24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE tKt CUMHURIYET 15 Mayıs 1965 GÜCÜ « GERÇEK E. Kur. Alb. Emin AYTEKIN YUNAN ASKERİ N n: İ!!lİİ!İ!l!!l!!İIİİ!İ!!!İ!İ!İJİ!İİİ!İi; «••••::»«r«!:::». 6 Kskl Atına alaşemıılterı Mayıs tarihll CUMHURİVKT Gazeteslnde yaamafih bu derece hayasızca hareket etmeleriyınlanan, ATtNA'ıun askeri gücü, başlıkjı yane rağmen, her defasında hakikatler, Türkler nda, Yunanlstand» çıkan «KATHİMERÎNİ» gaaleyhinde çalıjanlan kilçük düşürecek nlteliktc •etesinden iktibas edilmi? ve emekll Yunaa Korgegelişmiştir. Türk subaylan aleyhinde beyanat veren nerali PAPAYEORGOPULO'ya ait bir makalede, Yunan subayı, NATO'dan çok kilayetsiz bir askeri Tttlk, Yanan kuvvetlerinln mukayesesl yapılmaksicille aynhrken, aynı büroda çalısan Türk subayına ta, Kıbrıs ttıtilâfmdan doğan dunım muvacehefaal ve müessir çalışmasından dolayı takdimame ve«Inde Türk Yanan kuvvetlerl arasında çıkacak rilmiş, askerî pentatlonlar, denetleme ve manevbtr harbde, Yunan Silâhlı Kuvvetlerinin Türk ralar, Türk personeltnin yenl ve modern silâhlara Knvvetlerinl yenebileceğl hususu lma edllmekkısa zamanda harikfilâde lntibak ettiklerinl göstediı. Yunan Ordusunda en yüksek rütbe ve mev terıtıiş ve her defasında mürtefik devletler fubaykla erismiş olduğunu bildiğimiz Korgenerali ta larının hayranlıklanm muclp olmuştur. BUmen hlssl olan makaieslni yazmaya loılayan Korgeneralin İddiası, millî bir Yunan komba|l>ca sebep; bazı devletlerin, Türk Yunan harpleksi vo Yunan emperyalizmlnin plânlı tatbikabl neticeslnde Yunanlstanuı mutazarnr olacaği ve tının bir parçasıdır. Türklerin kabüiyetslz oldukharbln Yunanistan aleyhinde neticeleneceği husuları. ellerinde Benis tabi! imkânlar bulunduğu ve •nnda kendilerinl ikaı etml? olmalarıdır. Halhııki, bu imkânlan deferlendirmede Yunan dehâsina ihGeneral, bu neticeyi tamamen red ederek, Yunanista tivaç jrösterdiği hususu ise ilk okul kitaplarınnm bn harbde muzaffer çıkacağı kanısma sahip dan, üniversite kürsülerine kadar bütün Yunanisbnlunmakta, v« kanaatin! jn noktalara dayandırtanda işlenmektedir. Zaman zaman Türk hükünaktadır: metlerinin ikazlarda bulunmuş olmalanna rağmen her Yunan ejitimcisi şevkle görevlne devam etmektedir. TARTISMA "% •?•» i» ••«• «••• •••• «••• •••• •••• Her zaman Millet yaptı tuttular. Sonuçlar ortada. Çin'deki açlığın derecesini bilmiyoruz, fakat kıtlık dönemlerinin varhğını Çin hükümeti bile açıklamış bulunuyor. Aynca, Çin hükümeti kıy metli dövizler karşüığı dünya pazarlanndan milyonlarca ton buğday almıştır. Böylece 1958 e kadar sasırtıcı bir ilerleyis gösteren Çin ekonomisi, bu tanm felâketi yüzünden kösteklenmiş oluyor.. Bu ülkelerdeki bütün köylülerin ve halkların büyük çoğunluğu kollektifleştirmeye karşı olduklan şüphe götürmez...» Bu konuda, bu sütunlarda yayınlanan «2000 Yılında Dünya» adIı eserin özetinde ise Prof. Baade şunu belirtiyor: «Çin tanmının ortak mülkiyete geçişi Sovyetler Birliğin'den çok değişik olmuştur. Sovyet tanmı ortak mülkiyete geçtikten sonra ki ilk beş yıida üretim düşmüş, çiftçilerin yeni sisteme alışmaları hayli güç olmuştur. Çinde ise bunun tam aksi meydana geldi. Çin köylüleri tarımın ortak mülkiyete geçmesini sevinçle karşıladılar ve yeni sistcmin başansı için var güçleri ile çalıştılar. Toprağın ortak mülkiyete gecmesinden önceki yıllarda en yüksek mahsul 140 milyon tonu aşmazken, 1955 de 175, 1958 de 250 milyon ton mahRÛ1 alındı. Çin tanmının dunımu komşusu Hindistanla yapüacak bir karşılaştırmada daha iyi anlaşılıyor: Çinde tarım için «facia» olarak kabul edilen ve doğal şartların son derece kötü olduğu 1960 yılında fert başına düşen buğday üretimi 300 kiloya '"Tiişti. Hindistan da ise en ivi yıllarda bile üretim 200 kilovu aşmıyor.» Gerek Sovvetler Birliğindeki gerek Çindeki kollektifleştirmeyi tasvıp etmemekle beraber, Prof. Baade'in bu yazısım, son günlerde öz kaynaklarımızdan Çin hakkmda ögrendiklerimizı göz önünde tutarak, son zamanlarda çok rağbette olan Strachey'nin bu kitabı hakkında bir yargıda bulunursak daha isabetli hareket etmiş oluruz. Kanısındayım. Gürsel DEMİROK S.B.F. I. sınıf Öğrencisi «Hacca gitmek Allah emridir, buna mutlaka çitmeli, dönerken bazı kaçak eşya gctircbilirsem zaranmı karşılarım» diyor hacı. Devletin yasağını hiç umursamıyor, «o müslüman değildir» diyor. Bin bir misâlden biridir bu. Bunun önüne geçmek çok zardur ama mutlaka önlenmelidir. Mehmet AKYİZ Serbes* Vaiz Petrol sömürgesi miyiz biz? Sağ sol, ıvır zıvır, komünist kızıl diye zurnada peşrev yapar gibi yazılar döktürenlere, döktürenlerin hınk deyicilerine, hınk deyicilerin vekiline vükelâsına, nemiz var nemiz yok haraçraezatsatıp komisyonlarından nurlu ufuklar yaratmıya çalışanlara, iyi saatte olsunlara; cümle vatandaslar buzurunda, Suphi Gürıoytrak'ın Senatoda, Enerji Bakanına sorduğu sualleri sunuyorum. Millî Birlikçiler bu sorulann cevabını isterler... Halk da ister Biz de isteriz.. Bu sorulann karsılıklarını açık ve seçik yerli yerine koymadan : Ben vatanseverim. milliyetçiyim!.. diye palavrays paydos. Bu sorular basında yer bulmamıstır. Şimdi köşemi, iki gün ıe*e seve, Millî Birlik Grupu adına konusan Suphi Gürsoytrak'a bırakıyorum. Sorularında, fıkra düzenine göre biriki dokunuştan gayrı değisiklik yapmadan . Ve tümüyle : SORL': 1. 1954'te hazırlanan Petrol Kanunu Tasarısını Amenkalı Şirketlerin müşaviri Max Ball'un hazırladığı malumdur. tktısadi bir kanunun. hele yabancı sirketlerin taraf olarak menfaatlerinin bahis konusu olacağı Petrol Kanunu ve Maden Kanunu gibi kanunlarm yabancılara hazırîattırılmasının milli menfaatlerle aslâ bağdaşamıyacağı aşikârdır. Özellikle Petrol Kanunu Tasarısında yer alan bir 136'ncı madde vardı kı, buna göre, yabancı şirketler kabul etmedikçe Petrol Kanunundaki hükümlerin değiştirilmesi dahi imkânsızdı. Kapitülâîyon amacı güden bu niyet onu hazırhyan kişinin zihniyetini ve Türk devletiyle Türk menfaatlerine nasıl bir gözle baktığmı ortaya çıkardığına göre, böyle bir kanunun öteki maddelerinin ne biçimde hazırlandığı belüdır. Böyle bir kanunun Türk milletinin yararını koruyacak sekilde kaleme alındığını tasavvur etmeğe dahi imkân var mıdır? En önemli noktada suçüstü yakalanmış olan bir yabancının hazırladığı kanunun öteki hükümlerinde de yabancı sirketlerin menfaatlerinin a«ırı biçimde gözetildigi ve dolayısiyle Türk devletinin hak ve çıkarlarının çiğnenmiş olduğu noktasmda bir çeşit hukuk karinesi var sayılmahdır. Yalnız bu kanıt bile kanunun yeniden gdzden geçirümesi için yeterli sebep değil midir? SORU: Z. Enerji Bakanı. Bütçe Karma Komisyonundaki bir soruyu cevaplandırırken. «ithal ham petrolünden yapılacak indirim konnsnnnn 2 Mayıs 1965 jfünü yapılacak tktisadi Kurnl toplantmndan «onra kamu oyuna bildirilereğini» söylemişti. 1963 yılında 48 milyon dolâr, 1964 yılında 51 milyon dolâr döviz çıkışına sebep olan ithal ham petrolü yurdumuzdaki yabancı sirketlerin ilân ettikleri fiyattan satın alınmaktadır. Maliye Bakanlığı uzmanlar heyetince hazırlanan bir raporda ithal malı ham petrolün yüzde 35 daha ucuza satın alınabileceği bildirilmektedir. Aynca 5 Yıllık Kalkınma Plânı 1965 yılı petrol bölümünde. «Petrol ürünleri ihtiyacının karsılanması için yapılan ithalâtın dünya câri fiyatlanna uygun olarak yapılmasmı saflıyacak tedbirler alınaeaktır» denmektedir. İthal ham petrolünden yapılacak indirim hakkında 2 Mayıs 1965 tarihinde beklenen «çıklama bugüne kadar yapılmamıştır. Konu, İktisadi Kurul'a götürülmemis midir? Götürülmüsse sonuçları nedir? Bu gecikme yüzünden her gün büyük döviz kayıplarına uğramakta ve milli ekonomimiz zarar görmekte değil midir? SORU: 3. Bir ülkenin topraklarından çıkarılan petrole karsılık öz kaynakların sahibi olan devlet bir pay alır. 7 8 yıl öncesine değin petrol çıkaran ile devlet arasında kârın yan yarıya payla.şılması ilkesi yürürlükte idi. Bugün petrol kaynaklarına sahip devletin yüzde 7580 pay almasiyle sonuçlanan bir çözüme bütün dünyada ulaşılmıştır. Bızim Petrol Kanununa göre ahnan pay (vergiler, devlet payı. devlet hakkı da dahil olmak ü?ere> hiçbir zaman sağlanan kârın yuzde 32.5 unu asacak nitelikte değildir. Milli çıkarlara tamamen aykırı olan bu durumun düzeltilmesı için ne gibi tedbirler düşünülüyor? Soruları yayınlamaya varın da devam edecefiz. Türkiye, petrol meselesinde öyle duruma düsürülmüştfir ki, bnnun karşısına çıkmak bir vatan borcudur. Bu borcu Çombelerden başka her Türk elbette ödemek ister. Generalin iddiası e Çombeler varmıs meğer! Bunca Çombelerlri içinde Çombeleşmeden vaşajnak büyük güç ister. Insanın gözü kararıyor Sayın llhan SELÇTJK'un «Bizim Çombelerimiz...» adlı yazısmı okuyunca, «Bu da mı?» dememek elden gelmiyor. Şimdiye değin birçok yenilikler «çamurlanmak» istendi, olmadık Iftiralara uğradı. «Haydl.» dendl, «Anlamını bilmiyorlar, söylerler». «Millet Yap»r» karnpanyasım da «çamurlamak» istemişler Çombeden çok Çombeci Çombelerimiz. Düsünmemlşler kl ortada bu dâvâya inanmış koskoca bir «millet» var! Millet gücünü yararlı alanlara yöneltmek de komünistlik, kızıllıksa; komünistlik, kızıllık olmıyan nedlr? Şimdi, her seyimizi, bütun varlığimızı, niçin «milletin yapacağım» birkaç örnekle göstermeys çahşalım. Millet yapmadı da kıra yaptı, 1920'den sonrasının Türkiyesini?.. Büyük Atatürk, Samsuna çıkış nedenlerinl Büyük Nutuk» unda şöyle açıklar: «Anadolu toprakları İtilâf Devletleri arasında bölüşülmek üzeredir. Ordunun elinden sılâh ve cephanesi ahnmıştır. Padiş&h, Sadrazam ve dev letin diğer ilerl gelenlerl îngiliz Muhipler Cemiyeti'nin isteklerine göre hareket etmektedirler.» Milleti bu güc durumlardan yine millet kurtarmıştır. Bugün modern bir devlet'e îahipsek, baglmsızhk yolunda ileri adımlar atmışsak, bunu milletin özgürlük ülküsüne, bağımsızlık aşkına borçluyuz. Millet bağımsızlığının zedelendlğini gorünce, Kurtuluş Savaşında silâha sanlmıştır; bugün de gücüne, emeğlne sarılmaktadır. Bir millete bunu sağlıyan bu billnçli davranışa kötü damga vurmak, lnsafsızlık olur. Bu, düpedüz milletin ileri akımlarmı engellemek olur. Bu engeUeyiciler şunu çok iyi bilmelidirler: Millet yurdu kalkındırmanm bilincine ulaşmıştır. önüne çıkacak her geri düşünceyi tepeliyecektir. Kurtuluş savaşımız sırasında engellerle karşılaşılmıştır. Sayın SELÇUK'un «Mütarekede Amerikan Mandası istiyenler, bu Çombelerin yanlannda temzemle yıkanmışlardır.» dediği «mandacılar» da milletin hiçbır şey yapamıyacağı inancındaydılar. Oysaki, milletin yaptıklan sayesinde bagımsızlık ve özgürliik İçinde yaşamaktadırlar. N Öğretmen ve Kıbrıs ünün olaylan, günümüz olaylan, ister üzücü, ister sevindirici olmuş olsun muhakkak ki Türk ülusunu etkisi altmda bırakmış ve bırakmaktadır. Yalnız bu etki öğretmen toplulugunda kendini daha çok ortaya koyar. Bu tabi! bir durumdur. Çünkl öğretmen, tek kendi için üzülmez, sevinmez. Onun sevinci ve acısı sımfa girdiginde karşısında bulunan öğrencilerinin sayısının doğru oranındadır. Hangi derecedeki okulda olursa olsun bu duyguların gücü değişmez. Bir tlk okul öğretmeni ile fakülte öğretmeni a>*nı derecedeki duygu içindedirler. 27 Mayıs aydınlığına varan tüm öğretmenler, ulusunun aydınhğa kavuşma sevinci içinde coşmuştur. Gençlerle köylere, kentlere gidip 27 Mayıs'ın anlam ve önemlni anlatarak içlerini dökmüşlerdir. 27 Mayıs öncesl karanlığı en çok öğretmenlere, gençlere, aydınlara çöreklenmiş, onları ezmeğe çalışmışür. Fakat öğretmenler, Atatürk'ün «Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak muallimlerdir.» vecizesi ile hareket etmiştir. Bir yıldan fazla zaman içinde her yaşta Türkün, titizlikle takip ettiği Kıbns konusu, yukandaki sebepten öğretmeni daha çok etkisi altına almıştır. Daha doğrusu öğretmen, bunu şerefli bir görev olarak içten benimsemiş, tarih ışığı altmda kendisinden Kıbns dâvâsında bilgl isteyen genç dimağlara bunun öneminl ve haklılığımızı telkin etmiştir. Bu telkinleri yaparken yersiz hayellere kapılmamış, günün çeşitli koşulları içinde işlemiştir. Vardıgı sonuç: Kıbrıs^I soydaşlarımızın Kıbrıs' ta Yunan buyruğuna girmeden hür yaşıyacağı ve buna hiç bir gücün engel olmıyacağıdır. Bugün bütün gençler, daha doğrusu Türk Ulusu haklı olarak bunun dışında bir durumu normâl bulmıyacaktır. Fakat, «bayram» gazetesinde; Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tlhami Soysal'ın: «Kıbrıs Davası bitmiştir» şeklindeki yazısmı okuyan bir öğrenci, öğretmene bunun nedenini sorarak öğretmeni güç durumda bırakmıştır. öğretmen bunun nedenine cevap verecek, öğ renciyi aydmlatacak durumda ve güçte değildir. «Bizi utandırma yın» diye Cumhuriyet Gazetesi'nde ilgililere yazılı açık mektup, öğretmenlerin gençliğe vermiş olduğu telkinden ve öğretmene yönelttiği sorunun cevapsız kalışmdandır. O Yunan Silâhlı Kuvretlerlnln vasatl kabillyeti, Türk subaylarımn mahrum kaldıkları modern harb tecrübesi, sürat, atiklik, ve modern «ilâhları kullanma bakımından teknik kabiliyet•faclik TürklerU karsılasmak ihtimalt olan yerlerde Yunanhlann Türklerl yenebileceğl ümldln! Tennektedir, fH 1965 Yunanlstanı, 1922 Yunanlstanı değildir. 1922 de lktisaden çökmüş, siyaseten ikiye böliinmüg, mfittefiklerin ihanetine uğramıj bütün Anadolnya yayılmıj yorgun orduya sahip YunanUtan dnrumn bngün mevcut degtldir. | g Türklyede orta rütbell askerî \iderler, harb kıblllyetinden mahrumdurlar. Q İklncl Dünya Harblnin blrçok cephelerinde clde edilen harb tecrübelert, Yunanistan için bir avantaj sağlamaktadır. ıkert kültüre sahip olan herkes. derhal kabul eder ki, lkl hasım devlet arasında çıkacak bir harbln değerlendlrllmeslnde, blrçok unsurlarm ilmt ve objektif olarak ele alınması ve tarafsıı btr açıdan tetkik edllerek netlceye bağlanması gereklr. Devletlerin genel potansiyelleri, jeopolitik dunjmları. iktisadi giiçlcri, nüfus kaynakları, münakale Irakânları, kara, hava. deniz askerî güçlerl, coğrafi durumları. teker tckcr ve bir bütün halinde lncelenecek faktörler arasındadır. Yunan Korgenerali böylece yorucu ve tabii neHeesl aleyhlerinde tecelll edccek etüde yanasmadan, kolay demagoji tarafını ilzam ermekte ve peşin hükflmlers vaıarak sözda polltlkacılarmı tkaz ve tahrtk ctmek Istemektedtr. Bir dereceye kadar Korgeneral PAPAYEORGOPITLO 1965 Yunanistanın, 1932 Yunanistanı ile mukayesesinl yaparak bugiin farklı durumda bulunduklarını beyan ediyor. Teşhislerinde bir dereceye kadar haklıdırlar. Zira Türkiye 1932 Türkiyesi degUdir. 1922 Yunanistanı için tasvir ettikleri manzarada da mübalâga payını fazla kaçırdıklannı zannediyorum. O zamanki Yunanistan, muzaffer müttefiklerin her türlii maddî ve manevî desteğine mazhar kılınmış takviye ve teçhiz edilmiş mükemmel bir istilâ kuvveti olarak topraklarımıza çıkarılmıstı. unan harb tarihi dairesinin 1957 yılında neşrettiği küçük Asya harekâtı adlı kitapta da vahim Yunan hezimeti kamufle edilebilmck için generalin dayandığı fikirlere yapısılmış ve hakikatleri tahrif etmenin azami gayreti gösterilmiştir. Hakikatlerin bir mağlublyet dahi olsa açıkça incelenmemesi pek beğendiklerl Yunan subaylannın eğitimlerinde büyük bir noksanlık yaratacaktır. D Y A Sonuç Bu günkfl Yunanistanın VK2 dekinden daha kudretli oldufunu zannetmiyoruz. Büyük devletlerdrn daha fazla mâli yardım koparmak için müsamaha ettikleri komünist teşekküller, müstakbel bir harpte Yunanistanı hayli mesgul edebilecek unsurlar olacaklardır. Generalin, bir askeri muvatfaldyetsizliği, mfittefiklerin ihaneti olarak teshisi de hatadır. Yunanistan «Küçük ASYA» da Elenizmin büyük ldealini tahakkuk ettirmeye kalkışırken, her seyden önce kendi milll gücüne güvenmesi gerekirdi. Bu crün de Yunanistan bazı müttefiklerine rürenlvors» Urib tekerrür edecektir. Türkiye"de orta riitbeli askeri liderlerin harb kabiliyetinden mahrum olduğu 20 seneden beri Yunanlı dostlanmızın Iddia ettikleri bir husustur.Bu klâsik iddianın nasıl bir mesnede dayandığını anlamak çok güçtfir. Çünku 20 sene zarfında beğendikleri küçük rütbeli subaylanmız, orta kademeyi aşarak üst kademeye ulaşmışlardır. Bugünkü orta kademe ise tamamcn Cumhuriyet ordusunun yeni sisteme göre yetiştirilmis dirayetll elemanlardan Inınılmuştur. Kore harblnin patlak verdiği sıralarda Ttirk subaylarının orta kademesi harb tecrübesine sahip değüdl. Yunan subaylan ise tkinci Dünya Harbinin bazı safnalanna büyük müttefiklerin koltuğunda katılmıs bulunuyorlardı. Buna ragmen Koredeki muharebeler bir imtihan yeri olnıus, Türk muharibi buradı dünyanın çeşitli ülkeleri arasında en serefli bir mevkie hak kazandığını isbat etmistir. Basiretsiz Yunan politikacılarının yönetiminde tehlikeii bir istikameet doğru süratie yönelen Yunan milletiin ikaz etmek istiyorsa general PAPAYEORGOPULO bir harb Uhrikçiliği yapmaktan kaçınmalıdır. Aksi takdirde. Yunanistanın dost ve düşmanlannın da ikaz ettikleri gibi Türk Yunan çatısmasında Yunanistan büyük zararla çıkacaktır. İddialara cevap Bir. burada gadece Generalin iddialarına cevap rerecegir. Yunan Silâhlı Kuvvetler personelinin. Türk personellnden daha kabiliyetli oldukları, modern silah ve araçlan kullanmakta büyük maharet gosterdiklerl hakkındaki lddialan yeni değildir. Ratta dostluğumuzun en hareketll devrelerine te•adüf eden Türkiye ve Yunanistanın NATO'ya katıldıklan 1952 yılında bile Türkiye aleyhinde deTmmlı olarak lsletilen böyle bir Yunan propagandan vardı. 1952 yılınin mayıs ayı sonunda, Napoli'deki NATO karargâhına Türk ve Yunan subaylarımn katıldıklan sırada Yunan subaylarının kıdemlisl, bir gazeteye Türk subaylarının kabiliyetsizlikleri ve NATO karargâhında Yunan subaylan kadar mües•ir olamıyacaklan hususunda beyanat vermişti. Bu beyanat, karargâhta büyük bir tcpki ile karşılanarak kendisl ağır bir şekilde ikaz edilmişti. Buna rağmen NATO içinde her kademede Yunan subaylan devamlı surette Generalin de benimsediği propaKandayı yapmaya devam etmişler, NATO'nun plânIayacağı askeri yardundan Türkiye payına hisse kesmeyl memleketleri için millî bir vazife telâkki etmişlerdl. Diğer NATO devletlerl subaylanna sokularak, Türkiye aleyhinde telkinlerde bulunanlar da bnnlar olmuşlardır. Bir gün İzmire bir ziyaKtfanlz sırasmda şube müdürüm olan değerli bir Amerikan Albayı bana, Yunan subaylarının «ATATÜRK> Içln Rum asıllı dediklerini söylemiştl. 1O. Yılını idrak ALMAN HEINR1CH NICKEL FIRMA3ININ PATENTİ VE İŞTİRAKİ İLE, TÜRKİYE'DE ISITMA VE İKLİMLENpİRME TESİSLERİ MEVZUUNDA* MODERN METODLARLA YÜKSEK KALİTEDE İMALÂT YAPAN YEGÂNE İŞLETMEDİR. • • • • • • • Çelik kazan (Sıcak su, kızgın su, alçak ve yüksek basınçb buhar kazanlan) Eşanjör, Boyler, Hidrofor, Akaryakıt tankı ve su depolan Levha ısıücı ve konvektörler Isıtma, havalandırma ve klima cihazlan Alçak, orta ve yüksek üfleme basınçlı vantilâtör ve aspratörler Ziraat makine ve âletleri Her nevi demir ve saç işleri Isıtma ve Klima Cihazları Sanayii A. Ş. I SELNfKEL I etmiş bulunpn Devlet güctlnU, tarihin her basamağında, bu Çombeden çok Çombeci aşırı kralcüar sarsmaJc isteayın Alp Kuran'ın «Japonya mişlerdir. Ulusal birliği bozmaya nasıl kalkındı» başlıklı yazıçalışanlar da bunlardır. Çünkü larını okudum. Alp Kuran, ulusal kalkmmamız sağlanırsa bırJaponyanın kalkınmasında en bütakım Çombelerin keselerine gi yük başarının dinde olduğunu ve ren eksilecektir. Türkiye'de milnihayet tecessümünü bir kıralda letçe bir sorun'un çözümüne elbulan ŞtNTO anlayışmın «her şey birliğiyle başlanır. Bu kollektif devlet için» lnancı halkın ruhuna çahşmaya devletin Cumhurbaşkaişlemiş ve bu yolla Japonya az nı, Başbakam, diğer bütün yetgelişmekten kurtularak en gelişkililerl, «Çok iyi bir teşebbüs.» der miş milletlerden biri olduğunu anler, çeşitli organlan faaliyete gela tmaktadır. çirirler. Ell çantalı ögrenciler, oMilletlerin kalkınmasında, varkullanna otobüse binmeden gidelığını muhafaza edebilmesinde en rek, o günkü yol paralaruu bu büyük amil, o milletin inançlarıhayırlı işe yatırırlar. Bu yurdun nın yapıcı bir yönde bulunmasıdjr. askeri, sivill, memuru, köylüsü eBugün Türkiyedeki Camilerle vini, arsasını bu işe bagışlar; hiçokulları ele alacak olsak, Devlet bir iyüiğin üzerinde iz bırakmadıelsürmese dahi her köyde bir cağı bir karıştıncı çıkar bu hayırlı mi bir imam vardır, fakat Devletçahşmaya komünistlik der. Bu siz bir okul yapmak pek mümkün zanlamaya ancak g^Uünür. olmamaktadır. Bunun nedenlerini aramak ve toplum inançlan yöGerçek şudur. Bugünün küçününden bir hal çaresi bulmak pek Jü. yarmın büyüğü. Sayın SELgüç değil kanısındayım. Şöyleki: ÇUK'un belirttiği gibi, çocukları utanacaklardır, babalarımn yapEvvelâ dinle Devlet kavrammın tıklan bu aşırı Çombeliklerden. karşı birer unsur olduğu düşünOysaki babalar, çocuklarının yacesi silinmelidir. pacaklarının temeli olmalıdırlar. Cumhuriyet meclislerinin çıkaDedeler, ulusal kültürümüzden soz racağı her kanun, cari olduğu müd açarken babalar bu kültiirü çağdetçe bir Allah emri olduğu fikrı daş uygarhga ulaştırmayı; çocukzihinlerde yerleşmedikçe, bu memlar, bu kültürü çağdaş uygarlıgın leketin kalkınmasma imkân yokda üstüne çıkarmayı düşünebiltur. Bu karamsarlığımda haklı olmelidirler. Atatürkçülüğün yönduğumu, bu Haç mevsiminde tem'i (methodl u budur. 41 yılkarşılaştığım bir olay ispat etmek dır bu yöntemi topluluklann ulutedır. Sövleki: sal ülküsü haline getirmeye çalışan Cumhuriyet'in «Millet Yapar» teşebbüsünü kösteklemeye çalışma nın vatanseverlikle ilgisi düşünülemez. Atatürkçülüğün gerçek ülküsünün bir yanı da ulusal birliği sağlamaktır.' Bu da anlamını «Millet Yapar» da bulur. Karşısına Çombeler de çıksa «Millet yapacak» tır. Din. Devlet ve Japonya •••i S DEVLET TIYÂTROSU TİYATROSUNDA DAYI • Sanat ve İdare İşleri: CÜNEYT GÖKÇER • TEPEBAŞI DRAM VANY ŞAN 25. 26, 27, 28 Mayıs 1965 günleri saat 21.00 de ve 29 Mayıs cumartesi saat 15.00 de AN T O N Ç E K H O V A (Oyun, 3 Perde) Sahneye Koyan: HANS SCHWEIKART öğretmenin olaylar karşısında: mantıklı davranma, hissi karar lardan kaçınma, doğruyu bulma. düşünme ve muhakeme etme me lekelerini kuvvetlendirme, yurda TJlusa faydalı şeyler kazandırmak gençleri aydınhğa çıkarmak için bu türlü çalışmalarmın siyasl ol madığı kabul edilmelidlr. Yoksa öğretmen, yalnız karanlık günler de kendini göstermekten ileri gi demeyen gençleri yetiştirmek ve kuru bilgi vermekten ileri gide mez. Vatanına faydalı olmak isti yen gençlerin başansı tesadüflere bırakılmıs olur. Hüsamettin DEMtRÖZ öğretmen SiNEMASINDA 24 ve 25 Mayıs 1965 günleri saat 21 00 de ADOLPHE ADAM FERİT TÜZÜN GİSELLE ÇEŞME BAŞI (Bal°. 1 Perde) ıBale. 1 Perde) 26 ve 27 Mayıs 1965 gunleıi sata 21.00 de Arthur BLISS Malcolm ARNOLD SATRANO (Bale, 1 Perde) FTRtT VE TT;7fv\T YALNIZ (Bale, 1 Perde) ÇEŞME BAŞI (Bale, 1 Perde) 29, 30 ve 31 Mayıs 1965 eünleri saat 21.00 de VEVİT KODALLI GiLGAMEŞ Livre: Orhau ASENA, Türk Gücünün Almaıt I Tekniği ile birleşmesi I sayesinde elde edilen I 70 yıllık tecpübe hizmetinizdedir I | I Adnan BİNYAZAR öğretmen t. SELÇUĞUN yazısıyla ilgill olarak mektup gönderen ve A. BİNYAZAR'ın görüşünü pavlasan okuyuculanmız şunlardır: KOÇAK (Öğrenci). V. TtMTJROĞLU (Tapu Sicil Kâtibi), M. A. GÜREL (P.T.T. dağıtıcısı). E. BAYKAL (ögrenci). S. KİRMANLI (öğrenci). E. T. ELİÇİN, A. LĞUR (Öçrenci). A. KONAKÇ1 (Öfrenci). S. KOCAK (Öğrenci). R. YONTER (Öğretmen). (Opera, 1 Perde) Sahneye Koyan: Cüneyt GÖKr.'ER PERDE ARALIGINDAN VANYA DAYJ temsiline ait biletler, Tepebaşı DRAM TİYATROSUNDA, OPERA ve BALE temsillerine ait biletler. ?AN SİNEMASINDA, 17 Mayıs 1965 pszartesi günü saat 10 00 dan itiba^en satışa arzedilecektir. Gişeler, saat 1013 ve 1519 arası açıktır. '••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«••••I (Basın 7813 5273) Strachey ve Baade ayın llhan Selçuk (BüyüK Uyanış!) adlı yazısında In giliz Sosyalisti John Strac hey'nin «Büyük Uyanış» adlı eserı nl ele alarak yer, yer ügi çekicı şörüşlerin savtınulduğunu, ama yer, yer de büyük çelişmeler içinde bulunulduğunu yanyor. Bütün bunlann yanmda Strac hey bu kitabında biraz samimiyetten yoksun görünüyor. ömeğin yazar «Kollektineştirme» başlıklı yazısında şöyle diyor: «... fakat lorla kollektifleştirmenin en kötü sonuçlannı Çin'de Röreceğimizi »anıyorum. Kollektlfleştirmeye Rusya'dan çok daha as yatkın olan sartlar altında. Çin .iu.iiiiiiu.ri <uha da a«ın bir yol 42 TON BOYA ALINACAK Fabrika: Ankara, Büyük Sanayi 1. Cad. 13 Merkez: Ankara, Ziya Gökalp Cad. 19 2 Şube: Istanbul, Şişli; Büyükdere Cad. 18 18 ube: İstanbul, Tel: 114373 117725 118604 Tel: 129107 128374 178366 Tel: 471228. Tel: 4712^8. I S BflSKI ÇIKTI Genel Dağıtım: BATEŞ Cağaloğlu Tel: 27 38 07 1 Cinslerine göre miktarı. şirketimiz vezncsinrten 25 liraya temin eidlecek idarî ve fennî şartnamesinde Hıldirilen 42 ton boya satın alınacaktır. 2 Taliplerin teklif mekruplarını 28 mayıs 1965 cuma günü saat 14.00 e kadar İkmal Müdürlüğüne vermeleri iıân olunur. DENİZ NAKLİYAT1 GENEL M Ü D Ü R L r n t (Basın 7243 i^o (Heria: 1901/5266) İ L ÂN S AND O Z Talefon nnmarası ••••••••••••••• ^ DOKTOR 63 44 00 ••••••••••••••••••••••••••&B»)ll>lıfli». Tarık Z. Kırbakan Dert, Saç »e Zührevi Haatslıklan MBtebasnsı UtlklftJ Cad Parmakkapı No 00 Tel: 44 10 73 »•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• MUATENEHANE NAKLt Klmyevl Maddeler Fabrik&aımn t«le J Mlrel Llmited Çirketi tl&c ftm numara«ı değlşmlş olup 15 mayıs 1965 t«rlhlnden ltlbaren *ull« J nılaeak yenl telefon numarası jukarıda gösterllmlştlr. Bakl&moUlk: 193VUM Mııayenehaneslnl, Takslm Meydanı, Alr Pranoe Hav» Tollan yanmd» Tenl Tarlabnsı Cad. No. «/3. Ardan Apartmanı 2 nc! katına nakletml»tlr. Ti «ll« r: tlAncuık: «743 SU* Dr. RAFAEL N. LEVl Amerikan Bord Heyetine Bağlı ÜSKÜDAR AMERİKAN KIZ ÜSESİ İZMİR AMERİKAN KIZ KOLEJİ TARSUS AMERİKAN KOLE.Tİ TALAS AMERİKAN ORTA OKULU 196566 ders yılı hazulık sınıfı giriş imtihanı 22 h^ziran 1965 sah günü 9.00 da yapılacaktır. Sene içinde başlanmış bulunan arlay kayıtları 2~> mayıs 1965 de kapanacaktır. (Basın 7527 5262)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle