Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE İKI CUMHCJRtYET 21 Nlsan 1965 ^.^H •••••••••••••••••••••••< ANAYASA ve PAR1ÂNENT0 Ord. Prof. H. V. VELİDEDEOĞLU fJimsel meelemelerde bulunmak fizere ikl »ydır Italyadayım. Ronıa ve Floransa Hukuk FaküJtelerinin dâveti üzerine bu Fakültelerde birer konferans verdim. 9 Nisan RÜnü de. merkezi Roma'da bulunan «Milietlerarası HususJ Hukuku Birleştirme Enstitüsü» tıün bir toplantı•ma, arkasından da, İtalyan Dışişleri Müstesarı sayın Mario Zagari tarafından verilecek bir kabul resmine dâvetli idim. Toplantı akşamı kabul resminde ve kokteylde pek az kalarak hemen aynlan bu zatın, bir kanunun bazı maddelerini Anayasaya aykın bularak bunları iptal ve bu «Yuvarlak Masa» toplantısının yapıldıjh pünün. sabahı saat 11 de iptal karannı Millet Meclisi ve Senato Başkaniarına resmen tebliğ eden ttalyan Anayasa Mahkemesinin tutulan, sevilen ve sayılan Başkarıı sayın Gaspare Ambrosini olduğunu tanıdığım Italyan profesörlerinden öğrendim. Evet, 9 Nisan salı günü toplantı süresince (tam üç saat) bitişiğindeki koltukta oturdugum zat meğer Italyan Anayasa Mahkemesi Başkanı imiş. Eğer bir kanunun bazı hükümleri Anayasaya aykın bulnnarak o çün iptal edilmemis olsaydı. bu garip tesadüf belki anlatılmağa değmezdi. TARTISMA Sayın tlhan Selçuk'un •Liberal mi Dediııiz'.' başhklı yazısı gerek ekonomik, gerek fikri alanda kişı özgürlüğüne saygı duyan, bireyin yaratma gücüne ve bundan istifade gerektiğine inanan, Batuıın si yasal rejimini ve özgürlük düzenini benimsemiş aydmlara yönel tilmiş bir yerme niteliğîni taşıdiğm dan, bu konudaki düşüncelerimizi belirtmek istedik. Sayın Selçuk «bu kimselerin gii ya Batıdaki fikir özgürlüğüne duy duklan büyük hayranlık ve insan denilen varlıjhn ozüne duyduklan saygı» yüzünden liberal oldukları nı ifade etmektedir. Önce şunu be lirtmek yerinde olur ki, «bu kbtı splrr. yukandaki inançlan güya« değil, gerçekten yureklerinde taşı msktadırlar. Hiç îüphesiz Anado lumuzda bir takım istismarcılar, milliyetçilik maskesi ve din floganı ile halkımızı sömürmekte, sos yal adalet denince canavar görmüg cesine kaçmakta, sosyal devleti ko münist devletle bir tutacak hal* getirmek için büyük çaba göstermekte ve bazı bsşanlar da kazan maktadırlar. Ancak yazıda bahfi gecen tip Aydın liberal» olduğuna göre. bu istismarcıların v« on larm zehirlediklerinin konu dışında kalması gerekir. Yazann •Liberal nedlr?» sorusuna verdiği cevap pek eski v» modası geçmiştir. .Bırak yapiin, bırak gecsin» devri F. Roosevelt'l* birlikte kapanmı? ve sosyal devlet anlayışı bütün aydın liberallerce benimsenmiştir. Bu sebeple, sosralist doktrini kabul etmeyen herkesi sosysl adaletin karçısınd», her türlü devlet müdahalesinin aleyhinde göstermek büyük insafsızlık olur. Bugün Türkiyede, her yurttaşa eğitim imkânı, sağlık hiz metleri. sıhhî konut ve is sağlama nın devletin başlıca görevi olduğu kanısını taşımayan pek az kimse vardır. Bahse konu •»ydın liberaller» de, pek tabii olarak, bu görüşleri benimsemişlerdir. Fakat sa yın Selçuk, sosyalist olmayan her kesi bir 19. yüzyıl liberali, katıksız bir kapitalist olarak gördüğü kanısını veriyor ki. asıl bu inanca 5ahip olanlar •soyut düşüneelerin bulııtlanndı jrezlnenler» olmak gerektir. Denilebilir ki. hızla kalkınabilmek, sosyal adateti gerçekleftirebilmek, emeğin sörnürülmesini ön lemek, herkese irrjanca yasama hakkı tanımak için özgürlüklerimizden biraz fedakârhk gerekmez mi? Ancak gerçek ortadadır. Bütün bu saydığımız işleri başarmıı toplumların büyük çoğunluğu doktriner sosyalizmi kabul etmemişlerdir. Batı Avrupa toplumları ve Birleşik Amerika. yurttaşlan arasmdaki gelir adaletsizliğini en asgari seviyeye indiren. sefaîet ve yoksulluğu en büyük öiçüde orta dan kaldıran, gençlerine en geniş eğitim imkânlan sağlıyan ülkeler dir ve hiç biri de sosyalist sayılamaz. Fikri alanda liberalizme gelince. . Gerçek aydınlanrmz, aydın liberallerimiz her çesjt sanat eserinde en geniş özgürlük tanınmasına taraftardırlar. Söz hürriye tinin, fikir hürriyetinin en hararetli savunucuları da gene bu kiçîlerdir. Memleketimiz kosulları ve halkunızın kültür seviyesi göz önünde tutularak bazı fazla aşın e«erler yasakîanmakta ise. bunun i da zamanla kaldırılması ancak hür ' riyetçi. liberal bir düzen içinde , mümkündür. Şu anda, Türkiyede ] bir tarafta Nurculuğun, öte yanda komünizmin serbert bırakılması her halde iyi sonuçlar doğurmaz Musahipzâdenin eserinin afisten indirilmesini ve buna benzer faali yetleri tasvip etmek de zaten geri ciliğin ta kendisidir. Sosyal Devlet'ten yana olan f« kat sosyalizmi benimsemiyen aydınları fikir özgürlüğünün karşısında göstermek insafsızhktır, ger çeğe uymaz. Yıimaz ESMER Siyasal Bilçiler Fakültesi öğrencisi UBERflL Mİ DEDİNİZ? rin oyununu açığa vurur. Işin burasında sayın yazarla zannedıyorum birleşrnekteyizdir. Hal böyleyken ve yalnız ülkemı zin aydın sağduyulu vatandas or tammda benimsenmekle kalmayarak. çağdaş eğitim dünyasmda da >*üzümuzrü ağartacak derecede tu tunan bir adı. köy enstitülerini di limizden düsürtmenin küne ne ka zandıracağını doğrusu anlıyamıyo rum.. Yapıcı, üretici, değerlendirici ve raktarlığı... Dünyanın hiç bir zainsancıl nitelikleriyle köy eğitimi man ve mekânmda gerek zorla. ge mize kişilik kazandıran. yurdun rek dostluk yolu ile bir milletin. dört bir köşesine eylem ve eser başka bir milletin mahremiyetine olarak kısa zamanda yayılan, arbu derece girdiği görülmemiştir. kasmda yalnız aydınlık ve umut Artık Türk Amerikan münase bırakarak tarıhe malolan köy ensti bet esaslarını eleştirmenin, ayarla tülerini. adından, sanından ve manın onuru zedelenmiş bir mil esprisinden kırpmadan diriltmelet hesabma zamanı çokten selnin mümkün olduğu inancındayız. Mehmet ÖCAL Mustafii YILDIRIM tlköğretim Müfettişi Öğretmen yapıimıstır» levhasını görürsünüz. Şerefli Oıdumuzun çok vâsıtalarmda birbirini sıkan iki el ve Amerikan bayrağı.. Anlasmalarla noktalanmış en tabii bir hakkı bı le tatbik etmekte engel olan bir hükümranlık hevesi.. Tek ferdi için. ilişkide bulunduğu memieket lerin kanunlarını değiştirmek iste yen, kendi menfaatlerine ayarlayan bir hürriyet düşmanlığı özünü örten bir sahte hürriyet bay Darılmaca yok! tşçi Partisini ihtilâlcilikle suçlayan Bay Halil Tunç'un ithamlannı, gelişen olaylara bakarak yeniden ele almak zorundayız. Türkİş Genel Sekreteri Bay Halil Tunç bir gün işçi Partisini ihtilâlcilikle suçlamış ve T.İ.P. Genel Sekreteri Rıza Kuasın Zonguldak olaylarında işçileri ordunun üstüııe saldırtmak istediğini söylemiştir. Bu alelâde bir itham değildir. Eğer ispatlanmazsa ithamı yapan kişiyi de ezecek ağırlıktadır. Sayın Halil Tunç. iddiasını ispat etmek için, Rıza Kuas'ın tanıklar huzurunda konuştuğunu belirtmiştir. Ve ne gariptir ki tamkların admı açıklamaktan şimdiye kadar kaçınmıştı. Uysa böyle bir ithamda ilk yapılacak iş. tamklann isimlerini açıklamaktır. Çünkü bu davranış gecikirse şahit hazırlamak yoluna sapıldığı şüphesi nyanır. Halil Tunç uzun bir susuştan sonra ve gazetecilerin ısrarları karşısında dünkü basın toplantısında tanık olarak şu isimleri vermiştir: 1 Türklş Genel Sekreter Yardımcısı Muzaffer Sıranç. 2 Izmir Lâstik Iş Şubesi Başkanı Atalay Lysal. Gazeteciler bunun üzerine toplantıda hazır bulunan Muzaffer Sıranç'a dönerek: Siz orada bulunduğunu za göre açıklar mısınız? Rıza Kuas böyle dedi mi? diye sormuşlardnr. Muzaffer Sıranç cevap vermemiş ve: Basın toplantısını ben yapmıyorum... diye susmayı tercih etmiştir. Tanık olarak gösterilen ikinci isim Atalay t'ysal'dır. önceki günkü gazetelerde ise Atalay Lvsal'ın şu açıklaması yer almıştı: 14 Mart günü Türkİş binasında Halil Tunç'un söylediği gibi 5 kişi değil. 4 kışi idik. Kuas, ordumuz aleyhinde tek bir kelime söylememiştir. Olay tamamen tertiptir. Ve onlar şimdi de yalancı şahit bulmanın telâşı içindedirler Olayın gelişmesi gerçekten hüzün vericidir. Ve işçiler arasındaki mücadelede bazı sendikacılann dürüst olmıyan yollara saptıklannı göstermektedir. Bu sendikacılar, seviyesiz bazı isverenleria kullandıkları metodlara itibar etmek gibi affedilemiyecek bir politika tuttnrmuşlardır. Zonguldak olaylarında maden isçileri 80 kurusluk zam için crev yapınca Türkİş Başkanı Seyfi Demirsoy: Komünist tahriki var... demişti. Bu ağızdan dolma iddiayı Zonguldak Savcısı: Olayda yan tesirler yoktur... diye teksip etmlştir. Bütün bunlar Türkİş yöneticileri hesabma iyi olmıyan notlırdır. Üstelik gelişmelere bir başka açıdan bakıldığinda daha da esef edilecek bir durum ortaya çıkmaktadır: Bay Rıza Kuas, Türkİş Yönetim Kurulundadır. Ve Tflrkta Mer kezinde işçiyi ordu üstüne saldırtmak teklifini vaptıgı iddls edilmektedir. Ancak bu iddiayı ortaya atanlara: Niçin bu kadar susup da sonra konuştunuz... diye aoruldugunda: Biz bunları dergimizde yayın konusu yapmak lstiyorduk... diye cevap vermişlerdir. Bu açıklama da tatmin edici değildir. Çünkü böylc islerin hesaplaşma yeri dergiler değil, mahkemelerdir. Rıza Kuas'a yüklenmek istenen ağır suç. bir dergi sayfalarında polemik vasıtası olamaz. Türk ordusu aleyhine yönelecek davranışlar karşısında derhal kesln bir tavır almak ve derhal Adliyeye intikal ettirmek gerekirdi. Aradan aylar reçtikten sonra böyle bir hâdiseyi Türkİş'in başında bulunanların işine yarryacak politika vasıtası gibi ele almak esef edilecek bir turumdur. Ve bir nokta daha: Türktş yöneticilerine: Rıza Kuas'ı ihraç etmeyi düşünüyor musunuz? diye soran gazeteciler, Baskan Seyfi Demirsoydan: Hayır böyle bir şey düşünmüyoruz... cevabını almışlardır. Şimdi hepsine soruyoruz: İşçiyi ordu üstüne saldırtmak suçnyla suçladığınız biri ile aynı yönetim kurulunda çalışmak sizlere pek tabiî mi geliyor? Olaylann gelişi, seviyesi olmıyan bir politikacılığın Türklş fist kademelerini sardığım göstermektedir. Amerikadan aldıklan bol paralarla beslenen Türkİş'in, davranışlannda son derece dikkatli olması gerekir. Türkiyede gözler açılmıştır. Dürüst olmak, doğrulardan ayrümamak, toplumculuğun temelidir. Ve Türkiyede dofro'ların yanında olanlar her çeşit katakuiUyi ezip gezecek güçleri kazanmışlardır. Sendikacılıkta bütün hesaplar bu gerçeğe göre yapılmalıdır. B İptal olunan hükümler Meseleyi kısaca hikâye edeyim: 18 Nisan 1962 gün ve 167 sayılı kanunun, katnu yaran için yapılacak istimlâkleri ve bedellerin ödenme tarzını düzenleyen 12 ve 16 ncı maddelerine dayanarmk Torino ve Cenova belediyeleri bazı istimlâkler yapmış. Gayrinıenkulleri istimlâk edilenler, adı geçerı kanunun bu maddelerinin, genel hukuk prensiplerine ve Anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle Danıştayda iptal dâvası açmışlar. 16* sayılı kanunun 12. maddesinin 2. flkrası: «tstimlâk bcdelinin, istimlâk tarihindeki râyiç değer üzerinden değil. istimlâk plânınm kamu kurumlarınca görüşülmfğe başlanmasından iki yıl ör.cekı değer üzerinden ödenmesini emretmekte; 16. maddesinin 1. fıkrası ise, malı istimlâk edilecek toprak mâlikine, her yilın kasım ayında yapılacak bildirim ile, istimlâklerin, toptan değil, on yıl içinde kademeli olarak yBpüabilmesi yetkisini kamu kurumlarma tanımıs bulunmaktadır. İşi inceleyen Danıştay genel kurulu, bu maddelerin Anayasaya aykın olduğu sonucuna vararak, dosyayi Anayasa mahkemesine göndennis. İtalyan \navasasının 43. maddesinin 3. fıkrmsı «özel mülklerin ancak kamu yaran sebebiyle ve değer bedeli ödenmek suretiyle istimlâk edilebileceği». aynı Anayasanın üçüncü maddesinin 1. fıkrası da «büliin insanların kanun karşısında eşit olduğu» prensiplerini koymuştur. kanunun Anayasaya aykın bu iki hükmü iptâl edilmistir.» Yukarıki kararın Meclislere tebliğ edildifinin ertesi günü (10 nisanda), sağlı, sollu bütün büyük gazcteler, Anayasa mahkemesinin bu kararını müsait karşılamışlar, yalnız sağ eğilirali gazeteler 167 sayılı kanuna zaten lüzum olmadığım belirtirken, sol eğilimli olanlar, iptal edilen iki fıkra yerine yasama meclisinin münasip yeni hükfimier koyması gerektiğini yazmışlardır. Fakat hepsi de bu karara, birinci sahifelerinde, dört sütun üzerinde geniş yer vermişlerdir. Bütün gazeteler, Parlâmentonun, değil Anayasayı çignemek, kenanndan, köşesinden geçmek suretiyle dabi kanun yapamıyacaği ve karar veremiyeceği, eski nıutlak hükümdarlar gibi sorumsuz hareket edemiyecefi ve memlekette mutlak kudret sahibi olmadığı noktasmda birleşmektedir. Meseli Milanoda çıkan (Corriere della sera) gazetesi aynen: «Anayasa Mahkemesi bugün açık, berrak ve cesur karariyle yasama organını yeniden kendi sınırlan içine sokmuştur. Bu sınırlar, meşruluk sınırlandır..» diyor. Romada çıkan bağımsız (İl Tempo) gazetesi, kanunlann, dogrndan doğruya veya dolayisiyle, otoriter hükümler koyanuyacağından bahsederek, aynen: «Parlamento ve hükümet mutlak kudret sahibi değildirler. Kanunları, Anayasayı gözönünde bulundurarak kabul etmek zorundadırlar.» demektedir. Muhafazakâr (İI Messaggero) gazetesi ise başmakalesinde: «Eğer hulruk, keyfl karar olmayıp gerçekten hukuk ise, cebir denklemi gibi mantıkîdir.» diyerek, kanun ve kararların Anayasaya uygun olmasının pek tabiî olduğunu belirtiyor. Köy enstitüleri Sayın Turan Tan'ın •Köy Enstitttlerinden Toplum Kalkmmasına» başhklı yazısı, köy enstitülerinin kuruluş yıldönümünde tam yerine oturmuştur. Ben kendi hesabıma o yanda, yitirdiğini bulanın sevinci ni ysşadım. Bu yönden yazara ve Cumhuriyete te?ekkür ederim. Sayın yazar, konuya daha çok toplum kalkınması açısından bakmıstır. Bu davranışına, yazırun son bölümündeki isim degişikliği önerisine gerekçe göstermek isteğinin sebep olduğunu sanıyorum. Sayın Tan'la anlaşamadığımız tek nokta da bu ad değiştirmedir. Yâni. köy enstitülerinin Toplum Kalkınması Enstitüleri» adiyle «tak dim edilmelerine taraftar olamıyo rum ben. Aslında bu öneri, ilk Tu ran Tan'dan da gelmiyor. Bir mil letvekilinin de bu yolda bir tasa rısı bulunduğunu, daha önceleri işitmi? idik. Kısacası hangi kanal dan gelirse gelsin, çürük nedenle re dayandırılan bir öneridir bu bizce. Bir kere, köy enstitüsü deyimine halkın «allerji» duyduğu. o adı «yadırgadığı» düşüncesi, ger çeği yansıtmaktan çok uzaktır. Çıkarlarını halkın kör kalmasına bağ layanların, halk adına ortaya sal dıklan kasrtlısözler; toplamun fa lanca sorunda şu ya da bu biçimde düsündüğünü değil, olsa olsa olaylar karşısında halkı saşırtmak, sapıtmak ve kandırmak isteyen le US MESELESI f A nisan tarihli Cumhuriyet' * " t e . saym Nadir Nadi'nin «Adını Koyalım» yazısında «Ingiltere, Ortadoğudaki çıkarlannı savunmak uğruna elinde bulundurduğu stratejik imkânlan..» cümleciği ile llhan Selçuk'un 10 maddelik Ame rikan hegemonyasmı okuyanlar üslerin ne iş gördüğünü daha iyi anlamışlardır. Anladığıma göre, Ingilizler Adada üslerine ortak istemiyorlar, Rumlar da lngilizleri. Rumlar ni ye istemezler bu üsleri? Bu üsler savunma üsleri değil de menfaat üsleri olduğuna göre. adamlar kendilerini rahatsız hissediyorlar, kovmaya çalışacaklar ve görüldü ğü gibi diğerleri de her çeşit fırıl dağı çevirerek gitmemekte direne cekler. Kıbrıs işine belki pek akhmız ermez, dayanaklarımız pek «ağlam bulunmayabilinir. Ama görü nen köy kılavuz. istemez. İste Ame rikanın Türkiye üsleri ve 15te Amerikanın, llhan Selçuk'un 100 maddeye vardırabileceği, müstemle ke kanunları... Adamlar, sizi koruyacağız diye geldiler gözürnüzün önünde nerdeyse bir Amerikan eyaleti diye niteliyecekler memleketi. Maden kanunuymuş, petrolmüş. Türkiyenin ilerlemesi v s. her şeyi adamlar düşünÜ3'or. •Simdiye kadar korudunuz bizi, •sağoiun. yarın gidiır «rtık» desek çıkacaklar mı? Hiç zannetmiyorum. ! Sabl KARAHAN İ.T.Ü. Maden Fak. öğrencisi G azeteler, Anayasa Mahkemesinin bu iptal karan üzerinde çesitli partilere mensup parlâmento lider ve üyeleriyle de mülâkat yapmışlar, hepsinden, karar hakkında saygı belirten cevaplar almışlardır. Hatırloyış Italyan Anayasa Mahkemesinin bu kararı ve gazete ve kamu oy'unun yorumu bana: E V s ö z ü m ona demokrasi devrinde İstanbul'da " e v l e r i , barkları yok pahasına istimlâk edilmiş ve paralan da vaktinde verilmemiş olan fakir fukarayı ve mülkleri, değerlerinin bes misli fazlasıyU istimlâk edilen varlıklı ratandaslan; | Q Anayasa prensiplerine dayanmayan birçok ^^mânasız ve lüzumsuz müracaatlar karşısında bunalan bizim Anayasa Mahkemesinin, konu, sistem ve ifade bakımlarmdan bazı Sulh Mahkemesi kararlarını andıran ve Rrsmî Gazetede ard arda yayınlanan kararlarını; • ••• • ••• • ••• • ••• •••• G EI«Türkiye Büyük Millet Meclisini kimse ten™~kid edemez» veya Anayasa tarafından bağunsızlığı garanti edilen «T.R.T. Kurumuna ait kanun dcğiştirilmelidir» diye bar bar bağıran parlâmenerek Danıştay, gerek Anayasa mahkemesi 167 sayılı kanunun yukanda özetlenen 12. ve 16. to üyelerimizi ve vaktiyle «Memurlar» biz maaş maddelerindeki fıkraların, Anayasanın 42. ve veriyoruz, binaenaleyh bizim politikamızı tenkid Sükrü Saracoğlu'n3. maddelcTİyle bagdaşmadığını tesbit etmisler ve edemezler» diyen rahmetli dan beri, bazı parlâmento üyelerinde hiç bir zihAnayasa mahkemesi 167 sayılı kanunun adı geniyet degişikliği olmadığım; çen fıkralarını iptal ederek. iptal kararını Meclislere bildirmiştir. Kanunun öteki hükümleri yürürR l C e z a kanununun 141 ve 142 nci maddelerinin lüktedir. ^ ^ Anayasaya aykın olmadığım söyleyen çesitli partilere mensup Adalet Bakanlarını ve Anayasa İptal kararının gerekçesi özet olarak şudur: garantisi ve yargılama yoln meydanda iken, Millî «Anayasa, vatandasların hakça eşit olduklannı Emniyet sefleriyie toplanarak öğretmen azleden kabul etmistir Bazı toprakların kamu yaranna veya bazı teşekkülleri kapatma temayülü gösteolarak usulünce istimlâk edilmesi bu esitliği zerpn bazı Bakanlarımızr. delemez. Ancak bir kanun. istimlâk yapılırken ^ ^ «Millî bakiyye sistemi» denilince bir büyük Devlrte \rva öteki kamu kurumlanna, vatandas™*partinin, «hükümete katılma» söz konusu olar arasıııdaki eşitliği zedeliyecek şekilde hareket lunca öteki büyük partinin peşine takılan ve buetmek yetkisini vermişse, kanunun o hükmü Ananu da politik bir başarı sayan küçük partileriyasaya arkırıdır ve bu sebeple batıldır. 167 sayılı mizi; kp.nunun 12. ve 16. maddeleri, istimlâk bedellerl; n n iki yıl öııceki değer üzerinden ödenmesini f ^ H ü k ü m e t düşürmeğe gelince «partitokrasi»; öngörmokle. mülkleri istimlâk plânına girenlerle ^^hükümeti şöyle uzaktan idare hevesine gelinfirme^enlrr arasında bir fark yaratmaktadır. ce «liderokrasi»; ödeneklerin artırılması işi ortaBnnd'iı baska istimlâk plânına giren tnpraklann ya konunca, ne lider, ne de parti dinleyen «üyeon yıl iç nde kısım kısıtn istimlâk edilmesi yetmokrasi» manzarası gösteren bugünkü demokrasi kisinin kamu kurumlarına tanınması da vatandüzenimizi ve Anayasanın açık hükmüne rağmen riaşiar arrtsıprla eşitsMik yaratmaktadır. Çünkü ödeneklerini gizli oyla artırmakta sakınca görmetooraçı sinırii istimlâk edilen kimsenin eline, yen savın senatör ve milletvekillerimizi; mü!künün iki vıl önceki değeri geçecek, buna KM Ve nihayet *ğer gazctelerin yazdıklan doğkarsılık. mpsrlâ sek z yıl sonra mülkü istimlâk " r u ise ödenek artırma karanna tabiî senaeriilen kişinin plinc ise. on vıl önceki değeri getörlerden de oy verenler bulunduğunu ve Anayaçecektir. Para kıvmetinin devamlı olarak düştüğü sanın Kurucu Meclisce kabul edildiği giinlerde gözönüne alınırsa. mülkü daha reç istimlâk ediAnkara'da rahatsız yattığım otelde hatır sormağa len vatandas çok zarar cörmekte ve böylece vagelen iki Milli Birlik Komitesi üyesinden birmin tandaşlar arasında büyük bir eşitsizlik yaratıl«Hocam ne dersiniz, ben askeri kıt'ama döneyim maktadır. mi, yoksa bu tabiî senatörlüğü kabul mü edeyim?» sorusuna cevap olarak, «Artık kıt'alannız2 stimlâk plânı yapılmış olan yerlerde malsada bannabileceğinizi sanmıyorum. Ya emekli oI hipleri mülklerini diledikleri gibi satamıyalıırsunuz. yahut Senatoda kalırsınız. Sizler Ana• caklar. istimlâki yapacak kamu kurumunca yasayı çiğneyenleri devirdiniz. Hepinizin, yeni her yılın kasım ayında verilecek karann kendi Anayasanın koruyuculuğu ve bekçiliği görevini mülkİeriyle iigili olup olmadığını bekleyecekler, benimseyerek Senatoda kalmanız bence doğru bir yıl verilen kararda topraklanmn istimlâk edilolur.» demekliğimi: memiş olduğunu Rörenler, gelecek yıla veya yıllara kadar beklemek zorunda kalacaklardır. Bu hatırlattı ve beni bir an için Okyanuslar kadar durum esitliji zedeledikten başka, mülkleri isderin bir kederin ve ümitsizliğin karanlığma timlâk plânına çiren vatandaşların, Anayasa ile Römdü. Fakat çabuk toparlandım ve kendi kentanınmış kesin hukuk garantisini de ortadan kaldime: «Türk milletine aydmlık günler mutlaka dırmakta, onlann durumunu adetâ tesadüf ve kadoğacak ve Anayasanın bütün hukuk garantileri dere. daha doğrusu istimlâki yapacak kamu kuve sosyal hükümleri işler hale gelecektir. Çünkü nımunun (Devletin, belediyenin v.s.) keyfine tâbi tarihin tersine döndüğü hiç görülmemiştir» diye kılmaktadır. Halbuki mülkleri istimlâk plânına düsündüm ve haşmetli Roma İmparatorlarının, girmemis olanlar. hnkukî garantiden faydalansimdi «yerinde yeller esen» saraylarının harabemaktadırlar. Böyle bir duruma meydan veren Ierini bir defa daha ibretle görmek için «Palatikanun Anayasaya aykındır. Bu sebeple 167 sayılı na» ya doğm yollandım. •••• Çok kıymetli varhğımız eşsiz insan aziz eşim sevgili kardeşimiz TEŞEKKÜR TÜRKİYE İŞ BANKASI A. Ş. ] GENEL MUDÜRLÜĞÜNDEN \ Yük. Müh. CELÂL KIPÇAK'ın bütün hastalığı esnasında ve cenaze merasiminde gösterdikleri insanüstü şefkat, insaniyet, nezaket v e kadirşinaslıktan dolayı Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürü sayın Fahri Mutluay'a, Genel Müdür Muavini sayın Münci Akakıncı'ya, Genel Sekreter sayın Cihad Gökdağ'a, Tesisler Müdürü sayın Omer Alp'e, Genel Teknoloji Müdürü sayın Osman Bozok'a ve sirketin diğer bütün mensuplarına; Alpullu Şeker Fabrikası Müdürü sayın Halit Ataşer'e; ve cenaze merasimine katdmak lütiunda bulunan başta Müdürler olmak üzere bütün fabrikalar mensubinine ayrı ayrı teşekküre hudutsuz derin acrmız mâni olduğundan kıymetli gazetenizin hissiyatımıza tercüman olmasını dileriz. EŞİ ve KARDEŞLERİ Cumhuriyet 4362 Müfettiş Muavini Alınacak j Bankamız Teftıs Heyetine; Hukuk, Iktisat, Siyasal Bilgiler, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Idar! îlimler Fakültesi, îktisadi ve Ticari llimler Akademileri (Yüksek Ekonomı ve Tıcaret Okulları), Robert Kolej Yüksek Kısmı îş îdaresi ve îktisat Bölümünden veya bunlann yabancı memleketlerdeki Milli Eğitim Bakanlığınca tanınmış muadillerinden mezun olanlar arasından imtihanla lüzumu kadar müfettiş muavini almacaktır. 1 Imtihana girebilmek ıçın 8 Mayıs 1965 tarihinde otuz beş yasından yukan olmamak, herhangi bir daire veya müesseseye karşı hizmet taahhüdü altında bulunmamak, askerlik hizmetini yapmış olmak, sağlık durumu Türkiye'nin her tarafında vazife görmege ve teftis icaplarından doğan seyahatlere elverişli olmak lâzımdır. 4 Çok aziz efim, luymetll karde(İmi2 TEŞEKKÜR ]\ TEŞEKKÜR KıymetU kuan »«rhjımıı büyük ::: 2 Imtihanlar yazılı ve söz'.ü olmak üzere iki ktsımdır. Yazıh imtihanlar 8 Mayıs 1965 Cumartesi ve 9 Mayıs 1965 Pazar günleri yapılacaktır. Cumartesi günü Kompozisyon ve yabancı dil imtihanlanna, pazar günü ise diğer mevzuların imtihanlanna tahsis edilmistir. Yabancı dil imtihanında ortadan aşajı not alanlar, diğer imtihanlarda muvaffak olsalar dahi kabul edilmiyecektir. 3 îmtihan mevzulan, programı ve imtihana girecek olanlardan istenilecek vesikalar ve imtihanı kazanarak bankaya intisap edecek olanlann alacaklan maaş. yevmiye, ikramiy» ve iıtifade edecekleri sosyal yardımlar, emeklilik mevzuatı, veıair hususlar hakkında bilgı edinmek isteyenlerin Ankara'd» Türkiye Iş Bankası Teftiş Heyeti Reislijine şahsen reya mektupla müracaat etmeleri veya Istanbul'da Galata Şubemizin bulunduğu îş Hanının 7 nci katmdaki Başmüfettisliğe, lzmir'de îzmir Merkez Şubemiz Müdürlüğüne, diğer sehirlerde ise o mahallerdeki Türkiye Iş Bankası Şube Müdürlüklerine bizzat müracaat etmeleri rica olunur. Yeni Ajans 1953/4344 J 10 maddelik BAYRAMLIE bütün hastalıgı esnuında v* cenazc merasiml dolayısiylc got terilen büyük alakadan dolayı 5«ker Sigorta Genel Müdürü Sayın Hanefl Ulutekin'e, Yönetim Kurulu üyelerine vt bfltün mennıbtnine, Şeker l i Sendlkaıına. Kömür t;Ietmelerl A.Ş. ne, v« gerek bizzat gelerek, gertk telefon v« telgrafla derin acımıza Istirak eden bfltün akraba v« dostlarımıza ayrı ayrı teçekküre büyük teessürümüı mânl oldufundan fazctenizin tavanutunu rica ederlı. Efl T* Karleslcrl Cumhurly«t 43SS Yüksek Mühendis CELÂL KIPÇAK'ın TEŞEKKÜR Heplmlzin •evgilisl, oğlumuz, Jtardeştaiz. babamız SÜAVİ KÖSTEM'in «bediyeU lntikaU münaıebetiyla evlerüniz* kadar blzzat gelenler», telgraf. telefon v» mektupla aeı. mızı paylasanlar*. cenıreye Iftir«k edenlere »onıuı mlnnet •• lukranlarunızı arzederiz. Kfiatem T* Odman ailelerl İlâncıhk: 6374 43SÎ Kiralık Yazıhaneler ÇİFT ASANSORLÜ Telefonlu Kaloriferli Müracaat: Doğubank İşhanı No: 120 ye Reklâmcıhk 1546/4342 S TEŞEKKÜR Hastalıgıml teşhl» «iip y»ptıgı bajarılı ameliyat U» «n k ı n bir zamuıda benl tailıga kavujturan ••••••••••••••••••••••a t«(hlrte Sayın Prof. Dr. ŞİNASt HAKKI EREL'e büyük I LA N Kabardat bir muharrir yazar aranıyor. Bu şah:s kabarda liaanını mükemmel bilmekle beraber, tecrübeli muharrir veya kabiliyetli yazar ohnalıdır. Ruscayı da iyi bilmesi »arttır. Böyle bir şahıs Batı Avrupadaki bir radyo tarafından aranmaktadır. Yüksek ücret ve diğer imtiyazlar temin olunacaktır. Yalnız yukanda zikr olunan vasıflara vakıf şahıslar nazara almacaktır. Hal tercümesi ile müracaatın aşağıdaki adrese postalanması rica olunur: W O 18 684 CARL GABLER WERBEGESELLSCHAFT MBH., 8 München 1, Abholfach, Deutschland. ayın llhan Selçuk, 12 ni*anda köşesinde, okuyucularına bayram hediyesi olarak «Bayramlık» baslıkh bir yazısını sundu. Bir bavram hediyesindtn ziyade, genel hatlariyle çekilmiş Türkiye manzarasını gösteren bir kart postaldı bu. Bir yszar için bundan daha kıymetli bir hediye olamaz bence. l?in na yanı memieket gerçekle rini ortaya koymak; bunlara çörüm yolu aramak isteyenlerin çeşitli baskılar altında bırakılmasıdır. Doğru veya yanlış, bir kimsenin görüşünü ve davranışını baskı al tında tutmak, ancak baskı yapanın haksız olduğunu: kendi görü jünün medenî mücadelesi yapıla mıyacak kadar zayıf olduğunu gösterir. Halis AYDIN Yük. Öğr. Okulu öğrencisi ^g>s RESMİ MDESSESELER. MOTORLU NAKİl VASITA »t TRAKTDR I I Yüksek Mühendis CELÂL KIPÇAK'ın uzun aüren hutalıil «nasında vefatı anına kadar en derin »elkatleriyle eandan alakadar olarak tedavl eden Sayın Profoör Dr. CAVİT SÖK&rEN>, Sayın Op«ratBr Dr. PARUÖ ERDİLKK'*, Sayın Dr. ŞÜKRÜ BOSTANCIOÖLU'na, layın hemjir» Şerife Balamlr'« vm Myın hemsir» Lcman Ayda'ya en derin tejekkttrlerlmlzln IbUJına (uctenlzla tavaı•utunu rica «derlz. f Cumhurlyct 4K4 SAHİPLERİNİN OİKKAT NAZARINA MOAvrupanın en büyök SEGMAN fabrlkası VA/GOETZEVVERKE AG'nin pıttntıı «PASSFORM» hususi PistoD gömlek degiştirmeden Rektifiye etmeden Az isçilikle • Az oıasrafla MOTOROA: 1 == Türkiye Gazetecilerinin tertiplediği Ş tamir segmanları 1 S/S Liiks Ankara Seyyar Sergi | | Gemisiyle Turistik Balı Akdeniz Gezisi | = = = = ^E •^z. ^= 1^ Uiuft Ümut Yüksek komprcsvoa Tam nniımtn Normal lunret timinedilir Yıj urfiyatı önlenir Silindir a;ınmaz 20 Haziran 11 Temmuz = Napoli (Roma, Capri, Pompei Harabeleri, tsohla) S Ville Franche CNU, Cannes, Monaco, Monte Carlo, Paris) İSE Barselona (Boğa Güresleri Gece Kulüpleri, Madrit) = Valansia (Portakal Bahçeleri İspanyol danslan) ^E Palma, Mayorca (Şopenin ve yazar Jorj Sand'ın evi, = yeraltı gölü, Porto Gristo Plâjı) Marsilya (Şehir fezisi') Ş = Cenova, Portofino, Santa Margarlta, (Asrl Mezarlık) ^jj Mesina (Sicilya Adaıı) İstanbul. ^ S îurkiyt Umumi Mümcssiti E D İ P B E K M A N Büro ! Tfln»! Mırtem 10/2 B»y«Jlu i t t Ttl: 44 TS Î7 5«tış y«rl : lımırtln u6. Mlk T»k«im Irt. Ttl: 4J5»M btneılık: «330/4350 Narkoritör Dr. Necdet Teriin'e, Op. Dr. Bedrl Bayraktar'», Schw. Hleldegart, Schw. Eugeni», Schw. Chrlıta, Schw. Margot, Schw Hannalon, hemsira lUdriyey» v« Alznan hastancai ptnonelin» can <Ua tefckkurlerunl arzcderim. DT. Ay»rf PAKTKNEB Cumhurtrtt *îl« Sayın Radyolog Dr. Alâeddin Y. Başkaya'ya yardımı o!«o TURKIYE AMERİKA S = SEYAHAT TAMAMEN VAPURDA GEÇECEK Müracaat: B A S I N SARAYI tstanbul Tel: 22 10 05 ^ 5 = İSTANBUL SANAYİ ODASINOAN Macarurtan Anlajmasından Odama emrin» aynlan 51.01513141 pozisyonlu 27.000 Dolarlık «unl ipek ipliği üe 5«.01.10 56.01.20 poaüyonlu sentetik rt sunl elyafın mutemed kanalı ile ithal edilmesi uygun görülmüstür. îsteklilerin 26/4/1965 pazmrtesi aksamına kadar Odamız RaportörlUk Servisine basvurmalan ric» olunur. (Basın 6143/4368) ••••••••••••••••••••••••••••••••••"••••••••" ^= S Ihan Selçuk «Bayramlık» baş iie I lıklı fıkrasmda Amerika • Türkiyenin durumu için özet = cümle olarak «hami ve mahmi iki devlet haline gelmişiz» dedi.. Bu cümleye tasdikleyici birkaç kelim» de ben eklemek istiyorum. Yurdumuzun her köîesinde yeni I yapılan bir insaata göz atınır. hem«n hemen h«pçmde •Tıirk Anıe, N O T : S e y a h a t e kablacak tüccar r e canayiclnin sergide ^ teşhir edilecek m a l l a n n d a n ücret almmaz. 1965 y d ı yazında ^ ^ Avrupa limanlarına A N K A R A gemisinin bu seferinden b « s S ka turistik gezi yapılmıyacaktır. g öğretmen ve Öğrencilere Grup Tenzilâlı ğ 4337