16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE İKİ CUMHÜRtYET 4 Mart 1965 CEZA ADALETİ Prof. SAHİR ERMAN mektedir; hâlâ koskoca icra ve kaza organı bir fertten korkmaktadır. O SoTgunun icra tarzı konusunda: Beccaria işkence ile sorgu yapılmasına da cephe almışti. Zira «işkence zayıf bir adamdan itirafı kolayeacık alır ve bedbaht adam halin ıstırabından kurtulmak için, istikbalin bütün korkunç felâketlerine boyun eğer.» Açık komısalım: Hazıriık tahkikatı adı verilen polis ve jandarma tahkikatında, falakasız, sopasız ve dayaksız sorgu ve «itiraf>lann • ••• :::: artık tamamiyle tarihe karıştığını iddiaya imkân va mıdır? pılan türlü zulüm ve işkencelerle meşgul olmağa •••• sevkeden (1), sahife adedi bakımından küçük, faQ Ölfim cezası konusunda: Bu mevzuda Beckat muhteva bakunından büyük olan bu eserin caria'nm sözlerini okuyalvm: «Asla insanlan daha yayınlandığı tarihten itibaren ikl asır geçmi? ol iyi bir hale getirmemiş ölüm cezasının genis tat îîîî Jnasma rağmen, ceza adaleti sahasında neler yabikatını görünce, iyi teşkilâtlanmış bir devlette bu ;••; pılabildiğini ve fakat Beccaria'nın cesaretle işaret cezanın hakikaten faydalı ve âdilâne olup olmajjjj ettiği dalâletlerden hangilerinin henüz bu sahadığınm tetkikine sürüklendim. Acaba insanlara :İ:İ dan kopanltp atılamadığmı incelemek, bu büyük hemcinslerini boğazlama hakkı nereden gelebililiyor?.. Göriilüyor ki ölüm cezası hiç bir hukuki İnsanın eserine karşı yerine getirmekle görevli esastan neset etmis değildir. Bu müessese olsa olclduğumuz şükran borcundan başka bir şey olmısa ferdin ifnası cemiyetin muhafazası icin faydalı yacaktır. Bu meyanda, hâlâ eski ve köhneleşmiş ve zaruri görülmesi bakımmdan bir milletin topmüesseselerden medet uman, hâlâ suçlu insanın yekun o ferde açtığı bir savaştan ibarettir. Lâkin kada her şeyden önce bir «insan» olduğunu unutan, lunların hâkim olduğu sükun devrelerinde.. vatanda hâlâ ceza adaletinde «insaf» a yer vermeyi zaaf şın hsvatına nihayet vermekte hic bir zaruret ola <••• ••• telâkki eden zihniyetin hüküm sürmekte olduğumaz. Ö'üm cezası zulüm ve şiddetin misâllerini nu tesbit etmek. kanun koyuculara, hüküm ve• "*nek suretiyle cemivet için meş'um olmaktadır. renlere ve hükümleri infaz edenlere Beccaria'yı bir defa daha hatırlatmak herhalde faydalı ola radan iki asır geçtiği halde. yine idam sehpalan kurulmakta. yine hâkimler uzun uzun düşüeaktır. nün taşındıktan sonra ölüm cezaîarı vermekte esare Beccaria bundan iki asır Snce başlıca ve hükümetler, cinayetleri önlemek icin cinayet neleri tenkid etmişti ve bugün aynı konu islempkten cekinmemektedirler Henüz ölüm cezalarda nasıl bir merhaledeyiz? sını ilga etmemiş olan memleketlerde bu cezanın vahşeti ve barbarlığı hakkında bir suur dahi uvan V Suç ve cezalarda kanunîlik knnusunda: mıs olmaması bir yana. bu kadar ölüm cezalarınm Beccaria. sucların ve cezalarm ancak kanunia infazına rağmen en şiddetli sucların savısında bir vazedilebileceğini söylemişti. Bu prensip bugün azalma görülmemesi de kimsede intibah varatmaAnayasalarda yer almış olmasına rağmen kanun•••I makta ve favdasız bir vahsete »ceza» admı verdan gayri metinlerle. kararnameler. hattâ tebliğmekten eeri kalmmamaktadır. Yegâne tepki. idam lerle suçların yaratıldığma hâlâ şahit olmakta hükmünün altını merasimle imzalayan hâkimin yız. Hattâ «kanuncu» bir Anayasa olduğu bilinen ka'emini yine merasimle kırmasından ibaret kalAnayasamızın rejiminde dahi. Anayasa Mahkemer 'tadır miz, suçta kanunilik orensibine aykırı olduğu • ••I aaaı âşikâr bulunan Türk Parasının Kıymetini Koru C*J Cezanın süratle verilmesl konusunda: Becma Kanununun Anavasava aykırı olmadığına kacaria'ya göre âdil ve faydalı ceza süratli olan, surs>' vermiş bulunmaktadır cu vakmdan takibeden cezadır. Suc ile ceza arasında nç kadar5 a7 7aman geçerse. dünvada cezasız Q Dcliller ve sahitler knnusunda: Beccaria suc olamıvaca ı prensipi de dimaelarda o kadar devrinde câ''i olan bir t«"amı>1e siddptle hüoum çok verleşir Bn p=astan da ne kadar avrıldığımız etmektedır. Gercekten o H»virde en asır ve knrmâlıimdur. M»shut suc kanununa. adlî tâtilde dakunc suclarda en 7avıf d"'il ve karinelere davanıhi gnriilen dâvpiara. mahkp^e savılarmm gittik]arak hüküm veri'irHi Rpccaria bu esas hakkınc° arrma^'na ra»men. ceza dâvalannın vıllarca sü da «?n knrkunç budalaHk» tâbirini kuHanmakta r"m ei'tiŞi. hüküm 7amanında suçun artık unurulve ağır sucların yarattığı tedhiş ve ürkeklik ha<' " ' bilinen seylerdir. • vası içinde kalan hâkimlerin pek zayıf emarelevet. Aradan iki koca asır geçtiği halde bizim re dayanarak hüküm vermelerini çok acı hir dilancak birkaç misâl vermekle yetindiğimiz le tenkid etmektedir. İki asır sonra, büyük cinaBeccaria'nın bu tenkitlerine rağmen, dalâletyetlerin gazetelerde genis mâkes bulmasmın, ha'k lerle dolu bir cezalandırma mekanizmasına hâla efkârını günler ve aylarca meşgul etme^inin hâ«ceza sdaleti» diyebümekteviz. Hâlâ yıllarca s"ıkimleri tesir sltmda bırakmadıeını. yüzde vüz ren ve bazgn müruruzamana uğrayan dâvalar. hâsaelam deliller bulunmadığı balde bazı ahvalde lâ karamamelerle ihdas edilen suclar, hâlâ evlerhüküm tesisi yoluna eidilmedieini. Anava"=ada ve de yaoılan aramalar neticesinde elde edilen kitapUsul Kanumında vazılı «;ebeplprden hicbiri mevlann kenanndaki notlara veva postahanelerde acı!»•• cut oimadığı baldc sırf mevhum bir ea'evanı )••• lıo fotokoDİleri alınan mektuplara. vahut maddi !•>• teskin gayesivlp hâkirn'erin sanıkları"frvkn* ">«£• •veva manevi tazvik!#rle*. t>azan nâkimİprtn~*Mli • «• mediklerini iddiava imVSn var mıdir? ?'et olduk'arı tu^sklarla elde edilpn yaîan yanîn ••• ikrarlara müsteniden verilen hükümler. hâlâ ••• © Tahkikatın gizliliği konusunda: Beccaria !••• • •• •devlet eliyle cinayet» diye adlandırılan ölüm ce• •• bu mevzuda şoyle demektedir: <Gizli tahkikat • ••• • •• • •• apaçık bir suiistimal olduğu halde birçok millet zalan, hâlâ kapalı kapılar arkasında cerevan eden • •• tahkikat, hâlâ vicdani delil sistemini zedelivecek hâ lerde mer'î bulunmaktadır. Bu ancak milletlerin kimleri inanmadıkları Adlî Tıp veya bilirkişi raporla zaafından doğan bir zarurettir.» Gerçi o zamanlar rma göre hüküm vermeye zorlıyacak tatbikat, hâlâ da şitndı de soruşturmanın gizliliği âmme menfaatiy sırf âmmeyi yatıştırmak maksadiyle verilen tevle izah edilmekte idi ve edilmektedir. Bu mülâhaza kif kararları ve şiddetli mahkumiyetler, hâlâ suç ya karşı da Beccaria şunları söyler: «Öyle ise itiraf lunun da bir «insan> olduğu fikrine bir türlü alışa edelim; bu hükümet denilen şey ne garip bir te mıyan, onu hir «dosya numarası«ndan farksız bir şekküldür ki, maddi, manevi bütün kuvvetleri şev telâkki eden. cezayı suçlunun şahsiyetine intiavucunda tuttuğu halde hâlâ fertten korkmaktabak ettirmeve bir türlü yanaşmıyan mevzuat ve dır..» Aradan iki yüz sene geçtiği halde sırtına katatbikat rakolun, savcılığın, hattâ sorgu hâkimliğinin katste Beccaria'nın eserinin gün ışığını gördüğü pısı kapanan sanık, hükümetin ve kaza organmın tarihten iki yüz sene sonraki ceza adaletinin yüz temsîlcisi karşısında hâlâ yapayalnızdır: hâlâ bükızartıcı manzarası budur. tün hazırlık ve ilk tahkikat safhalarında gizlilik câridir; hâlâ sorgu sırasında müdafiin sual dahi II Bk. Berraria. Suçlar ve Cezalar. Ceviren: sormaksızın hazır bulunmasına cevaz verilmeV r Muhiddin Goklü, 2. Baskı, İst. 1961 3953 >. eza Hukuku tarihinde en büyük dönüm noktalanndan birini teşkil eden Cesare Beccaria'nın ünlü «Suçlar ve Cezalar» adlı eseri, bundan tam iki yüz yıl önce, yani 1764 tarihinde İtalyanın Livomo şehrinde isimsiz olarak yayınlanmıştı. Derhal büyük bir ilgi uyandıran, kısa zamanda baskı sayılan süratle çoğalan, hemen bütün Avrupa dillerine çevrilen, hakkında tenkid ve tefsirler neşredilen, devrin düşünürlerini «uç işliyen insanlarm acıklı hallerini de gözSnünde bulundurmağa, adalet maskesi altında ya Gazetemizin açtığı tartışma bölümüne gelen mektupları yayınlamağa başhyoruz. Bu hafta içinde okuyuculanmız daha çok Adalet Bakanı îrfan Baran'm, Bir Merhalenin Eşiğinde başhklı yazısı ile Prof. Velidedeoğlunun Ağlama Duvarı isimli makalesine cevap vermeyi tercih etmişlerdir. Bugün mektııplartn bir kısmını yayınlıyoruz. Pazar günkü sayınuzda diğerlerini yayınbyacağız. C İİİİ BİR MERHALENİN EŞİĞİNDE Bır müddet evvel Sayın Adalet Bakam'nın bazı cephelerde hukumet protokolundaki esasların beklenmiyen olay gibi karşılandığını iddia eden makalesini okuduk. Beklenmiyen olay hükümet protokolunda meselelerin ileri bir görüş ve anlayışla tesbit ve kabul edilmesi değildir. Beklenmiyen olay, koalisyonu teşkil eden partilerin mazileri ile bağdaşmasına imkân görülemiyen protokolun, icra safhasına intikalidir. Evet, tesbit edilen hususlan teyid edici bir çalışma duzeyine ulaşıldığı an beklenmiyen olay tahakkuk etmiş olacaktır. Bizi böyle bir hükme ulaştıran nedenleri makaleyle ilıskin olduğu nispette açıklıyalım: Koalisyon öyle bir koalisyon kı, kurulur kurulmaz Genel Merkezler dolup tasarken partinın alt kademelerinden tasfiye avazeleri yükselirken, protokolda partizanlıkla mücadele esa«ı benimsenir. Öyle bir koalisyon ki, muhalefette iken kişinin bir karış toprağmı almaya hakkın yok derken ıktıdara gelınce toprak reformunun bayraktarı olur. Öyle bir koalisyon ki, sahsiyetlı bır dış polıtikavı gerçeklestirmek için protokol imzalarken, imza sahiplerinden birinin gonlünde petrolü yabancı vesayetine verebilme sevdası yatar. Dığer yandan makale sahibi sayın Bakan protokola şüphe ile bakanlara «Unutmayın, milletin ekseriyeti bu protokola inanmakta» demektedir. Biz de deriz kı. «Evet milletin ekseriyeti protokola inanmaktadır ama. evliva olup uçanlara ınandığı gıbi • Ute bi?i tereddude sevkeden ve endişeye düşüren birkaç ornek.. Yok eğer sayın Bakan mazıye sünger çekin, unutun, biz artık eskisi gıbi değilız demek istiyorsa o zaman umutlu oluruz, am« mutlu olabilmemiz için protokoldaki prensiplerin kısmen dahi olsa yerine getirilmesini bekhyeceği7 Ankara Hukuk Fakültesi ögrencisi • »ında da bazı kimseler Amerikan mandasına gırmenın millî menfaatlere uygun olduğunu samimiyetle savunmuştu. Ama doğru yol Atatürk tarafından bulundu. Eğer bazı çevreler CKMP'yi suçluyorsa bunun sebebini partı başkanının Amerikan Elçisi ile görüştukten sonra verdıği demeçte aramalıdırlar. Türk demokrasisinin nitelifini pek deçiştirmez. Milyonlarca insanın okaraa • yazma bilmediği bir ülkede demokrasi yerlesemez. Mesele, insanlarm eğitilmesidir. Yeterli bir seviyeye ulasan insanlar ancak o zaman çesitli görüşleri savunan partilerin aratında doğra bir seçme yapabilirler. 1 Beklenmeyen olay Zekâi AĞIRER AĞLAMA DUVARI Ord. Prof. Velidedeoğlu'nun AGLAMA DUVARI başlıklı yazısında, îslâm dininin bir akıl dini olduğu ve düşünmeyi emrettiği belirtiliyor. Zannımca, dinlere mantıki bir izah bulmaya çalışmak lüzumsuzdur. Din, bir inancın ifadesi olduğundan, hem mantıkla bağdaîmaz, hem de bu mantıkla bağdas maması onun dinsel değerini eksiltmez. Erdinç ERSAN tst. tktisadi ve Ticari llimler Akademisi öğrencisi C A Fuzulî mi? Koalisyon protokolünün ve prorramın Ozerindeki tartışmalar, tannımca, fuznlidir. Doğrulufn veya nygulanma derccesi Vehbİ BELGİL En giizel foto romanları veren yepyeni bir mecmua Hayat E 1. sayısı »»•"•• Bedava DağıtılıyorL. Potpnri dinlemek, meyhane masasında sebeplenmek glbidir. Bir parça ondan, bir parça bundan... Plâkiden bir çatal, kırmm turptan bir tane, beyaz peynirden bir dilim, bahktan blt lokma, salatadan bir tadımlık. Yazı yazarken daldan dala konmaya özenmek bir heve». Bu hevesin gözüyle gazete okumak da bir taeves... Cansıkmtısını böylece defeder insan. Zaten gazeteler cansıkmtısını defetmek için çok çabalıyorlar. En önemli köşelerine en eglenceli haberleri koyuyorlar. Meselâ tzmire gelen tngiliz öğrencilerinden 17 yasındaki Margaret ile bizim 18 yaşında garson Sami 24 saat içinde nasıl d» vurulmuslar birbirlerine!.. Kız, oglanı gfirür görmez yıjdırımla çarpılmısa dönmüs, hemen tanışmak istemiş, ve tercüman aracılığıyla : « Sen rüvalarımın erkegisin. beni bırakma...» demlg. Uıca bucafının Demirgeçit köyünde de bir ihtiyar k5ylü, gazeteciye : « Bey, artık mezar kazmaktan bıktık, çocuklar öldfl bu iş bitti . > demis. Yani. ask ve 51üm yanyana gazetelerde... Baktım aşk'a Blflmden daha fazla yer vermis Babıâli basını... Fikret Otyam kıyamık bölgesinden : « Sefalet diz bovu ..» diye yazıyor. Kalem ovunu yapmıs bizim Fikret... Kar dizboyn diyeeekken, sefalet dizboyu . Acaba sefalet de kar gibi gökten mi y»|dı Anadolnya? Ve lefaletle kar'ın dizboynnda bata çıka yaşamaya çâlışan insanlar, doktorlara : « Bize ılâç verin, bırakın çocukları, onlar ölsün. Melektir. öte dünyada bizleri karşılıyacaklar...» diyorlarmış. Can korknsn bu! Çocuk ne ki, biri öldü mtt bir bsskan yapıhr, Adalet Partisinin sözcüsü de parlSmentoda : « Süt veya televizyon reklâm fiatları muvacehesinde dahi Batı demokra«ılerinde işliyen istifa mekanizması...» diye nutnk atıyor. Şu kızamık bölgesinde televizyon reklfim fiyatları yükselseydi de SD hükümet de düsseydi ne iyi olnrdn! Osman Bölükbası : « Biz Inönünün sayesinde yasamıyoruz, Allahm sayesinde yaşıyoruz ..» diyor. Bakın buno bilmiyordnk. Margaret ile Sami de vapurda vedalasırken bir güzel öpüsmüşler. Fotograflarını basmış gazeteler birinci sayfalars... Gençler birbirlerine söz vermisler. Sami : « Margaret, sevgılim, senı bırakmıyacağım, evleneceğiz...» demis. Tercüman, bu sözleri Ingilizceye çevirerek Margaret'e söy. lemiş. Margaret de cevap vermis : « Seni görur eormez ";askına döndüm..» Tercüman bn sözleri de Türkçeye çevirip Sami'ye söylemiş. « Senı görür görmez saşkına döndüm!» Adalet Partisi sözcüsü Mecliste : « Bu hükümet, iyinin tatbıkçisi ve kötünün takipçisi olacaktır. Bu hükümeeeeet, refaaaah ve huzuuur devletine atılan bir adımdırrrr ..» diye konusmns. Sami. Margaret'e bir mendil hediye etmiş. Eski Köy tsleri Bakanı Lebit Yardoğln : « Tütün isınde 50 tüccar için 400 000 köylü aç bırakıldı... Açıkcasını istersenız bızde tütün tacırlerinı Amerikalılar idare etmektedir > demis. Osman Bölükbası ise Mecliste : « Yeni hukümeti kuran partıler hariçten yardım görüyor diye ıftıra edenler oldu . » diyor. VVashineton Post îse neler yazmış : « Demirel özel tesebbüs şampiyonudur (...) Başlıca özelliklerinden biri kendisi için hem zaaf, hem de kuvvet teşkil edebilecek Amerikan taraftarlığı etiketidir.» Liz Taylor, Paris Hava Alanında köpe|ini kaybedip sızlanmaya baslamıs : « Köpeğımi ya çaldılar, ya kayboldu...» diye... Bir gazete : « Kilısli kaçakçıhk yapmağa mecbur...» diye yazmıs, Margaret Sami'ye avnlırken mendil sallayıp, hıçkırıklarla ajlamıs. Bu manzarayı görenler de duygulanıp hıçkırıklarla a|lamav» baslamıslar. Polisler bile aftlamıs.. Kızamık bölgesindeki köylüler : « Muska isleseydi bızım imamın Alaman topu iki yavrusu ardı ardına ölmezdi, muska ile iş olur mu!..» demişler. Bölükbası : « Bu hükumeti desteklemek vatan vazifesidir...» demis. KSylüler : « İyi ki çocukîann hepsi öldüler, mezar kazmaktan bıkmıştık...» diye kapatmıslar konuyu. Potpuri Seçkin ÖZATA Hangi çevreler? Sayın Bakanın yazısı, hükümet programının Meclislerde açıklandığı güne rasladı. Programın genel havası ve üslubunda yeni bir merhale kabul edilen bir husus açık ve örtük olarak ifade edilmemekte idi. Sayın Bakanın demokrasilerde olağan sayılan bir hükümet değisikliğini yeni bir merhale olarak kabul etmesi vakıalara ve gerce|e uymamaktadır. Zira bu merhale 1950 de aşılmış, Knrucu Meclisle gayeye yaklaşılmış, dürüst ve baskısız 1961 seçimleri ile de amaca ulasılmıştır. Yazıda geçen ve koalisyon ortakları arasındaki protokolun «Memleket kaderine münhasıran sahip oldaklarını sanan bazı çevrelerde saskınhk yaratmısa benzedigini» belirten cümle ise kesinlikten uzaktır. Şimdi tormak i«abeder, yazıda sözii edilen (çevreler) hangisidir? Memleket kaderine münhasıran biz sahibiz diye (bazı çevrelerden) herhangi bir ifade ve fiil sadır olmuş mudur? Fakat, aksi çok söylenmiş ve daha ço| u hareketlerle gösterilmistir. Üçüncü koalisyonun kuruluşo nnutnlabilir mi? Henüz hiçbir çevrede, gerek protokol ve gerekse program hakkında kesin bir tutnm ve ifade yokken vehim mahsu'ü soruları cevaplandırıyormnscasına siyasi polemik yoln açmak hatalı bir davranıstır. Yazıya en yerinde cevap, yazarının da Bakan olarak yer aldıjı dördüncü koalisvon kabinesinin kurulusunda, (bazı çevreler) in olumlu tutumndnr. BAHAR ÇEKİLİŞİNDE \ 1 KİŞİYE OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK NİŞANTAŞI'nd. daimi sıcak sulu, tam konforlu ürkiye'deki 350.000 tütün ekicisinin dramı, bıraz daha ağır şartlar altında, bu yıl tekrar oynandı. Türkiye'nin en verimli topraklarını işlemelerine rafmen ekicilerin durumu her yıl biraz daba kötüleşiyor. Bu olumsuz gidiş, tütün piyasasının ülkemizdeki mekanizmasından ileri gelmektedir. TürdN SAVAŞI Üç alıcı Ismail CEM tüccara 9, en tazla 10 liraya malolmaktadır. Tütünün dısarıva ihraç edildiği fiat ise 1,6 doların, jani 14,5 liranın altına düşmemektedir. Nitekim dışarıya 80 milyon kilo kadar tütün satümakta ve 4050 ihracatçı bundan 300 milyon lira (sahıs başına 6 milyon) kazanmaktadır. Bu rakamlar, Tekel'in verdiği fiatlarla ihracat yapılabileceğini, Tekel fiatmın altında bir para verilerek alınan tütünlerden ise astronomik bir kazanç sağlandığinı göstermektedir. • ürkiye'deki alımlara American Tabacco gibi yabancı şirketlerde daha küçük bir oranda I katümaktadır. Bu şirketler aynı zamanda yerli ihracatçılarımızın ithalâtçısı durumunda da olduklarından, Türkiyedeki varlıklarınm sebebi piyasaya katılarak fiatlann mümkün olduğu kadar düşük seviyede kalmasını sağlamaktır. Bu dunımda dünya tütün piyasasını kendi işlerine geldiği şekilde düşük tutmakta ve ithal edecekleri tütünlere az para vermeye çalışmaktadırlar. •••• • ••• APARTMAN DAİRESİ 1 KİŞİYE T 100.000 Lira Ayrıca ürkiye'de tütünün üç alıcısı var: Tekel, ihracat şirketleri ve Amerikan Tütün Şirketleri. Her yıl ihtiyacı olan miktarı, ekicinin menfaatini gözeten bir fiat vererek satın alan Tekel, hükümetin kendisine sağladığı finansman oranında rahat hareket etmekte ve fiatlann düşmesini önlemeye çalısmaktadır. Nitekim Ege tütün piyasasında (Tekel Bakanınuı belirttiğine göre) en düşük kaliteli tütünün bile ekiciye 6 liraya mal olduğunu gözönünde tutan Tekel. 6,5 • 13,25 lira arası bir tiat vermektedir. Ancak, Tekelin asıl amacı ihracat değil, kendi fabrikalannın hammaddesini sağlamak oldugundan, belirli bir oranda alım vapabilmektedir. Nitekim bu yılki Ege piyasasında hâlen satılmış olan 57 milyon kilo tütünün sadece 16 milyonu Tekel tarafından alınmıstır T îi Amerikan şirketleri 600 kişiye çeşitii para ikramiyeleri SON PARA YATIRMA TARİHİ ve Bu hafta içıkan sayılariyle bU'mecmuanın 1. sayısını okuyucularına, parasız olarak hediye.ediyor!.. DİKKAT: Bu'mecmuanırnilksayısı piyasada para ile satıtmıyacaktır. 6u • hafla t «Hayat» ve •Ses»>alırkcn,«bâyiinlıclen ısrcrU parasız «Resimli Roman» mecmuasım Utvyiniz. 350 000 ekici ailesi iyasa açılır açılmaz ekicinin yapmak istediği ilk şey, tütününü daha iyi fiat veren Tekele satmaktır. Ancak, TekeUn imkânları sınırlıdır. Özellikle CHP nin Tekele vermeyi kararlaştırdığı kredinin hükümet deçişiminden ötürü verilmemiş olması, Tekeli bu yıl daha zayıf bir durumda bırakmıştır. î^kici, Tekele satamadığı tütünü ile başbaşa kahnca, bunu ya ihracatçılara ucuz fiata vermek, ya da elinde kalması tehlikesini göze almak zorundadır. EHnde kalması mahvına sebep olacağından, tütününü maliyete, hatta zararına sat GARANTİ BANKASI © • ®ww<Hmw@mww& Reklâmcüık 801/2512 Istanbul Belediyesi ŞEHİB TİYATROLARI FATİH TİYATROSUNDA 6 mart cumartesiden itibaren her gün 21 de, pazar 15,30 da 1 1 ş İ I 11 Mart ekelin alacağı miktar sınırlı olduğundan, ekici elindeki tütünün büyük bölümünü Amerikaulara ve özel ihracat şirketlerine satmak «orundadır. Tütün ihracatçılarınm sayısı elli kadar olup bu kimseler daha çok dışarıdaki büyük alıcı sirketlerin komisyoncusu durumundadırlar. Türkiye'de bizzat alım yapan Amerikan şirketlerinin sayısı da 5 i geçmez. Tekelin dısında kalan bu alıcılar, müstahsilin nasıl olsa kendilerine çok miktarda tütün satmak zorunda kalacağını bildiklerinden aralarında anlasmakta ve tütüne cok düşük bir fiat vermektcdirler. Nitekim bu yılki piyasada özel alıcılar 4 • 9 lira arası fiat vermekte ve Ege Tütün Ekicileri Federasyonunun yöneticileri tarafından belirtildiğine göre «Ekicinin 'o 80 i elindeki tütünü maliyetinden aşağı bir fiata satmak tadır.» Bu iddia, bizzat Tekel Bakanının ifadesi (en düşük maliyet 6 lira) ve halen şirketlerin piyasadaki alış fiatlan (49 lira) tarafından doğrulanmaktadır. I P Nuri SOYDAN Emekli memur • ütün ekicileri, tütünle ilgili kanunun çıkarılmasını ve dev bir üretim kooperatifinin devletin kendilerinden topladığı 100 milyon lira ile Inırulmasını istemektedirler. Ancak, şartlar ve alışkanlıklar böyle bir kooperatif kurulsa bile durumun fazla değişmeyeccğini göstermektedir. Ote yandan ekicüer, Tekelin tütün piyasasına dah;' etkili bir şekilde katılmasını, tütün alımını ve Uıraetını büyük ölçüde Tekelin yapmasını istemektedirler. 350.000 ailenin ekmeği söz konusu olan bu meselede, Tekelin davranışı hükümetin iktisadi tutumu ve Tekele vereceği kredi ile oranlıdır. Hükümetler ise yülardan beri • hracatçüarın ekiciden satın aldıkları değişik Tekele. dolayısı ile tütün ekicilerine gerekli yarIkalitede ve fiatta tütünün ortalama maliyeti dımı yapmamakta, meydanı ihraca'çılara bırak™7,5 lira civarmdartır. Bu tütün 125 kuruş ka4ar harcanarak işlenmekte ve ihracından önce mayı tercih etmektedirler. li Çözüm yolu Millî menfaatler Sayın Adalet Bakanının yazısında şöyie denilmektedir: «Dış politikada en cesur ve MlLlJ MENFAATLERE ÜTGÜN GÖKÜŞLER'i herkesten önce savunan CKMP dahi Amerikan emperyalizminin dolâr asakları, gericilerin kuyrnkları olarak gösterildikten sonra diğer koalisyon ortaklarımız için söylenenlere sasmamak gerekecektir.» Burada bir hıiküm verilmektedır: «Millî menfaatlere uygun görüşler...» Acaba bu görüşler gercekten milli menfaatlere uy|un mudur? lıtiklâl Savafi tır« BERNARDA ALBA'nm EVİİ ÜSKÜDAR TİYATROSUNDA 6 mart cumartesiden itibaren her gün 21 de, pazar 15,30 da | 1 1 HULLECİ İstanbul Teknik Üniversitesi Eleklrik Fakültesi Dekanlığından: Kısa bir süre ara verilen Elektrik Tesisatçılığt ve Radyoculuk Kursları açılmıştır. Öğrenci kayıtlarına 1 mart 1965 pazartesi gününden itibaren başlanıp 15 mart 1965 perşembe günü son verilecek ve o tarihte derslere başlanacaktır. (Basın 2996/2504) TEPEBAŞI TİYATROSUNDA 10 mart çarşambadan itibaren Pazar Pazartesi Çarşamba Cuma 21 de pazar 15,30 da Peter Ustiov'nn İhracat fiatlan ELİMDEKİ HAYAT (Basın 2975/25uâ>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle