16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ CUMHURİYET 11 Mart 1965 BR • ••• •••• Tiyatroya hücum! Sayın Dr. Acemoğlunun «Özel Yüksek Okullar» isimli nıakalesi hayli ilgi topladı. Bu konudaki tartışmayı ve diğer iki yazı hakkındaki görüşleri bugün yayınlıyoruz. Yann, okuyucıılarunızın diğer konulardaki tartışmasına yer vereceğiz. Kruçef, sovut resim yapan ressaraların eserlerine bakıp t Bızım sanatçılar bov le eşek kuyruğuyla yapılmıs cınsnden halkın anlamadığı resımler çızmesınler demısti. Bovlesıne kaba hir softalık, simdi kavok giymis, gelip Istanbul Beledive Meclisine bağdas kurup oturmus. Sehır Tıyatroları veni >önetmeli|ini hazırlıvacak olan politikacının demecini düzeltmek ıçın en kalın cınsınden bir tahta zımparasına ihtiyaç var. Çunku demis ki efendi bazretlerı : « Halkın ahlâkına zarar veren, geleneklerıne, ımanına karsı gelen eserlerın onune geçmek bızım vazıfemızdır Bunun onune geçmezsem mıllet bana lânet eder » Kruçef, resim sanatını resmî görüsle düzenlemek ister .. Peki va sizler sayın Belediye fiveleri! Sizlerin yapmak istediğiniı başka nedir? Bakındı siz bizim Belediye Meclisimizin sayın üyelerine! Halkın ahlâkını diizelteceklermis, halkın geleneklerinl kornyacaklarmıs, halkın imanını mubafaza edeceklermiş . Ve bu isi de, Sehır Tiyatrolannın perdesini açaeak Ipleri ellerıne geçırerek vapacaklarmıs . Su karanlık köselerinde her gece çocnklann sabıkahlara pazar pazar kiralandığı tstanbnlda ahlâkı korumak için gözlerinı tijatro sanatına çevirmisler bu politikacılar Su kadınlarımızın yollarında tecavüze nğramadan ybrüyemedijı tstanbulda, ahlâkı korumak için gözlerinı tiyatro sanatına çevirmısler bu politikacılar Şu kumarhaneler, oyunhaneler, sefalethaneler, sefahethaneler. rezalethaneler sehri tstanbnlda ahlâkı korumak için rözleri nı tiyatro sanatına çevirmisler bu politikacılar Şu sokaklarında açık lâgımlar akan, bir gecekondn odasında on kişi kucak kucaga vatan tstanbnlda ahlâkı düzeltmek için gözlerinı tiyatro sanatına çevirmisler bu politikacılar .. Şu hastanelerınin kapısında insanlar ölen, terazilerinde hile. ekmeginde pislik, sütünde sa. etinde esek, kibar gece kulüplerınde gobek. otelinde kazık, ber kapısında bir dilencJ tstanbulda ahlâkı korumak için tiyatro sanatına gözlerini çevirmisler bu politikacılar Su arsa ve apartman mezadiyle, lmar «ahteciliğiyle, trafik düzensızli^iyle, rüşvet, alavere, dalaverenln fink attıgı tstanbulda ahlâkı korumak için tiyatro sanatına gözlerini çevirmisler bu politikacılar Şu yedi tepesinde vetmis çesit ahlâksızlığin kol gezdift, kaçakçılıktan fuhusa kadar her ahlâksız sanatın icra edildifi tstanbulda ahlâkı düzeltmek için tiyatro sanatına gözlerini çevirmıs bu politikacılar Kimbılir belki de dojrndur dusündiıkleri Tivatrovu ele alıp Brecht'i, Sartre'ı, Melih Cevdet'i, Aziz Nesın'i, Cevat Fehmi'vi, Çetin Altan'ı, Haldun Taner'i, Bernard Shavv'n, Musahıpzade'vi yasaklarlarsa belki bfltün bunlar dfizelır. Sartre'ı vasakladılar mı, Taz günfi masinklannuzdan nnl şırıl snlar akar Ve kenar mahalle çocukları, dondurncu Kı; ayazında çeşme başında kovayla sıra sıra beklemezler Brecht'i ovnatmazsak, havagazı tıslamaz, kiralar düşer, clektrik kesılmez Musahipzade've musaade edilmezse, kadınlarımız ortalık karardıktan sonra korkmadan dolasabilir Trafik hiç tıkanmaz Mehh Cevdet'i afisten kaldınrsak ftimse snr dısında at eti kesmez, süte su katntaz, ekmefin gramiyle oynamaz Kımbılır belki de bütün Beledive hizmetleri tıkır tıkır ışlemeve baslar tivatrovu bır bıcimine getirirsek .. O halde tıvatrova hucum • Bızim savın Beledıve polıtikacılarına diveceğimiz son bir cüınle var : Onlar sanat islerıni sanatçılara bıraksalar da şu kapılarımızın onunde kokuşan çoplerin samamnda kaldırılması ıçın çalıssalar nasıl olur? SOSYAIİZM ? Doç. Dr. VURAL F. SAVAŞ •aU«*hlr tkt. T» Tle. İllmler Akademlat I sonrası Turkiye'sinin en önemli karakteristiği hiç şuphesiz iktisadî problemlerin, gıttıkçe artan bir hızla tartışma koBUSU yapılmasıdır. Partı kavgalarının kısır demagojısl rağbetten duşmuştur. Halk efkârı; meseleleri daha derinden araştırmak, tatmin edici olmayan gidişin koklerini ortaya koymak arzusundadır. Boylece, Turk tarıhınde ılk defa ıktısadi kalkınmamn fıkrî savaşı başlamış bulunujor. Bu fikir savaşmın başarı ile devam etmesi ve gerçekten faydalı olabılmesi için, kanaatimizce, lld şartın gerçekleşmesi lâzımdır. Bunlardan birincisi, fıkır hurnyetını her turlii kayittan kurtarmaktır. Gerçek fikirlerin değerı, ancak, fikır hürriyetinin mevcut olduğu bir ortamda anlaşılır. Başkalanm konuşturmıyan doğru söylediğini nanl ispat edebilir? Olumta bir fikir savaşmın ikinci şartı, fikirlerin dürüst bir samımıyet içinde açıkça ve tarafsız olarak ortaya konmasıdır. Şahsl ıhtiraslarla kanşan fıkırler yanlış ve aldatıcıdır. II GÜDÜmüzün sosyalist yazarları, sosyalizmi bu şekilde tanıtnıağa ve savunmağ» kalkışınca fikir savaşmın açıklık ve objektıflık prensibini şiddetle sarstıklarınm acaba farkındalar mı? Çfinkü, gelir dağıtılımında adaleti temin etmek, toprak mulkiyetinde derebeylik sistemini kaldırmak, demokratik mekanizmanın iyi işlemesıni sağlamak, işçi haklarıru korumak, eğitim hizmetlerinde fırsat eşHliği sağlamak, sağlık hizmetlerini sosyalleştirmek gibi hedefler bugün, Liberal olsun Totaliter olsun bütün iktisadi sistemlerin musterek gayesidir ve bu gayeye ulaşmak hiçbir sistemin tekeli altuıda defildir. Onun için sosyalızmı, çogunluğun fakır olduğu ekonomilerde cazıbesi son derece fazla bu gıbı paravanaların arkasında gerçekleştırmeğe çalışmak tarafsız ve objektıf olmadığı gıbi, faydaü ve emnıyetli bir yol da değıldır. ::: •••• •••• •••• •••t. •• •• •••• • ••• •••• •••• •••• •••• •••• • ••• • ••• • ••• • >•• • ••• • ••• • ••> • ••• •••• Yüksek özel okullar meselesi oplumun gelışen ihtıyaçlarınıa zorlamasıyle açılan ozel yuksek oğrenım çıgın, gerek ka nunı dayanaklara, gerekse başarının ılke ve ortanuna sahıp olmasına rağmen bazı kımselenn kamu oyunu yanıltıcı tenkıdlerıne uğramaktadır. Oysa, konu, pek tabıl olarak, ılgılıler ve yetkılıler tarafından gerektığı gıbi tartışılmış ve özel yüksek oğretımin gerekçesı her türlu dayanaklan ıls beraber tesbit edılmıştır Şoyle kı: Anayasamız, kışının hakları ve ödevleri bolumunde, ozel okullar konusunu bır esasa bağlamıştır. 21 madde aynen şoyledır: Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araş tırma hakkına sahiptir. Eğitim ve ögretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir. Ozel okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okullan ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir. Çağdaş bilim ve eğitim esaslanna aykırı eğitim ve öğretim yer leri açıiamaz.» Işte, ozel yüksek okulların Anayasal dayanağı budur. Şu var kı, tenkıdçıler genellıkle bu maddeyı görmemezlikten gelıp 120. maddeyı ılerı suruyorlar. Anayasanın üçuncu kısmında (Cumhurıyetm Temel Kuruluşu) yasama, yürü^ me, idare v s. gibi Devletin organları hükme bağlanmıştır. 120. madde idare paragrafında, özerk kuruluşlar arasında göstenlen Üniversiteler hakkındadır. Buna gd re, Üniversiteler ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur. Aslında (mılll ozel teşebbusun çok masraflı olan Üniversite kurma işıne gınşmeyecegi ) eıbi bır kehanet faavası taşıyan ve bu sebeple gerçekçl olmayan bu cumle, iyi niyetlıdır, Meclis müzakerelerinden de anlaşılacagı Uzere, Milll kultür ve eğitimi korumak amacını taşır. Sonuç olarak, milll teşebbüsü de korur nıteliktedir. Demem şu ki, eger, kanun koyucu, ozel mılll teşebbusun günun bırınde bu lşi başarabileceğıni tahmın etse ıdı, madde degışık şekılde kanunlaşacaktı. Kaldıkı, Ünlversıtelerın Devlet eliyle açılabıleceğının ıfadesı, ozel yüksek ogretim kurumlarının açılmasını onlemek nıyetl ile sevkedilmemıştır Zıra, 21. ve 120 maddeler çelışık olmayıp değışık konudadır Ve oğretım kurumunun unvanı başka, derecesı başka şeydir. Mes lek icrasına ımkân veren oğretım de, kurumun ünvanı ıle değıl, ogretımın programı ve suresi ıle de ğerlenır Bunun kanunî uygula ması. muadeletın tesbıti muessesesıdır Î rv Açıkça ortaya koymak Fikir savaşında durum ktisadî kalkınmamıza yon verecek bir sistem aramak endışesi ıle gırişilen fikir savaşında; Türkiye'de durum nedir? Yukarıda sıralanaD iki partı ne derece gerçekleştirebiliyoruz? Bu sorul*n kendi kendimize sorduğumuzda neler düşündfiffimuzü ozetlemeğe çalışalun. Fikir hürriyetinin hududu 141 ve 142. ci maddelere gelmiş, dayanmıştır. Bu maddelerin meveudiyeti fikir savasımızı karanlık ve boş yere mayan çıkmazlara sokuyor. Bunlann kaldırılman fıkırlerı ve şahıslan gun ışığına çıkartacak, herkesın rengim daha iyı gormemızi sağhyacakbr. Bu durumda tenkidler daha açık ve daha tesirli olacaktır. Kiminle \e niçin savaşacağımızı daha iyi bilecek, demagoji susacak ve kordoğuşü Mtecektir. Korkulan aşırı cereyanlan devlet eliyle, golgeleyip, efsaneleştirmenin manası yoktur. Fikirlerin açık ve tarafsız olarak tarbşılması şartına gelınce Itıraf edelim kı, bizi şaşutan, derin derin düşünduren pek çeşitli bir fikir duzeninin içinde yaşıyoruz. Kimin neyi ve hangı maksatla savunduğunu kolayca kestıremıyoruz. Herkesın, en az bızım kadar vatansever olduğunu prensıp olarak kabul edmce, kanşıklık busbutün artıyor. Bu yazımızd» çeşitli cereyanlardan en populer olanı fizerinde durmak, onunla ilgili tereddutIerimizi ortaya koymak istiyoruz. Bahsedecegınüz bu cereyan bıze «SOSYALIZM» adı ıle tanıtılıyor. III S osyalizmi savunmak istiyenler herşeyden 8nce onun gerçek karakterini açıkça ortaya koymalıHırlar ; •••* •••• •••• •••> •••• •••• •••• lann açılmasının «Anavasanın sosyal devlet anlavısına, nnıfsız devlet anlavısına, herkesin kabi livetine gore eşit ogretim gorebilmesi anlayısıns ve ilh.jı avkırı olduğunu anlamak ıçın hukukçu olmava luzura yok Anayasa Mahkemesine muracaat hakkı ıse maalesef belırlı kurumlara verilmıştır. Süleyman ÇELtK A Ü. Eczacılık Fakultesı * «Yüksek ozel okulların açılması mevzuat açısından dâvetsız bır mısafır gıbı olsa bıle, ıhtıyaç bakımından «elzem» olmak nıtelığinı taşımaktadır. özel teşebbusu ise bu yeni bulduğu yatırım saha sında ayıplamak değıl bılhas sa tebrik etmek gerekır » Fen Fakültesi oğrencısı «Anayasamızın 120. maddesi aynen şoyle der: «Üniversiteler an cak devlet eliyle ve kanunla kurulur » Mademki üniversiteler ancak devlet eliyle kuruiabılır. Okumak ıstıyen gençlerın devletten ünıversıte talebinde bulunmalan en tabıl haklarıdır. Akademik tahsıl isteğinı, devlet karşılıyamıyorsa; nıtekim karşılıyamadı. Bunu karşılıyacak olan ozel teşebbüse izin verrnek rasyonel bır hareket olmaz mı? özel yüksek okullar çeşitli yönleri İle yetersız hattâ kuruluşlan itibariyle Anayasaya aykırı olabi lır. Bır takım suiistimaller yapılabllır Bunlann hepsi mümkıindür. Ama, devlet yeni universıteler açmadıkç» bu okullan, sıkı blr denetlezne ila verıoBi haib ge tirmekten başka çıkar Jfcl yoktur » 1 Ü. tktisat Fakültesi bgrencisı İ Sosyalizmın doktrın olarak bir tek h&klm vasfı vardır: tşçi sınıfını sıyasl ıktıdara getirmek! Istıhsal mekanizmasının devletleştırılmesi ve ıstıhsal faalıyetınm kollektrf sevk ve idaresı işçi ıktıdan kurulduktan sonra ginşüecek ışlerdır. Sosyalizmin ana karakterini tesbit ettikten sonra sıra sosyalist sistemin onemli problemlerini halk efkârına açıklamağa gelmeli. Meselâ; Sosyalizmin yukanda sıralanan problemlere getirdiği çözümler nelerdir? Sosyalist bir sisteme nasıi geçecek ve bu sistemi nasıl kuracağız? Demokratik bir sosyalizm isteniyorsa, memleketimizde seçim fücü az olan işçi sınıfının hangi sımf yardımı ile desteklenmesi düşünülüvor? Bu iki sınıfın iktisadi menfaati nasıl telif edilecek? Seçim mücadelesini hangi siyasi parti düzenliyecek? Devletleştirme nasıl ve hangi esaslara göre yapılacak? Sistem olarak sosyalizmin henüz çözülememiş problemleri .nelerdir ve Türkiye'de bu problctnlerin nasıl çozüleceği duşünıilıiyor?... re daha bunlara benzer bir surü problem. Sosyalizmin sozculdğünü yapanlar, memleket hayrma neticeler meydana getirmek istiyorlarsa bu sorulara açık cevaplar vermeli ve fikirlerinl kamu oyu önunde tartışmalıdırlar. Şımdiki sosyalizm edebıyatı, karanlıklar içmde gelışen bır demagojiden ıbarettır. Bu demagojının nerede başlayıp nerede bıteceğını kestirmek güçtur Fakat şımdıden kat'ı olarak bılinen bır husus varsa; o da, bu başıbozuk gidışten en buyuk zaran bızzat sosyalizmin gorecegıdır tlml esaslarına ıstmad ettırılmıyen bır sosyalizm, dogmadan olmeğe mahkumdur. V gunkfl fikır ortamımızda insan duşunduğunu soj lememekte \e bunun ağırlığını hıssetmektedır Şurada, burada taşlarla, sopalarla fıkırlere karşı çıkıldığını, soz hurnyetının zedelendığmı gun luk gazete haberlen arasında okumaktayız Yazarı duşunduğunu \azamaz, mertçe jazanlar dolavh yollardan «ındırılme, susturulmava ça lıçıhr, sanatçılaıı mahkeme ka pılarında sıra bekler; fdirlerı, edıplerı gosten vaptı dıje takıba*m uğrar; oğrencı oğre'menden rıçm \e nedenlerın cevabını tam alamazsa, pek tabn ^T hurrıjetıııden bahsetmek raânasız kal • makfa bunun halk tarafından be mmsenmesını be^lemek de ha\.ıl olmaktadır Kendi yurdunun sorunları ve j arınları uzerınde açıkça tartısa mıyan bır ferdın, sadece sand'k başına oy atmaya çağırılroası gulunç bır demokrasi oyunundan ıleıı gıdemez Osman OĞÜZHAN Îstanbul Yüksek Teknık Okulu oğrenciM • Emin BALAY Kızamık ve gizli açlık avın Otyam, Doğunun bırbırınden baskın çılelerınden bı rını daha gun yuzune çıkardı Yuzyıllardır Doğuyu kasıp ka vuran ağa baskısı, toprak kavgaları, mezhep çatısmaları gıbı sorunların ortava (.ıkma^ında Ot>amın payı buvuktur S,.yın İsmaıl Cem, Kızamık ve Gızh Açlık adlı yazısında Fıkret Otvamın acı dolu, çıle dolu sozlerını anarak başlamış Ismaıl Om, on ce «Kızamık» uzerınde duru\or Buyuk ıllerımızde kızamığa tu tulan çocuklar bır ıkı gun sonra gozlennı açmaktadırldr. Oysa kı, Doğuda toprağa gomuyorlar kı zamıktan olenlerı Dupeduz bakımsızlık bu1 Kı/amık olavının duyulmasından bır hafta sonra <mücadele> ye gınşıldı O zamana dek de olen oldu, 400 den fazla çocuk toprafia gomuldu. Hastslıgın bunca hîiil tMVtHHaT »ının nedenl«rıni Ismaıl Cem «ra?tınyor. Şu sonuçîara varıyor: Doğu açtır1 Kdtulukler, hep zayıf ortamlarda kol gezer. Doğu adamı alınyazmna bırakılmıştır Doğuda cölen olur, kalan sağlar bızımdır» »ozu çok vaygındır Daha doğrusu, Doğulu, çocu ğun değerını bilecek eğitim dü zevıne ulaştınlmamıştır Doğuva, çocuğunu doktora goturebılecek \ol yapılmamıştır S Günümüzün sosyalistleri S ünümüzun sosyalistleri; Tfirkiye ekonomisinde halk e/kânnın beğenmediği ne kadar aksaklık vsrsa hepslnin çozüm yolunun sosyalizm olduğu kanaatini yaymaktadırlar. Meselâ, ekonomide gelir dağılımı adaletsiz mi? Sosyalizm, bu mdaletsizliğl giderecek yoldur. özel tesebbfia istismarcı, soyguncu ve vurguncn mu? Kurtuluş yolu sosyalizmdir. Toprak mulkiyeti ağalann tekelinde mi? İrtica kıpırdanıyor mu? Doktorsuz köyler, ilâçsız hastalar mı var? Devlet eliyle suiistimaller yapılıyor, mDyonerler mi yaratılıyor? tîniversitede hocalar çalışmıyor, iyi öğrenci yetiştirmiyor mu? Politikacılar demagojiden başka is yapmıyor, parlâmentodan reforra kanunları {ikmıyor mu? Bütün bunlann çaresi sosyalist bir iktisadî sistem kurmaktır. Ancak sosyalizmj benimsemekle bütun bu dertlerin çaresi bulunmus olacaktır. Sorn>ç .*• * Ayhan AZAK u günku haliyle dahi sosymlist MJdr atamı, herşeyden önce, medenl toplumlann fikir süsu'nu toplumumuza kazandınnakla çok faydalı ohnuatur. Ayrıca sosyalist Uzyikin varhgı bugüne hadar ciddiyetle ele aunmıyan pek çok konular üzerine efilmeğe fırsat vermiştir. Tine sosyalizra cereyanı, hem hükümet faaliyetini ve hem de özel tesebbbsü daha rasyonel ve daha prodüktif olmağa seikeden bir manevl kontrol rolü oynamıştır. Arzu ettığımız tek şey bu fıkır savaşmın dejenere edılmemesıdır Bunun da ilk şartı sosyalizmi savunan vatansever avdınların daha obıektıf ve Jaha ılmı olmalarıdır Herşevi apaçık gorunce belki daha kolay anlaşır, daha sıkı kaynaşablliriz. B • "r. iii •• • • ••a :•:: • ••• • •£• • ••• •••• • ••• Mİ/ılr ii/ıiiirliilı D S ayın îlhan Selçuk, yazısında soz ozgurlüğünun yokluğundan bahsedıyor. Bu goruşe ben de katılıyorum Temel kanunumuzda, ferdın duşunce ve soz hurrıyetı açıkça belırtılmış olmasına rağmen, bu «ve oğu kdylusu, Ismaıl Cemın belırttığının aksıre «Ölmnecek kadar gıda» bıle alamamaktadır Yanı, «Gızlı Açlık» tan ote, açiıktan olmek tehhkesındedır Ampulde KALTE Adnan BİNYAZAR öğretmen VEHI BİR VERGİ REFORNU MU? Doç. Dr HALIL NADAROĞLU Mart 1965 tarıhlı Cumhurı>et'te Malıve Bakanı saMn Ihsan Gursaıı'ın lergı reiormu ıle ilgılı ozel bır demecı )a>ııılandı. Bakan, bu demecınde, «Vergı sıstemı iızerıiide genış bır reforma gıdecegız; bu Uoııuda gereklı komısyonlar kurulacaktır» demekte \e girisılecek >eni reformun prensiplerinı: 1) llme uvgun olmalıdır. 2) Memleket gerçeklerıni gozonuade buIandurmalıdır, 3) Kalkınmaia \oneltilmelidir, feklınde özetlemektedır. Malıve Bakanınm bu demecı. tartısmava oldukca musaıt bazı gorusleri ıhtua etnıpkiedır. Şo\le kı: ergi sıstemımızde, mana^ı \e esprı^ı ıtıbarı\le strukturel bır değısıklığın ıfadesı olan reformu ıeabettırecek bır hâl var mıdır? Şayet bovle bır hâl mevcut deînlse. vapılması duşunulen değisıklıkler nevı ıfade etmektedır? Bilindıği gıbı, Turk vergı sistemi vasıtalı ve vasıtasız vergılerden tesekkul etmıstır ve ııazarî esaslan itıbarıvle modern bır ver^i s,ıstemi nin bütün özellıklerıne sahıptır Tenkıdçüerın, Anayasanın koyduğu sosyal adalet ve fırsat eşıt h^ı gavesı bulduklan 50. madde ıse, ozel teşebbus oğretım kunımlan :1e ilgılı değıldır. Anayasanın ıkıncı kısmının (Sosyal ve İktisadi Haklar ve Ödevler) bolumunde ver alan bu madde, Devlete, sadece, oğrenımın sağlanması gorevını yukler TEŞEKKÜR Cenevre Baş Konsolosluğunu tedvire memur E L Çİ HASAN NURELGİN'in vefatında acımızı paylaşan sayın Başbakan Suad Hayrı Urguplu, cenaze merasımıne ıştırak eden sayın Vah Nıyazı Akı, Haricı\e aılesi, azız dostu sayın Feridun Cemal Erkın, sayuı Mennan Tebelen ve cenazeye ıştırak eden, çelenk gonderen, telgrai ve mektupla tâzıyede bulunan akraba ve dostlarımıza ayrı ayn teşekkure bu\ uk acımız dolayısıyle ımkân bulamadığımızdan gazetenız vasıtasiyle derin teşekkürlerımizı arz ederız. Melek Nurelgin, Semiha Barlo ve çocukları, Bavdar ve Ozan Aileleri Cumhuriyet 2780 8 ıdealıst Malive uzmanı AIı ALAYBEK'ın gayretlerıvle 1957 yılında vasıtalı vergıler alanında da bır reform yapılmıs ve sanayıimız uzerınde uzun jıllar menfî tesirler ıcra etmis olan muamele vergısi yerını gider vergilerine bırakmıştır. Ancak, vasıtalı vergilerdeki bu reformun gelir vergisı kadar basarılı sonuçlar sağladığını iddia etmek pek miımkün değildır. O V A *htılâlı takıben 1961 yılında yeni bır reform bareketıne daha girisilmis ve ynkarıda ismi| ni zıkretiığımız Ali ALAYBEK'ın başkanlıŞıııda Malıve Bakanlığı, tstanbul Cnıversıtesı ve özel sektor temsilcilerinin ıştırakıyle kurulan ve «\ ereı Reform Komisvonu» olarak isimlen dıri'.en bır komisyon, gerçekten çok favdalı çalısmalar vapmıs ve yeni bir reformnn temellerini hazırlamıstır. Ancak, bilhassa politık bazı faktorlerin etkisı ile bu komisyonun olumlu çahsmaları lam olarak tatbikata intikal ettirile memıstır. Komisyon, başta bulunan Bakanların sahsî arzularına göre bazen çalısmıs, bazen de mesaisi durdurulmustur. Son zamanlarda sadece Malive Temsılcilerinden bir kısmının kendi aralarında çalısmasına inhisar eden komisyon faalıvetlerinın venıden canlandırılmasına çalısıldığı yrıca, vergi alanında 1950 den bu vana o ka gorülmektedır. EsKıden olduğn gıbi, çalısmasında büyük favdalar melhuz olan bu komisvonun dar çok ve sık reform vapılmıs veva bır kıkendisinden beklenenı verebilmesi için bagımsım kısmî değısıklıklere bu ısım lerılmıstır sız bır huvivete sahip olması ve aralıksız çalışki, vergı sıstemımızın artık venı bır retorma ne ması sarttır. Aksı halde politik makamların arihtiyacı ve ne de tahammulu kalmıstır. Bu zusuna gore bazen harekete geçırilen, bazen de sozlerımızle, hâlen mevcut esaslarda tashıhı \edurdurulan bır komisyonun raesaisinden fayda ya tâdıli gerekcn veva venıden ıhdası ıcabedeu umit etmek ancak bir hayal olacaktır. bir kısım muesseselerın mevcudıvetını inkâr etBu arada söyle bır sorunun cevabını arastırmek istemıvoruz. Belırtmek ıstedicımız husu», makta da fayda vardır: Vergi sistemimizde gerbazı tashıh ve tâdılâta ıhtivaç olduğu, fakat bu çek bır reforma gidilecek midir? Şahsî kanaatinnn bir reform anlamı tasımadığıdır. mız strukturel bir değisikliğın,, yani vergi sisNıtekim, bugün için, az gelısmıs ulkeler ıçııı temimizın esasını değistiren bir reformun Iü de teonk unsurları ıtıbarıvle mndcrtı bir verçı zumsuz oldugu ve ilgililerin de esasen bunu •istemini kurmus ve uygulamıs ıkı memleketten dusunmedıkleri merkezindedir. Filvâki, servet bırincisi Hındistan, dıçen de Tiırkiyedir. Gelısbevanı, jatırım indirimi, ortalama kâr hâdlerı mis memleketler ıçınde meselâ ttalva ve Belçıvesaıre gıbi bir takım otokontrol metodlarının kanın, vergı sıstemlerı ıtıbarıvle henıu bızden memleketin iktisadî ve sosval gerçeklerine gdre geri oldukları da, vergı uzmanlarımızııı haklı tâdıl edılmesi gerektiîi yolunda haklı ve yavolarak sık sık tekrar ettıklerı bır husustur. «ın bır kanaat mevcuttur. Ancak, bu konularda ürkijede, modern bır vergı sıstemınııı ılk te vapılacak tâdıl ve tashihler, sayın Bakanın belirttıfı gıbı «vergı sistemi üzerinde genis blr melleri 1950 yılında kazanç vergısınin ilgası reform olmıyacak, belkf bir kısım maJî möesve gelir vergısinin kabulu ilp atılmıstır. Vaseselerde kısmî veya tamamî değisiklikler yapan mtasız vergıler alanındaki bu reformun gerçekhir teknlk çalısma olacaktır. lesmesinde bujuk hissesı bulunan degerli ve zel oğretım teşebbusu zannedıldıgı gıbı kazançlı değildır Lakın, personel vergılen ba kımından Devlet ıçın onemli gelır kaynağıdırlar Onemli mıktar da ucretsız oğrencı kabul ederler ve burslar verırler Bu okullarda, ders araç ve gereçlen ıle oğretım dısıplın ve anlayışı guven verıcıdır Zıra, araç ve gereçlerın temmınde resmî ku rumlarda rastlanan formalıte guç luklerı yoktur. Öğretım üyesı ıhtıyaç gosterır, Dırektor onaylar, muteşebbıs temın eder Burada, ne oğretım üyesınin muteşebbısle anlaşması, ne de, muteşebbısın ta lebi uyutması imkânı yoktur Ak si halde, parası ıle kabul olunan vuzlerce oğrencı sorumlulann kar şısına dıkılıverır Tabu, sorumlu ayrıca, resmî mereılerı ve kamu tepkısını hatırında tutmak zorundadır. İNGİLİZCEALMANCAFRANSIZCA MEKTUPLA ve PLÂKU akaitmia Derslen bitirenlere AVRUPA SEYAHAT 8URSU Ocrttsiz tjfsılâtiı krtsür istejiniz. Y*»ANCI OİLLCH CNSTİTOSO Reklâmcılık 953/2787 Eşref CAN özel îstanbul Eczacılık ve Dişhekimlıği Y Okullan kurucularından (slanbıl Sanayi Odasından Macaristan Anlaşmasınm 95 aırasmda kayıtlı 7313 tarife pozısyonlu yalnız DKP saclar maddesmden bâkıye tahsıs mevcurtur. Dıtıyacı bulunan ianayıcılerimızin 16 mart 1965 tarıhıne kadar bir dılekçt ila müracaatlan gerekmektedır. (Basın 3274/2800) Kanunu cıkmadan okulu kuruldu! ğ Ş = ğ ş | g ( Satılık Muhtelif Malzeme Serviburnu tesisatımızda bulunan muhtelif cıns k'tllanılmi5 malzeme 17 mart 1965 çarsamba gunu kapalı zaıl usulu ıle satılacaktır. Malzemenm lıstesı 12 mart 19S5 cuma eunu Mubayaat Mudurluğumuzden alınabılır Muracaat: MOBIL OİL TÜRK A Ş Cumhunjet Cad 279 281 Adlı Han kat 7 Harbıye Tel 47 10 80 24 i'lî'MIHıl ' ılllllll'llll'l IIIIP = 1 3 j ğ I j S ( Hâncıhk: 5581 2803 G T azetenızın 7 mart 1965 tanhlı nushasının tartışma sutununda, bır ozel yüksek okul oğrencısı olan Sayın Alı Koçman'ın Sajın Acemoğlu'na cevabı çıktı. Sayın Koçman «Anayasaya aykırıhğı ılerı surulen ozel yüksek okullar ıçın Anayasa Mahkemesıne neden başvurulmadığını» soruyor. ve Henuz çıkmamış bir ka nunun Ana>asaja a>kırı olacağını ne bilıyorlar?» dıj or. Feki, kanunu daha çıkmamış bir kurumun bnndan 3 4 sene önce knrulması, Ansyasaya aykırı değil mldtr? K»nunl»rın ruhunı tykırı değıl KİdlrT JtAİdt kl «*•! jOkMk «kul Merhum Tahir Paşa ve Hasibe Hanım Efendi kerımesi: Merhum Murat Fuat Beyin haremi. Danış Kopeı, Danende Şanbaşoğlu v« Dundar Koper'in anneleri. merhum Cevdet Belbez'ın kardeşi Naıme Ispanakçı, Münime Altay, Münibe. Yaşın, Muknme Bılgışın, merhum Necdet Belbez, Fıkret Belbez, Fahrünısa Ebyeşi!, Mıhrünnısa Devrm ve Hikmet Belbezin ablaları Mujde; Hande, Dürin ve Dara'nın büyük anneleri, Selâhattın Şanbaşoğlu. Nesıme Koper ve Drıta Koperın kayınvalıdelerı, SALİHATI NİSVANDAN YEFAT Ailemlzln değerl] büyugu, TEŞEKKÜR İKBAL BÜLKAT'm (HANIM EFENDİ) Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenaresi 11 mart 1965 perşembe giinfl öğle Hacı Bavram Camıınden kaldırılarak ebedl istırahatgâhma tevdi olunacaktır FIKRIYE KOPER vefatı dolayısiyle cenaze merası mlne katılmak, blzzat eTimizc Selerek re telefon, telrrat Te mektupla tazlyet lutfunda bulunmak »uretlyle acılarımiTi paç la$an akraba, dostlarımiîa ve rahataızlıjı «rasında mdsfık ihtlmamlarmı eslrgemtven Dr FaDr. Ata İSrlm'e en derin şükranUnmın a n edertz AİLESİ (Cumhuriyet 2783) • ruk Bajrülkem, Dr. TUIMD Gonen, njmazını mötaakıp Cumkuriy«* • 2802
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle