24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE 1K* CÜMHÜRIYET 18 Mayıs 1965 ANAYASA MAHKEMESİ' BİR KARARIÜZERİNE Prof. Dr. llhcm ARSEL nndaıı aşağı yukarı iki yıl evvel, 6 temmoz 1963 tarihli bir günlük gazetede Anayasa Mahkemesi hakkında şu satırları yazmış idik: «Kuıulduğu tarihten bu yana lıenuz pek uzun bır zaman geçmemış olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi, faahyetleri ve davranışlarıyle devlet mekamzmasının ve toplum hayatımızın en mühim bır çarkı durumuna girmis ve temsil ettiği otorite itıbariyle, daha şimdiden Anayasa organları ıçerisinde en kuvvetli mevkn fnlen ıktisap istıkametinde mesafe almış bulunmaktadır. Dâva ve defı' yolları ile önune grtirılmış olan dâvalarda bır çok kanunların Anayasa'ya, Anayasa'nın lâfzına ve ruhuna aykırıhğını ve bir çok larının da uygunluğunu hukme bağlarken Anayasa Mahkemesi, hakikaten iftıhar edılecek bir olgunluk, tecrube ve bılgi ile hareket etmiş ve ilim ve ıhti?as erbabına sayçı tplkin eder seviyeyi tutturmağa muvaffak olmuştur. Turk aydınının en büyuk temennisi ve ümidi o'dur kı bu muhterem mahkeme, Turkiye'nin içinde bulunduğu bugunku şartlara göre değıl fakat Turkiye'nin ıçınde bulunması gereken medeni şartlara gore Anayasa'nın tatbikini sağlamak vazife ve misyonunu yerine getirmekte devam etsin; ve ederken de, yenı Anayasa'mızm meydana getırdığı mekanizma ıçerisinde kendisine verilen mustesna mevkiı, çekinerek, korkarak, veya millet iradesine davanmıyormuş zehabına kapılarak değil, fakat aksine, memleketin demokratık hayatının hakıkî yaratıcısı olma suuruna sahıp olarak, azimle, gururla, ve millet iradesinm tecellisinde en muessir rolü oynayan üstün bır organ sıfatıyle, isgal etsın.» Ne diyor ?! R:; •••• •••• • ••• B O Oost acı söy/er Fakat, dost acı söyler derler, sunu hemen belirtmemiz gerekir ki Anayasa Mahkemesi'nin o günden bugüne davranış ve eğilimleri yukardaki satırları pek haklı çıkaracak nitelikte olamaroıştır. Bunun nedenlerini şöylece özetlememiz mümkündür: ir kere Anavasa Mahkemesi kendi yetkilerini genisletme veya genis sınırlar ıçerisinde muhafaza etme istikametinde ciddi denebilecek bir gayrct \e da\ranıs gösterememistir. Daha doğrusu bu çesit gayret ve davranışları zaman zaman ve nadiren \ukubulmus ve o da Anayasa hukümleriniıı mücerret ve son derece genel «nahiyette esaslar ihtha etmesi keyfiretinin doğurduğu bir sonuç seklinde ortaya çıktığı gibi, Aııayasada yer aian bazı terimlerin niteliklerinin tes bit edilmemis \e hazılarınııı ise belli tariflere sokulamamıs olması dolayısıyla de kendisini bilhassa hissettirmiştir. Meselâ Anayasa Mahkemesi Türk Ceza Kanununun 143 üncü maddesi hükmünü Anayasa'nın 29 nncu maddesine uygun bolnrken «Genel Ahlâk» ve «Kamudüzeni» deyimlerinin bu mahiyetinden faydalanmıştır. Ancak şunn söylemek gerekir ki Anayasa Mahkemesi, kendi yetki sınırları ıçerisinde hareket ederken bu sınırların azamî hadleri üzerinâe yürürken dahi pek mütereddid, pek çekingen hareket etmiş ve hâlen de etmektedir. Daha başka bir deyişle Anayasa Mahkemesi kendi tabiî yetkilerini kullanırken, kendisine, daima Anayasa B koyucn'nnn (Temsilciler Meclisi'nin ve hattâ çok zaman bu Meclisteki Anayasa Komisvonu sözcüsünün) iradesini dayanak yapma arzu ve endisesine kapılmıştır. Halbuki «Referendum» yolu ile halk tarafından kabul edilmiş bir Anayasa'nın tatbikatı sırasında Anayasa Mahkemesi'nin, Kurucu Meclis'in niyetlerini, maksatlaını öğrenmeğe matuf bir dayanak aramaya ihtiyacı olmamak gerekirdi. Zira bizatihi «Referandum» böyle b'r dayanağa lüzum bırakmıyan bir müessesedir. te yandan Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası ile kendisine tanınmıs olan önetnin, değerin ve yerin şnuruna da, maalesef tam mâ nasiyle vâkıf olmamış görünmekte, ve 2 nci Cumhnriyet devri'nin siyasî, içtimaî ve iktisad? hayatında yönetici, yükseltici, ileriye götürücü bir rol oynamak duramunda bulunduğunu da heniiz farkedememektedir. Şimdiye kadar ittihaz etmiş olduğu bir bayli karar içerisinde Anayasa Mahkemesini oldukça üstün bir düşünüş seviyesine çıkaranları süphesiz ki vardır. Fakat bunun yanında, itiraf etmek lâzım gelir ki, bu muhterem Mahkemeyi. Anayasa'nın kendisine tanıdığı müm taz mevkiden nzaklastıranları da vardır ve bunlardan birisi de su son çıkan ve Askerlik hizmetini yedek subay olarak yapıp terhis olduktan sonraki bir tarihte yabancı bir kadınla e\lenmis nvlunan kişilerin yedek subayiık haklarının kaldınlması keyfiyetini ön gören kanun hükmünün Anayasa'ya uygunluğnnu hükme bağlayan karardır. (Anayasa Mahkemesi'nin E. 1964/36, K. 1964/77 sayılı ve 25.XII.1964 tarihli bu karan için Resmî Gazetenin 21 nisan 1965 tarihli ve 11981 sayılı nüshasına bakınız). Bu karar 1927 tarihli \e 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askerî Memurlar Kanununun 1947 tarihli ve 5099 sayılı kanunla degistirilen 23 üncü maddesinin yabancı kız veya kadınla evli olanların veya nikâhsız yasıyanların yedek subay ve memurluğundan çıkarılmalarını öngören hükmünün Anayasaya ve tnsan Haklan Evrensel Demecine aykırılık teskil ettigi iddiası ile Danıstay nezdinde açılan bir dâva dolayısiyle Anayasa Mahkemesince verilmiş bulunmaktadır. •••• mmmZ • ••a «••< Sonuç Fılhakika Danıstay 8 nci Dairesi, bu konuda dâvacı tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık itirazını pek isabetli ve insani görüşlere ve akılcı mucip sebeplere dayanarak haklı bulmuş \e dâvayı, meselei müstehire seklinde, Anayasa Mahkemesince karar verilinceye kadar, o noktada durdurmustur. Dâva ve dâva konusu mesele toplum hayatımızın önemli dertlerinden birini ilgilendirmekte olup, bir türlü kendimizi kurtaramadığımız dar bir zihniyetin mânevî bakımdan nasıl tahripkâr ve üzücü sonuçlar dofurabileceğine yeni bir örnek teskil etmektedir. Bu itibarla bu dâva ile ilgili olayın ve bu olay dolayısiyle de Danıstay (daha doğrusu dâvayı rıiyet eden 8 nci Daire) tarafından verilen ara karannın tahlilini yapmak ve nihayet Anayasa Mahkemesinin bunnnla ilçili kararını kamu oyu önünde ele almak ve tartışmak faydalı olacaktır. Ancak bunu ayrı bir yazı konusu yapmak gerekiyor. Süle\man Demirel petrol konusundaki görüsünü açıkladı. Dünkü gazetelerde dikkatle okuduk sözlerinı Diyor ki Demirel : « Mıllılestırmektekı nıak.at nedır'' Bu konuda >uvarlak laflaı favda getırmez Açık olmak lâzımdır Turkıvedekı yaoancı şırketlerın mallarına mı el koyalım1 Bunun yapılması m: ıstenıyor? Bız kanunla venlmıs hakiarın kanunsuz yollarla gerı alınmasını ve ga^bedılmesını aslâ du^unemevi7 > Dilerız ki, bu sözler çazetelere vanlıs aksetmıs olsun. Çünkü önce Süleyman Demirel'in sunu bilmesi gerekir : Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti çerektiginde yabancı petrol sirketlerinin mallarına el koyabilir. Bu davranış «kanunla verilmiş hakiarın kanunsuz \ollarla gerı alınması ve gasbedume«ı» değildir. Kanunla verilmiş hakiarın kanunla ?eri alınmasıdır. Bu kanunu Büyük Millet Meclisi çıkanr. Ve Anayasaya da%anarak çıkarır. Çünkü Anayasamız bu yetkiyi Türkiyede parlâmentoya vermistir. Efer vabancı sirketlerin millîlestirilmesi kanunsuz bir davranış ve bir gasıp sayılsa, demek ki Atatürk, yabancı sirketleri millîleştirirken kanunsuzlukla mallarını gasbetmis oluyordu. Aslında buçünkü koalişyonun karşısında bulunduğu dâva, petrollerin tümüyle millîlestirilmesi dâvası da deçildir. Bugunkü koalisyonun yapabileceti sevler var. Ama daha basından : Verilmiş haklar \ardır, geri alınmasını aslâ düsünemeyiz . diye ortaya cıkmak. yabancı petrolcülerin çıkarlanndan yana konusmak demek değil midir? Biz bu kösede petrol dâvasında neler yapılması gerektiSini uznn uzun açıkladık. Süleyman Demirelin ilk elde sunlara cevap vermesi gerekirdi : 1 Bağlandıjımız yabancı sirketler Türkiveye ham petrolü Bugun Turkıye iş adamlannın sö^cüleri bu zorunluğu anlamakpahalıya satmaktadırlar. 1965 Plânlama kitabında bu çerçek yazılısayısı bakımından az gelışnuş tan şımdıhk çok uzak bulunmakdır. Malive Bakanlığının uzmanlar hevetince hazırlanan raporda da emleketimızde özel sektörün ulkelerin çoğundan daha ileri bır tadırlar. Onlar kendilerini bugunithal malı ham petrolün vüzde 35 daha ucuza alınabileceği bildirilhangı şartlar ıçınde çalıştığı seviyeye ulaşmıştır ve Uk nazarkü Türkıyenin şartlanna bile inraektedir. Bu konuda alınması düsünülen tedbirler nelerdir? ru ve gorevlerıni gereğince da muteşebbis arzı bakımından tibak ettirmekte büyük güçlükler 2 Yeryüzünde petrol kavnaklarına sahip milletler çogunlukla yapıp yapmadığını incelemeden ev memleketimızde onemli bir probdevlet pavı olarak kârın vüzde 70 80'ini almaktalar. Biz ise yüzde vel, prensip olarak gehşen bır ul lem yokmuş gibi gozukür. Fakat, çekmektedırler. 32 pay alıvoruz. Bu durumun hemen düzrltilmesi çerekmez mi? kede özel teşebbüs kesimınden ÖZEL SEKTÖRÜN mevcut iş adamlannın nıtelikleri, neler beklenir, bunu kısaca go tecrübeleri, cesaret dereceleri ve 3 Biz aldıŞımız bu pavı para olarak değil. petrol olarak alBUGUNKÜ YAPISI relim? Gelişen ülkelerde özel temak yetkisine de sahihiz. Bu vola sitmek büvük döviı tasarrufu özellikle bazı kotu «alışkanları» şebbüsten beklenen lonksıyonlan sağlıyacaktır. Bu konuda ne düsünülüvor? gozonünde bulundurulunca duruVE PROBLEMLERİ başlıca üç noktada toplamak mun farklı olduğu anlaşılır. Işte size koskoca petrol dâvasının hemen el konabilecek küçük mümlcTJndıir: Yukarıda verılen hükümleri, ya bir kesimi! ıtekım, Türkıyede 192838 do da ulaşılan sonuçları Turkiye'nin n IŞLETMECİLİK FONKSİYOVe ayrıca Basbakan Yardımcısının hepimizi endişeye »ürükleneminde ış adamı sayısı yok butün iş adamlarına ve her sek mesi gereken su sözleri üstünde düsünmeliyiz : " NU : Kurulmuş tesislerın ve denecek kadar az olduğu haltordeki firmalarına genellemek mevcut işletmelerin etken bır şe« Türkiyenin kalkınma gave^inin tahakkukunda yerli ve yadoğru olmıyabilir. Bu bakımdan de, 193848 donemınde Dunya Saküde sevk ve ıdaresi; değişen bancı sermave de vardır Biz sermave avırımı diisünmüvoruz.» vasının yarattığı ortam içinde ve muhafazakâr ve merkantil bezirşartlara intıbakınm sağlanması Bn, hazmı pek zor bir düsüncedir. Az «elismis ülkelerde milli gân grup ile modern iş adamhğı demektır. Gelişen ülkelerde ış a 195060 donemınde hızlı kalkınma sermavenin yabancı sermaveve karsı korunma<sı sivasi bağımsızlıvasıflannı haız dinamik, fakat kü damlarının büyük bır kısmı iyi ış ve enflâsyonun yarattığı musaıt ğın sartıdır. Türkiyede millî sermave ile vabancı sermayeyi es çük bir grup arasında bir ayırım idarecıs: değillerdir. Modern iş şartlar altında iş adamı sayısıntutmak. iktisadivatımızı vabancıların vönetimine teslim etmek devapmak gerekir. letmecılık, bılgi ve tecrubesınden da süratli gelışmeler olmuştur. mektir. Ve bunun sivasi sonuçları. sömiirçe derekesine düsmektir mahrumdurlar. Yeni pazarlaraa Gerek savaş yıllannda, gerek en H T A R I M ALANINDA: Büyük Dominik, Venezüela olmak demektir. Yabancı kapitalizmin büyük teknıklerini bılmezler veya uyguflâsyon donemınde ış hayatına a ^ * ve modern işletmelerimiz, balamazlar. Bir ülkenin iş adamlan tılan ve nisbeten kolay kazançlar tröstlerivle kendi zavıf millî sermavemizi avnı Blçüler içinde tutartılı anlamda iş adamlanmız yok bu yenilikleri öğrenmek ve uygu sağlamak suretile bugunkü varlısak millî kavnaklanmızı vahancıiara teslim etmis olurnz. denecek kadar azdır. Ticaret ve lamak ıçin ne kadar büyük ilgı ğ;nı ve ışletme kapıtalim elde et diğer hizmetler sektöründe firma Yalnız devlet vatırımlarını değil, vapıcı özel tesebbüslerimm ve çaba gösterırse zamanla mevmiş olan bu yeni muteşebbis gruorganizasyonu genelükle son de de yabancı sermaveve karsı korumak millî bir ödevdir. Hemen sucut işletmelerin venmhliği de o pu, bır takım kötü alışkanlıklar rece ilkel olup bu sektörlerdeki ış nu bevaz harflerle yazalım ki : msbette artabilır ve bu durumda edınmiş olmalan bir tarala buadamlanmız 18 nci asırın klâsik Türkiyenin bugunkü durumunda üretime bir şevler katan özel «merkantil» ve «banker» zihniyesanayicilerimizi yabancı sermaveve: ve yabancı sermaye ile ışbirlitini taşır. Kısa vadeli kişisel çığine girmiş aracı. komisvoncu özel teşebbüse karsı korumak millıkarlarından öteye hemen hemen yetçılerimİ7İn görevi olmalıdır hıç bir şey düşünmeyen bu sınıl, Madenler konusnnda yabancı \ F yerli sermavpye aynı haklan bugün için. ekonominin gelışmeverdiğimiz zaman bevnelmilel boraks tröstü gelip Türk özel teşebsınden gocunan sosyal değişmebüsünü ezip çeçecektir. Ovsa kendi millî imkânlarımızla kendi milli lerden korkan, sanayileşmeyi önkavnaklanmızı işletmek yetenegine sabıhiz bugün .. lemeye çalışan bir tutum içmdedır. Millî ekonomiye en az yararlı olan bu grup, sayı itibarile en kalabahk olamdır ve bazı kesimlerdeki «aşırı yığılma» lan dolayısile de kaynak israfına ve gizli ••••••§••• işsizhğe sebep olmaktadırlar. tthalâtçılık, toptan ve perakende SAYIN DOKTOR VE ECZACİLARA ticaret, nakliyecilik bunîar arasın da sayılabıılr. OZEL SEK10RDEN MLER BEKLENİm M Prof. Dr. Besim ÜSTÜNEL M •••• • ••• «••• :$:*: : 8:*:$:$:$:$ : : : &^ " • • • • • • • • • ® & 5AYIN DOKTOR ve E C Z A C İ L A R A ECZA DEPOLARINA TEVZİ EDİLMİSTİR B ••••••••••••••••a ve REFET ALTAN Evlendıler i 17 5 1965 Istanbul Moda İlâncıhk: 6792 55S7 ILKU AKÇAKOCA DEVLET TIYATROSU Sanat ve İdare İşleri: CÜNEYT GÖKÇER TEPEBAŞI DRAM TİYATROSUNDA 25, 26, 27, 28 Mayıs 1965 gunleri saat 21.00 de ve 29 Mayıs cumartesı saat 15.00 de A XT O N Ç E K HO V H 91 U t Ö'P ooooo O O o o O o O.'opyr o° O o e AYL INCEKARA ile METIN SABLMS "• O l • V A \ 1T A D AY 1 (Oyun, S Perde) Sahneye Koyan: HAXS SCHWE1KART * •^ Nıkâhlandılar 17 5.1965 İstanbul £ °J ŞAN SiNEMASINDA 24 ve 25 Mayıs 1965 eünleri saat 21.00 de ADOLPHE ADAM FERİT TÜZÜN m ,°?O°oo°O o o O o O O O'o'o'o0.' Cumhuriyet D593 lunuııllrrüivi İ •jr Petrol ve Madenlerimiz •jc Petrol Dâvasmın içyüzü + Petrol uğruna kurulan ve tekrar yıkılan Kırallıklar •r Türk Yunan savaşı ^ mı? •r Yabancı Sermaye ^ * Toplatılan Kitap 3 • j• 3 S 5 • 3 • j m 5 J 5 • 3 S 5 S 5 • BUGUN ÇIKAN . GİSELLE CESME BAŞI (Bal». 1 Perdei (Bale, 1 Perde) 26 ve 27 Mayıs 1965 günleri saat 21.00 de Arthur BLISS Malcolm ARNOLD (Bale, 1 Perde) SATRANÇ VE FERİT TVZÜX (Bale, 1 Perde; YALNIZ BAŞI (Bale, i Perde) 29, 30 ve 31 Mayıs 1965 günleri saat 21.00 He NEVİT KODALLI GİLGAMEŞ OLAYLARÎNI l [ AN3.AÎİY0R İ ! F.K. 131 Ankara Dağıtım : Hür Dağıtım tstanbul Livre: Orhan ASEXA. (Opera, 4 Perde) Sahneye Koyan: Cüneyt GÖKÇER VANYA DAY1 temsiline ait biletler, Tepebaşı DRAM TİYATROSUNDA, OPERA ve BALE temsillerine ait biletler, ŞAN SİNEMASINDA, 17 Mayıs 1965 pszartesi günü saat 10.00 dan itibaren satışa arzedilecektir. Gişeler, saat 1013 ve 1519 arası açıktır. (Basın 7810'5574) •••••••••«•«•••ııaı Q SANAYI ALANINDA : üyan™~ mış iş adamları, modern zih•rüjıet, taşıyan müteşebbisler ve iyı organise edilmiî firmalar bulmak mtifrikündür. Gerçi bunlann dâ' sayısı az ve kalıteleri yeterli olmaktan uzaktır Fakat, zamanla gelişmeye en miisaıt, en dinamik ve en ümit verici grupu bunlar teskil etmektedir. Sanayi alanındaki müteşebbisle rın özelliklenni ortaya çıkarmak uzere 1961 de yapılan bir araştır ma bu kesimin de önemli prob lemleri bulunduğunu gostermek tedır. Nitekim, bu araştırmamn Resimde, İngiliz ağır sanayıinin Lulunduğu kasabalard^n biıi sonuçlarına göre, Türkiyede fir olan PETERBOROUGH'da yalnız motor inıâl eden \e nıa masının hem kurucusu, hem sermaye sahibi, hem de y ö n e t ınıullerini diinyanın çeşitli ıtlkelerine, lıatüı sanayide iddialı c i s i olanlar iş adamlannın "» memleketleıe satan ünlü bir fabrikanın motor denenıe atel68 ini teskil etmektedir. Sadece yesi göriilmektedir. kurucu veya sermaye sahibi olan lardan da «yönetimi» bizzat üzegün için artık yatırımcı olarak özel sektör önemli görevlerinden rine alanlar hesaba katılmca bu koıkak veja çekingen, ışletme bırıni yerine getirmeye çalışıyor rakam °» 91.4 e ulaşmaktadır. Kusevk ve idaresınde ise bılgısız ve rucu ve sermayedar olmakla yedemektır. Aksı halde bu sonuca yetersiz kalmaktadırlar. Anormal varılamaz. tinip «yönetici» yi dışardan alanekonomik şartlar içinde kolay paYATIRIMCILIK FONKSİYOlar, toplamın °o 6.51 i gibi çok ra kazanabilen ış adamlan, buNU: Ekonomik gelişmenın düşük bir seviyede kalmaktadır. gun bu paralarm yine kolayca hızlanmasını sağhyacak «yüksek iç süphesiz, bu rakamlar seviyede yatınm yapma» c e s a kaybedilmesinden korkmakta ve | memleketimizde yetlşmiş ve dolayısile son derece muhafazar e t i n ı gostermek; yatırımları profesyonel «yönetici» ye kâr bir rutum içıne düşmektedıralışılmış alanlara değıl «en verimfmenagerial class) ne derece az ler. Ayrıca, bu paraları kazanırli alanlara» yapmak ve yatınm onem verildiğini açıklamak bakı ken isabetli yatırım kararları alyaparken «kapasite» ve «teknolomından büyük bir anlam taşır. ji» nın seçıminde bılgili ve isa mak. işletmelerıni rekabet şartlaBu olayı, memleketimizde henüz rı içinde ustaca sevk ve ıdare etbetli k a r a r a l m a k , degelişmiş bir sermaye piyasasının mek mecburiyetinde kalmamış ol mektır. Gehşen ülkelerde özel tebulunmamasına, ya da böyle bir dukları için bu konuda tecrube şebbüsün bu yöndekı faaliyetlerı«yönetici» sınıfın yetişmemiş olnı hızla gehştirmesı ve meslek tede kazanamamışlardır. masına bağlamak da mümkündür. sekküllennin ona bu yonde yarOysa, 1960 dan bu yana TürkıFakat, izah şekli ne olursa olsun, d'mcı olması gerekir. ye'de ekonomik ortam değışmı^; ortada bir hakikat var ki, o da E 1 LIDERLIK FONKSİYON'U : pıyasa gittıkçe artan bir şekılde sınai işletmelerimizin «etken» bır ~ " Yenı fıkırlerın, yem uretım rekabet şartlanna kavuşmuştur. şekılde sevk ve idare edilememekmetodlarının memlekete gırme Bu durumda modern bilgilerle ya te olmalan ve sanayicilerimizin sınde öncüluk yapmak; iıretimın bunu düzeltmek ihtiyacını yeteartışır.ı sağhyacak sosyal değişrınce duyup, «yönetici» sınıfın yemeleri hızlandırmak ve nihayet tiştirümesinl sağhyacak gayretleri bır aydm grupu olarak ekonomik göstermemiş olmalandır. ve sosyal gehşmeyi kolaylaştıraC 1 özel sektörün yapısını ele slcak fıkir ve hareketlere önculuk ~ ^ mısken üzerinde önemle duetmek demektir. Bu sonuncu rulması gereken bir grnp daha fonksiyon, gelişen ülkelerde iş avardır: «küçük sanayici» grupu. damlanmn en zor benimsiyecekTürkiyenin muhtelif yerlerine daleri ve dolayısile en az yerine geğılmış bulunan ve şimdilik küçük tırecekleri bır fonksiyondur. Fa pılacak işletmecilik, uzun vadeli gorüşlerle yapılacak yatırımcıhk küçük üniteler halinde varlıklarıkat özel teşebbüsiin uztın vadeli hayatiyeti açısından son derece prim yapmaya başlamıştır. Fakat, nı zor koruyan bu geniş kitle, özel sektör mensuplarınm büyük onemlıdir. Nitekim, Avrupanın dikkatli bir politika takip edilebihızlı gelişme çağı olan 19 ncu a bir çoğunluğu bu yenı şartlara in ürse, gelecekteki Türkiyenin sıhsırda, yaratıcı özel teşebbüs un tibak zorunluğunu henüz anlamahatli ve tecrübeli dinamik iş asuru bu niteliği taşımış ve bu mış ve kendıni bu şartlara uydu damlarınm verimli bir kaynağı ramamıştır. fonksiyonu makul ölçüde yerine olabilir. Aksi takdirde, Türk ekogetırebiniştir. Bu devirde, bir nomısinin verim seviyesini düşüundan 15 yıl .onra Türk özel çok yenilıklere bızzat öncülük yaren ve sosyal problemler yaratma sektörü, bugünkünden de pan Avnıpalı özel teşebbüs, kısa farklı ve çok daha güç şart istidadı gösteren bir unsur olabivadeli çıkarlarına büyük çapta lar içine atılacaktır. Turkiye'nin lir. dokunan bazı sosyal reformlar Avrupa Ortak Pazanna üye olmakarşısında bile gereken anlayışı sının gerçekleşmeye başlıyacağı ve özel sektörün yapısı ile ilgili şu gostermek ve bir nevı amme hiz üyelik görevlerinin birer birer yemeti yaptıklannı kabul etmekle rine getirilmesi gereken bu dö kısa açıklamalar da gösteriyor ki, hem varlıklannı korumak sure nemde Türk özel teşebbüsü ken memleketimizde bu sektör ile devlet sektörü arasında birçok tile kendilerinin uzun vadeli çı disinden kat kat tecrübeli, atılgan karlannı, hem de memleketlerive güçlü firmaların ve iş adamla bakımlardan benzerlikler vardır. Meselâ, özel sektörde de firmalar nın ekonomik gelişmesini sağlava nnın kıyasıya rekabeti ile karsı bilmislerdır. karşıya gelmeye başhyacaktır. verimsizdir ve ıyi sevk ve idare Bugunkü ile kıyas kabul etmıye imkânlarından mahrumdur; özel «ektörde de tıpkı devletteki gibi cek derecede farklı ve son dereŞu noktaya hemen işaret edelim yüksek kaliteli adam sıkıntısı var ce büyük guçluklerle dolu olacaki, Türk ekonomısmın önemli bir kesimini elinde bulundurmakta o ğı muhakkak olan bu ortam için dır ve istenmiyen yerlerde şişilan «Özel teşebbüs». yukarıda a de Türk özel teşebbüstinün erıyip rilmıs kadrolarda olduğu gibi çıklanan üç temel fonk^iyonun ü yok olması ve «hayatiyetini» kav lüzumundan fazla eleman vardır. betmesi işten bile değildır. Bu Ve nihayet, özel sektörün mesleçünü de bugün ıçin gereği gibi gün kesif bir oksijen çadırı için kî teskilâtlanması da, birçok devyerme getirememektedir ve daha önemlisi bu görevlerini yapabil de bile zor teneffüs edebilen cılız let dairelerimizinki gibi Türkiyebir varlığın ileride normal bir mek için ciddî ve olumlu gayre' nin 30 sene evvelki ihtiyaçlanna mücadele düzenine, butün himaler de göstermemektedir. söre düzenlenmiş ve memleketin ye zırhlarından mahrum olarak bugunkü sorunlannı çözme yeteÖZEL SEKTÖR NASIL çıkması hâlınde «hayatiyetini» koneğini yitirmiş bir durumdadır BIR TUTUM IÇINDEDİR ruyabilecek güce sahip olabümesı için bugünden çok önemli bazı Türkiye'de özel sektörün bu tedbirlerin ele alınması şarttır. YARIN günkü yetersizliğini ve içine düş Oysa, memleketimi7de özel sek tüğü sakat tutumun nedenlerini TEŞKİLÂTLANMA törün büyük bir çosurıluju ve bu anhyabilmpk için busünkü şartla YETERSİZLİĞt çoğunluğıın etkısınde bulunan rı ha~i^"'n tan'nı gelışmeye kımeslekı teşeltkuUer ve bunlarıi) sa bır goz «uınai gerekir. YENI BIR LAKSATIF ERBALÂX Draje 20 DRAJE İHTİVA EDEN TUPLERDE 265 KR. PİYASAYA ARZ EDİLMİSTİR. İLAÇ FABRİKASI İST. Cumhuriyet 5577 HER EVE BUZDOLABI Peşinatsız 90 Lira taksitle BUZDOLABI yalnız SABRİ ACARSOY MIAGAZALAR1NDIÜ Tophane, Boğazkesen C. 133 175 İSTANBUL I H I I f " " " " " " " " " " " " " " " ' " " " " ' " " " " " " " * ' H Yüdız 917 5598 MEYDAN hafta ık m ga z e t e f Beşitıci Yılında B 27 MAYIS YAZAN MADANOĞLU BUGÜN ÇIKTI Cumhuriyet o594
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle