18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE ÎK» CUMHÜRIYET 3 Mayıs 1965 * O B • •••••••••••••••••••••' NATO icabı! "Amerikada casusluk pasta yemek kadar kolay,, diyen: Insaf edelim! Bu da mı sağcılık solculuk meselesi? Arkadaşımız Yılmaz Çetiner, rakamları birer birer dökmüş ortaya... Amerika, Yunan empervalizmini bize karşı silâhla donatıyor. Ama kapitalizmin şakşakçısı çevrelerden ne bir ses, ne bir nefes Durum acıklıdır. Ve dâvayı milli şuurun imbiğinden çekip okuyucu önüne gettrmek yeteneğinden de yoksun kalanların künyesinde hiç şüphesiz şu üç kelime yazılıdır : r Satılmış oğlu satılmıs ! Bunlar ille de «Milli Misak» sınırlannın dışındaki bir baskentin uşaklığına ebedi adaylıklarını koymuş olanlardır. Bugün Hashington'a satılmış olanlar, yarın Moskova'ya satılmak fırsatı çıkarsa etekleri zil çala çala en Önde kosacaklardir. Biz onları kendi düzeylerinde bırakarak dâvamııı ele alalım. Cnmhuriyet'in yayım karşısında Amerikan ve Türk ilgililerinden basılannın cevabı şu olmustur : Amerika NATO icabına göre hareket etmektedir; NATO pUnları dışına çıkabilece£ini nmmuyoruz. Bu Ustü kapalı «NATO icapları» konnsunda bizim midemiz adamakıüı bulanmıva başlamıstır. VVashington hesabiyle Mehmetçik Amerikan askerinden pek ucuza geliyor. Anadolu toprafı ise hesabı sorulmıyan bir vatan .. Ve bütün bu düşünceler üstüne düzenlenmis bir savunma hikâyesi mi NATO icabı?.. Sornyornı : 1954'ten beri Deniı Knvvetlerimize yardımı neden kestiniz? NATO icabı. Peki Yunanistanı neden desteklediniz? NATO icabı. 1960°tan beri Yuııanistan» g ağır ıırhhyı neden verdiniı? NATO icabı. Peki bize neden vermedinlzî NATO icabı. 1960'tan beri Yunanistan'a 9 çıkarma gemisini neden verdiniz? NATO icabı. Peki bize neden vermediniı? NATO icabı. Tunanistanda 44 çıkarma gemisi var, bizde hiç yok, bn neden? NATO icabı. Yani Amerikan kapitalizmi Yunanistanı Hellenizmin icaplarına uygun biçimde dnnatmış... Ve sebep: NATO icabı. Anglo Amerikanlar niçln ENOSİS isterler? NATO icabı. Bu NATO'nun Anadolu topraklanna konuşu da bir ilem. Ve hattâ o da yetmemiş. Amerikaya 35 milyon metrekare toprak kiralamışız. Bu da mı NATO icabı? Amerikan Yardım Heyetinin Türkiyedeki 20 bine yaklaşık personeline verilen maaş tutan olan vılda 180 milvon Türk lirası Amerikan Askerî Yardımından çıkıyor. Yani Amerika Türkiyeye yardım ediyor görünerek kendi persoııelinin Türkiyedeki masraflannı karşılıyor . Bu da mı NATO icabı? Bu personelin bir kısmının rv kiralan da aynı biçimde ödeniyor. Amerika, Amerian askerinin ev kirasını ödeyip, Türklere: Bak size nasıl vardım ediyonım! diyor. Bu da mı NATO icabı? Amerikalilara kiralanan 35 milyon metrekarenin yıllık kirası milletlerarası ölciiye göre yılda 350 milyon dolâr tutuyor. Oysa biz* on para vermiyorlar. BM da mı NATO Icabı?. llfflfl Amerikalının hayatlarının tohlikpde olduğunu ilerl süren AmcriUa. Dominik Cumhuriyetine çıkarma yapıyor. Biz İjçlü Antlaşmadaki hakkimıza dayansrak Kıbris'taki yüz bin Türkü kurtarmak için çıkarma yapmak istedik mi karşımıza gene Amerika dikiliyor. Bu da mı NATO icabı?. Bu an çerceklor karşısında neredey^e Anadolunun ta;lan dile gelecck. Ama satılmışlar. »ğızlarını kapamış oturuyorlar. Bu da mı NATO icabı?. NATO'nun icabına gelecek yazılarımızda bakmak niyetindeyiz NATO savunma paktının içindeki bir Türkiye güvenliğini sağlıyor mu? Yoksa Türkiye. dısarıdan gelen etkilerle millî »nvunma gerçeklcriııiıı dışın? mı itilmektedir? Bu soıunun cevabını ara^tırmak her vatandaşın hakkıdır. Baha ARIKAN edilnıiyen birleşmelerle bunlardan I doğan çocukların cezasız olarak tescili» ' hakkında, yeni bir kanun daha çıktı. 554 Bumaralı olan bu kanunun yayım tarihi, 8 Nisan 1965 dir. Yayım tarihinden itibaren beş sene sün Ue yürürlükte kalacak, bu müddet geçtikten •onra bükümden düşecektir. Bu kanunun hedef tuttuğu ve tescilini istediği çocuklar, açık bir ifade ile, imam nikâhı ile evlenerek, medeni nikâhı yaptırmamış olan ana ve babadan doğan çocuklardır. 1936 senesinde yürfirlüğe giren medeni kanundan sonra, muhtelif tarihlerde, bu gibi çocukların tescili için kanunlar çıkmıştır. Aynı maksadı güden, yani imam nikâhı ile birleşmiş ana vc babadan doğan çocukların tescili için 7 Kasım 1950 tarihinde çıkan ve son çıkan kanunun taşıdığı hükümleri hemen bemen aynen Ihtiva eden 5524 numaralı kanun, yayım tarihinden itibaren üç sene süre koymuş, bu üç sene İçerisinde tescilin yapılabileceğini kabul etmiş idi. Demek oluyor ki. 8 Kasım 1953 tarihine kadar bu kanun yürürlükte kalmış, imam nikâhıyla veya başka yollarla gayri meşru olarak birleşmiş bulunan ana ve babadan doğan çocuklann tescil edilebilmek hakkını tanımıştır. Bu tarihten üç sene sonra, 7 Kasım 1956 da ayni hükümleri taşıyan 6652 numaralı kanun çıkmıştır. Bu da diğeri gibi dört sene müddetle yürürlükte kalmış. 8 Kasım 1960 tarihine kadar, gerek imam nikâhı ile, gerek başka suretlerle vukua gelen gayri meşru birleşmelerden doğan çocuklar, tescil olunmuşlardır. radan geçen dört sene üç ay gibi kısa bir müddet sonra, 8 Nisan 1965 de yayımlanan 554 numaralı son kanun çıkmıştır. Bu kanunun esas hükümleri de, tıpkı digerlerinde olduğu gibi, şu hususlan kapsamaktadır: 4/10'1926 tarihinden bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar evlendirmeye selâhiyetli merci önünde yapılmış bir akde dayanmayarak birleşip, karı koca halinde yaşamış olan ve evInunelerine kanuni bir engel bulunmayanlardan doğan çocuklar, nesebi sahih olarak ve bu birleşmeler de, tarafların rızaları Ue, evlilik olarak tescil edilir. Evli bir erkeğin, evli olmayan bir kadınla karı koca gibi yaşaması neticesi doğmuş olan çocuklar da nesebi sahih olarak tescil edilebileeeklerdir. Ancak bu suretle birleşmiş olan kadın De erkeğin birleşmeleri tescil edilemiyecektir. K£l karı ve koca gibi yaşayıp da. bu arada kadın ™*veya erkekten birisinin ölümü halinde, ölümden evvel karı ve koca gibi yaşadıkları zaman içerisinde doğmuş olan çocuklann da tescil edilebfleceklerini, kanun emretmektedir. Gerek bu kanun, gerekse bundan evvel çıfc>mş bulunan ve muhteva itibariyle, adeta birbirlerinin kopyası denecek kadar, ayni kelimeleri kapsayan kanunların, hakikaten önemll olan mahmriarmı iki esaslı grupta mütalea etmek mümkftndür. • necek surette başka bir yerde karıkoca gibi geçinen kimselerden bahsetmiş ve bu fiili suç addederek, bu suçun takib edilebilmesini, karı veya kocadan birisinin şahsf dâva açmasma bağlamıştır. Demetc oluyor ki, «KarıKoca gibi yaşamak» mefhumu, muvakkaten de olsa, ayni dam altında yasayan kadın ve erkeğin, meşru olmayan cinsî münascbeti şekhnde tecelli etmektedir. İş böyle olduguna ve son çıkan 534 numaralı kanun da «KarıKoca gibi yaşamak» hareketini 1926 senesinden itibaren ele aldığına göre bugün, otuz dokuz sene evvel herhangi bir evde işçilik yapmış olan kadın, otuz sekiz yaşındaki çocuğunun evin erkeğinden, gayTi meşnı münasebet neticesi doğmuş olduğunu iddia edebilecektir. Bunun için kadının birkaç şahit tedarik ederek, mahkemede dinletmesi kâfi gelmektedir. Böylelikle bu kadın, otuz dokuz sene evvel işcilik yaptığı evin erkeği adına çocuğunu tescil ettirebilecek, ailenin bütün şahsî haklarından faydalandırabilecektir. Bilhassa bu vaziyet, hakkında isnat vaki olan erkek ölmüş ise, otuz dokuz sene evvelki bir hâdiseye ait delillerin. otuz dokuz sene sonraki aile fertleri tarafından red ve talil edilmesi güçlüğü karşısında, daha kolay bir surette vukua gelecektir. Nitekim, 5524 ve 6652 numaralı kanunların yürflrlüğü zamanında, örneğini verdiğimizin ayni hâdiseler, Adliyeye intikal etmiş, 2025 yaşındaki delikanhlar, iki üç şahit ifadesiyle, erkeği ölmüş bulunan ailenin sahih nesebi içerisine girerek, o aile fertlerinin bütün haklanna sahip olmuşlardır. PROFESYONEL CASUS WENNERSTRÖM'ÜN HİKAYESİ Feridun AKKOR ir savaşın kazanılması için girişilen önemli faaliyetlerden bıri de casusluktur. SAMSON nu gammazlayan DALİLA'dan REALL KLAVS FUCHS, ABEL FELFE ve esrarengiz GRETA'ya kadar tarihin her devrinde birçok casuslara rastlanılrruş ise de bunların hikâyeleri yakm dostum Stig WENNERSTRÖM'in)d kadar merak çekici olmamıştır. 58 yaşındaki bu uzun boylu ve yakışıkh eski îsveç hava albayı. her şeyden evvel kendi vatanına ihanet etmiş, memleket savunmasına ait sırlan ufak bir para karşılığı Ruslara satmıştır. Askerl, siyasl ve tarihi yönleriyle bütün dünya milletlerine ibret veren bu casusluk olayı, karşısında çok ha raretli ve meraklı bir okuyucu kit lesi bulmuştur. Son zamanlarda dünya basım, Stig Wennerström olayı Uzerine eğilmiş ve ilgililerln bu gibi konularda uyanıklık göstermeleri bakımından dikkatlan çekilmek istenilmiştir. Evvelce yalnız düşman silâhlan nın etkisinden kurtulmak üzere askeri otoriteler tarafından yürütülen istihbarat hizmeti zamanımızda yaygın bir hal almış, bilhassa endüstri ve ticarl aianda karşı tarafın yaptığı işler ve hazırladığı plânlar hakkında bilgi edinmek üzere casuslar kullanılmağa başlanılmıştır. Her çeşıt spor temaslarında bile hasım tarafın maça çıkmasından önce yap tıkları eksersizler, izledikleri metodlarla, takım elemanlarınm tizık yapıları ve özellikleri hakkuıda bilgi toplandığı hepimizin malumudur. I B A Kanunun vazifesi D O M C Kanunun açıkça, «imam nikâhı İle evlenmiş olanlar» demeyip de, dolambaçlı bir ifade ile, «kan koca gibi yaşayanlar» kaydını koymus olması, sosyal bünyede, işte bu gibi aksaklıklar viicuda getirmektedir. Gerçi imam nikâhı Ue birleşmek Ue, çalıştığı evin erkeğile birleşmiş olmakta, her ikisinin de kanunsuz bir birleşme olmasına nazaran, objektir olarak, bir fark yoktur. Ancak imam nikâhı ile birleşmeyi yapanlar, kanunsuz da olsa, kendi görüş ve anlayışlarında, meşru ve ahlâkî bir birleşme yapUklarına inanmaktadırlar. Birbirini takiben çıkan tescil kanunları, işte bu «meşru ve ahlâkî inanış zannını» himaye etmektedirler. Halbuki ikincilerin hareketinde, meşruiyet olmadıktan maada, ahlâkî sapıkiık da vardır. Kanunun vazifesi ise, bu gibi ahlâki sapıklikları himaye deçil. men etmektir. ahzurlardan ikincisi, birbirlerini i?.leyerek çıkan bu kanunların «imam nikâhı» müessesestni geriletmek değU, bilâkis teşvik eder mahiyette bulunmalarıdır. Çünkü: Adam imam nikâhı Ue kadını evine getirmekte, beraber yaşamaktadır. Kanunun kasdettiği nikâh mevcut olmadığına göre bu hal, tamamiyle metres hayatı yaşamak demektir. Metres hayatı yaşamayı da, şahsî bir zina dâvası konusu olmadıkça, men eden bir kanun müeyyidesi • mevcut değildir. Ayni adam evftte,v"yirte irrfam nikâhr ile bir s::: ikinci. bir üçiincü, bir dord«WO ka*jn gett . ciîi ahzurlarrian birincisi, sosyal bünyeyi şicldetle robilmektedir. Ortaıhı kanunf bir nikâh mevcut ilgilendirmektedir. Evvelâ şu noktayı tesbit olmadığı için, savcılarm iptal dâvası açmalanna etmek lâzımdır: Kanun koyucunun, bir hiri kanuni bir imkân yoktur. Kezalik bir kimsenin peşine bu kanunları çıkarması gayesi, meşru oldört kadınla birden metres hayatı yaşamasını memayan birleşmeleri, yani zinayı himaye etmek neden, şahsi dâva ikamesi hakkından başka, bir değildir. Bu kanunların yöneldikleri amaç, önemkanun müeyyedesî de mevcut değildir. II bir memleket realitesini gözönüne alarak, imam Bu kadınlardan doğan çocuklar da sık sık, nlkahı sonucu doğmuş olan çocuklara meşruiyyet bir biri ardınca çıkan tescil kanunları ile testunmaktır. İş böyle olunca, gerek bu son kanuncil edilebilmektedirler. da, gerekse bundan evvelld kanunların tescil için Şu halde imam nikâhına, yanlış da olsa, kudele almış olduklan esasta büyük bir hata mevsilik izafe eden vatandaşı, medeni nikâha doğru eutrur. Şöyle ki: itecek bir müej'yide mevcut olmadığı gibi, dört Şimdiye kadar çıkan tescil kanunlan, metinlekadınla yaşayabilmek arzu ve emelini kolaylaştırine esas unsur olarak «imam nikâhıyla vaki birrıcı. hatta teşvik edici her türlü vasıta mercut leşmelerden hasıl olan çocukları» alması lâzım demektir. gelirken almamış, memleketin bu el ile tutulur, • •a Közle görülür realitesini açıkça ifade etmekten çekinerek, tescil için ana unsur olarak dolambaçü bir tfadeye, «bir akde dayanmıyarak birlehjt edcni nikâhın bütün memlekeUe. yerleşmesi fip, kankoca gibi yaşayanlardan doğan çocuklar» •^ lüzumunun temini gerekmektedir. Köy ve maformülüne baş vurmuştur. haUe muhtarlan, köy ve nıahaUelerde kimlerin Medeni kanunda, nikâh akdine dayanmadan «imam nikâhı ile» birleşmiş olduklarını bilmek kankoca gibi yaşamamn tarifi yoktur. Medeni kamecburiyetindedirler. Gerek bu suretîc evlenennunun 151 inci maddesi evlenme merasimini, yaler ve gerekse bu evlenmeleri haber vermiyen ve ni medenî nikâhın icrasım esas olarak ele alraış tescUleri cüıetine gitmiyen muhtarların, sembolik TS «Evlenme merasiminin icrası ile evlilik birliği olmayan ceza müeyyidelerine bağlanmaları, en Tficut bulur» hükmünü koymuştur. başta gelen bir şarttır. Bu yapılmadıkça, sık sık tekrarlanan tescil kanunlariyle, «imam nikâhı» eıa kanununun aile nizamı alcyhine cürümler kısmı ise, 441 inci maddesinde kansı ile bir müessesesinin önüne geçilemiyeceği, kcsinlikle bilinmek lâzımdır. likte ikâmet ettiği evde yahut herkesçe bili rak bilgi toplamakta, zayıf karaKterli insanlardan faydalanmaktadırlr. Kremlin,. geniş bir bağlantı sistemi içinde daha çok Amerikaya yüklenmiş olup en kuvetli casuslarını bu bölgede toplamıştır. Birinci Dünya savaşmdan sonra«Bir centilmen diğerinin mektubunu okumaz» felsefesi ve prensibi içinde hareket eden Amerıkalılar ise kendi sevk ve idarelerine yetecek kadar bilgi toplamakla yetinmişlerdir. PEARL HARBOUR baskını ve faciası ile hakikatlan anlayan Amerikalılar bu tarihten sonra modern ve kuvvetli bir haber alma teşkilâtı kur muşlarsa da zaman zaman demok rasi oyunlanna gelerek hasımlan nın bilgi toplamasına engel olamamışlardır. Şurası da muhakkaktır ki, bugün gizli İstihbarat hizmetinin başanlmasmda casuslaruı *b 20 oranında bir payı vardır. Bu aianda uzay füzeleri, radarlar, meteoroloji istasyonlan ve casus uçaklarla yani tekriLfe araçlarla daha kolay ve çabuk bilgi toplanmakta ve değerlendirilmek tedif. Bununla beraber, insan zekâsınm her şeyin üstünde oldugu nu düşünürsek casuslann haber alma hizmetinin en değerli bir unsuru olarak yerlerini muhafaza ettiklerini de söyleyebiliriz. neler sonra verir. Nitekim Wennerström de bu işe başladıktan ancak beş on sene sonra profesyonel olmuş ve ara vermeden casusluk görevine devam etmiştir. i ıga'dan memleketıne dönünce • meşhur gazetecilerden birinm I kızı olan ULLA ile evlenmıştir. Kendisinden 13 yaş küçük olan karısı, kocasının casusluğundan hiç haberi olmadığını iddia etmekte ise de bunun doğru olmadıgı sonucuna varılmıştır. 1939 da yüzbaşılığa yükselen Wennerström, 1940 yılında bir ay müddetle hava ataşe yardımcısı olarak Moskovaya gönderildi. Esas görevi Alman askerl ataşesi ile irtibat sağlayarak günün olaylarmı yakından izlemekti. Bu fırsattan faydalanan VVennerström Almanlara Ruslar hakkında bilgi vermeğe ve karşılığında kara borsadan sağlanan rubleleri almağa başladı. Nasyonal Sosyalizme ve komünizme karşı sempatisi olmayan ve adeta bunlardan nefret eden bu genç subay «Dünyayı ayıran iedolojiler beni rahatsız ediyor» diyerek iyi niyetle hareket ettiğine dairetrafındakileri ve üstleri ni kandırmağa çahşmıştır. Memlekete geri döndüğü zaman kendisine Stockholm'deki bütün yabancı ataşelerle konuşma ve te mas müsaadesi verildiğinden Alman sefaretile dostane münasebetlerini devam ettirdi. 1943 yılmda Berlin'e çekilen bir şıfreyi çözen tsveç istihbaratı, Wennerström'in Almanların haber kaynağı olduğunu öğrendi ise de yaptığı araştırmalar sonunda bir suç unsuru bulamadı. Nitekim son defa mahkemede «Ben tamamiyle inanüır bir insandun» diyen Wennerström, 1961 yılına kadar yaptıklannı gizlemeğe muvaffak olduğunu itiraf etmiştir. R Şifre çözülünce N D Mahzurlar H 0 Sonuç I aber alma hizmeti hakkındaki bu küçük açıklamadan son1 ra sizlere 1957 de Stockholm de tanıdığım eski dostum ve mes lekdaşım albay Stig WENNERSTRÖM'in çok tipik bulduğum casusluk hikavesini anlatacağım. Para ve şöhretten başka kadına, kumara, içkıye ve uyuşturucu maddelere düşkünlüğü olmayan WENNERSTRÖM. orta halli ve omantik tarzda başlayan bu kanaatkâr bir ailenin çocuğu idi. faaliyet bidayette küçümsen Orta derece ile okulunu bitirerek deniz subayı olmuştu. 1914 öncemişse de, sonralan büyük bir önem kazanmıştır. Bugün bir mil si askeri ve siyasl konular üzeletin varlığı ile ilgilj gördüğümüz rinde akraba ve dostları ile yaphaber alma hizmeti tamamiyle ii tığı münakaşalarda kral II. Osnıi çsaslata göre yürütülmekte car anayasasına ve halk çogurüuSuna ^arsı eelerek e^ki aıtahe.tfiJ'e : ... rî va .ibtlsadJ potansiyeli ile izle baglüık gijsterirdi. , ' HastalığJ sırasında Almanya'da dıği politika, hderlerin şahsi kagayet mükmemmel Almanca öğbıliyetleri, mılli sorumluluklar ve renenfltENNERSTRÖMdaha son savunma anlayışları hakkında bıl güer toplanmağa çalışıldığını gör ralan rusça ve ingilizceye merak salmıştı. mekteyiz. Hakikaten çok güç olan bu hizmetin sorumluluğunu 1929 da îsveç hava kuvvetleriüzerine almış bulunanlann eksenin kurulmasıyla hava sınıfına riya adlan çok gizli tutulmakta, geçen bu nazik kibar görünüşlü ' ulaştıklan başan açıklanmamakla subayın gelecekte bu derece öberaber, zaman zaman bu konuda nemli bir casus olacağı ve bu giyardımcı çalışmalarıyla meşhıır obi kirli işlere girişeceğini kimse lan casuslar ve bunları idare eden aklmdan geçirmiyordu. 1933 de şefleri duymakta ve tanımakta rusçasını kuvvetlendirmek üzere yız. İşte bunlardan biri de iki taRiga'ya gönderildiğinde orada bir raflı casusluk yapan albay VVEN Amerikah subayla tanışmış ve oNERSTRÖM'dir. Elde ettiği imnun faaliyetiyle yakından ilgilekânlan kötüye kulanarak Araennerek casusluğu pek cazip bulkalılara ve daha sonralan da ken muştu. Wennerström büyük bir dı vatanına ihane teden bu eski devletin casusu olmayı bu tarihasker, büyük kazançlar sağlamışlerde kafasuıa koymuş ve bu işi sa da sonunda yakayı ele vermişuzun seneler büyük bir başan ile tir. yaparak on plânda yer almıştır. Casusluk ihtiyaçlara göre çok çaBir meydan savaşmda imişler buk düzenlenen bir faaliyet degibi casusluk hizmetine önem veren Ruslar, dünya çapmda bir or ğildir. Daha ziyade uzun vadeü bir eserdir. Meyvalarını uzun seganizasyonla her çareye baş vura H Orta halli bir ailenin çocuğu Zamanla önem kazandı R YARIN ASRIMIZIN EN DRAMATİK CASUSLUK OLAYI 4 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••• BuYaz I I E R A RADYO Modellerinin Hepsi TRANSİSTORLUDUR SA 3116T 7 Transistor, 2 Diot 1 Uzun «1 Orta • 2 Kısa SA 7046T 7 Transistor, 2 Diot 1 Uzun .1 Orta • 2 Kısa Verimli ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın yeni eseri, Çanakkale Savaşlarımn 50. yıldönümü dolayısiyle 18 Mart günii Kitap Yayınlan arasmda çıktı. Ozanm bundan önce basılan 23 kıtabı arasında bazı destan denemeleri de vardır: «Çakır'ın Destanı» (1945) «Üç Şehitler Destauı» (1949, i. bası 1964), «İstiklâl Savaşı Samsundan Ankaraya» (1951), «İstiklâl Savaşı İnönüler» (1951), «İstanbul Fetih Destanı» (1953) v.b. «Çanakkale, yeni Türkiyenin önsözüdür» diye başlayıp gene bu özdeyişle sona eren destan, bazı «avaşları, tarihsel belgeierden alınan (açıklama) lardan sonra, şiir diliyle anlatıyor. Yer ve kişi «vdları, zayiat sayıları, her şey gerçeğe tıpatıp uyjun. Ozan bu destanmda (Erdede) adında yaygın bir tip yaratıyor; onunla ilgili şiırleri ötekiler aralında bir süs gibi kullanmakta. Bır kısım şıirlerin rnısra sonlarında bazı sözcükSerın tekrarı, hoş bir yenilik. Yabancı sözcüklerden tamamiyle an, lade, açık bir dil ve söyleyiş. T.D.K. iiyesi olan azan, bir büyük dıl uzmanı sankı. (Ahmed'in Topu), bu savaşlara katılan biricik czanımız Ahmct Haşim'in aziz anısına armağan edilmiş. Destanı yazüan kahramanlanmızdan A yancıklı Ali, Silifkcli Hehmet Onbaşı. Asteğmen Abdürrahim, tnyeli Rıza. Asteğmen Çerkeşli İsmail, Kurmay Yüzbaşı Kemal. Nasuh Onbaşı, Çankırılı Akman, Asteğmen Cevdet, Edincikli İsmail. Binhaşı Reşat, Abdülkadir, Eğinli Mehmet, Bedel tsmail, Eminer Ali. Topçu Teğmen Tahsin, İsmail Hakkı Nebil Bey, Sait Çavuş, Teğmen Ali Kâzım. Bombacı Veli'nın adlan bilhassa anılmaya değer Mustafa Kemal'e iki özel şi'r aynlmış. Ama bizce destanın en iyi şiirleri (Erdede Ulu, 18 Mart 1915, Çanakkale geçilmez, Silifkeli Mehmet Onbaşı) dır. (96 s., 5 lira). * * * Bugün 62 yaşında bulunan aktör • ozan Ercümend Behzad Lav'ın altıncı eseri «tîç Anadolu» adıyla Yeditcpe Yayınlprmda basıldı. 33 şiiri ih tiva eden kitap, öteküere göre daha anlamlı bir eser. (Öl yiğitim) başhklı ilk bölümde eski Ana dolu, Osmanlı çağı; (Hasta adam) başlıklı ikinci fcölümde Tanzimat'tan sonraki politik sosyal hafatımız; (Ağamıza devlet) başlıklı son bölümdp ÇANAKKALE DESTANI: • de yoksullar, ırgatlar, çiftçüer, magara adamlan, Zonguldak havzası, Çukurova bölgesi iie bugünkü Anadolu işlenmiştir. Ozanda bir yenilik olarak kafiyeye önem verdiği, yeni sözcülîler kullandığı, ama eskilerden de pek vazgeçemediği görüluyor Kıtapta bazı sözcükierin karşüıklan sonra göste'rilmişse de sö'zlüğe alınmamış sözcükler var. Noktalama işaretleri hiç yok Bu bakıradain anlama biraz zoriaşıyor Serbest nâzımda sık sık biçim degişikliği yapüması dikkati çekmektedir. Bu kitabın bizce en güzel şiirleri (Kayzeri Rum, Sarık Sandah, Direklerarası) başlıkh olanlardıdır (80 s., 3 lira). Kadın, ev, sağlık konularını alfabetik bir düzende işleyip aileye sunan bu ansiklopedi, Ilayat Yayınlan arasında, 1964 te her ay bir fasikül çıkarak 12 fasikülde tamamlanıp 2 cilt halinde yayınlandı. Şevket Rado yönetiminde, Vahdet Gültekin ile Orhan Ş. Yüksel tarafından hazırlanan eser, günlük hayatta karşılaşılan güçlükleri büyük ölçüde yenmemize yardım ediyor. Konular resim ve şemalarla o kadar ilgi çekici biçimde iş lenmiş, ki insan zevk ve merakla okuyup bilgı ediniyor, gerektiğinde kolayca yeniden başvum yor. Herkesin anhyabileceği bir dil kullanılmış Her madde, yabancı ülkelerde çıkan ansiklopediler tarandıktan sonra, o alandaki uzmanlarca dilimi' ze çevrilmîş, yurdumuzun özellikleri eklenmiş konuyla ilgili en son buluşlar, en yeni bilgiler ve rilmişitr. Metindekl resimler, tifdruk baskılı fo toğraf albümleri konuları en belirgin biçimde can landırdığı gibi, renkll tablolar da öğreticl, wsvk verici bir resim koleksiyonu niteliginde hazırlan mıştır. Hayat Yaymlarının bundan bnce yayınladığı < ciltlik «Hayat Ansiklopedisi» biliınden sanata, ta rihten coğrafyaya, bitkilerden hayvanlara, bütün hayat olaylanna kadar çeşitll konular Uzertne bil gileri ve resimlerl bir araya getirmiştl. Şimdi 'i ciltlik «Hayat aUe ansiklopedisi» de daha çok bir ailenin duyacağı ihtiyaçları lhtiyaçlan karşüamak tadır. Bu yeni büyük eseri haznhyanlan candan kutlamak isteriz. Aynı biçimde, büyük bir sanat v» edebiyat »nsiklopedlsl hazulamalsrını da di leria (1152 s., 2 cilt, resimli, Clltli, 80 lira). Türker ACAROĞLÜ PERDE ARALIGINDAN SA 3117T 7 Transistor,T 2 Dfot 1 Uzun • 1 Orta • 2 Kısa ' AİLE ANSİKLOPEDISI: Genel Dağıtun: BATEŞ Çağaloğlu Tel: 27 38 07 SA 71171 7 Transistor, 2 Diot 1 Uzun • 1 Orta • 2 Kısa Resimli Bilgi • Bugün 71. sayısı <ıktı. • Eski sayılan azalmakta olduğundan eksiklerinizi sörarlf» tamamlayıniz. İ T M YCRİ ı B»te» trfmk T««kni> dğalejl» SE E İıtanbvf SA 7017T 7 Transfstor, 2 Diot 1 Uzun . 1 Orta • 2 Kısa ÜÇ ANADOLU: • CAZİP CÖRÜNÜŞ • BERRAKSES • ZARİFKONSTRÜKSİYON Ü5TÜN • HER IKÜML UYGUN EVSAF • GARAUTİÜSERVİS (lERA v RADYO «4/47M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle