12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİKE İKİ 20 Aralık 19G5 CUMHURİYET IANGIRT FACİASI Alp olay taL anjırtı afaelam diye adlandırdığımızsalonlan... aaea : Bütün ynrda sflrstle yayılan, içine gittikçe »1*11 oranda genci çeken oynn •m ••••••••••••n«w| KURAN •• Ikemizin eğitim poüttkası üI I zerlndekl tartışmalar, meslek" sel çevrelerden çıkarak zaman zaman su yiizüne vurur. Şu günlerde böyle bir havanın içerisindeyiz. Saym hocanuz Prof. Dr. îlhan Arsel'in 11 Kasım 1965 günlü Cumhuriyet'te çıkan, hUkümet programına üişkin eğitim polltika sı panoraması, Ecvet GUresln'in «Üniversitelerde İkili öğretim» ve Prof. Kemal Karhan'ın «Acıkta ka lan öğrenciler» adlı yazılan bu türden değinmelerdlr. Ancak anılan yazılar ve benzerlerinin dikkat le incelendjğtnde, yazarlannı bu alana iten etmenlerin gerçek kaynağına inmedikleri, olaylan yüzeyde yakaladıkları biçimde ele aldıkları anlaşılmaktadır. Ünlversite öğretiml UaU mi olsun, Uçlü mü, üniversiteler gec« mi açüsın, gündüz mü, tek ders artıklan Universitelere alınsın mı, alınmasın mı? Türkiye eğitim dUzemnin gerçek sorunlan bıuılar değildir. Bunlar, dipteki, tabandaki sancıların, çatlaklann yüze vuran görüntüleridir. Gerçek sorun daha derinlerde, tabandadır. n iz o kanıdayu ki, cumhuri** yet anayasalannın ve bu anayasalann kaynağı, Atatürk ve 27 Mayıs devrimlerinin getirdiği eğitim politikası, toplumun düşUnce plâmna maledilmemiştir. Ana okulları düzenlenmesi, ilk ve temel eğitim çabası, orta öğretim ve yuksek öğretim sorunlan ayn ayn şeylermiş gibi düşünülmüstür. Bu düzensizlik içinde, birbirini yeren, kötüleyen, aşağılayan uzun yülar gelip geçmiştir... İlki, ortası ve yükseği ile, birbirini tnnnm. laması, birbirini etkilemesi (olumlu yönde) ve oluşturması gereken örgün eğitim düzenimiz, bugün bile birinin yaptığını ötekinin dağıttığı çelişmelerle doludur. Türkiye eğitim politikasının plânlanması ve devrimei anayasa düzeni içinde oluşturulması, cumhuriyetin 43. yıunı yaşadığunız şu günde bile, 3. ve 4. dereceden yetkisiz, beceriksiz klmselerin ellndedlr. Bugün hâlâ çoğu yetkilUerimiz, eğitim deyince, eski hafız mektebi düzenini ansımakta ve 29 harfi çatabilenin eğitilmlş olduğu karusını taşımakta, başka bir böluk yetkiiaerimiz de, eğitimde oluşum ve dönüşümleri, başka ulus ya da toplumlann eğitim çabalarından, hattâ programlanndan esinlenma olarak ele almakta, ulusal biçimde bir buluş gerçek oluşum olarak benlmsemekte gUçlUkler çıkarmak tadırlar. Yönetim görevlilerinden çoğunun eski medrese düzeninde yetişmiş, geıi kalanlanmn da bölmeli bir eğitim örgtltU İçinde okumuş olmalan, eğitim alammızın başlıca talihsizliklerimizden birini teşkil etmektedir. Büyük Atatürkün getirdiği «öğretim BirUği (Tev hidi Tedrisat) ilkesi, esefle söylemek gerekirse, yanlış vorumlanmıs ve yanlış anlaşılmıştır. Sözümona ulema öğretim birliği düzeni içinde, dinsel medrese eğitiminin kaldınldığmı, ister istemez kabullenir. ken, ana okulundan Universiteye iımnan düzenin, bölünmezliği ve bUtunlügü ükesini akıl edememiştir. Ana okulundan Universiteye, birbirini tamamlıyan ve oluşturan, halka dönük, dönüşümcü bir örgün eğitim düzeninin hasreti içindeyiz bugün. tlkögretim Müfettişi ÇORUM T.H.G.T. Genel Baskanı Bu aalonlarda par» ile oynanan çeşitli maç ye oynn masalan var: Tilt, ikramiyeli vinçler, mü«ik dolaplan, el topo masalan (langırt)... Çoeuklar ve gençler harçlıklannm, veya kazar.çlannın büyfik bir kısmını bn falonlarda bırakıyorlar. tstelik saghklarını bozuyorlar. Kötfl alışkanlıklar ediniyorlar. Egitim çağında denlerinden ve topInm meselelerinden nzakta kabyorlar. tyi vatandaş olma darnmnndan hergün biraz daha uzaklaşıyorlar. Toplnm bn çocuklan gençleri kazanacak ve yararlanacak yerde, her gün biraz daha kaybediyor. Bnnlar toplnma bir çey kazandırmak föyle dursun, zararlı nnsnrlar baline geliyorlar... öyleyse bn salonlann açılmasına nasıl izin reriliyor? Kazançlı olan kim? Kazançlı olan yalnıı bn salonlann sahipleri ve bn Işin ticaretlnl yapan kişiler. Yanl, belirli bir grupun kazancı lçin, bem de gayrimeşru kazaneı için, bir nlnsnn gençligi feda ediliyor. Toplumon çıkmazlara sürüklenmesine gö* ynmnlnyor. Olayı incelemekle görevlendlrilen TJH.G.T. Dokümantasyon Komisyonn fiyelerinin aylar sttren çalışmalan sonnnda 500 çocnk ile gence ve 50 aileye yöneltilen anketln tasnifiyle elde edilen rapor biıe bn sonuçlan vermektedir. Için çok genç yaşta çalısmak zornnda kalanlar da var. Salonlara giden çalışan gençliğin a/ı76 aı, 12 ilâ 20 yaşlan arasında. Ve bütön bir lş günfl alın teri döküp, yornlnp kazandıklan ve o kadar fazla ihtiyaçlan olan kazançlannın büyük bir kısmını bn salonlarda bırakıyorlar. Belkl gıdalanndan kesiyorlar, saglık sartlan bosnk meskenlerde yaşıyorlar. Bn oynn salonlannda Tflrk gençllglnin tleareti yapılıyor. Gençler bn salonlarda harçlıklarını, kazançlannı, sağlıklarını, eğitim imkânlarını, ahlâklarını kaybediyorlar. Çeşitli kötü alışkanlıklar ediniyorlar. Hnknk ve devlet kavramlarını, toplnma yararlı olma duygulannı, iyi vatandas olma niteliklerinl yavaş yavaş yitiriyorlar. Toplnmla, toplnmsal sorunlarla bütün ilişkileri yok oluyor. EGITIM SORUNUMUZ w için de uzülmekten kendimizi al*mıyomz. Sanki Anayasada, liseyi bitiren bütün öğrencilerin behemehal Universiteye almmalanna Hişkin bir hüküm varmış gibi smavlara girenlerin tümünün universiteye alınmalan için, başta basm olmak üzere çeşitli kurumlarm genis mü samaha göstermesi karşısında, bunlarm baskısı altında kalan ilgüiler, öğrencüeri fakültelere rararh olaeak bir biçimde adeta lstif etmekten başka çıkar bir yol bulamadılar. Döyle bir takım spekülasyonD lara girişmekle problemin çözümleneceğini sananlar aldanırlar. Çünkü bu gibi davranışlar, üniversite öğreniminin ciddiyetini kaybetmesinden, kalitenin düşmesinden başka bir sonuç sağlıyamaz. Eğitim sornnumnzun olnmln bir biçimde çözümlenmesi, bu konnda izlenecek politikaya bağlıdır. Bir bütün olarak eğitim poütikamızm Ivedüikle bilimsel ve rasyonel esaslara bağlanmasmın ve bu bağm istikrarlı ohnasmm zamanı gehnistir. Yapılan bütün uyarmalara rağmen bu sorun ciddiyetle ele alınmaz ve yapılacak cabalar sürekli olmazsa ileride meydana gelecek buhranlann ve istenilmiyen sonnç ların Türk Ulusn karsısmda tek sorumlusu her halde çağmuzm poIitikaeüan olacaktır. Hnknk Fakültesl Öğreneisi esas olan, «vatandaşm doğrn bir görüşe ulaşmasına yardım etmek» düşüncesi takdire şayan. Ancak hal bilmediği Türkiyede bir gazete ma kalesi sınırlan içerisinde bu konuda ne dereceye kadar yararlı olunabilir?.. Halkm cahllliği ve inanç lan politikacılar tarafmdan sömürüldüğü, fikirlerden korkulduğu, halkm uyanlmasmın istenmediği, bu yüzden olur olmaz kitapların ve piyeslerin yasaklandığı daha uzun süre» Ortanm solu, Moskova yolu» sloganı yürürlükte kalaeaktır. Yazar, sosyal adalet ve bunu sağ lıyacağını iddia eden ekonomik sis temler hakkmda bilgi veren incele mesinde sosyal adaletin en güzel ve sade tanınunı veriyor. «Sosyal adalet, her vatandaşa asgar! hısan ca yaşama hakkı sağlamak demektirj» Gerçekten bütün mesele insan ca yaşama çizgisinin altında bulu nanlan en az bu çizgi seviyesine çıkarmaktır. Yoksa çoğu kimselerin maksatlı olarak ortaya atrığı mullak eşitlik değildir. Bu çizgi üstünde herkes kabiliyetine göre ulaşabildiği yerde bulunabilir. lriTniTin çoğunun okuma, yazma • Millî Kurtuluş Savaşlan | Kimler, niçin ve nasıl? karşısında, insanm aklına ister istemez lsin içinde yabaneılann, düşmanlann parmağını aramak geliyor. Aeaba bn salonlar az gelişmiş bir ülkeyi nyutap soymaya devam etmek, bir nlnsn çıkmazlara soknp yok etmek için yabaneılann eseri ml? Bn oynn salonlan, eskiden Çin halkını nynştnrnp sömürmek lçin knllanılan afyonnn, modern şekli mi? Tenl sömurgeciligin kaçınılmaz araeı mı?tşte, gençlik knrnlnşlannın ileriel, toplnmen ve devrimei atılımlarından telâşa kapılıp «Gençlik nereye gidiyor?» diye soranlar» «TÜRKİTK MİLLİ GENÇLtK TEŞKÎLÂTI» nm vereeeği c«vaplar bnnlardır. Görüldügfi gibl, anketin ortaya koydngn kesin sonnç şn: Bu salonlarda ticareti yapılan ve harcanan Türkiyenin geleceğidir. öyleyse, bn salonlann Türkiyede açılmasına yetkililer, aornmlnlar nasıl izin veriyorlar? Bn faciayı önlemek üzere gerekli tedbirleri niçin altnıyorlar? Bn sornlann eevaplan yok. ütün gerçekler bn saB lonlanbnkimler, niçinortada dnrnrken, dnrnm ve nasıl açtırtıyor? Toplnmda bn kadar büyük tahribat yapan bn Korkunç gerçek nketin ortaya koydufcu ilk korknnç gerçek yüzde küçük olanlar. Oysa bn salonlara 18 yaşından küçük olanlann girmeleri kannnen yasak. Bütün salonlann dnvarlannda bn yasaçı gösteren yazılar kontnuş. Demek ki, bn salonlara 18 yaşından küçük olanlann girmemesl gerektifini, belediye ve sabıta biliyor, salon sahipleri biliyor, eocnklar biHyor... Demek ki, çocnk veya genç daha bn salonlara girer girmez, filkemizde hnknk knrallannm nygulanmadığını ögreniyor. Aynca kannnn ihlâl etmenin mümkün oldnğnnu görüyor. Bn olay, çocnklarımızın ve gençlerimizin oynn salonlannda nasıl bir sihniyetle yetiştiklerini göstermesi bakımından, bir başka olaya bağlanıyor: Salonlara devam eden gençlerin yüzde 36,3 ü, böyle bir salona sabip olmak istiyor. Bnnlann •/İ79.2 si cNiçin?> sornsnna, «Çünkü kazancı lyi» eevabını veriyor. Böylece gençler, toplnm yaranna olup olmadığım düşünmeden, devletin kannnlannı ihlâl ederek, gayrimeşru yollardan rabat ve bol para kazanmanın psikolojisini ediniyorlar bn salonlarda... Bnnnn hiç bir tehlikesi ve sakıneası olmadıgım kendl yaşantılanndan öğreniyorlar. îşte böylece, kannnlan ve tpplnmon menfaatlerini biçe sayarak, rahat ve bol para kazanmanın İlk psikolojik efitiml salonlarda yapılıyor. D5vi» kaçakçıhklannın, rüşvetin, sniistimallerin, rahat ve bol para kazanmak lçin vatanı yabancılara gatmanın ilk tohnmlan bnralarda atıltyor. A şu. Oynn »alonlanna gidenlerden 41.1 i (yanl yanya yakını) 18 yaşından Aydınlara düşen görev ünakaşa konusu olan, söz konusu çizginin altında bulunan lann üstünde ve üzerindekiler le Jayaslanamıyacak kadar çok olduğu ülkemizde bu durumun nasıl sağlanabileceğidir. Yazarm kar ma ekonoml ile ağır fakat emin bir kalkınmayı tercih ettiği anlaşı hyor. Şunu belirtmek gerek kL iki üç sistem dışında diğerleri değişik oranlarda birer karma ekonomidir. Sayın Koçaş'ın sematik ola rak gösterdiği gibi, her şeyin devlet eliyle yapıldığı sosyalizmin, ko münizm dışuıda tabii, tatbikatına rastlamak mümkün değildir. Bence demokratik sosyalizmle komünizm arasında en ayıncı unsur rejimdir. Süratle sanayileşmek zorunda olan Türkiye'de yurt sorunlanna eğilen çoğu kişiler, demokratik sosyalizm üzerinde birleşiyorlar. Fakat bugünkü şartlar altmda antisosyalistlere karsı sosyalizmi sa vunanlar ister İstemez komünistler le aynı paralelde görünüyor ve gös teriliyorlar. Bu durumda demokratik sosyalizmin başan kazanması * ve benimsenmesi güçtür. Üzerinde 5 öncmle durulması, çözüm yollarınm araştınlması gereken problem , budur Türkiye Içra. Aydmlann mutlaka bu konuya eğilmeleri gerekir. M Ertan URUNGA Sonuç r n m * p r ı p "nm yaptığı inceleme gösteX ! • J . ^ J T 1. riyor ki, «Gençlik nereye gidiyor?» diye soranlar, asıl egilmeleri gereken konnlara egilmiyorlar. Toplum bayatı içinde kaderlerine terkedilmiş milyonlarca gencin eğitimleri, kötü alıskanlıklar kazanmaları, sağlıklarını kaybetmeleri, toplnm için zararlı unsurlar haline gelmeleri onlann nmnmnda bile değil. Onlar asluıda yalnız kendi rahatlannı ve çıkarlannı düşünüyorlar. Gençlik knralaslanmn atılımlarından endişeye ve telâşa kapılmalan bn yüzden. Çünkü, gençlik knrnlnşlan, yannın mntln Türkiyesi ve Türk nlnsnnnn geleceği adına, bütün, toplnmsal sornnlara ve dertlere çare bnlnnmasını, tedbirler alınmasını, yanl bn çünkü toplnm düzeninde gerekli değisikliklerin yapılmasını istiyorlar. Oysa, onlann kişlsel çıkarlan ve rahatlan bngünkü düzenin bütün aksak ve kötü taraflariyle birlikteoldnğn gibt devam etmesim bağlı. Telâsfaın lste bnndan... Bn son sSylediklerimiz bir iddla. Langırt faciası ve bütün olnp bitenlet> karşısında blzim iddiamız... Şimdt bütün yetkililere ve sornmlnlara bn iddianın aksini ispat etmek düşüyor. Tflrk gençligine ve Türk nlnsnnnn geleceğine Snem verildigini ispatlamak üzere, Langırt Faeiasına derbal son vermek, ber kesimiyle Türk gençliginin sornnlan üzerine eğilmek, oknl dışı eğitimi bütün ynrtta geliştirmek, ve bnnnn için de işe GENÇLÎK VE KÜLTÜR EVLERt ile başlamak... Gençlik ve kültür evlerini gerçeklestlrecek projeler Türklye Milli Gençlik Teskilâtında vardır. Ve, bn konnds kendisine düsen her görevi yapmaya bazırdır. Fikir suçu ayın Nadir Nadi'nin 3. Aralık. 1965 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Fikir Suçu> isimli ya zısını dikkatle okudum. Saym yazar bizdeki fikir özgürlüğünün kı sıtlanmış bulunduğunu, bu durumun ise, mânevi bir suç olduğunu belirtiyor. Sajin yazann fikirlerine aynen katılıyorum. söylenenle re benim de ilâve edeceklerim var. Şöyle ki: Demokratik idareyi, otokratik ve teokrauk idarelerden ayıran tarafı fikir özgürlüğünün mevcut olma sıdır. tnsanhğın yükselmesi, mede ni olması da tenkit esasına dayanır. Demokratik idarede de tenkit fazlasıyle vardır. Artık klâsik eğitim devrini tamamlamu, yerini aktif eğitime terk etmiîür. Bu eğitimde kişinin değil, toplumun özgürlüğü esactır. Tek (ahi5 yerini artık kişilere terk etmiştir. Kisilerin fikirlerinde de tenkit esaa kabul edilir. Eğitimtmiz bu yönde, Anayasamız bu yönde hazırlandığına göre, bazı aksaklıkla rın kısa zamanda düzeltilmesi, top lumumuz yarannadır. S Sa 100 derecede kaynar. Demiri ısıttığunız zaman genisler. Bu • bilim kanunlanm lâboratuvarlarda gerçekleştirdiğimiz denemelerle • anlanz. Demiri ısıtınz, genisler. Bir daha, bir daha, bir daha ısıüra. • Türkiyede, Fransada, Rusyada, Amerikada demir ısıtüdığı zaman ge • nişler. Ve sonunda elimize kalemi ahr, kanunu yazanz: J Demir ısıtüdığı zaman genisler. S Sosyal' olaylarda elimizde aynı imkânlar yoktur. Ve sosyal olay ; lan istediğimiz anda tecrübe edeceğimiz büyük lâboratuvarlar yok J tur. Sosyal bilimlerde gerçekleri araştınp kanunlara varmak daha J başka metodlarla çalışma ister. Bu bakundan tarih, içinde vaktiyle S çeşitli denemeler yapılmış bir büyük lâboratuvar gibi kullanüır. S Millî kurtuluş savaşlannın kanunlanm da işte bu büyük Iâbora S tuvarda araştırmak, incelemek, keşfetmek mümkündür. Yirminci ! yüzyü millî kurtuluşlann çağıdır. Devrimlerin, ihtilâllerin, Bzgürlük • rüzgârlarnun millet gerçeği içinde çözümlendiği çağdır yirminci yüz • yü... Bütün bn davranışlann ortak noktalarını tarafsız bir gözle ln • celemek, bize içinde yaşadığunız devrin anlatnını da verecektir. Ata • türkün deyişiyle mazlum milletlerin zalimlerin elinden kurtıılmam • zincirleme kurtuluş savaşlan sayesinde gerçekleşmiştir. • Mazlum milletlerin ilk kurtuluş savaşını Atatürkün önderliğinde S Türkiye vermiştir. Hindistan, Cezayir, Mısır, Küba, Kongo, Tunus, 5 Vietnam ve bugün kimi devam eden kimi zafere ulaşmış nice kurtnluş • savaşı nice milleti kendi insanuk ve kültür şerefleri içinde yaşamak • yoluna götürmektedir. • Bu kurtuluş savaşlannın ortak yanlan nelerdir? J| 1 Bütün kurtuluş savaşlan az gelişmiş milletlerin gelişmiş top i lumlara karşı verdikleri savaşlardır. • 2 Bütün bu kurtuluş savaşlan mflll kuvvetlerin kapitalist ül S kelere karşı yaptüUan mücadeledir. S 3 Bütün bu kurtuluş savaşlan yalnız kapitalist devletlera karsı • da değildir. Kapitalistler eliyle beslenen bir kukla ve satüık hükümet • kurtuluş savaşçılanmn karşısına dikilmiştir. • 4 Bütün bu kurtuluş savaşlan başta Sovyetler olmak uzere S komünist ve sosyalist devletler tarafından desteklenmiştir. S Bu dört gerçeği destekliyecek çok geniş yardnncı kamtlar da var İ dır. Geniş bir bilimsel inceleme adına kurtnluş savaşlan denilen yir S minci yüzyü Oıtilâllerinin «Madenler ısıtüdığı zaman genişlerler» ka S nunu kadar kesin ve köşeli gerçekler taşıdığını gösterecektir. ! Milli kurtuluş savaşlarının kapitalistlere karşı açüması ve ko • münistlerce desteklenmesi, hoşumuza gitain gitmesin bir olgudur. Bu • olgu, yeryüzünün gelecekteki çehresini de bugünden çizmektedir. • Milli kurtuluş savaşlannm önüne geçflemes. Mazlum mflletler mn J hakkak zafere ulaşacaklar ve insan gibi şerefle yaşamak yollanm bu S lacaklardır. J Türkiye işte yirmi yüdanberi müll kurtuluş savaşlannm karşı • smda ve kapitalist emperyalizmin yamndadır. Bu davranışunrzm ge • rekçesini de şöyle açıklıyoruz: • Çünkü onlan komünistler destekliyorlar... S Oysa bu mantıkla kendi kurtuluş savaşımıza da karşı çüanahy S dık. Biz Atatürkün ü'dertiğinde İstiklâl Harbini sürdürürken Sov S yetlerin desteğini ve yardımmı gördük, kabul ettik. Vietnam için, S Cezayir için, Mısır için aynı durum mevcuttur. Bundan sonra geli S şecek kurtuluş savaşlannı da gene komünistler destekliyeceklerdir. • Çünkü bu tutumun temelinde bir bilimsel gerekçe vardır: Her milli • kurtuluş savaşı sonunda kapitalistler bir açık pazar kaybetmek teh • likesini görüyorlar. KomünisUerin plânlı ekonomisinde böyle bir • pazar ihtirası ve zorunluğu yoktur. • Milli kurtuluş savaslannın tarihl, iktisadl, sosyal nedenlerini S açıkça ortaya koymadan bugünkü dünyada ne yerimizi bubnaya, ne S de iç ve dış politikamızı oturtmaya imkân vardır. Tarihini bilmiyen S millet, kendini de bilmez. Biz devletimizin kuruluş tarihini bilmiyo S nız daha. Çünkü millî kurtuluş savaşlannm aniammı bilmiyoruz. Ve S demek ki Atatürk ihtilâlinin anlamını bilmiyoruz. S Dünya gerçeklerine yabancüaşmış bir Türkiye bunun içindlr kt S dış politikada büyük yenilgilere uğramaktadır. Bir Papaz Makarios S çağımmn gerçeklerini daha iyi değerlendirdiği için Birleşmiş Mfl S letlerde bize karşı zafer kazandı. Biz ise Amcrika karşısında bir açık S pazanz, ama çağımızın fikirlerine kapalıyız. Bunun cezasını da yalnız S kendimiz ödemiyonız. Sınır dışındaki soydaşlarunıza da ödeüyoruz, S ve gelecek kuşaklarunıza da ödeteceğiz. 'S Diğer netfce/er G ençlerin bn korknnç yetişme tam yanında, ankçtin ortaya koydngn başka gerçekler de ELEMAN ARANIYOR Tuncer ÜNEY Memnr • Ankara 0 Aynı konuda M. Askeri TEKStN, Turan SÜRÜCÜ ve Sıtkı UĞURLU adlı okuyuculanmızdan mektup almış bulunuyoruz. Turan Sürücü Sadi Koçaş'ın yazılannı he yecan ve ibretle okuduğunu belirttikten sonra «Bazı safsatanlar bu yazılar karşısında demoralize ol muşlardn» demektedir. Ankara Iktisadî ve Tîcarl îlimler Akademisi öğreneisi M. Askeri Teksin ise, Koçaş'm «iktisadl re}im ne olursa olsun sosyal adaletin sağlanması mümkündür» fikrine karşı olduğunu belirtmekte ve yazı sını şöyle bitirmektedir: « Sosyal adalet, menfaat slsteml olan kapitalist sistemle değil, sosyalist bir iktisadi sistemle sağlana bilrr^ 9 Sıtkı Uğurlu: da Koçaş'ın «Tatbiki Komünizm» başlıklı yazısına değinerek «Halkı komünist propagandası yapan antikomünistlere karşı uyanık olmaya» çağırmakta ve şöyle demektedir. «Çoğu politikacılanmız 10 ekim öncesi nutuk meydanlannda çiğne dikleri komünist lokmasmı toplumun bueylerine yutturmaya çalış tılar. Bütün bu çalısmalann iktidar koltuğunu elde etmek lçin yapıldığmdan, hiç kimsenin şüphesi yoktur. Yapılan bütün bu çabalar seçim arifesinde bir dereceye kadar hoş görülebilir. Fakat aynı çat Iak sesler 19 ekim sonrası Parlâmento çalışmalarmda duyulmaya başlandığı zaman doğrusu çok yadırgadık. Çünkü: Bu konuda çaba gösteren kisilerin bir kısmı ne yap tıklannı bilmeyecek kadar zavallı dırlar. Fakat bunlarm içinde kasıtlı çaba gösterenlerin de var oldu ğunu unutmayalun. Komünist pro pagandası yapan antikomünistlere karsı uyanık bnlunalım.» Salonlara devam edenlerin yüzde 45,2 si orta oknl ve lise öğreneisi. Salona ber gün gelenlerin oranı ise ••74,6. Yedi yıldan fazla bir zamandanberi bn salonlara devam edenler var. Salona ber gün gelen gençler saatlerce bnralarda kalıyorlar. Acaba Sgrenimdeki artan başansızlık nedenlerinln Içinde bn oynn salonlaruun büyük payı yok mn?. Salonlara devam edenler yalnız ögrenci gençlik değil. Bnnların yanında, maddî güçlükler ve irakSnsızlıklar yüzünden öğrenimlerine devam cdemiyen, kendisini veya ailesini geçindinnek Mükremin TEKİN Sorunlanmız ve gerçekler Öğretmen Sakarya Büyük bir suıai müessesesi için işletmecilik ve iktisat nosyonu da olan makina mühendisi ile iyi Ingilizce bilen kapasiteli bir sekreter aranmaktadu. 7azılı müracaatların bir fotoğraf eklenerek PJC 352 Beyoğlu adresine yapdması rica olunur. Reklâmcıhk 5048/15597 KARŞIYII S AFFA BİZ DE Mehmet DOĞAN Araklı Sorgu Hâkiml S AliDÜNDAR on yıllarda arka arkaya çıkanlan af kanunlarının, geçmişin yaralannı sarmaktan ziyade memleketin başına yeni yeni yaralar açtığı inkâr kabnl etmiyen bir gerçektir. Bir tatbikatçı olarak, bnnun dognrdngn telâfisi mümkün olmıyan facialann her gün bir baska çeşidi ile karşılaşmak, mesleğe olan bağınuzm gevşemesine vc körü körüne tatbikçi olmanın nefretine sürüklemektedir. Bir kaç gün önce işlenen bir cinayetin (aili, «nasıl olsa yakında af çıkacak» düşüncesiyle bn snçn islediğini itiraf ettiği gibi, safiyetle müracaat eden bir başka şahsın. «Hâkim bey, yakında af çıkıyormuş, babanıın kaatîhnı sahnarak karşımda gezerken elimden bir kaza çıkacağından korkuyorum, ne yapayım?» diyerek yakınması, bizl daba çok affa karsı çıkarmafctadır. Af Kannnn söylentileri ile suç işleyenlerin çoğaldığv işlenen suçlann tâkibinin geciktlrildiği, açılan dâvanın neticelenmemesi için mümkün mertebe savsaklandığı, verilen hükmün infazının geri bırakılması için başvurnlan hnsnslar, adlî mekanizmanın çalışma düzenini sık sık sekteye nğratmaktadır. Hükümlü, iyi niyetli de olsa, infan geciktirmek için firara tevessül etmekte ve zabıtanın görevi normalin çok üstflne çıkmaktadır. dilmiş, dövülmüş, söfülmüş bir kimsenin hak ve hnknknnn gözetmek, sarsılan, yitirilen can, mal, ırz ve namnsnnnn diyetini karşılamak hakkı devletin iradesine bırakıldıgına göre, devletin bn hakkı ancak mağdnrnn carar ve ziyanını karşılayıp hırs ve elemini telâfi eylemesl halinde mümkün olması Icap ederdi. Babamın kaatilinl. malımın bırsızını, namnsnmnn düşmamnı ancak ben affedebilirim. Devlet, hotbehot benim namıma nasıl böyle bir yola başvnrabilir?. ık sık başvnrnlan af kannnlarının vazında güdülen asıl gayenin ne oldngn belli değildir. Gerekçeler maksadı izahtan nzaktır. YürürIük tarihlerine bakılacak olnrsa, bir mnzafferiyetin mükâfatları oldngn kolayca görülmektedir. Milletçe benimsenip Szlenilmeden çıkanlan af, bazı iyi niyetli suçlnlar tarafından dahi tasvip görmemektedir. Henüz birinin tatbiki sonnçlanmadan bir yenisinin bnna eklenmesi, halkın devlet otoritesi ve adalete olan inaneını sarsmaktadır. Islah olmadan salıverilen snçlnnun sımararak k5tü bir kimse hüviyetine bürünmesinde, hak ve hnknknnnn gözetilmemesi sebebiyle tahrike kapılıp snçln dnrnmnna düşen mağdnrnn fiilinde, en az onlar kadar, devlet yöneticilerl de sornmlndnr. Universiteye saygı Aralık taribii Cumhuriyet'te Prof. Dr. Saym Ali Rızs Berken'in «Üniversiteler ve ögrenci problemi» kcinusundaki yazısının tümüne hak vermek elden gelmiyor. Gerçekten bu yü da Universitelere girmek istiyen ögrenci sayısınm, ayrüan kontenjanı aşacağı önceden bilindiği halde; bir büyücünün gelip, sihirli değneğiyle problemi kökunden balledeceği sanlımış olmalı ki, hiç bir tedbir alınmadı ve pek doğal olarak, ulus ça bugünkü üzücü duruma düştük. Durum gerçekten acıklı. Önceleri yalnız açıkta kalan öğrenciler için üzülürken, şimdi takültelere gelişi güzel ögrenci alınmasının ileride yaratacağı kötü sonuçlar ayın Sadi Koçaş'ın Sorunlanmız ve Gerçekler başlığı altuıda yayuılanan yazı dizisi ülkemizde popüler hale gelen bir konu üzerinde tarafsız kaleme alınmış incelemelerden birisi. Sosyalizmi sa vunan her kişinin istisnasız komünist diye itham edildiği ve herkesin kendi yönünden halkı kandırmaya çalıştığı bir ortamda yazann bilhassa incelemesini hazırlamasına I Senai Olgaç YargıUy üy««l Haydar Köymen Avukat Kazaî ve İlmî İçtihatlarla Türk İcra ve İflâs Kanunu 2. Baskı • 2 cilt bir arada Lüks cilt • 1600 sayfa • 75 TL. Bütün değisiklikleriyle kanunun mukayeseli metni • Ta k sarıda, Millet Meclisi Adalet Komisyonu raporu İle C. Senatosu Adalet ve Anayasa Komisyonu raporlarında yer alan gerekçeler • İlml izahlar • Yargıtay içt. Bir. kararları ile emsfll içtlhatlar (3062 adet) • icra iflâsla ilgill 69 adet kanunun hükümleri • örnekleri ile blrlikte slstematlk yönetmellk • Bibliyoğrafyalar • Fihristler lamall Akgün MUesseselerl HAK KİTABEVİ Ankara Caddasl Ne. 4 Istanbul Talefon ı 22 09 08 İlâncıhk: 475/15593 VEFAT Dul Bayan Meline Heklmyan, Bay ve Bayan Jozef Bişar v« evlâtları Reni ve Arl, Bay ve Bayan Adom Yepremyan sevgill tfi ve akrabaları 1 S • ••• •••• •••• •••• •••• vefat etüğini teessürle bUdirirler. Cenaze merasiml (Bugünkü) pazartesi 20 Aralık 1965 saat İS de Beyoğlu Balıkpazarı Üç Horan Ermenl külsesinde iera olunacaktır. l?bu llân davetiy* yerine kalmdir. Taziyet ziyaretlerinden imtina edilmesl rica olunur. Cenaze İ?leri ServİJİ BECİDYAN Tel: U 12 29 48 09 98 tlâncılık: 473 15594 BAY MtHRAN HEKİMYAN'ın E VET DEĞERLI OKUYUCULAR Görülmemiş rekor. MİLLÎ PİYANGO •••• ftaaa «••• •••• •••• • ••• >«•• Hukukun umumî prensıplerine aykırı ormal düzeni bozan suçluyn cezalandırmak i bakkı münhasıran devletin eline terkedilmiş ve ihkakı hak yasaklanıp cezaî müeyyideye baglanmış olmakla, vatandaşın canına, malına, ve namnsnna vâki tecavüzün meydana getirdiği maddi ve mânevî zararuı telâfisi devletten beklenmektedir. Milletin temsilcisi olarak B.MJtt. nin zaman zaman bn tabiî haktan tek taraflı olarak ferağat etmesi, velevki yetki Anayasadan gelse bile, hnkuknn nmıunî prensiplerine aykındn. Adaletsizlik aşikârdır. Münbasıran kamnnun menlaatlerının lhlalı hariç, işlenen ber snçnn bir de mağduru mevcnttnr. Affediüp memnun edilen her sanı|a karşı en anndan bir magdnr eezaya Iâyık görülmektedir. Babası veya evlâdı Sldürülmüs, mah faspe Sonuç YAPI ve KREDİ BANKAŞ1 **•• • ••• • ••• • ••• •••a •••• • ••• •••• •••• Yılbaşında teh fırsatîır. R ahmetli Mahmut Esat Bozkurt, Cumhuriyet Savcılarına: «Meriç kıyılannda çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuz da bu vatanda yaşayanların uğrayacağı en ufak bir haksızlıktan. hattâ Bingöl dağlarımn ıssız kuytulannda nafakalarmı bekleyen öksüzlerin göz yaşlarından siz mesulsünüz» der. Savcılarla beraber hâkimler ve bütün hnknk tatbikçileri, evlâdı katledilen analar, babalan öldürülen yetimler, mah yağma edilen mağdurlar, kuvvetlinin ynmruğunan izini snratmda taşıyan, tahkir olnnan ırz ve namusnna sataşılan zavalblar bizden adalet beklemektedirler. Onlann acılarını dindirecek yerde, bir kat daha artmasına sebep olaeak kannnnn yapıcılarını nyarmak bizim vazifemizdir. Kannnnn kBrfl kBrfine tatbiki hnknkçnlnk sayılamaz. Benlmsenmeden verilen hüküm kannni olsa dahl, adlî degtldir. rCöltiir ve sanat hizmetlerinden ı Topkapı Sarayı Muzesi Sırma Işlemeler Sergisinden sonra ilk defa 55 MİLYON aşıldı. (Basm 24063/15601) Türkîslâm Escrlcri Müzcsi • ••• • ••• »mrnrn Selçuk Halılan Desenleri Sergisi Pazardan başka her g ü n saat 9 1 9 arası 15 Aralık 1965 • 8 Ocak 1966 SAR1KAMIŞ ASKERÎ SAT. AL. KOMİSYONVNDAN: Sankamıs garnizonu ihtiyaeı için kapah zarf usulO Ue (10) ton tahin satınalmacaktır Muhammen bedeli (75.000) Ura olup geçid teminatı (5.000) liradrr. İhalesi 3 ocak 1966 pazarted günü saat 11.00 dedir Şartnamesi Ankara, Istanbul Levazıro Âmirliklerinde ve Komisyonumuzda görülür. "ncaret belgeleri kapalı zarfa konulacaktır. Teklif mektuplan ihaleden bir aaat önce kabul edilir. ŞOTl/lBMt (Basm 2225 23807/15605) NOT: Gazetemize gönderîlen yazılar yayınlansın veya yayıniade edilmez. Galatasaraydaki Yapı ve Kredl Bankası binasımn San'at Galerisinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle