Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE ALTI CUMHTRtTET 11 Eylul 1965 ORHAN KEMAL jubeye, Uleri oluverecekken gitmezler, «Kudret Beğ>i lokantada küçük tereyağı kebeleri, peynir tu Gün geldi kasabada bir «Kudret lumlan, tâze mevsinılik meyve sebeğ» dir aldı yürüdü. Müdürünün de gözünden kaçmıyordu bu. Kı petleriyle bekler, o gelince dinse! bir saygıyla ayağa kalkar, küçük zıyor ama kimselere lâl anlatamıbir iltifatma kavuşmayı cana minyordu. Daha çok da köylü, «Kudnet bilirlerdi. ret beğ» diyordu başka bir şey demiyordu: Sonra da başlarlardı: « Kudret beğ.. Esgerlik çube« Doğrusu lpten adam alır sinde böyle bi işimiz va.. Zâtiniz kurban olduğum!» ne dirsiniz ola bu işe? Ne tevir dut « Doğru vallaha. Ağırlığınca sak işi acep?» alttn eder!» Isier askerlik şubesi, isterse ta« O tdrij var y» lstidacı İdpu, kaymakamlık, bankalar, vergi ris?» memurluklan... Kudret Yanar« O da ondan geri kalmaz didağ'ın tutumu hemen hemen hiç yecen biliyorum ya, nirde Kudret değişmezdi: Iri gözleriyle karşılarbeğ, nirde istidacı İdris!» da bir noktaya uzun uzun bakar. « Töbe di laan. îdiris, Kudret kendi kendine ölçer biçer, cekebeğ*in kesip attığı dırnak olamaz..» tinin mendil cebinden küçük def• Tâbi canım,.» terini çıkarır, bir şeyler not eder, • Kudret beğ di, orda dur!» daha olmazsa iş sahibinin adını sa nını sorar, defterini yerine korksn istidacı Idris'e: Kudret bey dilediğince heışey« Yann sabahleyin bana gel, leri bilsin, yapsın çatsın, köylümüsveddeleri al. Tebiz et!» nün dediğince, kom^urken agzmdan yağ bal aksın. Eşşekten büyük Derdi. Hinoğlu hin İdris de, ufaat. attan büyük deve, deveden bücık gözlerinin civa kadar oynsk yük fil vardi. ve: şimşekli ışıltılanyla hiç mi hiç boz mazdı: « Muamelâtı resmiyye, öy!e beş paralık kâtiplerin dilediğince • Bâşüstüne beyefendi!» muamele görmez, işler onun keySonra yenilir. içilir, sırasına göfince tedvir edilemez!» di. re çalgıcılar dinlenir, eiler çırpı!;r, oyunlar oynamrdı. Herkes, islyi ama, Kudret Yanardağ'ın böy tidacı İdris bile zivanadan çıkardı le bir iddiası olmadığı gibi, buna da, Kudret bey sâdece gülümserheves bile etmezdi. Akşamları ken di. Oyle ki. herkes onun gözünün di kesesinden iki kadeh atmak üiçine bakardı. zere gittiği şehrin biricik içkili lokantasındaki her zaman oturduîju • E, artık vakit hayli geçti. masayı Idris ve «Erbâbı mesâlihKaîksak fena oLmaz.» le dolu bulur, o lokantadan içeri gi dedi mi. her şey mayna, evlerin rerken de, başta lokanta sahibi, yolu tutulurdu. garsonlar, hattâ başka masalardaKudret bey kazara o gece lokan ki müşterilerle «Erbâbı mesâlih», taya gelmedi mi? Masasındaki bnş gürredek ayağa kalkar'ar, ma.«ayere hiç, ama hiç kimse oturamaznın köşesini ona ikram ederlerdı. Böyle bir gün, kaymakamla ardi. kadaşian gelmiş, o masaya oturmak istemişlerdi de, lokanta sahiNe yapabilirdi? «Hayır. olmaz. bi özür dileyerek o masanın önceBana bu ikramı göstermeyin. Ben den tutulduğunu ileri sürmüş, kos bu kadar ütifata lâyık değilim. arkadaşlarını Benden büyük bizim müdür, son koca kaymakamla başka masaya oturtmuştu. Oturtra kaymakam var. Onlar benden daha iyi bilirler her şeyi. Bu ik muştu ama. az sonra bir kıral, b;r hükümet, devlet reisi edâsıyla giramı onlara yapın!» mı desin? Deren, önceden tutulduğu söylenen se bile kim dinler? Askerlik şumasaya geçince, kaymakam hop besinde bir işleri mi var?. Gitseler kalkmış hop oturmuş, o günden her hangi bir isüdacıya, iki satırsonra «kâtip parçası>na kancayı !ık bir istida. Sonra başvursalar 42 pe^t aotM. OTOsoıf/url /lg> takmıştı. Heit milll günlerden birindeki bir olay'sa bu kancaya tüy dikmişti: Şehrin kurtuluş yıldönümierinden biri kutlanıyordu geçit resmi vardı. Başta kaymakam, jandarma komutanı, ilçenin sıra sıra, irili ufaklı memurlan yerlerini almışlardı. Kudret Yanardağ da bu mut lu günü heyecanla kutlamak için siyah elbisesini giymiş, küçük me murların arasına kablmışü ama, hakçası, onun bulunuşu, küçük me murlar kuyruğunu büyük memurların bulunduğu baj taraftan daha heybetli kılmışb. Merasim kıtası geçiyordu. Komutu verecek komutanın gözü Kud ret Yanardağ'a takılmış, bu kell» kulak yerindeki adam onu âdeta büjKileyip çekmişti. Nitekim kaymakamın falan değil de, Kudret Yanardağ'ın hizasına gelince komutu patlatmıştı: • Dikaaaat... sağaaaa bak!» Merasim kıtası şırak, sağa baknrak Kudret Yanardağ'ı selâmiayıp eeçerlerken, kaymakam küplere biruniç, tepinmiş; yanıbaşındaki ka ra. kuru Nüfus Müdürünü kıyıya cekip açmıştı ağzuıı yummuştu gö zünü: « Ben sana bu pezevengin rr.eraçime katılmasma mâni ol dememiş miydim? Bu ne rezalettir? Bu ne lâübâliliktir? Neden, neden katıldı merasime bu meşşodunu?» Kara, kuru Nüfus Müdürü keke lemişti: « Nasıl mâni olabilirdim bpycfendi? Her hangi bir vatandaş.ı, bu kutsal günden hisse almıyacaksın nasıl diyebiliriz?» « Ukalâlık etme karşımda, bana vatanda; hürriyeti üzerine ders mi vereceksin?» • Estafurullah beyefendi. Arz etmek istediğim...» • Kes. kes haydi ötüp durma!» Kaymakam'dan yediği zılgıtla Nüfus Müdürü de kaymakamın pö zünden düşmüş, ama en $ok da Kudret Yanardağ, ilçeli memurlann kıskançlık, hu^ yıldınmlannı üstüne çeker olmuştu. Memurlardan pek çoğunu kıskandıran, Kudret Yanardağ'ın gerçekten «erkek güzeli» oluşuydu. Alunh, çalımlı, lâiı sözü yerindeydi. O kadar ki. nâmı şânı evlerde, kadınlar arasında bile yaygınlasmıştı. Hattâ bir gün Kaymakam evde, karısuu bu yüzden misafirlerin önünde adamakıllı haşlamıştı. B05 bulunan kadın, sokakta gördüğü bir köylü delikanlısının yakışıklığını öğmek için: « Tıpkı Kudret bey gibi!» demişti. Bir kıyıdaki masada arkadaşlarıyla bezik oynamakta olan Kaymakam duymuş, küplere binmif, oyun kâğıtlannı falan fırlatıp kalk mış, avazı çıktığı kadar bağırmaya taaşlamıştı: « Inadına mı yapıyorsun hanım? Beni çıldırtmak için mi? Bil miyor musun o kepazenin nazarım daki kıymeüni? Neden, neden ismi geçiyor bu evde? Hem de kanmm ağzında?» Kadın özür dilemekle kalmamış, yalvarmı? yakarmış... sonundı kay makam kesip atmıgtı: • O ökiizün adı geçmiyecek bir daha evimde!» Saat on ikiyi beş geçiyordu. Vali, Vilâyetin en üst katındaki odasının penceresinden caddey» bakıyordu ki, birden Kudret Yanardağ gözüne ilişti: ArkasındaH ellerinde sarı çantası, sırtmda çi« gili kahverengi kostümü, kola'i ya kası, kıravatı... Tamam buydu *şte. Böyle anlatmışlardı. Geliyordu. hem de Vilâyete geliyorda «Herif!» Pencereden hız'a çekildl, zil* basü, içeri giren odacısına: Vali muavini beyi çağır bana, dedi. Vali Muavini gelinceye kadar da gene bir koşu pencereye gitti, açağıya baktı. Vay anasını, amma hey betli adamdı be! Peki ama, Vî!âyete ne diye geliyordu? Hani halkm nabzmı yoklıyarak sehir fızerine bilgi toplıyacaktı? Telefon çaldı. Koştu kulaklığı aldı: Aloo.. ha, sen misin? EvetT Gördüm geliyor. Peki peki... Telefonu kapath. O mrada Vali Muavini de gelmişti. Kulakhğı yerine bıraktı Vali heyecanla: (Arkası var) xnı. ••••«•raı ••••••I ••«•••••••»•••••••••«•a Ayancık Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden Kum, ADSIZ KAHRAMAN •••••••••••••••••••••••••••••uBaaBBBBaaaBBBi (Basın 16454/10783) » I 1 Işletmemizin Merkez bölgesinin Saha. Fidanhk ve Zaviye depolarından (3690^ metreküp, Kumluk bölgesinin Yenikonak deposundan <1266> metreküp ve Çangal bölgesinin sakız deposundan <4 3 > metreküp Çam. Köknar tomruklarla Çam sanayi "82 odunları (95) parti halinde açık artırma suretiyîe ve peşin bedelle satışa çıkarılmıştır. 2 Merkez ve Kumluk bölgesine ait olan emvalin satışı 20/9,1965 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14 de Cangal bölgesine ait olan emvalin satışı 21.9.1965 tarihine rastlayan salı günü saat 14 de îşletme Müdürîüğü binasmda toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. 3 Beher metreküj) tomruk ve sanayi odunlarının muham: men bedelleri: II. S. normal boy köknar tomruk <251.) II. S. uzunboy köknar tomruk (337.) III. S. normal boy köknar tomruk (199.) ni. S. Uzun boy köknar tomruk (249.'• III. S. kısa boy çam tomruk ı'126.) ve (179.) lira III. S. normal boy çam tomruk (196.) m . S. Uzun boy çam tomruk (240.) çam sanayi odunu (75.'< liradır. 4 Bu işe ait şartname Orman Genel Müdür!üğünde: Kastamonu Orman Başmüdürlüğünde. Ankara, îstanbul, îzmir, Mersin, Samsun ve Sinop İşletmesi Müdürlüklerinde görülebilir. 5 Her partinin miktar ve geçici teminatları şartnamede gösterilmiştir. Isteklilerin satın alacakları partiîerin »i 7,5 temijıatını İşletme veznesine yatırıp şartnameyi imza ettikten sonra Komüyona nıüracaatları ilân olunur Çakıl ve Çimento Alınacaktır: TARIM BAKANLIGI Erenköy Amerikan Aema Fidanlığı Müdürlüğünden 1 Açık eksiltme ile 25 m3 kum, 35 m3 çakıl ve 250 torba çimento saün alınacaktır. 2 Tamamının muhammen bedeli (TL. 3.572.30) lira olup geçici teminatı (TL. 267.95) liradır. 3 Eksiltmesi 14 eylül 1965 salı günü saat 15 de Fidanlımızın Göztepe hat boyundaki idare binasmda toplanacak Emanet Koomisyonunda yapılacaktır. 4 Şartname ve mukavelename hergün iç saatlerinde Müessesemizde görülebilir. 5 Isteklilerin eksiltme gün ve saatinde Kadıköy Malmudürlüğüne yatıracaklan teminat makbuzu ve 1965 yıL Ticaret Odası vesikasile Komisvona müracaatları. (Basın 15969/10786) M.S.B, lığı Tuzla Garnizonu Satınalma Komisyonu Başkanlığından: Aşağıda cins ve miktarı yazılı yiyecek maddesinin kapalı zarfla yapılan ihalesine istekli çıkmadığından 2490 sayılı kanunun 40. maddesi gereğince 6.9.1965 gününden başlamak üzere pazarhkla bir ay içinde çıkacak ilk istekliye ihale edilecektir. Bu maddeye ait evsaf ve şartname îstanbul Levazım âmirliği ile komisyonumuzda göriilebileceği ilân olunur. Cingi Tavuk eti Miktarı 12000 kg. Tahmini totan 138.000,00 TL. Kesin Teminat tntarı 16.300,00 TLT Türkiye Çimento Sanayii T. A. S. den Van'da yem bir çimento fabrikası tesisi için lüzumlu makine ve teçhizatın siparışl işi kapalı zarfla ihaleye çıkarılmıştır. Mütemmim malumat, Ankara'da Türkiye Çimento Sanayii T.A.Ş. Genel Müdürlüğünden, Istanbul'da Türkıye Çimento Sanayii T.A.Ş. Îstanbul Alım ve Satım Müdürlüğü Güzel Han 3640 Karaköy adresinden ahnabilir. Bu işe ait komple beher şartname TL. 300, mukabilınde aynı yerlerden temin edilebilir. Son teklif verme günü 1/12/1965 saat 15.00 oiup, postada vâki gecikmeler nazara alınmaz. Şirket ihaleyi yapıp yapmamakta reya dilediğine yapmakta serbesttir. (1533 Basın 16648/10782) (Basın 16601/10788) Î S T A N B U L 6.25 Açılıg 6 30 Günaydın 7.00 Turküler ve ojun havaları 7.30 Sabah çayı 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Istanbulda bugün 8.00 Oyun havaları 8.15 Kuçük ilânlar 8.20 Bu sabah sizirüe 8.40 Şarkılar 9.00 Karıçık sclolar • 9.15 Türküler 9.30 Dok torunuz diyor ki 9.40 Bahçe ve çiçek 9.50 Müzik kutusu 10.10 Şarkılar 10.30 Kısa haberler ve küçük ilânlar 10.35 Şarkılar 10.55 Minyatür müzik 11.25 Türküler 11.40 Beyaz perdede dinledikleriıniz 12.00 Arif Sami Tokerden şarkılar 12.20 Bancio müziği 12.35 Küçük ilânlar 12.40 İnci Çayırlıdan şarkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Neler dinliyeceksüıiz? 13.30 Rekldmlar geçidi 15.00 Kısa haberler 15.02 Çocuk saati 15.45 Şerif Yiizbaşıoğlu orkestrası 16.00 Radyo tasıl toplluluğu 16.30 Konçerto seatl 17.00 Haflf müzik 17.15 Nihat Mercanlıdan türküler 17.30 Hafif müzik 17.40 Çocuklar için 17.57 Kısa haberler 18.00 Yurdun sesei 18.25 Küçük ilânlar 1S.30 Hafif müzik 18.40 Muallâ Mukadderden şarkılar 19.00 Reklâmlar geçidi 20.00 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük îlânlar 20.45 Tülin Yakarçelikten şarkılar 21.05 Sizin için seçtiklerimiz 21.30 Saz eserleri ve Rıza Ritten «arkılsr 22.00 Reklâmlar geçidi 22.40 Hafif müzik 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Dans edelim, eğlenelim 24.00 Kapanij. İSTANBUL İL RADYOSU 14.57 Açılıs 15.00 Müzikli dakıkalar 16.00 Senfonik konser 17.00 Hafif müzik 17.30 Bir senfoni 18.00 Paristen yankılar 18.30 Dansa davet 19.15 Salon orkestraları ile otuz dakika 19.45 Oda müzigi 20.15 Sizin seçtiklerinız 21.00 Cumartesi konseri 2200 Her gece buluşalım 23.00 Operet melodilerl 23.30 Dans müziği 24.00 Bu gece sizinle 1.00 Kapa115. ANKARA 625 Açıhş 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah mü ziği 7.30 Saz eserelri 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugün 8.00 Sabah konseri 8.15 Küçük ilânlar 8.20 Her telden 9.00 Çe«itU müzik 9.30 Posta kutusu 9.50 Ali Candan türküler 10.05 Turizm 10.10 Turhan Özek ve Türkân Keskln'den şarkılar 10.30 Kıs« haberler 10.33 Karısık müzik 10.45 Bando müziği 11.00 Muazzez Türüng'den turküler 11.15 Çeşitli Türk müziği 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12.25 Küçük ilânlar 12.30 İki solist söylüyor 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Çeşitli mü zik 13.30 Kadınlar topluluğu 13 55 Kayıp mektupları 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Reklâm programları 15,15 Kısa haberler 15.18 Cumartesi konseri 16.15 Yaçar Özelden şarkılar 16.30 Erol Pekcan topluluğu 16.45 Yazarlar, kitaplar ve okurlar 17.00 Kısa haberler 17.03 Çocuk saati 18.00 Gönül söylerden şarkılar 18.25 Küçük ilânlar 18.30 Italyarian müzik 19.00 Reklâm programları 20.00 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük ilânlar 20.45 Uykudan önce 20.50 Ziya Taşkentten şarkılar 21.10 Afrika 21.40 Şarkılar 22.00 BeSendiklertol», 1«tediklerlnlz 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Tatll geeesinln nüzlgl 24.00 Kapanif. ANKARA İL BADYOSU 1457 Açılıs 15.00 Haflf melodler 15.30 Solistler ve orkestralar 16.30 Sevilen klâsik eserler 17.30 Her hafta bir dlllden 18.00 Plâklar arasında 18.30 Haftanın topluluğu 19.00 Küçük konser 19.30 Bobby Darin söylüyor 19.45 Radyo i!e İngilizce 20.00 Modern caz 20.30 Bir konçerto 21.00 Haftanın piâkları 22.00 Müzikseverlerla basbasa 23.00 Tatil geceK ln dans müziği 24.00 Karma müzik 1.00 Kapinış AYŞE İLE ALİ 33 olarak okunur. Ertesi yıl, ikinci kısmı da aynı kolaylıkla geçirdi. İkisinde de yazıhları, diğer normal arkadaşları gibi yaptı. Yalnız, tercüman olarak Valentin Huy Enstitüsünden bir profesörün kont rolu altında idi. Görevini Braille Eİstemi ile yazdıktan sonra, bu profesör, onları tercüme ediyor, normal yazı ile aynen temize çeki yordu. Sözlülerde kendim bulundımı. Paristeki SaintJacques Enstitüsünden bir profesör tercüman lık ediyordu. Jacques Vauthier'nin. Toulouse Fakültesinde bakaloryasını geçiren öğrenciler arasında en parlaklarmdan biri oîduğunu rahatlıkla söyliyebilirim. Kendisine, SaintGabriel'deki öğ retmenlerinin de isteği üzerine en ufak bir kolayhk yapılmamıştır. Fakültenizde, Sanac'tan gelen başka öğrenciler da bakalorya feçirdiler mi? Evet, saym Ba§kan. Jacques Vauthier'den önce, dokuz başka Sanac öğrencisi bizden diploma al miîtır. Jacques'ı da sayarsak, 1921 ile 1941 arasında, Sanac'tan on öğ reneiye diploma verdik. Ondan sonra başka Sanac öğrandsi geldi mi? Hayır. Enstitü Müdürü M. Yvon Rod4fao*l tanıyor mıısunuz? Jhequw Tauthier'nin «Idc •* YALNIZ Vazun.G. DesCars ti.âi sonuçiarın parlaklığından M. Rodelec'e bügi verraek ve kendisini tebrik etmek için bir mektup göndermiştim. M. Rodelec, Enstitüsünü görmem için beni Sanac'a dâvet etti. Fen Fakültesi Rektörü ve Hukuk Fakültesi Rektörü ile gittik. M. Rodelec ve yar dımcsları ile bütün bir gün geçir dık. Kullamlan metodlar bizi hay ranlık içinde bıraktı. Sanac'tan ay rılırken, üçümüz de bir dâhi ile tanıştığımıza inanıyordıık. M. Rodelec tecrübe iie edindiği bu usul leri kullanılacak hale getirmek için büyük sabır göstermiştir. Zurkçesi: Ber'm Kurtbay dınlatmış olan saym Dekana teşekkür ettikten sonra, .lürinin dikkat nazarmı bir noktaya çekm^k isterim: Sanık, her attığı adımı bilerek atan ve kuvvetli bir zekâ ile bunları yöneten bir adamdır. Vauthier'r.in dış görünüşü üzerinde durmamalı. John Bell'i bir canavar gibi öldürmüştür. Ama kurnaz ve zeki bir canavar.. Kanaatimce, deGrass? çemisindeki cinay»t, uzun uzun hazırlanarak, istenilerek, bilinerek yapıldığı JODKCU cıka» Victor Deliot: Savcı Berthier, sonuçlara biraz çabuk varmaktadır. Jacxues Vauthier'nin zekâsı hakkında şuphe yok.. Ama bu zekâyı adam öldürmek için kullandıjun inanmak da şart değil. Yardımımzdan dolayı teşekkür çderiz sayın Dakan. Diğer tanık gelsin. Bir kavasın yardımı ile giren tanık ağır adımlarla ilerlerii. Kördü. Admız? (Arkası var) Ona verdığim cevabı da hatıı.ıyorum: «Olağanüstü bir şey olur. Fakat onda bu kabiliyet olduğunu sanıyor musunuz?» M. Rodelec tereddüt etmeden: Var, dedi. Üç yıl sonra «yalnız» romanının basılması M. Rodelec'in haklı olduğunu gösterdi. Bu kitap hakkındaki fikriniz nedir? Doğuştan üç sakatlığı olanların psikolojisi bakımından çok önemli olduğuna inanıyorum. Yazılışı çok güzeldir. Yazarda bir eleştricinin üzerinde duracağı nokta, normal insanları kor • M. Rodelec, size Jacques kunç yaratıklar olarak göster Vauthier'yi bahis konusu etti raesidir. On iki sene Sanac'ta gördüğü yakınlık ve sevgi ile mi? Elli senedir yetiştirdikleri bu satırîar bağdaşmıyor doğuştan körsağırdilsizlerd'en Savcı Berthier: on dokuz tanesi arasında Ja Bu kitabın akıllı ve yaptıcques'in en akıllısı olduğunu bi ğmı bilen bir insan tarafından ze söyledi. Ondan uzun uzun ko yazılmış olduğundan tanık emin nuştu ve hattâ bana: <Şu on do midir? sorusunu sordu. kuz yaşındaki çocuk, yakmda ta Tamamen.. «Yalnız» roraanı nınan bir yazar olursa, fakülte yüksek ölçüde zekâlı birinin enizin bunu nasü bir anlamla gö seridir. receğini porabilir miyim? dedi. Dcfru biigileriyle bizi ay İŞ SflATLERİ Yeni evlileri ayni büroda çalıştırmamn matuuılan meydanda.»