26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ CUMHTJRİYET 29 EJdm 1966 Cumhuriyeli yeniden değerlendirme zorunu Prof. Bahri SAVCI •••• «»•• •••• •••• C nmhuriyetimiz, tehlikeli bir verimsizlik içindedir. Çok partili demokrasinin yerleşme sarsıntılan, Cnmbnriyetimizin hürriyctçi lâik • halkçı aoayal mnbtevasının gerçekleşme nızını dnrdurtmnştnr.. ÇfinkU, seçimlerimiı, gittikçe, para, din, partizanlık gibi demokrasi seçiralerine aykırı unsurların karartısı altına çlrmiştir. Ve bn nnsurlar yüıünden de, Türkiyedeki balk sınıflarının gerçekten kendi içinden çıkaa ve bn kendi içinden çıkmışlık bilinci ile çalısan temsilcilerinin yönetimi olma rengini yitirmlstir. Şekilden ibaret âkıa, yeni Anayasa sistemimizde, deraokrasimizi bir «iktidar mutlakiyeti» nden alakoyacak kurnmlar yer almıştır. Kişisel özgürlüklerinin jarantileri mekanizması kurulmustnr. tktidar muhalefet ikilifi de knrulmustur. Fakat Mustafa Kemal ile başlayan toplnmsal yapıyı eelistirme reformasyonları tamamlanamadıgı. halk tabakalannı. siyasal güc olarak rollerini oynama bilinci içinde hürriyetlerine kavusturma gerekleri yerine getirilmediği için, her kurom ve tedbir, yüzeyde kalmıştır, bir «sekil» den ibaret kalmıştır. Temeldeki «halk için, halk tarafından yönetim» ilkesi enjellere çarpmıştır. V mizl, Atatflrkçü gBrfta d e t n ü t a s n n d s yenlden değerlendirme zornndayız. tatürkçülük, bir bakıma, türlü anlamlann bir pratik sentezidir. Fakat onun temelinde, tâ temelinde bir gerçek sosyal anlam yatmaktadır. Bn sosyal anlamdır ki, Atatürkçülügü, bir halk hareketi yapmıştır. Onn, sosyal ihtiyaçlan kavramına itmiştir. tşte bn gerçeği incelemeliyiı. Onn halk hareketi yapan saikleri, lhtiyaçlan göz önünden nzak tntmamalıyu. O zaman anlarız ki, Atatürkçülük; bir sosyal hürriyetçilik toplnmea Uiklik halk tabakalannı siyaseti yöneltmeye Imkânh küıcı bir halkçılık saikleri ile emperyalizmden ve onnn sömürücülüğünden knrtnlmak Isteyen bir toplnmsal direnme hareketidir. O, bn sâiklerle, Osmanlı burjuvaziciliği feodaliteciiiğidin ağacılığı milletlerarası emperyalizm ittifakına karşı bir millî halk hareketi olmnştnr. A : : : İİİİ •••• • ••• • ••• ••aa •••• :::: TUTUN VE POLITIKA Başbakan Demirel'in Basın Toplantısı münasebetiyle SONUÇ Çare olarak $u hususları teklif ediyorum : H tkinci beş yıllık plânın tatbikatında devlet sektörü ile husnsi sektör yatınmlarının yüzde 30 unun stok tütünler karsılıgında yapılması, ^ Vâdesi gelen devlet veya yatırım borçlannın kısmen tütünle ödenmesi, O Anlaşmalı memleketlerle yapılan anlaşmalara uyarıcı müeyyideler konulması, O Devletin politik sebeplerle yaptığı müdahale ahmlarına son vererek, istikrarh bir fiyat politikası takip edılmesi, f ) tstihsal mütemadiyen art makta ve külfeti de politika icabı devlete yiiklenmekte olduğundan, dış alıcılanmızın istediği nefasette tütün yetiştirmek için istihsali tahdit yolnna gitmek. O Tütün ekicisinin, tütün işçisinin. tütün ihracat tüccarının birbirlerini tamamlayan çalışmalan ile elde edilen Türk tütününün âkıbetini bir tek mesele olarak mütalâa edilraesi. Fazıl ERMAN ker Okullanna Yüksek Okul ünvanı verilmesi ittifakla karar altma alınmıştı. Bu kararda, Tekniker Okulu mezunlarına mühendislik for masyonu verecek gece Teknik Okullarının açılması da ön görülmüştü. Hâlen, bu şura kararlan dört sene geçmesine rağmen tatbik edilmemiştir. Mezunlann pratik formasyonlanna gelince. Bu okullara gelenleri çoğunluğu muhtelif iş yerlermde ön pratik çalışmalarını yapmış olan Enstitü mezunları teşkil eder. Ayrıca üç senelik Tekniker öğrenimi süresince gündüzleri tam gün çahşarak pratiklerini hayli ilerleten bu zürarenin, yazarın tabınyle • kalem efendisi» olmadığının. fcravat takmaktan uzak, tulumuyla ig başmda olduğunun en basit delilidir ve bundan kıvanç duymaktayız. îki senelik Enstitü (Şimdi üç sene olmuştur) ve üç senelik Tekniker eğitimi süresince görmüı olduğu teorik bilgisiyle icabınd» masaya oturarak kalem oynatan teknikerler, mevkileri icabı her Ud çalışmayı yapabilecek güçte ve kabiliyettedirler. Ünvan. her alandaki muhtelif kademelerde çahşanlara öğrenimleriy le mütenasip olarak verilen bir isimdir. Bu bakımdan, teknikerlerin hassasiyetle üzerinde durdukları bir konudur. 29 Ekim sabahındo! Bayram bugün... Ne bayramı diye sonnayınız, Cumhuriyet Bayra S mı! Mustafa Kemal 43 yıl önce bugün, Cumhuriyeti ilân etmi«. Muhalifi, • muvafıkı, önden alkışlayıp, arkadan kuyu kazıcısı, inanmışı, dalkavuğu. padişahçısı, cumhuriyetçisi, dürüstü. nâmussuzu; kimisi yürekten alkışlıyarak. kimisi de yılan gibt yerlerde kıvranarak, karann önünde egilmiş: Çok isabet buynrdunuz büyüğiimüz, devletimizi ihya ettiniı... demişler. 43 yıl geçmiş aradan. 43 yıl sonra, 1966 ekiminin 29 uncu günü sabahı, sizler bn yanyı okuyacaksınız. Ben ise bn yazıyi yazmak için 1966 yılı ekiminin 28 inci günü sabahı masanın başma oturup yazı makinesinf karsmıa aldığımda, üzerinize âfiyet icimde bir sıkıntı ve yüreğimde bir burkulma. Düsünmek için gözierimi pencereden dışanya çevlrdiğimde. Dersaadetin göklerine doğru baktığımda, Tevfik Fikrot konujur gibi icimde: «Sarmış yine âfakmı bir dudi muannit Pjr zulmeti beyza ki peyapey mütezayit» Amerika olmazsa biz yaşamayiz diyecek kadar pespayeleşmek .. Moskof tehlikesinin bahanesi altında bir baska yabancı devlete u«akIık fırsatı yaratacak kadar alçaklaşmak .. Siyaset pazanna Tannyı. °y goygoyeuluğnna Müslümanlığı sürecek kadar imansızlaşmak... 43 üneS yılm geçit töreninde, bu soy meslek ve meşrep sahiplerinden miirekkep ve politika cücelerinden müteşekkil bir karnaval kalabaIığı geçiyor gözlerimin önünden. Yazı makinesine taktığım kâğıdın beyarlıgmda. manzaranm simsiyah ramuru beliriyor. Oys» ben bunlann hiçbirlni yazmak istemiyonım bugün. Bugün H, 23 Ekim 196S cumartesi günüdür ve sevgili Atatürkün knrduğu Cumhnriyetin 43 üncü yıldönümüdür. içimden gelen bir başka şeydir Çünkü bu sabahın gazetelerine baktmı: Bornova Asliye Mahkemesinde Atatürkün Bursa nutkıınun sanık sandalyesine oturtulduğunu bir dah okudum. 2İ Ekim 1»S« nin gazetelerl bunlar. Egenin devrimci geücleri. Bornova Savcısının dilekresi ile suçlu mevkiine geçlrilmlşlerdir. Çünkü Atatürkün Bursa nutkunu hatırlamıs ve hatırlatmıslardır. Oysa biz bu nutku Türk gençligmin tekrar tekrar okuması ve ezberlemesl gerektiğine inanıyoruz. Ve bunun içindir ki Bursa nutknnu bugün kösemize aynen alıyoruz. Osmanlı tenperestleri elbette bu nutuktan hoşlanmıyaraklardtr. Onların keyiflerine 43 üncü yıhn sabahı limon suyu sıkmak zevkine varmak için kösemize abyornz. Eger Atatürk *ün söylevini tekrarlamak bir suç ise, bte de o snçu şerefle işlemek için kösemize alıyonrz. Çünkü AUtürk'ün nutkunun sanık sandalvesine otnrruldugu bir Turkiyrde en «erefli mevki sanık sandalyesidir. Devrimci Türk Genlçiği. o sanık sandalyesini paylaşmak için ya n ş etmelidir. Yurdun her köşesindeki devrimci derneklerde. üniversitelerde, fakültelerde, okuma salonlannda Atatürk'ün Bursa nutku söylenmeli ve yazılmalıdır. E|er Atatürk'ün nutkunn tekrar et mek bir snç ise kim bu suçu işlemekten kaçmabillr? Şimdi bu şerefin sorumunu taşımak için Atatürk'ün Bursa nutkunn Cumhuri yetin 43 üncü yüdönümü olan bu 29 Ekim fünü 150.000 Cumhuri yette, ve 550.000 okuyucuya hatırlatıyonız. Sevgili AUtürk diyor ki: * Turk Send inkılftplann ve rejimin sahibi ve bekçlsidir. Bunlann lüzumuna, dogruluğuna herkesten çok inanmıştır. Rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en bUyiik bir kıpırtı ve hareket duydu mu; Du memleketin polisi vardır. jandarması vardır. ordusu vardır. adliyesi vardır demiye cektir. Hemen müdahale edecektir Ve kendisi eserini koruyacaktır Polis gelecektir, asıl suçlulan bırakıp suçlu diye onu yakalıvacakör Genç; polis henüz üıkılâp ve cumhuriyetin polisJ degUdir diye düşünecek fakat asla yalvarmıyacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek; demek adliyeyt de islâh etmek, retime göre düzenlemek lâzım diyecektir. Onu hapse atacaklar; kanun yolundan iürazını yapmakla beraber Meclıse telgraflar yağdınp haklı ve suçsuz oldugu için tahUyesine çahşılmasını, kayıntoıasmı lstemlyecek, diyecek ki: Ben i n a n ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haküyım Eğer buraya haksız gelmis iserri bu haksızhğı meydana getiren sebep ve amflleri düzeltmek de benim vazifemdir. tşte benim anladıeun Türk genci ve Türk gençliği. » "«aJBun 1te böyle... Bornova Savcısı efendi! Biz Atatürk'ün tekrar etmek suçunn isledik. Şimdi de seni bekliyoruz! nutkunu İİİİ •••• •••• aaaa • ••• •••a İİİİ aaaa aaaa •••• Yeniden değerlendirme Ute, Cnmhuriyetimizin 43 ünefi yılında, böyle bir yeni değerlendirmeye girişmeliyiz. Ve bniacağımız sosyal anlamlı Atatürkçfilügfin, hangi gelişmemişlik ortamı içinde, yine hangi kuvvetlerle rayından çıkartılarak, onun, bir sosyalleşme hareketi halinde devamının önlendiğini de araştırıp deferlendirmeliyiz. Bn, Cnmhoriyetimizi, 1966 ve ötesi şartlan içinde yeniden Inşanın bir başlangıcı olaeaktır. Bn başlangıca bir giriş olmak flzere, Cnmhnriyetimizin siyasal anlamından, ona dayalı sosyal anlanuna doğrn bir açıklama olmak fizere, şn diisünsel zinciri ileri sürüyoruz: D CUMHURİYETÎN StYASAL ANLAMI: Bu, önce, mntlakiyetin sınırlanması ile başlayan bir tarihsel evrimin bir devrim ile, devlet şeklini Cumhnriyete döndürüşünü kapsar. Bir başka deyimle, mntlakiyet şekli içinde yaşamakta olan Halife Snltan iktidarına halk ortaklığını getiren Meşrntiyet evriminin, bir devrim İle, Cnmhuriyet devlet sekli içinde iktidan, tfim halka geçirmesini kapsar. Sonra da, bn halk iktidan şeklinin, esas temel olarak, Amerikan ve Fransız ihtilfilleri ile knrnlmuş bulunan parlamenter demokrasi halinde yfirümesini deyimler. Bnnu, bir kelime ile fizetlemek çerekirse diyebiliriz ki, Cumhuriyetin siyasal anlamı, Halife Sultansız bir halk devletinin parlâmenter demokrasiye doğru gelişmesini deyimler. Cumhurıyet üzerinde simdiye kadar işlenen ve deferlendirilen, onnn, hep bu yönüdür. Fakat, hem Mustafa Kemal düsüncesinin temel ahlâki çizçisi. hem de Tfirkiyenin ihtiyaçlan, bizi, bn noktada kalmakla yetinmekten alakoyar. Bize, bn Cnmhnriyetin, bir de sosyal anlamı oldngunn, olm*=ı gerektigini hatırlatır: Q CUMHURİYETİN SOSYAL ANLAMI: Bu da, memleketin «sahibi hakikileri» ne eşitlik tanıma gibi bir sosyal gelismeyi ihtiva eder. Keza. bu eşitliği gerçekleştirmek için, tarihin ?erektirdiği her yerde ve her konuda, kökten değişmeleri ihtiva eder. Kurulmnş bulunan balk idaresini, Osmanlı burjuvazisi teodalitesi din a t a l ı g r «rtıldannın iktisadi v« sosyal eğeaaenlik aracı halinde kalmafa mahkum olmaktan kurtarmak için, sosyal yapıya inen değişmeleri gerçeklestirmeyi ihtiva eder. Cumhuriyetin, bn sosyal anlamını ifade etmek fizere, tnedeni nikSh ve mirastan başlayarak, tekke v e zaviyelerden geçerek gelisen ve çağdaş kültüre inen reformasyonlara girisilmiştir; bir halk ekonomisl kurulması öngörüimSştür; devlet elile teşfbbüs, kamnlaştırmalar, iktisadî milliyetçilik güdülmüstür. Bütün bunlarla, ortava, daha derin değişmelerin imkânı ve şartı olmak üztr» bir ortam yaratılması öngörülmüştür. İİİİ •••• •••• aaaa • ••• • ••• aaaa • ••• nıll iii ••• • •• Bu sekilci sisirm İçinde, dış jförünüsü ile pek Kfizel işleyen bir geçim vardır. Fakat bn seçim, sosyal dayanaklanndan yoksundnr. Halka inen, halk degerlerinl yakalayan, halk istidatlannı kollanan, halk istemlerini gerçekleştirme jücü İle doln olan bir «siyaset» verememektedir. Otoz milyon nüfnsnn, an bes milyon seçmenin, on iki milyondan fazlası «siyaset* yapmaktadır. Fakat faal nfifnsnn hemen tflmüne yakın olan büyük kiitle. bn faal nüfnsnn, yani kendisinin ekonomik gerçeğine uygun bir «siyaset* yapmaktan pek ötelerde dolaştınlmaktadır, «siyaset» 1: «DP demişti, AP diyor», «Demirel sunu dedi, pasa bnnn dedi, Bölükbası da onn demişti», «ÎmamHatip Oknln açılıyor», «size çimento fabrikan geliyor», «Kıbns biziradir», «Atnerika dostumuzdur», «dış yardım alıyornz» dan ibaret saymaktadır. «Siyaset» in içinde, biitün bu «dedim dedi» lerin altındaki ekonomik ve sosyal olayı kavramanın ve «oy» nnn ona eörf yöneltmenin bnlnndujtnnn bilmemektedir. Böyle bir yöneltme İçin de, halk tabakalannın. kendilerini, bnrjnva özentisi feodalite kalmtısı din a | a l ı | ı yeni sömürgeeilik ittifakının etkisinden knrtaran bir.örgütlenme içinde, sosyal hürriyetlerini ve esitliklerinl arama bilincine sahip olmalan gerektiğinden haberli bnlnnmamaktadır. İİİİ *••• •••* •••• •••• •••• •••• •••• :::: •••> •••• •••• •••• •••• •••• •••• • ••a • *«• nkara'da basın toplantısında Ba?bakanın beyanatındaki, ürünleıimizi destekleme veya müdahale hususundaki fikir v e açıklamalanm dikkatle okudum. Tütün ticaret v e ihracatındaki ihtisasıma istinaden, düşüncelerimi burada izah etmeyi bir vazife biliyorum: Evvelki hükumetler de, simdiki hükumet de, müdahale veya destekleme alımlarını iktisadi yonden değil, tamamen politık yönden ele aldılar. Köylünun istihsalini değerlendirmek gayesiyle yapılan desteklemeler tamamen politik bir gayeyi öngörüyordu. Çünkü, ödenen fiyatlar dış ihraç fiyatlarından çok yüksekti. Dış ahcılarımız fiyatlarımızı yüksek bulduklarından almadılar. Fiyatlanmızda dünya rayicine uygunluk yoktu. Halbuki, alıcılar fiyatlanmızda istikrar bek liyorlardı. Desteklemeler devam ettiği müddetçe, ekiciler üretimi artırdılar. Fazla istihsal sebebiyle de, nefasete, tütünün terbiyesine, işlemesine önem vermediler. Çünkü nasıl olsa devlet alıyordu. Rakiplerimiz ise, aksine olarak istihsallerını tahdit etti. Kaliteli tütün yetiştirdi. Fiyatlannı da muhafaza ettı. Bununla beraber, her türlü satış çarelerine baş vur dular. Tütünlerimizin satısma mâni oldular. Bu sebeple : Memleketimizde yalnız tüccar elinde ihraç edilebilecek 70 milyon kilo tütün kaldı. 1962 3.912 1963 5*34 1964 11.243 1965 49.680 A •••• • ••• •••• •••• •••• •••• •••• •••« ••*• •••• •••• Sandık mutlakiyeti > nndan ötürü de, Cumhnriyetin kaldırdıgı ' Halife Snltan mutlakiyeti yerine liberal burjuva kuvvetlerinin «sandık mutlakiyeti» gelmiştir. Kişisel özçürlügü, yine bu kuvvetleri, nin kendilerini jerçekleştirme v e yetistirme im*>rlft''kânı elmaktan öteye geçememistir. Sosyal hürriyetler ve aosyal eşitlikler ise, lâfı, üniversite kürsülerinde ve mahkemelerinin vicdanlannda bile edilemiyeeek tabfllar haline getirilmiştir. Ve bdylece, Cumhuriyetimiz, biçimsel olarak yetiskinlik, olgunlnk çağlanna doŞrn geligirken, mnhteva olarak bir verimsizliğe uğratılmaktadır: Sosyal adaleti, sosyal hürriyeti, sosyal ihtiyaçlarının karşılanması olan bir sosyal kalkınmayı Imkftnsu kılan bir verimsizliğe .. Bu sosyal verimsizligi, artık, bir soynt Atatürkçfilük ve Cumhuriyetçilik ile de knrtaramayız. Bugün, Atatürkçülüge, Cnmhuriyete bir soynt anlam vererek, onn, önder fikir olarak benimsememiz önlenmek isteniyor. Bnna direnmemiz gerekir. P! Y e k u n 70.669 Tekel Idaresinin destekleme yolu ile aldığı tütünlerin miktarı bu rakamdan hariçtir. Devletin tütün için desteklemeye tahsis ettiği para, 1 milyar 300 milyon lira civarındadır. Bu da devlete büyük bir yüktür. Yaptığım bir hesaba göre, müstahsil bir memlekette iki sene kalan bir rekoltenin faiz, komısyon, sigorta. bakım, kıra, isçi üc^etleri yeniden istihsal edılecek bir rekoltenin maliyet bedellerine ulaşhîaktadır. Bu vaziyet ekonomisi zayıf olan memleketimizi zarara sokmaktadır. TEKNİKERİN ENDÜSTRİDEKİ FONKSİYONU 1966 MAHSULÜ i alen, ekicilerimizin yetiştirmiş olduklan v e satısma haı zırlanmakta olan 1966 mahsulü de takriben, 170 milyon kilo civarındadır. Gerek devletin gerekse tüccarın elinde bulunan stok tütünlerin bedelleri donmuş olduğundan piyasada bir sıkıntı yaratmıştır. thracat yapılamamasından dolayı da gerekli döviz gelmediğinden ithal kotalannı Merkez Bankası uyarmakta sıkıntı çekmektedir. 1966 mahsulünün satışına pek az zaman kalmıştır. Satılamayan stoklar sebebiyle devlet ve gerekse tüccarlarımız para, kredi darlığı, depo sıkıntısı gibi müşküllerle karçılaşacakları muhakkaktır. Türkiye tütüncülüğünün kurtulması, iktisadi durumumuzun kısmen düzene girmesi için süratle bazı tedbir ve kararların ahnmasını önemli görmekteyira: Eski ve yeni tütünlerin satışının temini için, Yunanistan ve Bulgaristanın aldığı v e tatbik ettikleri tedbirleri bizim de yapmamız elzemdir. H TEKNİKER OKULU YÜKSEK OLMALIDIR Sonuç şte simdi, Cumhuriyetin sosyal anlamını, daha derin degişmelere giderek gerçekleştiren safhasına girmis bulunuyoruz. Bu, Cnmhuriyetimizin, yeni değerlendirilmesini teşkil edecektir. Şimdiye kadar yapılmış olan reformasyonlar, kfitlelerinin sosyal dnrnmlan, gelirleri, giderleıi, sosyal hasılaya katılıs münasebetleri arasındaki dengeyi kurmaya yetmemiştir. Osmanlı burjnvazisi feodalitesi din atalıgı, bertaraf edilememiştir. Bn kalıntı, yeni sömürgecilik ile ittifakını yeni şartlara göre tazeleyebilmiştir. Bu suretle. «siyaset» onun etkisi altına girmistir. Ve o, kazandıgı bn etki sayesinde, Atatürk Cnmhuriyetinin öngördügü hürriyeti, esitliîi getirecek yeni toplnmsal kSk reformasyonlarına razı olmamaktadır. Bn suretle de, Cumhuriyetimizin yeni anlamı olan «parlâmenter oy vetiresi yoluyla sosyalleşme» hareketi bir çıkmaza girmektedir. Aydınlann, Cumhnriyetimizin yeniden değerlendirilmesl zornnunu anlaraaları oranında bn çıkmazdan çıkma şansımız vardır. I S oynt Atatfirkçülök ve Cumhuriyetçilik. herkesin dilinden düsmüyor. Basta Halk Parttsi. bütün partiler, Atatiirkçü ve Cumhnriyetçi olduklannı söylemekten, teyid etmekten vazgeçmiyorlar. Fakat, bir de bakıyorsunuz ki, Atatürkçülügü ve Cnmhnriyeti siyaseten, sosyalman verimsizliğe nfratan da, yine onların kafalan, tntnmları, davranısları, yönetimleridir, Parti dışı kalan aydınlar da bn iki kavrama bağlılıklarını söylüyorlar. Fakat. genel olarak «siyaset» i, Atatürk'ün, sosyal bürriyetçi, esitçi, lâik. halkçı görüşünün çizgisi fizerine oturtmak için 1966 şartlannı incelemiyorlar. Son yıllarda pek etkili bir siyasetçinin söyledigi fakat, «mizah» a alınma yüzünden fistünde dnramadığınıız bir deyim ile söyleyelim: Bir toptan ıllkinme ile, Cnmhnriyeti, Cumbnriyeti •••• •••• •••* •••• eknikerler, görmüş olduklan teorik ve pratik ögrenimlerile ilgili olarak yapabilecekleri çalışmalann alanını ve sınırlannı bilmeleri gerekir. Bu selâhiyet ve mesuliyetlerin şimdiye kadar veril memesinde ısrar edilmesi. tekniker aym tzzettin Silier tarafından şabsi veya tek taraflı bir gö lerin «Sömürülen bir zümre» duru muna düşürülmek istendiği süpherüşle ele alınan .Teknikerler konusu» na cevap vermek ve bu sini doğurursa, bu teşhisin pek hatalı sayılmaması lâzımdır. Söyle ki; vesileyle umumi efkâra hakikatleMühendisler Odası yetkililerinin ri açıklamak istiyorum. her fırsatta tekrarlamaktan kaçınmadıklan «Teknikerler, mühendislerin nezareti ve himayesi altmda çalışabilirler» sözü bu şüpheyi doğ rulamaktadır. Bundan da anlasılabileceği gibi teknikerler kendi insiyatiflerini, yalnız başlanna, kenEndüstrileşme yolundaki memledi kapasitelerile kullanmalan müm ketimizin teknik eleman ihtiyacını ki'm olamamaktadır. karşılamak üzere 1911 yılında, Fran sa'daki «Ecole de Conducteur» mek Onemle üzerinde durulan diğer tebinin programları örnek alınabir husus da kadro meselesidir. Sa rak açılan «Kondüktor Mektebi» nayideki gelişmenin ve fahrikasjre. büyük gelişmeler göstererek bu nun daha verimli olabilmesi için günkü Tekâiker Okullaruun temelüzumlu olan Tekniker Müesseselini teşkil etmiştir. si isletmelerdeki hakiki yerini he ! Tekniker, bugünkü ifadesiyle nüz alamamıştır. Bu vesileyle, me r sevk ve idarenin ilk basamaklanzun olan bir çok tekniker kendi nı teşkil eden, çahşan kitle ile (issahalarından ayn yerlerde çahşmak çi, kalfa, usta vs.) idare eden kitta dolayısile memleket endüstrisi le (Mühendis, Y. Mühendis) araiçin önemli bir iş gücünden faydasındaki rabıtayı sağlıyan elâstikl lanılamamaktadır. bir mevkiye sahip bir teknik elemandır. îknikerlerin, isteklerinin tflmü VII. MilH Eğitim Şurası tararlannda mevcuttur. Mem lekete faydalı olabilmenin sabırTekniker Okullanna Lise ve Sa sızlığı içersinde bulunan teknikerler bu kararların tatbik edilmesini nat Enstitüsü mezunları imtihanla 1962 den beri güven ve metanetle alınırlar. İki sene gündüz veya üç beklemektedirler. sene gece, lise üstü mesleki öğreKamu oyunun büyük ilgisini katim yapan bu okullar, gene lise zanan bu fedakâr gençler gene en seviyesinde bırakılmak istenmelebüyük desteklerini kamu oyundan ri mantık ile bağdaşamıyan bir dügöreceklerine emindirler. Nisan şünce ve hareket tarzıdır. Esasen li 1966 dan beri haklı boykotlanna de se üstü tedrisat yapan bütün okulvam edegelen Teknikerler bu velar «Yüksek» derecelidirler. Teksileyle ilgililerin dikkatini bir deniker Okullannm Avrupa'daki mufa daha çekmekle isabetli bir iş adilleri, Sayın Izzettin Bey'in söyyapmaktadırlar. lediğinin aksine, Yüksek Okul statüsüne sahiptirler. Bu okullardan Raymond MÖRER mezun olanlar da dört sömestrelik Elektrik Teknikeri bir ek öğrenimden sonra «Ingenieur» mühendis olabilmsktedirler. Teknikerler konusu SELÂHİYET VE KADRO MESELESİ T S !•••••••••• MnntN MÜEZZJNOCLTJ GÜHOL 23.10.1968 KINIK . ÇORtTO SONUÇ T Zlraat Yük. Muh GLLSER YÜKSELEN lle Zlraat Yük. Müh. tSMAtL KORKUT Evlendiler 28.10.1986 EskiSfhir Cumhuriyet 12672 HAS: 2845 12675 GERİ ALINAN HAKLAR VE VII. MİLLÎ EĞİTİM ŞÜRASI ekniker Okullan mezunlanna tanınan hak ve selâhiyetler, 1960 yılında çıkarıian 6785 sayılı kanunun 14. maddesine istinaden hiç bir gerekçe gösterilmeden geri alınmış ve binlerce tekniker mağdur bir vaziyete düşürül müştür. 5 Şubat 1962 tarihinde Ankara'da toplanan VII. Millî Eğitim Şurasında, memleketimizin bu günkü durumu nazan itibare alınarak Teknik Öğretime verilmesi lâzım gelen öneme binaen, Tekni MEYLİD KIŞ SEZONU İÇİN UYGULANMAVA BAŞLANAN MUTAD İNDİRİMLİ TARİFELERİ İLE Sizlere İstanbul'da şâhâne bir tatil vâdediyor. İstanbul'un incisi Boğaziçinin en güzel ve en seçkin yerinde bulunan lüks otelimiz itinalı servis, neüs balıklar ve alaturka, alafranga mutfak, azamî konior ile ailelerin tereddüt etmeksizin tercih edecekleri yegâne yerdir. Adres: HOTEl, BOĞAZİÇİ Köybaşı Cad. 14 (Adliye yanı) Telgraf HOTELBOĞAZ Yeniköy İSTANBUL Telefon: 62 40 01/38 Rezervasvon. Cumhuriyet 12677. YUNANİSTANİN ALDIĞI TEDBİRLER T Ordu Lisesl Emekll Tarlh Sğretmeni Ziya Baykoca'nın eji. V. Müh. Melik Baykoca, Ecz. Gülbtn Oldaç'ın sevgiü annelerl. Dr. Hakkı Oldaç ve İnci Baykoca'nın kayınvalideleri SENİYE BAYKOCA'nın ölümünün 40 ıncı gününe rastlıyan 30 Ekim 19«6 pazar gilnii öğle namazmdan sonra Üsküdar Sehmiye Çiçekçi Camiinde okunacak Me\Udi Ş«rife akraba, dost ve din kardeîlerimizin teşrlflerini rica ederiz. E}i ve Çocnkları Cumhuriyet 12654 Hanımların, HuzuR SÜPÜRGESİNE gösterdiği alâka ; piyasaya taklitlerini çıkartmıştır... SUADİYE SAHİL SİTESİNDE o Mevsim Sonu Satısları /° 2 O Tenzilâtlı Suadîye Sahil sitesi Suadiye plâjı bitişiğindeki Çamhk koruda iıışa edilmiştir. Her Dairenin sitenin özel plâjında bir kabinesi vardîr. Az sayjda kalan 2, 3 ve 4 odalı daîreleri mutlaka göriinüz. Müracaat: İzzet Ştfizade. SUADİYE Sahil sitesi iman ve blok înşaatlann yatınmlannı tütünle ödemektedir. 105 milyon dolâr kıymetinde aldıklan gemilerin bedellerinin yarısını tütün mukabili ödemeyi kabul ettirdiler. Çek'lerden, Polonyalılardan aldıklan demiryolu malzemelerini tütünle ödüyorlar. Fransızlara yaptırdıklan alüminyum, Ruslara yaptırdıklan sudkostik fabrikalarınm bedellerini kısmen tütünle tediye edeceklerdir. En son 17/10/1966 tarihinde Sov yetlerden satın aldıklan 15,5 milyon dolârhk atom jeneratörünün bedelinin yüzde 80 inin tütünle karşılanmasmda taraflar mutabakata varmışlardır. Işte bu anlaşmalar sebebiyle Yunanistanın stoklan bitmiş ve tütün piyasası da sağlam duruma girmiştir. I MEVLIP Çok kıvmetli eşim HUZUR Markasına Dikkat!.. Otomatik âyarlı ve üç fırçalı olarak Türkiye'de ilk defa yapılan HUZUR SÜPÜRGESİ; HALI, PARKE, MARLEY ve DÜZ ZEMİNLERİ SÜPÜRÜR... HUZUR İmtlİtçı : İMESKO • İZMİR, Tel : 37704 TürkiyeCen.l Satıcıtı : ONGUN CAM Koll. Ort. Karaköy Hırdavateılar Çarjııı No. 32 33 Tel : 49 40 01 İSTANBUL NACİ UpER'in ruhuna ithaf olunmak üzere vefatının 40 ıncı gününe rastlayan 30 ekim pazar (yarın) ikindi namazmı mütaakıb Şişli Camiinde tilavet olunacak Mevlidi Şerife arzu eden akraba, dost ve din kardeşlerimizin buyurmalarmı rica ederiz. AİLES1 Cumhuriyet 12653 BULGARİSTAN'A GELİNCE ransız monopolu Bulgaristandan beş seneden beri tütün almaktadır. Her sene 5 ilâ 8 milvon kilo arasındadır Bu tütünlerin bedelleri de, Fransızların yatınmlarının karşıhğı ve Fransız tebaasının emlâk bedellerine karşı ödenmektedir. Hitam bulan bu mukavele de. 14/ 10/1966 tarihinde Sofya'da yenilenmiştir. Biz tütün tüccarları birçok çarelere baş vurduk Afrika'ya Hinde. Çine heyptler gönderdik Bulduğumuz çareleri hükumete arz ettik. Takas'tır olmaz dediler. Bağlı muameledir yapamayız dediler. Para fonu ve iktisadi anlasmalanmız mânidir cevabını aldık. Velha'il. rakiplerimizin Kectikleri vollarrlan bütün gayretVrimiıe rajmen bizler ge;emedik. • F I L Â N Buca Belediye Başkanlığîndan: Belediyemiz tarafından yaptmlacak trafo terfi istasyonu binası inşaası kapah zarf usulü ile ihale edilecektir. Bu işe ait şartname mesaî saatleri dahilinde Bclediye Fen İşlerinde görüîebilir. İşin Muhammen bedeli Muvakkat temlnatı İhale : 23578,75 TL. : 1768,40 TL. :15ai/1966 salı günü saat 15,00 Reklâmcılık 4247/12645 Adana Çimento Fabrikası Müdiirliiğiinden Takriben 200 ton hurda demir ile 8 ton oto dış lâstik hurdası 1/11/1966 günü saat 14^0 da fabrikamızda açık artırma suretiyle satılacakttr. tlgUilerin fabrikamıza müracaaüarı rlca olunıır. SLZAN ZOKLU (ŞtMŞEK) ile Tüccar Terzi DOĞAN ZORLC Evlendtler 23.10.966 Büyük Efes Oteli tzmir de Belediye binasmda toplanacak Encümen huzurunda yapılacaktır. İhaleve gireceklerin Fen İşlerinden alacaklan belge ile !:irlikte hazırlayacaklan teklif mektuplarını engeç ihale saarinden bir saat evvel Encümene vermiş olacaklardır. Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. (Basın t. 4851 22411/12662) (Basın Ç. 15942270/12648) (Buın: 6314) 12870 Eeklâmcılık 4079/126&İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle