13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 Aralık 1965 CUMHURÎYET •••••••••••••••a IBMB»! 1 YUNANULARIN TARİHÎ TÛRK DÜŞMANIIGI M. Emin AYTEKiN ıbns olaylannm geniş Slçüde ortaya attığı ve Atlnada papaz Hirisostomos'un heykeUnin sçılması sırasında da Yunan devlet »damlannm konuşmabuı ile bir kere daha su yüzüne çıkan, Yunanhların tarihsel Türk düşmanlıldarını günliik siyasal bir olay olarak kabul etmek bizce hatalı bir görüştür. Yunanhlann Türk düşmanhğı politikası dört asra yakın bir geçmişe nıaMimalrta, o zamandan bu yan» kuvvetlenerek devam etmektedir. Atatürk ve Veniıolosun sağladıklan mevıil dostluk, bölgesel gavunma paktları, kollektlf eranlyet sistemlermin birleştirdiği ve kaderde birbirlerine bağladığı Türkiye ve Yunanistanın geçer siyaaî konjonkturleri ne olursa olsnn, Yunaniatanda Türk düşmanbğı değişmeden devam üzere uygulanan millî bir politik güdüm olmuştur. Bugün hangi Yunanlıy» sorsanız, bir numara* h millî düşmanlaruun Türkler olduğunu ifade edecektir. Tunanistands bir siyaset adamının basan sağlaması için Türk düşmanbğı ile ün yaptnan lazımdir. Tirajı düşen bir gazete durumunu düzeltmek için Türkiye aleyhinde neşriyat yapması gerekir. Bir finiversite profesörü, bir askerl lider, v.s., Türk düşmanhklan ölçüsünde yükselebilirler. Yunanistanda Türk dUşmanhğı, Tunan ferdinin şuur altına, beşikten başlayan bir terbiye ve eğitim metodu ile yerleştirilmekte ve değişmeyen bir moda olarak Yunan cemiyetlerinin ve müesseelerinln bütünunde nygulanmakta* dır. Bn espri Yunan devletinin yönetünine de blçim vermektedir. Yunan devletini yönetenler her sahada Türkiyeyi «Donnee» olarak abnakta, otra geçmeyi ve aynı zamanda çelmelemeyi yönethnde esas kabul etmektedirler. ENHASYON Evet ve hayır! Bir zamanlar Cemiyeti Akvam veya Milletler Cemiyeti adiyle Ş tamnmış bir kurum vardı. Milletler Cemiyeti tkinci Düny» 8»va . şınm ilk yıllanna kadar birçok meseleye el koyınuştu. Merkeri • Cenevre'de idi. Ve bu kurumun özelliklerini anlatmak için |U nük • te yapılırdı : Milletier Cemiyeti, mayasmda lngiliz tuzu bulunan bir Isviçre peyniridir. tkinci Dünya Savaşından tonra kurulan Birleşmis Milletler Teşkilâtı ile Milletler Cemiyeti arasındaki farkı anlamak için bir tek ornek yeter : MilletleT Cemiyeti mandacıbğı sürdüren bir anlayı»Ia çalışıyordu. Ve dünyanın dörtte flçünfl sömürge olarak ellerinde tutanlann Cenevrede bulnşup dflnya hakkında karsrlar verdiklerl bir çafda yaşanıyordu. Türkiye Comhuriyeti de, Atatürk olmasaydı, ya sömürge olacaktı, ya da en iyi ihtimalle Amerikan mandası... Ama Atatürk «Kayıtsız şartsız bağımsızlık» ülküsünü Millî Kurtuluş Savaşiyle gerçekleştirince Cenevreye şerefle davet edildik. Ve bağımsız devletler arasında yerimizi aldık. Üçüncü Dünyanın müjdecisi Türkiye, dâvalannı daima milletlerarası kurumlarda ve milletlerarası hukuka dayanarak çözümlemiştir. Bu Atatürk'fin bize bıraktıfı bir mirastır. Bir gelenektir. Hatay meseleılnden Boğaılar meselesine ve Bozkurt Lotus dâvasına kadar prenslplerimiıl inat ve ciddiyetle savunduk. Başanlar kazandık. Milletler Cemiyeti gibi geri cihniyetli bir kunımda kaıanılmıı bn zaferler şüphesiı Atatürk'ün gerçekci ve bağınuu dı* politlkannın sonuçlarıdır. 1941'e kadar yasıyan Milletler Cemiyeti 1946'da resmen fetnedildi. Çağ değişmişti. Merkezi New York'ta olmak üzere Birleımiş Milletler Teşkilâtı kuruldu. Ba kurulug 1945 San Fransisko Konferann ile hazırlanmıştır. Başlangıçta büyük devletlerin egemenlii) altmda bir kurumdu Birleşmis Milletler... Atnerika hükmeder, Rusya veto ederdi. Dflnya kaıkatı iki blokta dondurulmuştn. Üçttncfl Dünya henüz doğmamıstı. Aradan zaman geçti. Birleşmis Milletler TeşkilftUnın flye sayısı 119'a çıktı. Afrikanın ve Asyanın eski sömürgeleri New Yorktaki Milletler Evi'nin üye koltuklarını dolduruyorlardı. öylesine ki, toplantı salonlarında değişiklik yapmak, oturulacak yerleri çoğaltmak gerekiyordu. tlâve inşaata başlanmıştı. Yeni gelen üyelerin çoğu ya selfdetermination ile ya da çok çetin kurtuluş savaşlariy le bağımsızlıklarını kazanmış milletlerin üyeleri idiler. Sömürgeelliğe ve emperyalizme sonsuz hınçlan vardı. Ve sömürgeciliği ve emperyalizmi yokederek yükseleceklerlni biliyorlardı. Elli koltukln Birleşmis Milletler Genel Kurnlu 199'a çıkmea Amerikan egemenliği ve Rusyamn vetosu da gücünü kaybetti. Birleşmis Milletler büyük devletlerin vesayetinden kurtuluyor, küçük devletlerin yarattıkları bir forumda dâvalar konnşuluyor, kazaıulıyor, kaybediliyordu. Bugün Birleşmis Milletler Teşkilâtının basında blzlm çoğu • ırlak kafalı» politikacımızın cyamyam» dediği einsten insanlar görevler slmskta, en sommln mevkilerl doldnrmaktadırlar. Birleşmis Milletlerin tavanlannda ise selfdetermination, bağımsızlık, antiemperyalizm fikirieri yankılanmaktadır. Nitekim Kıbrıs karanndan sonra üstflste ahnan Ikl karar b«günkü dünya milletleri toplnluğunun yönünü göstermek bakımından çok önemlidir : 1 Emperyalist devletler sömürgelerinde bulunan askert flslerini tasfiye edeceklerdir. (Böylece Kıbns Adasındaki tngiliı flslerinin Kıbrıs kararı üstünde ne kadar Bnemli etkller yaptıfı Ortaya çıkmış olnyor.) 2 Devletlerin içişlerine başka devletlerin müdahale etmesi takbih edilmiştir. (Böylece Türk raüdahalesini bir devletin bir başka devlete müdahalesi gibi fösteren kurnaı Makarios'an eline bir koz daha geçmiştir.) Birleşmis Milletlerin yeni çehresinin farkına varmadan, bngünkü gerçeklerini değerlendirmeden Birleşmis Milletlerde dfiva kazanmıya gitmek, işte bizimki gibi yenilgiyle lonnçlanır. Çfinkü Birleşmis Milletler artık vesayetten knrtulmastar. Bl« İse kendimlz gibi Birleşmis Milletleri de vesayet altmda sanmakta devam etmisiz. Üçüncü Dünyanın varlığını biç hesaba katmamışız. Oysa Kıbns dâvamızı Birleşmis Milletler e hâkim üçüncü Dünya'nın rSrüşleriyle birleştirmek pekfilS mümkündü. BSyle bir tez, tsmet Pasanın iktidan zamanında işlenmeğe başlanmıştı. Adadaki tngiliz Cslerinl Adadaki Türklerin varbğından daha üstün tatan bir zihniyet iktidara geçtl. Ve işte o zihniyet Birleşml? Milletlerde perigan oldu. Bi» Birleşmlf Milletlere kızmıyaiım. Birleşmis Milletlere kı»mak ve : Birleşmis Milletler nereye gidlyor? diye gfilüne aorular iormak gerçeklerden uzak tutumdnr. Birleşmis Milletler dünyanın gittiği yere gidiyor... Asıl soracağımu sorn fudnr : Biz nereye gidiyoruz? Amerikanın yedeğinde gitmek, akmtıya kürek çekmektir. Efer Kıbnstaki sovdaşlanmızı grerçekten düşünfiyorsak bngünkfl düny mn gerçeklerini de iyi değerlendirmeliyis. Birleşmis MİUetlerd ki devletlere Kıbns dâvasını yanlış anlattık. Makariog ise Enosis'i daima bağımsızlık perdesi arkasına gizlemeyi bildi. Emperyalistlere karşı bir çıkış gibi gösterdi mücadelesinl... Biz de emperyalistlerin masası gibi föründük. Son olarak gunu söylemek gerekir : Blrlesmiş Milletlerin Kıbns dâvasındaki karanna hayır ! Birleşmis Milletler Teşkilâtına evet ! Bn ayınmı yapamıyan bir Türkiye, Kıbns d&vannı büsbntün kaybeder. Biz simdi dünyada yalnız kalmış bir mllletiz. Ba yalnızIık ittifaklar içinde bir yalnızhktir... ki, en korkuneadar. Dış politikamıza yeni ve gerçekçi bir yön vermezsek yeni kayıplara nfrayacağımızdan şüphemiz olmasın. ENFLÂSYONDAN KORUNMA ÇARELERİ Doç. Dr. Kenan BULUTOGLU ir ekonomi enflâsyon içine oturunca, fiyat artışlan az çok herkes tarafından beklenir. Ba durumda enflâsyon toplumdaki tnüteşebbis, isçi, bütün sosyal gruplar tarafından beklenen bir olay haline gelmiş demek tir. Dolayısiyle, bütün gruplar yukarıda bahsettiğimiz enflâsyonun gelir aktarma etküerinden «kendilerini korumaya» çalışacak lardır. Bvmu nasü yaparlar? Para ile ifade edilen bütün sözleşme lere, edünlerin fiyatlar genel sevivesindeki değişme ile paralel olarak ayarlanacağı sart konur. Ayrica kanurüar menetmiyorsa sözleşmelere altın kaydı (zamanı gelince edimin altın ile ölçübnesi) konabilir. İşçiler, ücretlerinin genel bir fiyat göstergesine bağlı olarak arttırümasuıı isterler. Taşınır, taşınmaz bütün mal satanlar da para ellerine geçtikten son ra onu ellerinde tutacaklan zaman süresince degerlnde meydana gelecek azalmayı (yanl bu süre içinde beklenen genel fiyat artışını) satış fiyatrna eklerler. Borç para verenler, altın kaydından başka, alacaklı vnig^aHan sürece fiyatlarda meydana gelecek artışlara karşı daha yüksek faiz istemek suretiyle korunabilirler. Kısacasl paramn değer saklam» gücünde beklenen erime sözlesmelerde hesaba katümaya baalanır. K Eski Atina Atasemiliteri ile etki altına almanin mümkün olamıyacağını uzun bir tecrübe ile denemiş, küise müesseselerinl, Türklere karşı, tahrik ve baltalama vasıtım olarak kullanmaya karar vermiştir. İşte bu şikâyetçi olduğumuz, patrikhane ve nıhban okullan, 310 sene evvel abnmış böyle bir kararın Türkiyede icra vasıtası olarak, görevlerlnl imkânların müsaadesi nisbetinde sadakatle ifa edegebnişlerdir. B Asıl tehlike... eni Yunanistanın kurubnası ile beraber, gerek ezilmiş Yunan halkına dinamik ruhsal bir hüviyet kazandırmak ve gerekse fiilen büyük Yunanistanı kurmak maksadı ile Türk düşmanhğı, Yunan halk ve devlet güdümünde siyasl bir empressionizm devri olarak açüıp uygulanmaya baslanmıştır. Anadolu matlubiyetinden sonra revizyone edilerek bir Neo devir siyaseti haline konan tutum, Venezelos kurnazbğı ile, devlet dışı, gösterümeye çabşıbrken, Yunan halkı üzerindeki uygulamasında kuvvetinden hiç birşey kaybetmeden devam ettirilmiştir. Bu devam edecektir de. Çünkii Yunanblar, bunda Yunanistanın bekâsı ve gelişmesi şartını görmektedirler. Yunanistanın asıl tehlike arz eden, dünya banşını tehdid eden ve kendi bekâsmı gölgeleyen görüşü de ba görttytür. 136 senelik bir tarihe sahip olan Yeni Grek devletinin her sene OHİ millî bayram gflnlerinda Yunan papazlannın kilisede dualan ile baslavan merasimleri, Yunan uzviyetine ârn olan «Türlc düşmanhğı» marazına kuvvet veren bir ası vazifesl görmektedir. Yunan kraUarmın tahtlannı tehlikede (or> dükleri veya Hrlsostomos heykeli hâdisesinde gorfildüğü gibi, çürük zemine oturmakta olan siyasî parti iktidarlan kuvvet kazanmak için, Yunanbnın fanatik ruhundan «TUrk dUsnıanUğı» Oe medet ummaktadırlar. Büyük tarihi sorumsuzluklar halinde, Yunan idarecilerince, Yunan milleti üzerinde gelecekteU ihtllâUan düşünülmeden «Türk dUşmanhgı asısı» hesapsızca tatbik edilmektedir. Ş ANADOLU HEZIMETİ: Birinci Dünya Har> binden mağlup ve parçalanmıs çıkan Osmanb imparatorluğu mirası üzerine oturmaya ç&bşan düveü muazzama yanında, Türklerin ebedî düşmanı, küçük Yunanistan, en büyük parçayı koparma hevesine kapılmıştı. LJoyd George'un manevî evlâdı, her türlü desteğe n'i»»»'»'' kıbnarak, işgal kuvvetlerinin en büyük seferi knvveti ile kıyüanmıza çıkanbnıştır. Birinci İnönünde, kendisinden 4 defa, İkbıcl İnönünde 3,5 defa küçük, Sakaryada yansından küçük Türk kuvvetlerine karşı yenilmiştir. Başkumandanbk Meydan Savaşmda ise, 186.000 MsUik Türk kuvveUeri karsısında, 200.000 kisUik Yunan kuvvetleri parçalanırken ve canlannı kurtarabilenler Ege kıyüanna kosuşurlarken, Yunanistanda bu vahim hezlmetin en acıkb dra* mı Yunan idarecileri tarafından hazırlanmıştır. Mağlup Yunan kumandamna Pirede kurulan idam sehpaaı ile güya Yunan tarihine sürülen lekenin izalesine çalısılmış ve boylece dünyada ikinci bir Dreyfus skandalı yaratıhnıstır. Hiçbh* Yunanbnın vicdanının kabul etmediği bu sonuncu bugün Yunan kuvvetlerine kumanda eden her kumandan acı acı hatırlamakta ve bunda kendi akıbetlerinl görmekte olduğnna 9fiphe etmemek 'âTTKİi'' Y Bize ge/ınce taturkün kurduğu Yurtda aulh, cihanda sulh, politikasına Atatürk'e inandığı kadar Inançlı olan Türk milleti, samimiyetle uyguladığı millî politikasında, elbet de Yunanistana karşı da aynı duygu ile bağlı kalnuş, hatta bu şımank küçük komşusunun aşınbklannı neticede salâh bulur yaramazbklar olarak değerlendirmiştir. Türkiye, küçülen dünyada, jeopolitikarun birleştirdiği bu iki devleti, birbirlerine kaderleri ile bağlanmış kabul etmiş, müşterek gelişmeleri ile birbirlerini tamamlayan bir bütün teşkil etmesi gereğine inanmıştir. l'unanistanın mületlerarası entrikalarına müsamaha göstermesi de bu inançtan ilerl gelmiştir. Fakat Türkiyenin müsamahasj her defasmda, komşusunu cesaretlendirerek yeni bir maceraya aevkedecek primler olarak kabul ve istismar edilmiştir. Milll karakterimizdeki dürüstlük, mflll poUÜkamızı da etkilemiş, siyaseten dost olduğumna devletlerle olan münasebetlerimlzde başka bir alternatif arama lüzumunu his etmeyişimiz, politikayı «dalavere» olarak kabul eden Yunan anlayışı ile tam bir tezat teşkil etmiştir. Yunanlılara göre bu Türk cvurdum duyma» bğından alabildiğine istifade gereklidlr. TürkiyenİB hallona tariht düsmanlıklar teüdnl gibi, trkçı, ilkel metodlara Utifat etmeyişi ve yüksek insanbk idealine hizmet edecek barışçı yenl bir nesil yetiştirme bedefinden mfilhem ağırbaşh ve vakur davranışı, Türklere k&rşı aşağılık duygusn ile beslenerek yetiştirümiş olan Yunanlılan, «Megalo tdea» hayallerine götürecek kadar pervasız bir hale getirmiştir. Taribleri boynnca taşkınhklannın cezalannı, yedlkleri şamarlar ile hatırlayan Yunanlılann, bu defa mukabele görmemiş olmalan, onlan, Türkiyenin yeni bir ceza verme kudret ve kabiliyetinden yoksun olduğu yanhş kanısma sevketmiştir. A Ücretlilerin durumu ir an için düşüneUm ki fiyatlardaki artışlar herkes taralın dan aynı şekilde tahmin edilmekte ve bütün sosyal gruplar da enflâsyona karşı kendilerini koruyucu şu saydığımız tedbirleri sözleşmelere koyabUmektedlrler. Bu sartlar altında, düzenli bir fiyat artışının (dış ticaret meselesi hariç) fiyaüardaki mutlak istikrardan hiç bir tarfcı kalmıyacakür. Ancak gerçekte dumm hiç bir caman bu ideal çerçeveye uygun olarak gelişmemektedir. Her şey den önce bütün ekonomilerde müteşebbis sınıf sattıklarının fiyatını talebin elverdiği en yüksek •eviyeye derhal getirebibnekte, buna karsüık ücretbler gebrlerinl ancak bir süre sonra fiyat artışına, o da belki ancak kısmen, uydurabibnektedirler. Bu gecikme nrasında, mütesebbisin kârlan flcretli kullandığı oranda artmaktadır. Aynca faiz hadleri de, bir çok hallerde, (özellüde devlet ban kalarınca) enflâsyon rizikosunu yansıtacak şekilde yükseltümemekte, bundan da ödünç alanlar, yani müteşebbisler çıkarlanmalctadırlar. Kısacası, fiyatlar genel seviyesindeki artışlar başta hızb, sonralan daha yavaş bir şekilde iş adamlanmn kârlarını arttırmaktadır. tktisat Fak. br. Aynca toplumun bütün stnıfları kendilerini fiyat artışlanna karşı korumaya çahşacakların dan, enflâsyonun servet aktarma etkisi de bir derece azalacaktır. Artan fiyatlar normal bir olay gibi karşüanBcağuıdan fiyaüann ileride de, geçmişte olduğu gibi, artması beklenecektir. Belli bir sil re sonra, her yıl belli bir oranda fiyat artışı çoğunlukça kabul edilen normal bir durum sayılacaktır. Fiyat artışlarında hızlanma ya da yavaşlama olması beklenmiyorsa, bu durum da bir fiyat istikran gibi tesir yaratacaktır. Şöyle ki geçmişte görülen artıslann gelecekte de aynı hızla devam edeceğinin tahmin edilmesi ve herkesin ona göre sözleşme lerinde bu artışı hesaba katması, fiyatlann istikrarlı olduğu ve istikrarb olarak da süregideceği inancının yaygın olduğu duruma benzer. (Her iki durumda da fiyat tahmin elastikliği blrime eşittlr.) Ancak istilirarU bir fiyat artışı durumunda enflâsyonun ga lir aktancı etküerinin giderilmesi çok güçtür ve çoğu hallerde de imkânsızdır. Ozetlersek, devam eden bir enflâsyonun ekonomide genişletici bir etkisi yoktur. Bir enflâsyonun devamb olarak başlama «afhasında olması düşünülemiyeceğine göre, enflâsyon İle kalkınma arasında olumlu bir bagıntı kurmak imkânsızdır. Buna karşılık enflâsyonun gelir aktancı etkilerinin ortadan kaldınl ması, çok düzenli ve artış temposu tstikrarb bir enflâsyon halinde bile son derece güç, hatta imkânsızdır. Ögretim Üyesi nun» ° « 5 °,i 9 kalkınmayı h u / landırmak bakımından bir etkisi olup ohnachgı da tesbit edilemernistir. Ülkeler Enflâsyo Adam nun hızı başına gelir artışı İSTİKRARLI ULKELER Filipbder Seylân PakUtan Guatemala Suriye Burma Malaya Hindistan Ekvator Venezüella Honduras Salvador HAFtP ENFLÂSYONLTJ ÜLKELER Tayland İzlanda Kolombiya Peru 3 2 1 1 1 1 2 2 2 2 2 3 4 7 5 7 8 9 3 3 2 4 1 2 5 2 2 1 2 2 1 KÜVVETLt ENFLÂSYONLU 3 35 ÜLKELER 2 20 Brezilya 22 3 Endonezya 32 3 Paraguay 33 Şili 66 1 Kore Kaynak: G.S. Dorrance, The Effect of Inflation on Economic Development: JtSF, Staff Papers, March 1963, s. 33. B Enflâsyonla kalkınmış devlet var mı ? nflâsyonun kalkınma ve gelir dağıbmı üzerindeki etkilerine dair vardığımız bu nazarî sonuçlar uygulamadald örneklerce kede fiyatlar 1930 larda yılda ornek Şili'deki enflâsyondur. Ba ülkede fiyatlar 1930 larda yılda ortalama yüzde on, 1940 larda yılda ortalama yüzde yirmi, 1950 ler de ise yılda yüz kırk artmıştır. 1940 • 1950 arasında milli gelir yılda yüzde bes artarken, 1953 den •onra bu, yüd» yüzde Ure düşmüş ve nüfus daha hızb arttığmdan, adam başma düşen gelir, enflâsyonun en hızb olduğu bu dönemde (19531960), devamb olarak azalmıştır. 1940 larda yüzde 12 olan yatırım oranı 1950 den sonra yüzde 10 un da altına düşmüştür (1). Kalkinma hızını yavaşlatır üphesiz kalkınmayı etkileyen diğer sebepler (ki asıl ağırlık bunlardadır) bu tablodan doğ rudan doğruya enflâsyonun kalkınma üzerindeki etkileri hakkın da sonuç çıkarma imkanlarını azaltmaktadır. Fakat yapılan baska incelemeler de enflâsyonun kalkınmayı olumlu bir şekilde etkilediği iddiasmı çürütecek sonuçlar vermiştb. Enflisyonun ilerl safhalannda ve müzminlesmesi halinde ise kalkınma üzerindeki olumsuz etkileri çok daha açıkça tesbit edilebilmektedir. Başka bir incelemede de, belll başlı sanayüeşmiş Ülkelerde geç mişta kaydedilmiş olan gelişme hızlan ile fiyat artışlan arasında münasebet aranmış, genel olarak fiyat artışlan ile büyüme hızı arasında müspet ya da menfl bir llişki bulunamamışUr (2). Ancak açıkukla bilinen bir busus çok şiddetli enfiâsyonlann kalkınma hızını yavaşlattığıdır. Aynca fiyatlarda belli bir artış tem posu içine yerleşmiş bir ekonomide, bu hızı yavaşlatmak veya istikran sağlamak, ülkeye göre değişen şiddette bir iktisadî duraklama (işsizlik, işsizliğin artması) yaratmaktadır. E Ç •••• •••• s::ı Endişe konusu ugün hiçbir Yunan eserinde Eskisehbden Afyona kadar n«nş;ı bir cephede kff nlttl »n kıskaç içine abnmış Yunanblann imhalan ile neticelenen savaşı gösteren krokilere tesadüf etmek mümkün değildlr. En ciddî harb tarihi etüdleri bile, işgal ve iatili safhalannı parlak bir »ekilde belirttikten sonra, lojistik kifayetsizliğin ve Başkumandan yetersizliğinin bir neticesi olduğuna iddia ederek çekUme harekâtı safhalarmdan bahsederler. tstanbulun taptmdan sonra Anadolu hezüneti, Yunanbnın nıhunda büyük bir depresiyon yaratmıştır. Bu mağlubiyet, Megalo İdea'nın iflâs ettiğini göstermesi bakumndan cidden tahripkâr olmuştur. Anadolu hezimetini, Yunan güdümcülerl, Yunan hallfinı daha realist ve toplumsal yöne sevk edecek islâh edici bir ibret levhası olarak değerlendirmeleri gerekirken, aksine, yeni bir intikam için elverişli hissi haz olarak kullanmaktadırlar. O TtRKİYENİN SOSYAL VE EKONOMİK GELİŞMESİ : Gelisen Türkiyenin bölgede Yunanistan aleyhine bozacağı denge, Yunanistanda büyük bir endişe konusudur. Bu endişenln kaynağını iki noktada aramak İânmtiır. 1) Gittikçe artan bir güce sahip olan Türkiyenin Yunanistanı 1460 dakl gibi egemenliği altına alması endişesl, 2) Türkiyenin Megalo tdea tatbikatına mâni olacak bir güç ve kudrete sahip bir hale gelmesl endişesi. Cumhuriyet Türkiyesinin hiçbir toprak ühak emeli taşımadığı şimdiye kadarki tutumu ile sabit olduğuna göre, Yunanblar Türkiye gebşmesmi daha ziyade kendi emperyalizmleri için arzu etmemektedirler. irid tecrfibesine Uâveten İkinci Dünya Harbi furyasmdan kopardıklan adalar, ayrica şimdiye kadar Kıbnsta birkaç adımbk mesafe kat etmiş obnalan hayalperest Ynnanlılan tarihi emellerini tatbika koyma TI"""" 1 ""» yakla?makta olduğu kanısma sevketmiştir. Böyle bir inancın tesbiyledb ki, Yunan halkına Türkiye gelişmeleri tamamen aksi açıdan yansıtıbnakta ve moralin yüksek tutubnasına çabşümaktadır. Türkiyenin sosyal ve iktisadî çöküntü halinde yeni bir hasta adam manzarasında gösterilmesi bugünkü Yunan güdümcülerinin bariz faaUyetleri olarak göze çarpmaktadır. Yunan matbuatını en çok işgal eden konu, Türkiyenin nüfus gücü konusudur. Türkiyenin 1923 nüfusu esas abnarak bazı hesaplar yapılmakta, bugün ancak 1820 milyona erişebildiği, Türk makamlarının verdigi rakamların yanlış olduğu sık sık Yunan basımna konu ohnaktadır. Türkiyenin iktisadî ve sosyal gelişmelerine ait bütün haberler gizlenmeye çabşıbrken aksine Türkiyeden daima kötü haberler verme geleneğine sadakatle riayet edilmektedir. İİİİ !••! •••• •••• B liii • •!• • ••• :::: Düşmanlığın sebepleri unanblarda kökleşmiş balunan tarihsel Türk düşmanhğuun *^irt»w uzak hissî aebepleri vardır. Bunlar: O İSTANBULUN ZAPT1 VE BİZANSIN SON BULMASI: Milâttan sonra 395 yılında ikiye bölünmüş Roma tmparatorluğunun doğu kısmında kurulan Bizans, hakikatte Roma hâküniyetinde Helenistik Yunan kültürünün ve hıristiyan dininin hâkim olduğu Roma devletinin devamı ise de, Yunanblar bunu Helenizmin devamı kabul etmekte ve İstanbula sahip çıkmaktadırlar. tstanbulun, ilk defa Avarlar, buabare EmevUerin kuşatmalarına başan ile karşı koymaları, Yunanblar için ne kadar iftihar edilecek bâdiseler olarak kabul edilmekte ise. 1453 senesinde Fatihin Istanbulu zaptı, Doğu Roma ve Helen medeniyetinin ve sosyal cemiyetlerinin sonunu alması, Yunanblann içlerinde aynı derecede elem kaynağı olarak yerleşmiş kalmıştır. Istanbulun zaptı bir devri kapayıp, yeni bir devir açmakla kalmamış, aynı zamanda 1000 seneden fazla devam eden bir imparatorluğa son vermiştir. Kâh Roma hâkknlyetinde, kâh eski Yunanlı olarak devam eden 2500 seneük bir tarih bu şekilde Avrupa ve Yakın Doğudan silinerek, yerine dinamik Türk îslâtn tmparatorluğu hâkim obnuştur. Istanbulun zaptından sonra dört asra yakın bir zaman Türk hâkimiyetinde kalan Yunanblar, imparatorluğun zaafa uğraması ile cwiinnarak istiklâllerini kazanabilmişlerdir. •••« • ••• • ••• • •*• • •^a • •»• • ••• • İİİİ ••••: •••• •*•• •••• •••• ••*• mmum G Başlanğıç noktası Tstanbulun zaptı Helenizm için son derecede M. önemü bir vakadır. Bu, Yunanbbğın yok olması, Yunan medeniyetinin Türk Selçuk ve İslâm medeniyeti altmda ezilmesi demektir. Bunun içindir ki, Helenistik imparatorluğun torunlan olduklarını iddia eden bugünkü Yunanblar, İstanbula hâlâ sahip çıkmakta ve KONSTANTİNOPOLİS demekte devam etmektedirler. Yunannlarda Türk düşmanbğının başlanğıç ve belki de mihrak noktası budur. Bugün her Yunanbnın kafasına tstanbulun geri abnacağı fikrinin yerleştirihnesi acı tarihi olayın pisikolojik bir intikanu olarak kabul edilmek gerekir. Halbuki Yunan tarihi tetkik edüdiği zaman görülür ki, civarda dinamik kuvvet merkezlerinin kunılduğu devrelerde, Yunan miUtarizmi, hiçbir zaman Yunan hükümranbgmı korumayı başaramamıştır. Yunanblann bu acı bakikat karşısmda, bn gün, Yinninci asrın son yarısında, kendilerini MEGALO İDEA hayaline kaptırarak, milâttan 300 sene evvelki imparatorlugu kunna arzulan, akb başında her Yunanhyı dahi kahkahalarla güldürecek hafifliktedir. O YINANİSTANDA SİYASÎ EMPRESSİONİZM DEVRİ: Doğu Roma İmparatorluğunun bir parçası haline gelen Yunanistan, XV nci Asırda Sırpların ve Venediklilerin, bilâhare Arnavutların, Bulgarların ve diğer tslav kabilelerinin işgal ve istilâsına uğramış, idi. Fakat hepci hıristiyan olan bu milletler Rum Ortodoks kilisesi etkisi altmda kalarak Rumlaşnuşlardır. Bu suretle geçmişte görülmüştürk ki, Rum Ortodoks kilisesi Yunan tarihinde münim bir siyasî fonksiyona sah'ptir. Istanbulun zaptından sonra 1460 da bütün Yunanistan Türklerin eline geçmiş ve tam 370 yıl Türk hâkimiyetinde kalmıştır. Ancak 1829 da bağımsızlığını kazanmış olan Yunanistan doğuda kululmua büjük Türk potansiyelini Yunan kUises) • ••• • «•• • ••• • ••• !••• !>•• u karlar devamb bir şekflde yatırımiara giden fonlan arttınr mı? Başlangıçta şüphesiz yabrımlar bir miktar artar. Fakat önemli olan enflâsyonu devamb olarak başlatmamn imkânsız olmasıdır. Devam eden bir fiyat artışı karşısmda gelecek hak kmnaki belirsizlik bulutu gittikçe kesifleşeceğinden, müteşebbis uzun vadede gelir getiren faaliyet kollannı yaratmaktan veya genişletmekten kaçuıacak, daha çok enflâsyon rizikosuna karşı koruyucu yatırımiara girişecektir. Aynca enflâsyonun kârlan arttırıp ücretleri azaltarak zengini daha zengin fakiri daha fakir yap ması piyasadaki fiilî talepleri lüks mallar lehine değiştirecektir. Lüks mallar talebi ise az gelişmiş ülkelerde yeteri kadar genişleyen bir piyasa niteliğtne kavuşamıyacağından bunlar için önemli bir sanayi yatmmı beklenemez. Kısacası, enflâsyon başlangıcında ücretliler için ortaya çıkan hayırb sonuç (yeni yatırımların yeni işler yaratması) gittikçe körlenecektir. Enflâsyonun devam etmesi, istikrarb bir durum kazanması, ilk fiyat artışlarında sağlam hesaba dayanmadan kurulmuş olan bazı sanayün sürümünü tıkayacağından, bir süro sonra yatınmların azalması bils beldenmelidir. Zenginleşen bir azınlığın istihlâk maddeleri stoku için yaptıklan yatırımlar ise (dayanıklı lüks yatırım mallan, gayrimenkul, v.b.) artmaya ve kaynak çekmeye devam edecektir. Yatırımları arttırır mı? B Enflâsyonun uzun bir süre az çok istikrarlı bir tempo gösterdigi, bu yuzden de fiyat istikranna benzer şartlar yarattığı duruma da örnek olarak İsraeli gös terebiliriz. Bu ülkede, iyi yıl kötü yıl, fiyatlar yüzde 10 civarında bir artış göstermektedir. Yüzde 10 artış bütün sosyal grupların geleceğe ait bağlantı ve hesaplarında az çok yatanlıkla hesaba kattıklan bir unsurdur. Bu şartlar altmda, fiyatlann hiç artmıyacağı (ya da çok az artış veya azalış göstereceği) yolunda bekleyişlerin yaygm olduğu fiyat istikran durumuna yaklaşıbruş demektir. İsraelde gerçek enflâsyon (daha doğrusu enflâsyon başlangıcı tesirleri), fiyaüann yüzde 10 dan hızlı artması veya gerçek depresyon (daha doğrusu enflâsyon sonu) fiyatlann yüzde 10 dan daha yavaş artması halinde söz konusu olabilir. Çeşitli ülkelerde fiyat artışlan ve kalkınma hızı arasındaki münasebet bakımından yapılan araş tırmalar fiyat istikrannın kayboluşunun kalkınma hızını arttırmadığını hatta zayıflatbğını göstermektedir. «Hafif bir enflâsyo Bilinen diğer bir nokta da, flvat artışı icinde olan bir ekonomide herhangi bb sebeple gerçek milli gelirln artmaya başlamasının veya bu artışın hızlanmasiTnn fiyatlardaki artışı yavas lattığıdır. (1) Lâtin American Issues (ed. A. O. Hirschmann), New York 1961. ss. 9799. (2) R. J. Bhaüa, Inflation, Deflation and Economic Development, IMP Staff Papers, Nov. 1960, ss. 101114. TEŞEKKÜR Kıymetli varlığımız YARIN TÜRKİYE'DE DURUM MEUK USKAY'm vefatı dolayısiyle cenaze törenine iştirak edenlere, çelenk gönderenlere, telgraf, mektup, telefonla ve bizzat gelmek suretiyle tâziyette bulunan akraba, dost ve yakınlanmıza ayn ayn teşekküre imkân bulamadığımızdan bu vazifenin iblâğma gazetenizin tavassutunu rica ederiz. LESKAY AİLESİ ^^^^^^^^^^^^^^^^^^ReklSmeıbk5110n57l4 REKOR KIRILDI MİLLÎ PİYANGO'nun rekorunu 55 MILYON^ "DIREKTIONSSEKRETAERIN Bekanntes Handels und Industneunternehmen sucht Sekretaerin, perfekt in deutscher Stenotypie. Lirayı aşarak yine MİLLİ Bedingung: Deutsch als Muttersprache, zusaetzliche Englischkemıtnisse bevomıgt. Schriftliche Bewerbungen mit Lichtbild und Lebenslauf erbeten an: «DirektiPİYANGO kırdı onssekretaerin» P.K. 176 tstanbul. Sonuç Bağlantı kurmak imkânsız : : •••• • ••• • ••• ••*• ukandaki izahatımızla da belirttiğimiz gibi, Yunanb komşulanmız, bugünün realitelerine intibak edememenin basiretsizüği ve kabüiyet•••• sizliği içindedirler. ;•;: Bu acı gerçeği ergeç anlayacaklanndan şüphe • • •; etmemekteyiz. Neticenin kendilerine ne kazandınp, ne kaybettireceğini de tarih gösterecektir. Bize gelince: Komşumuz Yunanistanı politik münasebetlerimizin seviyesi ne olursa olsun, mil ;;; letçe, hakiki ölçüleri ile değerlendirmek mecburi *" yetindeyiz. Son olaylar ise bu konudaki ölçünün sınırlarını vuzuhu İle gostermiş bulunmakta>* r. Dostluklanmızda, güvene müstenit ta ı bir teslimiyetin mahzurlanm acı şekilde anlamış bulunmaktayız. Yunanlüar Ue olan münasebetlerimizde, tarihsel hakikatlann gözönünde tutulması, ||jj milll menfaatlerimizin korunma ve kollanmasında •;:: bize tşık tutacak en Onemli f&ktörler oUcağı kajjjj nısmdayız. ;jj: Y iii; emek oluyor ki enflâsyonun iş hacmini genişletici tesirleri ancak başlangıçta görülen bir olaydır. Daha sonra fij'at artışları sadece devam edeceğinden müteşebbis tahminlerinde normal bir olay olarak hesaba katılacak D 378 lıiıı lira dağıfılacakdr İyiik ikramiye: 1 MİL¥O\ Liradır (Basm 24063/15695) YI1BAŞİNDA Üâncıllk: 549/15706 224,9 ton kireç kaymağı veya 376,5 ton Sodyum Hipoklorit Satın Alınacaktır Camiamız Müessese w Fabrikalarmın 1966 yılı ihtiyaçlan 124,9 ton Kireç Kaymağı veya 376,5 ton Sodyum Hipoklorit, kapab zarfla teklif alma suretile satm alınacaktır. 1 Teklifler 27.12.1965 gOnü aksamma kadar Müessesemiz veya İstanbul Karaköy Şubemiz holündeki abm teklif kutusuna atdmıs olacaktn*. 2 Evsaf ve mfitemmim malumat AL. IV nrrMnden 58renilebilir. S Teklifler arasında şartlanmızla thtlymeımıza «n uygun olanlar terdh ^dileoektir. Dosyar 4301/66 MÜZİK, DANS, GALVANİZLİ SAÇ C91 metro x 2 metro eb'at ve 1 mm. kahnlık (1000x2.000 x 1 m.m.) RUS MALL BİRİNCİ KALİTE, 330 knruf fiyatla saüşa arzedilmiştir. Telefon: 44 25 68 49 73 72 49 81 38. NOT: Bu fiyatlara zarurl nakliye ve mukavele masrafltn üâvesile, resmi müessese «iparişleri de alınu:. RESTORAN'OA SÜMERBANK AI.IM VE SATIM MÜESSESESİ (Basm 24573/15696) ";:!;:::;:İİ:::HÎİÜİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle