22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE IKİ CÜMHURTYET 17 Ağustos •aıaııaı MEYVE ve SEBIEDE ı EIRAL MI Doç. Dr. Osman N. KOCTURK B n yıl hasretle beklediğimiz yaz aylanndan da üretici ve tüketici olarak payımııı alamamış, meyve ve sebze fiyatlannın yüksek kahşı dolayısıyle nzun ve sıkıntıh kış aylanndan sonra beklediğimiz bolluğa kavuşamamış bulunuyoruz. Tnrdnn bir köşesinde domates on ktıruşa satıhrken. büyük tüketim nıerkexlerini dolaylı gayretlerle kontrol altına almıs olan araeılar domatesi iki buçuk liraya satmaya ve bn suretle meşra olmayan gelirler sağlamaya mnvaffak olmuşlardır. Boykotlar, üretici ve tüketici gurnpların topln ve münferit hareketlerinin de sonnca pek etkili olduğunu iddia etmek kabil degildir. Üretici malını çürümeden elinden çıkarmak, tfiketici de razjeçilmez bir ihtiyaç olan besin ihtiyacım karsılamak için araya girenlere teslim olmnş çok zamanki gibi nasibine ran olmaktan daha ileri gidememiştir. Fakat üretici ile tüketicinin nasibine rıza eösterip aracıya teslim oluşu bir yönü ile ynrt sağlığına ve bir yönü ile memieket tarımı ve ekonomiîine büyük zararlar vermiş bulunuyor. Çeşitli ihtiyaç maddelerlni pazara arz ederken dairaa arslan payını almaya alısık olan aracı guruplar bu defa en tehlikeli ve insanları sömürme bakımından yansimalan geniş olan yiyecek raaddelerine el atmıs ve her zamankinden daha lararlı olmaya baslamış bulunuyorlar. Tetkililer üretimi artın p . fiyatlan düşürmek ve bn suretle bnnalım içinde olan tüketici jrnruplan belirli bir refah ortamına ulaştırmak için plânlar hazırlayıp, yatırımlara çirisirlerken. aracılarm akla çelmeyen oyonları iiretim çalışmalannı etkisiı bir hale getirmekte ve üretici de ürettiŞi fazla mahsulün degerini alamamaktadır. ! 8 ™ L I PAPANDREU MU ? parmagını yalar misall kendilerine ayırdıkları pay, sonnnda bn yiyecejti iattn alma durnmnnd» kalan vatandaşın kesesinde yansımakta, tüketici d e eme^inin karsılığını bir türlü alamamaktadır. Zaman zaman gaiftelerde çıkan havadisler yiyecek maddesini üreticiden alıp pazara nlaştıran »racılann fiyatlan yüksek tutabilmek için avlanan bah|ı tekrar denize dökebileceklerini, büyük şehirlerin çevresine kadar nlaştırılmıs olan domatesi ezip imha etmeyi denediklerini gösteriyor. Oysaki bn davranışlar tıpkı Türk parasını yırtıp imha etmek gibi, millî serveti tahrip ve halk sağlıgını tehdit olarak vasıflandırılabüir. Binbir emek ve masraf ile üretilen yiyeeek maddesinin kolay ve üstün kazanç sajtlaraak icin yok edilmesi kalkınma için rouhtaç bnlnndnğamnz insan gücünün kısıtlanması demektir. Celep ve simsar gibi aracılar Tnrkiyenin bn gün içinde bnlundnğu teknolojik şartlar bakımından lüzumlu şahıslar olarak tanımlanabilirlerse de. hunları bir kontroi altına almak ve önemli yiyecek maddeleri için üreticiyi de gözeterek taban ve tavan fiyatlar nygnlamak gerekir. Ynrdnn bir kösesinde domates on kurosa satıhrken, bir başka kösesinde iki boçnk liraya domates satılmasını makul görmeye ve hoş karsılamaya imkân yoktnr. " Sivri! Fıkranın sonunda söyliyeceğimizi başında söyliyelim t Bu Amerika Birleşik Devletleri, Türkiyeden elini eteğini çekmeli, ve toparlanıp gitmelidir. Biliyorum şimdi bu sözler çok kişiye ters gelecek : Canım böylesine sivri, böylesine aşırı fikirleri nereden çıkanp ortaya atarsın?.. diyeeeklerdir. Nedense bazı fikirler insanlara sivri ve aşın çelir. Söylenen düçüncenin doğru olup olmadığını aklımızla tartacak yerde, hemen sivri ve aşırı olup olmadığını düşünmeye koyuluruz. Peki... bir sivri fikir, bir aşın fikir ya dogru ise ne yapacajhz? Sivridir, asırıdır diye do|ru'ları bir yana bırakıp ynvarlaktır, ılımlıdır dive yanlış fiUirleri mi tutacağız? Işin en tuhaf yanı nedir bilir misiniz? Ben çıkıp da : Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'den gitmelidir .. dediğim zaman bu, sivri ve aşırı bir fikir sayılır. Ama yabancı bir devletin çelip içişlerimize burnunn sokması, memlekete yayılması, en gtzli devlet işlerin e karısması ılımlı, yumuşak, olağan bir fikir sayılır. Vatandaşlarımızm beyinlerini böylesine bir propaçandayla yıkayıp mantıklarını çamasır kurutur gibi kurutmuşnz. Şimdi çoğunda sabit fikir : Amerika olmazsa biz yaşıyamayız, Amerika Türkiye'den çekildigi gün biz yandık... Böyle düsünenlerin bir kısmı menfaatlerinin göbek bağından Amcrika'ya baçhdır, bir kısmı ise afyonlanmıştır. Bizi gittikçe endişelendiren bir sey var : Bu Amerika, gittikçe Türklve'ye daha fazla yayılmakta... Bankasıdır, şirketidir. kültiir merkezidir, otelidir, kitaplığıdır, haber organıdır. Barış Oönüllüsüdür. uzmanıdır, mühendisidir, otomobillisidir, piyadesidir . Bunun sonu ne olacak? Memlekette dağ taş ve yer gök Amerika kesildi. öksürsek, Amerikalıya dönüp : Affedersin!.. diyoruz. Kim bu yahu? Amerikalı öksi'rük uzmanı. Hapsırsa Amerikalıva dönüp : Çok yaşa! Kim bu yahu? Amerikalı hapsırik n/mam. Gece kulübüne sidersin Amrrikan nzmanı. bara eiderçin Amerikan uzmanı, yüz numaraya çidr'jıı Amerikan ıızmanı... Bu kadar uzmanla bir memleketi batırnıak kolay is dejıl dosrusu Telefon rehberini açıyoruz. «Milli Savuııma Akademisi» dedikten sonra. başlıyor : Amerîkan Kara l zmanı Amerikan Deniz l'zmanı Amerikan Hava l'zmanı Karada, havada. denizde, her zaman ve ber yerde Amerikan nzmanı... Bu Amerikalılar bize uzman yollıyacaklan yerde biraı çıkarma eemisi yollasalardı ya... Hayır . L'zman çok, gemi yok. Geçenlerde Sultanahmet dolaylarında bir köşke rasladık. Köprülü zâde >Iehmet Fuat'ın imis... Meraklandık : Amerikalı uzmanların sosyal araştırma merkezi... dediler. Türkiyedeki Amerikalı uzmaıılar suni gübre için köylüler arasında bir anket açmıslar. Şimdi Amerikalı bilim adamlarının köylülere suni «übre için sordukları suallere hakınız : Türkiyenin meseleleri nelerdir? Türkiyenin meselelerini han?i parti çözebilir? Sizce din hansi meselelere cevap verebilir? Tarım ve Köy Bakanlıkiarı ilsilileri. anketi yürütecek Amerikalı uzmana : Bu soruların suni gübreyle ilçisi yok... demişler. Ama Amerikalı suni gübre uzmanı sıkı mı sıkı olduŞn için. dinlememiş kimseyi... Gerçek olan bir sey varsa. Amerikan Gizli tstihbarat Teşkilâtı (CIA) nın bütün memurları uzman, profesör ve saire adiyle Türkiyeye dolmuslardır. Resmî ve özel sektörün her kösesinde uzman da uzman.. Amerikanın istilâsına ujramısız; söyle ^özünüzü bir açıp cevrenize bakın! Bu olajan hir sey mi? Hicbir kendini bilen u!u« baska bir ulusla hu kadar içll dışlı yasamaz. Bunun hir anlamı vardır: Baîımsızlığı yitirmek! Fikir ister sivri. ister âsırı olsun. tekrar edeceğim : Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'deıı Eİtmelidir. Onlar gitmeden hiçhir meselemize çözürn yolu bulamavız. Ya komünizm tehlikesi? derseniz, yutturmacadır. Komünizm. Amerikanın rirdigi vere çirer. Bakın Küba'ya, hakın Vietnam'a . Çünkii komünizmi davet eden ne kadar zıpırlık ve gerilik varsa, hepsini Amerikancılar beslerler. Yazan: Doğan N A D İ angisi olursa olsun. Bİ2 TUrkler için meselenin öneml burada değil, bundan çok daha ileridedir. Onun için yanıbaşımızda. cereyan eden hâdiseler karşısında bu kadar ilgisiz, yahut pek az ilgili, kalışımıza şaşmamak elden gelmiyor, Bu bakımdan, seçimlerin şu zamanlara tesadüf etmesi, bir talihsizlik olmuştur. Ken dimizi iç politikaya bir kaptırdık ki etrafımızla meşgul olamıyoruz. H ;• • I ijj ;• • ;• • ;İ: |İ" ;;• ;:; !;! ::} İ:5 ::: Iş basit değil | ^ ıral mı, Papandreu mu? So•* rusuna «hangisi gelirse gelsin bize ne?» diye omuz silkenlerimiz, hattâ «bırak şu gâvurlan birbirlerini yesinler» gibi düşünenlerimiz, maalesef pek çoktur. İ ş böylesine basit olsaydı, hakikaten, üzerinde durulmaya değer bir mesele teşkil etmezdi. Halbuki durum, tam tersüıe, çok daha manah ve kanşık görünüyor. Şöyle Bir defa, bugün Yunanistanda, kişi olarak, şahsiyet olarak «Kıral» diye bir siyasî kudret yoktur. Konstantin, henüz yirmi beş yaşında, mazisiz ve tecrübesiz bir çocuktur. Böyle bir büyük buhranı. kendi inisiyatifi ile, göze alabilecegine benim aklım ermez. Hattâ etraflıca anlayıp kavnyabildiğinden şüpheliyim. Demek ki, mühim olan, Kıralın kendisi değil, onun etrafında toplanmış ve Saray sayesinde nüfuz ve menfaat sahibi olmuş bir çevredir. Atinada on gün kadar bu nokta üzerinde çok ugraştım, fakat itiraf edeyim ki, bunların kimler olduğunu keşfedemedim. Bunlar belki (arkadaşım tlhan Selçuk'un pek hoşuna giden bir tâbirle) bir takım kompradorlar, hattâ belki de doğrudan doğruya bir takım yabancı teşekküllerdir. Burasını pek bilemiyoruz. Tüketim Kooperatifleri azı gnrnplar tarafından knrulup işler hale getirilen tüketim kooperatiflerinin yiyecegin üreticiden değer fiyat ile satın alııııp, tüketicive ulastırılmasında başanlı hizmetler yaptı|ını görüyoruz. Bunların bazıları ise yönetim kusurlan ve hizmet aksamaları dolayısıyle ortaklan için bir üzüntü kaynagı haline gelmektedirler. Aracılık hizmetinin Devlet tarafından yapılması ise çok zaman nmnlan sonnçları vermedifi fibi, pahalı ilenin ve fertlerin yiyecek masraflarmı karçalışan bazı organizasyonların ortaya çıkmasma şılama maksatlan ile harcadıkları para miktan v e bn miktann yıllık gelir içindeki nis sebep oluyor. Türkiyenin Et ve Balık meselesini çozümleme amacı ile knrnlan Et ve Balık Knrnbeti zengin, fakir ve orta halli ailelerde çok demunun on yıla yakın bir süreden beri geniş kadğişmektedir. Tapılan araştırmalar fakir ailelerin rolar ve imkânlar ile faaliyete geçirilmiş bnlnngelirlerinin hemen de yarısını yiyecek satın almak ması, ne üretici ve ne de tüketiciye bir yenilik geİçin sarfettiklerini, orta halli ailelerde tüm çelirin tirmemistir. Bcna karşılık yag komisyonculngnna 1/3 kadannın yivcce*e tahsis edildişini. zenırinlebaslavana kadar ba teşekkülün zararlarını kaparin ise ancak gelirlerinin 1/4 kadarını besinler imak i(,in hütçelerden büyük fedakârhklar yapılçin harcadıklarını göstermektedir. Bu bulgular riıîını görüyoruz. Soguk muhafaza tesisleri, bafertler ve aileler için oldugu gibi toplomlar için lıkçı gemileri, kombinalar çok mahdnt bir faalide uygulanabilir. Genel olarak ileri memleketleryet gösterirlerken Türk halkı gene celeplerin ve de yaşayanlar gelirlerinin önemsiz bir kısmını yikasabın elindedir. yecek için sarfederlerken bazı geri kalmıs topYiyecek ihtiyacının boykotlarla da olsa tahInmlarda bn masraflann gelirin yansını da astıdidine vp kısıtlanmasına imkân olmadığım iyi ginı görüyoruz. Çünki bn toplumun insanı, meshilen iç ve dıs sömürücüler artık insanlan mideken, jriyecek, eylence ve eğitim gibi ihtiyaçlar için Ierinden yakalama politikasım insafsız bir şekilde •yırabileceSji miktan tahdit etmek ve fakat yanygnlamaya baslamış bnlunnyorlar. Hindistanda «antısını devam ettirme kaygusn ve iç güdülerl ile besin için belirli bir miktan mecburen harca çok tüketilen pirinç ile diger temel ihtiyaç maddelerin halka intikalinde çesitli nsuller denenmiş mak olanagı içine itilmiştir. Geri kalmış memleketlerde yaşavan aileler et, süt, ynmurta ve ba ve bilhassa ithal malı pirincin kooperatifler aralık gibi degerli ve fakat pahalı olarak tedarik e cılıgı ile tüketici gnrnplara aktarılması snretiyle dilebilen yiyeceklerden geniş çapta vazgeçmiş ol fiyatları maknl bir seviyede tutmak kabil olmn?tur. malanna rağmen, karınlarını sisirmek ve açlığın azabından kendilerini şeklen olsnn knrtarmak Zaman zaman kamn oyunu ve tüketici gurupİçin hacimli yiyecekler için gene de bir miktar paları gerçekten ilgilcndirerek, üreticilerin de er» harearlar. Bn çeşit viyecekler için harcanan meklerinin boşa gitmesine ve milli servetin ziyan p»ra ile dar gelirli insanların kazançlarının yarı olmasına sebep olan bu çeşit fiyat dalgalanmalasını aşmaktadır. Bundan dolayı geri kalmış top rından toplnmn kurtarmak ve bilimsel nygnlamaInmlarla ticarî münasebetlere girişmiş olan ileri larla artırılabilen yiyecek maddelerinden geni» toplumlar daha çok besin maddelerine el atma ve halk tabakalarınm faydalanmasını sa*lamak için bnnnn ticaretini knrma egilimi içindedirler. Çünbir çare bnlmak gerekiyor. Üretici ile tüketici aki yiyecekler diğer ihtiyaç maddelerine kıyasla rasına giren aracı gnrupların emekleri karşılıgı çok daha fazla tüketilmekte ve sa|lanan kâr da o alacakları pay belirtilip, kontrol altına ahnmanisbette yüksek olmaktadır. Bu davranışın bir ör dıkça üretimin artınlmasında beklenilen neticeyl neçi olarak ynrdnmnzda son zamanlarda knrnlan alabilece^imizi sanraıyoruz. ve hızlı bir gelişme kaydeden margarin sanayiini Yurdumuzda üretilen yiyecek maddeleri için ele alabiliriz. Ithâl malı soya ve pamuk yağlarının belirli sistem vazederken, ithal edilen ve işlenilhidro.ienlenmesi snretiyle hazırlanan marearinler dikten sonra piyasaya anedilen yiyecekler için Türkiyede artan bir hızla tüketilmeye başlanılmış de dikkatli davranmak zorundayız. Geri kalmış ve hatta bn tüketim artısı zeytinyagı gibi yurtta ve harcamalarının • 50 den fazlası yiyecek ihti• ' tiretilebilen değerli ve lezzetli yagları bile tehliyacının karşılanmasına tahsis edilmiş olan topkeli bir ortama iteklemiştir. TJcuz olarak ithal rlumumuzda geniş halk tabakalarını korumak ve dilen soya yağlarından hiç bir hakkı olmadıgı haldaha mutlu bir yasama ortamına kavnsturmak ide belirli bir komisyon alan Et ve Balık Knrnmn çin üzerine eğilebilecegimiz daha önemli bir konu yılda 50 milyon liraya yaklasık zahmetsiz kazanç yoktur. Eskiyen bir cekedi yamayarak bir yıl dasaîlarken bn yajları ynrdumuza taşıyan. hidroha knllanmak. eğlence masraflarından belirli kıjenledikten sonra pazara arzeden firmaların da sıntılara gitmek kabil oldugn halde, yiyecekten âolaylı gelirler sağladığını ve bunun tümünü gslir tasarruf pratik olarak mümkün değildir. Esasen seviyesi 73ten düşiik olan tüketici guruplann öoptimal besin ihtiyacını. belirli beslenme kalıpladediğini biliyoruz. Yağ ribi. ekmek. mevve ve ?ebrına nygun olarak karşılama imkânından hayli »eler. et ve balık halkın vazgeçilmez ihtiyaçları uzak koşullar içinde bulnnan geniş tüketici gnoldnğn için ve bnnlardan nznn süre vazgeçmek ruplardan böyle bir şey istenmesinin mümknn kabil olmadıgından tüketici çurupların iç ve dış nlamıvacagına inanıyornz. İnsanları midelerinden sracılar tarafından genis çapta sömürülmesine çok yakalama politikası bundan dolayı geri kalmış elverişli ihtiyaç maddeleridir. memleketlerde toplnm İçin çok tehlikeli ve fakat gayri meşru kazanç gağlamakta bir »akınc» görmeyen gnrnplar İçin en emin kazanç rsglama aracıdır. ış aylanndan bahara çıkarken celeplerin oySağlığımızı. muhtaç olduğumuz güç kaynaknadıkları oyun ile, bn yaz meyve ve sebze filarını, vatandaşın mutlulu|n ile üretici ve tükeyatlan üzerinde benzer oyunlan oynayanlatici guruplann çıkarlannı kornmak için bizi sön n tabyeleri ve çalışma tarzı arasında büyük aymürme maksadı ile midemize el atanlarla Devlet nlıklar yoktur. Bütün yiyecek maddelerinin üve vatandas olarak savaşmak ve daha etkili çarereticiden töketiciye intikaline kadar lüzumlu ve ler bulmak durumundayız. ya lüznmsnz olarak araya girenlerin bal tntan hon, Türkçesi: Yunan ttemokratik Mücadele) partisi isrni altında birleşmişlerdir. Bunlar yuvarlak oîarak «solcu» diye anıldıklan için, kanun nazarında, rahat rahat çahşmaktadırlar. Ve, son siyasi buhranda görüldtJğü gibi, doğrusu, iyi de çalışmışlardır. ED.A. grupu bugünkü üç yüz kişilik Yunan Meclisinde sadece otuz kadar mebus tarafından temsü edilnıektedir. Fakat son kısmı belediye seçimlerinde hayli kuvvetli bir varlık olduklarını göstermeye muvaffak olmuşlardır. Ötedenberi eerek Mecliste, gerek sokakta, olur olmaz vesilelerle, mütemadiyen gürültü patırtı kopanrlar. Birbiri peşi sıra yapılan. bazan kanlı bıçaklı çarpışmalara kadar varan, son sokak nümayişleri, benim kanaatimce, E.D^. nın eseridir. Ne Papandreu, ne de onun Merkez Partisi, imkânı yok, bir çırpıda 250300 bin Yunanlıyı sokaklara dökemezdi. Esasen, pek muvaffak olmuş sayılmasa dahi, umuml grev ilânı da bunu gösteriyor. I B İki sendika ^ Z unanistar.da iki büyük işçl sendikası var. Biri kuvvetli, «solcu» ve ED.A. cı. Öteki zayıf, «sağcı» ve Kıraloı. Devam eden buhran sırasında her iki sendika Yıyeceğe ayrılan para da, karşılıklı, meydan gösterileri tertipliyoriar. Birincilerinki hâdise teşkil ediyor. îkincilerinki sönük geçiyor. Esasen umuml grevi de birinci sendika ilân etti. Papandreu, şaiısl kini ve ihtirası yüzünden, şimdi bu ıcsol» un kucağına düşmüş gibi görünmektedir. Yunan komünistleri bu ftrsatı elbette kaçırmıyacaklardı. Nitckim kaçırmadılar. Eski Başbakan, bir gün, karşısmda kendisini alkışlayan yüz binlerce vatandaşını görünce. bunlan hep taraftarları zannetti, heyecanlandı, ve ağladı. Hattâ, baygınhk geçirmemek için. sık sık limonata ve şerbet istediği dikkati çekti. Şimdi: Papandreu mu? Kıral mı? Hiç biri değil. Çünkü mücadele, her ne kadar böyle başladıysa da, kısa zamanda değişmiş, bambaşka bir hüviyete bürünmüstür. Onun için Yunanistan vak'alannın Türkiye tarafından çok dikkatle takip edilmesi lâzımdır. Kendi milll selâmetimiz bakımından, burnumuzun dibindeki hudut komşularımızdan, devamlı ve istikrarh bir politika gütmelerini istemek hakkımız olmalıdır. Y A RI N T t R K YTJNAN SEBETLERİNtN ESASLARI YENİLENMELİDIR Â ACI KAYBIMIZ Merhum Kaz.m ve N'uriye Diren'in kızı, Rıyazi Diren'in hemşiresi. Scmiha ve Nizami Diren'in ablalan, Sadiye ve Muazzez Diren'in görümreleri. Z:ya ve Yıldız Kürkçünün ve Tuncer, Eser ve Kâzım Direnin hala'arı: ^ elelim Papandreu'ya. Şimdi ^ ^ yetmiş yedi yaşmda bulunan bu inatçı ihtiyarın, politika hayatında bilinen tek esaslı tarafı Kırala, daha doğrusu Kırallığa düşman oluşudur. Kırallığa düşman oluşu İJT de, neyin dostudur, onun da orası hâlâ belli değil. Kendisi, bizim pek iyi bildiğimiz baba Venizelos'un jakın arkadaşıydı. Bu noktaya bir mim koymalıyız. Yunanistanın son yüz küsur senelik siyast tarihinde, galiba, beş Kıral gitmiş, beş Kıral gelmiş, fakat bütün bu gidiş • gelişler arasındaki boşluklarda, komşu devlet hiç bir zaman rahata kavnşmarruştır. Bundan anlaşılıyor ki mesele Kıralın kahp kalmamasmda değildir. Bir inatçı Yapı Kredi Bankası Miifettişlerinden Sabiba Diren tutulduğu amansız hastalıktan kurtulamıyarak 15. ağustos. 1965 çünü Hakkın r^hmetine kavuşmuştur. 17. ağustos. 1965 sah ıbugün) öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinden kaldırılarak ZincirUkuyadaki cberii istirahatgâhjna tevdi olunacaktır. Diren ailcsl Cumhuriyet 9702 ^•••••••••••••••••••••••a••«•••••••••••••••«*•••••••••••••••••»•••••••••••••>••••••••••• İstanbuS Teknîk Okulu Müdürlüğünden (YILDIZ'da) 112.525 lira keşif ve 6880 lira ilk teminath okulun Elektrik şubesi lâboratuarlan kumanda tablosu ve cihazları imalât ve montajları, şartname ve eklerine Eöre kapalı zarfla ihaicsi yapılmak üzere eksiltmeye konmuştur. Eksiltme 9.9.1965 tarihinde perşembe günü saat 15.30 da Şişli'de Okullar Saymanlığmda toplanacak olan (Teknık Okulu Satmalma) komisyonunda yapılacaktır. Kapah zarflarda ilk teminat makbuzu, bu yıl Ticaret Odası belgesinin bulunması şarttır. Şartname ve ekîerini görmek istiyenlerin Yıldız'da Oku'umuz Müdürlüğüne müracaatları, kapalı zarfların eksutmeden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon Başkanlığına verilmiş olması lâzımdır. Postada vaki olacak gecikmelerin kabul edümiyeeeği ilân o'unur. (Basın 14790) 9699 Mesele nerede? ^ % halde mesele nerede? Bizim ^ ^ gördüğümüze göre mesele Yunan konıünistlerindedir. Bilindiği gibi 1946 danberi (büyük harb den hemen sonra patlak veren Yunan iç harbindenberi) bu memlekette komünizm kanun dışı sayılmış, ve yasak edilmiştir. Bunun üzerine komünistler sol eğilimli partilere sokulmuşlar, ve E.D.A. (yani Etnikos Demokratıkos Ag T E KÜ İRFAN KUTAN'IN R \ef?.tı ile bizleci derin teessüre garkeden sev£ili e|im, biricik annemiz, kıymetli insan yakalandığı menhus hastalık esnasmda hazik elleriyîe yaptığı ik: ameliyat ve müteaddit şua tedavileri ile onu bize bir müddet için kazandıran büyük insanlar. PPOF. DR. BEDİİ GÖRBON'A ve DOÇ DR. REHA UZEL'E Tatbik ettiği kobalt tedavileri ve gösterdiği insanlık örneği sıcak alâkası ile son anma kadar hepimize yardımcı olan Celep ve Simsar K •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• PHIUSHAVE: DUNYADA ENÇOK SATILAN TRAŞ MAKİNASI PHIUSHAVE Pilii: TL 175. PROF. DR. ADNAN BUDARAS'A Koyduğu kat'î ve tereddütsüz teşhisi ile hekimlik ve bilgi örneği veren ve bizleri büyük acıya hazırlayan DOÇ. DR. NEDİM ZENBİLÇİ'YE Yaptığı muvaffakiyetli ameliyat ile onun ıstıraplarmı bir ruiddet için dindiren büyük cerrah PROF. DR. FEYYAZ BERKAY'A Gösterdiği büyük yakınlık ve insanlık ile bize yardımcı olan PROF. DR. İLHAN ERALP'A Müteveffanın hastahğı esnasında yakın alâkalarını esirgemiyen Prof. Dr. Muhterem Gökmen'e, Prof. Dr. Recep Rüştü Duyar'a Prof. Dr. Necmettin Polvan'a, Prof. Dr. Sabahattin Kerimoğlu'na. Prof. Dr. Kenan Tükel'e, Prof. Dr. Hüsamettin Kerim Gökay'a. Dr. H. Murat Ayberk'e, Dr. Nejat Ayberk'e, Opr. Dr. Hami Dilek'e, Opr. Dr. Nazmi Güler'e.Opr. Dr. Ertuğrul Saltuk'a, Dr. Nejat Bilge'ye, Dr. Faruk Turnaoğlu'na, Eczacıbaşı İlâç Fabrikasına ve diğer birçok meslekdaşuna, ayrıca gerek uzun süren hastahğı sırasında bizleri yalnız bırakmıyan gerekse vefatmı müteakip cenazesine iştirak eden ve çelenk gönderen, bizzat gclerek veya telefon ve telgrafla acımızı paylaşan akraba, dost ve daire arkadaşlanma, büyük acımız ayn ayrı teşekkür etmeye mâni olduğundan, minnet ve teşekkürlerimizin iletilmesi için gazetenizin tavassutunu rica ederiz. Dr. HAYRİ KUTAN ve KIZtARI Memur ahnacaktır • İstanbul Sular İdaresinden İdaren.ızin muhtelif ser\is>rir.de çahştırılmak üzere imtihanla Earem ici ve Barem dışı memur ve Sekreter s h nacak. imtihandaki muvaffakiyet ve tehsil derecelenne istinaden de 7244 sayılı kanun gereğince Maaş veya U c ret verüecektir. İmtihan, 26 Ağustos 1965 Perşembe günü saat 14.00 de, Beyoğlu İstiklâl Caddesindeki İdaremiz Merkez binasında yapılacaktır. İmtihana giınıe şartlan: 1 T. C. Tabiiyetinde olmak, 2 Siyasi ve medenî haklara sahip bulunmak, 3 18 yaşından aşağı ve 30 yaşmdan y u k a n olmamak, 4 Askerlik hizmetini yapmış bulunmak, 5 En az Orta okul mezunu olmak. 6 Sekreter Kursu mezunu olmak, (Sekreterler için) İmtihana girmek isteyenleıin en geç 24 Ağustos 1955 Sah günü saat 17.00 ye kadar bir dslekçe. tahsil belgesi ve iki adet vesikakk fotoğrafla birlikte İdaremizin Persor,e! Dairepi Âmirliğine bizzat müracaatları rica olunur. ;Basın 14996) 9698 SEVGUL BORA ile ERHAN BORA E%lendiler Kadıköy 16.8.1965 U k (Arısan) ile Y. Müh. HALDUV DİNÇMAÎJ Evlendiler Kadıköy 16 8.1965 Cumhuriyet 9688 Curnhuriyet 971? İZMİR PHIUSHAVE Ceryanlı : T L 192, DEFTERDARUG3NDAV YEFAT Erzurumlu merhura Sadrettin Gözübüyük'ün refikası, Eczacı Nccati Gözübüyütc v« Neriman Kitapçıgil'ln anneleri, Fütühat GözübüjTik ve Burdur Valisi Vefik Kitapçıgil'in kayınvalidelerl, Haluk. Selçuk, Faruk Gözübüyük'ün büyükanneleri !••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• SAtDE GÖZÜBÜYÜK Hakkm raHmetuv kavuşrauştur Merhumun cenazesi 17.319fi5 >alı (bu<;ijn' giinü öğ'ıe namazıraüteakıp Fatih Camil Şerifindcn k»ldırılara< ebedl lstlrahatgâhına deln«dilecektlr. Allah rahmet eyUye. Çelenk gönderilmemesı ric« olunur. Oumtıunyst tftB HAN1M İstanbul Ticnret Odasından 15 inci Kota MakineYat:rım kontenianlarmdan talepte bulunmak isteyen mensuplarımızın 6 eylül 1965 tarihine kadar Sanayi Şuhemize müracaatlan rica olunur. (Basın 14136/9685) Traş olma derdlnizi hal etmek ve her durumda kullanılmak üzere imâl edilen ceryanlı veya pilli PHIUSHAVE traş makinaları ile daha çabuk, daha iyi traş olabilirsiniz. BiltUn Philips bâyilerinde ve büyük mağazalarda satılmaktadır. TecrUbe edebiiirsiniz. Muhammen İsin NevT bedeli Teminatı Basmane Maliye Verei Dairesi inşaatı onarım işi 15.837,55 1.187,81 Yukarıda mahiyeti keşıf bedeli ve teminat tutarı yazılı inşaat onarım işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır. İhalesi 24.8.1965 tarihine müsadif sah günü saat 11.00 de Defterdarlık Millî Emlâk Müdürlüğünde teşekkül ededecek Komisyonda icra kıhnacaktır. İsteklilerin geçici teminat akçelerini yatırarak 1965 Ticaret Odası ile ihale giinünden en az üç gün evvel Baymdırlık Müdürlüğün 'en alınacak ehliyetbelgeleriyle birlikte belirli gün ve saatte Komisyona müracaatları eerekir. Bu işe ait her türlü fennî evrak her gün mesai sa•tieri dahilinde Defterdarlık Millî Emlâk Müdürlüğüne miiracaatla görülebilir. (Basın İ. 8881 13728 9700)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle