17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ CUMHURİYET U Mart 1965 KIZAMIK VE HAÇll BUĞDAY Doç. Dr. Osman N. KOÇTÜRK nin meseleleri her fün btraı daha kanşacak ve guçleşecektir. Balıkçıük gibi bâkir ve velut bir saha benflz Türkiyede sahibini bulamamış, hayvancıbğımız cahil ve bilgisiz insanlann elinden kurtarılamamıştır. Yeteri kadar süt üretemediğimiz için ilk öğretim çağındaki iki milyon çocuğa CARE teşkilâtının hibe ettiği yavan süttozu, un ve margarin Ue belsemeye ve 222 sayılı kanunun icaplarını yerine getirerek ayakta tutmaya çalışıyoruz. Oysa ki Anadolu medeniyetlere beşiklik etmiş ve miİTOnlarca insanı kucağında beslemiş cömert bir toprak parçasıdır. Tarım araçlarının çok ilkel olduğu çağlarda bile, günümüz insanlannın karatobum yemeye mecbur kaldıklan Anamur çevresinde mutlu insanlann, mutlu bir ömür süriip medeniyetler kurduklanna sahit oluyoruz. Bugiin kendilerine tohumluk olarak verilen ilâçlı buğdayı yiyip blduğumuz topraklar, asırlar öncesi Ortadoğu medeniyetinüı buğday amban idi. AZ GEÜŞMİŞ ÜLKELERDE • •*! • ••I M rtık bugunku sartlar altında açlık, Türkiyenin, Amerikanm. Batı Almanyamn veya Asya ve Afrikanın meselesi olmaktan çıknuş, insanlılığın düşmanı haline gehniştir. insan topluluklan yaşamak için birbirlerinden çok, müşterek duşman haline gelmis olan açlık ile savaşma zorunluğu içinde bulunuyorlar. Biz de Türkiyemizde meseleyi bu snlam içinde kavramab, açlıkla savaşmayı giinlük meselelerimiz dışında ve tıpkı savunmada olduğu gibi partiler üstü müşterek bir hava baline getirmeliyız. Kızamık olaylarının ithal malı antibiyotikler veya onlardan da daha pahalı olan «gamma globulin» ler ile önlemeye çalısmak koklu ve devamlı arın doyurmanın, memleketimizde karın şibir tedbir sayılamaz. Temel sebep olan açlık orsirme anlamıyla anlaşılmış bulunması, Ame tadan kaldırılmadıkça, bu kabil ilâçlar çok daha rikadan ithal edilen buğday ile yağı kullana olumlu maksatlarla sarfedebileceğimiz bir kaç rak hazırladığımız şişirici yiyecekJer ile 30 mil kuruşumuzun da yabancı ülkelere gitmesine sebep yon insanı gereği gibi beslediğimiz veya, ilâniha olacaktır. Aç kaldıçı için ilâçlı tohumluk buğdayı, ye besliyebileceğimiz zan ve evhamını kamu oyu hayvan yemi olarak kullanılan karatohumu yiyen na mal etmiş bulunuyor. insanlar Türkiyede yasadıkça, sağlık meselelerimiz gibi, sosyal ve ekonomik problemlerimizi de Buna karşılık, et, balık, yumurU ve süt gibi yiyecekler inadına kıt ve gizli açlık pek urnumi hiç bir zatnan çözümliyemiyeceğiz. Türkiyenin meseleleri realist bir gözle görülüp, gerçekler kabul dir. Koylerde vaşıyanların bayramdan bayrama et edılmedikçe halledilemiyecek ve olayların arkası bulabildikleriıu ve bunun dısında bir hayvan hasalınamıyacaktır. Türkiyede bir tavuk yılda 60 • 80 talanırsa «<on dakikada kesilerek etinin paylaşılyumurta, bir inek 402 litre sut verdikçe dâvalarıdığını ko\le ilıskisi olanlar gayet iyi bilirler. nıızı çozümliyemeyiz. Burnumuzun dibindeki IsKızamıırın kıs me\siminin son aylarında çıkrael, çöl şartları içinde, bir tavuktan 200 yumurta nıası ve suratle yayılması, butun kışını kotü besve bir inekten 4300 litre süt alabiliyor. Bundan lenme şartları içinde geçırdikten sonra, bu devrede elinde bir kaç kılo buğdayı kalmış ve çev dolayı İsrael halkı ilâçlı buğday ve karatohum yenıemekte, kızamık bu milletin çocuklanm bizde resi karla sarılmış olan koylünün hastalıklara olduğu gibi mezara sürükliyememektedir. karşı direnme gueünu yitirmiş ve çoculdarın ise uzun sure sadece tahılla beslenmeye merbut gizli XX. nci asırda kızamık ve diğer salgınlar Türbir açlık içine düşmuş olmasına bağlı bulunuyor. kiyede yüzlerce çocuğu yere serip, olaylar gazeteBu açlık vatandaşlanmızı ilâçlı buğdaydan ekmek lerde manşet atılmasına yol açıyorsa, bunun antiyapıp yetneye, Anamur koylerindoki insanları, sabiyotik ve gamma globulin ithali ile önlenerniyekat olacaklarını bilmelerine rağmen karatohumu cek bazı nedenleri olduğunu kabul etmeli ve yaöğütiıp midesinin sızısını durdurmaya itekliyen ve pıci sebepleri araştırarak bunları yok etme durubizim butun uyarmalara rağmen mevcudiyetini munda olduğumuzu artık idrâk etmeliriz. kabul etmeye yanasmadığımız gizli ve bugunku Kalkınma maksatlan ile plânlar hazırlnanlar, hali ile asikâr açlıktır. besin maddesinin insan gucünun ve sağlığının teDunyanm en fleri ve ntüreffeh toplumlarının bile açlıeın kendilerini tehdît edip bir tehlike ha meli «Iduğunu anlamalı ve °o 7 hrzla kalkmabilmek için iyi beslenmenin şart olduğunu kabul etlien geldiğini sezerek, buna karşı tedbirler almak ' « ve açlıkla savaşmak için müşterek cepbeler ve meüdirler. İyi beslenmiyen bir insana • 7 hızla kalkınmanın yolunu gösterip, kâğıtlar üzerinde organizasyonlar kurmakla pek meşgul olduklan plânlar hazırlamak, deposuna iki kilo benzin konbugünlerde biz bu konuya sırt çevinniş ve taşıma »u ile değirmen çevirme gayretleri içinde yak mus bir otobüse Ankaradan Istanbula iki defa git ve gel demeye benzer, Bu insanlar, ilâçlı buğday laşan tehlikeyi gdreraez bale gelmis bulunuyoruz. ve karatohum yiyerek bu kalkınmayı isteseler de gerçekleştiremezler. Bize kalırsa, doğum kontrol kanununu Meclislerden geçirdikten sonra işi hayli hafifliyecek olan Sağlık Bakanlığı, artık bu konuYuz milyon insanı rahat, rahat besliyebilecek ya el atmalı ve Tıirkiyenin beslenme islerini yöImkânların yattığı Tıirkiye her yıl bir milyon ton netecek ve gerçeklerı ortaya çıkaracak Bakanlıkcivarında buğday ithal etmekte, muhtaç olmadılararası bir organizasyonun kurulması icin bir ğımız hakle Amerikanm bir uretim fazlası olan kanun tasarısı hazırlıyarak, doğum kontrol kanusoya >agı lımanlarımıza su gibi akmaktadır. Beri nu gibi bunu da adım adım takip etmelidir. Kotaarftan yerli kaynakların her gun biraz daha yıplay işler ekseriya verimsiz kalır, zor ve fakat gerrandığını \e halkın tukettiği buğday miktarının çeklere dayalı işler ise devamlı ve olumlu sonuçise anormal ve dengesız bir şekilde arttığım gdlar verirlcr. Türkiyenin bir numaralı dâvası artık rüyoruz. Bazı çevreler Türkiyede bir insanın bir ele alınmalı ve toplumun beslenmesi konusu Anayılda 248 kilo tahıl tükettiğini ifade etmektedirler. Bu hesaba gore Tıirkiye insan başına en çok ta yasamızın 52 nci maddesinde açıklanan esaslara gore hükümetlerce benimsenmelidir. Bu yapılacak hıl ithal eden ve en çok tahıl tuketen bir toplum olursa halk ilâçlı buğday ve karatohum yemekten haline gelmiş bulunuyor. Memleketimiz bu hali kurtııJacak, çocuklarımız kızamıktan ölmiyecek, ile bazı ileri ve zengin milletlerin uretim fazlaları Turkiyenin sosyal ve ekonomik meseleleri daha Ifin devamlı bîr pazar haline gelmiştir. kolay halledilebilecektir. Bu guç şartların kolay bir usulle geçiştırılebıleceğini zannedenler. «Doğum kontrnl kanunu» ile işi dıizenleme istemi içindedirler. Siddetli bir mu(1) Cumhurıyet gaietesı, 1718 Mart 1965 halefete rağmen Meclislerden geçirilmiş veya na(2) Koçturk, Osman N , Gıda Kontrolu \e Kasıl olsa gecirilecek olan doğum kontrol kanunu da ra Yara, Cumhurıyet Gazetesı, 13 Kasım 1964. bize umduğumuz faydayı sağlamıvacaktır. Zor fa(3) Han, Mete, Karatohum, Yon Dergısi, sayı: kat olunılu çarelere basvurup kendi üretim kav100, 26 Şubat 1965 naklanmi7, kendi ihtivaçlarımıza ce\ap %erecek (4) Koçturk, Osman N , tBırakın ölsunler», kaliplar içinde değiştirilmiyecek olursa TurkneMilhyet gazetesı, 13 Mart 1965 araşta 11 vatandaşımızın Uâçlı tohumluk buğdaydan zehırlendıklerini \e bunların altısımn öldüğunu; Diyarbakır ve Mardin çevrelerinde ise olayların sıklaştığını, ilâçlı buğdaydan yapılmış tonlarca una nıahalli idarelerce elkonduğunu gazetelerden öğrenmis bulunuyoruz (1). Bu son olaylar yıllardır duyulan ve duyulmıyan binleree olaydan bır vej'a bir kaçını teşkil etmekte ve vaktijle yapılan uyarmalara rağmen açlığın Diyarbakırın fakir koylerinden kalabalık illerimizin aç çetrelerıne kadar ilerlediğini gösterme bakımından ayrı bir değer taşımaktadır (2). Beri taraftan Anamur ilçesine bağlı dağ köylerirıde halk ekmek yapnıak için arpa bile bulamadığından .çevrede «fink» tâbir edilen kara tohıımu yemekte ve bu yüzdcn sakatlananlar, bu Skibeti daha onceden kestirdikleri halde yapılacak başka bir şey bulamadıklarını ifade etmektedirler (3). Kızanıık haslalıpı. Erzıırumun fakir »e aç koylerinden ise başlıyarak, memleket sathına yayılmış \e nihayet Ankara ve Istanbul gibi büyük şehirlerimize kadar hemen her yere yayılmıştır (4). Hastalığuı köylerde yasıyan ve iyi beslenmiyen çocuklar arasında daha oldürücü bir seyir takip etmiş bulunması, buna karşılık bir nisbet dahilinde iji beslenebilen şehir çocuklan arasında ölümlerin bu kadar yuksek olmayışı ayrıca dikkati çekmektedır. Biitun bu olaylar \e ayrıca, yerli ve yabancı uzmanların bazırladıklan tetkik ve müşahedeve dayanan raporlar ile, her gun gözümüziın önünde cereyan edenler Türkiyenin ciddî bir açlık içinde bulunduğunu gosteren ve küçümsennıesi Kabil olmıvan belirtilerdir. BatıAvrupaörneği uygulanabilir mi? B) DIŞ ŞARTLAR ISMAIL CEM BATI KALKINMASININ ÜÇ ANA UNSURU AZ GEÜŞMİŞ ÜLKELERDE YOKTUR îer yer orgütlenmış olup, hakermave birikiminin klâsik ör ğer suııfa, mecburıyet karşısuıda kını ve ücretıni her \ıl biraz danegıııı Batı Avrupa venniştir. bile olsa, zamanı gelınce bırakha artırmak yolundadır. Yanı, az Avrupanın iki donemde birik mıştır. gelısmislerde, ülkenin sermaye tirdiği sermaye buyük yatırımlabirikimini sağlıyacak olçüde isrı, uretim artışını, kalkınmayı ve o ülkenin refahını sağlamıştır. Baçivi sömürmek artık ımkânsızdır. atıdakl sermaye birıkimınm tıdaki sermaye birikimi iki doneVar olan sanayiden biriken seren önemli unsuru dunyanın o me ayrılabilir: Birincisi, XV. yüz donemdeki şartlanydı. lcatların maye ise, en olumlu sekilde knlyıldan XVIII e kadar devam e. Avrupaya askerl bır ustUnlük sağ lanılsa bile, ülkenin kalkınmasıder. Ozelliğı, sermayenin daha çok ladığını belırtmeye çalışmıştık. Bu nı sağlı\amıyacak, ona ancak somürgelerle yapılan ticaret ve yardım edecek bir bnemdedir. üstunluk sayesinde Avrupa mılonlardan getirilen değerli maden Batı örneçine gore sermayevı ler sayesinde birikmiş olmasıdır. letleri dunyanın dort bucağında bilfiil biriktirecek zümre olan Sadece dış ülkelere az verip kar somürge kurdular. Zengınleşmeşılığında çok almaya dayanan bu nın en kolay yolu başkalannı soy bnrjnvazi de az gelısmelerde cok birikim, ikinci doneme oranla ö mak olduğundan, bu somurgele değisik bir niteliktedir. Az çelisrın kaynaklarından, karşılığında mislerin burjuvazisi, Batıdakı nemsizdir. gibi sos\al ve ekonomik şartlaXVIII. yuzyıldan XX. yüzyıla rın değismesinden ötıirü defil; kadar devam eden ikinci donemin sömürgecilerin çıkarı geregince özelliği, sanavileşme ve üretim geri bir iktisat döneminde zorla artışıdır. Sermaye, asıl bu çağda me\dana getirılmis, erken doibirikmiş ve Avrupanm kalkınmamustur. Somürdujü ülkede kensını sağlamıştır. di isini kolavlastıracak ve aracıKlâsik orneğin en buyük özellık vapacak bir zürareve ihtivaliği. sermayenin belirli bir zümcı olan Batı. henüz feodal bir ıkrenin elinde birıkmesi, bu zumtısat dönemıni vasıvan bu ulkereye de\Ietin her turlu yetki verlerde kendi burjuvazisinin bir mesi ve şartların bu çeşit bir serkopıasını varatmıstır. Ancak, az mave birikimini mümkün kılmagelismıs burjuvazi, yaratılısı tesıdır. reeince, çoklukla kokü toprağa Gunümuzun az gelişmişlerinde davanan bir zümredir, Batıdaki de devletin sermave biriktirecek gibi derebey liğin karşısında dedurumda olan zumreye, yani bır ğil, onun yanındadır. Knrulnso miktar sermayesi olanlara, hiç bir icabı üretken değildir, aracıdır. sınır koymaması mümkündür. AnAsıl gorevı kendi ülkesinin hamcak mesele, bu hurrivet verildiği maddesıni dısarıva satmak, bastakdirde şartların aynı sermave ' ka Ülkenin mamul esyasını kendi birikimini sağlavıp sağlıvamıvaulkesinde satmak ve bir çesit kocağıdır. mi«ıonculuk \apmaktır. Tani, Klâsik sermaye bırıkımmı Av hıç bır şey odemeden faydalandırupada gerçekleştıren şartlar, olar Bu somurgeler, ajnı zamanda, Batıda olduğu çıhi buyuk kazanç lar sağlıyacak, tasarruf vapacak, zetle, şunlardır Avrupanın fazla uretımını sattığı mahreçlerdı. Somurge ıstese de, sermave biriktire<.ak ve bunu üıstemese de Avrupanın malını al retken yatırımlara yöneltecek mak, Avrupamn ıstedığı ucretı o gucten voksundur. demek zorundaydı Avrupadaki sermave birikimi1) Yeni icat ve keşifler Bu alışverış, somurgenın doğal nin en önemli unsuru olan sömür kaynaklarının erımesıne, ulkenın XVIII. yuzyıldakı ıcatlar dızisi, gecilik. tabiativle. az gelismis üluretımın atolyeden fabrıkaya geç fakırleşmesme sebep olurken, keler için söz konusu edilemez. kaybettığı değerler Avrupaya gıdı Tani bir Cezayir kalkıp da Konmesmı, daha çok ve daha iyi mal yor, orada bırıken sermayeye ek go'vu sömüremez. Az çelismisleuretılmesını gerçekleştırdı. 1760 dan itibaren Webb, Grant ve Per lenıyordu. rin başkalannı sömürmesi sövle Avrupamn sermayesi. kendi ışrın'ın buluşları tekstıl sanayıının çısmm ve başka ulkelerın somurul dursun, kendileri hile çoklukla kurulmasını ve gelışmesıni sağlabirer veni • sömürgedirler. dı. 1764 de Watt ılk otomatık ma mesi sonucunda birikmiş ve kalŞartların kısa bir özeti, az ıekuıeyı ıcat ettı Demır • çeukteki kınmayı sağlamıştır. Bu somürme buluşlar dızısi 1736 da Darby ta zamanla tesırını azaltmış, fakat üsmislerin klâsik sermaye birikisermaye onceden birikmiş oldu minin kurallanna göre kalkınarafmdan başiatıldı ve bu sanayıde mıvacaklarını göstermektedır. ğundan kalkınma aksamamıştır. buyuk gelışmelere yol açtı. Sermavenin bir zumre elinde biBu Icatlar, aynı zamanda, Avrurikmesi ve onun vasıtasiyle vapanın sermaye binkımınde çok tırıma yönelmesi, siyasi bakıraönemli rol oynıyan askerl ttstündan imkân dahilindedir. Ancak, lüğu sağladı. Pazla sayıda üretilen iktisadi sartlar bu sekilde birimallar, bu üstunluk sayesinde keş | T alkınmada knllanılacak sfr kecek bir sermaveyi gücsüz kalfedılmış yenı ülkelere (pazarlara) •" mavenin bir zümrenin elinde mava mahkum etmektedirler. satıldı ve gereklı ham madde bu birikraesi ve oradan yatırıma ybBatıdakı sermaye birikimini ulkelerden getırıldı neltılmesi anlamına çelen Batı sağlayan uç ana unsurun (burjuAvrupa sermaye birikimi örnfii 2) İnsan gücünün vazi i«ci • srimüree) ikisi »z *eaz eelismiş ülkelerde uygulanadurumu lismislerde çok değisik bir nitebilir mi? lık taşımaktadır. Batı modelinden atı Avrupanın sermave bırikAz gelismislerin XVIII. yüz>ıl "" tırdığı donem, derebeylık reki görevlerini günümüzün dünyajıraınm yıkılmasına ve şehırleşme Avrupasına oranla daha sanslı sında tekrarlamalarına artık imnın başlamasına rastlar. Derebey olduklan tek nokta, teknik im kân kalmamıştır. Sdmürgecilik hğm son zamanlarında yan esır kânları, makineleri, v.«. para kar ise tarihe karısmak üzeredir. koyluler (serfler) tarlalarından ka sılığında bile olsa elde edebilmeAz gelismis ülkeler, sermave çarak kasaba ve şehırlere yerleş Ieridir. Bu imkânlar için Avrubiriktirmek için baska kavnaklameye başlamışlardı. Koyden şehre panın yaptığı gibi yıllarca çalışra yönelmek, baska metotlar deakm XVIII. yuzyılda hızlandı ve maları gerekmez. nemek zornndadırlar. 1 sanayı devrımımn gerçekleştığı Sermayenin klâsik Srneğin knTARIN : DIS TARDIM yıllarda şehırler en ağır şartlar rallarına gore birikmesinde önera VE YABANCI SERMAYE altında çalısmak zorunda olan ın li yeri olan insangücü'nün duruö Z Ü R • Dunkü yazıda «Üretisan yıgınlarıyla doldu Kurulmak mu îse, az çelismislerde harli demin yetersizliğinden sermaye birikta olan sanayı bu fırsattan fayda ğısiktir. Sanayı ve tarımdaki ( • memekte. sermaye birikmediğinden • lanmasını bıldı O doneme aıt mek arzı, zaten daha fazla sömü vatırım az olmakta, yatırım az oldu ıstatıstıkler, bır ekmek parası rulemiyecek bir durumdadır. Kal ğundan üretim artmamaktadır» karşıhğmda insanlann gunde 14 dı ki, az gelismislerin isçi gınıfı «artmaktadır» 16 saat çalıştıklarmı ve bu şartla sosval bakımdan XIX. yuzyıl Av cumlesı yanljşlıkla seklınde çıkmıştır. özur dılıyerek ra rağmen ış arıyanların fabrıka rnpasınınkinden çok ilerdedir. duzeltıriz. kapüannda yığınla bekledıklerım S B Açlık, ortak problemdir A K Gızli açlık Bilgenin biri: insan, â!et kullanan hayvandır denıı». tnsanın nasıl bir hayvan olduğuna dair çok söz söylenmlştir: İnsan, konuşan hayvandır, derler insan, sosyal hayvandır, derler însan, gulen havi'andır. derler Butun bu deyişlerde ortak nokta, insanın hayvan olduğudur. Gorunuşe bakılırsa butün bilge'ler insanın havvan oduğunu ispat etmek için yarısa çıkmış sanılır. Oysa boylesine buyuk cevherleri yumurtladıfı için pek mağrur bilgelerden birine, meselâ «Insan konusan hayvandır» diyen filozofa: Sen konuşan bir ha\\ansuı deseniz çok kızar. Ama lâf ortadan sovlendiği icin kimse alınmıyor. Bunun icin «insan âlet kullanan havvandır» cumlesine de kimse alınmıyor. Doğrusu bu fikrin bir gerceği yansıttığı da ortadadır. tnsanın âlet kullanan bir yaratık olduğunu hep gorüyoruz. Üstelik İnsanın kendisi de kullandığı âletlere uygun bir biçim alıyor. Daha baska deyişle kullandığı âletler insanın hallerine tesir ediyor. Piyano çalan ile araba kullanan. çift suren ile elektronık cihaz kullanan insanlann, duruşlan, da\ranışları başka havalar içindedir. Bırakınız bu kadar derinlerini. sigarasını ağızlıkla icen kimseye bile bir eda gelir ki gozden kaçması imkânsızdır. Var^ıle veya pipo içen kişiler arasında da derhal elindeki alete oz^u bır fark doğuyor. Bir koltuğa oturmuş insanla. ayakta duran insan arasında da hemen büyük ayrılık belirir. Ara sıra kaba etleri altmdaki yumuşak koltuklara gururla kaykıIan insanları gorunce âlete koşulmu; ha\\an manzarasına bakar gibi olu^orum Boylesine eda içinde mağrur bir sesle cemiyet toplum değil \e amele işci değıl meselelerinden soz açmak gene konuşan hayvan olmak niteliğındpndir. Kendisini oteki insanlardan farklı sayan bu çeşit hay\anların «nesli» bir gun gelip «münkariz» olacak. Ve yalnız tarıh kitaplarında oğretmenler ve babalar, çocuklara gösterip: Ute ceddimiz diyecekler Bugun çoğu kişi acık secik biliyor ki. bir gun gelecek bugünkfi biçinıİYİe toplum denen ilkel topluluk kalmıyacak. Bunu kimisi açıktan soylenıek yureğini huluyor bugun Ona iftiralar atıyorlar, çamurlar sıvıyorlar. Kimisi de açıktan sojlemese bile boyle gelmig olan ın boyle gitmiveceğini cok i\i seziyor Herkes anlıyor ki bir gün gelecek, bugunku toplum tarihin karanlıklarında kaybolmuf koleler toplumu kadar bile şerefli sayılmıyacak. .Mart ayuıın sonlarında olduğumuzdan ara sıra guzel havalara kaıusuyoruz. Gerçi bir gun Akhisar, bir gun Kozlu, bir gun Çeltek, bir gun kızamık, bir gün grizu. bir gun grev ustune yazılmıs mutsuıluk şarkıları kulaklarımıza geli\or ama, yarınlar iyi gunlere gebedir. Sımdi butun bu soylediklerimden habersiz ve kendi dar dıuıyalarının sığ ze\klerinde yaşı.vaıılarımız coktur Bunlar kendi bahçclerindeki yuzme havuzlannda kulaç atıp denizleri unutanlardır. Onlar da elbet insan denen hayvanııı uzun macerasında jer alıyorlar. Ve tıpkı bir vakitler: Kolem dıye gururla konuşan cedleri gibl: Amelem diyorlar. Konuşan hav\an olmak icabıdır bu Çunkü hiç bir at, baska blr atı kole yapmadı. hiç bir eşek de başka bir eşeği Ama insan, atı, eşcği, kopeği ve insanı kole yaptı. Buna bakarak: insan insan kullanan hayvandır diyebilir mijiz? Suphesiz Urihe baktığımızda bu târife hak \erdirecek bir geçmlşi gorüyoruz. Ama bugun insanın insanları kullanmadığı toplumlara da varmıştır insan Ve galiba insanın hayvan lık tan kurtulup, insanlığa varmasında en önemli aşama da budur. insanın insanı somurmediği bir dunyada gerçek insanın tanunına kavuşacağız . Filozofça A) IÇ ŞARTLAR DENİZ KENARI KUMSAL Buyukçekmece deniz sahılınde elektrık, su mevcut ıkı odalı daıreler peşın 23 000 bın lıra. Müracaat: Mektupla P.K. 13 ŞİŞLİ llâncıhk: 5773/3265 Viiz milyon insan AZ GELIŞMIŞLERDE OLABIÜRMI? SEKRETER ARANIYOR ÖZKÖSEOĞLU Kardeşim S. 50 Karaköy tlâncılık: 5883 3266 Seri daktilo yazabilen ve dosyalama islerini vürütebilecek Bugun Matinelerden İtibaren Beyoğlu 1 u lel: >S4 » 2 E M E K v e RÜYA Tel: 44 84 39 1 Sınemalarında Kitabı öğrenciler tarafından en çok okunan ve dunyada halen hasılat rekoru kıran: 80 S Mcteel Todd :::";::::"••;••":::;••;••;;•••••;••'•••••"•••••••!•••••"•.îü.iîîîs:;;::::!!":!::"::::; '::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: 0•**•••V*#B«sa*Ofta*4PB0ffM<MAaOBMHft*&*••*••••*•••••>•••••*•••*••A*ak«aHB»*KHnttH*aa»nfe.MH»AAA •! Esm Alı>e Aker ın rahatsızlığı sebebıjlc vakın ılgı ve şefkatını esırgemıjcn sa\ ın buyuğumuz Prof Dr. NECATI GUVENÇ e ve amelı\atı başarı ile yapan değerlı TEŞEKKÜR jij SosyalSigortalor Kurumu İ Istanbul Salınalma Müdürlüğünden Doç. Dr. ORHAN ŞAŞMAZ'a 1 Kurumumuz Sağlık Tesislerinin tıbbî cıhaz ıhtıjaclan için depo stoku olarak 10 kalem cıhaz kapalı zarf usulu ile satın alınacaktır. 2 Mubayaa 7/4/1965 çarşamba günü saat 15 00 de Mudurlufumüzün bulunduğu Beyoğlu Balıkpazarı Malb Han kat 4 de 1 No. lu Satınalma Komisyonunda yapılacaktır 3 Mubayaaya ıştirak etmek isteyen fırmalar şartnamesı esaslarına gore hazırhyacaklan kapalı zarflarını mezkur gunde en geç ıhale saatınden bir saat evvelıne kadar makbuz mukabılınde Komısyon Başkanlığına vermiş olacaklar veya posta ile gondereceklerdir. 4 Postada vâkı gecikmeler kabul edılmez 5 Bu ışe aıt şartnameler mesaı saatlerı dahilinde bedelsız olarak 1 No. lu Satınalma Komısyonundan temin edılebıhr. g Kurumumuz artırma eksütme ve ihale kanunun» tâbı olmadığından mubayaayı yapıp yapmamakta veya dlledığınden yapmakta serbesttir. Narkozıtor Dr. BAHA ANDER e, Asıstan Dr. Hayrı OZVILDIRIM'a ve Guraba Hastanesı 4 Cerrahl Servısı hemşıre ve personelıne jrürekten teşekkurlerımızı ıletırız Av. Doğan AKER Cumhurı\et 32K0 Binaca herkesin diş macunu Reklâmcılık 1073 3263 gostermektedır Koyden gelenlerm yanı sıra, yenı uretim şekülermden oturu atelyelerını ve küçuk ımalâthanelermı kapamak zo runda o'anların da katıldığı bu anormal emek arzı, fabrıka sahıplerının ısçıye çok az para vermelerme ve malıvetı dusurerek büyuk kazanç sağlamalarına yol açtı Emeğe az para odenmesı Batıdakı sermaye bınkımıni gerçekleştıren en önemli unsurlardan bıri oldu. Emeğın arz ve talebındeki anormal durumu kuvvetlendıren sebep lerden bın de, sanayileşme donemındeki Avrupada sıyasl kuvvetin tutumu olmuştu Sermaye bırıktıren zumrerun temsilcisl olan devlet, ışçılerın veya işverenlerın kendi aralarmdakl butun anlaşmaları bırleşmelerı yasaklamıştı. Bu jasaklama sonucunda sayıca az olan fabrıka sahıplen rahatlık la bır araya gelmiş, ücretleri arttırmama kararları almışlardı. tşçıler ise sayılarımn çokluğundan otürü kendi aralarında toplanamı yor, birleşemıyor ve Ucretleri arttıracak sıyasl baskıyı yapamıyorlardı. sermaye blrıktirmeA vrupanuıuretımın artması kapl j sınde ve kalkınmasında talıstlerm, açı Juleı l/trne 'atn tsermdtn »ktinla Blendax Daha konsantre daha ekonomiktir Bir kaç damla kâfidir!' Saçınizı temızler parlatır va ıpek gıtl yumu ;aK yapar, kepekler. yok tder İLENDM VEDKI mefhur AKTİSTİN rol aldığt. OSKARJtazananemsalsiz (AROUNO THE VVORLD IN 80 DAYS) David NIVEN CANTINFLAS Robert NEVTON Shirley MACLAİNE (Renkli Sinemaskop Super Prodüksiyon) EMEK'te Orijinal İngilizce, Seanslar: 13 000 17.00, Suare: 21.00 RÜYA'da RenkliTürkçe, Seanslar: 12,3016 30. Suare: 20,30 NOT: Büetler 23 mart salı günü 13.00 den itibaren satümaktadır HAFTADA YALNIZ BİR GÜN Super Panavizyon 70 sistemıyle BATI YAKASININ HİKÂYESİ bftncüık: 5036/3269 (West Side Story) HER PAZARTESİ GÜNU EMEK'te 1200 15 00 18 00 ve Suare 2115 seanslarında ilarmda • DİKKAT: HaftaJık büet »atan gişe 13.0020 00 arasında açıktır. I da (Basın 3993/3271) 3)«Müteşebbis» zümre KULLANINIZ Baj, dij, adale, einir ve soğuk aİTialığından mütevellit bütün agrılara karsı Gripin basan ile knllanıhr DİKKAT: Aldığınrz mOstahzann hakikl Gripli olup olmadığını bilhassa kontrol ediniz. Taklitlerinden sakımnız. GRİPİN smdan, çok olumlu bır rollerl olmuştu. Bu zumrenın çeşıtli ozellılkerı vardı. «Burjuvazi», uzun yıllardanberı toplumun ılerici güçlerınden blnnl meydana getıriyordu Koku toprağa dayanan derebeylık sıstemme karşı uzun bır mıicadele yapmış, muzaffer olmus tu. Beürli bır felsefenın ve eğltimin süzgecinden geçmıştl. Memleketlnin Insanını ve yabancı ülkelerı kendi menfaatı İçin sömürmıiş, fakat bu somurmeyi yabancıların namına yapmamış, onlarla bırlık olup kendi ulkesıni soymamıştı. NıteKım aynı burjuvazi, bıriktirdığı sermaye\n devamlı olarak yenı alanlara yatırırış, yetkıler nm ^1lr»j<~t»lH TÜflKİYE YE ORTA DOGU ÂMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN: Enstitümüz öğretim, araştırma, derleme ve yayın faalıyetleri için yanşma sınavı ile tercüman ve asistan alınacaktır. Smav tarihl 26 mart 1965 günü saat 10,00 dur. Fazla bilgi edinmek istiyen isteklilerin adı geçen Genel Müdürluğe müracaat etmeleri ilân olunur Adıes: Bankacı Sokak No. İS Akay ANKARA Tel: J7 71 75 17 87 18 Telgraf: TODÂİE ANKARA (Basm 3541 A. 1933'3258) KAMYON ALINACAKTIR Tarsus fabrikamız ihtıyacı için 5 adet 7 tonluk 107 beygır gücünde (Bedford Diesel J6LC5 modelıne uygun tipte) kamyon kapalı teklif almak suretiyle satın alınacaktır. Kapalı tekliflerin üzerine 16114/Gn. Müd. yazılarak engeç 31/3/1965 tarihine kadar Müessesemiı veya Istanbul Şubemizdeki alım teklif kutusuna atüması lâztmdır. Teklifler arasından şartlarunızla ihtiyacımıza en uygun olanı tercıh edılecektir. SÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜESSESESİ I'IHIIII | ' saat ara ile günde 3 adet ahnabilir (Basın 4018/3275;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle