05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT 29 Ocak 1966 CUMHURÎYET :::.:::U:İİ::::O J C f l Y I G S B O n d :::::::::::::::::::5::::n!::U::::::H::::::::::::::::H:::H:::::::M:::::!i!:::H:iM:Hl:::H:!nH: AY FATİHİ van yayvan konuşuyordu. Genç üniversiteli şimdi de nedense ken Hoşlanraıyorsunuz belki ama dini gavunmaya girişmişti. daha bir zaman söyleyeceğiz bu Atatürkçüyüm ben! diyordu. şarkıyı dedi. Hep beraber hem de. Biz bütün ilericiler AtatüfkçüGüler Işık döndü baktı onlar yüz! Arkadaş ne sandın sen! Bu dan yana. milleti bizler, Atatürk çocukları Kavga mı ediyorsunuz siz! kurtaracak. Batıdan isimize yara Hayır, konuşuyoruz! yanı alacağız yalnız, kokmuş, söGülüyordu Mimar. Nuriye ha mürücü, uyutucu yanlanm değil. nım da güldü. Gülüşü sıkıntıhydı Hepimiz çabamızı koyacağız yanbiraz, Yorgunum ben, içim karma yana.. Yazar, öykücü, romancı. karışık, sarhoşum üstelik!. Güşair kim olursa olsun onlar da bizimle beraber. onlar da kavgalerken bile başı dönüyordu. Yasda er gibi.. lanıyordu Sahir Kırtayın koluna. Ondan güc almak, toparlanmak Son sözleri Sahir Kırtaya baistercesine. karak söylemişti taşı nereye, kıGece yarılanmış olmahydı. Her me attığını göstermek is*ercesine kes sarhoştu salonda. Yan mrsaYazara seslenmck geldi Nuriye larda hep beraber şarkı söyleypnhanımın içinden O deli çocuğa ler vardı. Çocuklardan biri eğlekarşılık verme. bsna bak, bana niyordu. bak hep öyle! Onun, alnı. boynu Biz de burada dağbasını duter içinde, yüzü ger^in, coşmus man almışı söyliyeceğiz nerdeysöylenip duran çocuîa döndüğüse! nü gördü. Genç üniversiteli, köye gitme Yahu birader demin ne iyisini, gecekonduları gezmesini, ardik! diyordu Kırtay En iyi seyirka sokaklarda dolaşıp gerçek şey cilerimden biri var karsımda sanler yazmasını salık veriyordu şim dım söze basladıgınızda. Ne oldu di de yazara. böyle size! Hem sizi Euçlayan kim Sonunda bir ses yükseliverdi ba«ka şevle. hemen Atatürk bayaradan : rağını cektini? paratöner gibi ka Sus ulan! Ama u/attın ha! Eglenecek miyiz, konferans raı fanıza! Masaya dönmüş bakıyordu. dinliyeceğiz! ö^gürlük, özgürlük! Ne biBir başkası, biraz önce sarışın çim sev <;i?in özsürlügünüz! BasParis delisi kızla dans eden çocuk sesin geldigi yana dönmüştü öf kalarını tutsak ederek düsünrelerinize öyle mı! keli : Sesinde öfkeden çok bıkkınlık Neymiş, istediğimiz gibi kovardı. Bakışları bulanıktı. Sarnuşamıyacak mıyız, özgür değil ho? olduğu için sözcükleri arayamiyiz yoksa! Vallahi kafam kızırak a»ır ağır konuşuyordu : yor. dönme, kal Almanyada diye, Yanlış yoldasın arkadaş, agaşeytan dürtüyor! Böyle memîeket bey gibi söylüyorum sana .yanlış olur mu, sosyalizm lâfı edene.. Sözünü bitirmesine zamar ver yoldasın! Aşağıdan yukardan ahnıp verilmez devrimler.. Bir mediler Biri onu dürtmüş olmamilletten gelir sıkı sıkıya kenetlıydı. Dikkat et, ileri gitme! gibilenmış. Neden bo/gun sokuyorlerden. Belki d* beni göstererek diye güldü hafiften Nuriye ha sun araya, aydını. îstanbulluyu. taşrahyı birbirinden ayırıp yahu! nım. Bak kardeşim, benim diyeceğim Üniversiteli çocuk direniyordu, şu ki, ilk memleketini seveceksin, Ne gelirse aşağıdan gelecek hem de yukarısı asağısı demeden efendim, göreceksiniz, Batı koptümünü seveceksin. Sonra dünyacısı kokmuş fstanbul efendile yayı seveceksin batısını, doğusurinden değil, bizlerden. Anadolu nu ayırmadan. lyiyi kötüden seççocuklarından! Emekçi, köylü, meyi öğren yeter. Sevgi olacak iççi... içinde, önemli bu ha!.. Sıcak sıSırahyordu çabuk çabuk peşpecak olacak yüreğin. î«e umutla, şe.. dostlukla koyulacaksın. Yıkma Deli bunlar! dedi Nuriye ha dan yakmadan, adım adım anlanım yavaşça. tarak uyararak.. sevgiyle, çaresi Yazar gülüyordu. Üniversiteliyok. sevgiyle yapmazsan başarayi dinlemekten vazgeçmişti. Bir mazsın.. Sonra. böyle dost gibi earip bakıyordu ona dönmüş. gelip, düşman gibi canına okumaHaydl kalk, buradan gidelim. seyacaksın eğlencemizin.. öyle devişelim der gibiydi gözleri. Tutğil mi ya... kulu, istek dolu, tad dolu. KulaMasada bir sessizlik oldu. Genç ğma eğildi : Hayır deli değil sarho?.. He üniversiteli mendilini çıkarmış pimiz sarhoşuz bu gece! Insanın terini siliyordu. Yüzü kıpkırmıaklına öyle şevler geliyor ki! ııydı. Sertçe bir sesle : Hem neden (delikanlı) dpmi'îler özür dilerim ahenginizi bozbunlara! duğum için1 dedi. Kalkmaya davO da iyice sarhoş olmahydı yayrandı. 76 Nimbüs s:::::::::::::::: ^^„> ,, m j • g Elif hanım Ş1MDIDE BİB. konu ve resim: Ayhan Başoğlu SONDÖGÜS ISTANBUL 6 23 Açılıj 6.S0 Günaydın 7.00 Koye haberler 7.05 Oyun havaları 7.25 Sabah melo. 7.45 Haberler 8.00 İıtanbulcta bugün 8.05 Türküler 820 K. ilânlar 8.25 Bu n b s h ılzinle 8 40 Istsnbulun seal 9.00 Keman soloları 9.13 Turküler 9.30 Kadın ve ev 9.45 Müz. kutusu 10.05 ArkasT yarın 10.25 K. haberler 10.30 Solodan soloya 1100 Şarkılar 11.20 Trafık ^11.25 Oyun havaları 11.40 Fransılca şarkılar 12.00 Şarkılar 12.20 Rad. Ar. mr.z. 12.35 K. ilânlar 12.40 Şarkılar 13.00 Haberler 13 20 Bu hafta neler dinliyeceksiniz? 13 30 Reklâmlar 15.00 K. haberler 15.05 Cumartesl kon. 13.45 Dans ork. 16.00 Türküler 16.20 Konçerto sasti 17.00 1. Tiirk Musi. Konserva. korosu 17.25 Çocuklar için 17.45 K. haberler 17.50 Reklâmlar 19 00 Haberler 18.40 K. ilânlar 19.45 Turküler 20 00 Sizin için seçtiklerimiz 20.30 Her hafta bir oıan 20.40 Sarkılar 21.00 K. haberler 21.05 Türk Sanat müz. bestecllert 21.50 Her ay bir kitap 22.00 Reklâmlar 22.45 Haberler 23.00 Gençlerle beraber 2345 Haflf gete müz. 24.00 Kapanış. İSTANBUL tL RADTOSU 14.57 Açıhs 15.00 Tatil başlıyor 15.30 Gençler için 16.00 Cumarteıi kon. 17.20 Çay saatl 17.30 Müzikaller 18.00 L. Amerika melo. 18.30 Konçeıto saati 19.00 Çesitll melo. 19.30 Akşa/n kon. 20.00 Hafif müz. 20.15 Plâklar 21.00 Ünlü ses sanatçıları 21.30 Gençlerin sevdiklerl 22.00 Gece kon. 29.30 Caz aaatl 23.00 Sllin için 23.30 Dansa davet 24.00 Sevilen melo. 00.30 Gecenln «*ılenisi 1.0O Kapanif. Ona bakmıyordu artık Sahır Kırtay. Yahu biz buraya eğlenmeye, dans etmeye gelmedik mi? diye soruyordu çevresıne bakınıp Güler Isık sıkıntılı bir gülüsle söylendi : Siz çektiniz fırtınayı üzerinıze. OSlanlan buraya çaŞıran kim? Kizım. baktım durmadan adım geçiyor arkada, gelsinler, beraber konusalım bari dedim, kötü mü ettım? Ma>îada. «Haklı». «böyle de konusulma7« diye yazan tutanlar cogunluktaydı Oğlanla arkada^ı kalabahkta kayboluvermişlerdi Sarısın kız. <evgiüsine soruvordu : Benım anlamadığım, madem ki beğendikİPri bir vazar, neden ; i7erine vürüdüler! Bunlar hep böyle ama. ne zaman bir araya seheler. kızıp cosacak bir sev buluyorlar.. Kızgın gençlik! dive. gülerek oiposunu silkivordu Mimar Cenaiz. Ayağa kalkmıstı Sahir Kırtav Nurive hanımt ds elinden tutmu? çpkivordu Bırakın şimdi bu saçmalıkları çocuklar, dans etmiyor muyuz'' Yoksa dans edemiyecek kadar kocamış mı «ayılıvoruz! Havdi bakalım deükanlılar, burada öyle süzel kızlar varken durulur mu yahu! Herkes davranmıştı dansa kalkmak için Çocuklardan biri. Bana eş vok, gidip tngilİ7İerden birini dansa kaldıracağım. 'divordu Güler Isık. Dansa çağırı, kalk beyim .. di\'e seveilisini zorluyordu. Sarı5in kız çoktan çıkmıştı piste. Sahir Kırtav, Haydi, diyordu. Haydi Nuri Elinden tutmuş ortaya sürüklüyordu Nuriye hanımı. Masadan uzaklaştıklannda : Eğer bu kalabalıkta dans edersek ölürüm ben! dedi Nuriye hanım Bir zamandanberi .özler de karışmaya başlamıştı Kafasında. Sahır Kırtayın o genç üniversiteli ile kavga edıp etmeaifiinl bıie ıyı kavrayamamıştı. Uaşı dot.uyor, kalbi bir garıp çarpıvordu. O çocuk senin oyunlarını sev diğini söylemişti ama, scnı seviyordu! diye, bir şeyler mırıldandı. Sahir Kırtayın artık o çoeuğa aldırdığı yoktu. Masalan geçince hemen omuzlanna sarılıverdı, kalabalığın içine girip dansa başladı. Ben böyle dans edememki, böyle dans bümem ki! diye direniyordu Nuriye hanım Yorgunum, ayaklanm birbirine dolanıyor: tçki dokundu nna! dtye gülüyordu yazar. Sonra birden bire devam etmek ten vaz geçiverdi. Kolunu Nuriye hanımın omuzundan aşınp kalabalığın içinde yol açmava çalışarak kapıya doğru yürüdü. Oışarda, galonda yer bulamayıp kapı önünde kümelenmij, tçerıyi seyrederek eğlenen Kalahalıkla karşılaştılar Garsonlar, kolları büyük kotyon zarflarıyla dolu telâsla salona geliyorlardı Cümbüş ası) şimdi başlıyor! diye söylendi Sahir Kırtay Yazık, kırk yılda bir seninle dans edecektik! Güverteye çıktıklarında, geceye, uçsuz bucaksız denize karşı durdular bir zaman uzakta, kıyılarda göz kırpan ışıkları seyre daldılar. Serin rüzjâr terli ensesine, saçlarına vurunca ürperdi Nuriye hanım. Ayılmıştı biraı. Saçlannda sıcak soluğunu Guydu adamın. Sıkı sıkı tutuyordu omuzunu simdi. Birbirine sokuiup yü rüdüler küpeşteye doğru. Neden sonra ayak sesleri duyunca omuzunu saran kollardan kendini kurtardı Nuriye nanım yanyana parmaklıklara yaslanıp, kaidılar sessız Denız Karanlıktı, kıyılar, ışık lar erışilmeyecek kadaı uzak görünüyordu Dalgalar büyucek buyuces çarpıyor, gemıyı s<;rsıyordu hafiften Saçiannı uçuruyordu Nuriye hanımın aşağıva, ayılıyorum çümbüş başlanvarian bi tiyor! Biraz daha, biraz. bıraz! Yenıden o kalabalığa 'lönmek ıstedı bırdenbıre Kavgaya, şaıkılara, gençlerle beraber. Yenıden sarhoş olmak? Haydi dönelım, dans edelımV diyesı gelriı Sahir Kırtaya Yorgunluğu ısteginden daha güçlü çıktığından dıyemedi. Nedenını bılmedığı bir 'd»a çöküyordu ıçıne yavaştan Vüreğime duman basmış gibi! Uunya yıkılmışcasına! İçinde alevienen kuçük, parlak ışık da rıtreyıp sönüvordu Bunu ona söylememeli mıydı? Ona diyebilır miydi: «Butun bunlar geçecek ve rahat edeceğız seninle!..» Ûılının ucunu yakıyordu o sözler Korteuyordu demeve Kger bir sarhoş »özü ıse onlar. eğer bır an öyle cuşup, ne dedığını bılmeden söyledıvse? Sokulup omuzunu omuzuna dayadı adamın Onun gozlerırj aradığını bılıyor, bakamıyordu yüzü* ne Ne kadar ısterdım. şımdı omuzuna başımı koyup a^lamayıl Mutsuzluğunu, korkusunu saklamaya çalışıyordu ondan Ben herşeye hazırıral Bunu bılmesı doğru olmaz mıydı? O ne düşunür, ne kurar ıçınden diye meraklandı. Bır karar vermış olsa ben ı'e senin ıstedığını ıstıyorum dıyebılsel Gozierını dıkmjş. denı/e vuran ışıklann içinde vapurun u/.ur siyah gölgesının kaçıp kaçıp feayışmı seyre^dıyordu Birbıricnıze ka palı, bırbirımızden uzak. yalnız, yapyalnız! Yoksa meyvayı yemiş iki suçlu gibi, Ademle Havvayı hatırladı bırdenbıre: «Adem ve kadını ikisi de çırılçıplaktılar ve bundan en küçük bir utanç duymuyorlardı!» O zamandan bu zamana erkekle kadının yiireklerini birbirine kapayalı çok olmuştu. Sahır Kırtay kulagına eğılınış, şoyle divordu: Kafka derkı Nur, «Aslına bakarsanız nepımu Kaybolmuş çocuklar gibi, ormana salınıp bırakılmışız. Sen benım ıçımdekı acıyı nerden bıleceksın, ben senınkinı nerden oıleceğjm I Yalnız bu yeter, cehennemın kapısı onündeymişiz gibi, birbırımize karşı severek sayarak, düşünceli dav ranmamıza» aşağı yukarı böyle bir şeyler.. Onun neyi, kımlerı düşünnüğünü sezerek içini çekti vavaşça Nu riye hanım Gözleri hep nyle denizde Sen de «viyorsun Kafkayıl dedi. Bu çağın bunaltısını nerkesden önce kavrayıp çekmiş adam Kafka, en iyi anlamış jnlatmış büyük bir vazar.. Bence de öyle Ama onü sevmeyenler de var Yıkıcı karamsar bulanlar, msancıl olmddığını «öyleyenler var! Haltetmışler! Kafka. modern çağın en parlak ışıklarmdan biridir. Dünyanın gülünçlügü, acıüğı karşısında binbir yandan kusatılmış bir tutsak oldugunu biliyor o insanoğlunun.. Çırpınışlarının boşuna oldugunu da biliyor. Yarattığı kişilerle, zamanımızın koşulları karşısında bunalan, çırpınan, hakkını arayıp bulamıyan insanı öylesine ustaca anlatıyor kl! Bununla beraber .. İçini çekiyordu. arkasındaki direğe. Yaslanıyordu (Arkası var) ANKARA 8.23 Açıhı « 3 0 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müz. 7.25 Sarkılar 7.45 Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 Haflf müz. 8.25 Her telden 9.00 Sabah kon. 9.15 Sorunlarımız 9.35 Çegitli müz. 10.00 Arkası yarın 10.20 K. haberler t 10.25 Türküler 10.40 Sarkılar 11.00 Posta kutusu 11.13 D«nı müz. 11.30. Turküler 11.45 Konaer saati 12.15 Kıbrı» »aati 12.23 K. ilânlar 12.30 Şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Kadınlar top. 13.50 Kayıp mektupları 13.55 C«ı müz. 14.15 Reklâmlar 15.15 Çocuk bahçesi 15.30 K. haberler 13J5 Şarkılar 15.55 Gençlik saaü 16.10 Cumartesl kon. 17.00 Çocuk saati 17.40 Rad. Çocuk korosu 17.55 K. ilftnlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. il&nlar 19.45 L'ykudan önce 19.50 Sarkılar 20.10 Flamlngo dans ork. 20.55 K. ilânlar 20.30 Halk için genel bilgi yarısmaıı 21.00 K. haberler 21.05 Bir sanatÇ] çağırdık 21.35 Eşref Şeıik'ta sohbeü 21.43 Y. «esler kadınlar top. 22.05 Balete çağrı 22.25 Altı ses, alti larki 22.43 Haberler 23.00 Sizin seçtlkleriniz 23.45 Gece yansına dogru 24.00 Kapanı?. ANKARA tL KADYOSU 14.57 Açılıı 15.00 S. klâslk eserler 15.45 Dansa çağrı 17.00 Cumartesi kon. 18.00 Plaklar 18.30 Bir Bach kon. 19.30 Haitanın top. 20.00 Müzikseverlerla bas başa 21.00 Haftanm plâklan 22.00 Caz 22.30 Gece kon. 2S.00 Dlskoteğimizden seçmeler 24.00 Gece ve müz. 1.00 Kapanıç. i$ SAATLERi ••••L; 54 Hele Miasma'ya malumat verecek ortadu hiç bir kimse nin görünmediğini düşüniin de Nuri Bey sevinçten çıldıracak hile gelmişti. Kimbilir, acuze, ne kadar kodarum kudnrum kudaruyordu. Varsın kndnrsun ihtiyar cadı. Şimdı artık köyün camı avlusunda, yahut kahvede naasın nak line mcmur ettifi külhanbeylerinin aldıkları parayı nasıl sar(ettiklerini pek merak edivordu. Acaba içlerinden biri, korkndan bir itirafta bulunmuş olmasın! Jenny, şimdi sevinç içinde, fakat ceketin kokusundan şikâyet (diyordu. Varsın koksun ne o lur, sanki diyerek de tesellisini buluyordu. Nuri Bey ve Jenny akşam üzerine doğrn Istinyedeki koya kadar nzanarak bir A rabın idaresindeki takanın Trabzona gitmek üzere hazırhklarda bulundujunu gördüler. He • men kaptanı görerek Nuri Beyin Trabzondaki hemşlresine göndereceği hediyeleri alıp almıyacağını da sordular. Şayet hava ve riizgâr müsait olursa, taka bir haftada Trabzona kadar gidebilirdi. Daha sonraları Jenny ile blrlikte Rumeli yakasında en son köye kadar giderek küçük bir camii ziyaret ettiler. Camiin nıinaresi yoktu, fakat bir çınar ağacına dayadığı merdiven vasıtasiyle ağaca çıkıyor, oradan ezan okuyordu müezzin! Biraz sonra da küçük bir lokantaya giderek taz'e balıkla rakı içtiler. Balık mangal ateşinde iskara yapıldığı için son derecc lezzetli idi. Beraberce Boğaziçinden dönerlerken vapur, çok tenha idi. l a n vana, hattâ elele çocuklar gibi birbirlerine yaklaşmışlardı artık. Köprüye inerlerken Nuri Bey Jenny'ye, Miasma'nın yalısını gösteriyor, uzcktan beğenip be Ftetninğ Çevlren: B. KURTARAN ğenmediğini soruyordu. Fakat bir ihtimal, genç kızın müfekkeresine saplanmış, bir türlü çıkmak bilmiyordu. Acaba Tonv Grand su ânda Boğaziçinin suları altmda akıntı ile bir sa£s, bir sola sapHnıp duruyor muyduî XIX Ertesi sabah Nuri Bey, çok mesut ve vücudca dinlenmiş olarak otelin rahat yata|ında gözlerini açmış, fakat biraz sonra onu yine düşünceler almıştı Artık Nuri Bey evsiz barksız kalmıştı. Ne elini uzattıgı la man sevdiği bir kitabı alarak okuyabilecek, ne de kendi kendine evin içinde âvare âvare dolaşabilecekti. Gaıeteyl açtıfı »aman ilk nazarda şu satırlarla karşılaşmıştı. «Tony Grand isminde ve birkaç gündenberi beynelmilel polis tarafından aranmakta olan bir gencin ölüsii, Fransada I.e Bourget hava meydanında metruk olarak bulunmuştur. Olay hakkında ve gencin ne ınretle nl, onun ne şeytanl, ne Iblis bir öldürüldüğüne dair simdilik da kadın olduğunu düşündükçe büsha fazla malumat verilmemekte bütün çileden çıkacak hale geliyordu. Biran için cebindeki büdir. Biraz sonra radyoyu açan Nu tün parayı sarfederek Parise kari Bey, aynı malâraatın radyo dar bir uçakla hareket ve Matarafından da tekrarlandığını dam Bonnsompierre vaziyeti nadupunca daba fazla tafsilât alı sıl idare ettiğini gözleriyle görrım ümidiyle nefesini kesmiş, sa mek arzusuna kapıldı, Ömrün dece knlak kesilerek dinliyordu. de ilk defa olmak üzere kendi Fakat malnmatın hepsi bundan zekâsiyle kazanmış olduğu ve ibaretti. Nuri Bey simdi artık Madam Bonnsompierre'in verdiçıkardığı tamamiyle zibnen allak bullak ği para tomarından olmnştu. Bu esrarengiz cina paralara bakarak, böyle habîs yet, gitçide daha da esrar insanlara, böyle desise caizdir, lı bir bal alıyordu. Nuri Bey diyerek kendi kendini haklı çıEmniyet Genel Müdürlüğüne karmak istiyor, âdeta yaptığı iştelefon edip fazla bir rnalumat ten hoslandığını itiraf ediyordu. varsa almak istetniş, fakat ken Anlaşılan, bu kadınların bepsi dini zaptederek bundan vazgeç de aynı sebekeye mensuptular. mişti. Onun yerine çay ısmarla Daha sonra Nuri Bey, telefonla odaya iki kişilik dı ve bir döş alarnk kendine 94 nnmaralı mükellef bir kahvaltı ısmarlagelmek istediKim derdi ki, Nuri Beyin Ma dı. Aç karnına şoke olmaktandam Bonnsompierre ve onun kız sa tok karnına soke olmayı terkardesi Valance İle alâkası var cih eden Nnri Bey, Jenny.ye tıdı. Hele «vvelki gün na'şın me kabasa karnını doyurmasını tavzarlıktan kaldırılarak tabuta siye ediyor; bir taraftan kendi nakledildifi bakkında kim Cer de karnını doldurmayı ihmal etdi ki Nuri Beyin parmağı vardı. miyordu. Aynı zamanda bu §a Süphe yok ki, bu işi üzerine bah Nuri Beyin güzelliği de üsalan külhanbeyleri, radyo habe tünde idi. Durmadan konuşuyor: rini dnymuş olsalar bile ağızla meşhur romancılardan pasajlar rını açarlar mıvdı hiç? Şu bir okuyarak Jenny.yi eğlendirmekaç şün içinde geçen hâdiselerin, ğe çalışıyordu. Kızcağız da, bu N'uri Beyin sinirleri üzerinde pasajların ne münasebetle tekderin izler bıraktıgına şüphe rar edildifini bir türlü anhyayoktu, Hele şu Miasma arnzesi mıyor, Nuri Beyden ne demek istediğini sornyordu. Jenny, tstanbnlda ingilizc« dersi verse, yaşayacak kadar para kazanıp kazanamıyacafım merak ediyor; ikimizi daha mütevazı bir otelde geçindirecek para kazanabilirsem. Istanbulda kalırdım, diyordu. Sonra, birlikte, Istanbulun güzelliklerini keşfedeceklerini, daha neler neler yapabileceklerini sayıp döküyor; Nuri Beyl eğlendirmeğe şimdi Ingiliz kıtı gayret ediyordu. Kahvaltıdan sonra artık kars haberi Jenny'ye ulaştırmak zamanı gelmişti. Üzüntülü btr tavırla: «Senin Tony, maalesef kendi kurduğn tuzağa düsmüş Jenny! Onu dün sabah Paris hava alanında vurmnşlar!» diye anlatmağa başlamıştı. Haber, Jenny'yi oldnkça üzmüs, fakat bir taraftan da memnnn etmisti. Çocuga acımakla be ber; onun daha ilerideki siiflî hayatını sözlerinin önüne getiriyor; ta« mamen bir dolandıncı olarak ya* şayacagını, hapisanelere girip çıkacağını düşünerek elemle karışık bir ferahhk hissediyordu. Çünkü, onun böyle bir bayata lâyık olmadıgı • nı; bütün kabahatin onn vetiştirenlerde oldugunu pekâlâ biliyordu. <Arkası var) Öğleden sonra müdürler toplantısı var, aman kravatınıza, yakalanmza dikkat. Unutup ta sakın çorba içeyim demeyin öğle yemeğinde. DURUM H A F 1 A L 1 K D E B G İ 68. SAYISI ÇIKT1. Cumhuriyet 962 DENİZGİLİK BANKASI T.A.O. Genel Müdürlüğünden: Bankamız Şehir Hatlan yolcu ve araba vapurlarmda para»a yolculuğu sağlayan, 1966 yılında geçerli yeni serbesi kartlarm verilmesine 1 şubat 1963 tarihinden itibaren Şehiı Hatlan İşletmesince başlanacakür. Bundan önce verilmiş bulunan, üzerlerinde, 1964 basılı: yolcu ve araba vapurlannda geçerli serbest kartlaı; l nisaı» 1966 tarihinder. itibaren hükümsüzdür. Ögililere duyunılur. (Basm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle