14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHIFE tKt 29 Aralık 1965 CüMHURÎYET KIBRIS ve ÖIESİ « « . ülarca sonra. yine blr «Balkan Harbl» ha* vası içindeyiz. Tereddfitlerden ve kinlerden 5rülfl blr bnnaltı lçinde... Yine, birbirinl blr kaşık suda boğmak isteyen eıelî lki düşman partlye bölündük. Kaybedilmis «avas sonrasının karamsarbgı ve nmutsuzlnğn sanki ber yanımızı •srmış... Kıbnı davan her şeyi açığa vurdu. Tıpkı, yanm yflzyıl öncesl gibi, Batı Hıristiyanlığın öcfinfi almaya hazırlsnmış». Bir çeşit Rns Çarlığı, çekimser tntumuyla, tetikte. Avustnrya Maearistan yok ama, tngiltere Tar. Imzaladığı andlaşmalan lnkâr eder dnrnmda. Amerika, biitfln sorumluluklanm tek oyla unutturma politikau peşinde... Yamacımızda ikl aılı dost, trania Fakistan. Birleşmiş Milletler Genel Knrnlnna bakıyoruz: Irili ufaklı, hepsi aı gelişmiş, hiç birisi bizim çektiğimiz acılann dışında olmayan 119 devlet, Blrmanya'dan Zambiya' ya kadar, Türkiyeyi mahkflm ediyorlar. Hitckock'nn «Kuşlar»ı, gözlerimizi oymak için büenma geçmişler. Kader dostlannuı NATOIular, seyirciliğin 6tekl anlamiyle çekim•er. Dflnya kamn oyu, Atina sokaklannda, hâU Eflatun'la Aristo'nnn gezindiğini sanan saf Insanlar kitlesi... «Yedi Düvel» yine karşımızda sanki... «Balkan Harbi» ile «Istiklâl Savası» arasındaki fark, lşte böylesine bnhranlı daramlarda ortaya çıkar. Meşrutiyetçl tntnm mn, yoksa Müdafaai Hnknk'çn, yâni Atatflrk'çtt davranış mı?. tkinci Meşrntiyet meseleleri bilirdi, ama çöcememiştir. Vatanperverdi, ama atılgan değildi. Kapltfllâsyonlann esiriydi, tereddfltlerln eesaretsizliğin knrbam olmnştur. Müdafaai Hukuk'çular, bir avuç insandı. Bur•a Işgal edildiğl laman Media kürsüsünü »iyah örtfi ile kapadılar, dflşman loplan Ankaradan duyulnrken iş başındaydılar. Korkmuyorlardı. Inanıyorlardı. Atılgandılar. Haklanm banşçt ve savaşçı yollarla savnnmasını biliyorlardı. Batının da, Doğunun da açtıkları ateş arasında ö* yollannı bulmnşlardır. Teniliğe, değişikliğe açık, gelecekten korkmayan lnsanlardı. Tek kelimeyle, Atatürkçüydüler. Kazandılar. Çfinkfl gerçekleri görmesini ve hesaplamasını bilmişlerdir. Sevr'i parçalamak kolay olmamıştır. ••••••••••••••••• Qençsxcsn | •••a •*•• • ••• • *•• • ••• •••• •••• Kâr mı, zarar mı? Bir tstanbul sabah gazetesinde «Kimler ne kadar vergi ödüyoriarT» diye listeler yayınlanıyor. Oturdnm Beyoğln Vergi Dairesinln sirketlere ait listelerini beş gün için saydım. 21 Aralıktan Z Araük S sonuna kadar çıkan llstelerde 392 şirketin dnrumn açıklanmıs. Beyoğlu Vergi Dairesi, biliyorsnnnz Türkiyenin en önemll şlrketlerini çerçevesinde toparlamıştır. Listelerde çok kabadayı, çok ünlü kurumlann adları yazılı. Buna rağmen gördüm ki 392 sirketten 221 i zarar göstermiş. Kâr edip vergi verenlerin ödedikleri de devede knlak! Bln Ura, iki bin lira, beş bin lira... İyi biliyorum ki 392 özel şirketten 221 inin larar göstermeıl çeşitli açılardan değerlendirilebilir. Içlerinde naylon şirketler vardır, veya kfinnı çöstermeyip vergi kaçıranlar vardır; billm adamlanmızın vergi llsteleri fîstündeki genel araştırma ve Ineelemeleri Türkiyede özel teşebbüsün durumunn ortaya koyacak değerli sonnçlar verebilir bize... Ancak 392 özel şirketten 221 tanesinin larar etmesi pek garlp değil midir? Durmadan devlet teşebbüslerine zarar ediyor diye yflkleniyoruz. Yoksa özel teşebbüs daha çok mu zarar ediyor? Aslında, özel teşebbüsçülük mü, devletçilik mi? diye bir kısır tartışmaya bugün yeni kapılar açmak istemiyoruz. Az gelişmlş filkelerde özel teşebbflsle kalkınmanın, yani kapitalist kalkınma yolunun tıkalı olduğn bilimsel bakımdan çoktan ispat edlldl. Ama adam şlrketini kurmnş, hayatı, düzcnl, refahı, varhğı, öıel teşebbüsçülüğe baflı. Şimdi siz böyle birine: Devletçilik daha iyidir, Türkiye gibi bir az gelişmişfilkedekapitalizmden geçen yol tıkalıdır... deseniz kabnl eder mi? Derbal karşınıza dikilecektir. Çünkü savnnduğn fikir, hayatıdır kendisinin... Bunun içindir ki tartışmalanmızı soynt iddialar» defil, artık rakamlara oturtnp konnşmalıyız. Geçenlerde biıim gaıetede hemen benim köşemin solundaki makale sfltnnunda Suat Aray'ın gflzel bir ineelemesi çıktı. Snat Aray: « Devlet «ektörü kâr mı ediyor, yoksa zarar mıT» somsnnnn karşıhgını anyor. Çünkü simdiye kadar bizde devletçillkten ıSz açıldı mı ağızdan dolma atış yapan ünlü yazarlar: 55 milyarlık varbgıyla zarar eden devlet teşebbflsleri... dlye başlarlar yazıya... Oysa rakamlann dill başka şey sSylfiyor. Kamn hizmetl gBren •e sosyal amaea Sncelik tanıyan devlet teşekküllerinin dısında kalmış olan yani kâr amacına knrnlnşlannda öncelik tanınan devlet teşekküllerinin 1959 dan bn yana hic larar etmedikleri görülüyor. Devlet sektörünün 1959 dan bu yana safl kârlan S493.5 milyon liradır. Ama biz gene de devlet teşebbüslerinln savnnmısına geçeeek değiliz. Çünkü kapitalist iktidarların çiftligl haline getirilmiştlr çoğn... Ve bugünkünden çok daha iyi işletflebilirler. özel teşebbüsçfl iktldann, daha başka deyişle kapitalist iktidann, devietçiiiği reail etmek için elinden ne gellrse ardına koymadıgı açıktır. Milliyetçi Genel Mfldflrleıi savurnr atar.. partizanlanm fabrika kadrolanna doldurnr... devlet malını, özel teşebbüs yaratmak ve fert tengin etmek İçin kullanır... Buna rağmen Atatürk eliyle temeli atılmış devletçilik, Tflrkiyenin yapmna nygun olduğu için ayakta durmakta Te lktlsadımı» n temelleri olmakta devam etmektedir. Ve hiç şüphemiz olmasın kâr da etmektedir. Devlet bazinesine yük olacağına devlet hazinesine gelir sağlamaktadır. Bir de halktan yana blr devietçiiiği meslek haiinde savnnan bir iktldann başa geçtiğini düşflnelim. Devletçilik halk yaranna isleyen bir yöne çevrildiği zaman, devlet fabrikalanndan tflten dumanlar bn ülkenin mntlulnğnnn ilân eder gibi göğe yakselecektir. O aaman iktidarda bnlnnan partiyle devlet lşletmelerinde çaUşan vatansever genel müdürler, mfldttrler, mühendisler, teknlsyenler ve Işçiler arasında tam blr işblrllği ve anlaşma dflzenl knrnlacaktır. Bakanlık koltuğnna otnran her potillkaeı bngfln karsısında kapitalist çıkarlanna «Evet efendim» dlyecek nşaklar aramaktadır. Ve devlet fabrlkalannda çslışan idarecller ve tekntayenler yann'Iannı dflşflnerek endişe lçinde yaşamaktadırlar. Kapitalist iktidann devietçiiiği işte bSyle olnr. Atatürk eliyle temeli atılan devletçllik Bylesine blr sağlama otnrmus ki içerden ve dışardan nlee cslısmaya rağmen yıkılmadı bngflnedek .. Gerçi tahribat büyflktflr; açılan yaralar bflyflktflr Ama mücadele, Türk toplum yapısının tabii iktidanna kavnşnneaya kadar sflrecektir. Siyasl iktldar Tflrkiyeye Iâyık blr siyasi iküdar haline gelmeden hiçblr şey d a l Prof. Dr. Tarık Zafer TUNAYA len dış yardımı nereden ve kimden alıyorsak, onnn gmpnnn tnttnğnmns ve o grnpnn dflmen snynnda gittigimiı Için... Ve bfitfin bnnlar, Cezayir*i feda etmemiz, bir kac yüı milyon doların karşılığı olmnştnr. tkinci sebep: Dfinya kamn oynnda, bnndan yaklaşık olarak 50 60 yıl Sncesine kadar Bnlgaristan mazlum bir kitleydi. Çok knrnazca plânlanan bir politika lonnnda, Bnlgaristanın yerinl Ynnanhlar almıştır.. Biz, Türklerse, kitle kitle Insan öldürmüş, Ermeni, Rnm kaatili millet olarak tanıtılmışızdır. 1956 yılında, Amerikada, Pasifik kıyılannın şirin sayfiye şebri Monterey'de, Qnaker1erin düzenlediği bir toplantıda, bngün Birleşmis Milletler'de yüksek bir mevki sabibi olan Amerikalı zenci Mr. Ralph Bnnch, bir taleie grnpnna, dflnyamn bflyflk katliâmlanndan ve insanlık snçlanndan örnekler veriyordn: Türkler, Hitler rejiml vesaire diye... O sırada, kendi soydaşlan yakılıyordn. Mardiniyan'ın kitabı 1957 de, yanm milyondan fazla satılmıştı. Talanlarla doln bir tarih Sğretiminin, dnrmadan Törkler aleyhine işletilmiş bir propaganda makinesinin eserleriydi bnnlar. Menfaatler daima ideallerle karıştı Mehmet BARLAS ıbns, İçine iyice girebildiglmiz bir tarih süresi boyunca üç ayn menfaatin sahibi devletlerin çabjmalanıu üzerind* toplamiştır: a Osmanlı tmparatormtn ve Türkiye, b Bfiyflk Britanya tmparatorluğu ve şimdikl tngiltere, c Yunan • Ortodoks toplumu ve Yunanistan. Bu üç ayn menfaat çoğunlukla çatışmış, ancak milletlerarası durumun gerektirdigl zamanlarda lkili paraleUer kurarak UçüncU menfaatin karsısında birleşmiştir. K Sorumlu aranıyor! köttt sonnçlann sornmlnsnnn aramak elbette gerekir. Ama, bunn dogrndan dogrnya «Hariciye» ye yüklemek, insafsızlıklann en büyüğü olnr. Hariciye, her şeyden önce yanlışlan dogrn göstermek sihrine sahip bir mekanizma degildir. Hariciye, bir propaganda teskilâtı degildir. Şüphesiz, Hariciyede görevini yetersiz olarak yapan nnsnrlar vardır. Ama, bn nerede yok ki? Ynnanhlar geniş propaganda savaşlannı hariciyenin yanında kurdnklan teşkilât ve elemanlarla yürütmüşlerdir. Venizelos'nn bn propagandanın gerçekleştirilmesiyle gSrevIendirdlgi klşller meslekten diplomat degillerdl ve her zaman Harielyenin ağırlıçından yakınmışlardır. Dflnya kamn oyn üzerinde vesayet karan bn propaganda sebekesi Kıbns kanaliyle üçüncU dflnyayı da ağlan içine alma yolnndadır. Henfiı bağımsızhklarını kazanmıs ve emperyalizmle savastan yeni çıkmış olan çeşitli kitleler, Tfirklerin emperyalist blokla beraber, Kıbnstakl Rnmlan ezdikleıi kanısına knrnaı bir politika sonncn olarak varabilmişlerdir. Tekrar edelim, biı bn Inançlan, Mr kaç gflnlflk knlis çalısmalariyle mi lehimize çevirecegiı. Üçüncü dünya ile devamlı iüşkiler knnnamıg olmamn cezasıdır bn... Osmanlı Ingiliz Meselâ, Osmanlı • îngülz menfaatlerinin 1878 yılında birleşerek, adayı ortak ldare altına sokmaları Yunan • Enosis ldealinin yalnız başına K^^'ğ1 durumlardan biridlr. Burada Osraanlı tmparatorluğu, imzalamaya mecbur kaldığı Ayastefanos sözleşmesinin arkasmdaki Rus emperyalizminden, tngiliz emperyalizminin korvyuculağuna ehveni ser bulmustur. Britanya împaratorluğu lse, ldeallerinl ber zaman desteklediği ve lstiklâllne yardım ettigl Yunanistan'ın lddialanna sırt çevirmeyl kolaylıkla başararak, Ortadoğu'da bir Us ele geçirme fırsatını kaçırmamışUr. 'ngiltere bu Uk durumu yeni bir iklnci duruma 1914 de getirdi. Osmanlı Imparatorluğunun harbe girmesini veslle ederek M. B. 5 kasım 1914 de Kıbrıs'ı tngiliz Imparatorluğuna kattığını ilân etmiştir. Bu uyduluk sırasında en ti. Burada da, anlaşmalann tauygun tutum muhakkak ki, topraflann nzası olmadan yeni sartrakçı istekleri bir süre de olsa lara göre değiştirilebilmesi battâ hasır altı etmek olacaktır. ihlâllnln Kıbns üzerindeki Uk örNe varkl 1952 yılında Yunanisnegi karşımıza çıkıyor. tan ve TUrkiye'nin NATO'ya kaKıbns'la ilgili 3. metin Sevr anbulleriyle mesele tekrar alevlenelaşmasıdır. Bu anlasmamn 115, cek ve bu lste milll bir dava ha116 ve 117 maddeleriyle Padişah, line getlrdiği ENOSİS'e daha sı Ada'nın İngiltere tarafından ilhakı sanlan Yunanistan, bir takım kmı kabul edlyordu. Böylece yeni istismarlarla daha öne geçecek bir durumun, kuvvet zoruyla, TürUr. kiye'ye kabul ettirilmesini görmüs oluyoruz. B. MiUeUer Genel Knrnlunun kabul ettiği son kararla Kıbrıs meselesi yeni bir s&fhaya girmij bulnnmaktadır. Bu durumu enina boyuna tarlıjan kamn oyunda özellikle Kıbnstakl haklarımıı, Enoiis, B. AUUetler kararlan gibl kavramlar ön plâna çıkmıştır. Kıbrısl» Hgill kısa lncelememizde, meseleyi ^eçmişe bağlıyan noktalarla muhtemel gelismeleri jözden geçirdik. Eserlerinden faydalandığımız F. Armaoğlu «KIBRIS MESELESİ,,, A. Gazioğiu «İNGİLİZ İDARESİNDE KIBRIS» M. Sum menkill tDtCTİONABY OF PO LİTİCS ve P. Loventhall • MODERN HİSTOBY» a tesekkur borçlnyuı. Ancak bu «Tahsis» şartlıydı. 1 temmuz'da imzalanan ek antlasmaya göre, «Rusya son muharebede zaptetmiş olduğu Kars, A r dahan ve Batum'u geri verirse Britanya adayı terkedecek ve eskl anlaşma hükümsüz kalacaktı.» Yani Kıbrıs bu anlaşmayla tngiltere'ye «hukuki» değil «sartlı» ve fiilî» olarak tesllm edllir. Bu, Kıbns'm Osmanlı İmparatorluğu dışmdaki ilk hukuki durumudur. Anlaşmalar ve ihlâl I Kipriyanu'ya cevap ıbns karan, Birleşmiş Milletlerde nasıl alındı? Müzakereleri bilmiyoruz. Yalnız Kıbrıs Rumlannın dış temsilcisi Kiprianu'nnn, dflnya kamn oynna yaptığı bir açıklama var. Ba•ından öğrendiğimiz kadarı, «Atatürk Sevr'i nasıl parçaladıysa, biı de Zflrib ve Londra andlaşmalarını öyle parçalayacağız» demiş. Bizim silâhımııla, bizl vnrma çabasıdır bn... Işte cevabı: Türkler, yan sömürge blr devlet haline getirilmek isteniyordn. Banşçı ve savaşçı saldırganIar kendilerine Sevr Andlaşmasını zorla, hakaretle ve alayla kabul ettirmek istediler. Millet olarak, bn tntnma Isyan ettlk. Haklı bir Istiklâl Savaşına giriştik. Kazandık. Kıbrıs'ta dnrum bn değil. Kıbnı bir emperyalizmin üssü olmaya karşı savaşmıyor. Yunanistan Enosis'i, yüı elll yıldır kendi etrafına yayılma amacıyla bfiyflk devletlerin himayesinde bir çeşlt alt emperyalizm olarak nyfulamakta* dır. "" ' ' Kıbnı blr Istiklftl Mvaşı yapmıyor. Sonra, Kıbnıta tek blr millet yok. Rnmlann Türkleri ezmesine göz ynmma var. M1UI kurtulnş değil, «parçala re bflkmet» politikasuun yenl bir aşamaa var. Dahası var... Kıbnshlara lorla kabnl ettirilmiş andlaşmalar ve anayasa da yok. Bflyuk gösteriler ve övgülerle kabnl edilen blr anayasa var. 16 Mayıs 1960 tarihli, 198 maddelik ve 44.000 kellmelik, dflnyamn en mufassal ana kannnlanndan birisi... 8. maddesl şöyle diyor: «Hiç bir şahıs iskenceye veya gayriinsanî, yahnt haysiyet kıneı ceza veya mnameleye tâbl tntulamaz^» Bu maddenin ardında, banyo içinde Bldürttfltünüz mâsum anneyi ve çocnklan (örmüyor musnnnz, kiriye Kipriyann?. Kıbns Meclis Baskanı Klerides, bn anayasayı söyle övmüştü: «Irkı ve dinl ne olursa olsnn, kelimelerin tam minasiyle cnmbnriyet ve vatandaşlık» sağlayan bir kanun... Prof. Çaços da kendisini desteklemişti. Şimdl bn anayasa, Sevrie kıyaslanabilir mi? Biz, İstiklâl Savaşında saldırgana karşı savaştık. Emperyaliste karsı... Ve karsımızda, Tnnan Ordularını bnlduk. Xağmacı bir kitleyi... Camilere mâsum insanları doldnrnp sonra atesleyen, kesliği adsız kabraman baslariyle resim çektiren Tnnan askerlerini... Lloyd George'nn knrsnn askerlerini... Megalo Idea'nın zavallı «mikro» cnlarını... Ne işi vardı Tnnanlılann Anadolnda ve Trakyada? Emperyalizm öneflleriydiler. Clemeneeau'lann maşasıydılar. Yakıp yıkacaklardı. Sonra alınan ganimetlerden, efendilerinin verdiği parsayı toplayacaklardı. Sonnnda, Trikopis kılıeını bıraktı ve gitti. Kipriyann bnnlann intikamını mı alıyor? 119 Afrika, Asya ve Orta Amerika devletine bunlar anlatılsaydı, karar herhalde bn şekilde çıkmazdı. Ama bn üç giinlük kuli» işi degildir. Türk ingiliz eyahut Lozan'da, Turkiye gerek Misakı mlUl sınırlarının gerçege uygulanması, gerekse Yunan iddialarımn bastırüması amacıyla Kıbns'ı Inglltere'ye resmen terketmeyl taahhüt ederek; İngiliz menfaatlerlnln çıkanna bir uygulamayı kendi menlaatine paralel kılmıştır. Yunanistan'a karsı İngiliz • Türk menfaat paralellesmesini, Rumlann hazırladığı 1950 pleblsitinde olduğu kadar yenl Kıbrıs Cumhuriyetini doguran Londra • Zurlch anlaşmalannda da görebiliriz. K Enosis'ekarşı Taksim f~~vnemli olan, bizim istikrarlı, dinamik, olay^* lann peşinden giden değil de, olaylan hesaplayan ve karşılayan bir dış politikaya çoktan veda ettiğlmizdir. Kıbns politikası, bn alanda canlı bir 6rnek... «Ya Kıbns, ya ölüm!», den, «Ya taksim, ya 5Ifim> e, oradan da artık sokaklard» bile, espri olarak dnynlan formflle varıs: «Ne taksim, ne öliim!». Şimdi, yflı elll yıl adım adım lzlenen Enosis politikası karsısında, Sayın Dısisleri Bakanının «Onlar Enosisten vazgeçsinler, biz d« taksimden vazgeçeriz» teıinl savnnması (basından öfrendiğimize göre) hangi ciddl ve istikrarlı esaslara dayanır? Dış politika, temelinl, köklü, memleket kamn oynna lyice anlatılmış ve benimsetilmiş mesele)er flzerine knrarsa, gflçlüdür. Oysa, Kıbns me•elesi, çok nznn bir süre, iç politika meselesi bile sayılmamıstır. Kamn oynnda açık ve gerçek y8nüyle gelistirilmemiş, halka anlatılmamıştır. «Yavrn vatan»» Ihmallerin, partileraran oynnların konnsn olmnstur. «Kıbns meselesi diye bir şey yoktnr!» vecizesi de, başka bir Dısisleri Bakanımıca aittir. Ve acaba, Dıslslerinde Kıbns Masan ne zaman knmlmastnr?. Ve bir gfln, sanki yerden bitmis gibl, ortaya btr Kıbns dâvası cıkanlmıstır. On binleree vatandaş, meydanlarda degiflk sloganlar etrafında toplanmıştır. V •••• •••• ingiliz Yunan •••• ••>• •••• •••• •••• •••• 2*S5 •••• En büyük uçak gemisi ıbrıs için jeopolitikçiler söyle der: Yflıyıl• lardır yerlnden oynamıyan dünyanın en bttyük nçak gemisi. Dünyanın can alıcı bölgelerine hâkim olacak fisler bu gemide knrnlabilir. Knrnlmuştur da ve saklı tntnlmak istenmektedir de... Bizim için Kıbrısın öneml bu niteliğinden doğmuyor. Biz, bnrnumuznn dibinde bir çeşit Küba istemiyornz. Bn, mnhakkak. Kıbns dâvasının önemi, bize bir kere daha, gerçekleri acı acı ögretebilmesindedir. Evet, acı, ama çok acı gerçek odur ki, yann çeşitli nedenlerle, topraklarımızda gözü olanlar, Makariosçn iddialara bflrünerek Birleşmis Milletler'den karar alabileceklerdir. Bn ve benzeri olaylan, olduktan sonra kovalamaktansa, şimdiden hesaplayıp karşılamak gerekir. Ve çözümleri knlisçilerin dirayetine bağlamamak gerekir. Bir memlekette iktidarlar, rejimler deglşebilir. Fakat, o memleketin drş politikasmda, bir çok degişmez nnsurlar vardır, bnnlar devam ettirilir. O kadar ki, Ideolojik farklar bile, bnnlan etkileyemez. Bflyük (ya da Deli) Petro'nnn siyasî vasiyetnamesi, Sovyetler tarafından değerlendirilmiştir. tngilterede, tşçi Partisi, Mnbafazakâr Partinin dış politikasmda pek az degişiklikler yapabilmiştir. Türkiye Cumhuriyetini, giiçsüz Osmanh organizmasından ayıran, itibarlı, bağımsız, Batı • Doğu blokları arasındaki ehliyetli dış politikasıydı. Karamsar olmak için sebep yok... Ekonomik sosyal bir kalkış noktasından atılaeak isabetli adımlara ihtiyaç var. Kısır iç politika oyvnlan, hiç kimseye, hiç bir partiye, hiç bir şey kazandırmamıştır. e::: :: :: :::: :: :: •••« •••• •••• >••• İngiliz • Yunan menfaatlerinin aynı yönde gellştlgi zamanlardakl Türkiye aleyhina olacak birleşmelere örnek ilk tutuma, 1897 TürkYunan savaşları sırasında rastlanır. Ingiltere elindeM önleyicl yetkllere rağmen Kıbnslı Rumların bu savasa gönüllu toplamalanna göz yummuş, daha önce de adadan Yunanistan İçin savaş malzemesl mübayaasına riza Röstermlştlk. I. Dflnya Savasında lse, Sırbistandakl tngiliz menfaatlerinin Yunanistan tarafından desteklenmesi şartıyla, Kıbns, Londra hükumetlnce Atina'ya teklif edilmiştir. Yunan İngiliz lsbirllğinin en yakın ömegl, Birleşmis Mületler Genel Kurulundaki «İngiliz çekimserligi» dir. Bu işbirliginin ardındaki menfaat paralellesmesini, Ingiltere'nin zamarun sartlarına uyan başanlı dış politikasmda aramak hataü olmayacaktır. Istikl&l savaşından sonrakl Lozan anlaşması 20. maddesinde ıbns meselesinde taraf olan Kıbnsla doğrudan doğruya llgill devletlerin paralelleşen menbir madde taşır: «Türkiye, Kıbns' faatlerinl daha iyl anlıyabilmem 1914 de İngiltere tarafından U miz için, bu menfaatlere ayn ayhakını tanımaktadır.» Lozanın 1 1 n bakmamız, Türkiye ve Yunanistan'da «tdeal» kelimesiyle nltelen gill dlğer hususlarına, Kıbns uzerlndeki Türk tutum ve menfaatledlrüen bu çıkarlan daha derinrini incelerken döneceğiz. den lncelememiz gerekiyor. Kıbns'ın Ingütere ImparatorluBu gözden geçirmeye, Inglltere gu dahilindeki hukuki statusü İle başlamayı dogru bulduk. 1954 yılında Yunanistan tarafından II. Dünya Harbi öncestnln Imdeğiştirllmeye çalısıldı. Birleşmis paratorluğu, şimdinln ada devletl Milletler Genel Kuruluna o zaman Ingiltere, Kıbrıs meselesinde önce da «Self Determinasyon» talebiyleri hUkumran devlet sonralan le gelen Yunanlıların bu lsteği, lse arabulucu olarak en önemll gtlndeme alınmamıştır. rolü oynamıştır. Zamanımızda ise Ancak dikkatl çeken nokta, İnlyice belirlenen milletlerarası men giltere'nin «Milll yetki» beyamnın faat gruplanndan blrlnin en sözü da B. Milletler tarafından bir kegeçen Uyelerinden olması ve ise nara ltllmls olmasıdır. doğrudan doğruya kanşması dolayısıyla Inglltere, Kıbrıs görüsülürken üzerlne egilmek gereken Uk devlettlr. Menfaatler ve tutumlar Lozan K ingiltere ve Kıbns UyUk Britanya Imparatorluğuaun Kıbrıs hakkmdaki düşünceleri 1814 yılında bir TüccarKaptan tarafından dile getlrllir. Doğu Hindlstan Şirketi mensuplanndan olan Kaptan Klnner, o yıl Kıbns hakkında sunlan yazıyor: «Kıbns'a malik olmak, Ingiltere"yl Akdeniz'de flstun bir duroma yükseltecek ve Levent ülkelerlnin mflstakbel kaderini tanzim edici blr mevkie ulaştıracaktır. Mısır ve Suriye derhal Ingiltere' ye tâbi olacaldar ve Küçük Asya' mn hareketleri önlenecektir. Böylece «Sultan» daima kontrol altında bulunacak ve Rusya'nın bu bölgedekl tecavüzlerl önlenmese bile geciktirilmiş olacaktır.» Orta Doğu karışınca + B B n arada SfivenHeld tngilis haklmiyetinin Mfaa ermefl tnV gUterenin adaya daha sıkı sam ÎTTv» nlmasuia yol açmıştır. 1 nisan 1955 de baslayan ve nmnnıı • • • • • • • • • • • • • • • • • a > a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a ENOSİS'İ amaç edlnen EOKA'a tedhls hareketleri, İngiltere tarafından silâhla sert şekilde bastırılmaktan kaçınılmamıştır. Ancak bu tedhlşin sonu gelmemlş ve İngiltere 1959 yılında anlaşmalan imzalamak zorunda kalmış durumuna geçmiştir. ENOSlS'e dayanacak yenl durumu Londra'nın kabul etmesi, •on misalde de göruldUğü gibl «gerçekçUiğin» İyl bir tatbikaüdır. . •*•* HİLLİ "İS YAie • Gene kendi rekorann kırdı. ince hesap Çünkü gittikçe artan savunma masraflanna NATO ve dolayısıyla Amerika'yı ortak etmeyi düşünen Ingütere, müstakbel bir Yunan adası olacak. Kıbnstakl Uslerinin geleceğini böylece sağlamış olmaktadır. Son B. Milletler Genel Kuruluna kadar da, Londra Zürih Andlaşmasının verdiği «garantörlflğfl» eksik kullanması; meseleyi NATO'ya intikal ettirmey» çahşması bu hususu iyice ortaya koymaktadır. Rodezya dolayısiyle zaten karşısında olan III. Dünya ülkelerinl tam mânasiyle kendisinden kopartmamak için B. Milletlerde «çekimser» kalması, NATO üsleri yoluyla menfaatlerini devam ettireceği yolundaki hesaplan ile İngiltere Kıbns'ın «gelecekteki» durumunu da «garantör» devlet olarak bile kabullenmekle çıkarlannı iyi kullanmış ve kendisine en az zararı olacak bir gerçekçi durumunu kabullenmiştir. Üçüncü Dünya ve biz... Atatürk'ün heykellerini kırarken, Cezayir milliyetçilerinin ceplerinde O'nnn resimleri çıkıyordn. Ne var ki, Türkiye Birleşmis Milletler'de Cezayir'in bağımsızlığı lehinde oy knllanmadı. Kullanamadı. Neden?. llk sebep: Dış yardımla ayakta durma politikan güttügümüz için... Bize, damlahkla veri IİH lii! •••• Kıbns'ın Ingiltere'ye devrl sırasındaki Başvekil Disraeli (Lord Beaconsfield) lse 1847 de Kıbrıs'ı aklına koymuş, daha sonralan ise ıbns meseleslnln akışında dit Kraliçe Viktorya'ya «Kıbns Batı kati çeken nokta, çataşmalar Asya'nın anahtandır» demiştir. arasında birleşen menfaatleYüz yıl önceden bellrtilen bu rin daima Yunanistan veya Türgörüşler, bir emperyalist devlet klye'yl yalnız bırakması olmuştur. için ilke niteliğini taşımaktadır. Ancak, Türkiye Yunanistan men faat paralelleşmesinin de bir de İngiltere'nin II. Dünya Harbi sonrasına kadar devam edecek olan fa gerçekleştiğlnl unutmamak geKıbrıs politikası bu görüşler üzerekir. O da, II. Dünya Harbi sonrine kurulmuş, uygulamada ise rasında meydana çıkan Sovyet mümkün olduğu kadar bunlann emperyalizminin yarattığı tehllkemuhafazasına çalışılmıştır. lere karşı bu iki ülkenin el ele vermeleri zorunluluğu olmuştur. Yazının başında da bellrttiğiSovyetler Birliğinin Kars ve Ar miz gibi, Ayastefanos'un imzasmdan sonra İngiltere, Kıbns'ı ele dahan üzerindeki talepleri Ankageçirmek yolunda en büyük adıra, Yunan iç barbinde komünistmını attı. lerin gösterdikleri çalışmalar da Atina hükumetlerini, Komünist 4 haziran 1878 tanhinde Yıldız' Blok karsısında kurulan NATO da lmzalanan anlaşmaya göre: blokuna itmeye zorlamıştır. «Büyük Britanya Birleşik Krallıgı ve lrlanda Majeste Kraliçcsi Kıbrıs meselesinin tarih boyunca geçirdiği en sakin anlar bu sı ve Hindistan lmparatoriçesi; Şaralara rastlar. Bu devrede Türki hane Majeste Sultan'ın» Asya'daye Kıbrıs'ı Akdenizde varhğı mecki topraklannı Rus tehlikesine burl olan bir Us olarak kabullenkarşı emniyete alıyordu. Buna miştir. Yunanistan ise ENOSİS'İ mukabil Şahane Sultan «Kıbns bir kenara itmiş, NATO'ya kabul adasının Ingfltere tarafından ldaedllebilmek için, Anglo Amerire edilmesine muvafakat ederek, kan menfaatlerinin uyduluğunu asker Ikamesi için adayı TAHSİS yapmayı en akıllıca yol olarak seçetmekteydi.» Türk Yunan K HİLLİ PİYANGO 55 HİLTOR 378 Bffl Lira Dağıtacaktır. Yenl yıla zengin olarak girmek çok uzaklarda kalmış bir ihtlmal degildir. (Basın 24063/15938) Y1LBAŞ1NDA BAYAN SEKRETER ARANIYOR Istanbulda yeni kurulacak blr şlrket için yabancı müdüre yardım edecek bir BAYAN SEKRETER aranmaktadır. Mürscaat edenlerin ticari müesseselerde blr kaç senelik tecrübe sahibi olmalan ve İngillzce stenografi ve daktilo yazmalan ve aynca gayet iyi îngillzce İle mümkün merteb« Fransızca bilmeleri çarttır. Müracaatlara fotoğraf İle bundan evvel çalısılan yerlere ve tahsilin yapüdıgı mektebe ait malumat eklenmelidir. MUracaatlann yazılı olarak asağıdaki adrese yapüması rica olunur. YARIN Rumlar, Türklerin Aksine Tarih Boyunca Işe Sanlmışlardır. Avukat M. DİNAR Cad. ArsJmldis Han Istanbnl (llâncüık; 65Î 15926) SINCER SINCER SINCER SINCER SINCER* DİKİŞ MAKİNASI IPLİK KOPARMAZ DİKİŞ MAKİNASI İPLİK TOPLAMAZ DİKİŞ MAKİNASI DİKİŞ! BÜZMEZ DİKİŞ MAKİNASI DİKİŞ MAKİNASI GÜNDE UCUZ ve GÜZEL GlYİNMENİZİ SAĞLAR SINGERLE DAHA RAHAT EDERSINIZ .. SINGERLE DAHA RAHAT ED.BRSJ Nİ.Z. .....
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle