25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt CUMHÜRIYET 29 Haziran 1965 •••••••••••••••• SiYASî HUZURSUZLÜK Prof. Dr. llhan 4RSEL emel görüşleri biribirine ııt. temayül ve men(aatleri biribirinden ayrı, her an için hasun duruma girmeğe müheyya siyasi partilerin biraraya gelerek, tarafsız bir Başbakanın liderliginde kurduklan koalisyon Hükunıeti, fırtmalı bir denizde dümeni kırılmış bir gemi gibi çalkalanıp durmakta; kendisini tehlikeli istikâmetlere sürükleyen parlâmento içi ve parlamento dışı rüzgârlara mukavemet edemez bir halde, korkunç akibeti b«Uemekte; ve millet, ve daha doğrusu düşünebilen, muhakeme edebüen kafalar bu manzara karşısında âdeta kader muhasebesi yapmakta ve müteTekkilâne beklemekte, Hükuınet dediğimiz bu gayrı mütecanis, gayn mütesanid kuruluştaki hey'et «hükfimet icra etmek» ten gayn her şeye muktedir pörünmekte ve daha doğrusu kendi içerisindeki anlasmazlık ve çekişmelerden ne yaptığım, neye ve kime hizmet ettiğini farkedememekte: ve asıl garibi. parlamentonun (T.B.M. Meclisi'nin) ve dolayısiyle metnleketin yöneticisi rolünü ifa edecck yerde kendisinden dun kuvvetlerin esiri durumunda... TRAFİK KAZALÂRI Sn. Doç. Dr. Osman Koçtürk'ün 11.6.1965 tarihü Cumhuriyet'te yayınlanan «Trafik kazalarında biyolojik faktörler» ba?hğ:nı taçıvan yazısını ilgi ile okudum. Gerçekten trafik kazalarını hazır layan çesitli faktbrler üzerind» devamlı araştırma ve inceleme yapan mernleketler yorgunlukla yetersiz ya da yolsuz beslenmenin şoförler üzerindeki etkilerire dikkati çekmektedirler. Ancak söz konusu memleketler trafik düzenini oîumlu ya da olumsuz bir şekilde etkiliyen çesitli faktör'.eri (sosyal, ekonomik, psikolojik. biyo'.ojik... ilk.) bir bütün olarak ele almakta ve belirli bir plâna gore inceleme yapmaktadırlar. Bizdeki çalışmalar ise hızını tejadüf ve vesilelerden alan himmet ve gayretlere münhasır kald ğından görevleri ayrıntıları ile belirtilmemi? sorumlular üzerind? verimli bir etki yaratmamaktadır. Memleketimizde her bakımdan büyük kayıplara sebep olan ve dolayısiyle yerli yabancı bütün yoldan faydalananları her gün biraz daha kayşılandırarak, turİ7min gelişmesine de büyük ölçude engel olan bugünkü trafik duzenini bü'ün yönleri ile göz altında tutan bir bilim \> araştırma kurumuna ihtiyaç vardır. Kehanette bulunacak icatlara kalkacak değiüz. llgiliîerce bilindiği üzere, bu konuya hakkını veren memleketlerde, durum böyledir. Trafik araştırma lâboratuvarları ve enstitüleri vardır. Hattâ bırçok yerlerde Enstıtuler Ür.iverşite kurumları içinde yer almaktadır. Bunlar devamh olarak inceleme ve araştırma yapıyorlar, alır.nıa5! sereken tedbirler üzerir.ric ?orumlulan uyarıyorlar, Esıtim kadrolarını yetiştiriyorlar. Bövlece iş plânlı v e devamlı oluyor. akla estikçe ya da bir baskı gordükçe ortaya çıkmak niteliğinden kurtuluyor. Bugün bence bizdeki me?ele, trafik kazalarını önlemek için ne gibi tedbirler ve teçekküllere ihtivaç olduğur.u arastırmak de3ılriir. Bunlar malum şeylcr, bütün ritınya biliyor bunlan. Mesele. bu İM dü^eltmeye niyet etmek ve bir operatör tîtizlifti ile ha^tanın üzerine eğilip gereken yere bıçağı vurmaktır. Niıamettin ÖZBF.K Karayollari Genel Mudııriü^ü Trafik Fen Heyeti Enitim Şefi hakkının iki veya üç üst derecesini, yani; en fazla 700. TL. eilerine geçer. Keza durum bankalar da da aynıdır. hattâ intikal devreleri olan 6 ay gibi bir zamand» 544. TL. ahrlar... Yukarıdaki ay'.ıklarla bir aile geçinebilir mi? Huzur içinde çalısabilirler mi? Geçimini temin et mek için baska yollara bas vurma? mı?. Neden; bu yarava nister vurulmuyor, bİ7İerin dâvasına el atılmıyor... Yoksa; «Mühimsenmiyecek bir azıniik» dıye mi? Arıkan AKKIZOCLU fktisat Fakültesi gerçek 27 Mayısçı, Atatürkçü öğretmenlerin müsteşarıdır. Onun yerine gelecek her meslektaş.mızın siyasi partilerin âleti haline gelmemeleri en büyük temennimizdir. Nazmi KAL Öğretmen BOZÜYÜK Aşk üstüne Kitapçı vitrinine bakarken gördüm. Bir kitabın üstünde «yerli ask romanı» yazıyordu. lerli aşk nasıl olur? diye düşunürken aklıma geldi: Hepimiz aşk'ı önce kitaplarda tanımışızdır. Bizim «>erli aşk romanları» da ille sarı uçlı, mavi gözlü kızlarla, yeşil gözlü, «iyah saçh delikanlılar arasında geçen bir acayip şeydir. Sanki bu tipler yerli askı tekele almışlar. Bir Ispanyol Atasözü göz rengi üstüne aşkı söyle anlatıyor : Mavi gözler «Beni sev, yoksa kendimi öldürürüm» der, kara gözler de «Beni sev, yoksa senı oldürurüm» der. Yani her iki halde de kadın tarafı hapı yutnyor. Bizde de b«yledir çoğunlukla .. Ask, evlenmeden önce mahkeme önünde biterse: Çok seviyordum, bıçagımı çekmişim, ondan »onrasını batırlamıyorum. Eğer evlendikten sonra mahkeme önünde biterse: Ne yapalım hâkim bey, ruhlarımız nyuşmu> or. Dün ask konnsnnda pek ilgi çekici bir haber okudum gazetelerde: Anadolunun bir ilinde kız babaları baslık parasını dondurmuşlar. Baslık demek kızın ailesine, kıza âşık olan delikanlının verdiği para demek. Aşk vergisi gibi bir şey... Demek ki. sevgili»ine kavuşmak için köy delikanlısının parası olmak gerek. Şehirlerde aynı rezalet. Ask ile para öviesine dolasmıs ki birbirine, ayırmaya imkân yok. Yani gerçek ask, aşk ile para arasında sürüyor. Genel olarak zengin zengine ve fakir de fakire âsık olacak. Prensesle evlenen fakir çoban ve prensle evlenen kül kedisi masallardadır. Masallara ise cok zor rastlanır gerçek hayatta .. SözUn kısası bu toplumda ask'ın canına oknmak için her türlü tuzak hazırlanmıştır. Araya neler katmısız? lnsanların birbirini sevmesi için bu kadar ekonomik hailarla birbirine bağlanması mı gerek? Adam görüyorum : Yeni aldığım katı hanımın üstüne yaptım... diyor. Çünkü çok sevivor kadını. Nişanlı, kocaman taşlı yüzük takıyor sevîilisinin parmağına: çünkü seviyor kadını. Hovarda gpor araba çekiyor metresinin altına; çünkü seviyor kadını. Kadın da bu cicilere baka baka: Beni seviyorlar. . diyor. Konserve kıralının oğlu prensesle evleniyor; asaletle asılanmak icin .. Bnnnn adı ask. Bilmem hançi kıral. tahfa ofclan çocnğu vetistirmek için kız alıvor; bunun da adı ask. Tüccarı muteberandan Bay Muteber bir baska Bav Muteberin oğlnna kendi kızım verip şirketlerine bir sirket daha katıvor; bunnn da adı ssk. Zamanımızda ask, insanlarla insanların degü, sınıfiarla sınıflann iliskileri halinde. Kadınlarını insan vapamıyan toplumlar askı iktisadî cıkarların oynnnnda sahneye çıkarıp berbat etmesini pek iyi beceriyorlar. Ve bu rezaletin üstüne yalanın yaldızını sürmek için de afyon edebiyatı... Fotoğraflı fotoğrafsız ronıan, resimli resimsiz bikâye. güzel insanları çirkin askların propagandasında knllanıyor. Toplumnn baskılan yüzünden kendi varlıjına hile yabancılasan zavallı insanların bir baska insana dnvacaği ask kalmıs mıdır? Bir yanda ekmek kavgasında sabahtan aksamı güç eden milyonlar. öte yanda mal mülk münasebetlerine bağlı aşk iliskileri... Ve dejerlerini çoktan yitirmis bu vasayısta, kavga, rürültü bosanma, zina. boynuzlama, dedikodu üstüne bir çöküntünün gürültüleri Ask denen üç harfli kelimeye saygı duymak için öncelikle insan sevgisi nedir bilmek gerek. tnsanları sevmiyen bir erkeğin ve insanları sevmiyen bir kadının bir baska insanı insan gibi seveceJine inanmak müsküldür. Kadının iktisadî özcürlüğünü kazanma dığı toplumlarda erkese nzan.in mal hesapları arasında en güzel du>eularını yitirmesi de tahiidir. Menfaat hesaplanna bu kadar haglı bir erkek kadın aşkıııı savunanlar fi.tr size : Birini seviyorum . derlerse sorunuz: Kaç paralık seviyorsunuz? T terekküp ettiğini anlamk için kâfidir. Meselâ güney eyaletlerinin vasat bir temsilcisi «standart» bir tipe örnek gösterilebilir: Tahsil ve terbiyesini mahalle mektebinde ikmâl ettikten sonra uydurmasyon bir methodist veya baptist) kolejine devam etmiş bilâhare doğduğu ve büyüduğü... maballin bir okulunda bir müddet öğretmenlik yapmış ve nihayet bölge eğitim müfettişliği görevine getirilmiştir. Bu arada biraz da hukukla meşgul olmuştur. Baroya kayıt olduktan sonra müfettiş olmak •ıfatiyle siyasete karşı duyduğu alâka neticesi ya savcı veya belki de bir müddet sonra hâkim olacaktır. Artık Kongre seçimierine iştirak zamanı gelmiştir; üç veya dört beyhude teşebbösten sonra nihayet Kongre'ye üye seçilmiştir. Böyle bir adamın kanun koruyuculuğu görevini yapabüecek kıratta (evsafta) olmadığı, ve daha doğrusu itidal ve aklı selimden mahnım bir ebleb olduğu aşikârdır. Makul ve mantıkî olan şey ile gayrı makul ve gayn mantıkî olan şeyden birini tercih etmek durumunda kaldığında insiyaki olarak gayn makul ve gayrı mantıkıyi seçeceği muhakkaktır. VVashington'a gidipte orada kongre takipcileriyle (lobbyist) ve gazete yazarlariyle temas edeceği ana kadar bu adam hayatında belkide bir tek def'a olsun aydın bir kimse ile münasebette bulunmamıştır. Ve kongre üyesi olarakta daima vasat seviyenin dununda kalmağa mahkumdur. O' nun bütiin hülyası Kongre namına seyahat ve ziyafetlere gönderilmek re gönderildiği yerlerde Devİpt hesabma bedava yeyip, içip tatil geçirmektir. Günlük bütün meşgalesi akraba ve dostlarına iş bulmaktır... İşte Amerikan kanunlarını hazırlayanlar bu çeşit hasarattır (vermin).. Bunlar o derece hudala kimselerdir ki Hükumet ve Devlet islerinde her türlü ihâta kaabiliyetinden mahrumdurlar..» diye tamtabilir. Fakat derhâl belirtmek lâzımdır ki Amerikan toplumu, tıpkı diğer batı toplumları gibi, bu düşük seviyedeki temsilciyi aklı selim istikametinde sürükleyecek manevi kııvvet ve kudrete sahiptir; bu kuvvet ve kudretin işlemeyeceği ve tesir icra edemeyeceği sahalarda da gerekli bütün tedbirlerini almıştır (iyi bir idare tnekanizması, mükemmel ve çok geniş yetkilere sahip bir yargı raekanizması. v.s. gibi (1). Anayasa mekanizması içerisinde Kongre'nin daha bidayetten itibaren arka plina itilmesinin asıl sebebi de kongre iiyelerine, yani temsilcilere karşı beslenen bu gü\ensizlik olmamış mıdır?... Batı'mn diğer memleketlerinde de (başta V ci Fransız Cumhuriyeti olmak üzere) aşağı yukarı avnı şeyleri müşahede etmiyor muyuz?... Meselenin diğer cephesine yani nihai otoritenin münhasıran halk iradesine dayanması keyfiyetine gelince: Bize öyle geliyor ki temsilî hiikumet sistemi anlayışımızda radikal denebilecek bir değişiklik yapmadan demokrasi vetiresinde hüsranlardan kurtulmamız bu bakımdan da mümkün olamayacaktır. Şöylr ki: (1) Bk. H. L. Mer.tken Notes on Democracy 1926, sh. 125 ve a. 4» « * Dış politika ve ödenek arete'.erm haoer sütunların^ * da, milli gururumuza indirilen darbelerden birine hayretle sahit oluyoruz: Türk Yunan deniz gücü dengesi, Amerikanın vap tığı tek taraflı yardımla Yunanıs tan lehine bozuldu... Aynı günün gareteleri, parlâmentodaki faaliyet ve tesanüdün tipik örneklerini vatandaşın tecessüsüne sunuvor: TRT yüzünden Meclis karıstı .. Bölükbaşı, TRT ltonusunda rr.uhalefeti ve ilgilileri ağır bir dılle itham etti. Dış baskılann milli gururumuzu rencide edecek mahiyet kazan ması karşısında, şahsiyetli bir dış politika izlenmesini zorunlu kıldığına dair toplumda beliren temayül unsurlanndan olan petrolun millilestirilmesi konusu parlâmentoda tartışıhrken, selâhiyetli ağızlar, taze ümitlere saldırıyor : Petrolümüz millileştirilemez .. Dıs siyasette. özellik'.e KIBRIS dâvamızda. ya'nız bırakıldığımız habprlermin halk efkârında yaygın bir hal aldığı sırp'arda, bu yargıyı ihtivar ediyor ilgıliler .. Memleketımiz için bir milli hay sıyet niteliğini taşıyan MİLLET YAPAR kampanyası, millî dayanışma imtihanını başarıyla verirken ve vatandaşın dolup tasan heyecanmı dile getirirken, parlâmento üyelerimizin çoğu, 40 milyonluk zammm kabulü üzerine sevinç naraları atıyoriar... Meclıste. bu zammm kabul edildiğini haber veren aynı tarihin gazetrlerı, bütçe görü^meleri sırasın.ca b,azı parlâmento uyelerirr.İ7İn. Meclis çevresinde poİîsfc've diğer pcr'onele karşı itibarsız kaldıklarıncian, muhtelif cemiyetlere ve haik arasma girmekten hicap ettıklerinden. çünkü. parlamentonun dıs etküerle ıtibarının zecielcnmekte olduğıından müsteki bulunduklarını sıralamaktadırlar. AIi ÖZTÜRK Memur Buna mukabil T.B.M. Meclisi. kuvvetler kompleksi içerisinde «mutlak» olma ve «idare eden» vasfını kazanma hevesiyle menfi îstikâmette gelişmckte ve geliştiği nispette de memleketin demagojı kaynaklan demokrasi teranesiyle çalkalanmakta; ve ganki Meclis (T.B.M.M.), bizim gibî toplumlarda, bizzat hükumet icra edebilirmiş veya etmeğe kalkışacak olursa ber şey demokratik olurmuş inancıyla Anayasa ve siyasi ilim verileriyle alaj edilmekte ve her halii kârda demokrasi, k a d i ın yunanda Aristo'nun o nefret ettiği ve tiksindiği şekli ile tatbike çahşılmakta... #** Tukarıuam satırları belkide lüzuınundan fazla kötümser bir görüşün ifadcsi olarak kabul etmek mümkündür. Fakat muhakkak olan bir şey varsa o da sudur ki bu memleketin siyasi hayalmın şu gon on beş yülık huzursuzhığunu, bir yandan politika adamının demokrasiyi «demokrasi» olmaktan çıkarabilecek derecede ehliyetsiz ve kifayetsiz oluşunda, ve diğer yandan da genel seçimler sıramnda tezahür eden halk iradesini bu elcmanlar eliode nihai otorite halinc getirme temayül ve arzusunda aramak lâzımdır. Kodamanoğlnnnn istifası ^ | illl Eğitim Bakanhğı Müsteşarı sayın Nuri Kodamanoğlu istifa etmiştir. Bu basit bir istifa değildir. Esası partizanlık zih niyetine dayanıyor. Bu oyunun re kadar tehlikeii olduğu gerçegir.i 27 Mayıs göstermiştir. Fakat 27 Mayıstan henüz beş yıl geçmiş ol masma rağmen ayni zihnıyetle ha reket edilmesi, üstelik yakm zamanda iktidara gelmesi muhtemel olan kuvvetli bir partinin Milli Eğitim Bakanının bu tutumu göstermesi gelecek için düşün dürücüdür. Sayın Nuri Kodamanoğlunun istifasını gerektiren binlerce nedenlerden birinin de benim olduğum gerçek: Hâdise şudur: 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bpvramı dolayısıyle yaptığım ko nu<ma belirli çevreler tarafmdan şiddetli tepki ile karsılar.dı. Bakanlığa tellerin çekildigi ağızdan ağıza dolaştı. Milli Eğitim Bakan lığının birkaç partizanın sözune ve şıkâyetine önem vermiyeceğini düşunürken, bir yazı ile öğretmenin söylevinin incelenmesi gerektiği gerekçesiyle söylevin bir nüshası istendi. Aynca gyni öğretmene aîıza al.namıvacak küfürlerle do".u bir de tehdit mektııbu yazıldı. Suphesiz bu şikâyeti yapanlarla ayni kisilerdi. Daha önemli olan şikâyetçi kisilerin kovuşturma açılması isteği ile Savcılığa başvurmu? olmalan ve kanunen suçlu bulamıyacakları öğretmeni parti kanslı ile cezalandırmaya kalkmıj olmalarıdır. Memleketi particiler mi yoks» M'jlkî ve Adli idarecf.er mi yönetıı? Partihlerin idare ettiği düzen 27 Mayısla yıkılmıştır. Kodamanoğlunun istifası ile bel ki istekleri yerine gelecek ve bir çok öğretmen haksız olarak yerlerinden ahnacaktır. Fakat bir öğretmeni bir yerden alıp daha kötü yere tayin etmekle onu hiç bir zaman sindiremezler. O görevinin ne olduğunu bümektedir. Gittiği yerde aynı yolda yürüyecektır. Nuri Kodamanoğlu her zaman ı:: BATIDA olitika adamının bizde olduğu gibi batı memltketlerinde de üstün vasıflar şöyle dursun ve fakat vasat diyebileccğimit bir seviyeden yoksun olduğu görülmeyen şeylerden değildir. Fakat ne varki batı'da ve batı'nın gelismiş toplumlannda hem bu seviye bizdeki kadar düşiik değildir ve hem de kamu oyu, seviyesiz politikacıyı zararsıı kılabüecek gelişmeye ve olgunluğa çoktan kavuşmustur. Bugün bclki hâlâ tanınmıs bir Amerikalı vazar, Amerikan «Kongre» sini (parlamentosunu), okurlanna: «... Kongre üyelerinin tercümeihallerini gö«teren kongre rehberine bir nazar attnak Ternsilciler Meclisi'nin ne koeabas hayvanlardan (scrub stock) P GCNrJS SAHANE DEMZ TEMIZ KU.M BtLBLL SESl MOTEL TAHİR ŞİLE YEŞİLÇAY «AĞVA» hizmete açılrnıştır. Rc/cı\aN\on: Yesilcay, Tcl: G SEL1M EKENGlL ', , İKTİSADİ IARTIŞNA Akın UMUR evlet sektörö İle 5zel sektor savnnuculan arasında fikir çarpışmaları artık her gazete ve dergi sütununda görülmekte, toplantılarda duyulmaktadır. Bu tartışmalarda savunulan yolnn dayandığı temel esaslar ve iktisadî üstünlüğü anlatılması gerekirken, çogu zaman diger yolun kötülüğü aşırı örneklerle gösterilmekte ve biriki olaydan genel yargılara varmak eğilimi görülmektedir. Bu tutura hem yapıeı olmakta, hem de çoğn zaman karsı tarafın kötülenmesi bn tarafın daha iyi oldugu anlamına gelmemektedir. Tartısmaların halkı uyarıcı özellik taşıması gerektiğini ve tarafların savnndukları yolların, demokratik bir idare altında kalkınma amacı güttüğünü kabul ederek birkaç nokt» üzerinde dnrmık istiyoruı. Iktisatçılara önem verilmiyor • ktısaden gerı kalmış bir ülke olmamıza rağmen, iktisatcıya gereken önemi vermiyoruz... Daha doğrusu, ıktisadın önemi, rr.ahiyeti tam mânası ile anlaşılmış değildir milletimizce... Herkes iktisadı bilir, herkes iktısatcıdır... îktisat; bir ekonominin bütününü, yani ticaret. sanayi. ziraat v.s. gibi sektörleri kapladığı halde, memîeketimizde iktisatcıya verilen kıymet ayrı, ziraatciye ve rilen kıymet ayrı, sanayie verilen kıymet ayrı, velhasıl, sektör lere ve sektörlerde çalışanlara ve rilen kıymet ayrı... Bir kimsenin tam mânası ile fay dalı olabilmesi için zarurî ihtiyaçlarının temin edilmesi lâzımd;r... Maddi yetersizlik, huzursuz luk doğurur, huzursuz insan, arzu edilen faydalıhğı temin edemez.. Memleketimizde, yüksek tahsil olarak. aynı seneleri harcıyan kimselerin, ayrı malî imkânlarla teçhiz edilmeleri «sözde, nğrastığımız, didindiğimiz gerçekleştirmek istediğimiz» sosyal adalet mefhumu ile nasıî bağdaştınlabilir... Nasıl; avrı imkânlarla teçhiz edüenler huzur içinde çalışırlar. gerekli şekilde faydalı olabilirler. Bugün Siyasal Bilgiler, tkti=adi ve Ticarî I'imîer Akademisi ve tktisat Fakültesi mezunlarır.m durumu «yürekler acısı». Çeşitli meslfklere r.azaran müfettişlik cazip olduğu halde, katlan;lması imkânsız, büyük zorlukları mevcuttur. Meselâ; evli bir kimsenin müfettislik yapması imkânsızdır. Müfetti?liğin haricinde is sahalan pek mahdut. mall yeterliligi pek azdır... Bu fakülte mezunları devlet müessesesinde çalıştıkları zaman, kadrolu memurlar ayda r.et 486. TL. (D) cetveli de ise. müktesep * Cumhuriyet 75U7 D Hangi sistem? B izce, Uk açıklanması gereken, tarafların kabnl ettiği iktisadî sistemin isleme tarzı ve özellifidir. Bnnnnla da yetinmeyjp, savunnlan sistemin memleketimizin bünyesine nygnnIngn, tecrübelerin neler öğrettiği, nygulanmaiinda karsılaşılacak giiçlüklerin ne gibi tedbirlerle önüne geçilecefi genel olarak gösterilirse, öne sürülen fikirler daba inandırıcı olacaktır. Bunlar belirtilmeyince okunanları ve dinlenenleri değerlendirmek güç olmaktadır. Bilindigi gibi, liberalizm ile sosyalizm arasında çesitli sistemler vardır. Devlet sektörünü savunanlar sosyalizmi mi, yoksa dirije bir ekonominin bnnyesi içinde devİetçiliği mi çıkar vol olarak görmektedirler? özel tesebbüs taraftarları aşırı bir liberal ekonomiyi mi veya yeni liberal sistem İçinde hudutları ivi çizilmis karma ekonomiyi mi savunmaktadırlar? Ekonomik sistemin belirtilmedigi fikirlerden, tarafların, bugün irinde bulundu|nmuz plânlı karma ekonomi sistemini kabul ettiklerini ve bn sistem içinde devlete veya özel teşebbüse daha fazla yer verilmesini istediklerini çıkarmaktayız. O zaman. tartısmalar iki sektör arasında hudut tayini etrafında olmaktadır. Bunu kabnl etsek bile eene de suçlamalar biri bir sonnca götürmemektedir. Karşılıklı suçlamalar yen monopolların kontrolü ve Sniine geçilmesi, mümkündür. Ornek olarak alınabilecek çesitli memleketlerin nyguladıkları yollar vardır. Bngön bizde knllamlan kontrol sisteminin geliştirilmesi ve eksiklikleri ele alınıp incelenebilir. Fena çalısan müesseseleri ayırdetmeden, düzelmeleri için yollar ve kontrol sistemleri aramadan, özel sektörü tüm olarak suçlandırmak, iktisadî hayatimızı gerçek olarak aydınlatmamaktadır. Öte yanda, özel tesebbüs taraftarları devlet sektörünü yererken, devlet işletmelerinin çoğunnn zarar ettiğine, üretimin ve satışın plânlı bir sekilde yapılmadığına, devlet memurlarının sornmlulnk almaktan çekindiklerine, devlet müdahele ve kontrolünün arz ve talep üzerinde zararlı oldnğnna işaret etmektedirler. özel tesebbüs tenkidlerinde olduğu gibi, bu iddialarda da gerçek payı vardır. Ancak ileri sürülen bn aksaklıklar devlet sektörünün ve kontrolünün gereksiz olduğunn göstermemektedir. Konnyn bugünkü iktisat sistemi içinde tüm olarak ele alırsak, özel sektör savnnncuları da iyi bir liberal sistemin ancak iyi bir rekabet piyasasında gerçekleşeceğini kabul edeceklerdir. Oysa ki, bizde sennaye pivasasının yoklnğn, bilgi eksikliği, ulastırmanın her tarafa yayılmamış olması. teknik imkânlar, vb, iyi bir rekabet piyasasını engellemektedirler. Bn yüzden, bn emekleme devrinde, halkın menfaatlarını gözetmek, büvük enerji kaynakları knrmak, pazarlarda alıcıyı korurkrn satısta da malını satmaya mecbnr olan köylüyü desteklemek bakımmdan devlete büyük görev düşmektedir. Bn görev rasyonel bir tntumla yapıldığı zaman piyasa dengesi boznlmayacaktır. Yukarda sıralanan tenkidlerin dikkate alınması ve aksaklıklann düzeltilmeye çalısılması. tabii ki. yerinde olacaktır. Gene, devlet sektörünü tenkidler çerçevesi içinde savnnnrken, liberalizmi kansmamazlıU mânasına almanın yanlış ve zararlı olduğnnn ileri •nrebiliriz. Tnkarda da belirttiğimiz gibi, devlft müdahelesi ve kontrolü gerçek rekabet şartlarını knrabilmek ve dolayısıyla ekonomiyi düzenleyebilmek için gereklidir. Müdahelenin ve devlet sektSrünün hudntlarını çizerken bn %'orüş esas olarak alınabilir. GÜNNT'K ÇAMLICA ile Kimr» Y. Mühendisi SACİT BAŞOL Nişanlandılar \nkar» 27.6 1965 Cumhuriyet 7516 BİLDIRIYORUZ Değerli okuyucular, Î PİYANGO İDARESİ MİLLÎ Pİ gördüğü ilgı artırmıştır. karşısmda ikram.je mıktar ve tutatmı yenıden BANKALARA Ve MAĞAZALARA E ^ T R İ Ş L İ İŞ YERİ ANKARA'nın iş merkezinde, altında çok muntazam •leposu; zemin katı ve cok geniş fevkalâde aydınlık pasajla irtibath üst katı bulunan; hâlen faaliyette olan raağaza devren '.atılıktır. Tediyede kolayhk gösterilir. Ankara Telefon 11 *4 85 İş saatlerinde İstanbul Teleton 27 17 66 Reklâmcılık 2472/7509) Çekiliş Büyük ikramiye Toplam » : : : 7 Temmuzda 1 milyon lira 10 milyon 374 bin lira Unutmayınız, en çok ve en büyük isabet daima ACELE SATILIK YAZLIK EV Cevizlide, fevkalâde bakımlı, bahçe içinde; 5 büyük yatak odası; sabit dolapları ile; L şeklinde büyük salon salomanje; marley döşeÜ; çift banyolu; deniz ve Adalara karşı 4.20X12.5 eb'adında kapalı teras; bahçe içinde depo; bahçıvan odası; duş ve tuvalet; bahçe duvarlan Gebze taşı ile yapılmış demir parmaklıklı. Tediyede kolayhk gösterilir. Curaartesiden gayri iş saatlerinde. Telefon: 27 17 66 Reklâmcılık 24717508) İLÎ MİLLÎ PİYANGO'dadır (Basın 10931/7506) f 29 Haziran 1965 tarihinden itibaren telefon numaralarımız Burhaniye Belediye Başkanlığından: 1 Aşağıda teferruatı yazılı 4 adet Dizel motörtl 9'7 965 cuma günü saat 15 de Burhaniye Belediye Encümeninde açık arttırma ile sat:lacaktır. 2 Satış bedelinin °i 20 si peşin olup geri kalanı İçin Belediyece kabul edilecek teminat mukabili vâde verilir. Gnsi 120 HF. FARBANKSMORÖE marka 2 zaman 375 devirli Motor (Akopie) 90 HP. LİSTER BLACKSTONE marka 4 zaman 600 devirli motor (Akopie) 75 HP. BENZMERSEDES marka 4 zaman 750 devirli motor. (Akopie) 15 PH. SLAVİA marka 4 zamanlı 650 devir motor. (Akopie). Miktan Adet M. bedeli Lira k. 25000 00 M. teminatı Lira k. 1875 00 49 43 36 36 OO Ol olarak değiştirilmiştir Sayın dost ve müşterilerimize duyurulur. ÜÇKEN KOLL. ŞTİ. İlâncıhk 7390 7514 50000 00 3750 00 25000 00 1875 00 B ugünkü fikir çarpışmalarında karşılıklı iuçlamaların üzerinde kısaca durarak, bn yoldaki eleştirmenin eksikliklerini göstermek için, her iki tarafı da savunabiliriz. özel tesebbüs yerilirken. öneörülen yatırımların realize edilmediği, satısta monopoly ve oligopolyier, alımda monopsony'ler yaratıldıgı, vergi kaçırıldığı, ticaret ahlâkının bozuk oldnfn vb. ileri sürülmektedir. Bunların nedenleri ve kontrol imkânları düsünülmedikçe, yukarda da belirttiğimiz gibi, bn snçlamalardan, diğer tarafın iyi ve randımanlı çalışacağı anlamı çıkmamaktadır. örnegin, yatırımların eerçekleştirilememesinde siyasî ve psikolojik durumnn etkileri. devletin bnnda rolü ve alabileceği tedbirler büyük önero taşımakt»dır. Vergi kaçakçılıjı ve halkın zararına i|1e Sonuç SIVEREK MALMÜDÜRLÜĞÜNDEN Vergı dairemıze borçlu bulunan mükelleflere aıt olup şartnamede hudut ve evsafı salresı yazılı Keçıborcu köyünde bir kıta, Tılkışehrının tamamı. Salıçan Koyünde üç kıta, Herhen köyünde lkı kıta, Çeltık koyünde ıkı kıta, Cınhısar koyünde ıkı kıta, Taşlı köyünde ıkı kıta, Haçıc köyünde on kıta ve Camıkebır mahailesınde bir evın tamamının 6183 sayılı kanunun 88. cı ve müteakip maddelerıne müst»nıden açık artırma suretiyle 15 Temmuz 1965 perşemBe günü saat 8 de Siverek Malmüdürlüğünde satışa çıkarılacaktır. Belirtilen gün ve saatte taliplilenn "' 7,5 teminat akça,a lariyle satış komisyonuna müracaatlan. Birinci ihalede satıs yapılmadığı takdırde ıhalenın 10 gün tonraya tesadüf eden 26 Temmuz 1965 pazartesi gunüne bırakılacağı ve bu hususta tanzim olunan sartnamenın hergün mesai saatlerind» Vergi dairesinde görülecejı ilin olunur. 9.6.1985 (Basın 10436/7492) 6 örüldüğü gibi, istenilen sistem, işleme tarzı, ve üstünlüğü belirtilmeyince, fikirler değişik şekillerde anlaşılmaktadır. ömekler üzerinde yapılan suçlamalar dar bir çerçeve içinde kalmakta ve her iki tarafı haklı çıkaracak noktalar ileri sürülebilmektedir. Böylece bir y5n çizmek güçleşmektedir. Bugnn üzerinde dnrnlacak sey, iktisadî bayatımızı canlandıracak, kalkınmamızı hızlandıracak ekonomik sistemin arastırılması ve bn sistemde devlete, Bzel sektöre ve topluma dflsen görevlerdir. Halk bu metodla yapılacak açıklamaları daha kolay anlayabilecek ve bir yargılama yapahileeektir. 5000 00 375 00 TEŞEKKÛR Aile büyiiğümuz Ansızın kaybedi^imizin derin »cısına b:zzat veya PTT yolu ile katılarak bize teselll sunan geniş ailc çevremize, tanıdıklarımıza ve dostlarımıı» kalpten teşekkürler ederiz. ÇocnkUrı: Şadi, Fsik. tsrnet Neclâ Kardesleri: Aslyç Fstniâ, (Basın: 11236 7520) Halet USAL'ı EKSVATOR KIRALANACAKTIR Kanal toprak hafrikatında kullamlmak üzere Ekskavatör kiralanacaktır. Isyerine Şirketimizce nakledilecektir. Tekliflerin 6.7.1965 Pazartesi günü saat 17 ye kadsr Müdürlüğümüze verilmesi rica olunur. TtMLO Tel: 44 74 16 15 htlklSl Cad. 1S1 185 (Buıa : 11256) 7S1I CumtaurlyM UM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle