15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• • » * * " • • 8AHİFE İKİ CUMHÜRtYET 4 Nisan 1965 £••••••!•••••••••«• ••••! TBHM UYE1ERİHİM ÖDENEKIERİ ve AHAYASA fiyelerinln aylık ödeneklrrinin, birincl derecedeki hâkira lere verilen aylık ödenefi de <800 lira) ibtiva ettiği yolnnda alınmış olan (ve bir dilekçeyle ilgili olarak verildigl için itâ 8ml. ri, tafaakknk memnrn ve sayman gibi idarî mereileri hiçbir snretle bağlamıyan) son Millet Meclisi karan, Anayasaya iki bakımdan aykırıdır. Düşüren düşürene T.B.M.M Anayasaya aykırı Aykmlık, evvelâ, kararın Anayasanın 82 ncl maddesine nymamasından dogmaktadır. Bu kararı savnnanlar, «maaş» teriminin bir memurnn Barem Kannnn gereğince aldıgı üere4i; «aylık» teriminin ise, bir memurnn «maaş» dahil bir ayda değişik sebeplerle aldığı ücretlerin toplamını ifade ettiğini ileri sürmektedirler. Bu iddianın sahiplerine göre. bu farklılık idare hnkukamnzda da açıkça kabnl edilmiştir. Bn te«in sahipleri, bu vesileyle Sayın Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar'ın eserindeki bir dip nolnnda, bn tefriki yapmış olmasını misal olarak zikretmektedirler. Bu iddia temelinden yanlıstır. Sayın Onar, kitabında, memnrlann mnhtelif istihkaklarının ifadesinde mevzaatımızda bir terim kanşıklıgı olduğunu söyliyerek bn karışıkhğı gidermek amaciyle, «maaş» ve «aylık» terimlerinin ayrı ayT\ anlamlarda knllanılmasını teklif etmiştir. Ama, sadece teklif etmişfir. Ve bizzat Sayın Hocamız, bu dip notnnda, 5434 sayılı Kannnda her İki terimin aynı mânada knllanıidığını zikretmiştir. Şu halde, yurürlüktekt mevznatımızda her Tkl terim tamamiyle aynı anlamda knllanılmaktadır. Bn bakımdan, 5434 sayılı Kannndan baska, 7244 ve 3639 sayılı Kannnlan da zikretmek mümkündür. nuın attâ. 1934 Anayasası Türkçeleştlrilirken. 93 nci maddede yer alan «maaş ve mnhassesat» kelimeleri, «aylık ve ödenek» olarak deÇiştirilmiştir. Demek oluyor ki, Anayasa hnknkumuzda «maaş» teriminin Türkçe karşılığı «aylık» terimidir. Nitekim, Anayasanın 83 nci maddesine dair Temsilciler Meclisi tntanaklarmda Anayasa Komisyonu Sözcüsünün açıkça 7244 sayılı Kannnda birinci derecede devlet memnrn Için çösterilen parayı zikretmiş olması da bnnn gösterir. Bundan başka, bngünkü Anayasamızın 117 nri maddesi memnrlardan ve 134 üncü maddesi de hâkimlerden bahsederken, bunlann «aylık ve ödenekleri» kelimelerini kullanmıstır. F£er «aylık» teritni. «maaş» tan fazla olarak bir memnra bir ayda ödenen bütün ücretleri «maaş» ile birlikte Ihtiva eden meblâih kasdetseydi, Anayasanın bn maddelerinde «aylık» ve «ödenek» terimlerinin ayrı ayn kullanılmasına Iüznm kalmaz; sadece «aylık» teriminin kullanılmasiyle yetinilirdi. Şn halde, açıkça bellidir kl «aylık» ile «maaş» mev•uatımız bakımından avnı sevlerdlr. tatanbul milletvekili hangi gaye Içln koynlacaklar idiyse o gayeye ny. gun olarak yorumlanır. Bn gayenin anlafilmam için de, hele, Anayassmıı gibl, bir kannnnn yürürlüğe prmesinin üstünden fazla laman geçmemişse, tntanaklar, başvnrulman gereken tek değilse bile • bellibaşlı kaynaklardır. Temslleller Meclisi tntanakları Incelenince görülur kl, Anayasa koyncnsnnnn açık gayesi, T.B.M.M. üyelerinin ödenek ve yollnklannın üst haddini kannnla dahi aşılamıyaeak şekilde tesbit etmektir. Bn had bir kere tesbit edilince ancak, birinci derecedeki devlet memnrnnnn aylığına kannnla yapılacak yükseltmeler ile mnvazi olarak ve o da ancak böyle bir kannnnn çıkmasını takibedecek dönemln başmdan Itibaren nyguianmak fizere aşılabilir; yani bn haddin asılması da ancak Anayasayla belirtilmiş bir had üıerinde durmakla münv kündür. Anayasa koyncnsnnnn açık gayesi bn iken, Anayasanın 82 nci maridesinin son fıkrasındakl «aylık» teriminin T.BJWJW. üyelerinin kanunî istihkaklannı hiçbir had tanımaksmn artırmaî» imkân veren bir mâna taşıdığı iddia edilemez. Gerçekten, bn takdirde, Anayasanın bn maddesinin ilk fıkrasının sevk ıcbebi dahi ortadan kalkar. Bn Izahatınm gistermektedir ki. «aylık» ve «maaş» terimleri üzerinde oynamak snretiyle Anayasa metnini Anayasa koyncnsunnn gayesi dışına çıkarmak kabil olamaz. Coşkun KIRCA % 100 ilk öğretim Doç. Dr. MÜKERREM HiÇ İlgisi yok A Hİ Birinci derecede hSkimlere ödenen aylık 5denegin T.B.M.M. üveleri tar«HWan da almabilece. fclni iddia edenler, Anayasanm 82 nci maddeninin ıon fıkrasında «T.B.M.M. üyelerinin aylık. ödenek Te yollnkları» ndan bahsedilmiş olmasından istifade etmek istiyerek, bn fıkrada «aylık» ve «ödenek» kelimelerinin ayn ayn knllanılraış olmasından, T.B.MJVI. üyelerine, aynı maddenin İlk fıkrasının üst hadlerinl tesbit ettiği «Sdenek» ve «yollnk» tan başka, bir de «aylık» adı altında sımrnı olarak para ödenebileceginl ileri sürmektedirler. ir kere, bn İddianın sahipleri, bfiylelikle, «aylık» teriminin geniş anlamda tarifini reddetmiş ve «maaş» ve «aylık» terimlerinin aynı anlama çeldiŞini kabnl etmiş oldnklarının farkında değildirler. Çünkü, eğer «aylık» tan makaat. bir kamn hizmetlisinin bir ayda eline geçen bütün paraların yeknnn ise, o takdirde, aynı fıkrada «ödenek» teriminin knllanılmış olması izah•ız kalacaktır. Şn halde, Anayasanın 82 nci tnaddesinin son fıkrasında «aylık» ve «ödenek» terimlerinin yanyana knllanılmış olmasının tek izahı, bnrada, aynı maddenin ilk fıkrasında knrnlan üst had eşitlifine dayanılarak, «aylık» ve «ödenek» terimlerinin, sırf T.BJVI.M. öyeleri söz konnsn oldnkta, aynı anlamda ve mânayı kuvvetlendirmek için bir nevi tekrar halinde yanyana knllanıldığını kabnl etmektir. Anayasanın 82, 117 ve 134 üncü maddelerinde geçen «aylık» terimi bakımından anlam beraberliği, mantıki bakımdan, başka türlü kumlamaz. Nitekim, bn maddenin son fıkrasında bir de «zam ve ilâveler» ibareci mevcuttur. Bnrada da «zam» ve «ilâve» terimleri tamamiyle aynı mânayı taşımakta ve bir arada kullanılışiarı sadece mânayı knvvetlendirmeji hedef tutmaktadır. Bir iddia B nayasamızda yer alan «birinci derecedeki devlet memnrnnnn aylıgı» terimiyle kasdedilen meblâgın, memnrlara, Anayasanın 117 ncl maddesinde bahsedilen «ödenek» adı altında ve belli bir görevin yerine getirilmesi veyahnt özel bir resmi sıfatın taşınması dolayısiyle verilen paraiarla da hiçbir ilgisi olamıyacağı açıktır. Çünkü, bn «ödenek» ler, evvelâ, Anayasanın 117 ve 134 üncü maddeleri bakımından «aylık» ın dışındadır ve bir kimseye birinci derecede devlet memurn oldngn için defcil; fakat, meselâ birinci derecede hâkim oldn^n için veya vali, kaymakam veyahnt Genel Knrmay Baskanı fibi belli bir çörevde bnulndngn için verilir. Anayasa koyncnsnnnn maksadınm bn oldnğn yine Temsilciler Meclisi tntanaklarından tam bir açıklıkla anlaşılmaktadır. Bn sebeplerle. eski senatörlerden Cemaleddin Bnlak'ın dilekçesi hakkında alınan karar Anayasaya aykırıdır. Bn karar, T.B.M.M. üyelerinin kannnî istihkaklannı düzenliyen 1 sayılı Kannna da aykırıdır. Bu kannnnn 1 inci maddesi, «T.B.M.M. üyelerinin aylık ödenekleri, 7244 sayılı Kannnnn 1 inci maddesindeki eetvelde yanlı kadrosn birinci derecede olan devlet memnrnnnn aylıfına ve yollnkları tse bnnnn yarısına eşit olarak hesaplanır» demektedir. Anayasa geregince, yasama oreanı da, degiştirilraedigi sürece, kannnlarla baflıdır. Kannna açıkça aykırı bir karar bn bakımdan da Anayasaya ajkırı diiser. •...• • Son.olarak bir noktaya daha temas etmek ?errkîyor. Söıü edilen kararın savunucnları, T.B, M.M. üyelerinin birinci derecede devlet memnrnna ödenen kıdem tazminatlannı aldığını ve binaenaleyh, hâkim tazminatını da alması gerektiğini ileri sürmektedirler. Bn kıdem tazminatlan, hftkim Sdeneginden farklı olarak, birinci dereeedeki devlet memurlanna belli bir resmî sıfat dolayısiyle ödenmekte değildir. Kıdem taminatı belli bir kıdeme erismiş birinci derecedeki her devlet memnrnna ödenir. Bn bakımdan, birinci derecedeki devlet memnrnnnn aylıfınm (yani maaşının) kıdeme göre degişen mnhtelif hadleri vardır. Bu itibarla, bn tazminatlan aylık mefhnmnna dahil etmek yanlış bir yornm sekli olmaz. Şn halde, kıdem tazminatlariyle hâkim ödenekleri arasında huknki mahiyet bakımından benzerlik de yoktnr. Kıdem tazminatlan bakımından emeklilik ve vergi mevznatmın şn veya bn yolda hüküm sevketmiş olması da bn tazminatlann, idare huknkn bakımından, alel'ıtlak her birinci derecedeki devlet memnrnna (ayrıca haiz oldn£n resmî sıfata bakılmadan) ödenebilecek bir meblâğ olduğn vasfını kaldırmaz. Sonuç • ate, eğer Bütçe Kannnuna T.B.M.M. üyelerinin I ödeneklerine hâkim ödeneğine dayanılarak 800 • lira ve yollnklarına da bunun yarısı olan 400 liranın eklenmesini öngören ödenekler kondugu takdirde, Anayasa Mahkemesi bn ödenekleri (ki kannn hükmüdürler) Anayasaya nyup nymamak bakımından sanırız ki bn noktalardan inceliyecektir. Iptal kararı alınıncaya kadar da, Parlâmentonun itâ âmiri, tahakkuk memnrn, saymanı ve vize işlemini yerine getiren sornmlnları, hiç süphesiz, Anayasanın 5, 6 ve 7 nci maddelerinde yer alan fonksiyonlar ayrılıgı ilkesine ve yine Anayasanın 125 inci maddesinde yer alan kannnsnz emre dair hükümlere dayanarak bn parayı ödemekten kaçınacaklardır. Bn ise, 27 Mayıs'ın yarattığı Anayasa sisteminln milletçe Svünebilecegimiz bir zaferinden başka bir şey olmıyacaktır. K aldı ki, Anayasanın 82 nci maddesinde yer alan «aylık» kelimesinden bn ad altında T.B. M.M. üyelerine hiçbir had tanımaksmn ve ancak gelecek dönemden sonra mnteber olmak kaydiyle • para ödenebilmesi için kannn çıkanlmasının mümkün oldngn sonncuna varmak Anayasa koyncnsnnnn gayesi bakımından da imkân•ızdır. Hnknk knralları, yürürlükte olduklan belli bir anda kannn koyncn tarafından koynlsaydı lışabilir nüfus içinde ilk eğitim azalsa bile, mutlak rakkam ola* lk egltim görenlerin çalışıp rak artacak, en iyimser bir tah sonucu verim artışı göstermeyen işsiz ve bir kısım vasıfsız işçi çalışmayacaklan çok ileriye minle ayni kalacaktır. v.s., gibi grupların ise ayni hızla ait bir tahmin yapılmasını 1962 yılmda ilk eğitim nispeti gerektirmektedir. Meselâ, 1972 'i 70, görmeyenlerinki de S 30 azaltılamaması, hedefin, ilk eğiyılmda herkes ilk eğitim görme dur. Buna karsı, 15 yıl sonra, ya timin ekonomik faydasmın çizdiye başlajacaktır. Acaba bunlar ni 1977 yılmda ilk eğitim gönne ği limitin çok üstünde kalmasmı intac etmektedir. Dış memleketçalışma yaşı olan 15 e geldildesi ekonomik bakımdan faydasız lerde çahşacak işçi sayısı durinde, yani 1978 yılmda çalışabi olan nüfus, toplam olarak tahmirumda yine esaslı bir değişiklik lecekler midir? Ayrd şekilde, 1962 nen 11 milyondur. Bu rakkam 4,3 yapamaz. yılında ilk eğitim nispeti °o 70 milyon çalışmayan, 0.7 milyon a' dir; bunlann işe başlama yılı o çık işsiz, 4 milyon gizli işsiz ve Diğer taraftan, yukarıda malilarak ise 1977 yılı kabul edilebi kaba bir tahminle 2 milyon da yet ile ilgili kısımda da belirtillir. Plânda 1972 ve 1977 yıltanna vasıfsız işçi ve müstahdemden te diği gibi, eğitim nispetini yükseltait «çalışanlar» tahmini yapümış rekknp etmektedir. (Rakkamlar mek ve »« 100'e çıkarmak için tır. Bu yazı konusunun gerektir plândaki rakkamlann yorumugittikçe daha küçük nüfuslu köydiği 1987 yılına ait çalışanlar rak dur). 1977 yılında 15 yaşından yulere okul açmak mecburiyeti hakamlarını ise bugünden kesüı o kan, yani çalışabiUr nufus ise 26 sıl olmaktadır, ki bu husus eğilarak tahmin etmek imkânsızdır tim maliyetini son marjlarda ve plftnda süphesiz ki ele alınşiddetle yükseltmektedir. Kaldı mamıştır. Bu cihetle bu yazıda ki, eğitime karşı sosyal direnç 1987 için, 1972 ve 1977 tahminlede muhtemelen bu kabil küçük rine dayanan gayet geniş bazı köylerde büyük köylere kıyasla hatlar çizmekle iktifa edilecekdaha fazla olabilir. tir. Plân tahminlerine göre lradl çahşmayanlar 1972 yılında 3,9 milyon, 1977 ise 4,3 milyondur. 1987 u halde, 1972 yılı için ilk eğide ise iradi işsizler 68 milyon tim hedefi olarak °« 100 yearasında olabilir. Diğer taraftan rine belki plânda 1967 yüınplânda, açık işsizlik 1962 yılında da erişilmesi derpiş edilen 't 85 1,5 milyon İken 1972 yılında 0,8, in kabulU eğitimin verimliliğe te1977 yılmda ise 0,7 milyon olarak siri bakımından yine de çok yüktahmin edilmektedir. Ancak, plân sek olsa bile, hiç olmazsa malidaki bu tahminler aslında gerek yet bakımından, yani öğretmen, 1962 yılı işsiz adedinin, gerek plân idareci ve bina temini bakımın süresince işleyecek teknik istihdan çok daha realist bir hedef dam yatırım katsayılarının yükolarak telâkki edilebilirdi. Gerçi, sek tutulması gibi sebeplerle, bu suretle bir kısım halk ilk eğiçok iyimser rakkamlardır ve ger milyon civannda tahmin edilebitimden mahrum kalacaktır, ki çekte açık işsizliğin bu rakkam lir (sonradan çalışmayan 64 ya bunlann arasında eğitim görmüş şından yukarı nüfus da bu rakların üstüne çıkması kuvvetle olmak halinde verimliliği artacak kama dahildir). Şu halde, 1977 muhtemeldir. mahiyette işlerde çalışacaklar çıyılmda ilk eğitimi ekonomik bakımdan faydasız olan 11 milyo kabilir. Başka bir deyişle, eğitimden mahrum kalacaklar içinde nun çalışabilir, yani 15 yaşından yukarı olan nüfusa nispeti °o 42 küçük bir kısım müstakbel gizli apılan verimlilik hesaplarına göre, mevsimlik dalgalanma civannda olup, bu nispet 1962 yı ve açık işsiz ve vasıfsız tanm ve sanayi işçisi kategorisinde olmaların da ortalaması alındığın lında ilk eğitim görmeyenlerin nispeti olan °o 30 un çok üstün yabilir. Bu gibi hallerde, 1972 yı' da tanm kesiminde 1955 yılında lında •« 85 ilk eğitim hedefinin • ' dedlr. 1977 yılına kadar Almanya yaklaşık olarak 3,5 milyon, 1960 ittihazı ayni yıl için »i 100 ilk gibi memleketlere çalışmaya giyılında ise 4 milyon üstünde gizeğitim hedefine kıyasla verimliden ve ilk eğitim görmeleri şart li işsiz olduğu, yani fiilen çalışlikte bir fedekârlık yapılması deolan işçi miktannn artması ve makia beraber aslında istihsalde meselâ 1 milyon üstüne çıkması, mektir. Fakat, bu cüz'i bir fedabir artışa sebep vermedikleri tahkârhktır ve herhalde • 100 egiti» ' yukarıdaki mukaseyi esaslı şekilmin edilmektedir. 1960 yılında min yüksek maliyetini ekonomik de değiştirmekten uzaktır. gizli işsizler ayda en fazla 8,3 bakımdan haklı çıkartamaz. Kal milyon ile en az 0,8 milyon rakkBmları arasında mevsimlik dal | A ^ A yılına gelince, bu yıl ilk dı ki, bu verimlilik fedakarlığını, eğitimsiz kalacak olan çok küçük görmeyenlerin galanma göstermektedir. (Yuka I U m ğ eğitim köylere gezici tanm uzmanlan » ' rıda verilen rakkamlar yıla ait •w • ««• nispetinin • 0 olması hedef tutulmaktaydı. 15 yıl son v.s. kanalıyla ulaşmak suretiyle ortalamadır). Gizli işsizlik topasgariye indirmek, hatta belki rası, yani 1987 yılı için eğitimi lamının 1972 ve 1977 yıllarında ekonomik bakımdan faydasız nü büsbütün telâfi etmek de mümne miktara baliğ olacağma dair kündür. bir hesap ve tahmin yoktur. Ay fusun mutlak miktan asgarl ve en iyimser bir limit olarak, yine ni tahmirj 1987 yılı için yapmak Kısaca, •. 100 ük egiüme 1972 / fte büsbüjün güçleşmektedir. Bu 11 milyon varsayılmajttadır. Aypi yıl için J5 jiaşından ^akârı, >Ai yılında varüması fiilçn tahakkuku '.. Ve herkes bir şey diişürür: Kimi çocuk da?ürü,r, kimi mısra fbzıda, tarım kesimindeki gizli çalışal)ilit" yâştakf* nifius~ise "yak~ çok güç bfr hedeftir \e hedef işsizler için, aslında realist olmadüşürür, kimi boznk para düsürür, kimi kelepir düşürür. kimı maddl imkânlarm ve eğitim ekolaşık olarak 35 milyon tahmin eyan ve iyimser bir asgarl had kaböbrek taşı düsürür, kimi tarih düşürür, kimi dolmakalem düşünomik faydasının çok üstünde dilebüir. Şu halde, 1987 yılında bul ve gizli işsiz miktarının 1987 rür... Ve kimileri de işte böyle itibar düşürür... Hnylan knrnsnn. eğitimi ekonomik bakımdan fay tutulmuştur. Bu cihetle, olsa olyılmda 1960 yılındakinin ayni ka» lacagıru varsayalım. Bu varsayım, dasız nüfusun nispeti • 30 civa sa dikkat nazarlan ilk eğitirn ve okuryazar nispetlerinin düşüklünnda olacaktır. Demek kl, süre gizli işsiz mutlak miktan aynı ğü Uzerine çevirmesi bakımından içinde bir taraftan ilk eğitim gör kalmakla beraber bu işsizlerin faydalıdır. meyenlerin hızla azaltılması ve nüfusa nispetinin süratle azalma«•••a SON sı demekttr, ki tarımdaki verim 0'a indirilmesi, diğer taraftan çalilik artışı ve tarımda çalışacakların yekunu bu varsayımı doğrulayacak nitelikte değildir. Tarımda 4 milyon civannda gizli işsiz bulunduğuna göre, bu kesimde herkesin ilk eğitim görme•o si acaba verimlüikte bir artış sağlar mı? Bunun tahmini, gerek mevsimlik dalgalanmaların mevcudiyeti, gerek aslında gizli işsizlerin de fiilen çalışmalan gibi sebepler yüzünden çok güçtür. Fakat, en basit bir kıyalsama yaparak sunu diyebiliriz. Demek ki, 4 milyon kişiyi fiilen çalıştırmayıp bir kenarda tutsak, tanmdaki üretim degişmeyecektir. Şu halde, bu 4 milyon işçi ister ilk eğitim görmüs olsun, ister görmesin üretim miktan aynıdır. Yani. 4 milyonun ilk eğitim görmesinin ekonomik bakımından faydası yoktur. Gizli işsizlerdekl mevsimlik dalgalanmalar ve bu kabil «işsizlerin» aslındafiilençahşmaları gibi sebeplerle yukarıda hesaba ve varsayıma itiraz eden bulunabilir. Ancak, hemen hatırlatalım ki, tarımda çalışanlarm önemli bir kısmı vasıfsız iş görecektir ve ilk eğitim yapmış olmak bu kabil işlerde belirli bir verimlilik artışı sağlamayacaktır. I Sonuç S Gizli işsiz Y Mesele çok önemliydi: Mesele, demokrasinin itiban, politikacıların baysiyeti, rejimin şerefi, TRT'nin terbiyesi, maaşlann seviyesi, komünistlerin ezilmesi meselesiydi. Bir milletvekili kürsüye çıkmış : Bn radyo memlekette komünist ihtilâlinin leminini hazırlıyor... diye bağınyordn. Radyo mnhakkak biçime getirilmeliydi. Biz bn memlekette demokrasinin serefini temsil ediyorn». Aşağılık köpekler bize bnnnn için düşmandırlar... diyordn kürsüdeki adam. Oturanlardan birı : Asağılık köpek sensin! Meclisin haysiyetiyle oynama! diye bagırdı. Kürsüdeki : Snsun ntanmazlar! diye köpürdü, Hezeyan içinde bnlnnan insanlar!.. Ve iki ellerini kürsüye dayıyarak öne doğrn eğilip tükrük dolnsn bagırdı : Yuh be! Yuh hepinize, yedi ceddinize, ervahınııa yuh! Şerefsiz herifler!.. Aşafıdakilerden biri : Sen bn çatının şerefi için bir lekesin manyak! Kürsüdeki : Bir yerlerinizi mnayene ettirin, hadi oradan terbiyesil, ahlâksızlar! Bu çatının itibannı düşürüyorsnnnz! Sen düşürüyorsnn, sen bn çatı altında bnlnnaeak insan degilsin! Terbiyesizler. itiban hen düsürmedim. hayâsızlar, edepsiıIcr Reis bey bn adamlar itibarımızı düsürüyorlar! Reis : Snsunnz! diye elindeki çanı çaldı. Durum ciddidir. Kim düsürdü dediniz itiban? Işte şn herif! Herif konnştn : Ulan ben hiçbir şey düsürmedim ve düşürtmedim. Sen kendine bak! Peki kim düşürdü itiban? Tahn kim düsiirmüsse düsürmüs. gelin şunn bulalıra. Sıralann altında aramaya başladılar. Bnldnn mn? Bnlamadım! Kürsünün altında olmasın?. Olabilir.. O kürsüde konnşan manyak düşürmüştâr. «Manyak» gene celâllendi. Ve Reis çan çaldı : Snsnnnz, snsnnuz, kim düşürmüşse düşürmüş.. Bnlamazsak çok fena olnr. Bütün politikacılar sıralann altında dolaşıyorlardı. Birisi : Benira cüzdanı bnlan var mı? diye bagırdı. Ne o, sen de cüzdanı mı düsürdün? Senin gibi vicdanı düşürecek deiiliz ya. elbette cüzdanı Hadi oradan manyak oğln manyak! Sende vicdan mı var kı düsüresin! Birisi : Arkadaşlar her şeyi düşürebilirsiniz ama maaşları düşürmiyelim! Evet, maaşları düşürmiyelim! Başka birisi : Olan oldn, düsen düştü, çıkan çıktı, 5550den aşağıya maaş düşürene ynh! Ynh ki ynh! Peki itibar?.. Bnlnnmnş eşyalar dairesine sorsak? Birisi telâşlandı : Arkadaşlar ya deminden beri konuştuklarımızı TRT yayarsa?.. Hep birden : Vay!.. Dofru be, bn TRT'ye mnhakkak el koymalı. İtibarımızı düşürebilir!» B UYU K BOY BANYOTİPİ Vasıfsız işçiler ve ilk eğitim on olarak, bir de sanayi ve hizmetler kesimlerindekl vasıfsız işçilerin verimlerinde ilk eğitim görmeleri halinde, görmediklerine kıyasla belirli bir artış olup olmayacağını tayin etmek gerekir. Sanayi ve hizmet kesiminde çalışanların en önemli özelliği şudur: Tarımdaki gizli işsizlik aslında geniş ölçüde şehirlerdeki sanayi ve hizmetler kesimlerine de aksetmiş bulunmaktadır ve buna bağlı olarak vasıfsız işçilerin büyük bir kısmı < m küçük bir mümareseyi icabettirmeyen, çok basit işler yapmaktadırlar. Bu kabil kimselerin veriminde ilk eğitim görmeleri halinde belirli bir artış olacağını beklemek yersizdir. Plânda, sanayi ve hizmetler kesimlerinde 1972 yılmda toplam olarak 5,990 milyon kişinin istihdam edileceği tahmin edilmektedir. Bunun 1,245 milyonunun ait kademe memurlar ve satışla ilgili meslekler 2,354 milyonunu ise sıra işçisi teş kil etmsktedir. 1977 yılında ise sanayi ve hizmetlerde çalışanların toplamı 8,04 milyon, bunun içinde ilk zikredilen grup 1,720, vasıfsız işçi ise 2.439 milyon olarak tahmin edilmektedir. 1987 yılına gelince. vasıfsız işçilerin sanayide çalışanlara nispetinde bir düşme beklenebilir ve plânlanabilirse de, gizli işsizlüc ortadan kalkmayacağı cihetle, bu hususta çok kesin bir bünye defi.şikliği olacağı şeklinde bir tahmin yapılamaz. Yani, bahis konusu grup lar ve bühassa bunlanr içinde ilk eğitimle verimliliği ırtmayacak o!an!ar nniimii^dpk süre i çindc toplam çalışanlara oispetla ıııiâiWâââp«îiââaBaaaB*>aaB«><ı«ı>a«>a*«< *•«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• •••«••••••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a«Bat•••••*••••aa •••ıııttııı>>ııııı*Mt«ııtfaaıtıiii***Miı*ııtııııııııı«ııııııt«ıııı»«f•••••••••••••«••••••I r İ. MUFETTIŞ MUAVINI AUNAGAK TEŞEKKÜR Eşim Pakize Erkaplanın çok İstanbul Bankası T.A.Ş. Umum Müdürlüğünden mühim olan hastalığını teşhiı Bankamız Teftiş Heyetine lüzumu kadar Müfettis Muavini alınacaktır. 1 Müfettis muavini olabilmek için: A Siyasal Bilgiler, İktisat, Hukuk, Ortadoğu Teknik Üniversitesi İdari İlimler Fakültesi, İktisadî ve Ticarî İlimler Akademileri, Robert Kolej Yüksek Kısmı İj İdaresi ve İktisat Bolümünden veya bunlann yabancı memle)ketlerdeki muadillerinden mezun olmak, B 30 yaşjnı geçmemiş, askerlik hizmetini tamamlamif )bulunmak ve herhangi bir hizmet taahhüdü altında olmamak, C Yapılacak yazılı ve sözlü imtihanlarda basan sağlamak, farttır. Yabancı bir dile vâkıf bulunanlar tercih edilir. Asağıda bildirilen tarihte yapılacak yazılı imtihanda bafan gösterenler İstanbulda aynca sözlü imtihana tâbi tutulacaklardır. 2 İstekliler, İstanbul Beyoğlunda Mısır apartımanında, Umum Müdürlüfümüze ait dairede Peraonel Müdürlüğüne, Ankarada, Ankara Şubemiz Müdürlüğüne 10 Mayıa 1965 aksarrana kadar sahsen müracaatia istenilen vesaiki tevdi etmelidirler. 3 İsteklilerden 31 mayı» 1965 günü yapılacak imtihana ginneleri kararlaştırılanlara dâvetiye gönderilecektir. Dâvetiy»de yazıb tarihte gelmiyenlerin sonradan yapacaklan müraeaat kabul olunmaz. 4 İmtihan konulariyle tevdii gerekli vesikalar, maaş ve yevmiye miktarı, sosyal yardımlar, emekli haklan ve sair huauslar hakkında malumat İstanbulda Personel Müdürlüğünden, Ankarada, Ankara Şubemiz Müdürlüğünden Rekl&mcıhk 1279/3666 S ederek gerekli ameliyatı büyük bir itina ile yapan ve tedavisi süresince yakın alâkalarını lutfen esirgemiyen Guraba hastahanesi doktorlarından Sayın Dr. Opr. ERGUN SABAR'a ve hemşire Lütfiye ile hemşlre Şükran hanimlara teçeklcürlerlml sunarım. Sabahattio Erkaplan Cumhurlyet 3S86 MEVLIDI ŞERIF Kıymetll büyüğümüz Hanımefendinin ölümünün 40 gününe rastlıyan 4.4.1965 pazar günü (Bugün) ö£le namazınl mü teakıp Beşiktaş Camiinde Mevlidi Şerlf kıraat olunacağından akrab» ve tanıdıklarla aziı dln kardeslerimlzin teçriflerinl saygı ile rica ederiz. Evlâtları, Kardejleri, Damatlan, Torunları Cumhurıyet 3680 KAYD? Şebekeml kaybettim. Hükıimsüzdür. Bügin Karaman j Cumhurii'.l »70i < EMİNE İZZET KANDEMİR LUX'ün buyük boy banyo tıpı şe^iı ve boyu bokımmdon ıdeal bir banyo sabunuaur. Bol ve yumuşak köpuğü cildmizı koruyacak ve kibar büyüleyıa parfümü bonyo yapmayı bir zevk haiine getirecelclır. Usteük bu yeni tıp sabun gayet eiconomıktır Ayrıco hef büyük boy banyo tipı LUX saCunı ambaiöjmdo sevdiğinız sinema yıidızianmn rer li (otoğrotlonnı bulacaksımz. Şımdiden bu yıldız lotoğrollonnı birıktirerek on adethk seriyı tamamioyıp LUX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle