19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKÎ CUMHURtYET 6 Mart 1965 IKTIDAR VE NUHALEFET • nönü Hukumetinın getırdıği butçenın reddeIdilmesı, sadeee bir hukümetın duşurulmesı ıl» I sonuçlanmamıştır. "Aynı zamanda genel bır seçıme luzum kalmadan iktıdar ve muhalefetın yerlerı ve sahıpleri de değışmiştir. Olayın nedenlerl üzennde gerek ıç, gerek dış pohtıka çevrelerinde ve yavın organlannda değışik izah ve yorumlara gıdılmıştır. Mesele gerçekten üzerinde durulmaya değecek kadar önemlidir. Teferruata girmeden kısa hatları ıle açıklamak gerekırse, Inonu Hukumetıni dusurmek üzere aynı paralelde bırleşen partılerın ayrı a> rı polıtık hesapları olduğu S05 lenebılır. Adalet Partısi, Inonusuz bır hukumet kurulabıleceğıni «.eçmenlerıne gostermek suretıyle onumuzdeki seçımlerde bır iktıdar heyecan ve gayreti yaratmak istemıştir. Dığer kuçuk partılerde de, iktidardaki bır CHP ye karşı, mevcut muhalefetın Adalet Partısı mhısarında kalmasını b'nlemek ve varlıklarını koruyabümek endışelennın bulunduğu duşunulebıhr. Bunların yanında muhafazakâr polıtık ve ekonomık çevrelerın ortak gayretlerini gozden uzak tutmamak ve he•aba katmak gerekır. Nıtekım ağır başlı Fransız gazetesi «Le Monde» bu konuva ayırdığı bir başyazıda, înonu Hukumetinın, malî ve sosyal reformlar karşısmda hıddete kapılan ve toprak reformu tasarısından son derece urken sağ ve muhafazakâr kuvvetlerın bır parlâmento darbesi ile duşürulduğunu soylemektedır hıpleri ıçın ajnen kullanmak mumkundur. Aslında yaptıkları iş, bir «ıktıdar denemesi» dır. önce, bugunku seçım sistemı ve koalisyonu teşkıl eden sıyasî partılerin yapılan ve kuvvetlerının derecesi bakımından tam bır iktıdar değıl, bır ıktıdar denemesi içınde bulundukları her turlu şupheden uzaktır. Seçım sıstemi, hele son değışıklıklerle, bır partının mutlak çoğunluğuna engel olabilecek nıteliktedır. Aynı kokten ve geçen seçımlerdekı seçmen şaşkınlığından gelen ve guç aJan kuçük partılerın, huvıyetlerını ve varlıklarını onumuzdeki »eçımlerde de aynen koruyabıleceklerı çok şuphelidır. Kaldı kı, aynı kokten gelen sıyasi teşekkuller arasındakı şekle dayalı doğal rekabetlerin ıktıdar zorlukları karşısında, artması ve iliskılerinın çok sudan nedenlerle kopabilmesi her zaman içın imkân dahılındedır. Burava kadar yeni ıktidann gorünen bünyesi uzerinde durduk. Kanaatimizce, iktidardan çok, muhalefetın nasıl olacağı, bugun Turkiyeyi daha fazla ilgılendiren bır soru olarak zihınleri ışgal ediyor. Yakın tarıhımıze bakıldıgında, iktıdar muhalefet çekısmelennin bır sandalye kapmacası seklınde cerevan ettığı kanı>;ı hemen akla gelebılir. Turkıyede hurrıyetler, soyut bır kavram olarak değıl, mutlaka bır «şey» ler ıçın istenmıştır. Istenen bu «şey» leri bılimsel biçimlerle anlatabılecek bır polıtık sevıye ve d^zene erişılemedığı içındır ki, nafıle ve fuzuli tekerrürlerle yakın tarıhimiz isgal edilmiştir. Çok partili duzene geçışimızden bu yana, muhalefetler, hürnyet kavraınını ve modern sıyasî muesseseleri bayrak olarak ele almışlardır. Dış gorunuş bakımından sıvasetın formel yonü iktıdar muhalefet çatışmasının esasını teşkıl etmıştır. r.r. Kimlerdir? • ••I ••• • aaı Yazan: Dr. NİHAT TÜREL !| ••>• :::: UZAYDA HAYAT VAR OLABİLİR... Venüs ÜçıincU durağımız, Guneş ve Aydan sonra goğun en parlak cısmı Venus gezegenidir. Bu gezegenin yüzcvi hakkında kati hiçbir bilgiye sahip olmadığımız gibi gördüğümüz kalın atmosferi hakkında da çok 31 bilgiye sahip buhmmaktayız. 90 kilometre kalınlığındaki atmosferde su buhan yoktur, buna mukabil çok miktarda karbondioksit gazı bulunmaktadır. Bu gaz güneşm gorulen ışığı ıle mor ote sındekı ışığm yuzeye varmasmı sağlar. Fasat ısınmış yuzeyden neş redılen kırmızı otesı ışmlar atmos fer tarafından tutulduğu ıçin, Venus uzerxdekı sıcakhk muhtemelen suyun kaynama noktası cıvarında bulurur. Venüsün büyüklüğü, kutlesi ve çekim ku\*veti hemen hemen Yer'inki kadardır. Bu sebeple çok eskiden Yer üzerinde hâkim olan fiziksel şartlann bugün avniP'n Venus'te bulunduğu rannedilmı .edir. Bdyle bir gezegende yaşanıak tamamen imkânsızdır. olmazsa kalıntısına yeryuzunde rastlamamız lâzımgelırdı. Maamafıh evrenin başka bir yerinde aynı hucre yapısına sahip, fakat şekil bakımından değışık nebat ve canlıların olabileceğını pekâlâ kabul edebilıriz. Zira jeolojık devırlerde bunlara aıt bır çok ornekler mevcuttur. 100 yıl öncesme kadar canlı clsımlerın meydana gelmesı ıçın bır çeşıt canlı kuvvetin rolune 1 nanılıyordu Fakat basit kımya usullerıyle bunların lâboratuarlar da elde edılemedı, eskiden canlı bır kuvvete ızafe edilen bu olaylann basit fızık ve kımya kanun larından ibaret olduğunu ortaya koydu. Bugün lâboratuarlarda bazı canlı ürünlerin elde edilmesi âlimleri cesaretlendirmektedir. Bunlar dünyamızda hayatın me>dana gelişinin olağanüstü bir şey olmadığını, pekâlâ zaman \e fiziksel sartlar sağlandığı takdirde karbon. hidrojen, oksijen ve azot atomlamlr hayatı me\dana getirmenin mümkün olacağına inanmaktadırlar. edemez. Boylece hayatın varlığı problemi yüdızlardan çok daha aşağı sıcsJUıkta bulunan gezegenlere ıntıkal eder. Gezegenlerde de hayatın varlığı için bazı şartlara ihtiyaç vardır. Gezegen kendi günesine çok yakın ise çek sıcak (Merkur ve Venüs) ve uzak ise çok soğuk (Jüpıter, Sararn ve saıre) olacaktır. Bu şartlar altında bu gezegenlerde hayat imkânsızdır. Bundan başka geıegen kuçuk ıse bır atmosfere sahip olamaz (Merkur, Ay) ve dolayısıyle solunum ıçın lâzım olan oksijen temın edılemez. Eğer gezegen Jupıter ve Saturn gıbi çok buyuk ıse yoğun bır atmcsherde hayatı imkânsız kılar. Hayatın var olması için başka biı sart ta sıvı veya buhar halinde suyun mevcut olmasıdır. Su bütün canlüardaki hayat dokuların temel vapıcısıdır. Bılindiği gibi yumurta ve sperm hücrelerinin gelişimi için su ve nemli bir ortama ihtiyaç vardır. Go'rülüvor ki gezegenler üzerinde hayatın var olabilme şartlan oldukça nnırlıdır. Fakat madem kl bu şartlar yeryüzü için gerçek leşmıştır, o halde milyonlarca güneş sıs"jemi içinde hayatın varlığına elvenşli gezegenler vardır ve bunlar üzerinde belki de bızden daha mütekâmil canlılar yaşamaktadır. Havırdır insallah! Bırdenbıre ne oldu bizlere? Hanl o eıklden mütekebbır, muteneffır, müteheyjiç, mütemerrit, mütemenna, mütehevvir ve daha bir çok mü'lü kelimelerle ifade olnn»cak bır \üzle : Türkijede Moskovadan beslenenler çoktur di\e sağda, solda, önde, arkada, ortada so\lcnıp duranlara ne oldu? Politikacısı, parlâmento kürsüsünde kabahat işlemiş çocnk edasiyle : Yabancı tesırlere kapılacak bi? tek Türk tasavvnr edemiyoruz arkadaslar!.. diye bağırıyor. Hani o eskiden ballı baldıranlı, düzmece düzdürmece isnatlarla yazılar döktüren kalemler? Bakıyornz onlar da telâsa kapılmış : Suçsuz insaniarı suçlamıvalım, dısarıdan para alacak, yabancılara uşaklık edecek Türk yoktur . diye mazeret beyanına çıkmışlar. Evinin kirasını veremiyen fakir şairin bir kadeh rakısına zebir katıp : Söyle Moskoflardan kaç para alıyorsun? diye hısımla flstüne yürüyenler ne yapıyor; onlar da kekeliyorlar : Ne münasebet efendim, asaŞılık iftira! Dolâr karşılıgında vatan satan adam mı bnlunurmus?.. Hev cidi vatan! Sen ne vatan imissin ki, dolâr karsılığında satılamazmıssın, ama ruble karsılıfında satılırmışsın! Söyleyin bana sevgıli okuyuculanm! Vatan satmak için hazırlıklı adam döviz mi bejenecek? Yoksa rnble. dolârdan daha mı kıvmetlidir? Sosvete çülleri bile bir tuhaflastılar. Gece toplantılarında, kı.sılmıs ısıklar altında, Dior ve Helena Rnbınstein müstahzaratının bütün imkânlarını seferber etmisken, füzel aSızlarını büzüp, çözlerini açarak : Canım, tanırım o fıkra vazarını. Mosko\adan para alır dive rahat rahat konusanlar Onlar bile saskın. tsin içvüzünü pek anlamıvorlar, ama ucnndan ncnndan sezer çibi oldnlar ki yabancı vabancıdır, ve Amerika bile yabancıdır. Yıllardan beri sermavesi bir tek kalem olan \azarlan, evlne zor azık vetistiren romancıları. bakkala borcnnu ödivemiyen sairleri. avakkabısının altı delik hikâvecilerı vabancılardan para almakla tehdıt edenler korkuvorlar. Çünkü bnnea vıllann günahlarını ödivecek vürekleri vok. Çünkö bn memlekette yabancılarla gerçekten menfaat isbirlikçili|i yapanları çok ivi tanıvor lar. Halkın haberi olmadan vatanın bereketli kavnaklarını dıs kapitalin obur ağzına takdim ederek kendilerinin de sebeplendiklerinl pek ivi bilivorlar. Bunn pek iyi bildikleri ıçindir ki. ürkek bir sesle : Vatanını satacak tek kisi yoktur dıye bağırıyorlar. Daha çeçenlerde bir parti baskanı veni yeni tasavvnrlardan söz açtı. Ve bu parti baskanının demecini vavınlıvan gazetelerin henüz mürekkebi kurumadı. Ama biz veni tasarılardan değil, olmus olanlardan söz açmayı yef balnyornz. Daha dün eski Köy Isleri Bakanı : Tütün isinde 50 tüccar için 400.000 kövlü aç bırakıldı. Açıkcasını isterseniz, bizde tütün tacirlerinı Amerikalılar idare etmektedir dedi. Köylüyü perisan etmek pahasına Amerikahlarls işbirligine firen tütün tacirleri hangilerıdir? Türk gazetelerinde yayınlanan tsviçredeki villâ ilânlarına talip olanlar kimlerdir? tzmirde tütün ısinde yabancılarla elele vnrçnna Çikıp Avnıpada oteller açanlar kimlerdir? Memleketi satanları Balıkpazan mevbanelerinde on kâğıtlık içkı hesabı basında yakalamak istivenler, memleketin gerçek hesaplan mevdana çıkacak dive tir tir titriyorlar şimdi Ve kalkıp : Araan efendim. birbirimizi itham etmiyelim, demokrasiyi dejenere etmiyelim diyorlar. Dofrudur Ithamları bir yana bırakıp hesaplara bakalım biz Bu memleketin iktisadi hesapları, memleketi kimlerin satmak istediklerini açıkça ortaya koyacak en kesin beleeler olacaktır. Kimin temsilcisi ? Yenı gelen ıktıdar, hıç suphesız, formel >onden, 27 Mayısın duşurduğu ıktidann seçmen kutlesının, yenı duzendekı temsılcılennden kuruludur. Muhteva bakımından ıse, bu iktıdar, programındaki genel ve yuvarlak deyımler ne olursa olsun, dupeduz bir muhafazakârlar koalisyonudur. Bazı venı iktıdar yazarlannın ve duşunurlerinin söylediklerınin tam aksıne, 1950 de iktidara gelenlerle bugun devletın başına geçenlerı Fransız Ihtılâlının «Tıers Etats = Üçuncu kuvvet» dedığımız ılerıcı ve mutesebbıs venı ekonomık sınıfı ıle kı\asiamak ve ona benzetmek gerçekle ılgısı olmnan bır duşunce fantezısınden başka bır şey değıldır. Her muhafazakâr iktıdar ve sıyasi guç gıbı bugunku muhafazakâr iktıdar da, ekonomık, so<=yal ve polıtık muhafazakârlığın gereklerıni yerıne getırecektır. Aksını bır an ıçın duşunmek eşjanın tabıatına aykındır. Tarihi tecrubeler, muhafazakâr ıktidarların bun yesınde sıyasi zorbalıkların da var olduğunu layısız örneklerle gostermektedır. Ancak, bu zorbalıklar, lıberal duşunce patlamaları ve ihtılâllerı ıle kırıla kırıla çağımızın duzen ve denge ortamına gelınebilmiştır. Bızim tarıhımızde de boyle olmuş, meselâ bir 27 Mayıı, her ihtilâl gıbi bunalan yeni dusunceye yol açmıj ve imkân hazırlamıştır. Hıç şuphesiz, 27 Mayu öncesı Turkıvesi ile bugunku Turkıye bır ve aynı değıldır. Bu yuzdendır ki, ihtilâl öncesinin muhafazakSr iktidarı ile bugunku ve yarınkıler arasında zorbalık bakımından büyük farklar olacaktır. Başka demokrat ülkelerde gorulen ve muhafazakâr guçleri sıyasi bakımdan hberalleştıren toplumsal lartlar, gelenekler ve karşıt denge guçlen, 27 Mayıs aonrası Turkıyesınde de yeter derecede vardır ve bunlar ıstenen olçude organızedır. iii Medenî ortam Sa\ın înonu. muhalefet yıllarındakı bır konuşmasında, ıktıdar çeşıth polıtık baskılarla yeni bır hurrıyet ve kuruluş mucadelesıne zemın hazırlamasaydı, esasını doktrın ve degışık polıtık goruslerın teşkıl edeceğı bır medenî ortama gehnmış olunacağını, soylem.ştı. Gerçekten, ıhtılâle kadar olan devre boyunca, Turk pohtıka ha\atına hâkım olan çatışmamn tezahur eden «eklı, değiMk ekonomık ve sosyal goruslerle değıl, iktidardan gelen baskılara karşı hurrıyetlerın korunması çabalan ile »1nırlanmıştı Şurası muhakkaktır kı, ıhtılâlın getirdığı temınatlı anayasa duzenı, şekılcı siyaset çatışmalarını onleyecek nıtelıktedir. Iktıdarlar için bu yonden gerıye donuş çok zor, hattâ imkânsızdır. Sıyasî çatışma artık ıster istemez muhafazakâr guçlerle devrımcı guçler arasında, ekonomık ve sosyal muhtevada cereyan edecektir. Boyle olması hem yurdumuzun $ar.tlarına, hem de demokratık duzenın gşrtklenn* uygundur. Turkiyenin ekonomık ve sosyal yapısına aıt yerli ve yabancı ıstatıstıklerın verdıkleri rakamlar, gunumuzun enternasyonal normlan ıle kıyaslanınca, hıç de iç açıcı bir manzara ortaya çıkmadığında kımsenın tereddudu yoktur. Bu kotü tabloyu, duzenı altust etmeden ıslah etmek, devrımci ve reformcu çabalann başansına bağlıdır. Boylece, gunumuzun sartlan ıçerısınde muhalefetın gorevi kendıhğınden ortaya çıkıyor. Bu gorevın ıkı ana yonu vardır. Bırıncı yon, kalkınmanın teknık ve ekonomık gereklerıni ortaya koymak ve halka ma! etmek. Ikıncısı de halkın sosyal haklarını ısrarla savunmaktır Yanı kısaca, dun halkın «ı\asi haklannı savunan muhalefet, bugun artık halkın sosyal hak'annı savıiTimp^'n ni'h^'^fetı olmalıdır. Dordur.cu durağımız Yer'ımıze benzıyen gezegenlerın sonuncusu olan Mars gezegenidir. Mars, Ay istisna edüirse, yiızey özellikleri teleskopla görülen yegâne gezegen dir. Bu çezegen üzerindeki gece ve günditzün süresi hemen hemen Yer'imizinki kadardır. Keza Mars üzerinde mpvsimler de meydana gelmektedir. Fakat mevsımlenn suresı Yer'ımızınkının hemen hemen ıkı katıdır. Mevsımlerle beraber Mars uzerinde bazı değışıklıkler gozlenmek'edır. Kışın başlaması ile kutuplar beyaz bir örtü ile kaplanır, bunlara Mars takkesi denir. 300 kilometre çapa sahip olan bu takke bu büyüklüğünü üç ay muhafaza eder. Havaların ısınmasıyle küçülilrken etrafta yeşılımsi bır renk alır. Mars'ın takkesi, tıpkı atmosfenmızdeki Sıryüs bulutları gıbi, çok soğuk atmosfer içinde yuzen ınce buz krıstalleridır. Mars'ın 80 kilometre kalınlığında bir atmosferi olup bunun °o98 4en Zazlası azot ve gerısinın de argon, karbondıoksit olması çok muhtemeldır. Bu atmosfer İçinde bulut teşekkullerı gozlenmış ve bunların nareketınden de, Mars üzerinde hava cereyanlarının ve rüzgârların mevcut olduğu anlaşılmıştır. Kısın kutuplardaki sıcaklık sıfırın altında 70' yazın ekvatordaki sıcaklık 10* derecedir. Bu gezegen üzerindeki fiziksel şartlar yaşamamızı im kânsız kılmaktadır. Mars gezegenmın korku ve dehşet mânasına gelen, Fobos, Deimos adlı ıkı pevkı vardır. Mars gejegenınden sonraki duraklarım^z Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün \e Pluton gezegenlerıdır Fakat bu gezegenlere sevahat oldukça uzun surecektır. Bundan başka güneşten çok uzakta ohnalan dolavısiyle yüzey lerindeki sıcaklık sıfırın altında 100 den de aşağıdadır. Boyle bır gezegene kımsenın se>ahat etmıyeceğı asıkârdır Mars Şartlar Şımdi başka dunyalarda hayatın varlığı içın yeter şartlann ne olduğunu zıkredelim. Şuphesız ilk sart ne fazla sıcak ve ne de fazla soğuktur. YUksek sıcaklıkta hücre parçalanır ve hayatiyetinl kaybeder. Soğukda hayat yok olGüneş sistemimiz içinde Venüs maz ise de dnrur. So^uk bir orfezegeni üzerinde hayat ümit etamda hayatıa^cehjnMki imkândiliyorsa da, bu çok iptidai nesızdır. Bu şartlann sonucu, yübatsal bir hayat olabilir. Bugün dızlarda hayatın varlığım iddıa Venüs milyonlarca sene evvelki edemeylz. Çünkü yıldız yüzeyindünyamıza benzetılmektedir. deki sıcaklıkta bir çok atomlar Her ne kadar, Mars uzerındeelektronlannı bile kaybederler. ki renk değıştırme kimyasal oSadece soğuk yıldızlarda (yüzey laylara izafe edıliyorsa da l&bora 1 sıcaklıgı 2000 ile 6000") ancak en tuarlarda Mars üzerindeki fızik | basit bileşimlerden bir kaçı busel şartlar altında bir çeşit baklunur. Fakat canlıyı meydana geterilerin üretilmesi biolojik hatıren bileşimlerden hiç biri bu sı yatın mevcudıyetınl kuvvetlendırcaklıkta mevcudiyetıni muhafaza mektedır. | ımtmııt'i" ( Tanınmış Bir İlâç Fabrikası I TECRÜBELÎ, TÜRKÇE ve ALMANCA'YA BtHAKKIN VAKIF İ SÜRATLÎ DAKTİLO YAZAN BÎR 1 | SEKRETER f ARAMAKTADIR. 1 Iktidar denemesi Fransız Başbakanlarmdan Ramadıer'nın zaman zaman Fransada iktıdara gelen sosyalıstler içın sovledıklennı hi^pkı ' enı iktıdar « a TEŞEKKUR İHSAN MOCAN'tn vefatmda acımızı paylaşan, başta Enerji ve Tabil Kaynaklar Bakanı Saym Mehmet Turgut Beyefendı>ie, Etibank Umum Müdürü ve Muavinlerine, Etibank'taki memur arkadaşlarına, Etibank, Teşekkuller ve Muesseseleri ve İşletmelerıne, Elektrometalürji Sanayime, Sifaş Şirketine, Ankara Sigorta Şirketine, Türk ve ecnebi firmalara, Elektrik Mühendisleri Odasına, Türk Yukseltme Cemıyetme, telefon, mektup ve bizzat Belerek acımızı paylaşan akraba, arkadaş ve sevdıklerıne acımız ayrı ayn teşekkure mâni olduğundan gazetenızın tavassutunu rıca ederız. EŞİ VE KARDEŞLERİ Bujnjk acımız Diğerleri § Tahplerın bır adet fotoğraflariyl e birlıkte hal tercümelerini İ ^ Turkçe ve Aimanca yazarak P.K. 353 Galatasaray adresine mü I = racaatları rıca olunur. S = ş ^i;nil!i|!|i!I|l|linnnilNllillilllllllllll!l|llinilUIIIII!lll||ll|||||l|||||||||||||||||||l||||||||||n;(U,ım (Reklâmcıhk: 911/2606) olayların ardındaki gerçek ^MI ıııt IH nı ıti! tfıı ımırHmHTfnmımımııı«înrfmrm tın mnıınmıurnı rnıı ıifmıımııntınTrnmıiîTiımıımmTnnmımıınmrımımniîn nş« KIUMK ve GİZU AÇIIK B ir ihtiyar, «Bey. » dedı, «artık mezar kazmaktan bıktık. Çocuklar oldu de bu ış bıtti » llâçların verıldığını duyan koyluler : «Hokumet ılâç attı. Nıçın bızlere vermıysın? Bırakınız çocukları, once bızi kurtarın » dıyerek kuyruğa gırıyorlardı . Fikret Otyam'ın kızamık bolgesınden vazdıgı bn cümleler kadar hiçbir şey Türk kövlügüniin umutsnzluğunn, jılların nasıl bosa harcandığını ve bir tarım politikasının iflâsını ortaya koyamaz. Köylü, artık çocuğunun ölümünü olağan karsılıyor. Sartlar onu bvlesine vıkmıs, ümidini öylesine kırmıs ki, çocuşunu bır yana iterek, onnn ilâcını almak. önce fcendini knrtarmak istivor. 400 den fazla çocufun ölümüne sebep olan kızamık salgını, aslında, üzücü bir olajdan çok daha önemlidir. Zira bn ölümler, iktisadi şerceklerin belirttiğine gore, tahmin edilen kritu ionnçlann sadece bir habercisidir. «GtZLt AÇLIK» İZİİ açlık, iktısatçıların özellikle az gelişmis ülkelerden söz ederken kullandıkları bir deyimdir. Bir insanın «ölmivecek kadar» eıda alabildiğini belirtir. Dünva nüfnsunun iıçte lkisi gizli açtır. Ve bn açlık o insaniarı yavas bir ölüme mahkurn etmektedir. Gizli aç sağlam bir yasama için çerekli olan kaloriyi ve havvani «ıdaları alamadı^mdan bünyesi lavıftır. Her türlü hastalığı rahatça kapar ve bn hastalık onu vıkabilir. Çalısma gücü ek«riktir. Fizvonomisinde bir kavrukluk; cnkura batmıs gözlerinde bir karamsarlık >ardır. Ölümü erken olnr. Gizli açlı^ın varolduğu ülkelerde mideyi snni şekilde tok tntan ve cinsel duyulan rani olarak kamçılıvan baharat çok miktarda knllanıhr. mm ( 1 = f Teşekkür Hepımızi «onsuz kederlere garkederek aramızdan ebediyen ayrılan, YtÎKSEK MÜHENDİS | 1 3 § 6 mez hale felmektedir. Sellerın alıp götördü^U 400 milyon ton toprak her > ıl denize dökülmektedir. Hektar başına düsen verım, hava sartlarının çok iyi oldn^n yılların dısında, nüfns artısına ancak yetisebılmektedir. Nüfns artısının hızı ekilebilir toprakların azalmasından ötiirü gıda üretiminin artısını geçebilecek bir dnruma \ aklasmıstır. Nitekim en önemli eıda maddesi olan bnğday, artık ithal edilmeve baslanmıstır. Pirincin de aynı dnrnma celdiçini istatistikler belirtmektedir. Paylasılması gereken pasta küçülürken bu11 u paylasacakların sayısı hızla artmakta ve bu paylasım hıç de âdil olmıyan sartlar içinde vapılmaktadır. Türkiyede fert başına dfişen millî gelir 2200 lira kadardır. Tarımda çalısanların (nüfusun oo80i) ise ortalama geliri 1100 lira. Tani, nüfusun °o80 i vukarıda sıraladığımız ve bir insana ancak yeten gıdanın (yaklasık olarak) \arısını alabilmektedir. Aslında bn, yarısı da defildir. Zira o *n80, kendisinin payına düsen varımı, kendi içinde de âdil olmıyan gartlarla bölüsmektedir: Tarımda çalısanların "i90 1, bn eelirin, ya da gıdanın, '.52 sini almaktadır. Baska bir deyisle, yaklasık olarak. nüfnsnmnznn üçte ikisi kesin bir giıli açlık içinde yasamaktadır. AÇLIK VE KIZAMIK ittikçe ağırlasan bn şartları yıllardan beri omuznnda tasıyan insanlann bünyesi her geçen gün biraz daha zayıflıyor. Her bin çocuktan 350 sinin 10 yasını doldnrmadan öldüçü Türkiyemizde, bn oranın artması normaldir. Hele kızamık, «iyi bakım, sıcak bir oda, az ışık (kör olma ihtimali var)» gerektiren «lüks» bir hastahktır. Bizdeki doktor, konnt ve nlastırma sartlarının ne derece yeterli oldngıınn ise son olaylar ve ahıra yatırılan kızamıklı çoenkların resimleri gösteriyor. Tazıyı, gene Fikret Otyam'ın kızamık bölge sinden gönderdigi haberden alınan bir bölüm ile bitirmek istiyoruz : «Butun söylenenlerı, ço cukların olume gıderken soluk ahşlarını, ağla Mslarını, kovlulerin, uzmanlarm yöneticiliğmı. Bakanın konuşmalarını, hepsını, hepsinı, ahırda kaym'akamlıkta, kızakta, otoodg(Ja v i l â y e t t e mobilde, koy meydanında; hepsini »ea makı namla tesbıt ettim. Meraklısı varsa, gelsin dın lesın. Nasıl ols» (Liderlerın konuşması radyodan \erılmedı) dıye cayırtı koparanlar bunu dinlese de olur, dınlemese de. Burada hal boyle.. Hukumet programının tenkıdi orada nasıl geçiyor Yanı parlâmentoda" » Başka dünyalar ve hayat Guneş ve etrafında dolanan gezegenlerın meydana gelışlen hak kında şınıcLve kadar bır çok teorı ılerı surulmuş ve hâlen de surulmektedır Guneş sıstemi nasıl meydana gelmışse gelmış, güneş de b j yıldız olduğuna gore dığer bır çok yüdızlarda da aynı olayın mevdana gelmemesine hiç bır sebep voktur. Şu halde güneş sıstemınm oluşumu hakkındakl hangı teoriyl ele alırsak alalım, guneş sıstemının teklığmi kabul etmeğe hakkımız joktur. Demek oluvor ki evTende güneş sistemi çibi sistemler mevcuttur. Basit bir hesapla, her galaksi içinde yalnız bir güneş sistemi düşünürsek, en az yüz milyondan fazla giınes sistemi kabul etmek zorun da kalırıı. Üâncıhk: 5467/2580 g Imadettin Tanman'ın I cenaze merasımıne bizzat iştırak eden, çelenk gonde| ren, telgraf ve telefonla beyanı tazıyede bulunan ak| raba ve dostlarımıza ayn ayn tesekküre büyük «cımu | dolayısiyle imkân bulamadığımızdan, gazetenız y».ıt«. 1 sıyle derın şükranlanmızı arzederiz. ş EŞt. OGLD ye KARDEŞLERİ § AĞAÇ SANAYII VE MUHTELIF IŞ KOLLARI İÇİN POLYESTER BOYA FABRIKALARI MAMULÜDÜR. Satıj Yerleri I | | | ; \ lııınnııııııınifliniiıınıııııııııuııııııııııııııııııııiiiıııııııııııııııuıııııuıııııuıuııııiM^ (Rekltmcıhk: 903/2605) 0 : : * Fabrıka Izmtr 29249 29344 İstanbul Mumetsılı: 222811 Ankara Mümessili : 129000 BASIN ILÂN KURUMU İÇİN İMTİHANLA MEMUR ALINACAKTIR İstanbul, Ankara ve Taşra Şubelerimizde istihdam edilmek üzere memurin kanununun 4. maddesindeki şartlan haiz bulunanlar arasında yapılacak imtihanla yeteri kadar memur alınacaktır. Imtihan konulan: Matematik, Kompozisyon v« Genel kültürle ilgilidir. İmtihan 20/3/1965 cumartesi günü saat 10.00 da. Cağaloğlu, Genel Müdürlüğümüz binasmda yapılacaktır. İsteklilerin gerekli belgeleriyle daha önceden müracaatlan ilân olunur. (Basm 3035/2533) (Basın 3035/2586) NOT Diğer şehırler tçin BAYIÜK verılm»ğ« devam edılmektedır vVenüs Reklâm.../2587) Hayat var mı? Başka dün\aların varüğını ileri sürmek bunlar üzerinde hayatın varlığı için gerekli gözüküyorsa •a yeter sart olmadığı aşikârdır. d Her ne kadar hayatın ortaya çıkması ıçın lâzım olan şartlan bilmıyorsak da hayatın mevcut 0labilmesı ıçın şartların ne olduğu hakkında bılgıye sahip değılız. Başka dunyalarda hayatın varlığı hakkında bır şeyler sbylemeden evvel, mahıyeti hakkında elde edilen bılgılerden kısaca bah setmek faydalı olacaktır. Bılındı*: gıbi, ister canlı varlıklan ve ısterse cansız elemanlan ele alalım, bunların hepsi çesıtli atonüann bır araya gelmesıyle meydana gelmiştır. Keza Yeryuzundekı atomların hepsı yü dız spektrumlannda gozlenmekte ve hattâ bunlann çoklugu hemen hemen yüdızlarda da aynıdır. Bu bize bütün evrenin müşterek bir maddeden vücut buhnuş olduğu fikrini telkin eder. Bundan başka, evrenin her tarafında aynı fizik ve kimya kanunları hüküm surer. Her ne kadar durum böyle olmakla beraber, canlı bir hücre vapısının evrenin başka bir yerinde tamamen değişik bir va pıda olabileceğı ıleri surulebılir sc de bu gerçek nlamaz Zira av nı hUor* y»pı»uıd* caaUya v» hiç 6 Kapalı Zarf Usulüyle Menkul Mal Satışı Istanbul Defterdarlığından: 40304 lira muhammen bedelli 3022.80 lira temlnatlı Istanbul Emniyet Müdürlüğünde bulunan 2370 metre 80 santim yün beyaz kumaş. (Fazlasmuı beckli tahsil noksanı alıcıya iade edilecektir ) 5535095 16895 lira muhammen bedelli 1267.1S !ira teminatlı ayni \erde bulunan 1383 metre 55 santim yün bej kumaj ile 73 metre keten ceketlik kumaş. (Fazlasuıın bedeli tahsil noksanı alıcıya iade edilecektir.) 5535Û95/1 21600 lira muhammen bedelli 1620 lira teminatlı Tuzla Piyade Okulu Komutanhğınm 3 senelik tahminen 54000 kilo >emek artıkları. 59028 Yukarıda yazılı menkul mallar 19'3'1965 cuma günü =aat 15 30 da Millî Emlâk Müdürlüğündeki Komisyonda ayrı ayrı kapalı zarf usulüyle satılacaktvr. İsteklilerin 2490 savılı kanunun tarifat' dairesinde hazırlanmış tekhf mcktuplarını mezkur tarihte en geç 14.30 a kadar Komisyon Başkanhğma vermelerL fazla bılgi ıçın adı geçen Müdürlüğe müracaatlan. ıBasın 2721 2596) i t O T i i Ak i flıli açhktan koruvacak nitelİKtedir. Ancak, b bir flı ç yandan gıda üretimi çok tehlıkelı bir döneme firerken öte yandan pavlasımdakı dençesizlik Turkiyenin büyük çoğunlujunu çizli açlığa mah kum etmektedir. flrkiyenin ekilebılir toprakları 25 miUon hektar olnp bunun tumü kullanılmaktadır. Ancak, ormansızlık ve kötü kullanış sonngonda bn miktarın her yıl jirmibeşte blri ekile D U R V M nemli jnda mad'ielerinin Türkiyedeki du rnmn söyledir : Fert başına tüketilen ortalama günlük miktar (eram) Bnğday 600 Et *» Mısır 90 Bahk 8 Pirinç 10 Sebze 22» Diger hububat 100 Baklijat 30 Bn gıda, eğer berkes onn alabilse, insaniarı »•••••••••••••••••••••••••••••••••• ••••••••••i • • • • • • Boya ve Yardımcı Madde Satın Alınacaktır • • • • • Eskışehır Basma Fabrikası Montaj Müdürlüğü için 3 kalem mensucat boyası Ue 11 kalem yardımcı madde kapalı teklif alma suretile satın alınacaktır. 1 Teklifler 15/3/1965 günü akşamına kadar Müesse>emiz veya İstanbul Galata Şubemiz holündeki ALJM TEKLİF KUTUSUNA atılmış olacakür. 2 Cins. evsaf ve mütemmim malumat AL. IV servisınden öğrenilebılir 3 Teklifler arasında şartlarımızla ihtiyacımıza en uygun olanlar tercih edilecektir. Dosya No: 4507/65, 4608/65 SÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜESSESESİ (Basın 2744/2583) • • •İIİİIUIlî lülîlîllîullll UiiiIilllUi IIIUîllilUliüUiIIiîîlîiîîîîîîîliilîîîîillIlliîIiI?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle