27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHJFE BKJ 24 Eylul 1965 CUMHURÎYET KARMA EKONOMİ SİSTEMİ Prof. M. Orhan DiKMEN S on günlerde, bllhassa ısrarla ilerl süriilen bir fikir, karma ekonominin sadece bir geçij, yâni intikâl rejimi olduğudur. Bu fikre göre, iki esas sistem vardır. Bunlardan biri kapitalizm, digeri lse sosyalizradir. Bütiin ara rejimler veya ter klpler, netice itibarile, bu ikl ana sistemden birine lnkilâp etmek zorundadır. Başka bir ifade ile. sadece kapitalizm ile sosyalizm, mantıkî ve mütccanis birer bütün teşkil eder. Aradakl sistem ler ve hususile karma ekonomi, sivri ucn üzerinde duran bir cisim gibidir. Müstakar olmayan bir denge teşkil eden bu durum uzun zaman devam edemez. Bu cismin, ergeç, geniş kaidelerlnden birl üzerine oturacak $ekllde, sağa veya sola düşmesi mukadderdir. Yânl, karma ekonoml rejimi, düşüş istikametine göre, kapitalist veya sosyalist sistemlerden birine mıincer olacaktır. Üzerinde israrla durulan bu fikir, ikincl bir flkirle tamamlanmaktadır. Buna nazaran, az gellşmiş memleketler kapitalizm yolu ile kalkınamaz. Bu ülkelerde, yeter mıktarda hirikmiş sermaye bulunmadıği gibi, kuvvetli bir beşeri eleman kadrosuna dayanan, dinamik karakterli, yâni bütün ekonomiyi kalkmma istikametinde süriiklcyip görürecek kapasitede bir hususî teşebbüs sektörü yoktur. Bu sektö'rün kısa zamanda yaratılması da mümkün değildir. Şu halde, az jçelişmiş memleketlerin, dinamik bir kapitalizme geçmeleri ve bu yoldan kalkınmaları itnkânı düşünülemez. Bunları kurtaracak ve kalkmdıracak olan sistem sosyaILondir. Bu fikirlerde ne dereceye kadar bir haklkat payı vardır? Aşağıda, bu suale kabil olduğu kadar kısa bir şekilde cevap vermeğe çalışılmıştır. Uzlaşmaya gidiş vvelâ. sabit kaideye oturan sistemlerin, iddia edildiği gibi, kapitalizm ve sosyalizmden ibaret olduğu dnğru değildir. Bclki de tam aksine, bunlar, tatbikatta bütün diğer sistemlerden çok, uzlaşmaya gıtmeğe mahkum olan doktriner yapılardır. İktisat tarihi, bu hususu açık şekilde göstermektedir. Netekim, eğer kapitalizm, iddia edilen mânâda, sabit bir sistem olsaydı, 18. ve 19. asırlarda yüksek kapitalizm çağını idrak etmis bulunan Bıiyük Britaya ve Fransa gibi ülkeler, bugün bu sistemden azımsanmıyacak ölçüde aynlmak zarureti ile karşı karşiya kalmıyacaklardı. Büyük Britanyada. hususile İşçl Partisinin 1leri sürdüğü ve kısmen de gerçekleştirmeğe çalıştığı devletleştirmeler; Fransada. geniş sayılabilecek bir devlet sektörünün kuruluşu, kapitalizmin ifratlarını frenlemek ve mahzurlarmı gidermek maksadile girişilmiş teşebbüslerdir. Kapitalizmin, karma rejimlerin varması mukadder olan nihaî safhalardan birini teşkil ettiği iddiası karşısında, karma ekonomiye doğru olan bd gidişler nasıl izah edilebilir? Diğer taraftan, sosyalist nizamın bir bakıma en vargılı (eonsequent) şekli olan kollektivizm için de durum aynıdır. Nitekim, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinde olsun, diğer Doğu Bloku ülkelerinde olsun. komünlst refîmden gittikce artan bir ölçüde ayrılmalar müşahade edilmektedir. Sovyet Rusyada, hususî teşebbüsün, ziraî sahanm yanında, ticaret ve hatta sanayi sahalaruıa da teşmili hususundaki düşünce ve denemeler, büyük ilgi ile takip edilmeğe dcğer bir karakter taşımaktadır. H.P. T.P. E c S 3 2 1 2 4 2 1 2 1 ONT1 K.M. n Sosyalizm ve bunun bir mânâda en Iojik şekM olan komünizm, nihai safhalardan biri ise, bir nevi karma ekonomiye geçiş mahiyerlnde olan bu deneme ve gidişler nasıl izah edilebilir? Bu gelişmelerden çıkanlabilecek netice şudur kl, iddia edilenin tam aksine olarak, kapitalizm ve sosyalizm, bueün sivri uçlar üzerinde, istikrarsız bir gekilde duran sistemler haline gelmiştir. Her lkisinln de değişmez bir denge teşkil etmedikleri muhakkaktır. Nitekim her iktisinde, karma karakterde geniş bir kaide üzerine oturmak istikametinde gelişmeler görülmektedlr. 111 z gelişmiş memleketler hakkında ilerl sürülen iddialar da yerinde değildir. Herşeyden önce. Dünyadaki ülkelerl, çok umumî ve kaba bir sekilde, gelişmiş ve gelişmemiş, yahut azgelişmiş diye iki büyük kategoriye ayırmak yanlıştır. Gelişme safhaları tedricidir. Çeşitli memleketler, bu safhalara yayılmış vaziyettedir. Aralanndn, sanıldığı kadar sarih ve kesin bir hudut da yoktur. Azgelişmiş diye vasıflandırılan memleketler bir bütün teşkil etmez. Bunlar arasmda bazen büyük sayılabilecek farklar vardır. Meselâ, Orta Afrikanın Istiklâllerine yeni kavuşmuş birçok devletleri, aralannda yine derete farklan bulunmakla beraber, «geri kalmış» memleketlerdir. Bunlar. muhtelif baknnlardan gelişmemiş haldedir. Yerli idareci, işletmeci ve müteşebbis kadroları yoktur veya yok denilecek kadar azdır. Yerli sermaye teşekkül etmemiştir. Ziraatten dış ticarete kadar, hemen bütün iktisadî saha ve teşebbüsler ve ayrıca amme idareleri, yabancıların ve hususile eski müstemlekeci devletler tebaasının ellndedir. Bu memleketler. daha fazla sömürülmelerini önlemek ve yerli idareci. işletmeci ve müteşebbis zümrelerini yetiştirmek üzere, ekseriya imtiyazlı ve inhisarcı bir sekilde yabancı elinde bulunan amme idarelerini ve ekonomik teşebbüsleri millileştirmek zorundadır. Amme İdareleri ve amme hizmeti mahiyetindeki teşebbüsler devletleştirilmektedir. Fakat, yerli teşebbüsün malî gücü, yabancı kumpanyaların hisselerini almağa yetmeyince, millileştirme, zarureten koyn bir devletçilik seklini almaktadır. Bu gerl kalmış, gelişmemiş iilkelerden sonra, dar mânâda az selişmiş memleketler gelmektedir. Bunlara misâl olarak, Hindistan ve Pakistan gösterilebilir. Bu memleketlerde, yerli idareci ve işletmeci kadroları çok mahduttur. Yerli teşebbüs ve sermaye de aynı durumdadır. Eski müstemlekeci dcvletler tebaası olan yabancılar, memleket ekonomisine hâkimdir. Dolayısile, bu ülkelerde de, bir taraftan millileştirme, diğer taraftan da devlet sektörünün hâkim bulunduğu kalkmma gayretleri gönilmesi tabiidir. Azgelişmiş memleketlerden sonra. bu safhayı aşmış «gelişme halindeki» ülkeler göze carpmaktadır. Güney Amerika ve hatta Avrupanm bazı menıleketleri ile Türkiye, bu üçüncü kategoriye sokulabilir. Bu memleketlerde, yerli idareci, işletmeci ve müteşebbis kadroları vardır. Ancak, bunlar, mıkdar ve kalite bakımından takviyeye muhtaçtır. Yerll sermaye için de aynı şey söylenebilir. Devlet teşebbüsleri ile yabancı yardım ve sermaye, esas itibarile, bu takviye fonksiyonu için gereklidir. IV eri kalmış memleketler için, koyu bir devletçilik şeklinde anlaşılabilen sosyalizm, belki de en tesirll kalkmma yoludur. Fakat, gelişme halinde memleket safhasına erişmiş ülkeler İçin aynı iddiayı ileri sürmeğe imkân yoktur. Bu memleketlerde, henüz tam mânâsile gelişmemiş olau hususî teşebbüfim bafaramıyacağı kadar büyük., yahut başarmayı göze alamıyacağı kadar rizikolu veya uzun vâdeli işleri devlet yapmahdır. Buna karşılık, devletin asıl yapması gereken bu büyük ve aynı zamanda yetiştirici, millî ekonomiye hamle verici işler dururken, enerji ve kudretini, muayyen bir seviyeye ulaşmış olan hususi teşebhüsün kolaylıkla yapabileceği sahalara yöneltmesi ve bu sahalarda israf etmesi doğru olamaz. Bu seviyedeki memleketler için. en doğru ve mâkul sistem, devlet ve hususî teşebbüs sektörleri arasmda, herbirinin kabiliyet ve hususiyetlerine göre âyarlanmış ve memleket kalkmma ve gelişmesine âzâmî derecedc yardımcı olacaU şekilde terkip edilmiş bir karma ekonomi rejimi olabilir. A Somyal sınıflar \re Siyasi partilerimiz Dr. A. Ülkü AZRAK Hukuk Fakültesi Asistanı Aşağıdaki tablolardan, parlâmentomuzda yer alan parti temsi'.cilerinin mensup oldukları meslek gruplarına göre daha ziyade hangi »ınıîları temsil etmekte oldukları kolayca anlasıhr : ügün endüstrileşmenin flerl safhasında bulunan batı d«mokrasilerinde, sınıf problemi bazı bakımlardan ikinci plâna geçmiştir. Batılı iktisatçılar ve sosyologlar, gonümüzde batı toplumlarını teşkil eden sınıfların birbiri karşısında değil, birbiri yanında yer alarak sulh içinde yaşamaiarının saflanmasına yö nelen tedbirlerin (toplu sözleşmeler, işçilerin işletmenin yönetimine ve kârına katılmaları, kooperatifçiliğin genişlemesi v.s.) iyi sonuçlar verdiğini iddia et mektedirler. Buna rafmen, menfaatleri birbirine n t olan sınıfların tabiî mücadelesinin, eskisi kadar şiddetli ve açıktan açıia olmasa bile, çafımızda da devam ettiği bir gerçektir (1). Batıdaki îşçi Partileri, Sosyalist Partiler ve bir dereceye kadar da Sosyal Demokrat Partiler, bu mücadeleyi politik alanda yürüten kuruluşlardır. Başka bir söyleyişle, batının ekonomik bakımdan gelişmiş ülkelerinde siyasi davranışlar, şu veya bu partiyi tutma ve seçimlerde verilen oylar. kısacası siyasî temsil ile sosyal sınıflar arasında, gözden kaçınlamıyacak kadar büyük ilişkiler vardır (2). Meselâ, İngılterede 1951 yıhnda yapılan seçimlerin sonuçlannın Işçi Partisı ve Muhafazakâr Parti bakımından incelenmesi, bu partilere oy veren kütlelerin, ayn sınıflara mensup olduklarını açıkça göstermek tedir. Oylann partilere dağılışını gösteren tablo şöyledir (3) : B 1950 54 DÖNEMİNDE T. B. M. M. (4) s < Huknkçn ve Iktisatçı Tüccar Çiftçi Hekım idareci Eğitimci Emekli subay Sanayici Gazeteci Difer meslekler 89 79 56 44 39 16 15 11 11 14 8 6 4 22 9 105 48 63 19 18 12 14 63 • • 3 1 2 6 S • • a • • • 35 1 1961 65 DÖNEMİNDE SENATO (5) 7. < Hnknkçu ve tktisatçı Hekim Emekli subay Eğitimci Tüccar Çıftçı İdareci Gazeteci Diğer meslekler .3 14 8 4 6 4 6 S c H u 16 4 3 4 o > U 3 3 1 3 2 1 9 2 4 3 1 8 1 8 4 1 3 Ş 54 25 20 1 2 11 H 20 1 U İşçi Partisini Ula ilçesinde bir hâfız kurmuş. Ula'nın Portakallık köyünde rençberlik de yapan hâfız İbrahim Mersin demiş ki: € Ula köyleri çok fakirdir. Buna sebep olanlar din sömürücüleridir. Halbuki din'.er, mezhepler halkm sömürülmesini istemezler Din sömürücüleri sadece nutuklarında Allahın adım anarlar, dini siyasete âlet ederler. Türkiye İşçi Partisi, sömürülen, ezilen halkın yanmda sömürücülerin karşısmdadır. Asıl TİP e bu iftiralan atanlar dinsiz ve Allahsızdır.» Bu partinin komünistlik, dinsizlik. Allahsızlık peşinde olduğnnu söyleyenlere karşı güzel bir cevap. Halk nyandıkça dini poiitikaya âlet edenlerin kuyruğuna tenckeyi bağlıyacaktır. Türkiyeyi kapitalist yoldan kalkındırmaya çalışanlar ve bunlann yuvarlandığı demirkıratlı partiler en kaba sahtekârlık gösterileriyle halkın din duygularını sömürerek oy toplamaya çalışmışlardır. Türkiyenin tek sosyalist partisine karşı giriştikleri iftira kampanyasında gene halkın din duygularını sömürmek yoluna sapmışlardır. Sosyalist partisinin din ve Allah tanımadığmı yaymak için çırpınmışlardır. Türkiyedeki kapitalistlerin dünyadan haberleri yok mudur? Dünyada İslâm kapitalizmi olmadığı halde İslâm sosyalizminin gelişmekte olduğunu ya bilmiyorlar, ya da bildikleri halde halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Kapitalizmle müslümanhğm tarih boyunca karşılaşmalan Türklyedeki kapitalistler için tâlilısizlik sayılacak kadar kötüdür. Yeryüzünde İslâm ülkelerini sömürge yaparak iliğini emenler, kapitalistlerdir. Bu İslâm ülkeleri de kapitalistlere karşı dövüşerek, millî kurtuluş savaşlarını kazanmışlardır. Kapitalistler, dünyanın her yerinde insanlari Hıristiyanlaştrrmak için geniş propaganda yatırımı yapmışlardır. Afrikanın uzak köşelerindeki zencilere kölelikle Hmstiyanlığı beraber götürmüşlerdir. Bugün Türkiye sınırları içinde kapitalizmin nıerkezlerinden beslenen yoğun bir Hıristiyanlık propagandası yapılmaktadır. Kapitalistler, Türkiyede dergi çıkarmakta, broşür dağıtmakU ve açıkça Hıristiyanlığa çağırmaktadırlar halkmıızı . Sosyalizmin ise, müslümanlıkla ilişkileri bunlann halka söyledikleri gibi değildir. Bırakınız sosyalist ülkeleri. komünist ülkelerdeki durum bile başkadır. İki ay önce Çin'e giden Türk gazetecileri hapishanelerdeki müslüman mahkumlar için ayn kaplarda yemek pişirildiğini görmiişler ve yazmışlardır. Komünizmin en katı tenısilciliğini vapmakla övünen Çin'de durum böyle... Ama sosyalizmin bugün bütiin İslâm dünyasını sardığını bilmemek için cahil olmak gerekir. Sosyalist islâm ülkplerinin aksiyon içinde pişirdiği düşünceler, islâm dünyasında geniş yankılar yapmaktadır. Bırakınız îslâm dünyasını Batı yazarları ve dıisüniirleri. islâm sosyalizmini bilirasel bakımdan inceieyen geniş çalışmalara girmlşlerdir. Şhndi bizimkilerin cahillik yüzünden düştükleri gülünç duruma bakınız! Müslümanlar kurtuluş yolunu sosyalizmde bulurlarken ve Atlantikten Hint Denizine kadar müslümanlarm sosyalizmi gelişirken bizim ağnlar kalkmışlar: Onlar dinsiz ve Allahsızdırlar... diyorlar. İnsanı şaşırmıya gorsün bir kere.... Artık ne kadar rırvalıyacağı hesaba, kitaba gelmez. Yıllardan beri din sömürücülüğü yaparak siyasi iktidan paylaşanlar ve halkın kutsal duygularına bu şekilde en büyük saygısızlığı edenler artık bir köşeye sıkışmışlardır. Kendileri için en ufak bir çıkış yolu yoktur. Bugün Türkiyeyi yabancı ipoteği altına sokmuşlardır. Ve bugün Türkiyedeki yabancıların hıristiyanlık propagandası yapraalarından da onlar sorumludur. Demokrasiyi dejeuere etmişler, Atatürkçülüğe karşı çıkmışlar, dini politikaya âlet etmişler, halkı srimürmüşler, güzel memleketimizi dünyaya karşı küçük düşürmüşler. her şeyi rezil etmişler, frkir özgürlüğiinü yoketmişlerdir. Şimdi de hesap verme vakti gelecek diye ödleri kopmaktadır. S 4 1961 65 DÖNEMİNDE MİLLET MECLİSİ (6) 55 H.P. 0* 10 ^.«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••H < ü G £ Işçl Partisl Muhafarakâr Parti O 11,3 1.9 milyon milyon 6,2 5,8 700 milyon milyon bin YENİ TARIH YAYIHURI Türker ACAROGLU • ACI HÂTIRALAR (Hüseyin Aydın). Ist., Sinan Matbaası, 1965. 104 s., 3 lira. Vize'de emekli bir öğretmen olan yazar, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılann, sivil ve asker Türk esirlerine yaptıkları korkunç işkenceleri anlatıyor. Zamanında tutulan notlara dayanılarak hazırlanmış. Yazar, hayatmın acı anılarını naklederken tarih, yer, arkadaş ve komutanlarının adlarmı tam olarak zikretmektedir. Kurtuluş Savaşında baba ve dedelerimizin bu yurdu ne kadar güç koşullar altmda kurtarmış olduklarını gençliğimize gösteren. ibret ahnacak bir eser. • ADLARIN1 GÖKLERE YAZD1RDILAR (Fikret Ant). İst., Ak Kitabevi, 1964. 76 s., resimli, 5 iira. Türk havacıhğinın ilk uzun mesafe uçuşu lstanbul Iskenderiye hava yolculuğunun ve bu Eeferde ölen ilk hava şehitlerimiz Fethi, Sadık, Kuri Beyler'in hikâyesi. 1964 yılı, bu ünlü yoiculuğun 50. yıldönümüne rastlıyordu. Bu münasebetle, jazar, bu konuda günümüze kadar neler yazılmış bulunduğunu merak ederek, havacılıkla ilgili kitap, broşür ve yazıları gözden geçirmiş. «Tasviriefkâr., 4kdam», «Tanin. gazete!eri koleksiyonlannı incelemiş. Havacılığa çok önem vermiş olan «Tasviriefkâr» gazetesini esas tutarak bu kitabı hazırlamış. Maceralı yolculuğun hikâyesi, kitapta etraflıca anlatılmıştır. • AGLAYAN DÜNYA (derl. Muzaffer Ender'. İst., Sinan Matbaası. 1964 192 s., 5 lira. Kırklareli'nde oturan derleyici. Atatürk'ün ö'Iünıüne ağlayan dünyadan bize parçalar sunuyor. Baştarafta. cenaze törenine katılan ülkelerin heyet üyelerinin isim ve sıfatları bir liste halinde verilmiş. Daha sonra. Amerika'dan Yıınanistan'a kadar. bütün düııya ülkelerinde Ata için yazılanlar, söylenenler alfabe sırasıyla konmuş. Bu yazı ve demeçler. sahiplerinin isim ve sıfatları ile basılmış tarihleriııi, bazan da tire resimlerini ihtiva ediyor • 19391963 ÖNEMLİ İÇ VE DIŞ OLAYLAR KRONOLOJİSİ İst., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., 1964. 131 s., fiyatı yazılı değil. 1 Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'ya saldırıya geçmesiyle başlıyan kitap, 29 Aralık 1963'te Kıbrıs'ta çarpışmaların devamım bildiren notla sona eriyor. Yapı ve Kredi Bankası Ikinci Dünya Savaşmm sonlarında, 1944 eylülünde, faaliyete geçmiş olduğundan, bu tarihe kadar yalnız savaşla ilgili olaylar ahnmış. Her yılın fonunda. o yıl Nobel armağanı alanlarla başlıca maü ve iktisadi olaylar da a>T!ca gösterilmiş. Böylece, 1kinci Dünya Savaşı ile 195060 dönem Türkiye olaylan için yararlı bir kılavuz niteliği taşımaktadır. • DOKTOR RIZA NXR ÜZEBİNE ÜÇ YAZ1. YANKILAR, BKLGELER (Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil) Ankara, Üçler Yayını, 1965. 79 s., röprodüksiyonlu, 3 Hra. (Üçler fikir ve küHiir kitaplan dizisi: 11. 196354 yıllarında \azar. Dr. Rıza Nur üsttine gazete ve dergilerde üc orijüıal yazı yayınlamış. bunlarda Rıza Nur'un Bıistish Museum'daki yazma eserleriyle gizli kalmış önemli bir belgeyi tanıtmış, Rıza Nur'un kişiliği, siyasî düşünceleri üzerinde durmuştu. Tahmin edildiği gibi, bu yazılarm basında yankıları büyük ve geniş oldu; imzalıimzasız. lehıealeyhte birtakım yazılar çıktı. İşte, Tütengil, kendi yazıları ile bunlann yankılarını, bir de kanıt olabilecek belgeleri bu kitapta biraraya topluyor. Dr. Nur'un bilhassa Fırka programı, ilk alınacak tedbirleri, İlmî ve Edebî Cemiyet tasansı, •Hayat ve hâtıralarım» adlı eserinln son sayfalan çok önemli, pek ilgi çekicidir, • ESKİ SEYYAHLARA NAZARAN XVL YÜZYILDA İSTANBUL (Feridun Dirimtekin). İst.. Fetih Cemiyeti İst Enstitüsfl Neşriyatı: 53, 1964. 80 s., 22 resim, 5 lira. Içindekiler: Istanbul'un medenî ve içtimai hayatı, padişahlar, III. Sultan Murad:ın oğlu Mehmed için yapılan sünnet düğünü, cuma selâmlıkları, (eski saray) sarayı atiki âmire, bir vezir sarayı, bir kaptanı deryanın zafer alayı, sefirler, bir Alman sefirinin İstanbul'a gelişi, Alman sefirinin padişah tarafından kabuiü, İstanbul'da bir Fransız sefiri, GalataPera, Tophane, Kasımpaşa, Adalar ve Büyükada, At meydanıHipodrome, Bedesten, Türk kadınlan, Türk kadın kıyafeti, Türk lerde erkek kıyafeti, Türklerde temizlik ve hamam, hamamlar, Türk kadınlarının hamama gitmesi, Türklerde evlenme töreni, Türklerde yemek ve içmek, mektepler, Türklerde musiki ve musiki âletleri, güreşçiler, Türklerde hayvan sevgisi, Kanuni Suitan Süleyman devrinde şarap yasağı, ramazan ve bayramlar. Rum kadın kıyafeti ve Beyoğlırndaki Rum kadmları, Rum Patrikhanesi Fethiye, Rumlarda izdivaç merasimi, Museviler ve Ermeniler, Türklerde adalet tatbikatı, çarçı pazar kontrolü, îstanbul'da hekimler, veb», bir ecnebi sefirin Türkler hakkında söyledikleri, İstanbul şehir haritası, bitliyografya. • GARP MEMBALARINA GÖR7 ESKİ TÜRK DEMOKRAStSİ. (Ismail Hami Danişmend». İst., Sucuoğlu Matmaası, Dağıtım: Minnetoğlu Kitabevi, 1964. 185 s., 10 lira. Kitabın baştarafmdaki açıklamaya gbre: «... Dünya tarihinde ilk demokrasiyi Türkler kurmuş ve iki meclisll ilk parlâmentoyu da Türkler tesis etmiştir: Orta Açya'daki göçebe Türk imparatorluklarmın bile dünyada misli görülmemış bir takım demokrasl esaslanna istinad ettiği tesbit olunmuştur; bu itibarla demokrasi Türklügün ırki hususiyetlerinden biri ve hattâ birincisi demektir. İslâmiyetten sonraki Tiirk devletlerinde de muhtelif tezahürleri görülen bu tarihî ve millî hususiyetimiz, Türkiye'nin azsmet devrlnde muhtelii milletlere mensup Avrupa âlimleri tarafından asırlar boyunca tetkik edilip HıristiyanGarbı titreten eskl Türk idaresinin bir •Mutlakıyet değil. hilâkis bir .Deraokrasi olduğunda Ittifak edilmiştir. Ancak, bu eski demokrasimizin Osmanlı mhitat devrine şümulü yokhır: Çünkt" Inhitot devrînln ldaresl bir mutlakıyetten başka bir sey değildir^ Tabloda orta sınıfı teşkil eden seçmenler, genellikle avukat, rr.ü hendis, hekim, maliyeci v.s. gibi meslek sahipleriyle, büro müstahdemleri, memurlar ve küçük esnaftır. Bakışlarımızı Türkiyeye çevi rirsek. manzaranın batı toplum • larından bayli farklı oldujunu görürüz. Gerçekten, ekonomik ba kımdan az gelişmiş ülkeler ara • sında yer alan Türkiyemizde, endüstrileşmiş toplomlarda görü • len sınıflar arası kesin ayrılıkların henüz ortaya çıkmamıs bn lnnması ve özellikle iktisaden güçsüz halk tabakalannda sınıf bilincinin uyanmamış ya da u • yandırılmamış olması, ekonomik faktörlerin, sosyal ve dolayısiyIe siyasal bir hiyerarsiye yol a çan nitelikte olması, başka bir deyimle feodal sistem kalıntılannın devam fdeçelmesi, siyasî par tilerimizde siyasi temsil meselesinin bir açıklıfa kavuşmasına en?el olmaktadır. J ? t e yandan, T.İ.P. dsşında ka•• lan siyasi partilerimizin he" men hepsi, gerçekte azınlığı teşkil eden varhklı halk tabakalarının çıkarını korudukjarı halde, daha geniş bir temsil esasma dayandıkları izlenimini yaratmak için, sık sık bütün halk tabakalarınm menfaati için çahştık lannı ileri sürmek suretiyle se çiml«rde daha fazla oy alma gayretine düşmüşlerdir. BildiŞimi ze göre, bir siyasî partinin bir sınıfı temsil ettiğini iddia edebil mesi için o sınıfın mensuplarına kendi kadrosu içerisinde parlâ • mentoya girebilmek imkânını sağ laması gerekir. Meseleye bu a çıdan bakıldığmda parlâmentomuzda hangi sınıfların mensuplarına ne oranda yer verilmiş olduğunun tespiti önemlidir. Huknkçn ve 3 131 39 51 6 23 3 Iktisatçı 19 57 21 4 12 1 Çıftçı 47 11 23 1 Hekim 43 1 2 Tucca18 10 7 5 . 27 10 12 1 2 2 Gazeteci 3 22 4 2 9 2 Emekli subay 0 20 4 9 3 Eğitimci 1 1.5 9 3 İdareci • > v , 3 13 8 5 Sanayici 1 1 İşçi 2 29 11 14 1 1 Difeer meslekler urada örnek olarak 1950 ve 1961 dönemlerinin seçilmiş olmasının sebebi, birincisinin çok partili rejimde ilk defa bir iktidar değişmesini izlemesl, diğerinen ise bir ihtilâl hareketinden sonra kurulan II. Cumhuriyet Parlâmentosuna taalluk etmesidir. Bu rakamlardan elde edüebilecek sonuçlar şunlardır: • I Partilerimizin Parlâmentodaki temsilcilerinin mensup oldukları meslek gruplarımn birbirine oranı bakımından partiler arasında benzerlik vardır. Şö'yle ki, bütün partilerde, hukukçuluk, hekimük v.s. gibi belli bir tahsil ile kazanfıan meslek lerin mensupları önde gelmekte. onu çiftçiler (ki bunlar da tarım işçileri veya toprağında bizzat çalışan üreticiler değil, büyük toprsk ve çiftlik sahipleridir'. tüccarlar ve sanayiciler iziemekte ve nihayet her iki dönemde de Parlâmentoda birer işçi temsil^ ^ bulunmaktadır. <J 1V1 e.' K.M • T.P. E L 3 Ş Ankara Meydan Sahnesi Oyuncuları • Yarın Matinelerden İtibaren i Dormen Tiyatrosunda YALNIZ ALTI GÜN İÇİN Ü İÇLN Q H • • Komedisi oynamaya başLyor. (25 30 Eylül) Reklâmcıhk 3(545'11403 ••••••••••••••••••••••i •••••••••••••••••••••• 'y' RENGİN (Günseli) PEKtN ile GÜNEŞ PEKİN Evlendilcr 23.9.9«5 BEYOĞLU Cumhuriyet 1M27 ~ Dr.. ŞÜKRAN (GÜMÜŞ) • URITBAY ile M. FATİH GÜSltJS Evlendüer 22.9.1965 TB RA: 438 1H2« B I . • J Ş • ! • • a MEYLID Cfuliyle bizi acılar içinde bırakan sevgill alle büyüğümüz eski Mallye Müfettişlerinden ve B. M. Meclisi Reis Vekiüerinden Denizcilik Bankası İdare Heyeti Üyesi Avukat £ £ 1960 devrimi, Parlâmentoda partilerin temsil ettiği sınıfların oranında hemen hemen hiç bir değişiklik yapmamıştır. Görülüyor ki, bugüne kadar Parlâmentolarımızda işçüer, köylüler, küçük esnaf, sanatkârlar, küçük memurlar ve büro müstahdemleri gibi iktisaden zayıf olan halk tabakalan fki çoğunluğu teşkil etmektedır) temsil edilmemiştir. TEŞEKKUR Kıymetll ejira ve sevgili babamız Dir mukayese j İIISAN RÜŞTÜ BAÇ'ın S • I • 5 • ; ! S S ; : aziz ruhuna ihtaf edilmek üzere vefatının kırkıncı gününe müsadif 25.9.1965 cumartesl günü öğle namazını müteakıp Ştsli Camilnde Duahan Hacı Nusret Yeşilçay idaresinde güzide MevlithanJar tarafından Mevlidl Şerif ve Kur'anı Kerim okunacağından arzu bııvuran muhterem akraba, dost ve din kardeşlerimlzin huzurları rica olunur. AİLESİ ; ! • S • î ; • ÎHSAN CELÂL Antel'in vefatı dolayısiyle bizzat cenazesine gelerek, çelenk göndermek. telefonla, telgrafla ve evimize gelerek acılanmızı bizlerle paylaşan akraba ve dostlarımıza tejekkür ederiz. F.şi ve Çocukları Basit bir karşılaştırma yapılabilmesi için Batı Almanya'da 1957 istatistiklerine nazaran, partilerin parlâmento içindeki temsilcilerinin meMeklerine göre oranlarını gösteren bir tabloyu okuyucularımıza sunuyoruz (7) ; e a • S ;î :\ Çiftçiler Hnkukcu ve Iktisatçı Idareci Işletme Md. ve Fonksivoner İşçi ESİtimcl Basın mensubu Diğer meslekler t « İ İEî S ^a i,::;, 8 10 4 . 2 C Sa 3 1 2 1 J£ u ™ s a. 45 30 39 20 14 17 10 102 s 11 7 27 20 14 19 78 :c Z o H 61 52 52 50 34 34 30 < Cumhuriyet 11407 MARDİN VALİLİĞİNDEN 1 Mülkiyeti ö z e l Idareye aıt Derık llçesındekı eski Ortaokul binası 80.000 lira bedel üzerinden kapalı zarf usulü ile ve taksitle satışa ç ı k a n l m ı ş t ı r . Ihale 4/10/1965 Pazartesi günü saat 10 da îl Daımi Komısyonunca yapılacaktır. Muvakkat teminatı 5250 liradır. 2 Isteklilerin belirtilen gün ve saatte teminatları ile birlikte m ü r a c a a t l a n yayınlanır. (Basın 16972'11394' 3 1 15 11 206 TOPLAM 277 181 43 18 519 u r a d a da belli bir tahsile bağlı olan mesleklerin mensupları çoğunluğu teşkil etmekle beraber, işçilerin b ü t ü n p a r l â m e n t o üyelerine oranı yaklaşık olarak 1115,2 dir. Batı demokrasilerınin plüralist niteliği de b u r a d a kendisini göstermektedir. ö n ü m ü z d e k i seçimde T ü r k p a r l â m e n t o s n n d a da işçi ve köylfl temsilcileri hiç değilse S 5 oranında yer alabildikleri takdirde, demokrasimizin plüralist bir yönde gelişmeğe basladığını söyleyebiliriz. Aksi halde ülkemizdeki sosyal ve siyasal dengesizlik, bütün açıkhğı ile devam edecektir. B ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a MEVLID Kıymetli Eşim, Sevgili Babamu Hüseyin Hüsnü AKER'in vefatının kırkıncı günü münasebetiyle 26 eylül tarihine müsadif pazar günü öğle namazını mütaakıp Fatih Camii Şerifinde, aziz ruhuna ithaf edilmek üzere, memleketimizin en kıymetli ehli Kur'an ve Mevlitharüarlndan Duahan Hacı Hafız Nusret Yeşiiçay, Hacı Hafız Hasan Akkuş, Hacı Hafız Ali Gülses, Hafız Zeki Aitın, Hacı Hafız İbrahim Çanakkaleli, Hafız Fevzi Mısır, Hafı: Emin Işık, Hafız Hüseyin Top, Hafız İsmail Danış, Hafız Mahmut Hataylı ve Fatihli Kardejlerin okuyacaklan Kur'anı Kerim ve Mevlidi Şerife «rzu eden akraba, hemşeri. dost ve dindaşlarımızın huzurlan niyaz olunur. AİLESİ Ilâncılık: 8766/11397 DUNYACA M A R U F (1) Bkz. HOCHHUT, Rolf, Der Klassenkampf ist nicht zu Ende, «Der Spiegel» dergisinin 1965 mayıs ayına ait 22. sayısı, sh. 28 vd. (2) Bkz. LAROQUE, Pierre, Sosyal sınıflar, îst., 1964, sh. 17. (3) Bkz. BONHAM, John, The middle class vote, Londra, 1954, sh. 168. (4) 1 Kasım 1950 tarihli T.B.M. M. yıllığmdan alınmıştır. (5) 1 Ekim 1S62 tarihli T. B. M. M. yıllığmdan alnmştır. '6) 1 Ekim 1962 tarihli T. B. M. M. yılhğından alınmıştır. (7) Bkz. LANGE, Max, Politische Soziologie, Berlin, 1964, sh. 150. Erzincan Askerî Satın Alma I Komisyon Başkanlığından Aşağıda cinsleri, miktarlan muiıamınen tutarları ve geçıcı teminatlan yazılı 15 kalem yiyecek maddesi karşılarında vazılı gün ve saatlerde kapalı zart usulü ile ihale edüeceKtır Evsaî ve şartnamelert, Ankara. Istanbul Lv Âmıriisieri tle ffomısvunnmu! da görtilebilir Teklll mektuplarının ihale saatinden Bir ssat ev vel Komlsyonumuzs verilmesi şarttır Postadaki vâkı gecikmeler kabul edilmez. C I N S 1 Lahana tspanak Prasa Hamç Annut Zeytin tanesl Duble zeytin Turşu Kuru soğan Portakal Dornates salçası Pekmez Tahln • Mandalina Tahln helvası Miktan kilo 800CKJ 80000 80000 M. Piyatı G. teminatı Lira kr. Lr. kr. 52(100 00 52000 00 52(100 00 3001)0 00 itiOOO 00 12750 0(1 29750 00 77(KK) 00 700(10 00 3«50 üü 3K60 L I M :i«5ü iKi 2250 00 12IKI UO •(207 UO 22X! 00 5100 00 4750 00 •İ75O 00 3U98 00 2U50 00 3000 00 445f\ 00 4«15 00 thalenın (îünü Saari 4/10/196.1) 4/İÜ/1HK5 5/10/l»fiS 6/10/l»K6 6/10/19«t 8/ıo/ıa«6 H10/1HK5 9/10/19HS IU30 ıı oo 15 30 10 30 11 M' lü ;«ı 11 Ml 15 30 10.3tı 11.30 11 (M) 10.30 11 30 10 30 11 OT YARIN SEÇİM ÖNCESİNDE DURUM II•«*••>•••••••••••«••••••••! TECUMSEH :::: takatta 110 ve 220 Volt. 1400 devirli ekovat başları. Derhal teslim. 1/8 1/6 1/4 1/3 1/2 3/4 beygir. KISMET TİCARET EVİ Bernhard Rottmann Gürün Han kat 8, No: 857 İstanbul. Tel: 22 59 10 Ütoahkı 8792/U4PQ Her 5000C 10000 900(ı 5001) 2200lı 4000C 1400ü 10O01 8(XKJ 40OOT) 15000 n;ı\tX) oo 41300 00 İIHKHJ 00 40000 00 S40(» 00 71250 00 Herhangi Bir Roman. Siyasal Roman 5 lira. İLHAMİ BEKİR Yeni Şark Maarif Kütüphanesi No. 60. HBR u/iü/ıa«5 1 ıı/ıo/ıs*. . 13/10/1965 878Û 11401 (1609 Basın 17238/11390)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle