22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHTJRIYET 20 Ağustos 1965 •••••a•••••H ASKERİ CEZA KANUNU ve İNFAZ HÜKÜMIERİ Turgut KAZAN Askerl Savcı Yardımcın nlaşıldjjına çöre M s»yıli Infaz kanunu haT zırlanırken bir çok özel kanunlat ve bu »rada T. C. K. nun karşısında bir ölçiide özel bir kanun olan As. C. K. dikkate almmaımş, ba yüzden de sarısız tereddütlere ortam hazırlanmiftır. Bu tereddütlü konulardan biri yeni kanunan tecille ileili hiikmii olmuştur. Çok kimseyi yakmdan iljrilendirecegi için ba nokta tizerinde dnrmakta fayda umuyoruz. Askerî Ceza Kanunumuz askeri disiplinl korumak amacıyla 47. maddesinde cezası tecil edilemiyecek bazı suçlar sıralamıştır. Bu suçlar firar, yoklama kaçağı. üste fiilen taarruz ve ötekileri... pbi askeri dişiplinle yakından ilgili suçlar olup 1949 değiştirimi ile 47. maddeye konulmuşlardır. Simdi yeni infaz K. nun tecille ilgili 6. maddesl karşısında bu suçlara veriiecek cezalar tecil olunabilecek midir? Uygulama henüz bu konuda karar verilmiş, ne bicim davranılacafı tesbit edilmiş değildir. Bir çok a?keri mahkeme tereddüt geeirmekte ve bu durumu aydınlığa kavuşturacak bir içtihat bekîemektedir. Cezası tecil dışı hırakılmı; suclann tecili raeselesinde iki görüş karşı karşıya gelmektedir. Bir görüşe As. C. Kaııunumuzla teril dışı bırakılmış suçlar yine tecil lıükmu içine g'remeyeeeklerdir. Çiinki As. C. Kanunumuran 1. maddesine göre T.C.K. nun hükümleri hu kanunda (hilâfı yazılı olmadıkça) uysrulanaeaktır. Yeni kaııunun 6. maddesindekl teril hükmü de As. C. K. na aykırı olmayan kesimleriyle uygulama hularaktır. Bu hakımdan As. C. K. da eeza*i tecil dışı bırakılmış suçlar için verilecek cezalar yine tecil olunamıyacaktır. Çünkii yeni infaz kanunu da infazlarla ileili genel bir kanundur. Bir genel kanunun özel bir kanun hükümlerini knlrlıraMImesi için. sonradan çıkan genel kanunun hunu açıkça belirtmesi gerekir. 18 tümen ve ötesi. .a: Fritz Baade Türkivenin pek iyi tanıdığı bir Alman profesordür. j «Çünkü Doymak Gerek» adiı yeni kitabında Türkiyenin önemli ko j nularına deçiniyor. YÖN siyasi haftalığının bnfün çıkacak sayı " sında Yük. Müh. Mehmet Erdemir, Prof. Baade'nin kitabından gt i niş bir derleme yapmıştır. Profesör, kitabında, geri kalmış fllkele • ri kalkınma imkânları yönünden beş gnıpa ayırmıştır. Tflrkiye, Hindistan ve Pakistanla birlikte, pek bahtsız olarak nitelendirilen beşinci gruptadır. Bn çnıptaki milletler verimli topraklan bulnnmıvan, bnna karşılık niifnsn hızla artan, ham maddeleri ve öteki ihraç maddeleri kolaylıkla dış pazar bulaınıyan ülkelerdir, Bu ülkelerdeki yiyecek maddeleri ancak hektar verlmlnl »rtırmakla çoğaltılabilir. Prof. Baade. geri kalmış memleketlere yapılan gıda yardımının fida maddeleri vermektcn ziyade gübre verilerek yapılmasını tavsiye ettifini, çünkü mpselâ bir ton buğdayın 80 dolâr olmasıns karşılık, yardım alan memlekete, bir ton fazla buğday elde etmesi için 20 dolârlık gübre vermenin yeter olduğuno, hattâ zarsrlı haşere ile miicadele için verilecek 2 dolârlık ilâcın bir ton buğdayı harabolmaktan kurtardığını hclirtmektedir. Türkiyeye gübre yardımı için ortam çok uyjrundur. Çiinkü Türkiye şeker fabrikalan öteden beri pancar üreticilerine gübre ve ilâç vermektedir. Bunların yeteri kadar verilmesi halinde pancar veriminin vüzde 50 artacağına işaret edilmektedir. Ve Türkiyenin içinde hulundııju durumnn mantıksızlıgım bfltün acılığıvla ortava koyan su parçayı Prof. Baade'nin kaleminden dikkatle okumakta favda vardır : «Beş Yıllık Plânın, Türkiyenin dış borç ve faiz taksitlerinin plân dör.emi sonuna kadar a,aitılacağı ve 2000 yılına kadar da tamamen ödeneceği tahmini, tum gerçek dışıdır. Halen Türkiyenin d]ş borç taksit ve faizleri, yılda 150 mi'.yon dolârdan fazladır. Gerçekte bunlar ödenmemekte. yeni kredilerle kapatılmaktadır. 2000 yılına kadar Türkiye borçlannı ödeyemiyecek, fakat Türkiyeye yardım eden memleketler bu kredi'eri kendi vergi mükellefleri hesabına amortize etmek zorunda kalacaklardır. Bu durumdan Türklerden çok, kredi veren memleketler ve bilhassa N'ATO müttefikleri sorumludur. Bu müttefikler OrtadoŞudaki ortak savunma cephesinde Türkiyenin 18 tümen bulundurmasını merr.nuniyetle karîilıyorlar. Fakat Türkiyenin bu amaçla bütçesinin dörtte birini sarf ettigini hiç düşünmüyorlar. Bu durum Türkiyenin açlık ve yoksıılluktan kurtulma çabalan ile bağdaşamaz. Meksikanın kalkınma bütçesinin dörtte birini tutan 400 milyon dolârı milli eğitim ve araştırmava harcaması, buna karşılık askeri giderlere sadece 100 milyon dolâr ayırması ile mümkün olmuştur. Türkiyedeki oran ıse tamamen tersinedir. 1962 Bütçesine göre Türkiye milli eğitime 660 milyon lira, asker! giderlere ise bunun dört katı olan 2.5 milyar lira ayırmıştır. NATO plâncıları bu dengesizüğin savunma yönünden rie zararlı olduğunu anlamalıdırlar. Çünkü açhk ve fakirliğin bu dereee artması, bir gün Türk tümenlerinin askeri değerini hayal haline getirecektir. Türkiyenin savunma giderlerinin müttefiklen için ne değer ta<.ıdığı ve bunların Türkiyeye nasıl ödenmesi gerektiğı hakkında bir fikir edinmek istersek. Kore savaşlannda General Mac Arthur ordusunun büyük bir kı.'mının, Türk tugayının kendini feda etmesi sayesinde esir olmaktan kurtulduğunu hatırlamak yeterlidir.» Türkivenin NATO'ya sağladıîı faydavı Prof. Baade şöyle hesaplamaktadır : «Bir Amerikan tümeninin Amerikalılara maîiyeti 500 milyon dolâr, bir Alman tümeninin Almanlara maliyeti 250 milyon dolârdır. Almanyanın masraf:nı esas ahrsak Türkiyenin Batı savunmasına katılması 18:;2.50 milyon, yani 4.5 milyar dolârdır. Eger Türkiyer.ın muttefıkieri bu memleketin 150 milyon dolârın üstünde borç taksıtlerini silerlerse bu, Türkivenin Batının savunmasına yaptıgı yardım yanında öyle yüksek bir miktar degildir.» Prof. Baade, FAO'nnn tavsivelerine çore Türkiyede askerlik hızrnetımn ü c yıla çıkarılmasını ve bunun yarısınm asker ocağında otek! yansının da iş yerinde gecirilmesini ileri sürüyor. Yazımız. rrof. Baadenın kaleminden sn acı gerçegi okuvarak bitirelim : • Türkiyede yılda bir milimetre kalınlıgında toprak. erozyonla kayoo.maktadır. Türkiyenin ortalama toprak kalınlıgı 20 santimetre olduğuna göre. her üç yıMa bir Türkiyenin bir ili kadar araz, kayholuyor demektir. Türk Ordu^u ise vatan hudutlarında, özellikle Rus hududunda her karış toprağını korumak için nöbet bekliyor Generallere bu durumu iyice anlatmak gerek. Fakat bugün baştakı generaher de. büyük bir parti muhaleıette olduğu müddetçe halkı mıîlı toprağın erozyona kar« savunmasına çağırmak için kendilerını yeter derecede kuvvetli hissetmiyorlar.» !•«• ::: •••• •••• •••• Â Yani T.C.K. rtnn 89. maddesini bir kere daha kaleme alacağına bunu yapmayıp o maddeyi kapsamma gecirdiğinl söylemekle yetlnmiştir. Bu durumda da 647 sayılı K. un belli bir açıklık taşımadığı için tecil yasağinı kaldıramıyacağını ilerl sürmek tecil ve şartlı salıverme meselesindeki yeni hükümlerin de As. C. Kanun a karşısında uygulanamıyacağuıı kabul etmeyi gerektirecektir. Oysa gerçekten genel bir kanun durumunda olan 647 jayıh kanun bu konuda geçici 4. maddesiyle gerekli açıklıği getirmiştir. Çıınkü madde (diğer kanunlann bu kanuna aykırı hükümleri) nin kaldınldığını açıkça belirtmiştir. As. C. Kanunu da maddede sözii geçen 'diğer kanunlar) dan biridir. Ve 47. maddedeki tecil istisnalan tecil için gerekli koşulları sayan 647 sayılı kanunun 6. maddesine aykırı düşmektedir. Tıpkı kaçakçılık kanunundaki tecili mümkün olmayan mahkumiyetler gibl As. C. Kanunundaki teciü mümkün olmayan mahkumiyetler de 647 sayıh kanunun geçici 4. maddesiyle kaldırılmıştır. Ayrıca cezalann daha insancıl duruma getirilmesi nmacmı giiden bunun için yargıca genis olanaklar veren bir kanun koyucunun bazı suçlar için verilecek cczaların tecil edilemiyeceğini kabul etmesi ve böylece yargıcı demirden lıir kafese kilitirmek istemesi düşünülmese gerek! ir. Nte bir ikinci grupta cezası tecil dışı bırakıimış suçlar konusunda yukarıda belirttiğimiz görüşü ileri sürmektedir. Aneak bu görüşta onlar yeni bir uygulama yaratmak durumunda bulunduklarından çekimser davranmakta ve yarsıtayın hu konudaki içtihadının ne olacaçını beklemektedirler. Bu hekleyiş de çeşitli mağduriyetlere yol açmaktadır. Örneğin cezası tecil dışı bırakılmış bir surtan mahkum olup da bu mahkumiyetini eekmekte hulunanlar 647 sayılı kanunun geçici birinci maddesine dayanarak kararı veren mahkemeye ba? vursalar ve cezalarınuı tecilini isteseler mahkemeler ne yolda karar vereceklerdir? Tecile karar vcrseler bu tip mahkumiyetler için tecilin mümkün olmayacağı içtihadı belirince ortaya çıkarak anormal durum nasıl düzelecektir? Mahkemeler tecil istemini reddetseler bu tip suçlann cezalarmm tecili mümkün olacağı kabul edilinca doğacak mağduri>et nasıl giderilecektir? tşte 547 sayılı kanunun dojunmış bulunduğu hu tereddütlerin giderünıeşi ve bu çapraşık durumu ıı düzeltilmesi için çok çabuk çıkacak bir içtihat beklcnmektedir. <1> Prof. Sahir Ennan, Askeri Ceza Hukuku sh. 27 Trafik kazalarında diğer faktörler Doç. Dr. Rıdvan EGE rsfllc emniyet tedbirlerinl Karayollan Genel Müdürlüğü plânlar ve yapar, bunun komnması ve düzenli trafik sağlanması da Emniyet Genel Müdürlüğünün görevidir. TRAFİK POLİS TEŞKİLÂT1: Bizde trafik polisi sayı kalite bakımından yetersizdir. Bütun Türkiye Trafik Polis Teşkilâtımızda 140$ amir ve memur vardır. Halbuki sadece İstanbul'un ihtiyacı 3000 civaruıdadır. Ağır ve sorumlu görev alan trafik polisinin maaşf 620; (Gece zammı, tayın bedeli dahil) ile başlar Arnerikada taraiık polis maaşı 600 dolar (5400 TL) ile başlar ve lise mezunu alır. Biz bu kadar az para ile bu kadar zor görevi yaptınrken elbetteki kalite bekîiyemeyiz. Eğer uygun maaş ve emniyet verilirse bizde Î ne göre 1/8 e kadar indirilmektedir. 1961 de tâdil edilen trafik kanununda sorumlu olarak araç sahibi gösterilmektedir. Bunun gene 1961 den evvelki kaza anında araç kullananın sorumlu olması şeklinde değişmesi lâzımdır. Geçen sene alınan kararla 500 TL sı üstü tam sigorta (kasko) ödeme sisteminin, gene eski si gibi bir kurustan başlaması uygundur. mobil sanayicileri emniyetli kilit yaptıklarmdan kaza larda kapı açılma ve dolayısiyle fırlatılma tehlikesi azaltılmıştır. Bu sayede kazada kapı açılmnsı • • 44 den °,o 2^.9 a, içindekilerin dışarıya Eğitim TRAFİK KONLSUNDA .Çocuk Halk Şoför EGtTEMİ: Bizde bunu Karayoiları Trafik Fen Hey'eti ve Emniyet Genel Müdürlüğü yapmaya çalışmakta, Milli Eğitim Bakanhğı ise pek az yardımcı olmaktadır. Motor. araç, trafik düzeni için gerekll bilgiler küçük yaşlarda başlıyan görgü ve eğitimle kazaııılır. Bu Eski hükümler B izce meseleyi böyle ele almca As. C. K. nun T.C.K. na atüta bulunduğu biitün noktalarda eski hükümlerin yüriirlükte olacağını kabul etmek gerekir. Çiinkü As. C. K. nu düzenleyen kanun koyucu bazı yerlerde (örııe|in tecil ve sartlı salıvermeden) T.C.K. na atıfta bulunurken açık atıfta bulunduğu o marideleri As. C. Kanununun hükmü durumuna getirmiştir. Söyle ki, kanun koyucu As. C. K. nun 47. maddesinde celası tecil dışı bırakılacak suçları saymış ve ayrıca T.C.K. nun 89. maddcsindeki şartları saymayıp alıf yoluyla onları kendine liktibas ctmislir) ıl) »kumak istiyen binlerce seçkin lise mezunu bu işte kullanılabi!ir. Bizim trafik polisinin yeterli olmamasının bir sebebi de zabıt tutmadan, yani bizzat şoförü yakalıyamadan ceza kesememesidir. Halbuki diğer yerlerde sür'atli giden araç merkeze bildirilerek cezalandırıldığı gîbi, hatah park yapan aracın cam sileceğine iliştirilen bir ceza iiıbamamesi polisin görevini yapma.sı için kâfidir. Diğer bir sebep de polislerde yeterli motorlu araç olmamasıdır. Eldeki mevcut araç. bu kadro ihtiyacının % 15 ini karşılıyabiliyor. Trafik polisliğinde noksan olan diğer bir husus da, Trafik Kanununda kurulması öngörülen bölge Trafik Polisliğinin henü kurulmamış olmasıdır. Bu kurulursa şehirler arası trafik düzeni kontrol altına alınabilir. Trafik polisi az olduğuna göre ise okul öncesi çağda anne ve baba, okulda öğretmenler sayesinde sağlanır. Bizde bu iş için ayrılan tahsisat senede 200.000 TL cıvanıidadır. Henüz trafik düzeni ve usulleri herkesçe bjlinmediğinden bu, ders ve konferanslar olarak okul programına konulmalıdır. Elbetteki ilk iş bunlan öğretecek olanlara öğretmektir. Bizdeki bu program çok zayıf ve yetersizdir. Son 4 5 seneden beri okul ve fırlatılması "o 13 den »o7.6 ya ve bu fırlatılanlardaki ölüm °i>29 dan °«7,6 ya düşmüştür. Keza direksiyon simiti, araç önkısmı. kanepe ve cam çerçevelerinin ıslahı da yaralanma nisbetini düşürmüştür. Bundan çtkaracağımız netice, bizde de emniyet kemeri kullanılmaya başlanması, sthirlerarası otobüslerden başlanarak bütün otolara tedricen tejmili çok faydalıdır. Yeterli değil Memleketirnizde bugün yalnız 45 tip küçük binek arabası vardır. Bunların birçoğu ucuzluk ve hafiflik düşüncesiyle emniyet tedbirleri bakımından yeterli değildir. Kaldı ki 2/3 ii 7 senelikten eski araçlardır, uygun yedek parça bulunmaz. O halde memleketimizde otomobil markalarım standardize etmek zorundayız. Bır yerli sanayi veya montai sanayii kurulur ve böylece sadece bir veya birkaç tipte emniyetli oiomobiller olur. Ayni zamanda bunların her tip yedek parçası bulundurulur. Kamyonlarda da aynı durum söz konusudur. Dev let Plânlama Teşkilâtı mazotla işüyen ve çok yük taşıyan standart kamyon tipini tavsiye etıniştir. raç bahsinde soyliyecek diğer bir husus (Ahtçlann muayenesi) dir. Akıllı ve tedbirli bir joför aracm fren, lâs tik, lâmba ve cam sileceklerini her zaman kontrol etmelidir. Periyodik resmi muayeneler de buna yardımcı olur. Bazı memleketlerdeki gibi bizde de huSU5İ araç muayenesinin güvenilir IEVFİK FİKRET ve İKİ ESERİ Türker ACAROĞLU Ağustos. büyük ve değerli ozan Tevfik Fikrefln ölümünün 50. yıldönümüne rasladığuıdan, bugün Tevfik Fikret Derneği Âşiyan Müzesinde bir törenle onu anacak. (Doğumunun 100. yılına raslıyan iki yıl sonra da Milletlcrarası bir tören düzenlenecek.) Tevfik Fikret kimdir? Eserleri nelerdir? Hakkmda ne gibi şeyler yazılmıştır? Eserlcrinin sayısmdan cok hakkında yazılmı; e*er bulunduğunİan, bunları pek çoklarımız biliriz. He!e hayatını. hemen biitün ögrenciler ezberlemiştir. Ama biz. bu vesilcyle eserleri ve kişiliği üzerlnde yiııe de bir parça durmak isteriz. * * * Edebiyatımızda Edebiyatı cedide Ycni edebiyat denilen toplanmanm en büyük ozanı odur. Tltizlik, doğruluk gibi iyi. giizel huyları vardı. Duru yazar. Türkçe sözlerin hakkını verirdi. Evlenmesi epey erken olduğu. ahlâkça da kcndisi pek düzgiin olduğu için önemli sevgri şiirleri yazmadı, belki de yazamadı. Ailesini. e\ ini, yurdunu Içten seven bir adamdı. İlk yazılarını CMehmçt Tevfik. Esat Necip» adlarıyla yayınlamıştır. Şiirinıizde pek büyük değişiklikler ve yenilikler yapmış, çok i>i. çok değerli bir ozandır. İlk eseri Rnhabı şikeste Kınk saz'dır (1897). Ozamanlar pek beğenilen bu şiirlerde, ilkin ondört yaşında eski biçimde manzumeler karalamış olan ozanın o kölıne doğu alışkanlığından artık izler kalmamı; oldııju eöriiliir. Avrupalı ozanların buna benzer eserlrriııdcn pek ayrı olraayan bu şiirlcrin çoğu ulusal, yurtsal. semboliktir. Kitap, daha sonra üç kere yeniden basılmıştır. Ülkemize o sırada Kı?ı] Sultan Abdülhamid'in keyfine bağlı bir yönetim altında inlediğinden. hiikümet basındakiler. Fikret ve arkadaşlarını devrim yapacak kimseler olarak tanıyordu. Ozanın Yuva'sı gözaltiiıda hulundurulduğu gibi. eserlerinin basımı da yasak edilmişti. Onuıı için. artık yeni şiirleri elden ele dağıtılarak okunabiliyordu. •• • W tir. O her konuyu şiire sokmuştur. Hayatın çeşitli köşelerini anlatmı;, bunlan sanki bir resim gibi bize göstermiştir. Kendisinden öncekilerin yenileştirip genişlertiği edebiyatımızı Batı edebiyatı diizcyine yükseltmiştir. Şermin debiyatımızda pek ünlii olan oğlu Haluk adına babası şiirler, eserler yazmıştır: Ha^uk'un defteri (19111 gibi. Oğlu. kücüklüğiinden gençli ğine kadar. ozan babası iizerir.de etkiler yaparak canlı hir esin konusu oldu. Bunlardan güzel çocuk şiirleri. gençlik şiirleri doğdu. Sermin (1914) de doğuşunu belki huna borçludıır. Haluk çocukken Fikret cocukları. Haluk gencken Fikret gençleri eğitim ve öğretim bakımından düşünüyordu. Sâfı Bey adında eski, dejerli hir cüitimrimi/in tstanhul'da knrduâu yeni bir okulun da bu düşi'nceler üzerinde etkisi olmuştur. Nitekinı. ozanın son eseri olan Sennin'i bu okulun küçiiklere ayrılan höKimünde okuyan miniminilere armağan etmesi, herhalde. cnk anlanılıdır. Bu adam, ozanda durmadan kürükler irin siir yazmak hevesi uyandırmağa rahsıyordu! Edebiyatımıza en güzel çocuk «iirlerini Fikret verdi. Ozanın öliimüııe yakm cağda tamamlndığı. coeıık edebiyatımızın saheseri olan Sermîn'de. daha önce ve sonra haska ozanların yazdıklanyla kıyaslamalar yapılaeak olursa. pok iistün şiirler fförüliir. Çocuk seviyesine. çocuk ruhuna inehilmek: çocuk sevinçlerlni. çocuk heypcaıılannı süre çecirehilmek; kısaca çocusıı yahmdan tanımak ve tanıtmak üstünlükleriyle hepsinden bambaska, hepsinden apayrıdır. Herhalde. cocuk. Fikret'in üzerinde durduğu. başardığı hir konu idi. E tavsiye edilebilecek hir husus da. kısa kurs ve imtihandan geçirilen muteber kimşelere sınırIı trafik polisi yetkisi vcrilmesidir. Böylece hem polislerin işi kolaylaşır, hem de, Amerika'da tavfiye edildiği şekilde alârm ve işareti olmıyan traf;k polis arabaları gibi bir yardımcı kurulmuş olur. Belediyelere düşen görev elediyenin trafik düzenindeki rolü; şehir içi yollann a emniyet tedbirleri (kavçak, ışıklarrsa, yol işareti, yaya geçidi, kaldınm, şehir içi yollarının yapım ve bakım:) yeralmaktadır. Fakat buîünkü smırlı bütçesiyle bu işlerin birçoğunu yapamanıakta ve bunun neticesi şe hir içi kazalarmın artışuıa sebep olmaktadır. Belediyelerin hiç olmazsa kaldırım yaya geçidi (Işlek yerlerde yeraltı geçidi), yol B öğretmenler için kurslar açılmıştır. Şoför eğitimi zayıftır. Hiç olmazsa senede bir kaç kere araç muayene esnasında şoförlere toplu halde trafik kurallarına ait fümler gösterilmeli, konferans lar verilmelidir. Keza afişler, basın ve radjsoy}* olaar^«ğıöa> artırılmalıdır. Tabiidir ki bu i) sadece resmi teşekküller için değildir, halk teşekküllerinin ve halkın bunu benimsemeai lazımdır. MOTORLU ARAÇ (ajan) FAKTÖRÜ: Kuvvetli ve sürtünm» kuvveti fazla olan frenler (Power brak?t, kuvvetli ve kolay hareket sağîanabilen direksiyon (Power Steering), iç lâstiksiz dayanık:ı lâstikler, çok görüş imkânı verecek tarzda ve kınlmaya dayanıklı camlar, sağlam kaporta, kuvvetli fakat ayarlanabilir lâmba teşkilâtı, konforlu oturrna yerieri, hava;andırma, ısıtma, sarsıntıyı azaltıcı tedbirler 3e yorgunluk husule getiren fak tötierin azaltılma ve ka!dırı!ması sayesinde aracın yap;sı ile ilg:Ii bir çok kaza!ar azaltılmıştır. tomobil içinde giden şoför ve yolcunun kaza esnasında dış istikamet ve kuvvetine göre öne ve yanlara fırlatılması ve çok nisbette yara!anmalara sebep olduğu göz önüne alınarak araç içindekilerin emniyet kemeriyle oturma yerlerine baflanmasmdsn çok fajdalanılmıştır. Amerikada çahşmalanna benim de katıldığım emniyet kemerleri sayesinde, ağır yaralananlar ' . 2 1 «0 nisbetinde azalnııştır. 1!)56 dan beri bir çok oto ACI KAYIP Müyesser Aker'in scvgili eşi, Orhan AJcer; fihaa AJdıkaçtı; Ayhan Tezol ve merhum Burhan Ake* ve Turhan Aker'in babaları; RÜştü Aldıkaçtı ve Erdoğan Tezol'un kayınpederleri; Mustafa; Feyyaz ve Omer'in dedeleri Aile Büyüğümüz benzin istasyonlanna yetki verilerek yaptırılması, îl Trafik Mu ayene Komisyonunda senede bir kere muayenesi, hem bu komisyon işlerini azaltır ve hem de araç kullananlara büyük kolaylık olur. O YARIN Yol Faktörü ve Trafik Kazalarında İlk iardını HÜSEYİN HÜSNÜ AKER vefat etmiştir. Cenazesi 20.8.1965 cuma günü öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinden kaldırılarak Karacaahmet mezarlığındaki ebedi ısürahatgâhına tsvdi edilecektir. Mevlâ Rahmet Eyleye. Gazeteci Tevfik Fikret S ultan Selânik'e sürgün edilerek. yurtta me«ruti denilen yeni bir yönetim hiçimi kurulunca. Fikret de şiirleri ve yazılarıyla hu ilerlemeye vardım etti. Hiiscyin Cshit Yalçın gibi hazı arkadaşlarıyla birliktc Tanin gazetesini çıkarıyordu. Ancak. devrimiıı çarçahuk hir karşraşa ve hozguna döndiiğiinü görcn ozanın bel hağlad;eı biitün soizel umutları hep kırıldı. Bir yaııdan Robert College'deki Türkçe dersleri. İstanbu) Üniver?ite?indeki edebiyat dersieri. Galatasaray Lisesindeki müdürlüğü i!e şrenclişi eğiterck sosyal hayatımızı «lejiştirip yenileştirnıek. öte yaııdan karşılastığı kölii hırsları vennıek istiyordu; nına giicü huııa yetnıiyordu. Çağııı Mül: Eğitim Bakanı ile arası açık olduğundan. işinden cekildi. Bakan dcğişiııce. yeniden isine haşladı. Yeni hir anlaşınazlık sonunda. acne çekildi: hu soıı çekilişi pek önenıli bir olay sayıldı. Bir daha bicbir göre\i kahııl etıııedi. Fikrefiıı yeni ahlak ve toplıım anlayışı ile eski adamlarnı doîu ejitinı ve anlayışı arasnıda bir savaşma olmııstur. Bu savaşta Fikret insaııa. dofaya. hilimc icten inanaıı hir adam gihi göründü. Eserleri, bu inanış ve diiiiir.cclerle dopdoludur. Bazı hayat ve do^a şiirleriylc yalnız çocuklar için yazdıeı şürlerini e=crlerindeıı toplpınıstır. $ Bizde ilk ve son ?erçek cocuk şiiri yazan ozan Fikret olmuştur. denilebilir. Hece ölçüsüyle yazılmıs olan bu şiirler. pek ciizel, pek başanlı şeylerdir. Türkcemizin son elli yıl içinde çok büyük, knklü değişikliklere uğradığı düşiinülecek olursa dil ve iislübu aıtık eskimeee yüztutmuş olsa da, hu siirlerin bueünkü cocuklarımızî da yakmdan ileilendirdiğiııi cekinmeden söyliyehiliriz. Sanat ve kültür adamlarımız arasında. Fikre'. çocukeiritiminiıı çerckli olduçunıı anlamış. dikkatinin ya• "'iı cocuklara vermis olanlardandır. • "min'i yenî harflerle. 1946 da Ankara'da Tiirkce öeretmetıi bulunduğumuz sırada. Fikrefiıı hayatı ve e«erini anlatan bir önsoz katnıak. hir bihlivoçrafya vermek. sonuna kiicük bir Toz'iik eklenıekîe ilk'n biz hazırlayıp bastırmıştık. Daha sonra. IP'îTde bıınıı resimli olarak yeniden yayınlamıştık. Simdi. 1965'te Tevf:k Fikret Derneği vayınlanndiin ilki olarak bir daha basrldı fff7 s.. renkü resimli. 10 lira.) T. ts Rankası'mn yardımlarıyla bnsılan kitahın bnstarafında, Dernek Ba?kanı Od. Prof. hwı[] Hikmet Frtayian'ın Fikret ve cocuk eîitimi hakkmda bir iki sözii var. Dil. hirim. sanaf. ejitim. nnıae hakımından Serrr.ini inreleven. iislfıhundan hüyiiklere seslendiei anlaşılan bu yazıda. her nedeııse. e=erin daha önceki yeni hnrfli haskılarıııdan hiç «öz edilmemiştir. Bir rocuk kifabı icin fiyatı dn pahalı sayılır. Ama reviın ve tRblolarıııın renkli oluşu. bazı sayfalarının ku«e kâ|ıda hasılışı yöniinden. kitabın en iyi baskısı •""lur. *** ikret. ömriinün. yazı hayatının son durağında kuvvetli. ateşli ulusal, yurtsal şiirler yazarak bireysel duysrulardan sıyrılmıştı. Kendine »ore hir tarih anlayışı vardı. Sosyal adaletsizlik le ahlâksizlıktan tiksiniyordu. Birçok defa gizlice en son 1928de basılmı; olan Tarihi kadim 'T>,nnzumesinde bunlar açıkça göriilebilir. A. Kadir fAIeriçboyu» bunu şimdi Eski çağlar •, ihi adıyla yenileştirip bastırdı (32 s., 3 lira). ı> Ariık yeter fikri sıjsturduğunuz, yerini hiçbir «ey tutmaz bu dünyada zincirsiz, ke'.epçesiz yaımanın mısraları kitabın kapağına alınmış. Mevlâna ve Hayyarn'dan sonra, Fikrefi de baeünün liliyle yenileştiren, kendisi de iyi bir ozan olan V Kadir'in bıı çaha^ı haşarılı olmuştur. VEFAT Şirketimizin kıırucu ve Yönetim Kurulu Bajkaıu Saym AILESI ilâncılık: J151/*)849 larm işaretlenme islerini düzene sokmalı, her gün su, havagazı v. s. sebeplerle veya kı? sonunda, köstebek vuvasma benziyen yollann tamirini yapmaiıdır. 1580 sayılı kanunla şehir içi halk nakliyatı işletmeciliği belediyelere verildiği halde, belediyeler bunu yapamadığı için son 20 genedir memleketirnizde dolmuş işletmeciliği başlamıştır. t T ç büyük şehrimizde bu işleri yapan çesitli tipte 34.006 motorlu araç vardır. Bunlar kiicük ve çok Işlek yollard» park yeri darlığı yarat mışlar, yollarda sun'i trafik hacmini artırmışlar, lıele 5 0 6 0 kuruş için caddenin bir yanmdan öbür yanma zikzak yaparak şehir içi ırafiğini altiist etmişlerdir. Belediyelerin bunlara kaışı radikal tedbirler alması zaruridir. KAZAt MÜEYYlDE VE HÜKÜMLERE GELİNCE: Karayoiları Trafik Kanununun kurulmasını öngördüğü trafik mahkemeleri kurulacak olursa bu işler ehil ellerde sür'atîe görülecektir. Türk Ceza Kanunumuzun trafik kazaları için çok ağır hükümlerine rağmen suçlar azaîmamaktadır. Hukukç larımız hapis cezalannın çok olduğunu ve azâmi tecil'in 6 ay olması sebebiyle kötü neticeler doğurduğu kanaatindedirler. Onlar daha ziyade para cezasmın fazla olması fikrindedirler. Mamafih temmiB 1964 de 501 No. lu kanunla tâdil ediler. Türk Ceza Kanununun trafik kaı*lan İİ» ilgili maddelerinde b«UrtlVi HÜSEYİN HÜSNÜ AKER'in âni vefatını teessürle bildiririt Cenazesi 20.8.1965 cuma günü (Bugün) öğle namazından sonra Şişli Camiinden kaldırılarak Karacaahmet Aile Mezarljğına defnedilecektir. Ailesine v« yakınlarına bajsağlığı dileriz. VEFAT Şirketimizin kurucusu ve Yönetim Kurulu Baskanı Sayın HUSEYIN HüSNU AKER'in âni vefatını teessürle bildirlriz. Cenazesi 20.8.1965 cuma günü (Bugün) öğle namazından sonra Şişli Camiinden kald:rılarak Karacaahmet Aile Mezarlığına defnedilecektir. Ailesine ve yakınlarına bassağlığı dileriz. AKER Ticaret ve Demir SanayiiA.Ş. İlâncılık: 8153/9851 F Çok Acı Kaybımız Şirketimlz İdare Heyeti Azajt, oigun ve faziletll lnsan TÜRK ÇİMENTOSU YE KİRECİ A.Ş. IlâncıliK: 8152:3850 GetirdipJ yeniükler evfik Fikrefiıı siirimue »ctirmiş olduşu ,Mnilikler şöylece özetlenebilir: Frenklerin sonneı drdikleri siir bicimini bizde ilkin o denemiş. manzumeye ne'ir havası verebilmek üzere cümlenin beyit sonunda bitmesi geleneğiııi o bozmustur Resimle şiiri o birleştirmiş. doğa tasvirlerini o genişletmiştir. Kendine R<>re Hir iisluhu. bir sözlüğü bir tekniti de vardı. Siir yazdığı cağın ilk yarmnı lyımserlik, son yarısını da kötümserlikle geçirmis T Höseyin Hüsnü Aker Hakkrn rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 20.8.1965 Cuma (Bugün) öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinden kaldırılarak Karacaahmet Mezarlığuıdaki Aile Kabristanına dernedilecektir. Merhuma rahmet, kederli ailesine bassağlığı dileriz. Bey oğlu tlk Yardım Hastancsi BaştabipiiğintJpn: Ekim 1965 tarihinde dımcı kursu ilk sınrhna Isteklilerin 15/9/1965 biplige müraraatları ilân Hastanemizde stajyer hemgire yaröğrenci ahnacaktır. çarşamba eününe kadar Bajtac'unur. (Basın 5218'9844) ÇİASA\ Çiırıento Ambalâj Sanayii Ltd. Şti. clıh 8187/9852
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle