14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFK 4 Aralık 1965 CUMHURtYET ••••••••••*• ••••••a İLİM KARİYERİNİN TARİHÇESİ Ord. Prof. Dr. Sadi IRMAK • lim kariyerinin Tfirkiyedeki taribi, de£işmez I bir kurala hak verdirir: «Bir memleketin bü* tun müesseseleri bağlaşık kaplar gibidir». Türkiyede gerileme ve düşme 16 ncı yüzyılda başlar. Çünkü milletçe dnraklama; açık denizlere çıkamayışımız. Altın devri ekonomisine uyamayıçımız, yeni bir hamle yapamıyarak olanla yetinmemiz o tarihte başlar. Bununla beraber 13 15 inci yfizyıllann dinamizmi o kadar kuvvetli idi ki, dnraklama devrinin ilk iki asrı, yani 16 ve IV nci yüzyıllar eskinin hızı ile azçok normal durumann koruyabilmistir. Millî müesseselerimizin şifasız sekilde boznlman 17 nel asnn ikinci yansında baslar ve 18 inci asırda bn boznlma bir çökme halini ahr. tlitn kariyerimizin tarihi de bn yürüyüse uygnn safhalar gösterir. Bu yazıda önce yükseliş devrimizin ilim kariyerini ele alacağız. şah, bir müderrisi azletti diye istita eden basmüderrisler görülmüştur. Ne yazık ki, bu kariyer, 17 nci asrın ikinci yarısında çökmeğe başlar v* çöküş 18 inci asırda felâket halini abr. Bnnnn başlıca sebebi, lltimas ve intisabın alıp yürümesi idi. Kadrodan çok fazla kimseye imtihansız olarak müderrislik veriliyordn. O kadar ki, o devirde «müderris oimak için ya şerefi intisab veya şefî mücbir (knvvetli arka) lâzım» denirdi. O devre ait bir vesikada (Cevdet Paşa Tarihi) şöyle yazılıyor : «Birtakım nâehlin tâyini için azîm fenalıklar olmaya başladı, müderrisler çoğalarak rütbei tedrisin şarkı ve garbı zillete mübeddel (rezil hale geldi) oldu. Eline mülâzemet kâğıdı geçiren esafıl, rüşvet ve şefaat yolu ile kadılık ahyordu. Bun lar zalimlerle birleşerek acezei ibada taaddi (fakir halka znlüm) ve tahribi bilad'a başladılar.» Böyle adamlara da tabiatiyle hürmet edilmez oldu. Cehelenin (cahillerin) tariki ilmiyeye duhulü ile, enzarı nas'da (halk gözünde) kadrü itibarlan kalmadı. Mültezim ve haraççı gibi adamlann inhası ile azledilir oldular.» tşin fenası, devlet erkânı çocnklannı ilim kariyerine yazdınr. oknmadan diploma verdirir oldnlar. Çünkü ilim adamları idam edilmiyor ve malları müsadere edilmiyorda. Kadılıklar satılır olmnştn. Bnnlar tstanbnlda otnrur ve yerlerine «naib» gönderirlerdi. Naib vnrdngn paranın yarısını tstanbnldaki nnvan sahibine gönderirdi. îste ilim kariyeri böyle boznldn. Bn bozuluş memleketin adlî ve idarî hayatinı bir felâket haline getirdi. Bn çöküntünün bir sebebi de, aslında Türk medresesi skolâstiğe karsı iken 18 inci asırda koyn bir skolâstisizme dönülmesidir. Müspet ilimlere medrese kapılarını kapamış ve «her ilim Kur'an'da var» diye tecrübe inkâr edilir olmnştnr. tste Tanzimat, hattâ Cnmhnriyet, ilim kariyerini ve medreseyi bn hali ile bulmnştnr. MECL1STEK1 TARTIŞMA M Kasım tarihli Cnmbnriyet'te Prof. Reşat Kaynar imzalı bir makale çıktı. Bn makalede geçen ay program mfizakeresl esnasında benimle CHP sözcüsü Prof. T. Feyzioğln arasında geçen bir tartışma eleştiriliyor. Sayıa yazar anladığım kadar iki hususu belirtmek istiyor. Birincisi benim Meclise tek taraflı izahat verdiğim ve bazı gerçekleri sakladığım; ikincisi ise, eskiden Forum'da yazdıklanmla şimdi çelişmeye düştüğüm. Bundan sonra da yazar, kendisine göre ahkâm çıkarıyor ve «Maalesef işte bizde aydınlar Meşrntiyetten beri hep böyle; ilmî dürüstlükle bağdasmıyan davranışlara kendilerini kaptırıyorlar» tarzında bir de büyük yakınma ile yazısını bağlıyor. Sayın Reşat Kaynar'ın iktisat alanındaki ihtisas durumunu bilmiyorum. Fakat hem kendisinin, hem de bu konuda yazan ve söyliyen birçok kimselerin, tartışmamızm özüne taalluk etmemekle beraber, zihinlerinin bazı noktalara takıldığmı göruyorum. Bu münasebetle biriki nokta hakkında açıklamada bulunmak isterim. 1954 yılındaki gerileme müstesna, uzun vâdeli olarak Türk ekonomi sinin 195060 arasmda büyüme hamlesine devam ettiğini söylemektedirler. Nitekim 1950 yılı 100 kabul edilirse millî gelirimizdeki reel artışm 1960 da 173 endeksini bulduğu 5 yıllık plânın bahsi geçen 11 inci tablosunda da belirtilmektedir. Yaşarken gömülmek! Yanlış nerededir? B İlim adamının yetişmesi O devirde ilköğretitn mükellefiyeti olmadığın dan ancak istidatlı çocuklar okutulurdu. Genç çömez önce (bariç medresesine) girerdi. Barada oknma yazma ile ön ve basit bilgiler verilir, yetişenler «dahil medresesi» ne yazılırdı. Bn medresede bilgilerini geliştiren çömez «musı* lei sahın> (yüksek ögrenime hazırlık) medresegine girerdi. Bnnn «havas medresesi», onn da asıl yüksek öğretim karargâhı olan «sahın medresesi» takibederdl. Bnnlar 8 tane oldnklanndan «sahm «amaniye» ismini de alırdı. Yüksek ögretimin xirvesine «darülhadis» medresesinde ulaşılırdı. Hadis iltni, tslâm geleneğinde en yüksek ilim sayılırdı. I lim adamı, ynkanda yazılı öğrenim kademelerini tamamladıktan sonra artık «hoca efendi» dir. O, ilk olarak hariç, sonra dahil medreselerine hoca olnr, sonra Musılasahın ve sahın müderrisliklerine geçer ve kariyer'in zirvesi olarak hadis müderrisi olnrdn. Bn yüksek öğretim hocalıklarına her yıl 4 8 kisi yükselebilirdi. Her perşembe yfiksek müderrisler şeyh'ülislâm ile görfisürlerdi. Dikkate şayan olan noktalardan birisi de Türk İlim hayatında «emeritüs» müessesesinin mevcudiyetidir. Cevdet Paşa der ki: «Yüksek müderrisler müstevfa (bol) maaşla tekaüt edilirdi.» Tfirk ilmî kariyeri ameli hayatın dısında defildi. Müderris, memleketin idarî ve adlî hayatına girtnek isterse sn kariyeri takip ederdi : Sahın müderrisi, ilk olarak dört büyük şehirden birisinin kadısı olnrdn: Mısır, Şam, Edirne, Bursa. Bnralarda temayüz edenler Mekke veya Medine kadısı olurlardı. Kadılık kariyerinin zirvesi, tstanbnl kadılığı idi. Bundan sonra bilgin, Anadoln kadıaskeri, sonrs Rumeli kadıaskeri olnrdn. Nihayet en son ilmî makam olan «Şeyh'ül islâm» Iığa yökselirdi. Tartışmanın temeli !••• !••« !••> ıSBM <••• Sonuç B Çöküş devri TSrkiyede bn kariyeri hakkı ile yapmış olan kimse «nlemayı mnhakkıkın» dan olnrdn. Mnhakkık demek, dogmatik olarak ezberleyip inananın aksine, akılla tartıp gerçefi arayan demektir. Bn, son derece dikkate lâyıktır: Türk bilgininin amacı, skolâstik değil, rasyonel olarak öşrenmek ve öğretmekti. Oysa o asırda dünya henüz skolâstiğin hükmü altında idi. 16 nci asırda Leonardo da Vinci, fosillerden bahsetti diye az kalsın linç edilecekti. O devirde Türk medreselerinde Allahın varlıgı bile aklî delillerle tartışılabilirdi. Türkiyede ilim adamı cezalandınlmaz, mahna haciz konnlamazdı. Akademik kariyere devlet müdahale etmezdi. Bn disiplin, bir antodisiplindi. Padi n çıkmazdan kurtulmanın köklfi fakat gerçeklesmesi güç çaresi, gerçekten «muhakkık» insanlar yetiştirmek, yani ezbere skolâstiğe savas açmaktı. Bn kurtarıcı yolnn ne kadar güç oldugn şnndan da anlaşılır ki, gençlerimizin kafasından ezberleme meylini hâlâ söküp atamamışızdır. tlim kariyerini bozmuş olan nnsnrlardan birisi de bir nevi damping'e gidilerek, yetismemiş insanlara ilim nnvanları tevcih etmekti. Oysa bn nnvanlar, ilim adamlarının vicdanına bırakılmıs kntsal bir emanetti. Yetişmis adamdan bn nnvanı esirgemek ne kadar insafsızlık ise yetersizlere tevcih etmek de bir vebaldir. 1915 ve 1933 te yapılmış olan Oniversite ıslahatının amacı, işte bn kötü nsnllere son vermekti. 1946 da çıkarılan Üniversiteler Kannnn, bn ıslahat iradesinden mülbemdir. Birçok şeyler, eskiye nazaran düzelmiş olmakla beraber, hedefe vanlmıs oidnğn İddla edilemez. îlimde yaratıcılık (eskilerin ideali olan mnhakkiklik) devrine istenilen genişlikte henüz giremedik. Ama şu var ki, bn ıslahatla skolâstik hava giderilmiş, ilim pazarlannda Türk eserleri görünür olmnştnr. Fakat bn, yetersizdir. Gerçek bağımsıziık için her an yaratıcı olan bir ilim hayatına ihtiyaç vardır. Çektigimiz mahrnmiyetlerin ana sebebi, gerçeği gibi yaratıcı bir ilim rihniyeti ile memleketin insanım ve toprağını işleyemeyişimizdir. Devletimizin en önemli görevi, bizce, bn alanda yatmaktadır. !••• !••• >•*• ::: •*•• •••• ::: ::: •••• >••• •••* •••• •••• •••• «••• Meclisteki tartışmamızın temeli, CHP'nin programı ve ideolojisi dolayısiyle benimsemiş olduğu büyüme modeli ile, AP'nin gerek program. gerekse ideolojisi sonucu teklif ettiği başka bir büyüme modelinin mukayesesidir. Tartışmanın esası, konuşmamda da tekrar tekrar belirttiğim gibi, 1950 60 devresi iktisadi politikasmın savunulması veya methedilmesi değildir. Keza hem esas konuşma metninde, hem de açıklama yapmak üzere tekrar söz aldığım zaman bilhassa üzerinde durduğum gibi, iktisadi plânlamamn kötülenmesi de bahis konusu değildir. Fakat, ister istemez meselenin tekniğine inen ve belirli bir ihtisas seviyesinde tartışılması mümkün olan bir konuda, demagoji yapmak isteyenler, kolaylıkla konuyu saptıracak ve esas mihverinden uzaklastıracak şekilde bazı talihsiz müdahalelerde bulunabilmektedirler. u mukayese miirekkep faiz veya âdi ortalama nisbetleriyle de ifade edilebilir. Âdi ortala ma 195060 arasındaki on yıllık nis betin %7 üstünde olduğunu ifade eder. Miirekkep faiz nisbeti üzerinden bu tabii daha düşüktür ve •İ6 kadar bir yıllık büyüme hızmı ifade eder. «Bu nevi bir mukayeseyi 196265 yılları arasındaki devrenin nisbet leri ile karşılaştırdığınuz takdirde, CHP nin devletçi bir iktisadi kalkınma plânlaması sayesinde al dığı sonuçlar hiç de parlak değildir» neticesine varmıssak. bunda ilim adamı veya sağ duyu sahibi her hangi bir vatandaş olarak ya pılan yanlış nerededir? Yahut Reşat Kaynar'ın dediği gibi, •gerçeği gizleme gayreti» nerededir? Endeksleri yüda artan %3 oranmdaki nüfusu da nazara alıp, «net bü yiime endeksi» şekline soksak sonuç gene değişmez. Binaenaleyh R. Kaynar'ın meslekten olmadığı için ve tartışmanın sıklet merkezi olan ana muhakemeyi kavramakta güçlük çek tiğj için verdiği acele yargüar aslmda hiç bir jeyi değiştirmemektedir. İkinci nokta • ••a • •>• • ••• • •*• «•••••••••»•••••••••«••«••••••••»••••••••••••••r*•••«•••»••••••••••••••••••••••»••••»•• (•••••«•••••••••••••••••••••••••••ı ••«••••••••••••«•••••••••lııııaıııiiiiiHiii'i1* « •• « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ' • a • • • • • • • • • • • • • • • • • • « •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ' • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • VEFAT Ankara İlk ÖJretim Mufettişl Nadir Polat'm annesi, Mdfettis Münip Polat'm, Öğretmen Necatl Polat'ın, Mühendis Orhan Polat'm baba annelen MÜRVET POLAT vrfat etmiştir. Tanrı rahmet eylesın. POLAT AİLESt Cutnhuriyet 147C2 ÜNLÜ SES SANATKARI Saîiye Ayla büyük konsert Seçkın saz heyetı Zengin program S A R A Y • da 10 Aralık saat 18^0. Bıletler gısede satılıyor. Tel: 44 16 5644 63 24. îlâncıhk 129 14717 MeTEimin İlk Tarık Z. Kırbakan Oert Saç ve Zfinrevi Hastalıklan Mntenassıst tsnKJâJ J&a earma&Kap] No: 66 Tel: 44 10 73 Ootrtor Reklâmcılık 4795/14728 Taksım Sıraselvıleı Caü 111/5 (Alnıan Hastanesl yani) l'el: 44 55 14 (Her gün 15 • 1S) Dr. KÂMRA^ ŞENEL Uahllıye Mütehassısı * kinci noktaya gelince, CHP sözcüsünün yapüğı gibi büyük bir iştahla FORUM'un eski kol leksiyonlarma başvurup, fikirlerimde çelişme arama gayreti de maalesef beyhude olmuştur. Forum'daki yazılarımdan naklen aldığını söylediği pasajlann konu ile, ve hele ileri sürdüğüm fikir ve mülâhazatarla mantıki ve ilmi hiç bir ilgisi yoktur. Kalkınmanm yalnız para basmakla mümkün ola mıyacağını söylemek için, yahut söyletmek için sayın Kaynar arka daşın o kadar gerilere gitmesme hiç lürum yok! Aynı şeyi, ben şu racıkta hemen söyleyip, tekrar edi vereyun! Fedakârlık olmadan kal kınma oln>ax sözünü de aynı ş^A H f f e sözcüsünün zikrettigi kılde teyid edivereyim. Nitekim | H I I istatistiklere ben iki Meclis konuşmamda da bu fikir"••• noktadao itiraz ettim : ler var. Eski Forum kolleksiyonBirincisi mukayeseyi aym mahi larına kadar gitmeye ne zahmet? yette olan kemiyetler ve endeks Elemanter bir iktisat kitabına bir &••••••••••••••••••••••••••••••• ler arasında yapmadı. Verdiği göz atmak, hattâ kitaba bile bakNOT: madan sağ duyu ile bu meselede endekslerin 1953 ile 1960 arasında fert başına düşen reel millî gelir bir görüg birliğine varmak müm Tartıjma bölümüne gonderilen üzerinden olduğu if ade edildj. Bu kün. Sayın Kaynar arkadaşımızm yazılann mümkünse daktilo edilmesüü, 250 kcllmcyi «şmanun 100 den 104 e çıktığtm söyle hele Merkez Bankamızın kredi masını ve jazarlara değil, kontrolu bahsindeki imkânlarmın di. Arkasından 1962 yıhndan itiMerhum Miralay Atıf Bey ve merhume Ferruh Hanımzarfın üzerine «Tartışma» baren millî gelirimizdeki reel ar mahdut olduğu yolunda 10 yıl evrumuzu yazılarak Yazı İşlcriefendinin oğulları, Sare Mebrure Alevok'un biricik kardeşi, vel söylediğim sözü, delil olarak tış yüzdelerini 1b6.5, To7, 0,'o4 diye ne postalanmasını rica ederiz. yazısmda zikretmesinin gerekçesiSamiye Arno'nun kıymetli eşi, Jülide Yemeniciler ve Peride okudu. Halbuki fert başına düsen ni hiç anlıyamadun. Bunun konuy Arno'nun sevgili babaları, Feride ve merhum Mahmut Recegelirle, yıllık toplam millî gelirin vik'in damatları, Ender Yemeniciler'in kaympederi; Ayşe ve artış nispetleri ayrı ayn şeylerdir. Bunun yanyana getirilmesi, Mehmet Yemeniciler'in dedeleri halk dilindeki meşhur «Elmalarla ARNO İNŞAAT SİRKETf KURUCULABINDAN armntlan toplamak» gibi bir hare M i ma r ket olur. Ben cevabımda birbiriyle mukayese edilmesi gereken kemiyet leri ve nispetleri verdim. Bunlar 2.12.1965 perşembe günü tutulduğu amansız hastabktan kurmillî gelirdeki yıllık artış nispettulanuyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 4.12.965 leri idi. CHP sözcüsünün verdiği cumartesi günü «Bugün» Şişli Camiinden öğle namazmı münispet ve kıstaslar da başka bir taakıp almarak Zincirlikuyu Aile Mezarhğına defnedilecektir. açıdan bir gösterge pekâlâ olabiMevlâ Rahmet Eylesin. \İLESİ hrdi. Ancak, sdzcü 1962 den sonraki devre için de aym mahiyette Cumhuriyet 14707 rakam, endeks ve nispet kullanmıs olsa idi. Ben asıl CHP sözcüsünün istatistik mnkayeselerde, dürüst ve insaflı olmıyan bir yol takibedeArhavi eşrafından Çarmıklı ailesinin çok kıymetli evlâdı, rek, millî gelirin en yüksek oldurahmetli Hakkı Çarmıklı'nın, Naciye Çarmıkh'nın oğlu, Gögn 1953 yıb ile bnnnn en dnşük olnül Çarmıklı'nın eşı, Ismaıl ve Ibrahimin babaları; Münevver, duğu 1960 veya 1961 yıllannı mnTahsin, Orhan Çarmıkh, Ülker Gunal'ın ağabeyı; Hacı Mehmet, kayese etmesine itiraz ettim. Muîlyas, Ziya, Zeki Çarmıklı'nın; Hacer Güven'in yeğeni, llmiye kayesenin nznn devreler arasında Ergın'in damadı; AIi Rıza, Asım, Muammer, Nurettin, Erol, ve ortalama kemiyetler arasında ToptanJYIodern.Plâk.EvhSirkeci Doğu (ş Hanr Oğuz, Kâmil, Avni, Ali, Nermin, Türkân, Sevgi, Neşe ve İnci yapılması gerektiğini söyledim. Çarmıklı, Sevim Çapan, Ülkü Pekşen, Hatice Özdemir'in amcaNıtekim bu alanda istatistik kulzadesi, Zehra Büyuklü, Dr. Namık Günal, Atıf Sevin'in teyzezalanarak ilml tahliller yapan uzİlâncılık: 150/14714 desi; Uluşan, Sevi, Günal, Aksoy ailelerinin yeğeni, hamiyetli, manlann ve tanınmış iktisatçılakıymetli insan nn aynı yolu takibettiklerine isaİSTANBUL ESKISEHIR İSTANBUL, BALIKESİR ret ettim. İSTANBUL İZMİK ANKABA SİVAS arasmda Nüfus artışmı hesaba katmadan, yani fert başına düşen millî gelir rakamıyla değil de, sabit pek genç yaşında müptelâ olduğu amansız hastahktan kurtulafiatlarla, reel milli gelirdeki vamıyarak 3/12/1965 cuma günü bütün ailesi, dost ve sevdiklerinin satî yıllık artıslarla, 1950 60 devgöz yaşları arasmda ebediyete intikal etmiştir. resmi, 196265 yılları arasmda Cenazesi 4/12/1965 cumartesi günü öğle namazını mütaakıp FORT F 500 F 350 kamvonlan olanlar tercih edilir. CHP'nin plânlı kalkınma devresi Fatih camii şerifinden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliğindekı Müracaat: GAMEDA LİMİTED ŞİRKETİ Biçki Yurdu ile kıyaslıyacak olursak, mukayeaile kabristanında ebedî istirahatgâhına tevdi edilecektır. Sokak Dr. Şevki Bey Han kat 2. Tel: 27 25 54. senin ikinci devre lehine çıkmıyaÇARMIKLI AİLESt cağını söyledim. Nitekim yerli ve Cumhuriyet 14708 yabancı mütehassıslann hepsi, I istatistiklere itiraz Ordu Lisesinden Hayati Şener yazıyor : « Ben Ordu Lısesı 6 Fen sınıfının tahhsiz öğrencilerinden biriyim. Arkadaşlarım adına sıze derdimi anlatmak istiyorum. Altı seneden ben bu lisede okuyorum. Hiçbir sene yok ki bütün derslerimiz dolu geçsin, güzel eğitim görehm. Her sene bir aksakhk oluyor. Yeterli hoca gelmıyor, dersler boş geçiyor. Bu sene bunlara en acıkhsı eklendi. Ben ve arkadaşlarım bu sınıfa bir gaye için geldik. Hepimizin bir amacı var. Hayata atılmak, bir meslek sahibi olmak. Bu isteklerimizin, emellerimızın gerçekleşmesi için Üniversite veya Teknik Okulların ımtıhanlarını kazanmamız lâzım. Bunun için de genellikle fen derslerimizın iyi olması gerek. lyi bir fen hocamız var idi. Başka yere tâyin olundu. Biz kalla ne ilgisi var? Eğer kendisi bedık açıkta. Şimdi derslerimiz boş geçiyor. Sağa sola başvurduk. nim kestiremediğim bir ilgi görDerslerimizin dolmasını istedik. Fakat cebir, geometri, fizik dersmüşse, ben herkes huzurunda bulerimizi dolduramadık. Bizimle beraber birkaç sınıfın durumu aynı gün bile aynı kanaatta olduğumu biçimde. Bu dersler dolmazsa dolacağa hiç benzemiyor Teknik söyleyivereyim de arkadaşımız seokullann ve üniversitelerin imtihanlannı biz nasıl kazanınz da vinsin. Ama bu neyi halleder ve ne mânâya gelir? yüksek öğrenim yaparız. Gelecek seneki alınyazımızı şinuiiden görüyoruz. €Tniversitelere giremeyince boşta gezme! Orada burada pinekleme!.. Çünku bizim durumumuzu birkaç yıl önce yaşıyanlar bugür. başıbos dolaşmaktadırlar. Şimdi sormak hakkımız değil mi? Hocamızı elimizden alırken nlaşıhyor ki saym Kaynar aryetkililer bızi hiç mi düşünmuyor? Biz bu vatanın evlâdı değil mikadaşımız, sevk ve cesaretle yiz? Gözden ırağız diye böyle mi yapmak gerekir? Belki mezun ele aldığı bir konunun epeyce olanların paralı grupu özel okullara gidecektir. Fakat fakir olanlar yabancısıdır. Gayretini ve özenme ne yapacak? Kazma kürek alıp taria kazmağa mı gitsin? Nerede o sini takdirle karşılayabiliriz. Ancak tartışmaya konn olan ana fik tarla?.. Hoşça kalın..» * ri kavramak için yeterli fikri ve mesleki hazırlık olmadan, ana muHayati Şener'in mektnbn bize gelen nice mektnptan bir tanesJtalar ve metodlar hakkında tedir. Şimdi Ordu Lisesinde fen dersleri dolmuş mndnr bilmiyornm. mel mahiyette asgarl müştereklere Zaten dâva bir lisede filânca dersin bos geçip geçmemesi degil, ve sahip olmadan yapılacak müdahaöğretmen yetersizliği olduğnna göre bütün dersleri doldnrmak leler verimli ve doyurucu olmumümkün değil. Dâvayı bütünüyle düsönmek gerek. yor. Meselâ Üniversitede fizık hoca Ama ne oinrsa olsun liselerden gelen çocukları Oniversite kası olan bir profesör, kalksa da ben pısında sınava sokup : de profesörüm diye Profesör Pa Sen kazandın, sen kazanmadın!.. diye bir ayınm yapmanın nosyan'ın bale dersleri ve figürleri adaletten ne kadar uzak olduğnnn bilmek gerek. Üniversite dışınhakkmda bazı tenkid ve mütalâada kalan on binlerce çocuk, smavı kazananlardan asagı değildirler. lar ileri sürse, bunu hepimız yadır Üniversite hocalarının bn konnda vicdanlannm pek rahat oldngngarız. Onun için kendimizi lyıce nn sanmıyornm. Hepsi de bilirler ki üniversite kapısmdan girenbir konuda hazır hissetmeden ve lerle çıkanlar arasmda çok fark vardır. Eksik olarak birinci sınıfa mücehhez hale getirmeden, kıyısın başlıyan bir genç, biriki yıl içinde aradaki farkı kapatıp en iyi Sğdan köşesinden bir iki teferruatı renciler sırasma girebilir. didikleyip, bundan büyük ahkâm çıkarmaya kalkmak, hem tatsızdır, Çocuklanmızı daha çok kflçük yaşta adaletsizlikler karsısmda hem de beyhudedir. bırakmak onlann gönüllerinde güzel seyleri yıkıyor. Adaletsizliğin topl«m yasayışında tabiî olduğuna inanıyorlar ve ellerine kudProf. Aydın YALÇIN ret geçirince adaletsizligin yürütücüsü oluyorlar. Biz kendi kendiA.P. Milletvekili ni yetiştirmis olağanüstü zekâ ve kabiliyete sahip insanlar tanı• Aynı konnda üsküdardan Vdık ki : fuk Çakım adlı oknrnmnz şunlan Efendim, ben hamallık yapıp okndnm, kurn ekmek yedim, yazmaktadır: istidadı olan okur diye isin içinden çıkarlar. «Gazetenizin 39 Kasım tarihli Böyle konnşanlar gençliklerinde çektiklerinin hıncına kapılsayısının 2. sahifesinde Saym Prof. maktadırlar. Üstelik dogrn düşünmüyorlar, istisnaları prensip saReşat Kaynar'ın Meclisteki bir tartışmaya ait yazısını memnuninıp ona göre hüküm çıkarıyorlar. yetle okudnk. Sayın Kaynar, mfiBin zorluklar içinde okuyup, Anadolnnnn yoksnn bir çevresinhim bir noktaya değinerek, bn den çıkıp, adını dnynrabilmiş olanlardan biri de dostumuz Fetbi memleketin, ilim adamlanmızdan, Naci'dir. Geçenlerde bn konnyn kendisiyle konnsnrken gfllüştük : ister ilim kürsüsünde olsun, ister Sen kötü bir örneksin, dedim, çünkü senin gibi istisnalann Parlâmento kürsüsünde olsun, varlıÇı, efitimde adaletsizliği savnnanların elinde koz oluyor! gerçekleri saklamadan göstermele Gerçekte okumasını yazmasını bilmiyen yirmi milyon içinde rini, istemekte olduğunu belirtekimbilir ne kadar mühendis, doktor, yazar, bilim adamı, sanatçı, rek, gerçeklerden uzak konuşma iktisatçı, hukukçu, malireci, ressam, müzisyen vardj. Hepsinin istive tartışmalardan yakındıgını ileri dadının mezarı, yaşarlarken kendi vücntlan olmnstnr. Türkiyede sürmektedir. bngün yüksek okul bitirmiş, yüksek mevkilere geçmig herkes, caBiz de Sayın Kaynar'ın fikirlehil bir Anadoln köylüsü ile konnşurken ve onnn gözlerinin içine rine candan iştirak ediyoruz ve bakarken şunu düsünmelidir : inanıyoruz ki bu memleketin ger Efer bu memlekette adaletsizlik olmasaydı, ve eğer bn vaçeklerine eğilmek ihtiyacı zoruntandasıma oknma fırsatı verilseydi, kimbilir belkl bngün benim yeludur. Daima gerçekler konuşulrimde o olacaktı. Ve kimbilir belki de bngün benden çok daha ynmalı ve tartışmalıdır. Daha doğkarılarda olacaktı. rusu tartışmalar gerçekler üzerine kurulmalıdır. Türkiye gibi bir ülke Cumhuriyetin 43 üncfi yılında eğitim dSvasını çözememişse, o ülkenin aydınlarının söyliyecekleri tek söz Aksi haldeki tartışmalann lüyoktnr. Otnrnp hepimiz basımızı ellerimiz arasına alıp dnşünelim : zumsuz zaman yitirmeden başka Demek kibir y u l ı s yoldayız. bnnn dOzeltmek »erek ! işe varamadığı ortadadır. Köy Enstitülerini *omünizm ynvası diye Itham etmekten daha ' ÜJm adamlanmızdBn bekledlği*miz olgunluk bu gibi hallerden yapıcı bir düşüncedir bn! daima sakınmalan, hattâ ortam ne olursa olsun, milletin huzurundaki açır sorumluluklarını unutmamalandır.» Doyurucu olmuyor A Aeı Bir kayıp NEJAT ARNO ÇOK ACI BİR KAYIP KAMYONLA GAZETE NAKLİYE İŞİ YAPTIRILACAKTIR Dr. Nuzoffer ÇARMIKU Erken kalkış Atmaoya Ozeıiiidan âunyanm tanen her yerine en mükemtneJ ve en 6ert aktarmalı uçuşlan verebömek için Luffhansa Atman HavayoDan btmdan böyle istanturf'dan hareket saattrâ <tahâ ÖRS atutıyt». Bu a r e t e . tetetflğhılt tertcdtrâe. aym gun öğtodB* 8owa Ktraoy Affnrifca'da sinü. IçtRtle, tfOnymm nn yeni, rahal orta mesafe mfağt olan EmopaJet erken varış Lufthansa dönyanın her yerinde kendi evindedir. Boetnğ TZT Oe tjçocatetnız. tufthansa bu mükerotnel uçağı Awupa'da lcunanaa» jregâne ttavayokjdur. Lufthansa'noa hertces tarafmdafl bütnen mükemmei servtel ve ttçakda göstertten ihtima«a «a tezzeffi yemekJertnJ tadmak için siz da bir kere btetmte uçun. Sefetot aoentestzdea Lufltıansa'mn Europaje* «e dunyomn tree toTaamda «çtuğu yerier hafclCBula mataaat Lufthansa Delta C .../14709
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle