19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ IJÜlMHtJRIYET 15 Haziran 1965 • ••••••••• ••mwawn TASARRUF BONOSU VE Ö1EL SEKTÖR Doç. Plânlı kalkınmada devlet elile gerçekleştirilmesi gereken yatırunların finansmanı için devletin içerde uzun vadeli olarak borçlanması normâl bir yoldur. Devlet enfrastrüktür ve saire gibi kalkmma hedeflerine özel sermaye ve teşebbüs kudretini itebilecek nitelikte olan yatınm ve faaliyetleri gerçekleştirebilmek için uzun vadeli fonlara ihtiyaç duymaktadır. İşte bu gerekçe ile ihraç edilen tasarruf bonolannın bugun bir taraftan düşük gelirli vatandaşların gelir kaybma sebep olurken, diğer taraftan da özel sektörün devlet sektörünü finanse etmesi neticesini doğurduğu iddia edilebilir. Bilindiği üzere, tasarruf bonoları tasarruf kudreti hiç bulunmayan vatandaşlara da verilmektedir. Aslında daha fazla hasılat toplamak gayesine bağlı olarak yılda 3600 liradan daha fazla geliri olanları tasarruf bonosuna tâbi tutmak serbest piyasada bu bonoların arzının bollaşmasına ve fiyatının da düşmesine sebep olmuştur. Nitekim bugün düşük gelirli vatandaşlarımız kanunî mükellefivetle kendilerine mal edilen tasarruf bonolarını ellerine geçtiği anda 3 ilâ 4 misli daha düşük bir fiyatla başkalanna satmaktadırlar. Diğer taraftan alıcüar arasına her gün bir miktar daha iş adamı da karışmaktadır. Zira değerinin üç kat aşağısına Eaün alınan bir bono °o 20 civarında bir gelir getirmektedir. Gerçekte ise vergi muafiyeti dolayısile, meselâ "o 60 gelir vergisi ödeyen bir kimse için bu ' ı 20 "• 4ö°e kadar çıkmaktadır. Bu durum karşısında fazla gelirli iş adamları ve sermaye sahipleri için tasarruf bonosu en iyi yatırım alternatifleri arasına girmiş bulunmaktadır. Fakat bu aynı iş adamlannın temsil ettiği özel sektörün devlet sektörü lehine zayıflamasına da yol açmaktadır. İşte şimdi asd konumuz olan bu kısmı açtklamağa talışacağız. Dr. Haydar KAZGAN Satılan bono Devletin ihraç ederek dar gelirli bir vatandaşa kanun zoru ile sattığı 10 liralık bir tasarruf bonosunu ele alalım. Bu bononun hasılatı ile devlet 10 liralık bir yatırım yapmış olsun. Bu yatınmın cerektirdiği 10 liralık tasarrufun aynı bonoyu satan işçi veya memurun satış fiyatına bağlı olarak satana ve salın alana ait olacaktır. Şayet işçi veya me ANADOLUDAN RESİMLER eçen gün yazıhaııede oturuyoruz. AP li Belediye Başkanı, partisiz İlköğretim Müdürü, CHI' li avukat ve bir kaç köylü.. Köylülerden biri iki metre boyunda, dal gibi incecik ve simsiyah bir arap. Ilköğretim Müdürü dertli: «43 köyüm var, diye yakmıvor. bu 42 köyün öğretmeninden, okulundan ve daha gerçeği kövlüsünden sorumluyum ben. İEİmin ağırlığı altında kalmışım. Bir cipim olmalı ki, ayda bir kez olsun her köyüme gideyim. Çoğu meslek eğitimi görmemiş yedek subay öğretmenlerime işlerinde yardımcı, yol gösterici olayım. Omuzlarımıza bunca ağır bir sorumluluk yüklerler, araç vermezler. Bir cipim , olmalı ki dağ köylerinde tek haşına bırakılmış öğretmenlerime biraz yaşama çalışma şevki taşıyajim.» Eğitimcinin sözü yarıda kaldı. Yazıhanenin önünde bir araba durdu. İki genç adam indi geldi içeri. Kolhıklannda çantalan. yüzlerinde gü\en verici tertemiz, aydmlık bir gülümseme. Kendilerini tanıttılar, iki yüksek nıinıar. şimdi alışkanlık oldu bizde. Ycııi tunıştığımız her insana, kimliğini sorar gibi. politikayla ilgisini soruyoruz. Soruyu mımarlara da yönelttik. Biri, daha genci: «Olmaz mı. dedi. politikayla ilgüenmek bugün vatan borcudur.» Sonra şaşılacak kadar yumuşak bir sesle ekledi: «İşçi Partiliyiz biz.. İkimiz de.» Biziın AP li Belediye Başkanına baktım; rahatı kaçmış gibiydi.. Yerinde bir kımıldadı.. Şakaya dayanıklıdır. Güldüğümü görmezliğe geldi, kendini sigara paketine verdi, bir zaman, seçinceyedek, sigaralannı elledi durdu. Mimarlar anlatıyorlardı. Bir gazete çıkaracaklarmış: «Halkın anlayacağı, arayaeağı, seveceği bir gzete olsun i.stiyoruz. Adını (Memet) koyalım diyoruz. Halkın diliyle söyleyen kolay bir gazete. Tabü kendi imkânlarunızla şimdilik haftalık bir şey.. Sizden de yazı rica ediyoruz.» O zamana kadar sessizce oturan köylülerden biri söze karıştı: «Sen yüreğini serin tut bey. Sen gazeteyi çıkarmana bak. Elimize değsin yeter. Kolayını zorunu düşünme. Biz anlarız ve de bizim anladığımız bize yeter. Şuna bakın hele.. «Elini koynuna soktu, eski bir cep defteri çıkardı. arasından aldığı küçücük bir kâğıt parçasını getirdi, masanın üzerine koydu: «Hele oku şıınu venge.. Oku da bey duysun.» Baktım; Doğan Nadınin CurnbıırîveHeıı kesilmiş bir anektodu. Köylü üsteledi: «Oku yenge. oku hele hep duyalım.» Fıkra aynen şu: «Baymdırlık Bakanı sayın Orhan Alp, Boğaza yapılacak meşhur köprü işini ele aldığııu, bunun yollarıyla falan 950 milvon liraya çıkacağını söylüyor. Orhan Aalp. brlki umıtınuşsunuzdur. en az bu köprü kadar meşhur devrim o" tomobili ni Eskişchirde imâl ettiren zattır. Onun için, bu sefer, kabilse, daha ihtiyatlı davranmasını rica edeceğiz. Zira o bir türlü yürüyemeyen otomobil, 600 bin liraya malolmuştu. Hadi neyse dendi. Sineye çekildi. Ama 950 milyonun. hem de bir kısmı döviz. hazmi biraz çüc olur, doğrusu.» Fıkra bitince köylü hepimize bir bir baktı: «Hadi konuşun bakalım» dedi. «Sen konuşacaksın. dedim, konuvu sen getirclin önümiize.» <:Biı getirdik fu't, dnğrusun.» Kalktı. geldi. fıkrayı aldı masadan. defterinin içine dikkatle yerleştirdi. Defteri koynuna soktu «Gazete parçasını hoca muskası çibi koynunda saklamanm faydası ııe?» diye takılriım. «Eyi didin yen.se.. Essahtan da hoca muskası.. Bu gibi yazıları kesip koynıımuza katmalıyız ki cin peri bizi çarpmasm.. Yaa!.» «Şimdi sen bu köprii işine karşı mısın. yapılmasın mı diyorsun İstanbula bir güzel köprü?» «Yooo.. Körpü eyidir. nire yapsan. hangi bi suyun üstüne çeksen körpü gibi var mı.. Körpü eyidir, eyidir ya adamın ayağı valın oldu mu, körpiiyü neylesin. Yörür, çıplak tabanlarıyla suya çakıla basa basa geçer karşı yakaya. Deel mi ya.. Artamın ayağı yalm olduğu gibi.. 950 milvon dey>or.. Duyınamm.. Vay babam vay.. 950 milvon. adamın aklına sığmaz bi para bu.. Biz ötee gün köyde hisabını yaptık bunun.. Hinci bu 950 milvon lirayı önümüze yığsalar. kalkar İstanbulun boynuna, süslrnsin diyerekten, elmaslı serdanlık misali bir körpü mü kurarık yoksam ne vaparık diyerekten kafalarımızı ellerimizin içine aldık. Ve de köyümüzün örgetmeni ve de sıhhiyeci hep bir olup hisabmı yaptık ki, ne gördük bellersin.. Tastamam yüz dene ilçemize onar milvon lira yatıraraktan birer koca koca işyeri. pavlika dikeyoruz. Ağna işte.. On milyon bu.. Bi il^e pavlikesine yetme mi.. Yre mur bunu bir iş adamına 3 liraya satacak olursa 7 liralık tasarrufu yapan fakat mülkiyet hakkını elinden çıkardığı için bu tasarruf üzerinden ber türlii hakkını kaybetmiş olan satıcı işçi veya memur olacaktır. Diğer taraftan, alıcı iş adamı ödediği 3 lira için sadece tasarruf yapmakla kalmayacak, keııdi yapabileeeği 3 liralık yatınmın devlet taraf ından yapılmasına imkân vermiş olacaktır. Böylece devlet 10 liralık yatırım yaptığında bunun 7 lirasını bonoyu elinden çıkaran memur veya işçi satıcı karşılıksız tasarruf etmiş olacak, 3 lirası için de ış adamı kendi yapabileeeği bir yatırımdan vazgeçmiş olacaktır. Demek oluyor ki. yukardaki fiyatla bono alımı satımı neticesi her 10 liralık bono, özel sektörün kendi kanunî mükellefiyeti içinde satın almağa mecbur olduğu bonolara ek olarak, 3 liralık bir yatınmın özel sektör ycrine devlet sektöriine kaymasına sebep olmaktadır. Başka bir deyişle tasarrııf bonolannın ' < 45'e varan gelir getirme gücüne tamah ederek özel teşebbüs erbabımn bunları serbest piyasadan toplaması devletçiliğin hududunun hergün biraz daha artmasına sebep olabilecek niteliktedir. Bu sebeble özel teşebbüsün devlet teşebbüsleri yanında hududunun daraltılmasına karşı olan odalar ve teşekküllerin sayın uzmanlarının yukarda ele aldığımız konunun özel sektör için asıl tehlikeyi teşkil ettiğini şimdiye kadar açıklamamış oknalarını bir sürpriz gibi karşılamak zorundayız. Zira bugünkü tasarruf bonosu alışverişindeki tutumu ile özel sektör kendi kuvusunu kendisi kazmaktadır. Kendilerine 10 liraya mal olan bir tasarruf bonosunu 3 liraya satan ve 7 liralık bir tasarrufa zorlanmış olan memur ve işçi için bu tasarruf gerçek anlamda bir vergidir. Bu vergi bir taraftan özel sermaye sahiplerine munzam rantlar sağlarken, özel sektör yatırımlarımn devlet yatınmları lehine daralmasına sebeb olmaktadır. Gerçekte aynı versi işçi ve memnrların ödediği munzam bir vergidir ve bu verginin tesirile hakkedilmemi», kazançlar ıloğmaktadır. Fakat bu kazançlar özel sektörün kendi gücünü bizzat kendinin yitirmesi neticesini getirdiği için, bunların ortadan kalriırılması sosyal adalet diye direnenlerin dcğil, bizzat özel teşebbüsün isteği olması gerekir. Fatma Irfan SERHAN termiş.. Aklı ereııler hep tamamdır ve de olalıilir deyorlar. Yüz pavlikeyi kurdun mu halına durumuna göre.. Gayri çevre köylerin fakiri fukarası, topraksızı tarlasızı ko çalışsın. Gazel yaprakları gibi savrulmasın Alaman memleketlerine, gurAetlcre.» Minıarlara döndü: «Doğru den bey.. Okumamız azdır. Dilimiz kaba söyler ya. akı karayı seçerik. Sen hiç korkma gazatamı anlamazlar diyerekten.. Sade yaz. Ağnaması bizden. Orasanı bize bırakacaksın.» Köylü dostumu coşturmak için üstüne üstüne yürüdüm: «Bak, ıtedim, e yazının sonunda deniyor ki, 950 milyonun bir kısmı dövizmiş.. Yani dışardan alacağımız yardımla.» Kesiverdi: «Yardımla he ml? Yarriım dediğin Amerikan yardımı olsa gerek. Sen Amerikanın yardımına inandın mı.. Amerika iyilik idecekse ilk peşin kendi topraklarmdaki adamlara etsin eyiliği.. Her bi haklannı hııkuklarım ve de insanlıklarını kahul etsin toprağındaki adamlara.» «Hangi adamlara?» «Hele şuna bilmez sihi.. Konukların yanında hinci bizi söyletecek ki.. Hangi adamlara »lur yavu.. Kara renkli adamlara.. yanında oturan uzun arabı gösterdi Aha bu gibi araplara.. Amerika gelsin de demokrasi ne demek olduğunu bizim köyde öğrensin. Mimarlara döndü Bu arap bizim köydendir bey. Ve de köyümüzde arap olaraktan bitecik bu fukara herif vardır. Kendi gibi arap avradı ve yedi arap çocuğu ilen. Biz onca ak adam kalktık köyümüze miktar diyerekten aha bu arabı seçtik. Neden seçtik? Suratının rengine bakmadık ki biz.. Namısına terbiyesine ve çalışmasına baktık. Tamamdır, aradığımız adamdır dedik, mıktar mühürünü avucuııa vcrdik. Ne demek miktar mührü.. Bi köyün ırzı namusu malı canı demek. Ama rengi karaymış. olsun varsın. Mevlâm onu kara lırııi ak yarattıysa bunda benim bir marifetinı. bi emeğim çalışmam yok ki.. Nesiyle övünmeli adam suratının renginle mi? Siz okumuşlar Amerikayı başınııza davul ettiniz.. Y'ardımmış.. Get get:. Körpünü kuracaksan bey, ilkin kavağını yetiştir. Ele dayanacağma emeğine yaslan. kendi gücüne kuvvetine.» Dura düşüne konuşuyordu köylü. Çevresindekileri umursadığı yoktu hiç. Belediy Başkanı çıkıp giderken üstündckl yeni pardesüyü işaret etti: «Reis bey. dedi. çıılu yenilemişsin öyle ya.. Maasını binden iki bine çıkardığın nasıl da belli.» Başkan jrücenmedi. ya da gücendiğini bildirmcdi. Güldü geçti. Herkes gidince: <cAyıp oldu yenge dedi kusurumuzu bağışla.. Beylerin başını şişirdik. Onlar konuşacağı yerde lâfı vermedik. Ayıp oldu iyice, bizi kınadılar olmalı öyle ya.. Fikrimiz yerinde deeel. Milletin işleri canımızı iyice sıkmada.» «Ya seninkiler» diyecek oldıını. «Bize bakma, biz temelli batmışız. dibe değmişiz. Köylünün halleri perperişan. Tütün işleri berbat etti köylüyü. Borçlarını kapatamadı. Ankaradan hiç umut yok. Paşayı kenara eektiler, ossaat maaşlarma zam yaptı milletin vekilleri. Ardmdan da İstanbola körpü. Aha vapurların yüzer durur İstanbolun denizinde balık gibi, daha ne isten?.. Köylü şaştı vallah!. Giden İstanbol der, kıyılarına çuvalla para harcayıp yol çeker. Gelen İstanbol der. deryasına körpü kurmaya kalkar. Samrsm bunların yurdu İstanbolda başlar İstanbolda biter. Hadi miktar kalk işimize bakalım.» «İşiniz neydi. bak onu hiç söylemedin?» Omuz silkti: «Ne gıymatı varı ki.. Bizim son toprak parçasını ipııtek edip para kaldırmaya geldik. Ağalar olmasa halimiz temelli berbat. Yüzde otuzla veriyormuş bizimki. Yine ellerin ağalanna bakarsan bizimki merhametli.» Gidiyordu. «Az eğlen, diye durdurdum, Kıbns işine ne diyorsun sen, iyice çıkmaza piren Kıbrıs işine?» Ağzının yarısıyla güldü «Savaş için ne düşündüğümüzü sormadasın livle ya.. İş savaşa kaldı mı düşünmesi bize diişıııcz. Yunana düşer. Hem de düşünse yeridir. Bize selince; biz şu sıralar geçim derdiyle burnumuzdan solumadayız. Karşımızda ezecek, çiğneyecek bi düşman aramadayız. Nesini düşünmeli savaşın. Milletin kulağı davul sesinde. Su sıralar savas bize düğün şenlik be.. Sen ne den?.» Ağzının kenarında hep o yarım gülüş, pülüş ten çok tükenmiş bir ağıtın son kalıntısı gihi, yanınrla arap muhtar. yürüdü gitti. G Bugün yazacak bir sürü konum vardı. Koalisyondaki çatlaklardan, son Karadeniz gezisiyle Süleyman Demirel'e kadar Ancak bütün bunlan bir yana bırakıp Moskova Sirki'nin «Harika Ayı» sı Goşa'yı ele alnıak istiyorum. Goşa önceki gün elinde çantasiyle vapurdan inmiş. Böyle yazıyor gazeteler. Gosa bir akıllı avı iınis. Gayet rahat motosiklete bıner ve trafik kaidelerine de riayet ederek gittiği şehirleri dolaşırmış. Goşa şimdi îstanbulu da motosikletiyle dolaşacakmış. Bizim İstanbnl tratiçinde şimdiye kadar ayılar görülmemiş değildir. Hemen her gün aşağı yukarı birkaç kere sokaklarda : Ulan ayı önüne baksana'. Ayı sensin. simdi aşajı inersem icabına bakarım. cinsinden lâflar isitilir. Bu lâfların hesabını tutarsanız, caddelerimizi insan kalıbında ayılar doldurmuş sanırsınız. husustaki düşüncelerimi arzetQ ize özgur ve aydmlık bir çaha uygar yaşamak Içln silkhıiş Ama bir de gerçek ayılar dolasır sokaklarımızda Boynundan mekte fayda buluyorum : ^ ğın kapılannı açan 27 Mayıs, bekliyoruz. halkalı kocaoğlanlar... Bunlar tef çalıp sarkı söyliyen çingenelere Gelecekte bir harb. üçlü kuvTürk toplumuna gerçek anlamda Yeniliksever halkım, genç aydıeşlik ederek m3rifet eösteriler : bir toplumsal uyanışm baslangınım, işçim, köylüm, esnafım; ar vetin birlikte ve etkili bir he Kaynanayı görünce ne yapar'sın kocaoş'.an? defte birleşmesiyle başarıya ulacını getinniştir. tık uyanın, artık toplanın, ea, Gelin olunca ne yaparsın kocaoŞlan? kutsal imecenin, en verimli işbir şabilir. Bugün, köydeki kahveden, MilBu kuvvetin dengesine gelince, Ve kocao£lan «ırasına söre oynar, sırasına ?öre kızar, sırasma liğinin öncüleri olarak 27 Mayıs'let Meclisi'ne değin toplumun her gelecek bir harbte kara ve degöre utanır. Bayağı utanır. katında. Türkiye"nin ekonomik ve ın cizdiği yolda, bu toplumun sonizde hava üstünlüğü sağlanmarunlaruıa eğilin. toplumsal sorunlan tartışılmakta, Demek ki sokaklanmız, utanan ve utanmıyan ayılarla doln dıkça hiç bir hareket başanya Türkiye bizden lâf ebeliği, yurtuyanan ulusal bilinç, haksızlıklar Ama bütün bun'.ar bizim günlük hayatımızın akışı ve alıskanlığı ulasamaz. Hava üstünlük mücaseverlik söylevleri değil. sonsuz karşısında sesini korkusuzca yükiçindedir. delesi gelecek harblerin ilk safözleyişler içinde bunu bekliyor. seltebilmektedir. Bu büyük gelişBen bu yazıyı onlar için desil de misafir avı Goşa için yazıyohasını teşkil edecektir. Bu itibarAtillâ AŞUT me, elbette ki 27 Mayıs'ın mutlu la deniz aşırı bir harekât yapırum. Içime dert oldu Goşa'nın durııran... (Trabzon DevTÛn Ocağı YazmanıJ bir sonucudur. labümesi için hasım hava kuvÇünkü sazetelcrin yazdığı doğruysa, Gosa bütün Avrnpa şehirAma bu yeter midir? 27 Mayıs ve'lerinden başka deniz kuvvetlerini motosikletiyle dolaşmış. Ve Goşa bizim tstanbul sokaklarına değildir. Devrimler, sürekli bir lerinin de zararsu hale getirilçıktı mı yandı... oluşum içinde gelişip bütünlenirmesi >ine hava kuvvetlerine düler. Türk Ulusuna uygar ve inNiçin yandı? şen başlıca bir görevdir. sanca yaşama olanaklarını sağlaÇünkü bizim tstanbul sokaklarında trafik kaideleri denen sey Harbin devamı müddetince hayan «ak devrim», bu arada birtakullanılmaz. va üstünlüğünü elde bulundurkım toplum gerçeklerini de su yüSimdi zavallı Gosa ikide birde sasıraeak... Eh ne de olsa haymak. kara ve denizde yapılacak zıine çıkarmıştır. Bu gerçeklere en van! Sasıracak tabiî... Insanların trafik kaidelerine uymadı*ı bir harekâü desteklemek hava kuvuygun çözüm yollarını bulmak ve vetlerinin görevlerindendir. Neşehirde nizamlara uyan bir hayvan nasıl saşırmaz? Q on günlerde bazı öğretmen yctişen kuşaklara mutlu bir TürVp bu yüzden hırpalanacak zavallı Gosa... ^ arkadaşlarımız okutmak, okut hir, deniz, dağ gibi hiç bir enkiye hazırlamak görevi. bütün gel tanımıyan hava silâhı tahDiyelim tam kavşakta kırmızı ışık yandı. Bizim soförler kırmızı mayı öğütlemek yüzünden suçlaağırlığı ' l e omuzlarımıza yüklenripkâr kudreti sayesinde zaferin ışık filân dinlemezler ki... Eğer Goşa durursa : nıiştir. Yurttaş olarak, aydın ola nıyor. İçlerinden bakanlık emrine kazanılmasında başhca âmildir. alınanlar. tevkif olanlar, ceza rak, Türkiye bizden ycııi atılını Türrrrü ayı oglu ayı diye bağıracak birisi. Bu itibarla bir memleketin saalanlar var. Yüklenen suç •sollar. yeni döııüşümler bekliyor. Zavallı Gosa ne yapsın? Aşlamaklı olacak. vunmasmda hava gücü denge bacu eserler okutmak». tikcmiz şimdi. demokratik diizen Durulacak verde durmıyan, durmak yasak lpvhası altında dukımmdan en başta gelen önemli içinde hızlı bir kalkmma çabasıBugün hangi cserin zararlı. han bir silâhtır. Gelecek bir harbte, ran, hiçbir isareti dinlemiyen. solluyacaâına sağlıyan, yolun ortana yönelmtstir. Bu çabalar, ancak gisinin yararlı olduğunu ayırmak lık yerinde babasının evinde gibi dolasan. kevfi ne istcrse onn yahava gücü ile herhangi bir memTürk l'lusunun ortak desteği ile epeyce güçleşti. Özellikle Milli pan bir sürü kalahalık ve araha arasında Goşa puslayı adamakıllı leketi havadan tahrip etmek suamacına ulaşabilir. «Kanlı perEğitim Bakanlığının kendi yayın retiyle onu silâh'.arını bıraktırşaşıracak Saidan soldan kıvamet : şembe» lerden ak devrim» ler larını ele alırsak birçokları, v a mağa zorlamak mümkün olacak l l a n ayı. marizlerim ha! yaıatmasını bilen büyük Türk yınevlerimizin çevirilerindeıı da Ayıoğlu ayı önüne bak! (ır. Lüzum görü'ürse o memleket llusu, elbette ki 27 Mayıs'ın çizha solda. Üzerinde bakanlığın Kim direksivon vermiş bu ayna be! istilâ edüebilecekür. diği aydmlık yolda, yeni bir Türkendi adı var. Bilim heyetine in Ormana. ormana... Yunanistan deniz kuvvetlerinin kiye yaratma iilküsüne de ilgisiz celetmiş. uzmanlara çevirtmiş. Dağlar bitti de şehir mi başladı! kalmıyacak, yurt kalkınmasında • Çocuklarımız okusun» diye okul çıkarma araçlarma sahip bulunması ve ayrıca uçak gemisiyle Zavallı ayı Gosa kimbilir ilk günler ne çeker. Ama ejer sirk payına diişen görevi severek yckitaplıklarına göndermiş. Cin yapekleştirilmek isteniimesi Yunarine getirmekten çekinmiyecektir. zarlarmdan tutun da. Amerikan burada uzun süre kalacaksa, belki o da çevresine uymak imkânına nistanm deniz aşırı bir harekâYetcr ki, biz istemesini ve halk kavuşur. Yani, ayı Gosa da tstanbullular gibi hareket edip insanyazarlarına değin her ülkenin yata hazırlandığını açıkça ifade eder. gücünden yararlanmasuu bilelim. pıtlarından var çeviri. laşmağa başlar; bizim gibi... Memleketimizin bir yarımada • • Öte yandan da «sosyal adalet. olması bakımmdan deniz kuvvet27 Mayıs, bir uyaııış çağrısıdır. sosyal devlet» ilkesini içine alan Doğrusunu isterseniz yazının tam bu noktasında dnrmak zorunlerimizin fırsatçı Yunanistana Bu çağrıya kulak verelim. Artık dayım. Çünkü kafam karıştı : bir Anayasamız var. Düşüııce ve karşı çok üstün bir seviyeye çıbu topraklar üzerinde. çıkarcı poAcaba ayı Gosa bizim gibi hareket ederse mi insanlasacak? yazma özgürlüğünü hak tanıyor karmak istenilmeii kararı çok yelitikacıların oy kaygılarıyla kö kişilere. Yönetimin adı da demokYoksa insanlasması icin bizim gibi hareket etmemesi mi gerek? rindedir, bu bakımdan hükumetiriikledikleri dıışınan kutupUır sörrasi. Adalet Bakanı da beyanat mizin bu isabetli kararını milletiVallahi bir karısık mesele... Kimsenin kalbini kırmak istemem. mck istenıiyoruz. Artık veıimsiz veriyor. Türkiye'de dcınokratik Ama ayılasmıs insanlarla, insanlaşmış ayılar arasında bir tercih mizin de elbirliği i!e desteklemeçckismelcre. sonuçsuz kavgalara sosyalizm tutunmuştur. Kimsenin yapmak zorundayız galiba... si şayanı takdirdir. paydos çckilmpsini istiyoruz. hunıı önlemeye gücü yetnıez». Ve misafir ayı Goşa. Batı kafasiyle trafik düzenlerine riayet etJeopolitik bakımdan YunanisYurt gerçckleri, uykularımızı Adalet Bakanının bu fikrini söytan, İtalya, Bulgaristan ve Yu tiği için çıkıyor bütün zorluk. . Eh. ne de olsa Batı ayısı o... Doğukaçıran acılıkları ile karşımızda liycn hirbir bakan cıkmadı daha. nun ayılariyle Batının ayıları arasında da bir fark olmalı. Biz şu goslavyayı çok iyi düşünıneğe Hıırurkcn; aclık. yoksulluk, hasBir tek Bülent Ecevit var bu koBatılılasmak dâvasını çözümlesek bu zorluklar çıkmaz. Tabü dâva mecburdur. Bu memleketlerin hatalık, Vlusumuzun heliııi bükernuda canlı yazıo söyliyen. O da hep Batılılaşmakta... reket tarzları herhalde Yunaniskcn: yoldan. okııldan, barıııacak bakanlığı sırasında sağ ve sol tanın lehinde olrr.ıyacaktır. Trakevdon. sudaıı. ışıktan ve en ba?it akınılar modasını kaybetti» diya, Adalar, Kıbrıs'a kadar olan uygarlık nimetleriııden yoksuıı yordu. Oysa bakanlıktan ayrılmkuşaktaki birbirinden uzak dar kitleler. var olmak ya da yok ca kendi partisinin ilkelerinin deve belli bölgeler bu günkü haolmak savaşı içinde ezilip gidcrmokratik sosyaliznıe yer vcrdiğiB•••••••••••••••««••••««••••••••••••«•••••••••••••••••••••••• va gücü karşısında eski önemlekrıı. bizim hâla kısır parti kavni söylüyor. «Kitap yasaklama» rini kaybetmişlerdir. İkinci Düngaları ile zaman yitirmemiz. hankonusunu ele alıyor. Zamanların•• » ya Harbinde Almanların Yunagi yurtseverlik olçÜMine sığdırılada bu yasakları nasıl önlediklerinistana taarruzunda Yunan Trak' »üîr?. ııi beliıtiyor. Kcndilerinin iktidar ya koridorunda bulunan Yunan Devlet İstathtik Enstitüsü'nün ettikleri zaman da Milli Eğitim yayımladıgı şu rakamları görüp de Bakanlığı. canlı eserleri okutan, kuvvetleri başlarında generalleri olduğu halde düşm;ını görmeden yiireği sızlamıyacak tek kişi diibakanlık yayınlarıiîi okutan öğTrakya smırından bize sığınmışşünebilir misini:? retmenleri suçlayıp duruyordu. lardı. Oysa ki Kapolyon devrin\% milyon 906 bin 730 kişinin Biz öğretmenler, özellikle edede bile top sesine gitmek bir yaşadığı ?••> bin 3S? köyümüzdeııbiyat ve Tiirkçe öğretmenleri çok âdetti, adı geçen kuşaktaki Yu15 bin 635 sında okul yoktur. 10 elverişsiz bir ortamda bocalayıp nan kuvvetlerinin muhtemel bir bin ^04 köyümüzün çevre ile uladuruyoruz. Öğrcncilerin istekleriharbte nasıl bir duruma düşeşımıııı sağlıyacak yolu bulunma•The N'ation» gazctesi 12 nisan 1965 tarihli sayısında Fred 3. Cook ne cevap veremez olduk. Bir eser ceklerini şimdiden tahmin etmek maktadır. tlce ve bucak merkezlıem soylu. hem soysuz gösterilitarafındaıı hazırlannuş bir yazı neşrchniş v e bu yazıda Khaibar zor olmasa gerek. Sonuç olarak leriyle telefon bağlantısı olmayor kişilere. Bakanlığın anlayışlı Goodarzian adlı şahsın. İran'a yapılan Amerikan yardımının kimYunanistan fırsatçı bir memleketyan köylerimizin sayısı ÎS binin bir müfettişi geliyor. okutulaıı ler arasında paylaşıldığına dair ortava attığı sacma iftiraların ispatına tir. Kibrıs'ı olup bittiye getirmek üstündedir. 24 bin İS.î köyde kayeserleri yararlı görüyor. Bir başcahşılmışlır. amacını gütmektedir. Türk milnak. 2.500 köyde dere, 3 bin 2:'T ka müfettiş ise aynı eserleri zaleti Yunanistana bu imkânı ver5 nisan 1965 tarihinde Amerikan Senatosıı Daimi Tâli Konıites: kbyde kuyu. 53 köyde göl l e 41?. rarlı görüyor. İkinci tip miifettimiyecektir. Düşüncelerime son veBaşkanı, Senatör McClellan. Konıitenin Khaibar'm asılsız iddiaları köyde yajnıur suyu içilmcktedir. siıı eline seçen öğrclmrn suçlanırirken, beş bin yıl önce Çinde ile ilgili olarak vaptığı araştırmalar «nııucu hnzırladığı raporu SenatoDaha sayalım mı? Yuıdumuzcla >or. tşlerimiz, yazıııt'mız kişileyaşamış Şhang Shu adh bir Çin ya vermiştir. Bu arast'rmolar hic şiinlıe hırakınaksızın iddialann vabir milyon trahomlu. "50 bin vcriıı düşünce yapılarına kalıyor. mareşalının söylediği ve bu gülan oldıığunu v e Komiteve verilen hiitün evrsık v e raporların Khairemli vardır. Aclık. bakımsjzlık • Hele bir de okul yöneticileri kane uiaşan şu değerli sözlerinı bar tarafındaıı tezini miidafaa etınek mnksndiyle hazırlanmış salıtc ve biluiizlik. hizi her Reçen gün, tı tiplerse öğretmenin başına çok Yunan komşularımıza hatırlatevraklar olduğu hakikatini ortaya koymustur. yeııi bir hastalığın kucağına atyıkımlar gelebiliyor. makta fayda buluyorum: «KenBu hakikat karşısında «ayet zor hir duruma diişen "The Nationmaktadır. Hastanelerimiz yetersiz, dini bil. hasmını bil» kendini bi. Mustafa ŞAXLI gazetesi 26 nisan 1965 tarilıinde ycııi bir ynzı neşrederek. 5 nisan tayatak sayıları giilünç denecek öllip hasmını bilmiyen için zafer rihli The N a t i o n . sazetesindeki yazıvı mütaakıhen Senatnr McClelÖğretmen çiide diişüktür. Daha düıı bir açık şüphelidir. Fakat ne kendini ve lanın Hükümet Faaliyetleri Komitesine Bağlı Daimi Araştırma Tâli oturumda 10 bin kişiye bir yatak * ne de hasmını bilmeyen için feKomitesi tarafından hazırlannuş bir raporun ne^rcdildiriııi. bu raı>ordiiştüğünü. yetkili ağızlardan içilâket yüzde>üzdür. Yunanistanm da daha evvel yapılan iddialann dejisik hir seklinin öne siiriilHÜTÜmiz sızlayarak dinlcdik. kendini ve hasmını bilmesi zamanii Ve Fred J. Cook tarafındaıı 12 ni*;ındn ynyınlanan acıklanıanın lıaBu korkunç ve înanılmaz ranı çoktan gelnıiş ve geçmiştir. kiktlere uynıadığı eerpkcrsi i l e kendisini hasına veriVn bu raporla kanılar dizisine daha uzun halkaTürkiye Cumhuriyeti, Danimarileili olarak bir açıklama yapnıaya memıır etmiş oldııklarını brlirtlar eklemek çok kolay. Ama, ekkadan gelmiş krallarm saltanat miştir. lcnen lıer yeni halka. bir büyük sürdüğü bir üike değildir. HaM^r. Cook hakikaten T4 mayıs 1!1<İ5 tarihli «The \atinn«* cazcteşiııtoplum yarasını da ardısıra getiryal ettikleri kozmopoüt Osmanlı de bu mevzuu t^krar ele almış. gn>et dikkatli bîr şcivildo. okuyuru' .; mcktedir. tmparatorluğu yıllarca evvel ta9 Haziran 1965 tarihli Cumhubiraz da mııanıma zevkiııi tattırarük «Tlıe \ation* sa7ptcsinHe hu mrvAcılannuz. yaralarımız ortadarihe göç etmiştir. Yunanistan akriyet Gazetesinin ikinci ssyfası zu i l e ileili arıklnnıanın Senatnr "\!fC!ol!an ranor'jndan yedi sriin sondır. Bunlar, dindirici. sarıcı. iyilını başına almalıci'r. »Olaylar ve Görüşler> kısmında ra yayınlanmasının nedenlrriııi anlntnıış v e iki tarnfı da m e m n n n rl leştirici, seveccn cller bekliyor. sayın Prof. Dr. Fahir H. ArmaEmekll General miye calısmıstır. Fakat yazının lonlarına doeru Mr. Cnok. Amc'k.i" 27 Mayıs'ın getirdiği mesajı iyi oğlunun yazılarını okudum. Bu Nazun AKTN Genel Hesap İşleri Bürosumîa 'Miifettis olan v e McC'ellan Knmitosin'lf anlamak ve iyi yorumlamak znbu mevzuda arastırmn ynnrnak sayt>«ivle vazifelenriirilon CHqrles F rundayız. Bu mesaj. bizim ulusal VVolfun iddialarına yer v e n n i s v e snvle demi'itir: .Ilr. \Volf ranorımbirlik içinde çok çalışmamızı ve da Komitenin elde eltiöi dcliUeri. İ^vicre Raokası i l e yaptıcı vaAtatiirk Devrimi'nl. çağımızm gezışmaları v e rfnlıa bircok ir>cp|cmelpvi vernıistir. reklerine karşılık verecek yeni HASEKİ HASTANESİNİN BÜYÜK KAYBI huluşlarl? geliştirmemizi istiyor. Mr. L o v HenHersoıı. ^Trs. T,ov npndcsnn'ıııı hosan'Rr:m dp inHaseki Haslanesi topluluğu çok kıymetli arkadaşları. kardej Daha özgiir. daha mutlu ve dacelediklerini, birşey hnlamndi ;!arını. hövle bir mpMâŞın m r v * ' i leri, Hastanelerinin Bakteriyolo ğu ve Kalkmdırma Derneği üyesi olmadısını v e Georee Allen adlı «alism da olınadıeıııı heü'fon Mr iî?!İS 27 MAYIS ve gerçekler Öğretmen ve kitap Goşa'nın problemi " Iran Enfosmasyon ve Basın Bürosunun bir açıklamasıdır „ Geleceğin bir harbi... 1 1 T Dr. ÖMEK FARUK YALIM'tn REMİHAN ERTEN ile MEHMET YANARDAG Nikâhlandılar. âni ölürnünü ytirekleri sızhyarak haber verirler. Bu muhterern ve kıymetli kardeslerinin kaybı dolayısiyle kendisine Allahtan mağfıret. sevgiü aile efradma. arkadaş ve dostlarma ve Türk hekimlerir.e başsağhğı dilerler. Cenazesi 15.6.1965 sah günü öğle namazını müteakıp Kızıltoprak Zuhtü Paşa Camiinden kaidırı larak Çengelköy aile mezarlığına defnedilecektir, HASEKİ HASTANESİ TOPLULUĞU Wolf. rapoı*unıın baska hir kı^rnınHa I!R Anıeri'.;an vard'mınm t":»»» da h ü k ü m e t tarafınrlan helirtilen bnnkalrıra 'atırılH.Şinı vp yntkili lerin İranda yantikları ara9*>rnîilar «onıırıı bu »arnlantı lıic Hir n 1 ınan hii'uimet kontrolii s'fnıda olan b\ı hnııV>»lnrdan ceki'er' , Phlevi Vakfı v e diğer 1/nnka veva kıııi'nılara v s t ' r r ' n s ı l ı Ş " " ' ! i « r v edilmis o l d u ğ u n u vazmaktartır. Ayriyoten Khalbar'ın Prenses F.ıtpm^ıb v e Prrııs Mah'«nıırl Rr/ Pahlevi i l e ilsili olarnk ortaya attı>ı if'riiaların fia a s ı K v MMHST. anlasılmıstır. Bıına baŞlı olarak Mr. Wolf Rpverlv H i ' N P.1tı^i" daki hesapların sahtekSrlar tnraf'mlnıı ncılf''"'nı vp islp<i!rV"i"i i pat etmiştir. Dnlandırırıların Kba'har'ın «oziim oıı^ <ır\<rpt,^<;,;,,yapan Mnriam K u s l n n VP haska !)ir erkcli arla»1»"!! nMn~.ı ^.,1,^.1 mıştır. Mr. fl'olf'ıın p c k l a d ı ğ ı n a smr. hnnknnm iki ık\ ve 'ir v. memnru Mariam Ku«h;ın'ı rrsnıi"den tanımıslsır vp P r " " p= T:>'c mah hesabına hesap aoan sphıs nlirak tp^h:t p»m!«.'"iflir ' x '"' • • '• Prens rolünii ovnayan ^ahsı tpsh'f oHpr»"'mi«!p>()ir Dâvanın Khaibar G o ^ ^ r z i a n ale>hinp ri""mp«i'ir «rl><"> olmı irıka bir noktada dâvasııiT isnat icin kullandıŞı vesikalmdnn üriinim sahte olduğu hakikatidir. Khnibar'm sab*ek;îrlıpını riaha d;> <>7' ispatlıyacak başka bir nıe<;p!etlr K'nihır'm Knmitcvp <;önderdi'< • • altında YVashineton'dnki fran B ü v r k Flrci Mf>hn'o.ırt Fı>r«ıı«l:' l m a « ı m taşıyan mektubunda snliip old;ı?ıı. altfaki ini7anııı bav Forou?hi'ye ait olnıadıŞı. fnk.it onun i'Ti/isının »ilrlMi oMnSn....anlasılmasıdır. Diğer taraftan William Kıi'inctt RıııKp Ir arlıK?^ «ıir minıat. da Pahlevi Vakfmdan para n l d ı i ı id'Iia^vle m e s e l e y e knr"« •• lizeriııe. Khaibar'm hnska dolnııdırıcılık vakaları da ortaya <•.'",.. Mr. Burke hic hir zaman hövlp hir para almadı&ım i^pat etmis vr Khaibar. Mariam Kushan v e d i ğ e r l e r i ile İranrta bir st>or ınprU7 inşa etmek üzere anlaştıklarını. bu mesele ile ilsili oMrak «" <K" dolârlık bir zarar ziyan dâvası aptığinı. mahkemenin hâlen dpvan' etmekte olduğunu belirtmiştir. Mr. Burke'nin ifadesinden de nnlasılriığı gihi İranda snor n ı n kezi kıırma meselesi de v j n p Khaihar'ın hazır'ad^ı baskn hir rinin" dırıcılık isidir. Khaihar'ın Mriiaiarının asılsi7 olHuğuna dair k\*ı<:. bir delil d e İsviçre I'niop Bankası l ' m u m Mü'tiirii Dr. A. S<hpf>" ve Baııkanın Müdürü Dr. A. Hartman tarafından imzalanmış mrktupfur. Mektubun metn) şöyledir: Iran Hükümetine. hakkında ortava atılan haksız iddialann acıklanmasında yardımcı olabilmek maksadı ilp. Pahlpvi Vakfı rtirpktöriinden vakıf hesabına konusmak üzpre i/in Rİmış hulunuynruz \ e sorulannızı bilırimiz dahilinrle en miikemmpl hir şekilde cpvaplandırmaya hazırız. tnceleıtıek üzere tnrafımıza eönderdiğiniz pvrnkların yazılı ta ( D e v a m ı 7. savfadr») fCumhuriyat: 6771) Cumhuriyet 67S5 •• • ) • • •• • •; • •• • •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I Hs «••••••••••»a İlâncılık 7224/6785 | ÇAMLIK KORUDAKİ ı Iiâncılık: 23Ü5/6775J j I Sııadivp Sahil \iiı \iııı llutlakîi lnıriiııii/ lllUIUUUUIUUalll ::::;::;:::::::::;:::::::::::::::::::::::::::::::*•::::::::::::::::::::::: ••!»•••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle