Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT CUMHURİYET 23 Kasım 1966 Müşir Hakkı Paşanın hüsnüniy eti Sebi'de kıt'alannın başınds olduğn eevabım vermisti. Tahkikat için gislice Yafa'ya gönderilen snbay da aynı mealde bir evrakla Şam'a dönmüstü. Simdi bn iyi kalbli ve vatanperver subayın adını hatırlıyamıyorum. Müşir Hakkı Paşa burada da hüsnü niyetinî gösteroıis, hakikî durumu çok iyi bildigi hal dr, tahkikat için gönderdigi subayın getirdigi malumatı kâfi bulmns;, herhançi bir tahkikata lüzum görmemişti. Yalnıı Mustafa Kemal, aylar sonra topçu stajı için Şam'a döndügü zaman kendisine serıenişte bnlunmas: Mustafa Kemal Efendi oglnm, beni daha önce haberdar edebilirdintz. Müşkül darnmda bıraktınıı. Demiştir. Mustafa Kemal, Tafa'y a gelir gelmez, orada biç vakit kaybetmeden bir raiktar kavvetle Mın r bndndnna hareket etmiş, bu raretle kendisine iyüigi dokunan Binbası Ahmet Beyi de sonnnlnlnktan knrtarmıştı. O sıralarda Akabe Ile TurmsinS yarımadasının dogrvdan do|ruya Osmanlı Imparatorlngiına mı, yoksa Mısır Hidivligine mi ait olduğu konusu üzerinde sert tartısmalar olnytrdn. Ingiltere siddetli ve mfiddetli notalar yagdırıyordn. Birisebî'deki Tfirk kıt'aları, Akabe'ye kadar olan o mıntakayı ellerinde bnlundurnyorlardı. Maıtafa Kemal'den bir iki ay haber alamadım. Nihayet iş kfillendi, o da meydana çıktı. Müfit ile beraber Beyrnt'a geldiler. Bir kaç gün bizde raisafir kaldılar. Akdenizin en şirin limanlanndan biri olarak şöhret balan Beyrut'nn tadını işte o zaman çıkardık. 15 temmuz 1906 (2 temmnı 1322) de arkadaşlarla birlikte çektirdiğimi*, AtatarR albümlerinde yer alan o meshur fotoğraf o gunlerin bir hatırasıdır. Odamın bir kösesinde asılı duran e resme baktığım zaman, genç ssbaylığımızda gecirdiğimiz acı ve tatlı g&nler, hayalimde canlanır. Alîtinin köşkü vardı. Genif ve ağaçlıklı bir bahçe içinde güzel bir bina idi. ününden çok kere geçtiğim bu binada Sultan Hatni din menfa hayatının geçeceğini nereden tahmin edebilirdim? Iki gün sonra, sınıf arkadaşım Tevfik Selânik'i buldum. 15 inci topçu alayının batarya kumandanı idi. Derhal yerine getirmeye mecbur olduğum bir vaıifem var IITIITURK Topçu stajına ben Selânik'le, Mnstafa Kemal Şam'da başladık Topçu stajını yapmak fizere Settnige tâyin olundum. Benim için bir nimet olan bu tâvinde 5 inci ordu kumandanı Müşir (Mareşal) Hakkı Pasanın büviik yardımı olduğumı hemen söylemeliyim. Mustafa Kemal de topçu stajı için 14 Kasım 1906 da Sama gitti. Böylece geçici bir siire içm birbirimiıden «ynbnıs oldnk. Fakat temssı muhafaza ettik. birbirimize nk nk mektup yazdık.. Selanife geldigim zaman, teyıe mln damadı Evranos zade Rahmi (Meşrutiyetin ilânından sonra milletvrkili, Birinci Dfinya Savaşında tzrair Valilifinde bulnnmns olan tttihatçı liderlerden) Beyin şebrin biraz dışında ve Küçfik Karabunın tarafındaki konağma misafir oldum. Uzun müddet flR da kaldım. Bu konağın civarmda Möjir Hakkı faj» Diyordn. Dogru idi amı, işin içyüzâna biliyordn. Karmay Albay Hasan Bey Mustafa Kemal Selinik'e gelir gelmez kendisine müracaat ettigi zaman: Müfirliğe bir istida ile muracaat ediniz. Hastalıgmızı ileri sürerek taavatebdili talebinde bulunanuı. Fakat istidanızı sadeee Erkânıharbiye Yüzbaşısı Mustafa Kemal diye imzalayınıı. Ben bu istidayı Sıhhiye Dairesine taavale ettirir, ayrıca doktor tskender Faşayı da görüriim. Tavsiyesinde bnlunmustu. Hasan Bey işi böylece yolana koymuştu. Hasan Bey yine blr agabeylik yapmış, nnıf arkadaslanmırdan Mümtaz. TÜTbaşı Cemil Sfileymaniyeyi (Uybadın) çagırarak tıtanbnl'dan gelen emri göstermis, onan vasıtagiyle, Mostafa Kemal'e haber yollıyarak biran evvel gizliee Selâaik'i terketmesini ve görevi başına dönmeıini bildirmişti. Esasen yapaeak bir sey kalmamıstı. Yafa'v» döndü. Arkadaşımı* Müfit, keodisine havale edilen vaıifeyi pek gttzel >aprnış, nişancı tabura Kutnandanı Binbası Ahraet Beyi iknaa muvaffak olmnstu. Ahmet Bey, genç Erkânıharbiye Tüzbaşısı nın nerede oldugnnu soran Is tanbnla, Mııır hadodanda Biri Izmir Valisi Rahmi Bey dı. Mustafa Kemal. benimle bir miktar para ile iki parça hediye göndermişti. Hediyelerden biri Suriye yapısı dört tarafı gümüş sırmalarla islemeli basörtü idi. Bunları annesine teslim edec«k, sonra belirli zamanlarda ugrıyarak hal hatır soracaktım. Tevfik ile beraber Zöbeyde Hanımı ziyaret ettik. Tevfik: Bak valde hanım, size kimi getirdim, bakalım tanıyacak mısm? Dedi. Zübeyde Hanım yüziime dikkatle baktı, sonra: A . Elbette tanıdım. Mustafanın sınıf arkadası SalacakU Fuat. Cevabını verince şaşırdım. Çün kü kendisini ilk defa hörüyorum. Aynı şaşkınlık Tevfikte de vardı. Elini öptük, o ds bizim yüzümüzden gözümüzden öptü. Oğlunu sordu, tafsilât istedi. Girdiğimiz odada sedef islemeli ceviz sehpanın üzerinde ve basit bir çerceve nin içinde Beyrutta arkadaşlarla beraber son çektirdiğimiz fotoğraf duruyordu. Demek Mnstafa Kemal bir tanesini de annesine göndermiştl. Fakat grupta bulunanlann isimleri yazüı degildi. Ayakta duranlara şöyle bir baktı. Parmağı ile işaret ederek: lşte, bu senin, dedi. Fakat oğlum ben seni daha evvelden ta nıyorum. Konsolun gözünü çekti, bir al büm çıkardı, bir sahifesinı açtı. Burada benim Harb Akademisinin üçüncii sınıfında talebe iken Babam İsmail Fazıl Paşa ile birlikte çektirdiğimiz fotoğraf duruyordu. Altındaa su yazılar vardı: «Muazzez kardeşim ve sınıf reflkim Mustafa Kemal, Ali Fuat Salacak». Adımı nasıl ögrendigini o zaman anladım. Mustafa Kemal gibi bir evlât doğurmus olan bu büyük Tiirk anası, sükranla kaydetmeliyim ki bana olan sevgi ve Utifatını ölünceye kadar esirgememiştir. Bazan Selânikte fazlaca geç kaldığımız, hattâ sabahladıgımız çeceler olmustur. O zaman evime gitmez burada kabrdım. Bizi kendisl kar sılar, önce beni haslar: Fuat çocngum, kendlnlze hlç bakmıyorsunuz, böyle sabahlara kadar kalınır mı? Hasta olacaksımı. Dfye çılaşır, sonra, kahvaltı yap madan işe gitmememizi sıta sılnym tenbih ederdi. İftihal ve Terakki Cemiyetine nasıl girdim? »stanbıU Harblyesinde beraber okudufumur bir oayli arkmdasa rastladım. Bana bep Mustafa Kemalden söz açıyorlar: Ne vakit gelecek? Diye soruyorlardı. Arkadaslann çoğunluğu, 3 üncü ordu Müsiriyeti merkezine yakın yerlerde kita g5revi almıslardı. Bazılan da askerî rüşdiyelere öğretmen olarak tâyin edilmişlerdi. Arkadaslar, kendilerinden yüksek rütbeli subaylarla sıta temas ve dostluk kurmuslardı. Bir kaç dtfa çesitli meslek ve rütbelerdeki genç ve yaslı subaylan içkfli bir gazinoda aynı masa etrafında toplanmıs ha raretli hararetll konusnrlarken fförmüştüm. tçlerinde bir kaç da sivfl vardı. Makedonrada. bizim Suriyede alıştığunız bayatUn daha başka bir hayat vardı. Sesler daha yüksek çıkıyordu. Mustafa Kemalin Suriyeden neden kaçmıs ve her tehükeyi göze almıs olduğunu daha iyi anlıyordum. Arkadaşımın hakkı vardı. Hürriyet mücadelesi için en mfisait ıklim Makedonya idi. Selâniğe geldikten kısa bir mfid det sonra Rahmi Beyin dostlariyle tanıstım. Bunların arasındı Talât (İttihat ve TerakM Partisi liderlerinden. Birinci Diinya Savasında Sadrâzam olan Talât "a. şa). Mithat ükrü (İttihat ve Terakki Genel Sekreterlerinden, Cumhuriyet devrinde Tiilletvetrili). Necmettin Molla ve saire de vardı. Talât, evvelce Edlrne po«Uhanesindc memur iken Selînifte süriilmüştü. Kısa bir inceleme bana Rahmi Bey ve arkadaslannın İttihat ve Terakki Gemtyett nin memleket dahilindeki merkezini iki yıl önce kurmus olduklannı öğretti. Mustafa Kemalin, daha okul sıralannda iken telkinler de bulunduğu arkadaşlann ve bilâhare Suriyeden kaçarak Selânikte bir subesini kurduğn «V«tan ve Hürriyet Cemiyeti» üyelerinin. İttihat ve Terakkive geçtiklerini anladım. ömer Nacl, bir gün bana bunu kapalı bir şekildo acıkladı. Mustafa Kemalin de tttihatçılara katılacagina inamyor, bu suretle kuvvetll bir teşldiât kurulaabilecefi kanısını tasıyordu. Talât Beyle bir kaç hafta Içhv de dost oldum. Benim üzertmd« namuslu, zeki, hamiyetli ve vatanını çok seven bir insan oldufn Intibaım bıraktı. Hayatta ve bOhassa Birinci Dünya Savası arifesinde attığı vanlıs ve hatalı adınv lara rafmen bu ilk intibaımı h l l l muhafaza ederim. Bir gün 15 inci topçu alayının l> ncı batarya kumandanı kurmay vüzbaşi Tevfik Selânikne beraber toocn kışlasından çıkmıs. şehre dönüyordnk. Oradan buradan konuşurken söz döndâ dolaştı, Mustafa Kemalin çocukluk hayatms intîkal etti. Selânik ruşdiyesine devam ederlerken bir b z a isık olduklannı ballandıra ballandıra anlatıyordu. Kulekapı mahallesin de bir genç kıza tamamen plâtonik olarak gönüüllerini kaptırmif lardı. YUKARIDAN ASAĞIYA: 1 Gok âlemine dalr büyük keSifler yapan eskl ve tanınmıs. bir bilgin. 2 «Vücut harareti fazla degıl» anlamına iki soz. 3 Tersi •ışıt!» veya thısset!» minasına bir emirdır. parmakla hafifçe vurma işi. 4 Tersi doğu illerimizden biridir, herkesin her gün kendl gellrine göre harcadıklarından. 5 Irat getiren o blnalar grupu (es İ B SOLDAN SAĞA: * ki usul çogul). bu çalar çalmaz 1 Bır tiyatroya yenl «ahip olan oğrenciler hürya bir vilâyet raerkezıralzln halkından. sınıftan dısarı 2 Bır yere çokmeyıp ayakta durkendilerinl atarmakta devam etmek. 3 Bisıkletlerlar. 6 Eski de ayak konulacak yer, fazla çahnı Mısır Tanrıların satma hallerinden. 4 Benzer ve>a dan, blr emir, hayat arkadası bir apartımanda bu tersi tçokj un ne kadar fazla olursa daireler de o halledilmis ftkll aksidlr. 7 tkl kadar çok olur, nota. 5 Afrıkada DunkU bulmacamn mânalı lâkırdı Fas çevreıinde bir bolge, denizde ifc tas atma «ıarekeU. bitki iplıgv. yüzCTilerth. j*vk'' l M kuvrefle attıkiarmdan. 6 ^^ .Bir etkek »4ı. t a ı z l . .A Sozler (çogul). bir edat. 0 ıÇıft sayıda mıdesl boş uzun kulaklı» bu olmayınca issiz kalır. 7 cAçık mânasına üç soz. gozlerin karda yuruyup d« belli etM ^ 1 2 3 4 5 6 8 9 123456789 1 1 111 1 u medıklerı şeyden mahnım» mânasına bır soz ve bir edat. 8 Sınırli lnsanların sık sık geçirdlklerl, bir emır. 9 «Hangi seyi ele geçlrip getirecek?» karşılıgı blr edat v* bir çekim. " 111 H YARIN İHTİLÂL FIRKASI ve MUSTAFA KEMAL İKTİBAS VK TERCÜME EOtLMEZ İSTANBUL 6 25 Açıh» «.30 Türküler geçidl 6.45 Konusma 7 00 Köye haberler 7.05 Sabah melodneri 7.30 Haberler 7.45 tstanbuVda bugün 7.50 Stüdyo G'den . 7.55 Küçük llânlar 8.00 Hafif müzik 8.20 Sabite Gülerman'dan şarkılar 8 40 Viyolonsel soloları 9 00 Sorunla. rımız 9.15 Kuçük orkestra 9J0 Çocuk bahçesi 9.45 Çocuk Ansiklopediı! 9.50 Kardes okullar 10 00 Muzik kutusu 1015 Ev kadını ile röportaj 10 25 Ev kadınının Turk müzlginden istekleri 10 40 Arkası yarın 1100 Kısa haberler 11.05 Sabah konseri 11.45 Çigan melodileri 12.00 Orhan Avsar orkestrası 12.10 Kuçük ilanlar 12.15 Hüseyin Oylum'dan türküler 12.30 tstanbu lüniversi. tes! Talebe Birllgi korosu 13 00 Haberler 13.20 Stüdyo G'den 13 30 Blr reklâm 13.40 Ayla GUrsee'ten şarkılar 14.00 Kapani|. 15.59 Açılıs 16 00 Mikrofonda gencllk 16 55 Ara müzigi '6.25 Açıılj 6 30 Günaydın 7.00 Koye haberler 7.05 I m t l Sayından şarkılar 7.30 Haberler 7.45 Sabah müzigi 8 00 Ankarada fcnıgun 8 05 Her telden 8.40 Küçük İlanlar 8.45 Mustafa Geceyatmazdan türküler 9.00 So. runlarımız 9.20 Sabah konseri 9^5 Kısa haberler 9 4 0 Arkası yarın 10 00 Eğitim radyoıu 10.55 Melodiden melodiye 11 15 Çocuk saati 11 30 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12 25 Kuçuk İlanlar 12.30 Şarkılar v t Oyun havalan 13.00 Haberler 13 20 Plâklar arasında 13^0 Rekltmlar 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Sanıye Gan'dan Türktiler 14 30 Muıtafa Sagyasardan şarkılar 14.50 Hafif muzik 14.55 Kısa haberler 15 00 Egitmı radyosu 15.55 Hafif müzik 16.00 Mikrofonda gençlik 16 55 Kısa haberler 17.00 Yurttan sesler 17 30 Şarkılar 17.50 Reklamlar 19.00 Haberler 19.40 Kücuk 17.00 Fehml Eg« orkestrası 17 20 Yurdun seii 17.50 Reklâm programları 19.00 Haberler 19 40 Stüdyo G'den 19.55 Küçük İlanlar 20.00 Kemal Koldas/tan türküler 20.15 Türk yorumcuları 20J5 Medıha Demirkıran'dan şarkılar 20 55 24 saatin olaylan 21.00 Ça«ıraızın halk sahleri 21.15 Klâtik Türk muslkisl korosu 21 40 Küçük ilanlar 21.45 Sevdlklerinizîe berrn. ber 22.00 Reklâm programlan 22.45 Haberler 23.00 Radyo yaylılar topluluğu 23.30 Oda müzlgl 24.00 Kapanıı. İSTANBTJL İL RAOYOSU 16 55 Açılıs 17.00 Sizin için 17 30 Küçük konser 18.00 İyi aksamlar 18.30 Senfonlk müzik 19.00 ÇesitU melodiler 19.30 Aksam konseri 2015 Gençlerle beraber 21.00 Opera dünyasi 22.00 Gece konseri 23.00 Caz müziğl 23 J0 Çesitli müzik 24.00 Diikotekten seçmeler 00.30 Hafif raüıflc 1 00 Kapanıs. RAKAMLI L4 x TA llflxİ2İflO4i • 1 1 •• 3 3 •araiBcmııır uıtrdiitnt» U ılEE ÇE . Ç.IPİ WUCEVUER D& ES NASO. UAlJJSUtLECEK? Takandalü rakamh oolmacada <ad«c« • tan* aoantaı (tpnca) ve • tmn* *oon« vardu Voı »<•» t i Kareola leioe I deo I • kadaj argno blreı rakam korarak »e toplama. earpma. çıkartma. bölmt t^arettertııt dikkal aderek toldan n t a ve mkandan asafiya botmacada gostertleo foooclan bulnnaa, Btraı raktlnM * I D «mma hos vaktiniıi hnsca cretmth) nlnnmnoa A IM K A R A ilânlar 19 45 Salih Cygun'dan türküler 20 00 Uykudan önce 20.05 AM R I M KBpruiüIeroglu'dan şarkılar 20.25 Kuçuk konser 21.00 Î4 saatin olayları 21.05 20. yüzyılın getirdiklerl 21^5 Klasik Türk muzlği erkekler topluluğu 32 05 TB.M.M. saati 22 25 Hafif m u . zik 22.30 Ramazan Şenses'ten türküier 22 45 Haberler 23.00 Konser salonundan 23.45 Gece yarısına dogru 24.00 Kapanı;. ANKARA tL RADYOSD 16 55 Açılış 17 00 Sevilen vokalsız melodiler 17 30 Senfomk muzik 18.00 Hafif melodiler 18.30 Orkestra konseri 19.30 Günün melodileri 20.00 Akşam kon. seri 20.50 Çesitli muzik 21.00 Son haftaların getirdiğl 22.00 Gece konseri 22 30 İtalyadan mü zık 23 00 Dunyanın dort bucagından 23.30 Gece yansına dogru 24 00 Gece ve müzik 1 00 Kapamş. Türkiye Kızılay Derneğinden konu veresim: AYHAN BAŞOGLU KIZIL KULE YOtS.EÖOM ĞU İÇİNçe Demeğimiz ihtiyaca için 30000 adet çesitli üye rozeti yaptırılacaktır. Bu işe ait şartnameler Ankara'da G«nel Merkezden, İstanbul'da Kızılay İstanbul Müdürlüğünden temin edilebilir. Teklifler kapah olarak en geç 9/12/1966 tarihinde Genel Merkezde bulundurulacak sekilde gönderilecektir. Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmaz. Cumhuriyet 13663 JlrC4fta 5c r»W ni«*js«aleviin i kalto larte: vural ıduğu ] ~* £> ^ \ i f İ ~\ y / 1 Vali Kaymakam olacakları, saylav bakan olacakları, mü dür olacakları. köylünün nazareti altında, on iki ay kurs göstereceksin! Vereceksin ellerine sabam, sürecekler. Vereceksin orağı. biçecekler. Ondan sonra da, al şu iki çuval buğdajn, yükle eşeğe, pazarda sat gel, deyeceksin. Eşeğin taze sıpasını köyde bırakacak sın. Eşek yıkılacak vollarda. çamura çokecek; yeniden jnikleyecek. Bunu yapamıyanlar devlet gemisinde ne dumen tutabilir, ne kurek çekebilır. Smayacaksın ki başımızdakilerin kaçı, iki çuvalı bir eşeğe yükleyebilir; bu sınavı kazanabilir.. Milleti yönetecek ol»n yonetimi milletten belleyecek îlyas. Buna candan yürekten, hemi de çok eskiden beri inanıyorum. gine de inanacağım ağarn!.» «Çok uzun iş Hamdi bey, olmayasıya..» dedi îlyas. «Ahn tüfekleri. çıkın dağa öyleyse' Güm güm! Hem onları öldü rün, hem kendinizi; millet hepiniz den kurtulsun. Oğlum, yolun uzunu sağlamdır..» «Pekey kim yapaeak bu dediklerini?. «Halk yapaeak, halkın kendisi yapaeak.» «Halkın elinde ne var yavu? S«n n* saruyorrun halkı? Hemi 81 kaplumbağalar fakir bavkurt de nasıl yapaeak?» «Kolay1» dedi Hamdi bey. «Ben Idris dağının başına bir fırıldak koyacağım! Ölüzger esecek. O fırıldak dönecek. Dönünce halk da yapaeak!.. Çakal Îlyas, saman kafalı îlyas! Bir ton lâf konuştum, hâlâ anlamadm, dürzü İlyas!.. «Anlamıyorum Hamdi beyim Çünkü neden? Valla onu da bilmiyorum, neden?.. Kalkmadan bir takkanı daha alacağım, iznin olur sa...» «Olur, hadi albakalım.» • Sen kendin. daldan eğme misın. kökten sürme misin?» Hamdi bey kalktı, kovaladı IIyas'ı: «Kokten sürme sensin, sen. Rıza.» dedi. Rıza, yüreğinin üstünde kurt atmış gibi kaynaşan yüzlerce soruyla, soluğunu tuta tuta susuyordu. Sarıkızlılar gidince de yüz yukarı uzandı, yıldızlara baktı. O her biri sayılabilecek kadar açık seçik olan yıldızlar uzak, çok uzaktılar. Soracaktı Hamdi beye ki, bu senin dediğin bir koca çark. bir alâmet kıyamet devran ki, dö necek. Emme o devran dönünceye kadar bizim bağlar ne olacak? Bir kokten sürmeyi, heç değilse bir daldan eğmeyi nerden bulup da derdimizi anlatacagız? Ama hele bir sabah olsundu Hele bir yola düşsünlerdi. SankızlıTozak arasında bir günlük yol yatıyordu. Sorardı... Devresi sabah erkenden yola çıktılar. îlyasın karısı şafak söker ken kalkıp azık hazırlamıştı yol için. Hamdi bey atını yedeğine ahp yürüdü. Rıza «in> dedi. binmedı. «Böyle çeke çeke biraz gideriz. Sonra oturur Züra bacmın katmerlerini yeriz bir su başında Son ra da biraz ben blnerım, biraz sen binersin. Bövle böyle Tozak'a varuruz yijpdim. Göğer bostanım göğer Su gellr bendi döğer Ağlayanlar bir gün güler Gamlanma Rızam gamlanma.^ Gün iniyordu ki Seyranh'dan aşıp Tozak'a devrildiler. At yine Hamdi beyin yedeğindeydi. Rıza, köyüne yüksekten baktı. Ne kadar ufaktı. Bağların olduğu purluk mendıl kadar bir topraktı Uçaklardan baksalar, ya görünür ya görunmezdi. «Hazinenin bize çok gördöiü toprağa bak Hamdi beyim'» dedi Hamdi bey, Rıza'ya karşılık vermedi. Çok sorusuna karşılık vermişti sabahtan beri. Bağazmda tükrük kalmamıstı. Doğru Rıza'nm eve indiler. Hamdi bey daha merdivenlerl çıkmadan dört yanını sardılar • tnşallah senin elin, senin dılin, senin kalemin uğurlu gelir, sozün geçer..» dediler. Hamdi bey: •Gidin kannlannızı doyurun da sonra konuşahm • dedi. «Yok Hamdi bey. bunu deme! Sen anlat, biz dinleyelim..» Battal geldi. Kurul üyeleri bulunup geldiler. Kadınlar kızlar geldi. Yusuf, Senem. Cennet karı geldi. Gelenler oturdular. Elleriylt karınlarını bastırdılar. (Arkasi var)