22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CUTVIHURfYET 20 Kasım 1966 : : SERMAYE PİYASASI NEDEN KURULAMIYOR? I Nihayet rahata kavuştuk •••• :::: :::: •••• •••• •••• ••«• O O Ğ A N N A O j Eski kâğıtlardan... Daha çocnk yastayken «Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrflkesi» isimli bir roman okumuştum. Evrakı metroke'nin o zamandan knlağımda yankısı kalmıştır. Daha sonra çeşitli romanlarda, tavan arasındaki eski kâğıtlar, mektuplar, kitaplar üstüne içli parçslara raslamışımdır. Sararmış bir mektup, küf kokan bir esM kit»p, yıllanmış bir gazetenin parçaları... Babadan kalma evin tavan arasında bulunmuş bâtıralar üstüne gözleri yaşartıcı bir edebiyatın satırlanna dalmak bize nasip olmadı gerçi. önce pederden kalmış bir ev yok, ve de tabiî tavan arası yok, sonra böylesine yanlan bol bol okudnğnmuzdan tekrar yazmanm Ifiznmruzhıgıın» çoktan inanmışız. Ne var kl, dün evin bir köşesindeki dosyalan elden geçirirken, sararmış gazetelere, dergilere, kâğıt parçalanna rasladım. Bu kâğıt denen şey ne de çabuk sararıyor! Rengine bakarsanız, sanki aradan bin yıl geçmiş. Bir de küf kokusu sardı ki ortsbği. insan on onbeş yıllık kfiğıtlar arasında değil de Tutankamenin mezarında araştırma yapıyor sanki... Ve efendim zaman denilen sihirli kavramı mumyalaştıran en büyük ieat, yani «yazı», dünden bugiine haberler getirdi bana. önce bir kitap geçti elime. 1946'da basılraış bir antoloji. Fahir Onger'in «Bugünkü Şiirimiz» antolojisi. 1916'dan şairlere bakışlar arssında Mustafa Seyid Sütüven'in şiirinde ilk dört diziye gözüm ilişti : Gökte ulu bir pazar kl Can alışverişi oldu Anda nice canın saf saf Şöyle bir duruşu oldu. Antolojinin savfalarını kanstınrken sayfalar arasınJ» bir gazete parçasına raslıyorum. Reşat Nuri Güntekin'in bir yansını kesip saklamısım. Resat Nuri «Kaiem Namusu» ndan sBs açarken Ahmet Rasim'in kendisine söylediği şu sözleri bize aktarıyor : Ahmet Rasim demis ki : « Muharrir de in=andır. O da edepsiz. ahlâk^ız. dolandıncı. hırsız, şu bu olabilir. Bu bir şahsî namus meselesidir. Ayıplayan ayıplar, fakat netice itibariyle kendisinden başka kimseyi alâkadar etmemesi lâzırnçelir. Fakat bir de kalem namusu diye bir şey vardır ki, o olmadı mı dünyanın en büyük edibi olsa çekiver kuyruğunu.» Tartışma kapılan açabilecek sözlrr bunlar... Dosyalan kanştırmava devam ediyorum. tste bir d5rt sayfalık dergi: .Balkabagı!» Sahibi ve Yazıisleri Müdürü: Cetin Altan. Sayı 6. Haftalık Mizah Gazetesi. Tarihi: 20 Mayıs 1955 Cuma. Başyazı söyle başlıyor : «Birtakım dostlar ikaz ediyorlar : Kuzum ileri gitme... Ku7um şuna çatma... Ne demek şöyle yazma, böyle yazma; 1leri gitme, dozunu kaçırma...» Aradan on yıl geçmiş. Balkabagı'nın yapraklan sararmış, mftrekkebi solmuş. Ama şimdi, eski Balkabaklan yerine yenilerl yetişmiş; havasından mı snyundan mı, bilinmez, memleket yetiştiriyor. Bu arada bir de Cnmhurivtt razetesi geçmeı mi elime... Gerçi tarihi pek de eski detfl: 32 Ekim 1958. Demek sekiı yıl olmnş yayınlanalı. Birfnci sayfada büyük puntolarla bir haber okuyorum: • Menderes «bozgunculara, nifakçılara, fitnecilere» çattı. Uşak'ta konuşan Bashakan, miHetin hürriyetlerinin korunmasını arzu ettiğini söyledi.» Ve haberi, tuhaf bir zevkle oknmaya devam edlyornm : «Başbakan Adnan Menderes bu sabah saat 10'da Belediyenin yaptıracağı iş hanının ve sarayının temelini atmış, bundan sonra yeni postahane binasında kurulan 500 abonelik otomatik telefon santralmı açmıştır. Kısa bir hitabede bulunan Menderes, Türk mllletinin bozguncuları ve nifakçıları beğenmediğini, bu vatanı engelliyecek hareketlerden nefret ettiğini, hürriyetlerin korunmasını arzu ettiSini söylemiş. sonra da fitne. tezvir, hattâ yurt dışında yapılan kötü propagandaya ragmen iktidann dimdik ayakta bulunduğunu belirtmiştir. Bazı polijyepeıların bv. me.mlekette.*anki ikiüç millet yaşıyormü» gibl nifiıV ve tezvir, kışkırtıcılık ve bozgunculuk •eUüclerini söylemiç vaâJsmiştir ki^ıTurk milleti 'İKİyle bir şey istemiyor.» Düşündüm kl, bizim evrakı metrnke arasınd» elime feçen bn eski gazetedeki haberi alsak, bngün gazetelere koysak, Adnsn yerine Süleyman adını koysak, olor size bngünkfl gsıetelerln bir haberi !„ Sakladığım gazete knpfîrieri arasında. adı az dnyuimuş bir mizahçınm, Paşa Kâzım'ın da bir yazısı var. Ondan blrkaç satırla fıkrayı kesiyorum. Paşa Kâzım yazıyor : « Saatin on ikiyi çalmasına tam birbuçuk sene kalmıştı. Fakat her nedense itfaiye grupundan bir haber ahnamamıştı. Hattâ o gün akşamın olması icabederken saatçi Yunus efendinin mânevi müdahalesiyle daha iki ay sabah olması temin edilmişti.» Ne bnyurnrsnnuı Paşa Kâzım'ın lâflanna? Adam haklı mı hakh! nuçlara varmamız mürakündür. Şöyle ki: Devlet İstatistik Enstitüsünce yayınlanan 1963 yıllığındaki rakamlara göre yü içinde faaliyette bulunan 964 anonim şirketten 628 adedi 807 milyon lira kâr gösterirken geri kalan 336 şirket 206 nülyon lira zarar göstermişlerdir. Halbuki serbest piyasa ve iş âlemi için en karamsar yıllar olan 1960 ve 1961 yıUannda Maliyeye zarar ettiğini bUdiren anonim şirketlerin zararları toplamı 110 • 114 milyon lira arasında olup, bu rakamlar piyasada istikrar ve idarede güven istiyen iş adamlannı tekzip eder mahiyettedir. Bu rakamları inceliyecck olan yabancı bir gözlemci, geri kalmış bir memleket olan yurdnnraz için yanbş kanılara sahip olacak ve devrim yülarında ticaret âleminin daha normal işlediği ve iş adamlannm daha az zarar ettikleri sonucuna va«••• racaktır. Halbuki bu neticelerde vergi kaçakçüığı•••• •*»• nın çok büyük hissesi bulunmakta olup, ordu e•••* albuki bu kuruluşlar güven verici bir hava lindeki yönetimden çekinen iş adanıları vergüerinl :::: içinde çalışmadıkça ve işletme sonuçlan gekaçıramadıklarından kazanç beyannamelerinde gernel oya açıkça duyurulmadıkça sermaye piyasasıçek gelirlerini göstermek zorunluğunda kalmışlarnm kurulmasına imkân yoktur. özel sermaye bandır. kalarımn acıklı durumlarını ve altı yil içinde tasA ynı durum limited şirketlerde de mevcut ofiye haline geçen bankalann aktif hesaplarındaki * * lup 1961 yılında 49 milyon lira zarar göstebatak paralann içyüzünü bundan evvelki yazımızren 793 şirketin zararlan toplamı normal idarenin da açıkJamjştık. Izülerek belirtmeliyiz ki devlet kurulduğu 1963 yılında 90 milyon liraya yükselscrmayesiyle kurulan resmi bankalar bile kurulaş miştir. Şu halde yurdumuzda normal idarenin yersermayelerine katüan özel kişilerin haklarını koleşmesi ve milletçe siyasî huzura kavnşulması iş rumamakta ve hisse senedl alan ortaklannı memâlemi için zararlı neticeler vermektedir ki iş adamnun edememektedir. larımızın siyasî istikrarsızhktan ve piyasadaki huörnegin; küçuk esnaf ve sanatkârların kredi zursuzluktan şikâyetçi olmalan için hiç bir sebep ihtiyaçlarım karşılamak üzere kurulan resmi bir kalmamaktadır. bankanın kuruluş sermayesine katüan özel kişiBundan maada çeşitli şirketlerin net gelirlerilere yıllardanberi bir kurnş kâr bissesi verilmediği gibi bu hisse senetleri menkultaymetlerbor ni toplu olarak inceliyecek olursak şöyle bir neticeye vannz. 1962 yılında 2742 şirketin yıllık gesasında hiç bir muamele görmemektedir. Yüz miltirleri toplamı ancak 269 milyon liraya ulaştığı halyon liralık sermaye ile kurulan bu bankanın kude kârlı konularda faaliyette bulunan 220 mutlu ruluş sermayesine altı milyon tiralık hisse senedi ortaklığm net gelirleri toplamı (1) mflyar lirayı satın alarak katüan özel kişilere yıllık bilinço kâraşmaktadır. Bu kârlı konularda çalışan ve çeşitli larından hiç bir hisse verilmemekte ve bütün kârimtiyazlardan faydalanarak köşe başlarını tutmuş lar karşüıklar hesabına aktarılmaktadır. olan şirketlerin hisse senetleri ise eş • dost, hısım • sasen hisse senetleri Borsaya kayıtlı 32 öze) akraba arasında bölfişülmekte ve borsada satılmısermaye bankasından ancak 12 bankanın yan bu aksiyonlarm küçük tasarruf sabiplerinin hisse senetleri üzerinde son yıllarda muamele cereyan etmiş olup, diğer 20 bankanın aksiyonları ü eline geçmesine imkân bulunmamaktadır. Gelir rakamlarından çıkardığımız diğer bir sozerinde yıllardanberi hiç bir muamele yapılmamışnuç ise Birleşik Amerika Devletlerinde olduğu gibi tır. Nominal değerlerine göre en fazla yükseliş yurdumuzda da çok kârlı işlerin belirli ellerde topgösteren aksiyonlar İş Bankasınm kurucular hisse senetleri ile Sınai Kalkınma Bankasınm III. cü lanmakta olduğu ve gittikçe tröstleşme eğilimini gösteren işletmelerin geniş halk kitlelerine kapalı tertip hisse senetleri olup İş Bankasınm 500 liralık bulunduğu hususudur. müessis hisse senetleri 8500 liradan, Sınaî Kalkınnu Bankasınm hisse senetleri 1235 liradan alınıp u acı gerçeklerin arkasındaki tablo daha da satılmaktadır. Diğer bankalardan bazılarının satış karanlık olup sermaye pivasasının kurulmafiyatları nominal değerlerinin bile altına düşmüşmasından şikâyet eden iş adamlanmız vergi betür ki çoğunluğu başabaş satüabilmektedir. yannamelerindr büyiik zararlar göstererek sermaye piyasasını firküttüklerinin farkmda bile değilÖte yaodan, son üç yü içinde hisse senetleri dirler. Şirketlerin zararlı bilânçolan küçük tasarmenkul kıymetler borsssında kote olan 72 anonim ortaklıktan sadece 17 ortaklığın aksiyonlan üze ruf sahiplerini tedirgin ettiğinden sınai yatınmlar istenildiği şekilde gerçekleşememekte ve bu alana rinde muamele yapılmış olup diğer 55 anonim ortaklığın aksiyonlan alınıp satılmamıştır. Bu şirket yatırüan sermaye devletten alınan borç paralara ve yabancı firmalann sömürücü amaçlarla yatırlerin ortaklanna dağıttıklan yıllık kâr hisseleri dıkları yardımlara inhisar etmektedir. nominal değerlerinin yiizde 35 i arasında değişmekte olduğundan tasarruf sahibi vatandaşlar paralannı '• 6 faizli hazine tahvillerine yatırmayı daha faydalı ve emniyetll bulmaktadırlar. alkınma plânımızda öngörülen yatırımların Çeşitli konularda faaliyette bulunan diğer yüzgerçekleşebilmesi için önce sermaye pirasaIprcc anonim. ortaklığının hisse senetleri Borsaya bile kote ohnadıgından bu şirketlerin faaliyetleri sının kurulması ve bunun için de küçük tasarruf ne vatandaşların katılmalan bahis konusu değUdir. sahiplerine güven verUmesl lâzım gelmektedir. Bu giiven, vergilerin ilâııı, bankalara büyük borçlar takan kötü yürekli kişilerin halk oyuna duvurul::: malan ve bütün mali müesseselerin dürüst çalışergilerin açıklanmasına karşı direnen var maları ile sağlanacapından bu konudaki düşünceükü kişilerin anonim ortaklıklar içindeki du lerini açıkça söyliyenlerl iyi niyetle dinlemekten rumlannı inceüyecek olursak çok ibret verici so başka çaremiz yoktur. nce şu noktayı belirtmek gereklidir Id sermaye piyasası sarraf dükkânlannda altın satılarak, Borm haaının alt koridorUnnda tahvilât alım satımı yapılarak veya yazıhane köşelerinde tasarruf bonolarl satın aluıarak kurulamaz. Sermaye piyasasınm biricik dayanağı bankalarla a nonim ortaklıklardır. Batı memleketlerinin günlük gazetelerfnde borsaya kote edilen aksiyonlarm alış ve satış fiyatlan büyük bir sayfanın iki sütununu dolduracak şekilde ilân edilir ve şirketlerin yaptıklan kârlar zaman zaman yayınladıkları muvakkat mizanlarla genel oya duynrulur. Yurdumuzda ise şirketlerin malî durumları devlet sırrı gibi saklanarak vergilerin ilâmna karşı konulur ve bu işler karanlık bir hava içinde yürütülür. Hilmi ÖZGEN Ö içinden çıkılamıyan daire Minareye kılıf bulmalı Bir yastıkta üç kafa Püf noktasını bilmeli Sağdan soldan aktarmalar rüm işleyip yine içeriye girecekler» diye yanıp yakıldıktı. Orası, gerçi öyle oldu ama, bu affuı, şimdi şimdl, hiç beklenmedik bir taraftan başka bir sesi çıktı ortar ya: îstanbul Belediyesirün, kesip de tahsil etmek üzere bulunduğu, cezaların hemen hepsi affa uğramış. Bu yüzden Belediyemizin kaybı: 10 milyon lira. Zaten kendisi mubtacı himmet bir dede için büyük para doğrusu. En acı tarafı da, bu yekunun aslan payı usulsüz, kanunsuz insaata düşmüş. Yani şehri çirkinleştirenlerin cezaları toptan silinlvermiş, gitmiş. Şu da başka bir haber: Bütün gayretlere ragrnen Belediye cezalannın ancak yüzde 30 u kadar bir şey tahsil edilebiliyormuş. Çünkü, evvelâ, kanun çok eski. Son tadil&t 1934 de yapümış. Yani 32 sene evvel. Hâlâ yürürlukte olan o. Sonra da teşkilât noksan. Kanun gibi o da zamana uymuyor. Biz, istemeye gelince, her şeyl Dünya Güzeli, bir ikinci güzelimiz de İtalyada Avrupa Güzeli seçildL Bu arada bir de büyük tecrübe sahibi olduk: Milletlerarası müsabakalarda derece alabllnaek, her şeyden evvel, esaslı bir kulis çauşmasına, bir çeşit perde arkası hazıruk yapmaya, havasını yaratmaya bağüdır. Bu seneki müsabakayı, ilk defa olarak, Miiliyet arkadaşımız tertip etti. Öyleme geliyor ki, dostlarımız, girişilen her yeni işin verdi Nihayet rahata kavuştuk yapılamıyor ki, hani bir Allahın kulunun çıkıp «Biz bu meselenin altından kalkamıyacağız» demesini. âdeta, bir müjde gibi karşüıyoruz. İnsanın «oh, çok şükür. bundan da kurtulduk diyesl geliyor. İstanbulun, seneler senesi, arta arta sürüp giden, trafik derd) bunlardan biri, ve yukanki baknndan size bir müjde vereceğim: tstanbulun (ve zannederim bütün büyük şehlrlerbnizin) trafik çıkmazıntn altından kalkılamıyacak. Işlerimiz var, o kadar uzun ve çok lâf ediliB azı o kadar hiç mi uzerindesey yor, ve hiç bir Halbuki... H E B Sonuç K Şirketlerin durumu V ::.« >«>* Geçen gün Belediye Başkammn sayın ve sevimli Haşim lşcan baklayı agzmdan çikardı. Trafik meselesinin halll için tamamı 'amamına 120 milyon lira lâzımmış. Bunun Belediye bütçesinde syrıl Belediyeden istiyor ve bekliyoruz. mış tahsisatı yok, Vilâyet bütçe Ama, resim olsun, vergi olsun, cesinde de yok, Devlet bütçesinde de za olsun, kimi kanunlu, kimi kayok. Bizim Başkan şimdi «120 rnilnunsuz, her türlü külfetten de kaçyon lira verecek bir hayır sahibi ms yollan buluyoruz. anyorum» diyor. Söylemeye ne Böyle olunca da işler, ister lslözum, tabü, o da yok, ve bulun temez, Bektaşinin meşhur abdestmaz. siz namazına dönüyor. Hani «ben O halde? belediyeyim, pekâlâ oluyor, işte!» Adam. gece yarısı uyurken, üst hesabı. kattaki kiracı gelmiş, ayağındaki 5JC îjî îjî çizmeyi çıkanp, paldır küldür vere atmış. Uykusundan uyanan aşağıki «bari ikincisini de atsın da ondan sonra uyuyayım» diye bekn u bir tuhaf hikâyedir. Kilis'e lemeye başlamış. ^gitmekte olan iki kamyonu Beklemiş, beklemiş, ses sada yok. Nihayet yukan çıkarak ka jandarmalar durdurmuş, ve on iki ton kaçak eşya ele geçirmiş. pıyı çalmış. Beriki «affedersiniz, Tuhaftır, dedim, çünkü cümle âilk çizmenln patırtıstmn farlan.i lem bilir ki, Güney sınır illerimiz, vardnn, Btekinl yavaş koydum» Iraktan, Suriyeden, Lübnandan ka demis. çırılmış bir sürü eşya ile doludur. Onun gîbl. Belediye Başkanı da, Bunlar dükkânlarda uluorta satıfürültülü gürültüsüz her ne ise. Iır. Hattâ, yalnız bu işle alışveikinci çizmeyi de çıkardı. riş eden yeni ve özel dükkânlar Artık rahat uyuyabüiriz. Az müjbile açünuştır. (Istanbulda, Ande mi bu? karada, tzmirde, filân da var ya, * ** neyse.) ^ * Oralarda istediğiniz şcyi alatatürsiniz. Fakat zinhâr yurdun içlerine doğru gireyim demeyin. Hemen «vay, kaçakçı, vay!» olursunuz. Çok değil, bir sene kadar oluyor, Manisaya giden bir vatandaH lz son, af kanunu çıkacagı sışunızm üzerinde kaçak eşya (!) bulunmuş, adamcağız bunu falan ^ ralarda, «yapmaym etmeyin. ilde filân dükkândan satın aldığıAffedeceklerinizin büyük bir kısnu, üç beş gün sonra, yeni bir cü ği acemilikle, işin bu önemli tarafını ihmal ettiler. Aksiliğe bakm: MUliyet, ilk Türk güzellerini senelerce yabancı memleketlere vollayan bir gazete olarak, bizlerden biç birimizi, hattâ nezaketen olsun, dâvet etmek lutfunda bulunmadılar. Belki söyliyecek bir çift lâfımız olurdu. Maamafih, böyle bir fiyaskonun. güzelin kendisinden, vakınlanndan, onu burada beğenmiş ve seçmiş olanlardan çok daha fazla, müsabakayı tertip eden gazeteyi üzdüğünü pek iyi bildiğimizden. arkadaşımıza bir kocaman geçmiş olsun. Seneye tnsallah... *** Sandan soinan aktarmalar %M endisinin çok temiz bir insan " ^ olduğundan, ikide bir, böbürlenen bir kadın, arkadaşlarından birine: Biliyorsun ya şekerim, der. bu temizlik bende âdeta bir hastalık. Günde tarn dört defa çamaşır değiştiriyorum. Minareye Kılıf bulmalı çıkiumvan Evet, diye tasdik eder öteJd, iki yasuna kadar ben de öyleydim. Ama sonralan düzeldim. (Jean Fonda) Hollywood yıldızlanndan birl boşanmaya karar verir, ve avukatına gider. Ne kadar zaman evll kaldınız? diye sorar avukat. Aktris pek aıüıyamaz: Sonuncuyu mu soruyorsunuz, yoksa, hepsinin toplamını mı? (Mathe AUtery) Kadınlarla gazeteler arasında ne fark vardır? daire • • MüSA, CABUK NKEVAE VATA ZıEUA V İ DİMLEMlP C nı anlatıncaya kadar akla karayı seçmişti. Bir ara tevkif bile edilmişti galiba. Bu garip hale bir şekil vermek lâzım. En kestirmesi kanuna şöyle bir madde ilâve etmek gibi geliyor: «Vatandaş satın aldığı bir malı satın aldığı yerde kullanır. Bu malla vilâyetten vilâyete gecmek yasaktır.» N'apalım? Tuhaflıgı, hiç değilse. kitaba uydurmuş oluruz. Bir yastıkta üç kafa Nimbiis A dalet Partisinin, bir ara, dille**^ re pek destan olan kıratı, son zamanlarda, unutulmuş gibiydi. Rozet, nişan, madalya derken biri çıkmış çoraplara kırat resmi | işlemiştl. Bir başkası bunu su bar' daklanna, daha bir başkası da kahve fincanlanna tatbik etmişti. Nihayet iş kravatlara gelmiş dayanıruştı. Piyasada, üzerinde, sağ ön ayağı kalkık, Vırat resimli kravatlar türemişti. Maamafih, dedik ya, zaman neyi silmiyor ki, bunlardan da he Parça parça kesilmiş bir gazete hiç bir kadını rJâkadar etmez. Halbuki, parça parça kesilmiş bir kadın, bütün gazeteleri alâkadar eder. (Micbel Attenoux) • Üd ahbap konusuyor. Yahu, 35 yaşmı geçiyorsun, hâlâ evlenemedin gitti. Doğru. Fakat ne yapayım? Anneme o kadar genç kız tanıttım. Hiç birini beğenmedi. Nihayet bir tane, tıpkı tıpkısına, ama, her bakımdan, yüz, tabiat, boy, bos tamamı tamamına ona benzerini, buldum yine olmadı. Ne oldu da olmadı? Bu sefer de oabam beğenmedi!.. (Pierre Doris) •••••••••••••••«••••••••••••••••••a TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ1 TÜLİN AKTARI ile Nifcâhlandılar 19.11.1966 KadıkOy YAŞAR TEMEL MAARIF DU VAR SAATLİ ?r Cumhuriyet 13532 NİSANTLANDIK GÜLAY ÇİFTÇİLER TAKVİMİ Anadolu bayilerine tevzie başlandı T O P T A N Ş a t ı ş Yeri. Kimya Y. Müh. KOÇ HOLDİNG A.Ş. PERSONEL ARIYOR FABRİKA MÜDÜBÜ YÜKSEK MAKİNE MÜHENDİSİ Almanca veya İngilizce iyi bilenler tercih edilir. En az 5 yıl idarecilik tecrübesi gereklidir. ŞİRKET MÜDÜRÜ İngilizce ve Almanca bilenler tercih olunur. En az 5 yıl üst kademe idarecilik tecrübesi gereklidir. KİMYA YÜKSEK MÜHENDİSİ En az 5 yıl işletme tecrübesi gereklidir. Almanca ve İngilizce bilenler tercih edilir. YÜKSEK MAKİNE MÜHENDİSİ En az 2 yıl imalât tecrübesi, orta derecede İnijlizce veya Almanca fiereklidir. YÜKSEK MAKİNE MÜHENDİSİ En az 2 yıl işletme tecrübesi, İngilizce, Almanca veya Fransızca gereklidir. İş yeri Izmitte'dir. YÜKSEK SANAYİ MÜHENDİSİ En az 2 yıl tecrübe sahibi olmak ve iyi İngilizce bilmek gereklidir. İyi İngilizce bilen en az 1 yıl tecrübeli Sekreter. İlgililerin 14,30 18.00 arası şahsen veya yazıh olarak Şirketimize müracaatlan rica oiunur. (İstiklâl Cad. 347). Cumhuriyet 13533 Biiyiilc Kaybımız Hasan Hâmi Çon ve merhume Fatma Hanunın biricik kızı, Fatiş Ççn'un üvey kızı, Burhan Ünsay'ın kıymetli eşi, Ali, Reha ve Metin Ünsay'ın sevgili anneleri, Mediha Ünsay ve Zişan İşcan'ın gelinleri, Hüseyin Çon ve Zeki Çon'un ablaları; Nihal ve Sevil Çon'un görümceleri; Hasan; Fatoş ve Ferda Çon'un sevgili halaları; Vefakâr; hatırnaz ve kâmil insan NIGAR ÜNSAY hayata ve sevdiklerine doyamadan müptelâ olduğu amansız hastalıktan kurtulamıyarak 19 Kasım 196G sabahı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 20 kasım pazar günü öğle namazını mütaakıp Kısıklı Camiinden almarak Karacaahmet kabristanında ebedî istirahatgâhma tevdi olunacaktır. Mevlâ Ralımet Eyleye. Eşi, Babası, Çocukları Cumhuriyet 13571 «YA HEP BİRLİKDE DÜNYAMIZI KURTARACAĞIZ VEYA HEP BİRLİKTE, ALEVLERİ ARASINDA YOK OLACAĞIZ» JOHN 7. KENNEDY. 22 KASIMDA MENTEŞ KİTABEVİNDE. Cumhuriyet 13525 Püf noktasını bilmeli ves alındı, yavaş yavaş hepsi ortadan kalktıyclı. Hafta içinde arkadaşlar bir düğün dâvetiyesi gösterdüer. İki yapraklı. Bir yaprağında evleneceklerin isimleri ve dâvet yazısı. Öteki yaprakta kabartma bir kırat. j Meğer, dünya evine girmeye hazırlanan, vatandaşımız Adalet Partiliymis. Acaba, dâvet olunanlardan biri, bu yeni çifte, düğün hediyesi niyetine, bir canlı kırat hediye etseydi, o gece için misafir olarak yanlanna alırlar mıydı, dersiniz? Sevgi bu dereceyi bulunca neden almasınlar? Alıp hep beraber otururlardı, zaar. *** İzabe Dr. Müh. ANKARA, 19 Kasıra 1966 Cumhuriyet 13570 ERGİN TİKYAKİOĞLU TEŞEKKÜR KAPTAN Selâhattin Sanoğlu'nun Sevgili biricik Eşim, Babamız Damadımız ve Eniştemiz, İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ Cağaloğlu Yokuşu No. 38 İST D İ K KA T ŞUBEMİZ YOKTUR İlâncıhk: 7104/13540 • ondrada yapüan Güzellik Mü^ sabakasında Türkiye güzeU hiç bir derece alamaJı. Hattâ, derece aunak şöyle dursnn, sona kalan yedi güzel srasına da katüa; madı. l Türkiyede bu güzellik müsabakalannı Cumhuriyet olarak evvelâ biz tertipledik. Zannederim 40 sene kadar oldu. O zamanki maksa • dımız, güzellikten ziyade, inkılâplar sonrası Türk kadınını Avrupaya tanıtmaktı. Senelerce de yaptık bu lşi. ' Bizim bir cüzelimiz Belçikada i vefatında insanüstü yardım ve alâkalarını esirgemiyen telgraf, telefon, mektup ve eve bizzat gelerek büyük acımızı paylaşan mümtaz dostlarımıza, akrabalanmıza, meslektaşlarına ve meslektaşlarımıza, Deniz Yollarma, Denizcilik Limitet Şirketine, Yüksek Denizcilik Okulu camiâsına, Mezynlar Cemiyetine, Gemi Adamları Sendikasına, Kaptanlar Cemiyetine, Kandilli Kız Lisesi kıymetli Müdür, öğretmenleri ve öğrencilerine bizzat ebedî istirahatgâhına kadar zahmet eden güzide zevata ayrı ayrı teşekküre büyük acımız manî olduğundan saym gazetenizin aracılığı ile minnet ve şükranlanmızı bildirlriz. AİLESt (Cumhuriyet 13528) TEŞEKKÜR Vefatt ile bizlere unutulmaz acı bırakan sevgili annemiz LEMAN TECIMER (TATYANA) in hastalığı esnasında alâkalarını esirgemiyen, cenaze töreninde, mevlitte, bulunmak yakmlığmı gösteren, ziyaretimize gelen ve mektup, telgraf, telefonla tâziyede bulunan aziz dost ve akrabalanmımza ve Zürich'te saym Eugene Bornhauser ailesine teşekkür ederiz. EVLÂTLARI : Nadide TÜREGÜN, Kâzım TÜBEGÜN, Aylm TÜREGÜN. Cumhuriyet 13524
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle