kuçuk çan; Dıvan. edebiyatımızda bır şaır; Yaydan çıkan. 10) Elbıselerımızın kırışıklığını gıderen: baslıca gıda maddelerımızden; (T2); Tersı: Ashnda Romalı demek olan ve bugun Yunanıstanda yaşajan veya diğer memleketlerdekı Yunan asıllılar ıçın kullanılan tâbır; Tersı: Bir renk. 11) Hukukta muayyen bır muddetın geçmesi dolayıstyle hakkın veya dâva hakkımn kaybolması muessesesı (yeni dil); ıptıdai bır su ustu tasıtı. 12) Yemın; Savı veya sahne topluluklan için ayrı ayrı hareketler. 13) Ov: Atom sanayıınde kullanılan en muhım tnaden; Feza. 14) Tersı: Dın ıslerını dunya ıslerinden ayıran; Vasıtası ile, volu ıle mânasına beynelmılel bır deyırn (Aslen Lâtınce); Tersi: Olabılır mi, mumkun mu' mânasına gelen. müphemiyet ifade eden bır kelıme. 15) Tersı: Ün, şeref; Vucut ıfrazatından; Tersi: Kimyada kromun sımgesı: Pıyasada satılan kahvaltılık margarinlerden. 16) Bir renk; Tersı: Sovyet Rusyada bir şehır; Balkanlarda bir bölgenın halkından; Kimyada sodyumun sımgesi. YIKARIDAN AŞAGl : 1) Elçıliklerde elçiden sonra gelen yardımcı kımse. Sodyumun sımgesı. 2) Tersi: Erzurumun bir ılçesı; Içınde maden eritilen kap; Tersi: Mobılyacılıkta çok makbul bir eılâ. 3) Bir Mısır tanrısı; Iskambılde bır kâğıt cınsi; Gosterı. 4) Cambazlara yakışır şekilde hareketler; Hatırla mânasına emır. 5) Karadenız kıyısında bir savfive beldeiı: îsmi buyuk saır Yahva Kemal'in bir şiirinde de geçen Ispan\adakı bır sehır. 6) Her mi'sraının ılk harfi yukardan aşağı okunduğu zaman mâna ifade eden beyit; Tersı: Bir hayvan; Bir nota. 7) Tersi: Verme ödeme: Fransada bir nehir; Tersi: Çare, ilâç. 8) Tersi: Meyilli; Tersi: Duraklama, ara, fasıla. 9) Kimyada kalsiyumun simgesi; Bir şeye körükörüne ve batıl inançlarla bağlanmak felsefesi; Dost. 10) Namus; Parlak beyaz bir maden, daha çok sofra eşvasının yapımında kullanıhr; Kimyada bakırın simgesi. 11) Hal, davranış, eda; Yarım; Tersi: Kimyada manganezin simgesi. 12) Ortak; Tersı: Ruzgâra emır; Yuksek. ihüşamlı, büyük: Kabasaba baston. 13) Bir üst tarafından verilen ve yapılma zorunluğu olan talimat; tki boruvu birbırine bağlamaya yarayan halka; dinî bakımdan yapılması mümkün olan ve günah addedılmeyen sey. 14) Alaturka musıkıde bır makam; Bır tatlı su balığı. 15) Kimyada Osmiyum cisminin sımgesı; Tersı: Dünya; Istanbulda çıkan bir gazete sahibinin soyadı. 16) Baş (Farsça); Dunyanın en yuksek dağ silsilesi. TSTANBUL 6 25 Açılış 8.30 Turküler geçldl 6 «5 Ne ekersen onu biç*rsın 7 00 Koye haberler 7 OS Köyden kente müzUt 7.30 Haberler 7 45 İstanbulda bugün 7.50 Stüdyo G'den 7 55 Küçuk ilânlar 8 00 Beraber turkuler 815 Sabah ve müzlk 8 45 Saz eserlerl 9 00 Istekleriniz 9 30 Çocuk s»ati 10 00 Plâklar dönüyor 10 30 Pazar skeçi 10 55 Kısa haberler 11 00 İstanbul Bfiedivesi Konservatuan konserlnin naklen yayını 12 00 Üc çlzgi, Oç plâk 12 25 Küçıık ilânlar 12 30 Yurdun sesi kadınlar korosu 13 00 Haberler 13 15 San sololan 13 30 Reklâm programiarı 15.00 Opera konseri 15 35 Kayıp mekrupları 15 40 Rahml Sonmezocaktan şarkılar 16 00 Maç nakli 16 45 Plâklarla orkestralar 17.5 Her ay bir kitap 17.30 Recep Birgitten şarkılar 17.50 Reklâm proftramları 19 00 Haberler 19 40 Küçük orkestra 20 00 Berat Kandill dolayıırtyle Mevlit yayını 2130 24 saatln olayları Î1.35 Ceçen bafU 22 00 Reklâm prograrnlarl 22.40 Kuçük ilânlar 32.45 HaberUr 23 00 Slzlerle beraber 24 00 Kapanıs. tSTANBUL İL RADTOSD 9 55 Açıhş 10 00 Sizln içln 10 30 Minyatür müzik 11 00 Hafıf şarkılar 11J0 Akordeonla melodller 11.45 Pıyano soloları 12 00 Ge<snls günlerin aevilen seslerl 12 30 Ögle konseri 13.00 Tatil m « lodİleri 1330 Konçerto saati 14 00 Pazar melodileri 1.30 Fıkralar 15 00 Gencler k i n 15 30 Caz müziği 16 00 Pazar konseri 17 00 Çay saati 17 30 Küçuk konser 18 00 tyi aksamlar 18 30 Senfonlk mözik 19 00 Çeşitll melodller 19 30 Aksam konseri 20 15 Gençierin sevdikleri 21 0(1 Muzik dünyasmdan 2145 Rafif muzik 22 00 tzahlı caz mflztp 23 00 Gece konseri 23 00 Tatil aksaım için 24.00 tstantnılda fiece y a n s ı 00 30 Hafif muzik 1 00 Kapanış. [TIFFANY JONES ÇOK. U E V E O İ M Ul BIR. VOLCUUJ»£» Q»r . Ml? Z .,5 EKEC CLMiP1 • B>C CVsllft )aa DENE.MCLI ,^B t?E^ A N KA RA 6 25 Açıhj 8.30 Günaydın 7 00 Kdye haberler 7.05 Muzehher Guyerden şarkılar 7J0 Haberler 7 45 Sabah müziji 8.00 Ankarada bugün 8.05 Oyun havaları 8 20 Küçük ilânlar 8.25 Turk mu zıgi dinleyıci istekleri 9 00 Çocu>tIann gBzüyle 9 20 Istekleriniz mıkrofonda 10 00 Pazardan pazara 10 30 Beşinci sayfa 10 50 Kıs,a haberler 10 55 Öze] eğlence 11.55 Küçük ilânlar 12 00 Eyfelden rauzık 12 30 Halk muzıği dmleyici istekleri 13 00 Haberler 1315 Trafık 13 35 Sevdlğıniz sesler 14 00 Çocuk bahçesi 14 15 Reklâmlar 15.15 Kısa haberler 15.20 Meral Armağandan şarkılar 15 40 Çeşitll müzik 16 40 Vedat GCırsel'den şarkılar 16 55 Kısa haberler 17.00 Kadınlar topluluğundan türküler 17.30 Köy odası 17 50 Reklâmlar 19 00 Haberler 19 30 Solıstler ve orkestralar 20 00 $ur dünyasında çocuk 20 05 Sevim Derandan şarkılar 10 25 Neyle taksun 20 30 Berat Kandlli dolayıaiyle Mevlit yayını 22.00 24 saatin olayları 22.05 Gecen hafto 22.20 Saz eserlerl 22.30 Turkuler 22 45 Haberler 23 00 Gece konseri 23 45 Gece yarısına doğru 24 00 Kapanış. ANKARA tL RADYOSTJ 9 55 Açılış 10 00 Sabah konseri 10 30 Albömlerden secmeler 11 00 Müzik dünyan 12 00 Ögle konseri 12.45 Cesitll melodiler 13 30 Küçük konser 14.00 Beri Kaempfert orkestrası 14^0 Kon ser saati 15 15 Bir solist 15.30 Shadows topluluğu 16.00 Dans muzlğj 17 00 Pazar konseri 18 00 Hafif melodiler 18 30 Akşam konseri 19 00 Haftanın snlisti 19 30 Plâklar arasında 20 00 An. kara'da bu hafta 2100 Mozaylk 22.00 Caz müzlğl 23 00 Gece konseri 24.00 Gece v e müzik 1 00 Kapanış. PESIU 7 4 ^ ^ ^ 1 ^al * *1 1 Ha^lJİr^ E I ^ T • * /' « <J^g^B>y 1M 1 ]/ }{\l\[ KULE konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU son. 3 n d a rnıztâaıi'tı 85 «Çok yazık olmuş hocanı » dedi hıkâye bitince. «Köylülerin hayırlı bir girişimı, daha baslan gıçta engellenmiş. Bu, efendim.. Fransızların obstraksiyon, fras* rasion.. dediğı mesele, Köyli lerımiz bu konularda yeter bilgi sahıbi değiller. Malumu Alimz, kadastro komısyonlan >;erl iş görürler. Yerinde her delilden ya rarlanıp hemen karar verırler Ama zamanında ıtiraz yapılarak yanhşlıklar onlenır. Şımdı yapılacak bir iş görmüyorum. Idare'nin burada bir hatası yoktur. Idare ılgUi kanun hükümlerini uygulamaktan sorumludur. Bu bir adll hata da değıldir. Yeminli bilirkişilerin beyanlarından anlaşıldığına göre, kadastro komisyonu, bu kararı vermek zo runda kalmıştır. Her ne kadar arazi üzerinde imarihya yapılmışsa da hazine topraklarıııda zaman asımı müessesesi işlemez. Çıkar yol, hazine ile anlaşma cihetine gidıp daha mâkul bır icar takdiriyle meseleyi halletmektir. Eciri misil mühim değıl Bir yılhk bir şey kı, fazla rrıktara baliğ olacağını sanmıyorum lçte muhterem hocam, bütün bunlardan dolayıdır ki, biz umu dumuzu sizlere bağladık: Eğıtim, eğitim, eğitim.. Bendenizin kaplumbağalar fakir bavkurt kanaati, ekonomi, eğitımden son ra gelır. Ulusal varhğımızın kay nağı koylerde olduğuna gore, bu dâvâya hassasıyetle eğilmenın zamanı gelmış, hattâ geçmiştir Samimı olarak şunu da ifade ede yim ki, avukatlarla filân uğraşmayın. Vatendaşların boş yere paradan çıkmasına lüzum yok Bu konuda adliyece vapılacak bır müsbet ışlem yoktur. Vardır diyenlere aldanmayın, ınanmayın, kanmayın..» Çıktılar. «Gördün mü?» dedi Hamdi bey. «Koca kafa Ruhı, 5.000'i peşm alıp dört beş yıl oyalıyacaktı bizi. Sonra dâvâyı kaybedecek tik. İyi ki gittik Hüsamettin be ye. Ama işin hayırlı bir tonucu da yok. Yavu ne günlere kalmışız bel Bağırta bağırta alacak lar bağları Rıza GPI bır de tah rıratçı Sırrı beye çıkalım Sonra Camgöz'e varalım. Belki bır makul anlaşma yolu buluruz..» Sırrı beye de uzun uzun anlat tılar. Onun da bırer çayını içtiler. Sonunda, «Kinun. malumu âlıniz, hepımız kanunlarla b»i|lıyız; köylülenn dilekçelerini iş leme koyduk; karar kesinleşttSı ne göre vppılacrfk bır ışlem kal mamıştır: kanunn uygulamat zorundafiz: b«ndentz bu duruma çok i'rüimekle beraber elim den bir şey gelmez..» karşılığıiji aldılar. Camgöz, açık artırma duyuru sunu yapmış olduğunu, yarın ka sabanın pazarı sırasında takdır komisyonunu toplayıp dışardan talip çıkanlarla birlikte bir sonuca varacaklannı. ama öncelik hakkımn Tozaklılarda bulunduğunu; mâkul bir icar takdırine gelince, bunun da komisyonun yetkisinde olduğunu; olsa olsa cüz*î bir indirim yapılabıleceğıni; ama bunun sonuca etkı yap mıyacağım; sahsen Tozak halkı nı çok sevdiğini: kövlülerin çok uysal, devlete millete bağli olduklannı, «vesaire vesaire» say dı döktiL Oradan da çıktılar. Dilekçeyl tetnize çekip atmalı mıydı hâlâ? Rıza: «Atahm aman hocam, belkim oralardan bır çare gelir de bağları kurtannz.» dedi. Askerlik şubesindeki makiney le yazmak için Teğmen Saım'ın yanına gittiler. Teğmen Saım sandalyeye oturmuş, yazıcı erlere asker kaçaklannın listesım çıkartıyordu. Bir yandan da bıyıklarını kıvratıyordu. Kalktı, Hamdi beyle tokalaştı. Hemen çayları da söyledi. Hamdi bey dilek^e isıni anlatınca da, «Hay hay hocam, ne d^mek? verelım. yazıcılar temize çeksin.» dedi. Yazıcı Hasan'ı çağırdı, «Eseri cedid kâğıdı al, seyrek aralıkla şu dilekçeyi tamıze çek!..» dedi. Yazıcı Hasan başıyla selâm verdı, dönüş yaptı. Hamdi bey, Rıza'ya göz etti: «Sen de git, üslubuna fılân dikkat edıver, bir yanhşlık olmasın» dedi. Rıza, gitti. Teğmen Saim'le Hamdi bey oturdular. Bag ışini konuştular. Saım sövgü üstüne sövgü dızdi. Bu işlerin kökten düzeltılmesı gerektığini. kökten düzeltilmedıkçe memleke»** hıcbır şeyın iyi gitmiyeceğinı sövledı (Arkam var)