23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKt CUMHL'KTYET 28 Temmuz 1965 •••* ••• OGRETMENLİGİN ÜÇ ÖÜ Ü YÖMÜ «Okullarımız, gadece yeteri kadar geııç öğretmenlere değil, aynı zamanda, yetenekli, kendıni mesleğine vermiş, üstün öğretmenlere muhtaçlır. ilangi okulda görev alırsa alsın, bir öğretnıenin her şeyden önce, toplumumuzun uyanık, aydın bir üyesi, çağdaş bilim ve tekniğin baş döndürücü gelişmesi sonucunda gittikçe küçülen dünyamızın sorunlarına eğilmiş bir kimse ve ııihayet önem ve değerini herkesin kabul ettiği öirctmenlik mesleğinin yetenekli bir üyesi olması gerekir.» » • • • i Teoride ve tatbikatta sosyalizm Dalaverenin mekanizması Devletçilik nasıl rezil ediliyor? Bu sorunun elle tutulur bir cevabı önceki günkü gazetelerde var: Gümrük ve Tekel Bakanını protesto etmek amacıyla Rizedeki üç çay fabrikasının müdürleri istifa etmişlerdir. Çünkü Gümrük v e Tekel Bakanı, seçim yatınmına girişmiş ve fabrika müdürlerine çay olmıyacak nitelikte yaprak satın ahnması için baskı yapraıştır. Çay olmıyacak evsafta kötü yaprak satın ahnması için fabrika müdürlerine baskı yapan Gümrük ve Tekel Bakanı Adalet Partisinden Ahmet Topaloğlu'dur. Ahmet Topaloğlu, bundan dört yıl önce de Içişleri Bakanı idi. Adananın meşhur Kadirli ilçesindendir. Kadirli ağalan ise, ırmaklara el koyup fakir köylüye Tanrının suyunu para ile satan kimselerdir. O sıralar Kadirli Kaymakamı Mehmet Çan bu duruma son vermek istemiş ve kıyamet kopmuştu. Kadirli ağalan Ahmet Topaloğlu tçişleri Bakanlığı koltuğunda olduğundan ağalar çıkarlarını bozan Kaymakam Mehmet Can'ı Doğu'ya sürdürmüşlerdi. Topaloğln, halkın değil ağaların tem^ilcisi olarak devrimci kaymakamı Kadirliden uzaklaştırmış ve olay da siyasi tarihimize oldnğn gibi geçmiştir. Şimdi bu isin mekanizmasmı iyice anlamak ve halkın nasıl aldatıldığını bir iyice bellemek için olayları birbirine bağlıyalım: Kadirli ağalan Tanrının suyunu para ile fakir köylüye satmasını bilir. Müslümanlıkta var mıdır bu? Kur'an suyun ortak olduğunu yazar. Ama Kur'anın ilkesine aykırı davranıp da suya el koyup fakir halka satanİTr, müslümanlığı kimseye bırakmak istemezler. Bn birinci aldatmacadır. İkinci aldatmaca devletçilik konusundadır. Ağalar, ve onlann başsözcüsü Adalet Partisi, özel tesebbüsçüdürler. Durmadan devletçiliğin ne kötü bir şey olduğunu hattâ devletçiliğin komünistlikle birleştiğini yayarlar. "\"e bn devletçilik düşmanı Adalet Partisinin Bakanı Bakanlık koltuğnna oturdu mu hızlı bir özel teşebbüsçü sıfatiyle devlet fabrikalarını rezil etmek için de elinden geleni vapar. Oy toplamak amacıyla devlet çay fabrikalarının müdürlerine baskı yapar ve üreticinin elindeki çay olmıyacak evsafta yaprakların alınmasını ister. Bunun için üç fabrikanın mödürü birden istifa ederler. özel teşebbüsçü bakan devletçilik yaparsa işte böyle yapar. Şimdi bu «çay yapılamıyacak evsafta yapraklar« harmanlanacak. piyasaya süriilecektir. Gerçi bn iMer oluncava kadar seçimler bitecek atı alan Üsküdarı seçecektir. Fakat daha sonraları kutulardan çıkan kötü çayı içen halk: Bu devletçilik ne kötü sey: bakın devlet çay fabrikalarını da idare edemiyor... diye düşünecektir. Kahvehanelerde yirmi bes kuruşa çay içen her vatandas devletçilise küfredeeektir. Ahmet Topaloğlu ve partisi de her fırsatta aldatılmış halkla birlikte devletçiliğe çatıp duracaklardır. Ağalar devlet fabrikalarının başına geçti mi işler böyle olur! Oysa Türkivede çay sanayii bir takım meseleler karşısındadır. Bırinci beşyıllık plân döneminde yeniden bes çay fahrikası knrnlması ve eskilerin islâh edilmesi öngörülmektedir. Yerli çayın nitelifini istenen seviyede tutmak için yabancı çayla yüzde 50 oranında bir harman yapılması eerekmektedir. Geçen dönemde tüketimin yüzde 70 i ithalâtla karsılanmıstır. Ve devlet fabrikaları ise yaramıyan yaprakları satın alırsa daha çok ithalât yapılacak, dövizlerimiz dışan akacak, memleket topvekun zarar şörecektir. Bütün hunlara karsı tedbir almayı ve çay ürcticisini bu yollardan himaye etmeyi diisünecegi yerde devlet fabrikalarını, seçim yatırımında ve oy avcılığında knllanan ajalar partisi. öteyandan da ırmaklann suyunu halka parayla satarak ağalık düzenini perçinler. Oyle ya sular onlann ellerinde çav fabrikaları onlann ellerinde Butun bu isleri istedikleri gibi yürütüp devletçiliği kendi çıkarları ıçm rezil edip sonra da devletçilikten sikâyet etmek de baslıea politikaları... Halk artık bu mekanizmaııın dalaveresini öçrenmelidir. Sosyalist olmıyan bir parlinin elinde devlet fabrikaları kapitalistlerin çıkarlarına maşa olıır. Bu maşalığı kahul etmiyen bazınamusln müdürler de işte Rize çay fabrikaları müdürleri tibi istifayı basıp giderler. Onlann yerine de şimdi ağalar kendi adamlannı getireceklerdir. İSTİHSALİN ORGANİZASYONU Doç. Dr. Vural F. SAVAŞ ısmet KUR aldışımız «lurk loplumunun aydın bir üyesi olarak öğretmen» bölümünü yazar, şu eümle ile bitirmektedir: «Turdumuzun, duygusal davranış ve fikrî kavrayışları arasında iyi bir denge kurmus öğretmenlere pek çok ihtiyacı vardır.» S €...„ Bugünkü ortam içinde vatandas fiğretmen (1) çağdaş Türk kültürü üzerinde önemli etkilcri bulunan değerler sistemini, (2) bugün toplumumuzda meydana çelen sosyal. ekonomik vc politik değişmelerin sebeplerini, (3) soıı demokrasi yönünde olan gelişmeleri ve bu çelişmelerin sosyal ve kültürel ilerlemcmiz bakımındaıı kapsamalarını, (i) Halkın önayak oiduğu sosyal faaliyetlere katılmada öğretmev ne diiseıı rolün önemini ve (5) kişilikte bütiinlüğe erişmenin lüzum ve değerini kavraması gerekir. Çağdaş Türk kültürünü etkiliyen değerler sistemini tanımak: Bireyin ve belli bir toplumun hayatına yön veren ve «davranış kuralları» şeklinde düşünüleıı değerler, bir kültürün can alıcı uıısurlarını teşkil eder. Bn değerler sistemi, insan tavır xe evlemlerinin bir çok yönleriyle ilşilidir. Bir değerler sisteminin belli başlı fonksiyonn şöyle özetlenebilir1. Bireye bir çaye ve yön sağlamak. 2. Bir trup halinde yaşıyan kimselere ortak bir imkân vermek; hem bireysel eylemin, hem de toplu eylemin esaslannı belirtmek. 3. Bireylerin davranışlan hakkında hüküm vermcğe esas teşkil etmek. 4. Bireyin başkalarından ne bekliyebileeeğini ve aynı zamanda hareketlerini nasıl düzenliyeceğini öğrenmesini mümkün kılmak. 5. Doeru ve yanlış. düzçün ve çaprasık, Istenilir ve istenmez, ahlâkî ve ablâk dışı diye adlandırılan duyçuları kavratmak. Değerler. çrup bilincini şeliştirmek suretiyle. toplumnn. tamlığını ve bütünlüğünii devam ettirmesine vardım eder. Bununla birlikte, bazı deeerler rasyonel düsünce ile bağdaşamazlar; taattâ yeııi ortaya çıkan fikirler ve bilim»el denemelerin sonuçları ile çelişme halinde olabilirlcr. Geçmişten bize miras kalan bazı değerler, eskiye bağlı. değişmez ve bükülmez nitelikleriyle toplumumuznn sosyal ve kültürel jtelişiminde olumsuz faktörler de olabilirler. Gerçekten, eskiden kalan bir çok töre ve Rörenekler toplnmumuzda zamanın gerektirdiği değişmelere engel olagelmişlerdir.» « Ilcm ıreleneksel, hem de ycni değerlere karsı aıılayıslı bir tavır çeliştirmek husnsunda öğrencilere., anababalara ve meslektaşlara vardım edebilmek için, öğretmen, önce kendi kİşisel değerlerinin neler olduğunn bilmeli, bu değerlerin davranışını, çalışmasını ve sosyal oldağu kadar meslekî ilişkilerini de nasıl etkilediğini görmelidir.» «Gençler ve bu gençlerin anarbabalariyle meşgul olaeak öğretmen, çeşitli değerlerin mcydana gelişi. niteiikleri ve etkileri hakkında bir snlayış geliştirmcğe muhtaçtır. öğretmen, bu değerlerin çocuklar kadar yetişkinlerin tavırlarını âyarladıçını ve bazı tavırların da, belli durumlarda doğru karar ve eylemin kriteri olarak kabul edildiğini bilmelidir.» öğretmen için, öğretmcnlerde bulunması çerekeıı nitelikler ve nihayet öğretmenin, yalııız çocuklarına değil, çevresine karsı yüklendiği sorumlutukları açıklamak için söyleıımış bir yıjtın güzel, doğru söz; bir yığın değerli yazı vardır. Ama, bana öyle gelir ki, bizim dilimude bu konnda yazılmış eserlerin en değerlilerinden biri, derli toplu. fazlasız ve eksiksiz olması vöııünden belki de en güzeli. Dr. Ferhan Oğutkanııı. yukarıya bazı pasajlannı aldığımız «ftğretmenliçin Cç \önü» adlı eseridir. Bu yazımızda, bu escrin bazı bölüm baslıklarını ve arasıra da, kısa kısa bazı pasa.jlarııu alarak, eserin tümü üzerinde bir fikir vermek istiyoruz. Kitaptaki hölüm adları. bu ad altında aıılatılan kısımlartn bircr Ö7eti mahiyetin Ctf, oldukları içitı ayrı önem taşımaktadırlar. Istiyorum ki. eseri okumak fırsatını bulamamıs meslek<la«lar;ma da. öğretmenin toplunı için • deki yerini hatırlamaktan memnuııiyet rtuvacak olan okııyucularımıza da hıı suretle hiraz faydalı ulnbileiim. «Bııcie dcçcr vermek dcmokraside e*astır.» cI>emokra5İ, sosyal bir olusumdur.» «Dcmokrasi. serbrst bir kominikasyona bağlıdır.» ıDemokrasi, manevi • ahlâki niteliklere dayanır.» «Çe\Tenin sorumlu bir üyesi haline gel • mek.» lukari'a bazı başlıklarını veya pasa.jlarını Tüık toplumunun aydın bir üyesi olarak öğretmen «tdeal anlamda bir dünya topluluğunun çerçekleşmesi hâlâ insanlığın en önemli bir problemi olarak ortada durmaktadır.» « Bize. dünya açısından düşünme alıskanlığıuı kazanma ve dünya topluluğunun üyesi olma hazırlığında öğretmenin (a) Başka kültiirleri anlama ve takdir etmesi; (b) Çağdaş dünya problemlerinden ve uluslararası kurullardan lıaherdar olması; (c) Teni bir çağ yaratan tcmcl faktörleri bilmesi gerektiğine inanıy oruz.» Dünya topluluğunun uyanık bir üyesi olarak öğretmen «Görevinde başarılı olabilmesi ve üzerine düşen sorumlulukları yerine getirebilmesi için hir öğretmenin, yetişmc sırasında gerekli meslekî niteiikleri kazanması sarttır.» Dr. Ferhan Oğuzkan'ın, tam 41 adet eğitim yazısı ve eseri okuyarak ve kcndinden de pek çok seyler katarak hazırladığı bn kitabın üçüncü bölümü, bu, yukarıdaki çok önemli cümleyIe başlamaktadır. Aslında, herkesin bileceği bir gerçek sadeliği taşıyan bu cümlecik, bizim eğitim hayatımızın en bilinmiyen yönü gibi görünmektedir. Eğer bizim sorumlu kişilerimiz her meslekten insanla doldurur; yepyeni bir eğitim müessesesi kurmak isterken Eğitim Fakülteleri bu kuruluşun kapılarını, öğretmenlere kapamak gibi bir gafletin içine düşerler miydi?. Bu bölümde de şu başlıklan buluyoruz: «Büyüme ve davranış öıelliklerini bilmenin önemi.» «Frgeni anlamak için onnn sosyal çevresini bilmek gerekir.» «Ergen, öğretmeninden anlayıs ve sempati bekler.» «Bilgiden verimli bir şekilde faydalanmanın önemi.» «öğretme tecrübelerinin seçimi ve düzenlenmesi özel bir bilgi ister.» «öğretmenin başarısı, kominikasyon alanındaki hazırlığa bağlıdırj» (Kominikasyonun. toplum hayatındaki roliinü anlamak güç değildir. Dilimize nakledilen bir eserin ön sözünde, kominikasyon sözü «Fikir ve bilginin herkesçe aynı şekil ve değerde anlaşılır hale getirilmesi, paylaşılması ve karşılıklı etkinin sağlanması» diye tanımlanmakta dır.) «Moderıt ö|retimde ölçme ve değerlendirmenin yerini ve görevini bilmenin önemi.» <Şimdiki değerlendirilme sistemimiz gclistirilmeğe muhtaçtır.» «Orta dereceli okullanmızdaki Sğrenciler rehberliğe mnhtaçtır.» «Kehherlik, öğretmenin asıl işlerinden biri olmalıdır.» «Işbirliğine önem vermek, başkaları lle ahenkli bir şekilde çalışmak, öğretmenliğin sartıdır.» «Türk toplumunda orta öğretimin yerini ve fonksiyonunu anlarnanın önemi.» »Turdumnz, mesleğine baglı öğretmenlere muhtaçtır.» «ö;retmeni tşbaşında Tetiştirme Bürosu» nun yayınladığı B serisinin 12. eseri olan, bu, küçiik boy, 47 sayfalık değerli eserin son paragrafı şudur: cKendir.i mesleğin gelişmesine adamış, eğitim problemlerini halk önünde tartısma konusunda cesaretli, fikirleri eyiem haline getirme hususunda müteşebbis öğretmenlerin meslek teşekkülleri içinde yer alması. orta dereceli okulİarda çalışan öğretmenlerin sosyal, ekonomik ve mesleki statülerinin yükselmesini mümkün kılar. Kuvvetli bir meslekî birlik, gündelik politikacıların. eğitim ve öğretim sorunlarını anlamıvan çeşitli baskı gruplarının, yetersiz yöneticilerin tiirlü müdahalelerle mesleğin gelişmeMiıi enselliyen hareketlerini önlemeve de varar.» Buraya aktardığımız kısımlarından da anlasılacağı jibi. bu, az yapraklı, çok emekli eser; öğretmenin sahip olması gereken nitelikler, öğretmenin çevresine etkisi, öğretmenin yüklendiği sorumluluklar üstüne söylenebilecek bütün Eerçekleri. sade ve akıcı bir dille ve gayet derli • toplu bir sekilde söylemektedir. Milli Kcitim Bakanlığı Yayın Müdürliişü adre.iııdeıı, parasız olarak temin edilebilecek olan bu kitabı. hütüıı öğretmen ve öğretmen adayı arkadasların büyük bir zevkle okuyacaklarınd;m enıinim. \ot: Dr. i'erhan Oğuzkan'ın «Okul Yönetiır.irde Uemokrasi» adlı, gene büyük bir emek mahsulü kücük ve değerü kitabında da meslekoaşlarımın ve eğitimle ilgilenen herkesin, iinemli eKİIim problemlerimizin çözümünü bulacaklanıı i.öytrmek ısterim. Bu, ikinci kitip iki )iradır ve «Ülkü Yayınları. P.K. 18, Ankara» adresinden temin edilebıiiııir.. Mesleğinin yeterli bir üyesi olarak öğretmen !••• !>•• osyalızmm tatbikatmda karşılaşılan en önemli jujlukier istihsal laaliyetinin organizasyonu Ue ilgilidir. Tatbikatta karşılaşılan bu güçlükler o derece önemli olmuştur ki, sosyalist doktrin bazı prensiplerini geniş öljüde tâdil etmek zorunda kalmıştır. Istihsalin organizasyonunda karşılaşuan ilk problem devletleştirmenin şümulü ils ilgilidir. Teorik yönden istıhsal mekanizma5inın tamammı devletleştirnıek öne sürülmüşken tatbikatta buna ne imkân bulunabilmif ve ne de bu şekilde yapılacak mutlak bir devletleştirmenin faydalı olacağı görülmüştür. Bu müşahede sosjalizm yönünden bir dönüm noktası teşkil eder. Çünkü Modern Sosyalizm adı verilen günümüzün sosyalist cereyanı, özel mfilkiyetin devletleştirilmesi fikri yerine istihsal faaliyeti sonunds yaratılan kıymetlerin topluma maledilmeıi prensipine dayanır. Bu prensipin gerçekleşmesine mâ ni oîmıyan bütün mülkiyet düzeni (özel mülkiyete de dayansa) sosyalizm ile bağdaşabilir. Bunun içindir ki, sosyalizm tecrübesine kalkışan birçok ekonomilerde hemen daima hizmetler sektörü ile küçük işletmeler özel mülkiyete aittir. Hattâ bazı sosyalistler daha da ileri giderek bütün el sanayiinin, zirai istihsalin ve perakende ticaretin de tamamen özel sektöre terkini tavsiye etmişlerdir. Bir ekonomide bu görüşlerden hangisinin tatbik edileceği o ekonominin şartlarına ve sosyalist iktidarın görüşüne bağlı olarak tâyin edilir. Sosyalist yazarlara göre; «osyalizmin en önemli faydalarından biri iktisadi buhranları bertaraf etmesidir. Gerçekten de sosyalist bir ekonomide istihsalin bütün safhalan plânlanacağından ve hazırlanan plân da aynen tatbik edileceğinden istihsal yetersizliği veya darboğazları, talep fazlalığı, işsiziik, stok artışı v.s., gibi ekonomik dengesizliklere meydan verilmiyeceği düşünülebilir. Ancak beşerî nnsur ile tabiat şartları sosyalist ekonomide de büyük bir belirsizlik gösterir. Iklim şartlarının müsait gitmemesi, kapitalist ekonomıde olduğu gibi sosyalist ekonomide de istihsalin ümit edilen seviyeden az olması neticesir.i verir. Böyle bir durumda sosyaliît ekonomiyi idare edenler ya mahsul fiatını yükselterek veya müstehlik gelirini azaltarak ı bazen her iki usul de birlikte kullanılır) arz ve talep arasındaki dengeyi sağlarlar. Fakat misalden de kolaylıkla anlaşüabileceği gibi yaratılan bu denge suni bir dengedir. Ve diğer sektörlerde zincirleme tesirler yapması zaruridir. Bur.un içindir ki, sosyalist ekonomide dengesizlik ve buhranların meydana selmiyeceği texinin ilmî bir mesnedi yoktnr. Sosyalist ekonomide yapılan şey buhranlann meydana gelişini önlemek değil fakat meydana gelen buhranları gizlemektir. Yukarıda verdiğimiz bütün «çıklamalardan sonra varılan netice şudur: Sosyalizm sihirli bir değnek değildir ve iktisadi meselelere otomatik çözümler getir mez. Aksine, çok karışık ve tatbikatı hemen hemen imkânsız bir düzendir. cPeki, başka memleket lerde nasıl tatbik ediliyor?» şeklinde bir sorunun zihinlerde can'anması tabiidir. Hemen cevan NETİCE • •• • •• ıı: •••• Devletleştirmenin şümulü tâyin edildikten sonra tartışılması gerekli ikinci konu, devlet işletmelerinin ne dereceye kadar prodüktif ve rantabl çahşabilecekle •M ridir. özel teşebbüsü savunanlar devlet işletmeciliğinin «kötü bir işletmecilik» olacağı hükmünde = müttefiktirler. Bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira, özel teşebbüsün hâkim olduğu ekonomilerde mevcut «Dev işletmeler» mahiyet ve işleyişleri bakımından devlet işletmelerinden pek farkh değildir. Bu dev işletmelerde de kurucu müteşebbisler ile işletmeyi fiilen yönelten idareciler birbirinden ayrılmıştır. tstihsalin organizasyonu ile ilgili bir başka husus, istihsal faktörleri ile istihsal edilen mal ve hizmetlerin dağıtımıdır. Sosyalist teoride, esas itibariyle fiat mekanizmasına yer verilmez. Yani bir malm veya faktörün değeri o malın veya faktörün arz ve talebine bsğb değildir. Aksine, bir malm veya faktörün değeri o malm veya faktörün arz ve talebine bağlı değildir. Aksine, bir malm fiatı plâncılar tarafından tesbit edilir. Devletçiliğin çok geniş olduğu hallerde fiatın, plâncılar tarafın | | dan tâyin edilmiş olma vasfı mut = laktır. Bu durumda, hangi mal ve hizmetlerin istihsal edileceği ta = mamen plâncıların tercihlerine bağlı kalır. Bilindiği gibi kapitalist sistemde istihsal mekanizması yüksek gelirlilerin satın alma güc ve tercihlerine bağlı olarak işlediği için tenkid edilmektedir. Fiat mekanizmasmı kaldıran bir S : sosyalist sistemde ise istihsal mekanizmasının işleyişi plâncıların tercihine terkedilmektedir. Düşünülmesi ve cevaplandınlması gerekli soru şudur: Plâncıların tercihi ne ölçfide halkın iktisadi kararları ile nygunlnk halindedir? Bn konuda şrüvenilir kriterler neler olacaktır? verelim ki, bu gün dünyanın hiçbir memleketinde sosyalist teorinin bir bütün olarak tatbikatına raslanmaz. Bazı Batı ülkelerinde görülen tatbikat kısmi'dir ve bir kısmı dilimizde DEVLETÇlLtK olarak bilinen sisteme uymakta, diğerleri ise«SOSTAL ÖCVENLtK POLtltKASI» dediğimiz politıkanın uygulanmasından öte bir mâna taşımamaktadır. Sosyalizm, bir fikir akımı olarak gelmiş ve geçmiştir. Bu günün modern iktisat ilminde; gelir dağılımmda adaleti sağlamak. fertlerin birbirini istismarına mâni olmak ve sermaye terakümünü artırıp kalkınmayı hızlandırmak gibi temel problemleri hiçbir sistem gölgesi altında kalmadan çözecek metotlar ve prensipler geüş tirilmiştir. Memleketimizde kalkınmayı hızlandıracak yolları ararken geçen yüzyılın köhne ve kısır münakaşalarına yeniden dönmekte fayda yoktur. Takip edilecek yol, milii ekonomimizin derinliğine tetkik edilmesi ve problemlerine iktisat ilminin ışığmda çözüm yol ları aranması olmalıdır. Bir iktisatçımn dediği gibi : «tktisat ilminde çeşitli sistemler yoktnr. Sadece iktisadi bilenlerin ve bilmiyenlerin tatbik ettiği iki ayrı sistem vardır. Bir memleketin bn sistemlerden hangisinc göre idare edildiğini anlamak için o memleketin iktisadi dnrnmuna bakmak kâfidir.» Türkiye'nin henüz ciktisat ilmini bilmiyenlerin» sistemine dahil olduğu apaçık bir gerçektir. Kısır sistem münakaşalarmı bıra'•'r, ekorominin aksak taraflanm ve tedavi çarelerini beraberce ararsak, kısa zamanda iktisat ilmini bilenlerin safına geçmemiz mümkün olacaktır. Buna inanıyoruz. S ON llllllllllllllllllllllllflllllllllillllllllli ii MİKROFONDA 25 YIL,J Aiife ve Bâki Süha Ediboğlu'lar için zengin bir jübıle = = programı tertiplenmiştir. Gazeteci ve radyocu arkadasların= dan kurulu tertip komitesi, 6 Ağustos 1065, cuma akşarr.ı = Açıkhava Tiyatrosunda yapılvak «ecenin sanatçılannı = sunar. Orhan BORAN Celâl ŞAHİN Nezahat BAYRAM Orhan ŞENER Selma ERSÖZ Mediha DEMİRKlRAN Ahmet SEZGİN Mücap OFLUOĞLU Tülun KORMAN Şahin GÜLTEKİN Knmctli varhğ;mız General 1 Hafif Batı Müziği Sanalçıları İlham GENÇER Şevket UĞURLUEL ^ökçen KAYNATAN Metin ERSOY ve Darvaş HİOAYET KIZILDEMİRİn vefatının kırkıncı gününe tesadüf eden 30 temmuz 1965 cuma günu oğle namazmı mütaakıp Aksaray Valide Camiinde memleketimizin tanınmış mevlithan ve hafızlan Nusret Yeşilçav, Zeki Altm, İsmail Daniş; Ali Gürses; Abbas Nazaş; Hasari Akkuş Gerede; Ata Bereketli; İsmail Aydın tarafından Mevlidı Şerif okunacaktır. Kendisini sevenlerin ve bütün din kardeşlerimizin bnyurmaları rica olunur. AİLESİ Cumhurivet S7;)6 1 1 DOGAN SOYLU ve FECRİ EBCİOGLU Gecenin Takdimcileri: Gecenin biletleri : Açıkhava Tiyatrosunda == Atlas Sinemasında ve Necmi Rıza Mağa= lasında satılmaktadır. ^^ Cumhuriyet 8799 ^ MEVLİDİ ŞERİF lllİ UMAN VE Hlllİ SERVETİN İSRAII Akif GÜNER H tlkokul Müdürü mışlardır. Evet insanlar hata, kusur yapabilir. emeıı lıtr cl»'. l€t dairesindc, okuliartla, lıastaFakat hüııer hata ve kusur meydana çıkınca bune ve iktisadi devlet teşekküllerinde. her yıl nun düzeltilmesidir. Hal bu ise yıllardır lâyniyat Mart ayı içinde flcmirbaş cşva sayımı vapıtalimatnamesinde bu sayım cetvellerinin yapılmaUr sı gerekir diye milyonlarca lira heder olur gider. Bu işicrn bclki bir baluma lüzumlu ve laxlaDemirbaş eşya sayım cetvellerine neden lülıdır. Bununla gcçen bir yıl içinde müesseseye zum olmadığını da açıklamak faydalı olur. Her neler gelmiş, ne var, ne yok. kırılan ve ziyaıı omüessesede mevcut eşyanın üç tane defteri varlanlar meydana çıkar. Dolayısiyle noksanlar ikmal dır. Bu defterlerden biri ait olduğu dairede, ikinedilir ve eskiyenler imha edilir. cisi bağlı olduğu müdürlük âyniyat bölümünde, Bu hususta bir itirazımız yok. Lâkin demirüçüncüsü de vine bağlı olduğu muhasebe kısmınbaş eşya sayım sonunda kurum ve müesseselerde dadır. Her veni gelen eşyanın bu defterlere girmevcut yüzlerce ve hattâ yerine göre binlerce kamesi ve gidenlerin de çıkma cetvelleri, aynı zalem eşyanın isinı, adet ve fiyatlan Ue birlikte 2 • 3 nüsha sayım cetveli ve ayrıca icmal cetvel manda eskiyenlerin imha cetvelleri yapılarak yukarıda açıklanan her üç deftere de işlenir. lpri yazılır. Bunların 1 2 nüshası ait olduğu maŞinıdi bu açıklanan duruma göre sayım ve ickama. saymanlığa vollanır. biri de müessesede mal cetvellerine lüzum olup olmadiğı bariz olasaklamr. rak meydana çıkmıştır. İşte bu vurt çapında yüzlerce milyon liraya Vurt çapında ilgili makamlar bir anket açamal olan demirbaş eşya sayım ve icmal cetvelrak alâkalUardan, demirbaş eşya sayun cetvelleleri hiç, ama hiç bir işe yaramıyan, hattâ mahrinin fayda ve zararları sorulursa yukanda serdezenlerde lüzumsuz yer işgal eden daha doğrusu dilen düşüncelerden daha kuvvetli cevaplar alıyer bulunamıyan bu cetveller çürür. Ya bu cetnacaktır. vellerin doldunılması için sarf ve israf edilen zaman, insan, memur enerjisi hesap edilirse zaraYalnız şu noktayı da burada belirtmek gerenn derecesini okuyuculanmın vakti varsa hesap kir. Bu vazımızı okuytnlar zannetmesinler ki biz etsinler. Halimize, lüzumsuz müli gelirimizin ve öğretmen ve memurlar bu cetvellerin doldurulmainsan pücünün nerelerde ziyan edildiğini görsünsından kaçındıkları için böyle düşflnüyorlar. Haler. vır, bu mütalâalar ne vazifeden kaçmak için. ne sahsi ve indîdir. Yalnız ve yalnız jrurt ve millet Buna sebep de âyniyat lalimatnamesidir. Gasevgisinin samimî bir ifadesinden baska bir sey liba âyniyat yönetmeliğini yapanlar masa başında. değildir. yukajıda açıklanan hususları hiç düşünmeden yap Aynı sorular istihsal faklörlerinin çeşitli sektörlere dağılımı için de bahis konusudur. Belli bir sermayeyi A sektöründe mi yoksa B sektörunde mi kullanmak daha prodüktif olur? Fiat mekanizmaEinın işlemediği bir ekonomide bu sorunun da cevabı tamamen keyfî olacaktır. Devietleştirme şümullü olmaz ve sadece kilit sektör adı verilen birkaç sektöre münhasır kalırsa özel sektöre terkedilen faaliyetin plân hedeflerine uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediği sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir. BÖ3'le bir kontrolu yapmak için devletin elinde çeşitli vasıtalar vardır. Ilgili sektörün istihsal ettiği mal ve hizmetlerin fiatların: ayarlamak, vergi hadlerinde değişiklik yapmak, farkh faiz haddi tatbik etmek ve bunlara benzer diğer tedbirler, aynen kapitalist ekonomide olduğu gibi devletçe başvurulabilecek tedbirler meyanındadır. Sosyalist sistemde tasarruf ve yatırım arasındaki ilgi de plâncılar takdirine göre tanzim edilir. Çünkü genel fiat sisteminin bir kısmmı teşkil eden faiz haddi de piyasa mekanizması tarafından değil plâncı tarafından tâyin edilecektir. Antalya Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği Başkanlığından: llimiz merkezinde yapılacak olan Kimsesiz Çocuklar Yetiştirme Yurdunun 300.000.00 (ÜÇYÜZBİN) lira kesif bedelli ikmal insaatı kapah zarf usulü ile 17 ağustos 1965 salı günü saat 10 da Vilâyet makamında toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır. GRİPİN LÂBORATUVARI ile I'LKO TUVALET SABUNU ve FAY FABRİKALARI sahip ve müessisi E CZA CI Necip Akar'n ruhuna ithaf olunmak üzere vefatının 8 inci seneî devriyesine tesadüf eden 30 temmuz 1965 cuma <îünü u ma namazını mütaakıp Beyazıt Camii Şerifinde H. rlssan Akkuş, H. Zeki Altın; Hacı H. Ali Gülses; Hacı d Ibrahim Çanakkaleli; H. Fevzi Mısır; H. Aziz 3ahrıyeli H. Kemal Erdağ; Fatihli Kardeşler ve Duahan Hacı H Nusret Yeşilçay'ın iştirakiyle okutulacak Mevlidi ^erifi arzu eden akraba; dost ve din kardeşlerimizii <r~ rifleri rica olunur. AİLE?İ 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 t* »•^ İhaleye girebilmek için bu îşi yapabileceğine dair II Baymdırlık Müdürlüğünden alacağı belge ile 1965 yıh Ticaret Odası vesikası ile birlikte 15.750.00 liralık geçici teminat makbuz veya banka mektubu ile birlikte 2490 sayılı kanunun 32 inci maddesi gereğince hazırhyacaklan zarfJarı üıale günü saat 9 *a kadar Komisyon Başkanhğına teslim etmeleri şarttır. Keşif ve şartnamesi mesaî saatlerinde Ö Millî Eğitim Müdürlüğünde göriilebilir. Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibare alınmaz. (Basın 13521/8786) 4 4 4 4 4 4 4 4 4 Ziraat Mühendisleri Odasından 2426 Kasım 1965 günierinde Ankarada toplanacak «Türkiye Ziraat Mühendisliği I. Teknik Kongresi» ile ilgili broşür bütün üyelerimize gönderilmiştir. Adres yokluğu veya değişikliği dolayısiyle bu broşürü alamayanların (Kongre Tertip Komitesi Başkanlığı, Sakarya Caddesi No. 30) dan istemeleri rica olunur. (Basın 13591 A. 8689/8783) Veni Ajans 3 U M U MH 7 2 Yaz Piyangosu 31 temmuzda Bü ÎİJK 10 milyon 370 bin Bir nânşılık; 7826/8795 MİLLÎ PİYANGO bilet parası ile hisse almak şansını kaçırmayınız lira dağıtıyor (Basın 12600/8784) *^^%4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle